Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Adap-Edep-Ahlak (https://www.forum.medineweb.net/653-adap-edep-ahlak)
-   -   Müslüman flörtçüler !!! (https://www.forum.medineweb.net/adap-edep-ahlak/28932-musluman-flortculer.html)

Fatıma-i Zehra 18 Nisan 2014 11:30

Müslüman flörtçüler !!!
 
"Müslüman flörtçüler" üzerine ibretli bir mektup!

Sizlere ibretli bir mektup sunacağım. Neredeyse yoruma hiç gerek yok; gerçekler tüm açıklığıyla ortada. Evet, Dilruba rumuzuyla yazan kardeşimizin mektubunu aktarıyorum:

Çok değerli Cemil Ağabey! Son zamanlarda evlilik, cinsellik ve gençlik üzerine kaliteli çalışmalar yapıyorsunuz. Ben de bir genç olarak yarama parmak bastığınız için bu yazıyı yazmak ihtiyacı duydum.

Ben erkeklerle hiçbir zaman muhatap olmadım. Lisede hocalarımla bile konuşurken başımı öne eğer, edep ve saygıyla onlarla konuşurdum. Hayatımda erkek olarak sadece babam ve ağabeyim vardı. Üniversiteye geldiğimde dindar, müsbet ve İslâmî bir bölümde okuyan bir beyle tanıştım. Ciddi olarak görüşüyorduk. Bu görüşmeler sırasında ben, kendi hayamla oturmaya, kalkmaya ve konuşmaya dikkat ederdim. Bildiğim dinî ve imanî hakikatları açıklamaya çalışırdım. Sonuçta muhatabım, sadece iman hakikatlarından haberdardı, ama içli dışlı değildi. Evliliğimizi, ileride nasıl bir hayat kuracağımızı, dünya ve ahiret saadetini, kısacası her şeyi meşru daire içinde konuşmuştuk. Bu görüşmeler sıklaşınca işin içine ister istemez nefis ve şeytan karışmıştı. Ben ise ona, bazı tutum ve davranışlarının yanlış olduğunu, yapmaması gerektiğini, meşru olmayan lezzetlerin haram olduğunu, branşı gereği bunları asıl kendisinin anlatması gerektiğini ifade etmeye çalıştımsa da, nafile... Sonunda bir nefis taşıdığım için ben de bu havaya kapılmıştım. İş ciddiye dönüşünce ailesinden sorun çıktı. Böylece bütün söylemler suya düştü. Yaptığım hatalar, günahlar, haram lezzetler bana kaldı.

Olayın üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen ben sürekli vicdan azabı duyuyorum, her zaman, her namazda tevbe ediyorum. Ağlamadığım gün ve gece yoktur. Ben kendimi affedemediğim halde Rabbim beni nasıl affedecek, onu düşünüyorum; düşündükçe kahroluyorum. Üzüldüğüm şey, dinî ve imanî hakikatlardan haberdar olan birisi olmama rağmen nasıl oluyor da, bu tür şeyleri yapmışım? Benim gibi olan yüzlerce kız var. Size anlatamayacağım hüzün ve pişmanlıklar içerisindeyim. Bunu Cenab-ı Haktan başka kimse bilemez herhalde.

Benim suçum, ciddi olarak evliliği düşünmemdi. Benim suçum dindar, dinî hakikatlardan haberdar bir insana güvenmekti. Suçum, Doğu kökenli olup, ailesinin beni kabul etmemesiydi. Suçum, dünya ve ahiret saadetini sağlamayı düşünmem, lüks ve şatafatlı bir hayatı istemememdi. Suç üstüne suç sayabilirsiniz...

Bu olaydan sonra dindar bile olsa erkeklerden nefret etmeye başladım. İçimde onlara karşı kin ve düşmanlık vardı. Evliliğe kapalı kalmıştım.

Ben artık şefkat tokatlarını yemiştim, aklım başıma gelmişti. Bu mektubu gençlere örnek olsun diye yazıyorum. Hiç kimse, Benim konuştuğum, görüştüğüm kişi temizdir, dürüsttür, dindardır, güvenilirdir, muhafazakârdır deyip, kendini kaptırmasın. Çünkü olaylar başka mecralara kayıyor. İnsan geçmişine dönüp baktığında ahlar, hüzünler, senelerce unutulmayacak izler, gözyaşları ve günahların kara lekesi belleğinde kalacaktır.

