Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Alimler(Rh) (https://www.forum.medineweb.net/218-alimlerrh)
-   -   Diplomaların Değeri (https://www.forum.medineweb.net/alimlerrh/24298-diplomalarin-degeri.html)

Esma_Nur 24 Ocak 2013 11:56

Diplomaların Değeri
 
İnsanoğlu bir dilim ekmek mücadelesi yapardı. Bu böyle bilinegeldi. Köyden şehre göç ederken, iş talebi ile kıdemlilerin kapılarını aşındırırken kullanılan slogan ‘bir dilim ekmek’ sloganı idi. Bir dilim ekmek uğruna insanlar diyar diyar dolaşıyorlardı.

Yeni anlayışta durum değişti. Artık ‘bir dilim ekmeğin’ yerini bir diploma parçası aldı. Şehirden şehre hatta ülkeden ülkeye gidenler ‘bir diploma uğruna’ gurbet kahrı çeker oldular. Diploma, gıda dahil her şey hâline geldi. Diplomayla yaşanması umulan birkaç yıl için sağlıktan taviz verildi. Diploma olsun da nasıl olursa olsun diye düşünüldü.

Gelinen noktada ise diplomanın karın doyurmadığı gibi ehliyet dahi kazandırmadığı anlaşıldı. Diplomalı ama beceriksiz nesiller yetişti. İlimden değerli diploma, özünden değerli kabuk gibi durdu karşımızda. Şahsiyeti ve sıhhati yıpranmış gençler, ellerindeki diplomalarla kaldılar. İlim yine uzak dallardaki meyveye benzedi. Sadece diplomada yazan dalda ‘uzmanlığı’ olan, o uzmanlığı da sindirememiş olan ilim adamları ile yoğrulduk.

Bilhassa şeriat ilimlerinin ‘Allah rızası’ haricinde bir gaye ile elde edilmeye çalışılmasının bedeli ağır olacaktır. Dinin menfaate alet edilmesinde abeslik ne ise dine ait ilimlerin menfaate alet edilmesi de odur. Bizde dinle dinin ilimleri aynı terazide durur. İlmi dışarıdan almış olan bir din değildir dinimiz. Haram ve helali belirleyenle onları tatbik eden arasında haram ve helal titizliğinde ne fark olabilir? Üretenle tüketeni ayrı bir anlayış, İslam’ın tatbikinde mümkün müdür? Müslümanların dinlerini, görevleri dindarlara yol göstermek olan fakat kendileri yolda olmayan insanlardan öğrenmeleri tam anlamıyla afettir.

İslam adına bir din bürokratı oluşturulması böyle bir şey olsa gerek. Kendisi sabah namazına kalkmayan birinin, insanlara sabah namazını cemaatle kılma konusunda telkinatta bulunması kabullenilemez bir tutumdur. Bunu ne onlar adına ne de onlara uygun bir zemin oluşturan kitleler adına kabullenilir göremeyiz.

İlim Dindir

İnsana yarar sağlayan her ilim mübarek olma vasfını haizdir. Sağladığı yarar kadar da bereketi vardır. Doğrudan insana hizmet eden ve zaruri olan bir tababet en üstün fen ilimlerindendir. Cana hizmet ettiği için can kadar değerlidir.

Daha aşağısı da o oranda değer taşır. İnsanın dünya ve ahiretine en büyük yararı sağlayan şeriat ilimleri de ahiretin büyüklüğü kadar büyük bir vasfı haizdir. Bunun için ilim yolunda olmak, cennete giden bir yolda olmaktır. Âlimin mürekkebine verilen değer, onun şehitle oranlanması, ilmin bulunduğu düzeyi göstermek için iyi bir işarettir.

İlmin Allah yolunda ve Allah için yapılabilecek işler arasında cihattan geri kalır yanı yoktur. Onu yeri geldiğinde nafile oruçtan, teheccüdden daha geride göremeyiz. Allah için yapılabilir işlerin hepsi için geçerli olan şu kural ilmin hangi gözle görülmesi gerektiğini de anlatmaktadır:

Allah için yapılacak herhangi bir amelin en temel gereği onu bilmektir. Yani o iş hakkında Allah’ın ne murad ettiğini ve nasıl yapılmasını emrettiğini bilmek esastır. Aksi takdirde kimse Allah’ın razı olacağı bir iş yapamaz. Zira Allah’ın rızası ancak O’nun istediği şekilde elde edilebilir. Bu da ilim sahibi olmak demektir. Kim ne yapacaksa, o yapacağı amel hakkında ilim sahibi olacaktır. Cehalet üzerine kurulu iyi bir iş olamaz. Buna namazdan herhangi bir emre kadar her şeyi dahil edebiliriz.

Buradan da anlaşılıyor ki ilim, Müslüman olarak yaşayıp ölmek isteyen her Müslüman’ın en temel ihtiyacıdır. İlimsiz İslam, İslamsız da ilim tasavvur edemeyiz. İlmin de kağıt parçalarındaki rakamlara dayandırılması, nihayetinde önümüze, iş yapan cahillerle herhangi bir iş yapmayan bilginler zümrelerini çıkarmıştır.

Diploması olan, diplomasındakini yaşamayan kitlelerin karşısında, ehil olmasına rağmen diplomasızlığının bedelini itilmişlikle ödeyen kitleler arasında İslam gariptir. Ne diploma abartısına meylederiz ne de sokak kültürünü benimseriz. Bunun ortasının bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Diplomamız da bulunsun ama diplomalarımız değil amellerimiz belgemiz olsun. Diplomamız bulunsun ama onu kimden aldığımıza dikkat edelim. Çünkü ilim dindir. Din ilimden geçmektedir.

