Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Allah(c.c)

Konu Kimliği: Konu Sahibi MescidiAksa,Açılış Tarihi:  31 Temmuz 2008 (08:37), Konuya Son Cevap : 26 Ocak 2023 (13:20). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı1Kez Beğenildi
  • 1 Beğenilen Mihrinaz
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 31 Temmuz 2008, 08:37   Mesaj No:1
Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:MescidiAksa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2830
Üyelik T.: 29 Temmuz 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:
Memleket:MEVLANA DİYARINDAN...
Yaş:37
Mesaj: 391
Konular: 55
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Allah’ın rızası,Cennet ve Cehennem'in Dereceleri

Allah’ın rızası,Cennet ve Cehennem'in Dereceleri

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sonsuzca yaşamak, hep var olmak ister insan. Bir anlamda yaratılışında kodludur bu arzu. Oysaki dünya hayatındaki varlığı diğer tüm yaratılmış varlıklarda olduğu gibi ölümlüdür. Peki, bir gün öleceğini bilen insanoğlu neden hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar. Herhalde bunun en büyük sebebi insanın sonsuzca var olma isteği ve tutkusudur. Oysaki yüce Yaratıcımız, insanoğlunun bu arzusunu bu dünya hayatı için değil ahiret yurdu için vaat etmiştir. Beklide insana sunulacak en büyük nimet ve imkân sonsuzca yaşama hakkıdır. Allah, insanoğluna katında sonsuzca yaşama hakkı vermek istemektedir. Bu yüzden olsa gerek insanının içine de yaratılışından itibaren sonsuz yaşama isteği verilmiştir. Şeytanın, Hz. Âdem ve eşine oynadığı oyun da onları sonsuzca yaşama tutkusuna ve ölümsüz olmaya kışkırtmak ve Allah’ın yasak ederek imtihan kıldığı ağaca yönelmelerini sağlamak değil miydi? (7 Araf Suresi 19-25). İnsan hiç ölmemek ister çünkü var olmak tutkuyla arzulanan bir hadisedir. İşte yüce Yaratıcımızın insanoğluna bu dünya hayatındaki davranışlarının bir karşılığı olarak müjdelediği ve korkuttuğu sonsuzca yaşam sadece bu dünya hayatından sonraki tekrardan yaratılışımızda gerçekleşecektir. İnsanlar yaşamları süresince yapmış olduklarının bir karşılığı olarak hak ettiklerini en ufak zerresine kadar orada bulacaklardır.
Kur’an-ı Kerim ayetlerinde çok defalar cennet ve cehennemle ilgili kesitler sunularak insanoğlu bir anlamda müjdelenmek ve terbiye edilmek istenir. Ancak insanlar tarafından genellikle yapılan bir hata vardır ki oda yine ayetlerde açıklandığı şekliyle cennet ve cehennemin mertebeleri olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesidir. Kendini samimi ve dünyevi beklentisi olmadan Allah yoluna adamış, bu yolda didinip çaba gösteren bir inanan ile yine ayetin ifadesiyle (22 Hac Suresi Ayet 11) Allah’a kıyıdan kıyıya ibadet eden ancak kendisine gelen bir imtihan karşısında bekleneni veremeyen bir kulun ya da bunlar arasındaki sayılamayacak kadar çok çeşitteki insanın ahirette alacakları mükâfatlar ve gönül tatmini bir olmayacağı gibi kısmen ya da tamamen Allah’ın emirlerinden sapanlarla, Allah’a, Peygamberlerine ve inananlara gerek fizikî gerekse sosyal, psikolojik ve ekonomik savaş açan kişilerin dereceleri de aynı olmayacaktır.<A href="
Ayetlerde çeşitli cennetlerden bahsedilmekte ve bu cennetlerle ilgili kesitler sunulmaktadır. Hatta öyle üst mertebede cennetler vardır ki onlara sadece kendisini Allah yoluna adayan oluşta ve yarışta önde giden inananlar ulaşabilecektir. Bunlarsa ayette geçtiği şekliyle büyük çoğunluğu peygamberimiz Hz. Muhammed ve öncesinde yaşamış inananlardan az bir kısmı ise Peygamberimizden sonraki inananlardan oluşmaktadır (56 Vakıa Suresi Ayet 10-14). Allah’ın rızası ve hoşnutluğunun kazanılması ise tüm cennetlerden daha büyük ve önemlidir (9 Tevbe Suresi Ayet 72). Yine cehennemin yedi kapısından ve her kapıya ayrılmış bölük bölük inkârcılardan bahsedilir (15 Hicr Suresi Ayet 44). Yani cehennemde çekilecek olan azabın da dereceleri bulunmaktadır.
İşte tamda bu noktada özellikle insanların büyük çoğunluğunun cennet anlayışları açısından konunun önemi ortaya çıkmaktadır. İçinde az da olsa Allah korkusu ve cehennemde yanmaktan çekinme bulunan insanların büyük çoğunluğu halk arasındaki yaygın ifadesiyle “bir şekilde cennete girelim de nasıl girersek girelim” anlayışındadırlar. Bu anlayışın altındaki en büyük neden cennetlerde sunulacak imkân ve nimetlerin aynı olacağı inancıdır. Dünya hayatındaki yaşantısında maddi pek çok rüyaların peşine takılan ve doyumsuz olan insan konu ahiret yurdu ve cennet olduğunda kıyısından kenarından olsa da girmeyi hedeflemekte ve bununla tatmin olabilmektedir. Ya da pek çok insan tarafından tekrarlanan diğer bir yaklaşım ise “iyi insanlık” modelidir. Biz iyi insanız kimseye bir kötülüğümüz yok etliye sütlüye karışmayız kendi halimizde yaşayıp gidiyoruz şeklinde açıklamalar ile dini ve Allah’ın emirlerini sadece iyilik ve yardımsever olmaya indirgeyen bu anlayış da kendisini olabilecek en kötü “dindar” modelleriyle mukayese edip cenneti en çok hak eden kişilerden görmeyi “canım bizde cennete girmeyeceksek kim girecek” tarzında söylemlerde bulunmayı kendilerine düstur edinmişlerdir.
Konunun daha iyi anlaşılması için somut bazı örnekler vermeye çalışalım. İnsanların bireysel maddi manevi birtakım özellikleri için çeşitli sıfatlar kullanırız. Örneğin sağlık, mutluluk, zenginlik, güzellik, çirkinlik, güç, kuvvet vb. Ancak kaçınılmaz olarak şunu biliriz ki pek çok insan zengin sıfatına girebiliyorken zenginlikleri arasında inanılmaz boyutlarda farklılıklar olabilmektedir. Örneğin Türkiye’nin sayılı zenginlerinden olan X şahsı ülkemiz insanları için ulaşılmaz bir zenginlikte görülürken dünya zenginler sıralamasında isimleri dahi geçememektedir. Ancak bizim bu insanların büyük çoğunluğu için kullandığımız genel bir ifade zengin olduklarıdır. İşte diğer pek çok insani özelliklerde de ortaya çıkan bu derece farkı cennet ve cehenneme girecek olan insanlar içinde aynıdır. Yine insanların güzellikleri ve becerileri de eşit değildir. Ancak bunlar içinde genel ifadeler olarak güzel ya da becerikli yakıştırmaları yapılır.
Yine sanki kulluk ve ibadet insanın farkındalığından itibaren değil de hayatının son demlerinde adeta yaşlılık meşgalesiymiş gibi algılanıp heba edilen gençlik ve yıllar göz ardı edilmektedir. Kişinin hayatını dünyevi zevk ve saadetler peşinde geçirip yaşlılığında dahi olsa bazı gerçekleri anlayıp pişman olması yinede takdir edilebilecek bir davranıştır. Çünkü Allah’ın kimi ne şekilde affedeceğini sadece Allah bilebilir. Ancak Allah kulunu affetse dahi insanın boşa geçirmiş olduğu yıllarını geri getirebilme ve bu yıllarını hayra yönelik işlerle geçirebilme imkânı olamayacağından insan yine kayıptadır. İnsanın haramlara girebilme imkân ve kudreti varken haramlardan sakınabilmesi ile gerek fiziki gerekse manevi manada bu kudretlerini yitirdiğinde haramlardan uzak kalması arasında oldukça önemli fark olsa gerek.
Samimi bir inananın en büyük hedefi beklentisiz olarak Allah’ın rızasını kazanmaya çalışıp çabalamak, hesap kitap yapmadan, Allah’ın emir ve yasaklarını sorgusuz bir şekilde harfiyen yerine getirmektir. Zaten yüce Yaratıcımız samimi ve ihlâslı bir şekilde hayırlı işlerle uğraşan emir ve yasaklara uyan kullarının ahretteki mükâfatlarını eksiksiz olarak sunacaktır. Biz kullara düşen ise Rabbimizin takdirini Rabbimize bırakmak beklentisiz olarak en başta Rabbimizin rızasını ve üst mertebedeki cennetleri hak edebilmek için hayırlı işlerde yarışmaktır.
Ey iman sahipleri! Dikkatlerinizi, sizi korkunç bir azaptan kurtaracak bir ticarete çekeyim mi: Allah’a ve onun resulüne inanır, Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla didinirsiniz. İşte bu, sizin için en hayırlısıdır; eğer bilirseniz. Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz-bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır (61 Saff Suresi Ayet 10-12).
__________________
her şeyin bir zamanı vardır sadece sabret....
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MescidiAksa 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Ağlama Karanfil İlahiler/Ezgiler Mihrinaz 2 2658 05 Ekim 2010 00:24
Sensin Gülüm /medineweb Şiirler ve Şairler su damlası 9 3233 03 Ekim 2010 22:23
Gününü tek kelime ile anlat Forum Etkinlileri su damlası 73 64433 28 Eylül 2010 11:09
16. haftanın konugu Belgin Hafta'nın Misafiri Belgin 28 10860 22 Şubat 2009 20:03
Tartışanlara şiir.. Şiirler ve Şairler MescidiAksa 4 2150 19 Şubat 2009 09:14

