Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler

Konu Kimliği: Konu Sahibi umut628,Açılış Tarihi:  27 Ağustos 2014 (15:24), Konuya Son Cevap : 27 Ağustos 2014 (16:35). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 27 Ağustos 2014, 15:24   Mesaj No:1
Medineweb Aktif Üyesi
umut628 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:umut628 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 24048
Üyelik T.: 01 Ocak 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 242
Konular: 66
Beğenildi:64
Beğendi:0
Takdirleri:110
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Bilgisayar ve iman

Bilgisayar ve iman

BİLGİSAYAR VE İMAN

Cami imamı Abdullah hoca , bir iş için resmi dairelerden birine gider. Kendisinden TC kimlik numarası istenince, en yakıninternet- cafenin yolunu tutmak zorunda kalır.
Cafenin kapısından girerken levhada yazılı isim ‘fesubhânallah’ lar,estagfirullah’lar çektirir hoca efendiye, hem de peşpeşe: CEN-NET CAFE

Cafe işleten delikanlıya:
- Evlâdım T.C. kimlik numarası istediler benden, yardımcı olabilir misin?
- Tabi amcacım, siz şuraya oturun, şu işimi hemen bitirip sizinle ilgilenirim.
Abdullah hoca başlar beklemeye. Böylelikle bulundugumekânı inceleme fırsatı da geçer eline.
Demek ki gençlerin girip bir türlü çıkmak bilmedikleri,internet-cafe denilen yer burasıdır.
Gözüne takılan her detaydan rahatsız olarak, huzursuz bakışlarla etrafını süzer durur.
Evin bodrumunda kurduğu fare tuzakları gelir aklına. Küçücük bir peynire tutsak olan fareler nasıl kapandan çıkamıyorlarsa, ayrı telden, ayrı telden oyunlara
yakalanan gençlerin de buradan çıkamadıklarını düşünür. Bir ‘fesubhanallah’
Bir ‘fesubhânallah’ daha çeker ve:
- Ähir zaman fitneleri işte canım, der kendi kendine.
Hoca efendinin huzursuz olduğunu fark eden delikanlı hemen bir çay söyleyince, kendisine ikram edilmesinden memnun olur.
En azından bu da bir hürmet ifadesidir. ‘Aferin’ derken içinden, hayıflanır, istemeden:
- Yazık oluyor bu gençlere, hayatlarını heder ediyorlar.
Boşa hayıflanmanın, vah vah demenin, bir faydası olmayacağını bildiği için, delikanlıyla hasbihal etmeye karar verir:
- Delikanlı sana bir şey soracağım ama bilmem ne düşünürsün?
- Buyurun amca, ne soracaktınız?
- Sen Allah’ı bilir misin?
Birbirine girmiş, hiçbir şekle benzetemediği jöleli saçları, her baktığında bir ‘fesubhanallah’ daha çektiği sakal şekliyle bu delikanlıdan aldığı cevap, hoca efendiyi pek şaşırtır.
Cafeyi işleten delikanlı gülümseyen gözlerle bakarak:
- Kul, kendisini yoktan var edip hayat bahşeden, düşünecek akıl, görecek göz veren Rabbini nasıl bilmez amca?
Hayretle sormaktan alamaz kendisini:
- Biliyor musun? Peki neyle biliyorsun Allah’ı, bana bir anlatır mısın?
Delikanlı eliyle cafedeki bilgisayarları göstererek cevap verir:
- Bu bilgisayar ile biliyorum amca.
- Bunlarla mı? Pek anlayamadım.
- Bu bilgisayarların varlığı benim nazarımda Allah’ın varlığının en açık delillerinden biridir.

