Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Arapça 1 (https://www.forum.medineweb.net/533-arapca-1)
-   -   Arapça I İ'rab Yönünden İsimler (https://www.forum.medineweb.net/arapca-1/32499-arapca-i-irab-yonunden-isimler.html)

nurşen35 22 Ekim 2015 00:31

Arapça I İ'rab Yönünden İsimler
 
İ‘RÂB YÖNÜNDEN İSİMLER
İki, üç ve dördüncü ünitelerde isimler cinsiyet, sayı ve belirlilik yönlerinden
ele alınmıştı. Bu ünite kapsamındaysa onlar, cümledeki yerlerine göre
sonlarında meydana gelen değişikler bağlamında mercek altına alınacaklar.
Bilindiği üzere insanlar kavramlar aracılığıyla düşünürler. Bir konunun en
ince ayrıntısına kadar anlaşılması onun kavramsal çerçevesinin kusursuz
çizilmesine bağlıdır. Söz konusu amaç doğrultusunda konuya ilişkin
kavramların inceden inceye sınırlarının çizilmesini yararlı görüyoruz.
Kavramlar ve Tanımları
1. İ‘râb: Kelime sonlarında meydana gelen hareke veya harf değişimleridir.
Tanımdan da anlaşılacağı üzere i‘râbın gerçekleşmesi iki değişkenliğin
varlığına bağlıdır.
a. Hareke değişkenliği: Kelimenin son harfi üzerindeki harekenin cümledeki
yeri veya başındaki etkin öge (amil) dolayısıyla değişebilir olmasıdır.
Sözgelimi المسُْلِمُ kelimesinin son harfi, cümlede fâil (özne) görevindeyken
المسُْلِمُ biçiminde zamme, mef’ûl (nesne) görevindeyken المسُْلِمَ biçiminde fetha,
cer harfinden sonra geldiğinde ise المسُْلِمِ biçiminde kesra ile okunur.
b. Harf değişkenliği: Kelimenin sabit son harfinin cümledeki yeri veya
başındaki amil (etkin öge) dolayısıyla değişebilir olmasıdır.
Sözgelimi المسُْلِمُ kelimesinin müsennâ (ikil) formu olan المسُْلِمَانِ sözcüğünün
son harfi “nûn” kimi durumlarda düşebildiği için değerlendirmeye alınmaz.
Onun yerine sabit son harfi “elif”te değişkenlik olup olmadığına bakılır.
Görülür ki anılan kelime cümlede örneğin özne görevindeyken المسُْلِمَانِ
biçiminde elif, mef‘ûl (nesne) gibi görevlerdeyken de المسُْلِمَيْنِ biçiminde ile
gelmektedir.
Özne görevinde المسُْلِمُونَ biçiminde vâv, mef‘ûl (nesne) gibi
görevlerdeyken المسُْلِمِينَ biçiminde ile yazılan cem-i müzekker sâlim
isimlerde de değişim aynı şekilde sabit son harf üzerinde gerçekleşmektedir.
2. Mu‘rab: İ‘râb özelliğine sahip, yani duruma göre sonu değişebilir olan
kelimelerin ortak adıdır. المسُْلِمُ، المسُْلِمَ، الْمُسْلِمِ örneklerinde olduğu gibi.
3. Mebnî: İ‘râb özelliğine sahip olmayan, yani durum ne olursa olsun sonu
asla değişmeyen kelimelerin ortak adıdır. هَذِهِ، هِيَ، هُوَ örneklerinde olduğu
gibi.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili isimlerden hangisinin mu‘rab, hangisinin mebnî
olduğunu belirtiniz.
