Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Ekim 2015, 12:36   Mesaj No:5

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4415
Beğendi:3686
Takdirleri:14253
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İslam Mezhepleri Tarihi 1/5 Ünite Özetleri

İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ 5.ÜNİTE
ŞİİLİK I

1- Ehli sünnetten sonra en fazla taraftarı olan ve İslam tarihindeki fırkalaşmalara en belirgin katkıda bulunan mezheplerden birisi?
C: Şia
2- Şianın kelime anlamı?
C: Taraftar, yardımcı, destekleyen, partizan. Kısacası Şia, bir toplumda aynı mesele etrafında teşekkül eden gruplardan(fırkalar) her birisine verilen isimdir. Şia daha çok ayrılma, bölünme, parçalanma anlamında hizipleşme ve klikleşmeyi ifade eden lafızdır.
3- Terim olarak Şia?
C: Hz Peygamberin vefatından sonra Hz Ali ve Ehli Beytini halifeliğe layık insanlar olarak gören, Hz Aliyi meşru halife kabul eden, ondan sonraki halifelerinde onun soyundan gelmesi gerektiğine inanan toplulukların müşterek adı.
4- Eşarinin Şia tarifi?
C: Onlara Aliye taraftar oldukları ve onu, Rasulullahın öteki sahabilerinin önüne geçirdikleri için Şia denmiştir.
5- Şiiliğin üç ana kolu?
C: Zeydiyye, İsmailiyye ve İmamiyye
6- Şia’ya göre Şiiliğin doğuşu?
C: Nass ve tayin nazariyesine, yani Hz Ali’nin Allah tarafından Peygamber vasıtasıyla imam tayin edilişine inanan ve nasları bu istikamette yorumlayan Şia’ya göre; Şiiliğin tohumlarının bizzat şeriatın sahibi tarafından atıldığını söylemek suretiyle mezhebin zuhurunu Hz Peygamber dönemine kadar götürmektedir. Şianın büyük çoğunluğuna göre Ali taraftarlığının Hz Peygamber devrinde, onun vasıtasıyla ve teşvikiyle ortaya çıkıp gelişme kaydettiğini belirtmektedirler.
7- Hz Peygamber devrinde Hz Aliye muhabbet besleyen ve Peygamberin vefatından sonra onun imametini destekleyen ve o daha o zaman Alinin Şiası diye anılan sahabiler kimlerdir?
C: Selmanı Farisi , Ammar b.Yasir, Ebu Zer el-Gıfari, Mikdad b.el-Esved..
8- Siyasi anlamda Şianın gelişmesi kimin zamanında olmuştur?
C: Hz Osman’ın halifeliği zamanında.
9- Hz Ali lehindeki ilk hareket?
C: Velid b.Ukbenin valiliği devrinde Kufe’de ortaya çıktı. Kurra (Kuran okuyucuları) diye anılan bir takın zahid kişiler Ali’nin hilafeti döneminde ve daha sonra Ali Şiasının liderleri oldular. Bu devrede Şiatu Osman kesimi zayıfladı, Şiatü Ali kesimi itibar ve güç kazanmaya başladı.
10- Şianın teşekkülünün hızlanması?
C: Muaviye devrinde, Ali ve sevenlerine lanet edilmişve Ali taraftarları zulüm ve baskı altında tutulmuştur. Buna tepki gösteren Hucr b.Adiy le birlikte yakınlarından beş kişi Muaviye tarafından öldürülmüşlerdir. Emevilerin bu tür uygulamaları, Özellikle Kufe’deki Ali taraftarları ve Müslümanların genelinde derin nefret duygusu meydana getirmiştir. Hz Hüseyin ve ailesinin fei bir katliama maruz kalması da, Şianın mezhep olarak teşekkül sürecine girmesinde son derece etkili olmuştur.
11- Tevvabün hareketi?