Bu musibet bana ne kadar aciz, zayıf ve çaresiz olduğumu, dünyanın gayri meşru lezzetlerinin bir yedirip bin tokat vurdurduğunu, bir an bile nefis ve şeytanla baş başa kalmanın ne büyük yaralar açtığını öğretti. Belâ ve musibetlere karşı sürekli istiğfar etmek gerektiğini, tevbe kapısının açık olduğunu, her şeyde bir hayır ve hikmet bulunduğunu, esma-i hüsnadan birinin de Tevvab olduğunu, hata işleyip nefis muhasebesi yapmakla Hz Yunus'un (a.s.), sabrederek Hz. Eyyub'un (a.s.) meyvelerine ulaştığımı gösterdi.

Bunları hiç kimseye anlatmış değilim. Siz gençlik sorunlarıyla ilgilendiğiniz için, gençlerin ibret alması niyetiyle yazıyorum.

...

Evet, acı bir tecrübe yaşamış bir kardeşimizin bu içler acısı feryadına, umarım genç kardeşlerimiz kulak verir.

Bu mektup gösteriyor ki, kız erkek arkadaşlığında, tarafları mutsuz edecek sayısız sorun ve tuzak var. Meşru ölçülerin dışına taşıldığında telâfisi zor, belki imkânsız kayıplar söz konusu olabiliyor.

Okuyucum, Bu görüşmeler sıklaşınca işin içine ister istemez nefis ve şeytan karışmıştı. Ben ise ona, bazı tutum ve davranışlarının haram olduğunu ifade etmeye çalıştımsa da, nafile... Sonunda bir nefis taşıdığım için ben de bu havaya kapılmıştım diyor mektubunda. Acaba bugüne değin, İki namahrem baş başa kaldıklarında üçüncüleri şeytandır hadisini duymamış mıydı? Peygamberimizin (a.s.m.) bu uyarısı, insanların kendi fıtratlarını iyi tanımalarıyla yakından ilgili. İnsan bu şekilde yaratılmış. Onun fıtratı dün nasılsa bugün de öyle ve yarın da aynı olacak.

İş ciddiye dönüşünce ailesinden sorun çıkması, neredeyse bütün erkek kız ilişkilerinde ortaya çıkan bir sorun. Gençlerin kendi kendilerine gelin güvey olmaları, olumlu bir sonuç doğurmuyor. İlişkilerin duygularla değil, akılla yönlendirilmesi, hikmet ve muhakemenin şekillendirdiği bir stratejinin olması şart. Aşk, sadece maddeden ve duygudan ibaret görülürse, önündeki engellerle savaşmak güçleşir. Kişi sevmesini bildiği kadar, sağlıklı ve kalıcı bir mutluluğun önündeki engellerle savaşmasını ve sonuç almasını da bilmelidir.

Eğer bunlar dikkate alınmazsa, Yaptığım hatalar, günahlar, haram lezzetler bana kaldı diyen genç gibi, ah vah edilir, ama mutsuz sonuç değişmez.

Bu gencin, şu uyarısı da, pahalıya mal olan önemli bir tecrübe: Hiç kimse, Benim konuştuğum, görüştüğüm kişi temizdir, dürüsttür, dindardır, güvenilirdir, muhafazakârdır deyip, kendini kaptırmasın. Çünkü olaylar başka mecralara kayıyor.

Bir kişi temiz, dürüst ve dindar olunca, dinî emir ve yasakların muhatabı olmaktan çıkıyor mu? Hiç kimse Peygamberimiz (a.s.m.) ve ashabı kadar temiz, dürüst ve dindar olamaz. Oysa Rabbimizin cinsellik, iffet ve edeb konusundaki emir ve yasaklarının ilk muhatabı onlar değil miydi? Allah'ın Resulüne yasak olan bir davranış, kime serbest olabilir ki?

Ağır tahrik ve baskı altında bulunan gençlerin meşruiyet dışına çıkarak kendilerini tatmin etmeleri mümkün değil. Ancak evlenmeden bu ağır imtihanı göğüsleyebilmeleri de zor.

Tabiî evlilik gibi önemli bir sünneti gerçekleştirmek istediğinizde bir dizi imtihanla karşılaşacağınızı da hesaba katacaksınız. Bu imtihanlara hazır olmak, başarıyla çıkmak için de gereken bilgi ve beceriyi edinmek şarttır.