Alt 26 Ocak 2023, 13:20   Mesaj No:2
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mihrinaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:68
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:43
Mesaj: 12.398
Konular: 1269
Beğenildi:11842
Beğendi:8986
Takdirleri:26241
Takdir Et:
Standart

İnsan hiç ölmemek ister çünkü var olmak tutkuyla arzulanan bir hadisedir. İşte yüce Yaratıcımızın, bu dünya hayatındaki davranışların bir karşılığı olarak müjdelediği ve korkuttuğu sonsuzca yaşam sadece bu dünya hayatından sonraki tekrardan yaratılışımızda gerçekleşecektir. İnsanlar yaşamları süresince yapmış olduklarının bir karşılığı olarak hak ettiklerini en ufak zerresine kadar orada bulacaklardır.
su damlası beğendi.
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Cennet ve Cehennem YaŞuHa Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 0 07Haziran 2011 23:16
Kıyamet, Sırat, Cennet - Cehennem nuryuzlum Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 1 27 Mayıs 2009 21:00
Cennet - Cehennem Ebedimidir? Belgin Soru Cevap Arşivi 0 10 Nisan 2009 23:32
Hutbe:Cennet ve cehennem Arasat Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 22 Mart 2009 21:14
Cennet Ve Cehennem Huzurİslam Hadis-i Şerif 0 22 Kasım 2008 01:00

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.