Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Arapça 3 (https://www.forum.medineweb.net/551-arapca-3)
-   -   Arapça 3 Haberin Türleri (https://www.forum.medineweb.net/arapca-3/32485-arapca-3-haberin-turleri.html)

nurşen35 19 Ekim 2015 12:10

Arapça 3 Haberin Türleri
 
Arapaçada HABER TÜRLERİ

İsim cümlesinde, söze kendisiyle başlanan kelimeye mübteda ( المبُْتَدَأُ ) denir.
Mübteda, isim cümlesinin öznesidir. Özneyi niteleyen, öznenin durumunu
haber veren kelimeye haber ( الخَبَرُ ) denir. Haber, isim cümlesinin yüklemidir.
الكِتَابُ مَفْتُوحٌ Kitap açıktır.
الكِتَابُ مَفْتُوحٌ cümlesinde, الكِتَابُ kelimesi mübteda ( المبُْتَدَأُ ), kapının ne
durumda olduğunu bildiren مَفْتُوحٌ kelimesi ise haber ( الخَبَرُ )’dir.

Haber, Müfred Olabilir
Haber, müfred olabilir. Burada müfredden kastedilen, cümle veya şibh-i
cümle olmamasıdır. Mesela, جُدْرَانُهُ مُتَهَدِّمَةٌ bir isim cümlesidir. جُدْرَانُ mübteda,
مُتَهَدِّمَةٌ ise haberdir. Bu tür habere müfred haber denilir. مُتَهَدِّمَةٌ ne cümledir, ne
de şibh-i cümledir. سَقْفُهُ مُتَصَدِّعٌ cümlesinde مُتَصَدِّعٌ haberdir. Birinci cümle için
söylenenler bunun için de geçerlidir.
أَبُو سَعِيدٍ رَجُلٌ cümlesinde de, أَبُو mübteda, رَجُلٌ müfred haberdir.

Haber(ism-i fail ve ism-i mef’ul gibi) sıfat mânâlı kelimelerden olursa, mübteda
ile haber arasında müzekkerlik, müenneslik; müfred, tesniye ve cemi olma
yönlerinden uyum vardır.

المجُْتَهِدُ مَحْبُوبٌ Çalışkan (erkek) sevilir.
الْمُجْتَهِدَةُ مَحْبُوبَةٌ Çalışkan (bayan) sevilir.
الْمُجْتَهِدَانِ مَحْبُوبَانِ İki çalışkan (erkek) sevilir.
الْمُجْتَهِدَتَانِ مَحْبُوبَتَانِ İki çalışkan (bayan) sevilir.
الْمُجْتَهِدُونَ مَحْبُوبُونَ Çalışkan (erkekler) sevilirler.
الْمُجْتَهِدَاتُ مَحْبُوبَاتٌ Çalışkan (bayanlar) sevilirler.

Ancak mübteda, gayr-i âkıl (insanın dışında) bir ismin çoğulu olursa,
haber genellikle müfred müennes olarak gelir.
الكُتُبُ مُفيدَةٌ Kitaplar faydalıdır.

Haber, sıfat mânâlı bir kelime değilse, o zaman uyum aranmaz.
◌ِ الجُْمْلَةُ نَوْعَانِ (Cümle iki çeşittir). Bu cümlede mübteda müennes ve
müfreddir. Haber ise müzekker ve tesniyedir. Haber, sıfat mânâlı bir kelime
olmadığı için, belirtilen hususlarda mübtedaya uymamıştır.
Aşağıdaki âyetlerde geçen müfred haberleri belirtiniz:

اللّهُ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ.
اللّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَوْهُ.
هُوَ أَعْلَمُ مَنْ يَضِلُّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ.
هَذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ.
تِلْكَ أُمَّةٌ.
هَذَا يَوْمُ يَنفَعُ الصَّادِقِينَ صِدْقُهُمْ.
الحَْجُّ أَشْهُرٌ مَعْلُومَاتٌ.
إِلهَكُُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ.
وَالآخِرَةُ خَيْرٌ لِمَنِ اتَّقَى.