Cemil Tokpınar

zehirliok.net'den alıntıdır.

nur__ 17 Mayıs 2014 23:50

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
ArO*
Rabbim, biz aciz kullarını nefsimize mağlup etmesin inşallah.

Fatıma-i Zehra 18 Mayıs 2014 00:14

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
Alıntı:

nur__ Üyemizden Alıntı (Mesaj 333870)
ArO*
Rabbim, biz aciz kullarını nefsimize mağlup etmesin inşallah.

amn* c*

Fatıma-i Zehra 16 Temmuz 2014 01:27

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
Yaptığım hatalar herkese ibret olsun


"Hikayeme nerden başlayım bilmiyorum ama neresinden tutarsan elinde kalıyor denir ya aynen öyle. En iyisi en baştan başlamak. O zamanlar 19-20 yaşlarındaydım ister cahil diyin ister kör diyin. internette tanıştığım bir "tesettürlü" kıza aşık olmuştum. mesajlar, resim göndermeler, telefonda konuşmalar hatta en sonunda kamerada konuşmalar derken haramın her türlüsüne bulanmıştım. O zamanlar sevgilim "tesettürlü" diye bir de gururlanıyordum. Idrak edemediğim tarafı ise özde değil sözde "tesettürlü" olmasıydı. Hani şu bazı resimlerde gösterdiğiniz başında bir bez parçası bulunup, dar kotlar giyenler var ya o cinstendi, neyse. 1-2 sene yüz yüze bile görüştükten sonra evlenelim dedik. Ailelere söylemek gerekiyordu. Ama haramlarla başladı ya öyle de devam etmeliydi. Ne de olsa temeli haram ve günah olunca devamı da öyle olmalıydı. Ailelerimize türlü yalanlarla anlattık. Sancılı bir isteme, söz, nişan döneminden sonra resmi nikahımız da kıyılmıştı. Artık daha da rahat görüşüp buluşuyorduk. Ben yurt dışında yaşadığım için düğün yurt dışında olacaktı. Vize işlemleri sürerken gelinlik krizi patlak verdi. "Hayatımda bir kere evleniyorum açık gelinlik istiyorum. Evlendikten sonra daha da çok kapancam" diyordu. O an bişey oldu ve dedimki; çocuklarımın annesi bu kız mı olacak? Tesettürün pazarlığı olur muydu? Tabi ufak tefek başka şeylerde birikmişti ve bu işi sonlandırmanın vaktinin geldiğini anladım. Düğün olmadan boşandık...

Şimdi mi? Boşanalı 2 yıl oldu ve halime şükrediyorum o pis günahkar haramlarla dolu günlerden kurtulduğum için. Boşandıktan sonra ayetlerle hadislerle tanıştım Elhamdülillah ve yaşadıklarımdan hep bir ders çıkardım. O zamanlar tesettür gibi gördüğüm bez parçasının tesettür olmadığını anladım....

Bazılarının "eee ne yapalım şimdi, niye yazdın ki" dediğini duyar gibiyim: Yaptığım hatalar herkese ibret olsun. Haramla başlayan hiç bir şeyin sonu helaldeki gibi olmuyor. Battıkça batıyor insan. Büyük aşk büyük felaketi oluyor insanın (Mazallah). Ve anladım ki; helaldeki güzellik ve hoşluk hiç bir haramda yokmuş. Inşaallah bunu herkes okusun ve harama düşmeden kendini kurtarsın...."

NOT: Gerçek bir hikayedir ve alıntıdır. Rabbim bu gençten razı olsun !

Fatıma-i Zehra 15 Ağustos 2014 21:13

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


alıntıdır

Fatıma-i Zehra 15 Ağustos 2014 21:30

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
"Harama düşmemek için şehvetine direnen genç, kulluk misyonun iftihar tablosudur."

Nureddin YILDIZ

İslaminesil 15 Ağustos 2014 22:32

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
ne yazikki insanlar ders cikarmamakla beraberle akledemiyorlar..sonuc hûsranlarla sonuclaniyor.

