Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Allah(c.c) (https://www.forum.medineweb.net/646-allahcc)
-   -   allah korkusu ve hesap duygusu (https://www.forum.medineweb.net/allahcc/20000-allah-korkusu-ve-hesap-duygusu.html)

Muhteşem 19 Ekim 2011 14:35

allah korkusu ve hesap duygusu
 
Hangi ortam olursa olsun içinde bulunduğunuz ortamda yalnız değilsiniz. “Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir.” ayeti mucibince kendinizi en yalnız sandığınız zamanlarda bile siz hiçbir zaman yalnız olmadınız. Allah tarafından görevlendirilen yazıcı melekler sürekli sizi izliyorlar. Ağzınızdan bir kelime çıkmasın, hemen yazıyorlar. Her adımınızı, her düşüncenizi, her yaptığınızı, yapmanız gerekip de ertelediğinizi, hepsini eksiksiz kaydediyorlar. Küçük büyük hiçbir şeyi ayırt etmiyorlar. Siz uyuyorsunuz, onlar yine yanınızdalar. Unutmaları ya da yanılmaları mümkün değil, emrolundukları şeyi kusursuzca yapıyorlar.
Öte yandan bize vekil kılınan ölüm melekleri de bekliyorlar. Neyi mi? Bize verilmiş olan sürenin dolmasını. Bizim için tayin edilen ecel geldiğinde canımızı onlar teslim alacaklar.
Bu arada hiç hesaba katmadığınız hatta belki de aklınızdan bile geçirmediğiniz gizli şahitleriniz de var: Elleriniz ve derileriniz. Hesap günü gelip de tüm şahitler bir araya toplandığında Allah’ın dilemesiyle onlar da konuşacaklar. Eğer Allah’tan korkup sakınanlardan değilseniz sizin aleyhinize şahitlik edecekler. Üzerine bastığınız yer de şuursuz değil. Allah ona da vahyettiği zaman o da şahitliğini yapacak, her şeyi bir bir anlatacak. Kısacası büyük bir olağanüstülük söz konusu ama tüm bunlar büyük bir sessizlik içinde devam edip gidiyor.
İnsan Allah’a kul olsun diye yaratılmıştır ve denenmektedir. Allah’ın huzurunda hayatının her anından hesaba çekilecektir. Herkesin kendi kazandıklarını öğrenmesinin, yani şahitlerin dinlenmesinin ve kitabının eline verilmesinin ardından, sonsuz hayatı için Allah hüküm verecektir. Eğer kitabı sağ yanından verilirse, artık o kişi ebediyyen kurtulmuştur. Ama kitabı sol yanından verilenlerden ise, o zaman şöyle diyecektir:
“...Bana keşke kitabım verilmeseydi. Hesabımı hiç bilmeseydim. Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirseydi. Malım bana hiçbir yarar sağlayamadı. Güç ve kudretim yok olup gitti.” (Hakka suresi, 25-29)
Artık bundan sonra tutuklanıp yüzüstü sürüklenerek bir daha hiç çıkmamak üzere cehenneme götürülecektir.
O gün buyruk verenler, buyruğa baş eğecek,
Cehennem öfkesinden, köpürüp kükreyecek
Ve doldun mu, dedikçe, daha yok mu, diyecek;
Yandıkça o deriler, değişecek bilesin ;
Hâlâ secde yok ise, DAHA KUR’ÂN NE DESİN!.
Gör ki, dünya sırtında nice insan taşıyor;
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor.
Kimi Arş-ı Âlâ’ya, doludizgin koşuyor;
Diyor ki; işte cennet, gayret et ki giresin;
Ey! En şerefli varlık...DAHA KUR’ÂN NE DESİN!..
İnsanın bu kötü sona düşmesinin ardındaki sebep, yaptıklarının her an kaydedildiğini, bunların bir gün kendisine bildirileceğini ve hesap vereceğini ummadığı için, Allah’tan ve O’nun tehdidinden korkup sakınmadan yaşamını tüketmesidir. Hesap günü yaşanacak olayları düşünüp de korkuya kapılmamak ise mümkün değildir. Fakat bu korku yalnızca iman edenlere özgü bir korkudur.
Allah Teâlâ Mahkeme-i Kübra’da, ilâhî kamerayla senin tüm ef’alini film olarak sana tekrar seyrettirdiği gibi, tüm mahşer halkına da seyrettirecektir. Ve o gün geldiğinde yanınızda getireceğiniz en değerli şey bu dünyadaki iyiliklerin ve Allah korkusu olacaktır: “... Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takva (Allah korkusu)’dır. Ey temiz akıl sahipleri, benden korkup sakının.” (Bakara suresi, 197)
Allah, Kendisi’nden korkup sakınmayan insanlara dünyada gerek fiziki, gerekse manevi sıkıntılar yaşatır. Her ne kadar onlar açıkça görülen bir musibet bekleseler de, aslında farkında olmadan maddi manevi sayısız musibetle iç içe bir yaşam sürerler. Onları en çok yanıltan sebeplerden biri de her şeye rağmen birtakım nimetlere hala sahip olabilmeleridir. Örneğin böyle bir kişi zengin olabilir ya da güzel bir görünüme sahip olabilir. O, tüm bunlara aldanarak her şeyin yolunda gittiğini zanneder ve taşkınlıklarına devam eder. Allah insanları bu konuda şöyle uyarmıştır:
“Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve çocuklarla Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz)? Hayır, onlar şuurunda değiller.” (Mü’minun suresi, 54-56)
Yataktaki adam, başucunda bekleyen genç doktora:
-Allah senden razı olsun evlâdım, dedi. Benim için yurtdışından zahmet edip buraya kadar gelmeni, yaşadığım sürece unutmayacağım.
Ameliyat edilen kişi, büyük bir hastanenin başhekimiydi. Tedâvisi ancak yurt dışında mümkün görülen hastalığı aniden artınca, doktor arkadaşları onun böyle bir yolculuğa dayanamayacağını anlamış ve kurtarma umudunun azlığına rağmen ameliyatı üstlenmeye karar vermişlerdi.
Ameliyatın zor ve yeni bir ihtisas sahası olmasından dolayı biraz tereddütleri de var idi. Fakat o konuda sayılı bir uzman olan bu genç doktor nereden haber almışsa almış ve Hızır gibi yetişip onu kurtarmıştı. Yaşlı doktor, kendisine yapılan bu iyiliğe nasıl mukabele edeceğini bilemiyor ve hemen yanında oturan genç adamın ellerini sıkarcasına tutuyordu. Hayata yeniden dönmenin sevinciyle hiç durmadan konuşurken;
-Ameliyat için beni bayılttığınızda, her nedense gençlik yıllarıma döndüm, diye devam etti. Henüz toy bir asistanken, anne karnındaki bir bebeğin sakat olduğunu anlamış ve onu bu şekilde yaşatmaktansa öldürmeyi düşünürken, kalp atışlarını duyup kıyamamıştım.
Plânlama bahanesiyle sapasağlam yavruları bile katleden canavarlara rağmen o yavrunun yaşamasını istediğim için, Allah seni imdadıma göndermiş olmalı. Genç doktor, ancak bir babanın evlâdına karşı gösterebileceği sıcaklıkla kavranan ellerini kurtarıp biraz geriye çekildi ve dizlerinden aşağısı takma olan bacaklarını gösterirken:
-Allah, hiçbir iyiliği unutmaz efendim, diye gülümsedi. Kurtardığınız o çocuk bendim.
Kur’an’dan Allah’a isyan edenlerin sıkı bir hesaba maruz kalacaklarını öğreniyoruz; buna karşılık inananların ve Rablerine itaat edenlerin hesapları hafif olacaktır. Sadakatleri dikkate alınarak davaları yumuşak bir edayla yürütülecek ve genelde yaptığı iyilikleri hesaba katılarak, kusurlarının çoğu affedilecektir. Bu Rasûlullah –aleyhisselatü vesselam-‘ın bir hadisi şerifi ile daha da açığa kavuşmuştur.
Hz. Aişe radıyallahu anha rivayet ediyor. Dedim ki:
“Ey Allah’ın Rasûlü! Kur’an’da korkutucu bir ayet var. Kim bir kötülük yaparsa cezasını görür.” (Maide, 123) Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem cevap verdi:
-Ey Aişe, Allah’ın mü’min ve itaatkar kullarının hesabını nasıl kolay göreceğini bilmiyor musun? Bu dünyada başına gelen bir musibet, bir diken batması bile olsa Allah tarafından günahlarının o veya bu kısmına kefaret olarak kabul edilecektir. Onun karşılığını görecektir.”
Allah, insandan günah işleme ve küfre sapma güç ve özgürlüğünü alarak insanların hepsini doğuştan mü’min ve itaatkâr kullar olarak yaratabilirdi. Bu durumda iman ve itaatten sapma gibi bir şey söz konusu olmazdı. Hak Teâlâ’nın insanı tutum ve davranışlarında hür iradesine bırakması, yaptıklarından mutlaka hesap vermesinin işaretidir.
Hesabın ne kadar çetin olacağının bilincinde olan, ömrünü nefs muhasebesiyle geçiren Allah dostu Mevlana Halid Bağdadi (k.s) şu özlü mısralarında bu konuyu bakınız ne güzel ifade ediyor:
Hak affeder deyip gafletle gezdim,
Kahrı unutup pek fazla azdım,
Hayrı terk ettim de hep günah yazdım,
Dediler: Kervanın göçtü; ah yazık!
Yarın hesap için denecek haydi!
Ah.. Nasıl kurtulur bu Halid şimdi?
İşte mahşer, işte bir melek geldi,
Amel defterimi açtı; ah yazık!
İlahi kamerayla bizim hayat filmimiz çekilmektedir ve bu filmin kasedi kıyamet günü alenen tüm insanların huzurunda oynatılacaktır. Bunun yanı sıra Allah’ın yazıcı melekleri hiçbir şeyi bırakmadan devamlı yazmakta. Hayatımızın kitabı orada açılacak. Önemli olan burada utanılacak hareketlerden sakınıp orada, huzurda utanmamak için gayret gösterelim. O zaman sıratta, mizanda kolay olur inşaallah.

Kara Kartal 29 Ocak 2023 23:52

O gün buyruk verenler, buyruğa baş eğecek,
Cehennem öfkesinden, köpürüp kükreyecek
Ve doldun mu, dedikçe, daha yok mu, diyecek;
Yandıkça o deriler, değişecek bilesin ;
Hâlâ secde yok ise, DAHA KUR’ÂN NE DESİN!.
Gör ki, dünya sırtında nice insan taşıyor;
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor.
Kimi Arş-ı Âlâ’ya, doludizgin koşuyor;
Diyor ki; işte cennet, gayret et ki giresin;
Ey! En şerefli varlık...DAHA KUR’ÂN NE DESİN!..


SAAT: 09:40

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320