C: Kufe Şiası, Emevilerden Hz Hüseyinin intikamını almak için canlarını feda etme pahasına, Süleyman b.Surad el-Huzai tarafından sevk ve idare edilen Tevvabün (tövbekarlar) adıyla bir hareket başlatıldı. Güçlerini birleştirerek 684-5 yılında Kufeden ayrılan dörtbin civarındaki gönüllü, Hüseyinin kabrini ziyaret ettikten sonra “Aynül Verde” yakınlarında Emevi ordusuyla karşılaştı. Cereyan eden savaşta, liderleri Süleyman .Surad dahil olmak üzere çoğu kılıçtan geçirildi.
12- Şianın ilk lideri?
C: Hz Alinin Fatıma dışındaki bir hanımından olan oğlu Muhammed ibnül Hanefiyye. Vefat edeceği sırada oğlu Ebu Haşim Abdullahı liderliğe atamıştır.
13- Keysaniyye?
C: Muhammed d.el-Hanefiyye ismi etrafında ortaya çıkan hareketin adı. Liderleri Muhtar es-Sakafi.
14- Şii farklılaşmanın ilklerinden kabul edilen inan.?
C: Muhammed b.el-Hanefiyye ‘nin ismi etrafında ortaya çıkan Keysaniyye’nin , onun ölmediği, Radva dağında gizlendiği(gaybet), bigün insanların arasına geri dönerek yeryüzünü adaletle dolduracağı(mehdi) şeklindeki inançları Şii farklılaşmanın ilklerinden kabul edilir.
15- Şiiliğin teşekkül sürecinde önemli bir yere sahip olan Gulat(aşırılar) fırkaların ileri sürdüğü aşırı düşünceler ve daha sonra İmamiyyenin süzgeçten geçirerek kabul ettiği bu görüşler nelerdir?
C: İlahi ruhun Hz Peygambere, sonra da Ali ve evlalarına hulul ve intikal etmesi, Allahı kula, kulun da Allaha benzemesi (teşbih), Allahın bir şeyi bilmezken daha sonra bilmesi (hudusül ilm) veya bir şeyin iyi yahut kötü olarak ortaya çıkacağını bildirmişken aksinin zuhur etmesi (beda), peygamberliğin sona ermeyeceği, zaman içinde imametin peygamberliğe dönüşeceği, imamların peygamberin vasisi olup nübüvvet otoritesine sahip bulundukları, gaybı bildikleri, bir kısmının ölmeyip gözden uzaklaştıkları ve tekrar dönecekleri (recat), ruhların bir bedenden diğerine intikali (tenasüh/ ruhgöçü), bu yolla ahiret hayatının iptali, dini nasları bir gerekçeye dayanmaksızın Batıni anlamda tevil ve onlardan kastedilmeyen başka anlamlar çıkarma, bu yöntemle haramı helal, helali haram sayma ve ibadetlerin farziyetini kaldırma (ibaha) gibi İslam toplumunca tasvip edilmeyen ve çoğu sahih İslam inancına ters düşünceler.
16- Gali (aşırı) fırkaların isimleri?
C: İlk dönemden itibaren ortaya çıkan bu gruplarda Hz Alinin ilahlığını ve ölümsüzlüğünü kabul eden Sebeiyye, Alinin ilahlığını, vasiliğini, Ali evladının kutsallığını, geleceği bildiklerini, tenasüh, recat, beda ve ibaha ile ilgili iddiaları ileri süren Keysaniyye müşterek ismi altında toplanan Beyaniyye, Cenahiyye, Harbiye, Haşimiyye, Kerbiyye Muhtariyye ve Rizamiyye gibi fırkalar, gali fırka kabul edilir.
İsmail b.Caferin ölmediğini tekrar dönüp dünyayı islah edeceğini ileri sürenler, her zahirin bir batını bulunduğunu iddia ederek Batıni tevile yönelen İsmaililer, Karmatiler, Batıniler, Seb’iyye, Muhammire ve günümüzdeki inanç ve tatbikatları itibariyle Nizariyye, Nusayriyye veya Nemiriyye, Şeyhiyye, Babilik ve müstakil bir din olarak ortaya çıkmadan önce Bahailik de birer gali fırka özelliği taşırlar.

17- İmamiyye’nin ortaya çıkışı?
C: İkinci hicri asırda, Şii farklılaşmanın odağında mevcut olan uluhiyet ve nübüvvet gibi aşırı fikirler zamanla ayıklanmış ve ortaya İmamiyye çıkmıştır.