Bilgisayar kullananlar gayet iyi bilirler amca,böyle bir makine, ancak bir mühendis ve üstün bir teknoloji ile var olabilir.
Ateistin en önde gidenine sorsan, bu zımbırtının tesadüf eseri oluşmayacağını, mutlaka birisi tarafindan yapılmış olduğunu söyler sana.
Meselâ Darwin kalkıp dirilse, şu laptopu göstersen, desen ki:
‘Bu Älet, şu hesap makinesinin tesadüfler zinciriyle evrimleşmiş hâlidir.’ Darwin bile ‘çüş lan deve’ der.
Abdullah Hoca delikanlının anlattıklarından hoşlanmıştır. Keyiflenir:
- Bilgisayarın kendiliğinden yapıldığını kabul etmeyen adam, onu yapan insanın yaratılmış olduğuna gelince kıvırıveriyor değil mi evlâdım?
- Bak amca, burada 20 tane bilgisayar var, bunlar bir sistemle birbirine bağlı, hepsi bir program tarafından idare ediliyor.
Bu sistemi ben kurdum, burayı ben çekip çeviriyorum. Buradaki düzen benden sorulur;

Bazen oyun oynayıp, interneti kullanıp para ödemeden sıvışmaya kalkanlar oluyor.
Hemen yakaliyorum onları. ‘Gel bakalım! Nereye gidiyorsunuz böyle?
Buranın nimetlerinden faydalanıp başıboş bırakılacağınızı mı zannettiniz?
‘Paramız yok abi! ‘ derlerse; ‘Yok öyle yağma! ‘ deyip cezalandırıyorum.
İnternet-cafeyi temizletiyorum: paspas yapıyorlar, camları silip tuvaleti temizlettiriyorum.
Bir saat oyunun, internetin bedeli olur, bunun hesabı sorulur da, sayısız nimetlerle dolu koca bir ömrün hesabını sormazlar mı insana?
Bir cafenin bile işlerini düzenleyen, tertip eden biri varken, koca kâinatı kusursuz işleyen bu sisteminin bir kurucusu olmaz mı?
Olmaz diyenin ahmaklığını bütün noterler tasdik etmez mi?
- Vallahi evlâdım pek takdir ettim seni. Peki Allah’ı nasıl bilirsin, neye benzetirsin?
-Ben Allah’ı hiçbir şeye benzetmeden bilirim amca.
- Bunun böyle olacağını nasıl bildin evlâdım?
Delikanlı eliyle bilgisayarları işaret etti:
- Yine bunlar sağ olsun. Bu bilgisayarları yapan mühendisler başka, bilgisayarlar başkadır.
Birbirlerine benzemezler.
Programı yazan insan başkadır, ortaya konulan program ise bambaşka.
Bilgisayarda yüklenmiş bilgiler vardır, fakat benim bilmem yine başkadır.
Kamerası vardır, ses düzeni vardiır, ama benim gözlerim ve duyup konuşmam farklıdır.
Abdullah amca çocuğun feraset ve anlayışını çok beğenmişti.
Sorduğu sorulara aldığı cevaplar, gayet mantıklıydı ve berrak bir imana işaret ediyordu.
Aslında buradaki işi bitmiş, kimlik numarasını çoktan almıştı; ama muhabbete devam etmek istedi.
- Peki varlığına inandığın Rabbin için ne yapman gerektiğine dair ne biliyorsun?
- Ne yapmam gerektiğini biliyorum amca, fakat ne kadarını yapabildiğim hususunda
kendimi yeterli görmüyorum.
- Ne bildiğini söylersen, neler yapabileceğine dair yardımcı olabilirim belki evlâdım.
- Neler yapmam gerektiğine dair şuradan biliyorum amca:
Öncelikle, Rabbim bana bir gönül vermiş. Kendisini bilmeyi nasip edip muhabbetini gönlüme yerleştirmiş.
Ben de gönlümde sadece O’na ve sevdiklerine yer vermeliyim, O’nun istemeyeceği şeyleri gönlümden uzak tutmalıyım.
İkinci olarak bana verdiği dili razı olmayacağı sözlerden korumalıyım.
Her zaman O’nu soylemeli, O’nu anlatmalıyım.
Son olarak bana verdiği bu bedeni onun razı olacağı şekilde kullanmalı, bir gün toprak olacak vücudumu O’nun yolunda eskitmeliyim. Benim bildigim bundan ibaret.
- Ee evlâdım daha ne yapacaksın, başka bir şey kalmadı ki!
- Efendim yapmalıyım, etmeliyim diyorum ama, bal demekle ağız tatlanmıyor ki!
Gidilecek yolu bilmek ayrı, usuluyle yolda yürüyebilmek apayrı bir şey Yine bilgisayar tabirleriyle söylemek gerekirse, Şeytan denilen melun HACKER, benim sistemimde ki NEFS virusunu aktif hale getiriyor.