سَاجِدٌ إِمَامٌ فِي مَسْجِدِ الحَْيِّ، وَهُوَ يُؤَدِّي هَذِهِ الْمِهْنَةَ مُنْذُ سَنَوَاتٍ. وَلَهُ أُسْرَةٌ تَتَكَوَّنُ مِنْ زَوْجَةٍ وَابْنَيْنِ
وَبِنْتٍ. يَوْمَ بَدَأَ اْلإِمَامَةَ، وَعَدَ نَفْسَهُ بالصِّدْقِ، وَاْلإِخْلاَصَ، وَرِعَايَةَ حُقُوقِ النَّاسِ أَكْثَرَ مِنْ مَوَاقِفِهِ الْقَدِيمَةِ.
لأَنَّه تَعَلَّمَ مِنْ مُدَرِّسِيهِ أَنَّهَا مِهْنَةٌ مِنْ مِهَنِ الْمُرْسَلِينَ. وَحَقًّا صَدَقَ وَعْدَهُ هَذَا، حَيْثُ لَمْ يَبْتَعِدْ عَنِ الصِّدْقِ
وَاْلإِخْلاَصِ، وَلَمْ يَضَعْ لُقْمَةً حَرَامًا لاَ فِي فَمِهِ ولاَ فِي أَفْوَاهِ أُسْرَتِهِ.
4. İ‘râb alâmetleri: Kelimelerin cümlede hangi konumda olduklarını ya da
hangi amilin peşi sıra gelip ondan etkilendiklerini kendisiyle gösterdikleri
hareke, harf veya haziflere i‘râb alâmeti denir. İsimlerde i‘rab alametleri
şunlardır:
Harekeler:
a. Zamme: Harflerin üstüne konan ( ُ) işareti olup, Türkçe kısa “u” sesine
karşılık gelir. Kültürümüzde “Ötre” adıyla bilinir.
b. Fetha: Harflerin üstüne konan (َ ) işareti olup, Türkçe kısa “e” veya “a”
sesine karşılık gelir. Kültürümüzde “Üstün” adıyla bilinir.
c. Kesra: Harflerin üstüne konan (ِ ) işareti olup, Türkçe kısa “i” sesine
karşılık gelir. Kültürümüzde “Esre” adıyla bilinir.
Harfler:
a. Elif: Tesniye isimlerin sondan bir önceki harfidir. Harekelerden
zammeye eşdeğerdir.
b. Vâv: Cem-i müzekker sâlim isimlerin sondan bir önceki harfidir.
Harekelerden zammeye eşdeğerdir.
c. Yâ: Tesniye ve cem-i müzekker sâlim isimlerin sondan bir önceki
harfidir. Harekelerden fijetha ve/veya kesraya eşdeğerdir.
d. Nûn: Fiillere özgü bir i‘râb alâmetidir. Fiillerin i‘râbı sonraki ünitelerde
ele alınacaktır
İ‘râb Yönünden İsimler
Arapçada isimler, i‘râb bakımından üçe ayrılır: Merfû‘, Mansûb, Mecrûr.
A. Genel Hükümler
Arapçada merfû‘, mansûb ve mecrûr denilince ilk akla gelen i‘râb
alâmetlerini taşıyan isimler bu başlık altında ele alınacaktır.
1. Merfû‘ İsimler: Son harekesi zamme olan isimlerdir. Genellikle cümlede
özne (fâil veya mübteda) veya yüklem (haber) konumunda bulunurlar.
Örnek 1:
هَذَا كِتَابٌ (Bu bir kitaptır) cümlesindeki كِتَابٌ ismi, haber yani yüklemdir.
Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zammedir.
Örnek 2:
يَشْتَغِلُ الرَّجُلُ بِالتِّجَارَةِ (Adam ticaretle uğraşıyor) cümlesindeki الرجلُ ismi, fâil
yani öznedir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zammedir.
Örnek 3:
العُمَّالُ فِي الْمَصْنَعِ (İşçiler fabrikada) cümlesindeki العُمَّالُ ismi, mübteda yani
öznedir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zammedir.
2. Mansûb İsimler: Son harekesi fetha olan isimlerdir. Genellikle cümlede
nesne (mef‘ûlün bih) konumunda bulunurlar.