18- Zeydiyye ?
C: Zeydilik, İmamiyye şiasının dördüncü imamı Ali b.Hüseyin Zeynelabidin’in olu Zeyd’e, ondan sonrada oğlu Yahya’ya uyarak onların imametini ileri sürenlerin mezhebidir. Şii fırkalar arasında mutedil ve Ehli Sünnete en yakın olması ve diğer Şii grupların aksine, ilk üç halifeyi kabul etmeleri sebebiyle Zeydiliği Şianın dışında tutanlarda vardır. Zeydiler itikatta Mutezile, amelde de Ebu Hanife’nin mezhebini takip ederler. Bugün yoğun olarak Yemen’de yaşarlar.
19- Zeydi hareketlerin ilki?
C: Zeydi hareketlerin ilki ve en önemlisi Zeyd b.Ali isyanıdır. Başlangıçta onbeşbin kadar kişinin kendisine biat sunduğunu tespit etse de isyan başladığında korkup kaçanların dışında 218 kişiyi bir araya getirdi. Emevilere şiddetle mukavemet eden Zeyd ve taraftarları, hasımlarından yetmiş kişiyi öldürmelerine rağmen mağlup oldular.Başına isabet eden bir okla yaralanan Zeyd kısa bir süre sonra öldü.
20- Zeydiyye’nin imamet nazariyesi?
C: Zeydiyye’nin imamet nazariyesinin omurgasını efdal(en faziletli) ve mefdul(da az faziletli) oluşturur. Buna göre, hilafet için gerekli vasıflara sahip en uygun kişi olan Hz Ali dururken, daha az faziletli olan Ebubekir ve Ömer, adaleti hükmetmeleri koşuluyla imam olabilir.Zeyd b.Ali’nin bu görüşü, Zeydiyye’nin imamet nazariyesinin şekillenmesinde büyük önem taşır.
21- Zeydiyye’nin itikadi görüşlerini yazınız?
C: itikad konularında Zeydiyye “el menzile beynel menzileteyn” prensibi hariç Mutezile’nin beş esasından dördüne bazı küçük farklılıklara rağmen aynen benimsemiştir.
TEVHİD: Allahı birlemek, Allahın zatını her türlü şüpheden uzak tutmaktır.
ADALET: Allah küfrü, zulmü ve adaletsizliği yaratmaz, insanlara sadece iyiliği ve itaati emredip kötülüğü yasaklar ve insanı kendi fiilinde serbest bırakır.
EL VAD VEL VAİD: İyilik yapanları ödüllendireceğini vaat eden Allahın bu sözünden dönmemesidir.
Zeydiyye genel olarak büyük günah sahibini fasık-mümin olarak isimlendirir ve onların tevbe etmeden ölmeleri halinde ebedi cehennemde kalacağına inanır.
EMRİ BİL MARUF NHYİ ANİL MÜNKER: İyiliği emretmek kötülükten sakındırmak.

22- Zeydiyye’nin amel görüşlerini yazınız?
C: Zeydi fıkhı, birçok konuda Hanefi fıkhı ile büyük bir yakınlık içindedir. Bir çok konuda Hanefiyye mezhebine yakınken bazı konularda Şii fırkalarla paralellik arzeder. Humus vergisi konusunda İmamiyyeye oldukça yakındır. Zeydi fıkhına göre İslamın ilk devirlerinde Muta nikahı mübah iken daha sonra neshedilmiş haram bir nikah türüdür. Yine Zeydilere göre, İmamiyeden farklı olarak, mestler üzerine meshetmek, adil veya zalim herkesin arkasında namaz kılmak, Ehli kitabın kestiğini yemek caiz; muvakkat nikahın yanı sıra takiyye yasak, beda ise mümkün değildir.
23- Zeydiyye’nin imamet anlayışı nasıldır?