Altın Öğütler

Hicri 748 yılında vefat eden İmam Zehebî, Siyeru a’lâmin*nübelâadlı eserinde (7/152) ilim ve âlim ekseninde asıl gayeyi ve çizgilerdeki sapmaları değerlendirerek önümüze çok net hedefler koymaktadır. Yaklaşık yedi asır öncesini anlatan İmam Zehebî’nin sözlerinden biz, yedi asır sonra bugün kendimize önemli ipuçları çıkarabiliriz. İlmin içini doldurma, ilmin asıl gayesini gerçekleştirme konusunda bugün endişeyle izlediğimiz şeylerin asırlar öncesinin de konusu olduğunu bu sözlerden okuyabiliriz. Diploma savaşının yeni olmadığını, şekil ve tarz değiştirerek öncelerden beri devam ettiğini çok rahat söyleyebiliriz. Zehebî, yedi asır öncesini konuşuyor ama bugünü anlatıyor:

‘Selef, ilmi Allah için tahsil ediyordu; ona da ulaştılar. Peşlerinden gidilen önderler oldular. Bazıları da ilmi, önceleri Allah rızası dışında bir şey için istediler; onu elde ettiler de... Sonra uyandılar, kendilerini hesaba çektiler. İlim, yol esnasında onları ihlâsa çekti. Nitekim Mücâhid ve diğerleri dediler ki:

‘Bu ilim yoluna çıktığımızda bizim büyük bir amacımız yoktu. Sonra Allah bize niyet sahibi olmayı lütfetti.’ Başkaları da şöyle demiştir: ‘Bu ilmi biz Allah’tan başkası için öğrendik. İlim ise başkası için olmayı kabul etmedi.’ Bu da iyi bir durumdur.

Sonra onlar salih bir niyetle ilmi yaydılar.

Bazıları ise ilmi bozuk bir amaçla, dünya için, övülsünler diye elde etmeye çalıştılar. Aradıklarını da bulacaklardır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: ‘Bir yular elde etmek için cihad edene o niyet ettiği vardır.’

Bu tiplerin ilmin nuruyla aydınlanamadığını görürsün. Kimsenin kalbinde de yerleri yoktur. İlimleriyle de iyi bir amele muvaffak olamazlar. Âlim, Allah Teâlâ’dan korkandır.

Başkaları da ilmi elde ettiler. Onunla makam sahibi oldular. Sonra zulmettiler, ilme bağlı kalmadılar; kebâir günahlara ve çirkin işlere bulaştılar. Yazık onlara. Onlar âlim olamazlar.

Bazıları da ilmine rağmen Allah’tan korkmadı. Dolambaçlı yollara girdi. Ucuz fetvalar verdi. Uç görüşlere meyletti. Kimi de Allah’a karşı cüretkâr oldu; hadis uydurdu. Allah da onu kahretti, ilmi gitti; ilmi ona ateş azığı oldu.

Bunların hepsi ilimden çok şey gördüler, epey mesafe kat ettiler. Peşlerinden gelenlerde ilim ve amel eksikliği ortaya çıktı. Onların ardından gelenler dışarıdan ilim adamı gibi görüldüler. Hâlbuki ilimden anladıkları çok basit şeylerdi. O az ilimle, üstün ilim adamları olduklarını göstermek istediler.

O ilimle Allah’a yaklaşmayı akıllarından geçirmediler. Çünkü onlar peşinden gidilir bir âlim görmediler. Kalabalık oldular, o kadar... Onlardan bir hocanın hedefi, saklayacağı ve bir gün bakacağı bir kitap sahibi olmak oldu. Kitabı karıştırır ama onu uygulamaz... Allah’tan kurtuluş ve af dileriz.

Bazıları diyorlar ya: Ben âlim değilim, âlim de görmedim.’

* * *


İlmi Allah rızası için kullanmayı, ashâb-ı kirâm çok güzel başardılar. Onlardan sonra gelen nesillerde de ilim, Allah’ın rızası için elde edilen ve uğruna her şeyin feda edilebileceği bir değerdi. Zaman ilerledikçe ilim, etrafını menfaatlerin kuşattığı bir tarihi esere dönüştü. Kur’an dahil şeriat ilimleri de bu sürece doğru kaydırıldı. Ucunda yakın menfaatlerin görülemediği ilim dalları terk edildi.

Yaşadığımız asırda ilim, diploma ile eşdeğer hale gelmiş bulunuyor. Cahillik vasfı ile vasıflandırılabilecek durumda olanlar için bile diploma iyi bir belge haline gelmiş bulunuyor. Gerek şeriat ilimlerinde ve gerekse beşerî ilimlerde ‘diploma’ nihaîgaye halini aldı.

Mü’min, hangi ilim olursa olsun, ilimle Allah’ı arar, O’nun rızasını arar. Sonucu diploma olanı da olmayanı da bunun için elde edilir. Yaygın kültürü aşmak zorundayız. İnsanların ilgi gösterip göstermediğine bakmadan, Allah’ın rızasına yakın olup olmadığına bakarak ilim yoluna girmek gerekmektedir. Bu, bizim diplomayı bir vesile olarak görmemize mani değildir. Yine diplomamız bulunsun. Ama kâğıt parçaları, pratikten değerli olmamalıdır. Çocuklarımıza hedef olarak kaşeli, mühürlü belgeleri değil, ameli ve pratiği göstermeliyiz.

Nureddin Yıldız


SAAT: 20:29

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306