Örnek 1:
قَرَأَ عَلِيٌّ كِتَابًا عَنْ سِيرَةِ النَّبِيِّ (Ali, Hz. Peygamberin (s.a.) hayatı hakkında bir
kitap okudu) cümlesindeki كِتَابًا ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur,
nasb alâmeti (mansûbluk göstergesi) fethadır.
Örnek 2:
أَغْضَبَ الْوَلَدُ الرَّجُلَ (Çocuk adamı kızdırdı) cümlesindeki الرَّجُلَ ismi, mef‘ûlün
bih yani nesnedir. Mansûbdur, nasb alâmeti (mansûbluk göstergesi) fethadır.
Örnek 3:
تَنْقُلُ الحَْافِلاَتُ الْعُمَّالَ إِلَى الْمَصْنَعِ (Otobüsler işçileri fabrikaya taşıyor)
cümlesindeki الْعُمَّالَ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur, nasb
alâmeti (mansûbluk göstergesi) fethadır.
3. Mecrûr İsimler: Son harekesi kesra olan isimlerdir. Genellikle cümlede
dolaylı tümleç (mef‘ûlün bih gayru sarih) veya isim tamlamasında
muzâfun ileyh (tamlayan) konumunda bulunurlar.
Örnek 1:
اِسْتَفَدْتُ مِنْ كِتَابٍ قَدِيمٍ عِنْدَ إِعْدَادِ أُطْرُوحَتِي (Tezimi hazırlarken eski bir kitaptan
yararlandım) cümlesindeki كِتَابٍ ismi, mef‘ûlün bih gayru sarih yani dolaylı
tümleçtir. ( مِنْ ) harfi ceri dolayısıyla mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk
göstergesi) kesradır.
Örnek 2:
سَلَّمَ الْمُوَظَّفُ الطَّرْدَ إِلَى الرَّجُلِ (Görevli koliyi adama teslim etti) cümlesinde son
öge konumundaki الرَّجُلِ ismi, mef‘ûlün bih gayru sarih yani dolaylı tümleçtir.
إِلَى) ) harfi ceri dolayısıyla mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk göstergesi)
kesradır.
Örnek 3:
زَادَتِ الحُْكُومَةُ رَوَاتِبَ الْعُمَّالِ (Hükümet işçilerin ücretlerini artırdı) cümlesindeki
الْعُمَّالِ ismi, isim tamlamasında tamlayan yani muzafun ileyh konumundadır.
Mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk göstergesi) kesradır.
B. Özel Hükümler
Yukarıdaki genel nitelik taşıyanlarından ayrı olarak bir takım özel hükümlere
tabi isimlere ilişkin i‘râbı konu alır.
1. Tesniye (Müsennâ) İsimlerde İ‘râb: Bu adla bilinen ikil isimlerin
sonundaki nûn ( نِ) sabit bir harf değildir. Kimi durumlarda düşebilir. O
nedenle kendisinden önceki harfe bakılır. Söz konusu harf;
- Ya öncesi fethalı elif ( (َا
Örnek: كِتَابَانِ، الرَّجُلاَنِ، الْوَلَدَانِ، غُرْفَتَانِ
- Ya da öncesi fethalı cezimli yâ ( يْ )’dır.
Örnek: كِتَابَيْنِ، الرَّجُلَيْنِ، الْوَلَدَيْنِ، غُرْفَتَيْنِ
Bunlardan elif zamme; yâ ise, fetha veya kesra karşılığıdır. İlgili durum
kısaca şu şekilde formüle edilebilir:
a. elif = zamme
رَجُلٌ – رَجُلاَنِ gibi.
Örnek 1
هَذَانِ كِتَابَانِ (Bunlar iki kitaptır) cümlesindeki كِتَابَانِ ismi, haber yani
yüklemdir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zamme yerine
eliftir. Çünkü müsennâdır.
Örnek 2:
يَشْتَغِلُ الرَّجُلاَنِ بِالتِّجَارَةِ (İki adam ticaretle uğraşıyor) cümlesindeki الرَّجُلاَنِ ismi,
fâil yani öznedir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zamme
yerine eliftir. Çünkü müsennâdır.
b. yâ= fetha
رجلاً – رجلَيْنِ gibi.
Örnek 1:
قَرَأَ عَلِيٌّ كِتَابَيْنِ عَنْ سِيرَةِ النَّبِيِّ (Ali Peygamberin hayatı hakkında iki kitap okudu)
cümlesindeki كِتَابَيْنِ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur, nasb
alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine dır. Çünkü müsennâdır.
Örnek 2:
اِخْتَارَ الرَّئِيسُ الرَّجُلَيْنِ مِنَ الجُْمْهُورِ (Başkan topluluk içerisinden iki adam seçti)
cümlesindeki الرَّجُلَيْنِ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur, nasb
alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine dır. Çünkü müsennâdır.
Örnek 3:
مَلأَ الْعُمَّالُ الحَْافِلَتَيْنِ (İşçiler iki otobüsü doldurdu) cümlesindeki الحَْافِلَتَيْنِ ismi,
mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur, nasb alâmeti (mansûbluk göstergesi)
fetha yerine dır. Çünkü müsennâdır.
c. yâ = kesra
رَجُلٍ – رَجُلَيْنِ gibi.
Örnek 1:
اِسْتَفَدْتُ مِنْ كِتَابَيْنِ قَدِيمَيْنِ عِنْدَ إِعْدَادِ أُطْرُوحَتِي (Tezimi hazırlarken iki eski kitaptan
yararlandım) cümlesindeki كِتَابَيْنِ ismi, mef‘ûlün bih gayru sarih yani dolaylı
tümleçtir. ( مِنْ ) cer harfi dolayısıyla mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk
göstergesi) kesra yerine dır. Çünkü müsennâdır.
Örnek 2:
سَلَّمَ الْمُوَظَّفُ الطَّرْدَ إِلَى الرَّجُلَيْنِ (Görevli koliyi iki adama teslim etti) cümlesinde
son öge konumundaki الرَّجُلَيْنِ ismi, mef‘ûlün bih gayru sarih yani dolaylı
tümleçtir. ( إِلَى ) cer harfi dolayısıyla mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk
göstergesi) kesra yerine dır. Çünkü müsennâdır.
Örnek 3:
زَادَ رَبُّ العَمَلِ رَاتِبَ الْعَامِلَيْنِ (Patron iki işçinin ücretini artırdı) cümlesindeki
الْعَامِلَيْنِ ismi, isim tamlamasında tamlayan yani muzafun ileyh konumundadır.
Mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk göstergesi) kesra yerine dır. Çünkü
müsennâdır.