C: Onlara göre Hz Peygamber sağlığında isim vererek bir imam tayin etmemiş ve vasiyette bulunmamıştır. İmamiyyenin dediği gibi bir önceki imam bir sonrakini belirlemişte değildir. Ancak imamın sahip olması gereken özellikler belirtilmiştir. Taşıdığı vasıflar itibariyle Hz Ali imam olmalıdır. En önemli iki vasıf takva ve ilimdir. Ancak bu İmamiyyenin öne sürdüğü gibi Peygamberden Hz Ali yoluyla gelen özel (Vehbi) bir ilim değil, kesbi, yani sonradan kazanılmış, öğrenmekle elde edilen bir ilim olmalıdır.
İmam Zeyd, gizli (gaib) imam fikrini reddetmiştir.

24- Zeyd b.Ali ‘nin Cemel ve Sıffın savaşı hakkında görüşü?
C: Zeyd, büyük babası Hz Ali’nin Cemel ve Sıffın deki savaşlarda haklı mı yoksa haksız mı olduğunun kesinlikle bilinmeyeceğini, ma iki taraftan birisinin muhakkak haksız olduğunu söylemiş, böylece hem Mutezile ile aynı görüşü paylaşmış hem de imamların ismetine (günahsız olduğuna) karşı çıkmıştır.
25- İsmailiyye?
C: Ehli Beyt imamı Cafer Sadıktan sonra imametin, onun küçük oğlu Musa Kazım’ın değil de, büyük oğlu İsmailin ve ondan sonra onun soyundan gelenlerin hakkı olduğu iddiasıyla hicri 2.asrın ikinci yarısında İmamiyye’den ayrılanların oluşturduğu bir Şii mezhebidir. Bu fırka için Talimiyye, Batıniyye, Melahide ve Seb’iyye isimleri de kullanılmaktadır. İsmailin babasından önce ölmüş olmasını bir mani olarak kabul etmeyen grup, onun ölmediğini ve gerçek imam olarak geri döneceğini (recat) savunurken; önemli bir çoğunluk İsmailin öldüğünü ve imamet hakkının Cafer Sadıktan sonra torunu Muhammed b.İsmail b.Cafer e intikal ettiğini kabul etmiştir. İsmail b.Cafere bağlılıklarından dolayı Halis İsmaililer olarak ta isimlendirilir.
26- İsmailiyyenin tarihi hakkında kısa bilgi? (uzununu kitaptan okuyacaksınız maalesef )
C: İsmailiyyenin tarihi incelenirken genellikle takip edilen usul, Fatımiler dönemine kadar fırkanın doğuşu, Fatımiler dönemindeki durumu, Mustaliyye ve Nizariyye diye ikiye ayrılması ve her iki kolun günümüze kadar uzantılarının ele alınmasıdır. Muhammed b.İsmail b.Cafer, mestur,yani İsmailiyye’nin gizli imamlarından ilki sayılmaktadır.
27- Fatımiler?
C:)L Kuzey Afrika’da İsmailiyye’yi yayıp Fatımi devletinin temelerini atan kişi, İsmaili davetçi (dai) Ebu Abdullah eş-Şii’dir. Eski doktrine göre mehdi olarak zuhur edecek kişi Muhammed b. İsmail’dir. Bu defa,Fatımi doktrini denen yeni sistemde, Ubeydullah mehdi olarak zuhur etmiş oluyor ve böylece setr(gizlilik) devresinden zuhur (açıklık) aşamasına geçiliyordu. (çok karışık-bir sürü isim- beş kere okumak lazım-biraz kısalttım
28- Karmatiler doğuşu ve bitişi?
C: Eski doktrine, yani Muhammed b. İsmail’in kıyamete yakın mehdi olarak döneceği görüşüne bağlı olan Bahren Karmatileri ile Irak, Rey ve Deylem’de bulunan mezhep mensupları Ubeydullah’ı tanımadılar. Bu gruplar Fatımi İsmailiyesinden daha aşırı bir dini görüş benimsediler. Koyu bir Batınilik eşliğinde, ibadetleri düşüren, haramları helal, helalleri haram sayan ibadi bir telakkiyi kabul ettiler. Bunların arasında en ses getireni Karmati lider Ebu Tahir Cennabi’nin 930 yılı hac mevsiminde Mescidi Haramı basması, binlerce hacıyı katletmesi v eHaceri Esvedi yerinden söküp Bahreyn’e taşımasıydı. Bu tür aşırılıkları ve mücadeleci yanları nedeniyle Karmatilik tarih içinde varlığını uzun süre devam ettiremedi.