Üstesinden gelebilene aşk olsun. Etkili bir antivirusprogramı bulmam lazım belki de..

- Ben biliyorum, dedi Abdullah Hoca ve ekledi: “”NAMAZ”"

- Eveeet amca, “”NAMAZ”" anti-virus programlarından birisidir.

Hayat sistemine kurup, günde beş kere de bağlanırız

Böylece sürekli güncellenir…
__________________
O yüz , her hattı tevhid kaleminden bir satır;
O yüz ki , göz değince Allah ' ı hatırlatır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi umut628 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ego - uşaklar ve efendiler! Şiirler ve Şairler umut628 0 2078 29 Ekim 2014 20:49
Sobadaki Hikmet Serbest Kürsü Allahın kulu_ 5 2134 28 Ekim 2014 22:35
Insanlık için bir göz yaşı Gönülden Dökülen Nağmeler Kara Kartal 4 2065 28 Ekim 2014 22:02
Din, savaş ve zulüm… Serbest Kürsü umut628 0 1812 02 Ekim 2014 23:11
Ey Allah'ın Kulları! Düşman Olun. Acımayın... Serbest Kürsü Allahın kulu_ 1 2161 01 Ekim 2014 22:06

Alt 27 Ağustos 2014, 16:35   Mesaj No:2
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
tevhid_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:tevhid_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 19457
Üyelik T.: 19Haziran 2012
Arkadaşları:24
Cinsiyet:byn
Memleket:Kubbetü`l–İslâm
Yaş:27
Mesaj: 378
Konular: 84
Beğenildi:146
Beğendi:141
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Bilgisayar ve iman