Fatıma-i Zehra 18 Ağustos 2014 22:28

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
Gelip geçici hislerinizin kurbanı olmayın


Hislerinizi kontrolden çıkaracak ortamlardan uzak durun, mahremiyet sınırlarını aşarak aklınızın, mantığınızın, hatta ailenizin kabul etmeyeceği kararlar almaya kendinizi mecbur hale getirmeyin.

Şunu unutmayın ki, insandaki cinsel duygular, mahremiyet sınırları içinde korunur da tahrike maruz kalmazsa, sahibini akıl-mantık dışı kararlar almaya zorlamaz, utanacağı yanlışı yapmaya mecbur bırakmaz.

Ne zaman bu konudaki sınırlar aşılır, yabancılarla yüz yüze, göz göze şaibeli şekilde buluşmalara, görüşmelere taşınırsa, o zaman akıllı insanın alamayacağı kararları aldıran duygu dayatmaları söz konusu hale gelir!

Efendimizin (a.s.m.) şu ihtarı da bunu ifade etmektedir zaten:
“Mahremiyet sınırlarını aşıp taşarak cinsel hislerini ayaklandıran insan, aklının ya tümünü ya da üçte ikisini kaybetmiş gibidir!” (Keşfü’l-Hafa, 2/129)

Artık alacağı kararlar, yapacağı işler aklının, mantığının değil de alevlenmiş hislerinin kararı olur. His ise önünü görmez, sonra aklı başına gelir; ama bu defa da zamanı geçmiş bir akıllanma olur bu. Böyle üzücü sonuçlara maruz kalmamanın tek çaresi, iki ikiye tenhalarda yabancılarla şaibeli şekilde buluşmaktan kaçınmak, tahrikçi zemin ve görüntülerden kendini korumaya, kollamaya almaktır.

Sözün özü: Haram-helal sınırlarını tanıyanlar kendilerini korumaya alırlar, tanımayanlar kendilerini yanlışlara mecbur sanırlar!

Sorularlaislamiyet.com

Fatıma-i Zehra 23 Ağustos 2014 16:52

Cevap: Müslüman flörtçüler !!!
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Dinimiz flört tarzı ilişkiye nasıl bakmaktadır ?


Flört Müslümanlarların lügatında yeri olan bir kelime olmadığı gibi, ifade ettiği mana da Müslümanlarda hayat bulan bir olay değildir. Flörte kimler ne mana yüklerse yüklesin. İslam böylesine hissi bir konuda erkekle kadına sınırlar çizer ve Efendimizin meşhur ikazı iki tarafı da kesin ölçülerle korumaya alır, muhafaza eder.

Nedir Efendimizin kesin ve çok makul olan ikazı?

– Yabancı bir kadınla bir erkek iki ikiye, baş başa kalırlarsa üçüncüleri şeytandır!

Evet, biribirine yabancı iki karşı cinsin tenha bir yerde baş başa kalışları; hislerinin isyanına, yaratılışta var olan duyguların ayaklanmasına vesile teşkil eder. Cinsi hislerin ayaklanması ve isyanından sonraki safhaları ise kimse kestiremez. Nerede başlar, nerelere kadar gider. Zaten toplum hayatındaki pişmanlıkların, hatta cinayetlerin ve kötülüklerin büyük çoğunluğunun bu ikaza kulak asmayıştan, aradaki sınırı aşıp taşmaktan kaynaklandığı da yaşanan günlük olaylarla sabittir.
Bunun istisnası yok mu, her kadın, her erkek böyle mi?

Elbette öyle bir iddiamız olmaz. Elbette her kaidenin istisnası olur. Lakin istisnalar hep müstesna kalır, umumi hükmü değiştirmez. Bildiğim gerçek odur ki kadın kendisini şaibe altına sokacak laubaliliklerden uzak kalmalı, kolay elde edilen, kolayca da terk edilen eğlence metaı haline gelmemelidir.

Bilindiği üzere kolay elde edilen şeyin kıymeti pek bilinmez, kolayca da terk edilmesinde mahzur düşünülmez. Değerli şeyler ise hep zor elde edilir, böylece de kolayca terk edilmezler. Kadın değerlerin en yücesi, itibarını korunması lazım gelenlerin de en önde gelenidir. Kadının bir gün falanın yanında, öteki günü de filanın kolunda olması, bir başka gün ise kimin yanında olacağının bilinmez hale düşmesi, onu hayatı boyunca itibarsızlığa mahkum eder. Bir değerli hayatı böylesine değersiz ve itibarsız hale düşüren şeye ise siz ister flört deyin, isterse başka bir şey; ne savunulur ne de sonucu basite alınacak bir doğallık olarak görülebilir.