29- Kahire şehrini kurarak başken yapan devlet?
C: Fatımiler.
30- Fatımi İsmailiyyenin tarihindeki en önemli ihtilaflardan birisi nedir? Dürzilik’in ortaya çıkışı?
C: Bu ihtilah altıncı halife Hakim zamanında ortaya çıktı. İmamet ve hilafetle yetinmeyip, tecessüdi ilahi (Allahın ruhunun onun bedeninde hululü) iddiasında bulunmak suretiyle kendisine ilahlık atfeden Hakim’in farklı bir inanç sistemi kurarak, başına veziri Hamza b.Ali’yi geçirmesiyle Dürzilik hareketi ortaya çıktı.
31- İsmailiyyenin iki ana fırkaya bölünmesi?
C: Fatımi halifesi Munasır’ın uzun süren hilafetinin sonunda, İsmailiyye, tarihinin en büyük bölünmesiyle karşı karşıya kaldı. Fatımi geleneğine göre Muntasır’ın büyük oğlu Nizar’ın imam olması gerekirken, yeterli tedbirleri alamadığı için, küçük kardeşi Ahmed, ordu komutanı olan kayınpederi Efdal’in yardımıyla El-Müstali adıyla imamlığını ilan etti ve ağabeyi Nizar’ı İskenderiye’de bir hapishanede öldürttü. Böylece İsmailiyye, uzantıları günümüze kadar devam eden Nizariyye ve Müstaliyye adlı muhalif iki ana fırkaya ayrılmış oldu.
32- Nizariler hakkında bilgi?
C: Nizariyye, günümüze kadar devam eden mevcudu ve İslam tarihindeki yeri itibariyle, İsmailiyye mezhebinin en önemli koludur. Hilafetin gerçek sahibi olmasına rağmen hakimiyet kuramayan Nizar, daha babasının sağlığında Mısır’a gelen Hasan Sabbah ın şahsında hırslı ve muktedir bir destekçi bulmuştur. Önceleri bir İmamiyye Şiası iken, Irak’ta dailein gayreti ile İsmailiyye mezhebine geçen Hasan Sabbah, Nizar’ın imameti lehinde çalışmış; ihtilalci fikirleri ve İran Alamut merkezi muazzam teşkilatı (HaşHaşin) ile İslam dünyasında Batıni akidelerin yayıcısı olmuştur.
33- Nizarilerin şuanki dni liderleri?
C: Nizarilerin dini liderleri 1957 yılından itibaren 4.Ağa Han ve 49. imam olan Kerim Şah’tır.
34-Mustaliler? Bölünüşü?
C: Mısır Fatımi devleti, kuruluşundan 262 yıl sonra 1171 de Sünni Eyyübiler tarafından ortadan kaldırıldıktan sonra, Müstaliler merkezlerini Yemen’ taşıdılar. Nizarilerin aksine sakin bir hayat sürdüler. Mustali İsmaililerin başı dai mutlak denen başdaidir. Bu ünvana kimin sahip olacağı konusunda yaşanan ihtilaf sonucu Mustaliler, Davudiler ve Süleymanileri olarak ikiye bölündüler.
35- Mustali İsmaililerin çoğunluğu nerede ve hangi adla yaşamaktadırlar?
C: Hindistan’da yaşamaktadır ve Bohralar adıyla anılmaktadır.
36- İsmailiyye’nin itikadi görüşleri?
C: İsmaili düşüncenin en önemi unsuru zahir-batın ayırımıdır. Her zahiri ve lafzi mananın bir Batıni ve hakiki manası olduğunu ileri sürmüşlerdir. Onlara göre Kuran ve İslam şeriatının zahir manası ile batın manası birbirinden tamamen ayrılır. Yeni bir şeriatle gelen her peygamberin getirdiği dinin zahiri yönü değişirken, sonsuz ebedi hakikatleri ihtiva eden batıni yönü değişmeden kalır. ,farklı din ve şeraitlerde bu değişmez hakikatlere ulaşmak yalnızca İsmaililer (havas) mümkünken, İsmaili olmayanlar (avam) sadece dinin zahiri manasını anlayabilirler. Batıni mana ise ancak imamın öğretmesiyle anlaşılabilir.