Alıntı:
umut628 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
BİLGİSAYAR VE İMAN
Cami imamı Abdullah hoca , bir iş için resmi dairelerden birine gider. Kendisinden TC kimlik numarası istenince, en yakıninternet- cafenin yolunu tutmak zorunda kalır.
Cafenin kapısından girerken levhada yazılı isim ‘fesubhânallah’ lar,estagfirullah’lar çektirir hoca efendiye, hem de peşpeşe: CEN-NET CAFE
Cafe işleten delikanlıya:
- Evlâdım T.C. kimlik numarası istediler benden, yardımcı olabilir misin?
- Tabi amcacım, siz şuraya oturun, şu işimi hemen bitirip sizinle ilgilenirim.
Abdullah hoca başlar beklemeye. Böylelikle bulundugumekânı inceleme fırsatı da geçer eline.
Demek ki gençlerin girip bir türlü çıkmak bilmedikleri,internet-cafe denilen yer burasıdır.
Gözüne takılan her detaydan rahatsız olarak, huzursuz bakışlarla etrafını süzer durur.
Evin bodrumunda kurduğu fare tuzakları gelir aklına. Küçücük bir peynire tutsak olan fareler nasıl kapandan çıkamıyorlarsa, ayrı telden, ayrı telden oyunlara
yakalanan gençlerin de buradan çıkamadıklarını düşünür. Bir ‘fesubhanallah’
Bir ‘fesubhânallah’ daha çeker ve:
- Ähir zaman fitneleri işte canım, der kendi kendine.
Hoca efendinin huzursuz olduğunu fark eden delikanlı hemen bir çay söyleyince, kendisine ikram edilmesinden memnun olur.
En azından bu da bir hürmet ifadesidir. ‘Aferin’ derken içinden, hayıflanır, istemeden:
- Yazık oluyor bu gençlere, hayatlarını heder ediyorlar.
Boşa hayıflanmanın, vah vah demenin, bir faydası olmayacağını bildiği için, delikanlıyla hasbihal etmeye karar verir:
- Delikanlı sana bir şey soracağım ama bilmem ne düşünürsün?
- Buyurun amca, ne soracaktınız?
- Sen Allah’ı bilir misin?
Birbirine girmiş, hiçbir şekle benzetemediği jöleli saçları, her baktığında bir ‘fesubhanallah’ daha çektiği sakal şekliyle bu delikanlıdan aldığı cevap, hoca efendiyi pek şaşırtır.
Cafeyi işleten delikanlı gülümseyen gözlerle bakarak:
- Kul, kendisini yoktan var edip hayat bahşeden, düşünecek akıl, görecek göz veren Rabbini nasıl bilmez amca?
Hayretle sormaktan alamaz kendisini:
- Biliyor musun? Peki neyle biliyorsun Allah’ı, bana bir anlatır mısın?
Delikanlı eliyle cafedeki bilgisayarları göstererek cevap verir:
- Bu bilgisayar ile biliyorum amca.
- Bunlarla mı? Pek anlayamadım.
- Bu bilgisayarların varlığı benim nazarımda Allah’ın varlığının en açık delillerinden biridir.
Bilgisayar kullananlar gayet iyi bilirler amca,böyle bir makine, ancak bir mühendis ve üstün bir teknoloji ile var olabilir.
Ateistin en önde gidenine sorsan, bu zımbırtının tesadüf eseri oluşmayacağını, mutlaka birisi tarafindan yapılmış olduğunu söyler sana.
Meselâ Darwin kalkıp dirilse, şu laptopu göstersen, desen ki:
‘Bu Älet, şu hesap makinesinin tesadüfler zinciriyle evrimleşmiş hâlidir.’ Darwin bile ‘çüş lan deve’ der.
Abdullah Hoca delikanlının anlattıklarından hoşlanmıştır. Keyiflenir:
- Bilgisayarın kendiliğinden yapıldığını kabul etmeyen adam, onu yapan insanın yaratılmış olduğuna gelince kıvırıveriyor değil mi evlâdım?
- Bak amca, burada 20 tane bilgisayar var, bunlar bir sistemle birbirine bağlı, hepsi bir program tarafından idare ediliyor.
Bu sistemi ben kurdum, burayı ben çekip çeviriyorum. Buradaki düzen benden sorulur;
Bazen oyun oynayıp, interneti kullanıp para ödemeden sıvışmaya kalkanlar oluyor.
Hemen yakaliyorum onları. ‘Gel bakalım! Nereye gidiyorsunuz böyle?
Buranın nimetlerinden faydalanıp başıboş bırakılacağınızı mı zannettiniz?