Yine bir kudsi beyandan öğrenmekteyiz ki sonu evliliğe varmayan gayrımeşru yakınlaşmalardan taraflar öylesine pişmanlık duyacak ki ahirette:

– Keşke ateş parçası tutsaydım da böyle sonuçlar verecek başlangıçlar yapmasaydım diye feryat edeceklerdir.

Ama bunun faydası olmayacaktır. çünkü ok yaydan çıkmış, kurşun hedefi vurmuş; tamiri mümkün olmayan tahribat vaki olmuştur.

Onun içindir ki dindar ailelerde kadın, kuracağı yuvada mutlu ve huzurlu olmak için geride şaibeli bir geçmiş bırakmamaya çok dikkat eder, vardığı yerde başına kakılacak bir sürü yanlışların sahibi olmama konusunda büyük titizlik gösterir. Bu dikkat ve titizliğinden dolayı da ömür boyu sevinç duyar, itibar sahibi olmanın mutluluğunu yaşar.

Kadını tertemiz mutlu bir ailenin kurucusu değil de, günlük zevklerin malzemesi haline getiren erkekler, yahut da kendilerini bu duruma düşürmüş kadınlar elbette konuyu bizim gibi yorumlamayacak, hallerine uygun düşen hayatın savunucusu olacaklardır. Böylelerine bizim ne söyleyecek sözümüz, ne de verecek cevabımız olur. Kendi düşen ağlamazdan başka.

Ahmed Şahin, Aile İlmihali

alıntıdır.

Kara Kartal 05Haziran 2021 22:55

16 yaşında evliliğe çözüm bulundu ama 16 yaşında sevgili yapamaya çözüm bulunamadı.

Flörtçü çocuklar ve gençler diyorum...
Onları gördüğüm zaman içimi acıma duygusu kaplar.
Yarını olmayan ilişkiler...
Bu flört işleri gençler üzerinde fiziksel değişim değil kimyasal değişim yapıyor maalesef.
Flörtçü çocukların / gençlerin evlendiklerinde eşlerine sadakat göstereceklerine de güvenilmez.
Allah'ın kadın, erkek ilişkilerinde
HER TÜRLÜ GEVŞEKLİĞİ YASAKLAMASI
bize olan merhametindendir.
Sınırları koruyarak huzurlu olabiliriz ancak.
Tuzlu su içerek kimse susuzluğunu gideremez...

Yapılan araştırmalarda 10 yaş ile 20 yaş arasındaki çocuklar ve gençlerin flört birlikteliklerini en az üç kez yaşadıklarını ve bu birlikteliklerin sadece yüzde 2'sinin evlilik ile sonuçlandığı tesbit edilmiş.
Evlilik öncesi deneme ve YANILMA olan flört sonucunda kürtaj veya sokağa bırakılan bebeklerin sayısı her geçen gün artıyor.

Psikatr uzmanlar; Gençler arasında uyuşturcu, sigara ve antidepresan kullanan gençlerin yüzde 87'sinin sevgilisinden ayrılanların oluşturduğunu söylüyor.

Yüz gençten 87 tanesi 14, 15 yaşında sevgili yapıyor ve bir müddet sonra ayrılınca bunalıma giriyor.
Bu çocuklarımıza neden sahip çıkamıyoruz?
Bilimle, fenle uğraşacak çocuklar sevgilisinden ayrıldığı için sigara ve alkole veriyor kendini.

Daha karnını doyurmak için iki yumurta kıramayan 13 yaşındaki kızlarımız makyaj ve topuklu ayakkabılar ile küçük kadınlar gibi dolaşıyor sokaklarda.
Babasının verdiği 10 lira ile altındaki motor ile köşe başlarında kız bekleyen 15 yaşında delikanlılar ile dolu sokaklar.

Anneler, babalar bizim birinci önceliğimiz çocuklarımız.
Lütfen çocuklarınızı sokaklardan evlerinize çekin.
Sokağın kirine bulaştırmayalım yavrularımızı.
Bunun vebali de ağır olacaktır bizler için.
Safiye Çetinkaya


SAAT: 04:25

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306