Onlara göre vahiy(zahir) alan ve kendisinden önceki şeriatı nesheden natık (şeriat koruyucu peygamber) iken, tevil ilmi yoluyla batıni manayı açıklayan vasidir (imam)
İlk İsmaililere göre insanlığın dini tarihi yedi devirden müteşekkildir. Tarihin ilk altı devresi, natıklar, yani Adem,Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed olmak üzere altı ululazm peygamberden ibarettir. Bu mezhebe göre Muhammed b.İsmail, İslamın yasalarını yürürlükten kaldıran yedinci ve son devri başlatmış ve böylece dini hükümlere ihtiyaç kalmamıştır. Bu yedili devir inancı sebebiyle İsmailiyye, yediciler anlamına gelen Seb’iyye ismiylede anılmıştır.

37- Müstali ve Nizarilerin itidaki inanışı?
C: Günümüze kadar değişik evreler geçiren bu inanışın, İsmaililerin Nizari ve Mustali olarak ikiye ayrılmasından bu yana tezahürleri farklı olmuştur. Mustaliyyede esasta batıni inancı ve dailik sistemini benimsemiş olmakla birlikte, Nizariyyeye göre daha mutedil görüşlere meyletmiştir. Mustalileri Allah, Muhammed, Kuran ve Sünnet hakkındaki görüşleri Ehli Sünnetinkine yakındır. Nizariler ise Allahı tanımanın zamanın imamını tanımak olduğunu söyleyip onun sözünün Allahın sözü olduğunu iddia etmişlerdir. Ramazan ayı bin aydan daha hayırlıysa zamanın imamıda bin peygamberden daha büyüktür. Bu, nübüvvet nurunun velayet nurundan çıktığını gösterir. Ağa Han’a tabi olan Mevlailer, Cebrailin Kuranı, Hz Ali yerine yanlışlıkla Hz Muhammede götürdüğünü ileri sürmüşlerdir. İmamı tanımayan kimselere, Sünnilerin helal kıldığı şey bile haramdır. İmamı tanıyan kise için işe, Şarap içme gibi Sünnilerin haram kıldığı şeyler dahi helaldir.
38- İsmailiyyenin ameli görüşleri?
C: Mustalilere göre dinin esasları velayet, namaz, zekat, oruç, hac ve cihaddan ibarettir. Velayet islamın ilk direği olup kelimei şehadete şöyle yansır. “lailahe illahlah muhammedun rasulullah ve alıyyun veliyullah ve vasiyyun nebi.”. Farz olan beş vakit namazı üç vakitte birleştirirler (cem). Abdest Sünnilikteki gibidir. Sünniler ve Zeydiler gibi bunlarda mut’a nikahını kabul etmezler.
Nizari İsmaililere göre islamın şartı velayet(iman), taharet, namaz, zekat, oruç, hac ve cihad olmak üzere 7 esastan ibarettir. İmanın en önemli şartı zamanın imamını bilmek ve onun emirlerine boyun eğmektir. İmanın ve islamın şartları velayetin sadece yardımcı unsurlarıdır. Nizarilere göre ikinci önemli esas, zekattır. Oruç, imamın söz ve fiileri karşısında sükut edip sırrı ifşa etmemektir. Onlara göre oruç Ramazan ayında sadece bir gün tutulur. Bununla birlikte Ramazan ayı kutsal sayılır.

39- Nizarilerin bu günkü durumu?
C: Nizarilere ait saydığımız inanç ve pratikler, yaşanılan bölgeye göre farklı şekillere bürünebilmektedir. Özellikle takiyye (inancı gizleme) önemi olduğundan, zaruri durumlarda Nizariler, diğer Müslüman topluluklarla kaynaşarak kendi inançlarını gizleyebilmektedir. Mamafih bugün, Nizari İsmaililiği’nin Hindistandaki Hocalar kolu, Ehli Sünnet ve Hinduizm den aldığı bazı unsurları birleştirerek garip bir çehreye bürünmüştür.


__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla