Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  23 Şubat 2008 (12:41), Konuya Son Cevap : 28 Temmuz 2023 (20:55). Konuya 9 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 23 Şubat 2008, 12:41   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:114
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hz.Hüseyinden Sözler

Hz.Hüseyinden Sözler

HZ. HÜSEYİN'DEN HİKMET DOLU SÖZLER
Hiç şüphesiz din büyüklerimiz sadece onlardan söz edip, övmemiz, onları kutsamamız, onlar için ağlamamız ve onları sevmemiz için yaşamamışlardır. Bunlar kendi yerinde gerekli ve güzeldir fakat asla yeterli değildir. Onların yaşamının en büyük hikmet ve hedefi insanları cehalet karanlıklarından kurtarıp iman ve hidayet aydınlığına çıkarmaktır. Kerbela.net olarak Kerbela olayı ve Hz. Hüseyin’i (a.s.) anma ve anlatmada bunu hep göz önünde tuttuk.
Dünü bugünümüze ışık tutsun diye okumalı ve din büyüklerimizi bize örnek olsunlar, söz ve fiilleriyle bize yol göstersinler diye anmalıyız.
Bu anlamda Hz. Hüseyin’i anmak İlahî aşkı, kulluğu, cihadı, namazı, emri bil marufu, nehyi münkeri, fedakârlığı, insan sevgisini… anmaktır.
Hz. Hüseyin’in bütün yaşamı ve Kerbelası örnek bir insanın hayat tarzını bize öğrettiği gibi sözleri de aklımızı, düşüncemizi ve gönül dünyamızı aydınlatmaktadır.
İki cihan sultanı efendimiz ne güzel buyurmuş: “Hüseyin hidayet meşalesi ve kurtuluş gemisidir.”
İşte o yüce insanın insanlığı aydınlatan nurlu sözlerinden küçük bir demeti siz aziz okuyucularımıza sunuyoruz:

1- Allah’ı öfkelendirmekle halkın rızasını kazanmak isteyen bir kavim, kurtuluşa erememiştir.

2- Kıyamet günü, yalnız dünyada Allah’tan korkan kimse emniyette olabilir.

3- Ey insanlar! Resulullah (s) buyurmuştur ki: “Kim, Allah’ın haramını helal bilen, ahdini bozan, Resulünün sünnetine muhalif olan, kulları arasında günah ve zulüm yapan zalim bir yönetici görür de fiil ve sözüyle ona karşı çıkmazsa, Allah-u Teala onu da, o zalim yöneticiyi sokacağı yere (cehenneme) sokar.’’

4- Allah’a isyan ederek bir şeye ulaşmak isteyen kimse, umduğundan uzaklaşarak korktuğu şeye yaklaşır.

5- Hak üzere amel edilmediğini ve batıldan da kaçınılmadığını görmüyor musunuz? Böyle bir durumda, müminin ölümü arzulaması yerindedir. Ben ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise aşağılık biliyorum.

6- Ey Ebu Süfyan’nın oğullarına uyanlar! Eğer dininiz yok, ahiretten de korkmuyorsanız, en azından hür insanlar olun.

7- Allah’ım! Sen biliyorsun ki, bizim tarafımızdan gerçekleşen kıyam, saltanat için yarışmak ve değersiz dünya mallarından bir şeye ulaşmak için değildir. Senin dininin (öğretilerini) öğretmek, ıslahat yapmak, mazlum kullarına emniyet ve güvence kazandırmak, İslam’ın farzları ve Resulullah’ın sünnetleri ve hükümleriyle amel olunmasını sağlamak içindir.

8- Farz olan cihatlardan biri, insanın kendisini günahtan koruması için nefsi ile cihat etmesidir. İşte bu cihat, cihatların en büyüğüdür...

9- Eğer dünya hayatı bazılarının nazarında değerli sayılıyorsa, Allah’ın mükâfat evi (cenneti) daha yüce ve daha değerlidir.
Eğer bu bedenler ölüm için yaratılmışsa, insanın Allah yolunda kılıçla öldürülmesi daha üstündür.
Eğer rızklar takdir edilip bölünmüşse, servet elde etmekte insanın hırsının azlığı daha güzeldir.
Eğer dünya malını toplamak ondan bir gün el çekmek içinse, insanın böyle bir servet hakkında cimrilik yapmaması gerekir.

10- Bilin ki, insanların size olan ihtiyaçları, Allah’ın size verdiği nimetlerdendir. Öyleyse o nimetlerden bıkmayın, yoksa belaya dönüşür.

11- Allah’tan başka sığınağı olmayan kimseye zulmetmekten sakın.

12- Seni seven, kötü işlerden seni sakındırır; senden nefret eden ise seni bu işlere teşvik eder.

13- Akıl, ancak hakka uymakla kâmil olur.

14- Allah korkusundan ağlamak, cehennem ateşinden kurtulmaya sebep olur.