‘Paramız yok abi! ‘ derlerse; ‘Yok öyle yağma! ‘ deyip cezalandırıyorum.
İnternet-cafeyi temizletiyorum: paspas yapıyorlar, camları silip tuvaleti temizlettiriyorum.
Bir saat oyunun, internetin bedeli olur, bunun hesabı sorulur da, sayısız nimetlerle dolu koca bir ömrün hesabını sormazlar mı insana?
Bir cafenin bile işlerini düzenleyen, tertip eden biri varken, koca kâinatı kusursuz işleyen bu sisteminin bir kurucusu olmaz mı?
Olmaz diyenin ahmaklığını bütün noterler tasdik etmez mi?
- Vallahi evlâdım pek takdir ettim seni. Peki Allah’ı nasıl bilirsin, neye benzetirsin?
-Ben Allah’ı hiçbir şeye benzetmeden bilirim amca.
- Bunun böyle olacağını nasıl bildin evlâdım?
Delikanlı eliyle bilgisayarları işaret etti:
- Yine bunlar sağ olsun. Bu bilgisayarları yapan mühendisler başka, bilgisayarlar başkadır.
Birbirlerine benzemezler.
Programı yazan insan başkadır, ortaya konulan program ise bambaşka.
Bilgisayarda yüklenmiş bilgiler vardır, fakat benim bilmem yine başkadır.
Kamerası vardır, ses düzeni vardiır, ama benim gözlerim ve duyup konuşmam farklıdır.
Abdullah amca çocuğun feraset ve anlayışını çok beğenmişti.Sorduğu sorulara aldığı cevaplar, gayet mantıklıydı ve berrak bir imana işaret ediyordu.
Aslında buradaki işi bitmiş, kimlik numarasını çoktan almıştı; ama muhabbete devam etmek istedi.
- Peki varlığına inandığın Rabbin için ne yapman gerektiğine dair ne biliyorsun?
- Ne yapmam gerektiğini biliyorum amca, fakat ne kadarını yapabildiğim hususunda
kendimi yeterli görmüyorum.
- Ne bildiğini söylersen, neler yapabileceğine dair yardımcı olabilirim belki evlâdım.
- Neler yapmam gerektiğine dair şuradan biliyorum amca:
Öncelikle, Rabbim bana bir gönül vermiş. Kendisini bilmeyi nasip edip muhabbetini gönlüme yerleştirmiş.
Ben de gönlümde sadece O’na ve sevdiklerine yer vermeliyim, O’nun istemeyeceği şeyleri gönlümden uzak tutmalıyım.
İkinci olarak bana verdiği dili razı olmayacağı sözlerden korumalıyım.
Her zaman O’nu soylemeli, O’nu anlatmalıyım.
Son olarak bana verdiği bu bedeni onun razı olacağı şekilde kullanmalı, bir gün toprak olacak vücudumu O’nun yolunda eskitmeliyim. Benim bildigim bundan ibaret.
- Ee evlâdım daha ne yapacaksın, başka bir şey kalmadı ki!
- Efendim yapmalıyım, etmeliyim diyorum ama, bal demekle ağız tatlanmıyor ki!
Gidilecek yolu bilmek ayrı, usuluyle yolda yürüyebilmek apayrı bir şey Yine bilgisayar tabirleriyle söylemek gerekirse, Şeytan denilen melun HACKER, benim sistemimde ki NEFS virusunu aktif hale getiriyor.
Üstesinden gelebilene aşk olsun. Etkili bir antivirusprogramı bulmam lazım belki de..
- Ben biliyorum, dedi Abdullah Hoca ve ekledi: “”NAMAZ”"



- Eveeet amca, “”NAMAZ”" anti-virus programlarından birisidir.
Hayat sistemine kurup, günde beş kere de bağlanırız
Böylece sürekli güncellenir…
Gencin saç sakalı değil, imanının kuvvetli olması lazım bize...zaten hiç bir kimse ne göründüğü kadar iyidir, ne de söylendiği kadar kötü...kimseyi dış görünüşüne bakarak yargılamak İslâm`da yoktur...
__________________
"İslâm; huzur ve güven"
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Vergisiz Telefon ve Bilgisayar Mihrinaz Yaşam/Kültür/Sanat 5 28 Eylül 2023 22:48
Bilgisayar Programı Belgin Komik Paylaşımlar 7 27 Şubat 2019 22:09
Bilgisayar ve Çocuk... enderhafızım Çocuk ve Aile Sağlığı 0 06 Mart 2013 16:13
Türkçe Bilgisayar Kitapları enderhafızım Kitaplar/Kütüphane 3 28 Ocak 2013 17:02
ölümde bile bilgisayar Muhteşem Serbest Kürsü 1 18 Kasım 2012 14:41

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.