Özetle;
Müsennâ (tesniye/ikil) isimler; elif ile merfû‘, yâ ile mansûb, yâ ile mecrûr
olurlar.

2. Cem-i Müzekker Sâlim İsimlerde İ‘râb: Bu adla bilinen kurallı eril
çoğul isimlerin sonundaki nûn ( نِ) sabit bir harf değildir. Kimi durumlarda
düşebilir. O nedenle kendisinden önceki harfe bakılır. Söz konusu harf;
- Ya öncesi zammeli vâv ( (وُ
Örnek: مُسْلِمُونَ، مُشْرِكُونَ، الصَّابِرُونَ، الْمُخْلِصُونَ
- Ya da öncesi kesralı harekesiz yâ ( ِي )’dır.
Örnek: مُسْلِمِينَ، مُشْرِكِينَ، الصَّابِرِينَ، الْمُخْلِصِينَ
Bunlardan vâv zamme; yâ ise, fetha veya kesra karşılığıdır. İlgili durum
kısaca şu şekilde formüle edilebilir:
a. vâv = zamme:
مُسْلِمٌ – مُسْلِمُونَ gibi.
Örnek 1:
هَؤُلاَءِ مُهَنْدِسُونَ (Bunlar mühendislerdir) cümlesindeki مُهَنْدِسُونَ ismi, haber
yani yüklemdir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zamme yerine
vâvdır. Çünkü cem-i müzekker sâlimdir.
Örnek 2:
يَصَفِّقُ الْمُشَاهِدُونَ اللاَّعِبِينَ (Seyirciler oyuncuları alkışlıyor) cümlesindeki
الْمُشَاهِدُونَ ismi, fâil yani öznedir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk
göstergesi) zamme yerine vâvdır. Çünkü cem-i müzekker sâlimdir.
Örnek 3:
يَشْكُو الْمُشْتَرِكُونَ مِنْ زِيَادَةِ أُجْرَةِ الاِشْتِرَاكِ (Aboneler abonelik ücretinin artmasından
yakınıyor) cümlesindeki الْمُشْتَرِكُونَ ismi, fâil yani öznedir. Merfû‘dur, ref‘
alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zamme yerine vâvdır. Çünkü cem-i müzekker
sâlimdir.
b. yâ = fetha:
مُسْلِمًا – مُسْلِمِينَ gibi.
Örnek 1:
كَافَأَ الْمُدِيرُ الْمُدَرِّسِينَ الْمُتَقَاعِدِينَ (Müdür emekli hocaları ödüllendirdi)
cümlesindeki الْمُدَرِّسِينَ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur, nasb
alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine dır. Çünkü cem-i müzekker
sâlimdir.
Örnek 2:
وَظَّفَ الرَّئِيسُ مُهَنْدِسِينَ لِلْمَشْرُوعِ الجَْدِيدِ (Başkan yeni proje için mühendisler
görevlendirdi) cümlesindeki مُهَنْدِسِينَ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir.
Mansûbdur, nasb alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine dır. Çünkü
cem-i müzekker sâlimdir.
Örnek 3:
يُحَاوِلُ الْمَلِكُ الجَْائِرُ أَنْ يُسْكِتَ الْمُخَالِفِينَ (Zorba kral muhalifleri susturmaya
çalışıyor) cümlesindeki الْمُخَالِفِينَ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur,
nasb alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine dır. Çünkü cem-i
müzekker sâlimdir.
c. yâ = kesra:
مُسْلِمٍ – مُسْلِمِينَ gibi.
Örnek 1:
كُونُوا مِنَ الشَّاكِرِينَ (Şükredenlerden olun) cümlesindeki الشَّاكِرِينَ ismi, mef‘ûlün
bih gayru sarih yani dolaylı tümleçtir. ( من ) cer harfi dolayısıyla mecrûrdur,
cer alâmeti (mecrûrluk göstergesi) kesra yerine dır. Çünkü cem-i müzekker
sâlimdir.
Örnek 2:
سَلَّمَ الْمُوَظَّفُ الطَّرْدَ إِلَى مُنْدُوبِي الشَّرِكَةِ (Görevli koliyi şirket temsilcilerine teslim
etti) cümlesinde son öge konumundaki مُنْدُوبِي ismi, mef‘ûlün bih gayru sarih
yani dolaylı tümleçtir. ( إِلَى ) cer harfi dolayısıyla mecrûrdur, cer alâmeti
(mecrûrluk göstergesi) kesra yerine dır. Çünkü cem-i müzekker sâlimdir.
Örnek 3:
الحَْمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ (Hamd alemlerin rabbi Allah’a özgüdür) cümlesindeki
الْعَالَمِينَ ismi, isim tamlamasında tamlayan yani muzafun ileyh konumundadır.
Mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk göstergesi) kesra yerine dır. Çünkü
cem-i müzekker sâlimdir.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili isimlerin cümledeki yerlerini belirterek i‘râbını
yapınız.
1. يَطُوفُ الْمُسْلِمُونَ حَوْلَ الْكَعْبَةِ سَبْعَةَ أَشْوَاطٍ.
2. الْمُسَافِرُونَ اِجْتَمَعُوا فِي صَالَةِ الْمَطَارِ.
3. الطُّلاَّبُ نَاجِحُونَ فِي الاِمْتِحَانِ.
4. اِبْتَلَعَ الْبَحْرُ السَّابِحِينَ عِنْدَ الْعَاصِفَةِ الأَخِيرَةِ.
5. جمََعَتْ هَذِهِ النَّدْوَةُ الْمُرَاسِلِينَ فِي الشَّرْقِ الأَوْسَطِ.
6. يُدْخِلُ اللهُ الْمُؤْمِنِينَ جَنَاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الأنْهَارُ.
7. أعَدَّ اللهُ للكَافِرِينَ عَذَابًا أَلِيمًا.
8. إنَّ اللهَ اشْتَرَى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنْفُسَهُمْ وَأَمْوَالهَمُْ بِأَنَّ لهَمُُ الجَْنَّةَ.
9. وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللهُ واللهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ.
Özetle;
Cem-i müzekker sâlim (kurallı eril çoğul) isimler; elif ile merfû‘, yâ ile
mansûb, yâ ile mecrûr olurlar.

3. Cem-i Müennes Sâlim İsimlerde İ‘râb: Bu künyeyle anılan ‘kurallı dişil
çoğul’ isimler fetha almazlar. O nedenle i‘râbları iki hareke ile sınırlıdır:
Zamme ve kesra.
Bunlardan zamme, zammenin; kesra ise, fetha veya kesranın karşılığıdır.
İlgili durum kısaca şu şekilde formüle edilebilir:
a. zamme = zamme:
مُسْلِمَةٌ – مُسْلِمَاتٌ gibi.
Örnek 1:
هَؤُلاَءِ مُهَنْدِسَاتٌ (Bunlar bayan mühendislerdir) cümlesindeki مُهَنْدِسَاتٌ ismi,
haber yani yüklemdir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi)
zammedir. Çünkü cem-i müennes sâlimdir.
Örnek 2:
ِنَّ فِي الْمَنْزِلِ ĺ تُسَاعِدُ الْبَنَاتُ أُمَّهَاِ (Kızlar evde annelerine yardım ederler)
cümlesindeki الْبَنَاتُ ism-i fâil yani öznedir. Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk
göstergesi) zammedir. Çünkü cem-i müennes sâlimdir.
Örnek 3:
تَشْكُو الْمُشْتَرِكَاتُ مِنْ زِيَادَةِ أُجْرَةِ الاِشْتِرَاكِ (Hanım aboneler abonelik ücretinin
artmasından yakınıyor) cümlesindeki الْمُشْتَرِكُونَ ism-i fâil yani öznedir.
Merfû‘dur, ref‘ alâmeti (merfû‘luk göstergesi) zammedir. Çünkü cem-i
müennes sâlimdir.
b. kesra = fetha:
مُسْلِمَةً – مُسْلِمَاتٍ gibi.
Örnek 1:
كَافَأَ الْمُدِيرُ الْمُدَرِّسَاتِ الْمُتَقَاعِدَاتِ (Müdür emekli hanım hocaları ödüllendirdi)
cümlesindeki الْمُدَرِّسَاتِ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir. Mansûbdur, nasb
alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine kesradır. Çünkü cem-i müennes
sâlimdir.
Örnek 2:
وَظَّفَ الرَّئِيسُ مُهَنْدِسَاتٍ لِلْمَشْرُوعِ الجَْدِيدِ (Başkan yeni proje için bayan mühendisler
görevlendirdi) cümlesindeki مُهَنْدِسَاتٍ ismi, mef‘ûlün bih yani nesnedir.
Mansûbdur, nasb alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine kesradır.
Çünkü cem-i müennes sâlimdir.
Örnek 3:
يُحَاوِلُ الْمَلِكُ الجَْائِرُ أَنْ يُسْكِتَ الْمُخَالِفَاتِ (Zorba kral muhalifleri susturmaya
çalışıyor) cümlesindeki الْمُخَالِفَاتِ ism-i mef‘ûlün bih yani nesnedir.
Mansûbdur, nasb alâmeti (mansûbluk göstergesi) fetha yerine kesradır.
Çünkü cem-i müennes sâlimdir.
c. kesra = kesra:
مُسْلِمَةٍ – مُسْلِمَاتٍ gibi.
Örnek 1:
يَرْضَى اللهُ عَنِ الْمُؤْمِنَاتِ (Allah mümin hanımlardan razı olur) cümlesindeki
الشَّاكِرِينَ ismi, mef‘ûlün bih gayru sarih yani dolaylı tümleçtir. ( عَنِ ) cer harfi
dolayısıyla mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk göstergesi) kesradır. Çünkü
cem-i müennes sâlimdir.
Örnek 2:
سَلَّمَ الْمُوَظَّفُ الطَّرْدَ إِلَى مَنْدُوبَاتِ الشَّرِكَةِ (Görevli koliyi şirketin bayan temsilcilerine
teslim etti) cümlesinde son öge konumundaki مَنْدُوبَاتِ ismi, mef‘ûlün bih
gayru sarih yani dolaylı tümleçtir. ( إِلَى ) cer harfi dolayısıyla mecrûrdur, cer
alâmeti (mecrûrluk göstergesi) kesradır. Çünkü cem-i müennes sâlimdir.
Örnek 3:
يَعُودُ الحُْجَّاجُ بِوَاسِطَةِ الطَّائِرَاتِ (Hacılar uçaklar aracılığıyla geri dönüyor)
cümlesindeki الطَّائِرَاتِ ismi, isim tamlamasında tamlayan yani muzafun ileyh
konumundadır. Mecrûrdur, cer alâmeti (mecrûrluk göstergesi) kesradır.
Çünkü cem-i müennes sâlimdir.

Özetle;
Cem-i müennes sâlim (kurallı dişil çoğul) isimler; zamme ile merfû‘, kesra
ile mansûb, kesra ile mecrûr olurlar.
1. İsimlerin hangi durumlarda merfû‘, mansûb veya mecrûr oldukları konusu
sonraki ünitelerin konusudur. O nedenle vereceğimiz bilgileri yukarıdakilerle
sınırlı tutuyoruz.
108
2. Beş isim ve gayr-i munsariflerin i‘râbına ilişkin bilgiler de aynı şekilde
sonraki kitaplara ertelenmiştir.
3. Önbilgi olarak ancak şu kadarını söyleyebiliriz:
a. İsim cümlesinin özne ve yüklemi konumundaki mübteda haber ile fiil
cümlesinin öznesi konumundaki fâil, örneklerde görüldüğü gibi daima
merfû‘;
الْبَيْتُ قَرِيبٌ مِنَ السُّوقِ.
تعَجّبَ الْمَلِكُ من فِطْنَةِ الْغُلاَمِ.
b. Türkçedeki tümlece karşılık gelen mef‘ûller örnekte görüldüğü gibi daima
mansûb;
فَتَحَ الحَْارِسُ الأبْوَابَ لِدُخُولِ الضُّيُوفِ.
وَاللهُ لاَ يُحِبُّ الظَّالِمِينَ.
c. Başına cer harfi gelen isimlerle isim tamlamasının tamlayan kısmı,
örneklerde görüldüğü gibi daima mecrûrdur.
خَرَجَ الطُّلاَّبُ مِنَ الْمُخْتَبَرِ.
اِحْتَجَّ الْعُمَّالُ عَلَى الاِنْخِفَاضِ فِي رَوَاتِبِهِمْ.
تَدُورُ الأَرْضُ حَوْلَ الشَّمْسِ

Kelimeler ve Deyimler
emel, arzu, ideal : أَمَل (ج) آمَال
imam : إِمَام (ج) أَئِمَّة
mahalle, semt : حَيّ (ج) أَحْيَاء
icra etmek, yapmak, yerine getirmek : أَدَّى – يُؤَدِّي – تَأْدِيَةً
meslek, görev : مِهْنَة (ج) مِهَن
aile : أُسْرَةٌ (ج) أُسَر
oluşmak : تَكَوَّنَ – يَتَكَوَّنُ – تَكَوُّنًا
hanım, eş : زَوْجَة (ج) زَوْجَات
oğul : اِبْن (ج) أَبْنَاء
imamlık : إمَامَة
dürüstlük, doğruluk : صِدْق
içtenlik, samimiyet : إخْلاَص
gözetmek, riayet : رِعَايَة
hak : حَقّ (ج) حُقُوق
hal, tutum, davranış : مَوْقِف (ج) مَوَاقِف
öğrenmek : تَعَلَّمَ – يَتَعَلَّمُ - تَعَلُّمًا
peygamber, gönderilen : مُرْسَل
gerçekten, hakikaten : حَقًّا
sözünde durdu : صَدَقَ وَعْدَهُ
orada, o yerde, o çerçevede, o açıdan : حَيْثُ
uzaklaşmak : اِبْتَعَدَ – يَبْتَعِدُ – اِبْتِعَادًا
koymak : وَضَعَ – يَضَعُ – وَضْعًا
lokma : لُقْمَة (ج) لُقَم
ağız : فَم (ج) أَفْوَاه
geçmek : مَرَّ – يَمُرُّ – مُرُورًا
yirmi : عِشْرُونَ
sene, yıl : عَام (ج) أَعْوَام
sene, yıl : سَنَة (ج) سَنَوَات
hal, durum : حَال (ج) أَحْوَال
izledi, peşpeşe geldi : تَعَاقَبَ – يَتَعَاقَبُ – تَعَاقُبًا
ulaşmak, varmak : بَلَغَ – يَبْلُغُ – بُلُوغًا
kalmak : بَقِيَ – يَبْقَى – بَقَاءً
iç, kalp, gönül, nefis, öz : نَفْس (ج) نُفُوس، أَنْفُس
düğüm, ukde : عُقْدَة (ج) عُقَد
becermek, güç yetirmek, muktedir olmak: اِسْتَطَاعَ – يَسْتَطِيعُ – اِسْتِطَاعَةً
çözmek : فَكَّ – يَفُكُّ – فَكًّا
zira, çünkü, o anda : إِذْ
istemek : أَرَادَ – يُرِيدُ – إِرَادَةً
katılmak, girmek, dahil olmak : اِلْتَحَقَ – يَلْتَحِقُ – اِلْتِحَاقًا
üniversite: جَامِعَة (ج) جَامِعَات، جَوَامِع
bitirmek, tamamlamak : أَتَمَّ – يُتِمُّ – إِتْمَامًا
(yüksek) öğrenim دِرَاسَة (ج) دِرَاسَات (عُلْيَا
mükellefiyet, yükümlülük, güçlük : تَكْلِيف (ج) تَكَالِيف
yıkılmak, çökmek : اِنْقَضَّ – يَنْقَضُّ – اِنْقِضَاضًا
yük, ağırlık : ثِقْل (ج) أَثْقَال
imkan bulabilmek, imkanı olmak : ... تَمَكَّنَ – يَتَمَكَّنُ – تَمَكُّنًا من
gerçekleştirmek : تَحْقِيقِ
hissetmek, farkında olmak : شَعَرَ – يَشْعُرُ – شُعُورًا
lâhza, an : لحَْظَة (ج) لحََظَات
gücü yetmek, muktedir olmak : قَدَرَ – يَقْدِرُ – قُدْرَةً
söndürmek : إطْفَاء
volkan : بُرْكَان (ج) بَرَاكِين
beklemek : اِنْتَظَرَ – يَنْتَظِرُ – اِنْتِظَارًا
gelme, geliş : قُدُوم
ümit, umut : رَجَاء
daimî, kesintisiz: مُطَّرِد
sır, gizem : سِرّ (ج) أَسْرَار
ümit kesmek : قَنَطَ – يَقْنَطُ – قُنُوطًا
ümit kesmek : قَنِطَ – يَقْنَطُ – قَنَطًا
oturan, oturmakta: جَالِس
iken : بَيْنَمَا
düşünce, fikir : فِكْر (ج) أفْكَار
meşgul eden, meşgul etmekte, kurcalamakta: شَاغل
zihin : ذِهْن (ج) أذْهَان
gelmek, çıkagelmek : أَقْبَلَ
haber vermek, bildirmek, söylemek : أَخْبَرَ – يُخْبِرُ – إخْبَارًا
(fırsat) vermek, (fırsat) tanımak : أَتَاحَ – يُتِيحُ – إِتَاحَةً
fırsat : فُرْصَة (ج) فُرَص
-siz, -sız : دُونَ
okumak, öğrenim görmek : دَرَسَ – يَدْرُسُ – دِرَاسَةً
memur, görevli, vazifeli : مُوَظَّف
terk etmek : تَركَ– يَتْرُكُ – تَرْكًا
114
karşılık vermek, cevap vermek : رَدَّ – يَرُدُّ – رَدًّا
diyerek : قَائِلاً
ol : كُنْ
sakin : هَادِئ
rahat : مُسْتَرِيح
program : بَرْنَامَج (ج) بَرَامِج
varsayılan, yüklenen : مَفْرُوض (ج) مَفْرُوضَات
belirlemek, öngörmek, şart koşmak : نَصَّ – يَنُصُّ – نَصًّا
gelmek, bulunmak : حَضَرَ – يَحْضُرُ – حُضُورًا
…e yeter :... حَسْبُ
okumak, incelemek, gözden geçirmek : طَالَعَ – يُطَالِعُ – مُطَالَعَةً
katılmak, girmek, iştirak etmek : اِشْتَرَكَ – يَشْتَرِكُ – اِشْتِرَاكًا
ara sınav : اِخْتِبَار نِصْفِي
final sınavı : َائِي Ļ اِخْتِبَار ِ
sevinmek : فَرِحَ – يَفْرَحُ – فَرَحًا
doldurmak : مَلَأَ – يَمْلَأُ – مِلْءًا
açmak : فَتَحَ – يَفْتَحُ – فَتْحًا
dua etmek, çağırmak, davet etmek : دَعَا – يَدْعُو – دُعَاءً
öncülük etmek, iletmek : هَدَى – يَهْدِي – هِدَايَةً
iletilmek, yolunu doğrultmak, erişmek : اِهْتَدَى – يَهْتَدِي – اِهْتِدَاءً
rızıklandırmak, rızık vermek : رَزَقَ – يَرْزُقُ – رِزْقًا
hesap etmek, ummak : اِحْتَسَبَ – يَحْتَسِبُ – اِحْتِسَاباً
kılmak, etmek, eylemek : جَعَل – يَجْعَلُ – جَعْلاً
Özet
Arapçada i‘râb kavramını tanımlayabilmek
Arapçada cümledeki yeri veya öncesindeki herhangi bir amil (sonrasındaki
sözcüğü etkileyen öge) dolayısıyla bir kelimenin sonunda meydana gelen
hareke veya harf değişikliklerine i‘râb adı verilir. Cümledeki yeri veya
başındaki amil ne olursa olsun kelime sonlarının asla değişmemesi olgusu da
binâ kavramıyla açıklanır. İ‘râb özelliği yansıtan yani sonu değişebilen
kelimelere mu‘rab, binâ özelliği yansıtan, bir başka deyişle sonu asla
değişmeyen kelimelere ise mebnî nitelemesi yapılır.
İ‘râb yönünden isimleri sınıflandırabilmek
Arapça bir cümlede isimler üç i‘râb kategorisinden birine dâhildirler: Ref‘,
Nasb, Cer. Bunlardan ilk sıradakine dâhil olana merfû‘, ikinci sıradakine
dâhil olana mansûb, üçüncü sıradakine dâhil olana ise mecrûr isim denir.
İ‘râb alâmetleri ve bunların cinsiyet ve sayılarına göre isimler üzerine
yansıyış farklılıklarını belirleyebilecek
Bir kelimenin hangi i‘râb kategorisine dâhil olduğunu gösteren hareke veya
harftir.
Bir ismin merfû‘ olduğunun göstergesi (ref‘ alâmeti) çoğunlukla son harfi
üzerindeki zammedir. Müsennâlarda sondan bir önceki harf “elif” ile cemi
müzekker sâlimlerde aynı özellikteki harf “vâv” ötre yerine geçer.
Bir ismin mansûb olduğunun göstergesi (nasb alâmeti) çoğunlukla son harfi
üzerindeki fethadır. Müsennâlar ve cemi müzekker sâlimlerde sondan bir
önceki harf “yâ” ile cemi müennes sâlimlerde son harf üzerindeki kesra, fetha
yerine geçer.
Bir ismin mecrûr olduğunun göstergesi (cer alâmeti) çoğunlukla son harfi
üzerindeki kesradır. Müsennâlar ve cemi müzekker sâlimlerde sondan bir
önceki “yâ” harfi kesra yerine geçer.
İ‘râba ilişkin kavramlarla cümlenin ögeleri arasında Türkçe dilbilgisi
terimleriyle eşleştirme yapabilmek
Türkçedeki özne ve isme bitişik ek fiil yükleme karşılık gelen isimler merfû‘,
tümlece karşılık gelen isimler mansûb, dolaylı tümlece veya isim
tamlamasının tamlayanına karşılık gelen isimler ise mecrûrdur.
Arapça cümle ögelerini Türkçedeki karşılıklarıyla eşleştirebilmek
Türkçede olan veya yapan durumundaki özne Arapçada yükleminden önce
gelirse mübtedâ, sonra gelirse fâil adını alır.
Türkçede “-im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler” ek fiillerinin bitiştiği isimlere ek
fiil yüklem adı verilir. Arapçada bunun karşılığı haberdir.
Türkçede tümleç olarak bildiğimiz özne ve yüklem haricindeki ögelerin
Arapça genel adı mef‘ûl’dür. Bunlardan fiilden doğrudan etkilenen ve
kendisine nesne denilenlerin Arapçadaki karşılığı mef‘ûlün bih’tir.
Türkçede başına hal eki bitişmiş tümleçlere dolaylı tümleç denir. Bu ögenin
Arapça karşılığı mef‘ûlün bih gayru sarih’tir.
İsim tamlamasının Türkçede tamlanan olarak bilinen kısmının Arapça
karşılığı muzafun ileyhtir.





Alıntı..

Allahın kulu_ 20 Kasım 2017 18:01

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Allahın kulu_ 20 Kasım 2017 18:05

MECRUR

MANSUB

MERFU


كَاتِبٍ

كَاتِبًا

كَاتِبٌ

Müfred
كَاتِبَيْنِ

كَاتِبَيْنِ

كَاتِبانِ

Müsenna
كَاتِبِينَ

كَاتِبِينَ

كَاتِبُونَ

Cem’i müzekker-i salim
كَاتِبَاتٍ

كَاتِباتٍ

كَاتِباتٌ

Cem’i müennes-i salim
كُتَّابٍ

كُتَّابًا

كُتَّابٌ

Cem’i mükesser


SAAT: 12:48

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306