15- Bir kişi, Şehitler Efendisinin huzuruna gelerek: “Ben günahkâr bir kimseyim, kendimi günah işlemekten alamıyorum, bana nasihat et” dedi. İmam (a.s) şöyle buyurdu:
“Beş şeyi yap sonra dilediğin günahı işle:
a) Allah’ın rızkını yeme, istediğin günahı işle.
b) Allah’ın mülkünden ve hâkimiyeti altından dışarı çık, istediğini yap.
c) Allah-u Teala’nın seni göremeyeceği bir yer bul, ne yapmak istersen yap.
d) Azrail canını almaya geldiği zaman teslim olma, o zaman gönlünün istediğini yap.
e) Kıyamet günü cennetin maliki seni cehenneme götürmek istediğinde cehenneme gitme, ondan sonra arzuladığın işi yap.

16- Bir adam İmam’a (a.s) selam vermeden; “Nasılsınız? Allah afiyet versin” dediğinde İmam (a.s) şöyle buyurdular: “Evvel selam, sonra kelam (söz). Allah da sana afiyet versin.” Daha sonra buyurdular ki: “Kimsenin selam vermeden konuşmasına müsaade etmeyin.”

17- İyiliklerde yarışın ve manevi ganimetleri elde etmeye koşun.

18- Cömertlik eden yücelir, cimrilik yapan ise alçalır.

19- Bir kişi İmam Hüseyin’den (a.s) dünya ve ahiret hayrını kendisi için yazmasını istediğinde İmam (a.s) şöyle yazdılar:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Kim Allah’ın rızasını, halkın öfkesini kazanmak pahasına elde ederse, Allah, insanların ellerinde olan işlerde ona kifayet eder; kim halkın rızasını, Allah’ın gazabını kazanarak elde ederse, Allah, onu insanlara terk eder. Vesselam.”

20- Kim, bir müminin gam ve üzüntüsünü giderirse, Allah-u Taala onun dünya ve ahret üzüntülerini giderir.

21- “Halkın haysiyetine el uzatan (onların haysiyetiyle oynayan) birini duyduğunda, seni tanımaması için gayret göster.”

22- Zenginlik nedir? Diye sorduklarında: “Arzuların az olması ve yeterli olan rızka razı olmaktır.” buyurdular.

23- Ensardan birisi, İmam (a.s)’a ihtiyacını karşılaması için ricada bulunmak istediğinde, İmam (a.s) şöyle buyurdu:
“Ey Ensarî kardeş, yüzünün suyunu dökme, istediğini bir kâğıda yaz, ben Allah’ın izniyle seni sevindirecek bir şey yaparım...” (Sonra şöyle buyurdu)“Şu üç kimsenin dışında hiç kimseye ağız açma: Dindar, yiğit ve soylu. Çünkü dindar kendi dinini korumak için senin ihtiyacını karşılar; yiğit de (seni ümitsiz etmeyi) kendi yiğitliğine sığdırmaz, utanır; soylu ise ihtiyacın için yüzünün suyunu dökmeye mecbur kaldığını bildiğinden, haysiyetini korumak için seni eli boş geri çevirmez.”

24- Bir Müslüman kardeşin senden ayrıldığında, arkanda söylemesini sevmediğin şeyi sen de onun arkasından söyleme.

25- Ey insanlar! Adı yüce olan Allah Teala, kullarını sırf O’nu bilip tanımaları için yaratmıştır. O’nu tanıyınca, O’na ibadet edilir, O’na kullukta bulunulur. O’na kulluk edense, O’ndan başkasına kulluk etmekten müstağni olur.

26 - Kimileri (cennet nimetlerine olan) hırs ve tamahlarından Allah’a kulluk ederler; bu tür kulluk, tüccar sıfatlı insanların kulluğudur. Kimileri (cehennem) korku(sun)dan Allah’a kulluk ederler; bu, köle sıfatlı insanların kulluğudur. Kimileri de nimetlerinin şükrünü edâ edebilmek amacıyla Allah’a kulluk ederler; işte bu, hür insanların ibadeti, hürlerin kulluğudur ve kulluğun en iyi şeklidir.

27- Ben sizi Allah'ın kitabına ve Resulü'nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.

28- Ben azgınlık, makam, fesat çıkarmak ve zulüm yapmak için Medine'den ayrılmadım. Ben ceddim'in ümmetini ıslah etmek, marufa emir, münkeri nehyetmek, ceddim Resulullah'ın (s.a.a) ve babam Ali'nin (a.s) çizgisinde hareket etmek için kıyam ettim.

29- Biliniz ki iyi amel, övgü ve ödüle layıktır. İyi amelin gerçek yüzünü görebilseydiniz, onu, bakışları insana neşe ve ferahlık veren güzel yüzlü biri olarak görürdünüz. Eğer kötü ameli gereğince zihninizde canlandırabilmeniz mümkün olsaydı, insanda nefret ve tiksinti uyandıran tahammül edilemez derecede çirkin biri olarak görürdünüz.

30- Hz. Resulullah’ın (s.a.a.) şu sözü benim için ispatlanmış durumdadır: ‘‘Namazdan sonra amellerin en hayırlı olanı, günah olmayan bir şekilde mümini sevindirmek ve neşelenmesini (mesrur olmasını) sağlamaktır.’’

31- Bizi sevmeyi vazife bilin; zira bizi seviyor olarak Allah’ın huzuruna çıkacak olanlar bizim şefaatimize nail olacaklardır.

32- Size bir ihtiyacını söyleyip el açan biri, böylece onurunu size takdim ediyor demektir; o halde siz de kendi onurunuza saygılı davranın ve onun ihtiyacını giderin.

33- Ey insanlar! Bağış ve ihsanda bulunan, onur ve saygınlık kazanır; cimrilik eden, kendisini aşağılık hale getirir. İnsanların en cömerdi, hiçbir karşılık beklemeden verip bağışta bulunandır. Affı en yüce insan, güçlü ve üstün olduğu zaman affedebilen insandır. En fazla sıla-i rahimde bulunan (yakınlarına uğrayıp hallerini soran) kimse, onunla ilişkisini kesenlere uğrayıp hallerini soran kimsedir.

34- Aşura günü Yezit orduları çadırlara saldırıp da Hz. İmam Hüseyin (a.s.) ile çadırların arasını kesince; "Yazıklar olsun size ey Ebu Süfyan soyunun yandaşları!" diye haykırdı, "Dininiz yoksa ve ahiret azabından korkmuyorsanız, dünyanızda mert ve hür tıynetli olun bari! Sizin savaşınız benimle; kadınlarla çocuklardan ne istiyorsunuz?"
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2755 22 Ağustos 2013 23:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3362 26 Ocak 2013 21:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3094 06 Aralık 2012 09:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 6966 03 Kasım 2012 22:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 6415 02 Ekim 2012 20:16

Alt 23Haziran 2008, 15:49   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Seleme isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 556
Üyelik T.: 11 Kasım 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 829
Konular: 194
Beğenildi:13
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin Efendilerimizden Nasihatler

HZ.Hasan (r.a):Miladi 625 yılında Medine`de dünyaya teşrif etti.HZ.Muhammedin (s.a.v) efendimizin torunu,HZ.Ali ve HZ.Fatıma`nın oğludur.Künyesi "Ebu Muhammed`dir.Lakabı ,Mücteba yani "Seçilmiş"tir.

En iyi göz hayrı görbilendir.En iyi kulak kusurları hatırlayıp duyabilendir.En iyi kalp şüphelerden temiz olandır.En iyi zenginlik kanaattır.En zayıf insan nimetlere şükretmeyendir.Ahiret yolculuğuna hazırlan ve ölüm yetişmeden azığını topla.Bil ki sen dünya peşindesin.Ölüm de senin peşindedir.Gelecek günün yükünü bu güne yükleme,şunu bilki kendine yetecekten fazlasını başkaları için topluyorsun.Bilki kazandığın helal malda hesap, haram malda ceza ,şüpheli malda kınanma vardır.Dünyayı bir murdar farzet,zaruret miktarı al,eğer helal olursa zahitlik yapmışsın,eğer haram olursa günaha sapmış olursun.Dünya için ebedi kalacakmış gibi çalış.Ahiret içinse yarın ölecekmiş gibi amel işle.İnsanların en büyüklerinden saydığım bir kardeşim vardı.Benim gözümde onun büyük oluşu,dünyayı küçük görmesinden ibaretti.O cehaletin sultasına girmemişti,sadece faydalı şeylere yönelirdi.Ne şikayet eder ne de kızardı.İki yol önüne konulduğunda hangisinin Allah`ın emrine daha yakın olduğunu bilmezse heva ve hevesine ters düşeni yapardı.Ey nas "Kişi sevdiği ile bereberdir."Hadis-i Şerifini yanlış anlamayın,çünkü siz iyilerle, onların amelini işlemeden beraber olamazsınız.İnsanlara işlerine göre değer verin,sözlerini bırakın.Çünkü Allah`u Teala kulun sözünü ameline bakarak kabul eder.İnsan söylediğini işleyerek doğrular,yada işlemeyerek yalanlar.Sen güzel bir söz işittiğinde,söyleyeni n sonunda ne olacağını bekle.Eğer işi sözüne uyarsa o kardeşindir.Onu sev.Eğer sözüne işi uymazsa ondan sana gelecek ne yarar var ki,onunla dost olasın.

Hz.Hüseyin (r.a):Miladi 626 yılında Medine`de dünyaya teşrif etti.HZ.Muhammedin (s.a.v) efendimizin torunu,HZ.Ali ve HZ.Fatıma`nın oğludur.Künyesi "Ebu Abdullah"tır.Lakabı "Vefi, Seyyid, Şehid"tir.Miladi 683 yılında Kerbela`da şehit oldu.

Zenginlik nedir diye sorulduğunda ;Arzuların az olması ve yeterli bir rızka razı olmaktır.
Eğer rızıklar takdir edilmiş ve bölünmüşse ,servet elde etmekte hırsının azlığı daha iyidir.Dünya malını toplamak ondan bir gün el çekmek için ki,insanın böyle bir servete cimrilik yapması akıl işi değildir.Dünya malı bazılarının nazarında değerli sayılıyor,Allahın mükafat evi daha yüce ve daha değerlidir.Cömertlik eden yücedir,cimrilik edense küçülmüş olur.İyiliklerde yarışın ve hayırlı fırsatları değerledirin.İnsanlar ın size olan ihtiyacı Allah`ın size verdiği nimettendir.Allahın nimetlerinden yüz çevirmeyin yoksa belaya düşersiniz.Kıyamet günü yalnız Allah`tan korkan korunmuş olur.İnsanların çoğu dünya kuludur,din de sadece dillerinde dolaşır.Dinin sayesinde geçimlerini sağladıkları sürece onu savunurlar.Zorluklarl a imtihan edildiklerinde dindarlar azalır.Ey insanlar! dünyada Allah`tan başka canınızı ve nefsinizi ona değişeceğiniz değerli hiçbirşey yoktur.
__________________
Dünyayı Güzellik Kurtaracak.
Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey...
Alıntı ile Cevapla
Alt 23Haziran 2008, 22:54   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:KEVİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1676
Üyelik T.: 05 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 340
Konular: 70
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cvp: Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin Efendilerimizden Nasihatler

Sanırım hz. hasan nın da, hz. hüzeyin nin de vurguladığı şey söylenen sözlerin eyleme dökülüp dökülmediğini sorgulamak. döküldüyse o şahısla dost olunabilir. sadece sözde kaldıysa o şahısdan kaçılmalıdır.
__________________
Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Ağustos 2008, 12:17   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Hz.Hüseyinden Sözler

Yiğitler sabırsızdılar. Rüzgârın karşısında süratle kanat çırpan kelebekler gibi, heyecanlarının önüne geçmek dahi istemiyorlardı. Şimdiye kadar bilmedikleri, algılayamadıkları bir şey kalplerini dopdolu etmişti adeta... Kalpler, kızıl laleler gibi birbirine kenetlenmiş, “olmak ya da olmamak” duygusunu birlikte yaşamaya hazırlanmıştı...
Ne var ki, içlerinde bu şuura varamayan insanlar da vardı. Hüseyin’in yanındaydılar ancak, düşünceleri farklıydı: Zulümden kaçmak, canlarını kurtarmak ve henüz zaman varken hayatlarını yaşamak... Bunlar, Hüseynî olmanın şuuruna varamayan, baskı ve zulümden etkilenerek gitgide imanlarını kaybeden basit insanlardı. Ama yine de Hüseyin’in (a.s) konuşmasını dinleyecek kadar kalabilmişlerdi.
Burası, kanlı Kerbela sahrası ve günlerden de Tasuâ’ydı (Tasuâ, Arapça’da dokuzuncu gün anlamına gelmektedir.) Tasuâ’nın Aşurâ’yla birleştiği bu gecede ışıktan yoksun gökyüzü ortalığı karanlığa boğmuş, binlerce kişilik düşman ordusu bu karanlıkta görünmez olmuştu.
Düşman! Çoğunlukla Kûfelilerden oluşan bu güruh, nasıl bu kadar insafsız olabilir? Onlar Hüseyin’e (a.s) binlerce davet mektubu göndermiş, yardım talebinde bulunmuşlardı. Oysa ki bugün, binlerce kişilik bir or duyla, üstelik kılıç ve mızraklarıyla çıkmışlardı karşısına. Ahde vefa etmeyen bu halk, vefasızlıktan da öteye, bu kez Hüseyin’in (a.s) kanı için oradaydı nedense!
Gecenin sessizliği Kûfelilerin sevinç çığlıklarıyla bozulmuştu. Kahkahalar, alaylar ve ayyaşâne nâralar, Hüseynîlere hitap etmekteydi. Kara gecede kalpleri daha da kararmış, vicdanları yok olup gitmişti sanki...
Gece sahraya öyle yerleşmişti ki, bir daha asla sabah olmayacaktı sanki. Hüseyin’in etrafında daire çizen yiğitler birbirleriyle yüz yüze gelmekten çekiniyorlardı. Gönüllerinde bir arayış, bir imtihan çizelgesi vardı: Hüseyin’in (a.s) son konuşmasını dinlemek; sadece onu seyretmek ve böylece ev, eş, çocuk ve aile sevgisiyle onu karşılaştırıp bu zor sınav karşısında kendilerini sınamak...
Hüseyin (a.s), bu gece daha farklı bir tarzla konuşmaktaydı. Kalabalık bir düşman grubu tarafından sarılan ve kuru çölde kimsesizliğe doğru itilen bir kahramanın feryadıydı bu:
-Ey yârenlerim!.. Ben yârenler arasında sizden daha iyi, daha vefalı bir ashap tanımıyorum. Aileler arasında da öz ailemden daha iyi, daha şefkatli bir aile görmedim. O halde Allah size en iyi, en güzel mükâfatlarından bağışlasın!
... Bilesiniz ki, yarın düşmanla karşılaşması gereken biri varsa o da benim! Bu yüzden biatimi sizden kaldırıyor ve sizi hür iradenizle baş başa bırakıyorum. Artık dileyen dilediği yere gidebilir... Onlar sadece beni istemektedirler ve asıl aradıkları da benim. O halde beni bırakın ve gidin. Gecenin karanlığından yararlanıp kaçmanın şimdi tam sırasıdır... Beni yakalar ve ellerine geçirirlerse sizi aramaktan da vazgeçerler.


Burada kalmak isteyenlere gelince; onlar da bilsinler ki, kalanlar, yarın benimle birlikte öldürüleceklerdir!
Bu sözler, herkesi yasa boğmuştu. Kalma kararı alanlar Hüseyin’in (a.s) ciğer yakan sözlerine karşı teker teker duygularını dile getirmeye çalışmışlardı:
-Biz sensizliğe nasıl tahammül edebiliriz ey Hüseyin!

-İçimde öyle bir his var ki, seni terk edersek yer yarılacak da bizi içine çekecek sanki!
-Ey Hüseyin! Seni bırakıp da nereye gideriz?!
[LEFT]
-Dileyen gitsin, ölümden korkan gitsin! Ama yemin ederim ki, ölünceye dek senin yanında savaşacağım!

-Sensizlik haram bize!

Abbas’ın da yüreği yaralıydı. Af dilercesine kardeşi Hüseyin’e (a.s) elini açarak yaşlı gözlerle bir şeyler söylemeye çalıştı:

-Sensiz kalmak bizim için ne kötüdür bilir misin ey Hüseyin? Hayır, hayır!.. Bizim için bundan daha kötü bir şey olamaz. Biz seni yalnız bırakacağız, sen öldürüleceksin, biz de yaşayacağız öyle mi? Hayır, asla! Allah böyle bir musibeti bize göstermesin!..
Abbas’ın ardından bu güzîde hânedanın diğer fertleri de gelerek hislerini belirtmişler, Hüseyin’i (a.s) yalnız bırakmayacaklarına dair tek tek söz vermişlerdi.
Hüseyin (a.s) onlardaki bu yoğun isteği görünce daha fazla diretmemiş, bu kez de Akil’in çocuklarını muhatap alarak onları uyarmaya çalışmıştı:
-Müslim b. Akil’in şehadeti size yeter! Artık musibet arayışına çıkmayın. İstediğiniz yere gidebilirsiniz!..
Akil’in çocukları, ana şefkatinden mahrum bırakılmaya çalışılan çocuklar gibi, öne atılarak cevap vermişlerdi:
-Senden ayrı olmak mı? Asla!.. Eğer seni yalnız bırakırsak halk bize ne der, onların cevabını nasıl veririz sonra! “İmam’ımızı düşman safları arasında yalnız bırakıp kaçtık, onu savunamadık; düşmanına karşı ne bir ok attık, ne mızrak attık, ne de onlardan birini yaraladık” diyebilir miyiz? Allah’ın adına yemin ederiz ki, biz seni asla bırakmayacağız. Çünkü bizler canımızı, malımızı ve ailemizi senin yolunda feda etmeye ant içmişiz!..
Herkes susmuştu. Konuşmak isteyenler varsa da, kalplerinde yüklü olan duygularını nasıl cümlelere dökeceklerini düşünmekteydiler. Bunlardan biri de Müslim b. Avsece’ydi. İmam’a olan bağlılığını dile getirmek için öne atıldı:
-Bu kan içen canilerle nasıl seni baş başa bırakabiliriz ey Hüseyin! Allah’a ne cevap veririz sonra? Yemin ederim ki, daima yanında kalacağım ve şehit oluncaya dek yanından asla ayrılmayacağım!
Müslim’in bu sözlerinden Said b. Abdullah da etkilenmişti:
-Ey Allah Resûlünün evladı! Allah şahidim olsun ki, Resul-u Ekrem’in (s.a.a) vasiyetine uyarak seni asla yalnız bırakmayacağım! Yanında savaşırken öleceğimi, sonra tekrar dirileceğimi, sonra ikinci kez ateşe atılıp yakılacağımı ve bunun yetmiş kez tekrarlanacağını bilsem dahi Allah’a yemin ederim ki, yine de senden yüz çevirmeyeceğim! O halde nasıl senden ayrılabilirim? Halbuki pekâla bilmekteyim ki, sadece bir kez öldürüleceğim ve ardından sonsuz bir makam elde edeceğim...
Konuşmak için öne çıkan üçüncü kişi Züheyr b. Kayn’di. O da çoktan beri konuşamadığı için bir hayli sabırsızdı. Nihayet konuşma fırsatı ona da gelmiş, içindeki duyguları açığa vurabilmişti:
-Senin yanında bir değil, bin kez ölmeye razıyım ey Hüseyin! Allah’a yemin ederim ki, kendi canımdan çok, senin ve ailenin sağ kalmasını istemekteyim.
Hüseynîlerin tümü teker teker imamlarının yanına gelerek biatlerini tazelemişler, son nefeslerine dek yanında kalacaklarına dair ant içmişlerdi.
Yaşlı gözler şimdi Hüseyin’e (a.s) çevrilmişti. O yüce şahsiyetin sessiz kalışı, sadık ashabına karşı rızayetini gösterirken kimileri de düşmanın çokluğundan korkarak Hüseynî çadırlardan ayrılmaya başlamıştı bile. Onlar için hayat, Hüseyin’in kanından daha pahalı, daha değerliydi anlaşılan!..
Artık gidenler gitmiş, kalanlar kalmıştı. İmam Hasan’ın (a.s) oğullarından Kâsım, bir ara amcasını yalnız görünce yanına yaklaşarak içindeki bir merakı gidermeye çalışmıştı:
-Amcacığım! Az önce, yanında kalanların yarın öldürüleceklerini söylemiştin. Acaba yarın ben de sizinle birlikte öldürülecek miyim?
Hüseyin, Kâsım’ı dinlerken kardeşi Hasan’ı (a.s) hatırlamıştı. Kardeş yadigârına o kadar sevgisi vardı ki, kalbinde olanları kelimelerle aksettirmek istememekteydi. Bu yüzden daha değişik bir tarzla karşılık verecekti:


-Ey kardeşimin oğlu! Senin katında ölüm nasıl bir şeydir?
-Baldan daha tatlı!
-O halde bilesin ki, ey yeğenim; epey acı çektikten sonra sen de benimle birlikte öldürüleceksin!..
Alıntı ile Cevapla
Alt 21 Ağustos 2008, 12:18   Mesaj No:5
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Hz.Hüseyinden Sözler

Gece, yüksekten aşağıya doğru süzülen bir şelale gibi iyice çökmüştü Kerbela çölüne. Hüseynîler bu saatten itibaren savaş hazırlıklarına başlamışlar, savaş sırasında düşman ordusunun kadınlara ve çocuklara baskın yapabileceklerini düşünerek çadırların etrafına hendekler kazmışlardı. Hendekleri doldurmak, böylece saldırı sırasında düşmanın yaklaşmasını önlemek için kazılan hendekleri ateşe vermek üzere gereken çalı çırpı ve odun parçaları temin edilmişti.
Artık herkes kendi çadırındaydı. Pek yakında madde aleminden mana alemine yolculuk yapacakları için son anlarını dahi değerlendirmek istemekteydiler.
Namazlar, Kuran tilavetleri ve ilahi dergâha münacatlar... Bunların tümü, yegâne maşuklarına hediyeydi Hüseynî yiğitler tarafından. Kerbela, o zamana kadar hiç bu kadar ibadeti bir arada görmemişti nedense...
Ve bir türlü bitmek bilmeyen sabır gecesi... Zillete boyun eğmemek, zulmün karşısında hakkı haykırmak ve böylece İslam’da “kıyam” denen bir şeyin olduğunu gelecek nesillere duyurmak için Yezîdilerin karşısında bir dağ oluşturan bu azınlık, bir an evvel şehit olup Hakk’ın dergâhına varmak için sabırsızlanmaktaydı.
Onlar bunu düşünürken ertesi günün neler getireceğini, yarın neler olacağını çok iyi bilmekteydiler: Kurbanlar verilecek, kan akıtılacak, Hak Teâla tarafından iman ve ihlasları denenecek ve nihayet öldürüleceklerdi. Onlar, tüm bunlara rağmen yine de mutluydular.
Hüseyin’in (a.s) çocuklarından Zeyn'ül-Abidin (a.s), günlerden beri pek vahim bir hastalığa yakalanmıştı. Hasta yatağından başını kaldırarak babasını izlemeye koyulmuştu. O yiğit önder Rabb’iyle o kadar meşguldü ki, ibadet halinde bir değil, bin düşman askeri üzerine yürüse haberi olmayacaktı belki de...
Zeyn'ül-Abidin (a.s), dikkatle babasını temâşa ederken çadırlarının önünde birinin olduğunu fark etmişti. Dışarıda bekleyen Ebuzer-i Gifari’nin sadık kölesi Cevn’di. Cevn, içeri girebilmek için efendisinden izin istiyordu.
Savaşçıların kılıçlarını tiz ve keskin yapmada mahir olan Cevn, iyi bir kılıç tamircisiydi. İzin alır almaz içeri girmiş, görevini yapmak için hemen işe koyulmuştu. Cevn kılıçlarla uğraşırken İmam Hüseyin de bir yandan manalı manalı şiirler okumaya başlamıştı:
Ah ey felek!
Ne kadar da kötü bir arkadaşmışsın meğer!
Sana eşlik eden dostların yarın ölecekler
Oysa sen hâla geceyle gündüzü sıralamaktasın
Kader kimi isterse alır, götürür
Karşılığında bir bedel de istemez
Sonuçta herkes Allah'a dönecek
Ve her canlı benim yolumu izleyecek
Zeyn'ül-Abidin (a.s), babasının tekrar tekrar okuduğu bu şiirin ardından bir anda gözleri dolmuştu. Sanki babasının başına gelecekleri bu şiirden çıkarıyor gibiydi. Ancak Zeynep, kardeşinin yanık yüreğiyle okuduğu bu şiirden oldukça etkilenmişti. Bulunduğu yerden ayağa fırlayıp İmam'a sarıldı ve feryat etmeye başladı:
-Ne kötü bir musibet bu ya Rab! Keşke ölüm sizden önce bana gelse! Babam Ali'yi, anam Zehra'yı ve kardeşim Hasan'ı bugün yitirmiş gibiyim; ey Ehl-i Beyt'ten geriye kalan ve ey geride kalanların feryadına yetişen kardeşim!
İmam Hüseyin (a.s) kardeşini perişan bir halde görünce bağrına basıp teselli etmeye çalıştı. Sonra eliyle kardeşinin gözyaşlarını silip buruk bir edayla seslendi:
-Kardeşim! Dikkatli ol, sakın ola ki şeytan sabrını elinden almaya kalkışmasın!
Ancak İmam da hüzünlüydü. Kûfelilerin yaptığı vefasızlıklar onu bir hayli etkilemişti. Başını aşağı eğerek kendi kendine fısıldadı:
-Eğer güvercinler kendi hallerine bırakılsalardı huzur içinde uyurlardı!
Zeynep daha da kederlendi. İkinci kez kardeşine sarılıp feryat etmeye başladı:
-Ah kardeşim, ölüme teslim oluyorsun demek! Senin yokluğunu düşünmek bile beni perişan ediyor.
Gözü yaşlı hatun daha fazla dayanamayıp İmam'ın kolları arasında bayıldı. Bunun üzerine İmam, onu yavaşça yere uzattı. Daha sonra su getirip yüzüne serpti. Zeynep serin suyun etkisiyle kısa sürede kendine geldi. İmam, kardeşinin yavaş yavaş gözlerini açtığını görünce yumuşak bir edayla ona teselli verdi:
-Kardeşim! İlahi takvadan ayrılma... ve Allah'ın sana takdir ettiği şeylere karşı sabret. Bilesin ki yeryüzündekiler bir gün ölecek, gökyüzündekiler de (onlarla birlikte) yok olup gidecek. Mahlukâtını kudretiyle yaratan, insanları diriltip kendi katına çıkaracak olan Allah'tan başka herşey yok olucudur. O ki, birdir ve ortağı da yoktur. Kardeşim! Ceddim Resul-u Ekrem benden daha iyiydi, babam Ali benden daha iyiydi, annem Fatıma benden daha iyiydi, kardeşim Hasan benden daha iyiydi; ancak onlar da bu dünyadan göçüp gittiler. O halde bana ve tüm Müslümanlara Allah Resulü en güzel örnektir.

Benim güzel kardeşim; sakın ola ki ölümümden sonra feryat etmeyesin, yüzünü gözünü tırnaklamayasın, yüksek sesle ağlayıp sesini nâmahreme duyurmayasın! Zira düşman, feryadının çokluğuyla daha da sevinir, galeyana gelir...
Hüseyin (a.s), Zeynep’e hitaben yaptığı bu uyarının hemen ardından yarenlerinin yanına giderek boş kalan çadırlardan birini erkeklerin temizlik ihtiyaçlarını giderebilmeleri için hazırlamalarını emretti.
Hüseyin (a.s) hazırlanan çadıra girdikten sonra sıra oluşturulmuş, onun hemen ardından Bureyr’in içeri gireceği kararlaştırılmıştı. Bureyr çadırın yanına geldiğinde yanında bulunan arkadaşlarından biriyle şakalaştı. Onun bu hareketine kimse bir anlam verememişti. İçlerinden biri merakla sordu:
-Ey Bureyr! Şimdi şaka yapmanın sırası mı?
Bureyr, neşesini bozmadan cevap verdi:
-Sizler de çok iyi bilmektesiniz ki, ben çocukluğumdan bu yana asla yersiz şakalar yapmamışımdır. Ama şimdi o kadar mutluyum ki, kendime hakim olamıyorum bile. Aziz dostlarım! Yarın şehit olup ebedi saadete ve sonsuz nimete kavuşacağımı kesin olarak biliyorken nasıl mutlu olmam?..
Kızıl Feryat / Metin ATAM
Alıntı ile Cevapla
Alt 05 Kasım 2009, 22:27   Mesaj No:6
Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.078
Konular: 295
Beğenildi:124
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart RE: Hz.Hüseyinden Sözler

2- Kıyamet günü, yalnız dünyada Allah’tan korkan kimse emniyette olabilir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 17 Mart 2014, 23:34   Mesaj No:7
Medineweb Emekdarı
Tuba_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Tuba_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 20781
Üyelik T.: 10 Ekim 2012
Arkadaşları:13
Cinsiyet:
Yaş:38
Mesaj: 1.326
Konular: 73
Beğenildi:17
Beğendi:6
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Hz.Hüseyinden Sözler

İnsanların en cömerti istemeden veren, en asili de intikama gücü yeterken bağışlayandır.

Heyhat! Zillet boyun eğmek bizden uzaktır.

Allah, gücünü aldığı kimseden itaat istemediği gibi, teklif yükünü de ondan kaldırır.

Gerçek cimri, selam vermekte cimrilik yapan kimsedir.

Kıyamet günü, yalnız dünyada Allah’tan korkan kimse emniyette olabilir .

Akıl, ancak hakka uymakla kâmil olur.

Allah korkusundan ağlamak, cehennem ateşinden kurtulmaya sebep olur.

Cömertlik eden yücelir, cimrilik yapan ise alçalır.

İyiliklerde yarışın ve manevi ganimetleri elde etmeye koşun.

Seni seven, kötü işlerden seni sakındırır; senden nefret eden ise seni bu işlere teşvik eder.

Allah’a isyan ederek bir şeye ulaşmak isteyen kimse umduğundan uzaklaşarak, korktuğu şeye yaklaşmaktadır.

Alimin nişanelerinden biri de kendi sözünü eleştirmesi ve muhtelif görüşlerin hakikatinden haberdar olmasıdır.

Özür dilenecek hareketten sakın. Zira mü’min ne suç işler ve ne de özür diler, ama münafık her gün suç işleyip özür diler.
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Ekim 2014, 18:29   Mesaj No:8
Medineweb Emekdarı
İslaminesil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:İslaminesil isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 40187
Üyelik T.: 20 Mart 2014
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Wan
Yaş:42
Mesaj: 2.709
Konular: 316
Beğenildi:1404
Beğendi:590
Takdirleri:533
Takdir Et:
Standart Cevap: Hz.Hüseyinden Sözler

Eğer kanım akmadan Muhammed s.a.v dini ayakta kalmayacaksa ey kılıçlar alın parçalayın bedenimi...
__________________
Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Ekim 2014, 00:16   Mesaj No:9
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4415
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Standart Cevap: Hz.Hüseyinden Sözler

Kerbelada müslümanları katleden Yezid'in ordusu 3 yaşındaki Ali Ekber'i de şehit etmişti. Evlad acısıyla Hz. Hüseyin'in yüreğinden dökülen sözleriydi.

'' Ya Rabbi ! Eğer göklerden bize yardım gelmeyecekse , bunun hayrını nasip et'' demişti.
Evet Allah'ü Teala Hz. Hüseyin'in şehit edilmesiyle hayrı nasip etmişti, onlar Cennetin gençleriydi...
Alıntı ile Cevapla
Alt 28 Temmuz 2023, 20:55   Mesaj No:10
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mihrinaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.398
Konular: 1269
Beğenildi:11839
Beğendi:8986
Takdirleri:26241
Takdir Et:
Standart

Hakka amel edilmediğini ve batıldan da kaçınılmadığını görmüyor musunuz? Böyle bir durumda mü'minin ölümü arzulaması haktır. Ben ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise alçaklık biliyorum. / Hz Hüseyin
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Hz.Ali(kv)'den Sözler MERVE DEMİR Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler 83 08 Ekim 2021 10:20
Hz. Hüseyinden Alınacak Dersler Var Dostlar!.. Arın Ashab-Kiram(r.a) 3 11 Temmuz 2020 02:37
Aşk ile ilgili sözler MERVE DEMİR Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler 7 26 Ekim 2014 06:36
Sözler Aysima Risale_i Nur (Said Nursi) 3 08 Mayıs 2013 18:12
Sokrates'ten Sözler KEVİR Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler 2 05 Kasım 2009 22:26

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.