Haber, Cümle Olabilir
A. İsim Cümlesi
B. Fiil Cümlesi

İsim cümlesinin ikinci öğesi olan haber, cümle olabilir. Bilindiği üzere,
Arapçada iki çeşit cümle vardır. a. İsim cümlesi b. fiil cümlesi.

Haberi, isim cümlesi olan cümleye örnek: خَالِدٌ ثَوْبُهُ جَدِيدٌ Halid’in elbisesi
yenidir. ثَوْبُهُ جَدِيدٌ bir isim cümlesidir. ثوبُ mübteda, جَدِيدٌ ise haberdir. Bu cümle
bir bütün olarak, خَالِدٌ mübtedasının haberidir. Ancak böyle olabilmesinin bir
şartı vardır: Haber olan cümlede mübtedaya giden bir zamir bulunur. Bu
cümlede o zamir, ه dür. Bu zamire, haberi mübtedaya bağladığı için râbıt
رَابِط) ) denilir.
Haberi fiil cümlesi olan cümleye örnek: أَخُوكَ يَكْتُبُ الْوَاجِبَ Kardeşin ödevi
yazıyor.
Bu cümlede يَكْتُبُ الْوَاجِبَ müstetir faili هو ile birlikte fiil cümlesi olarak,
mübteda olan أَخُو nun haberidir. Dikkat edilecek olursa, أَخُو mübtedadır, fail
değildir. Fail asla fiilden önce gelmez. Mustetir هو aynı zamanda râbıttır.
Aşağıdaki ayetlerde haber olan cümleleri belirtiniz.

أَأَنْتَ قُلتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَهَيْنِ مِن دُونِ اللّهِ.
وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ.
آبَآؤُكُمْ وَأَبْنَاؤُكُمْ لاَ تَدْرُونَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ لَكُمْ نَفْعاً فَرِيضَةً مِنَ اللّهِ.
وَأَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ.
وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلاَدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ.
تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ.
نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ.
ذَلِكَ يُوعَظُ بِهِ مَن كَانَ مِنكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِر.
وَالْمُطَلَّقَاتُ يَتَرَبَّصْنَ بِأَنفُسِهِنَّ ثَلاَثَةَ قُرُوَءٍ.
وَالْمَوْتَى يَبْعَثُهُمُ اللّهُ.
وَأَعْيُنُهُمْ تَفِيضُ مِنَ الدَّمْعِ حَزَنًا أَلاَّ يَجِدُوا مَا يُنفِقُونَ.
الْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ.
Haber, Şibh-i Cümle Olabilir
A. Zarftan Oluşan Şibh-i Cümle
B. Harf-İ Cerle Mecrûrundan Oluşan Şibh-i Cümle
İsim cümlesinde haber, şibh-i cümle olabilir. Şibh-i cümle, ya zarftan, ya da
harf-i cerle mecrurundan meydana gelir.

Haberi, zarftan oluşan şibh-i cümle olan isim cümlesine örnek:
الأَزْهَارُ فَوْقَ الْمِنْضَدَةِ (Çiçekler masanın üzerindedir). Bu cümlede فَوْقَ , şibh-i
cümle olarak haberdir.
Haberi, harf-i cerle mecrurundan oluşan şibh-i cümle olan isim cümlesine
örnek:

هَلاَكُ الْمَرْءِ فِي الْعُجْب (Kişinin helaki kendini beğenmededir). Bu cümlede فِي
الْعُجْب , şibh-i cümle olarak haberdir.

Şibh-i cümlelerdeki zarf ve harf-i cerler, mahzûf (hazfedilmiş/atılmış) bir
müteallaka bağlıdırlar. Aslında haber olan, şibh-i cümleler değil, mahzuf olan
bu müteallaklardır. Örnek olarak verdiğimiz cümleler, bu durumda,
الأَزْهَارُ (كَائِنَةٌ) فَوْقَ الْمِنْضَدَةِ ve هَلاَكُ الْمَرْءِ (كَائِنٌ) فِي الْعُجْبِ takdirindedir.

Okuma parçasında geçen لَهُ شَارِبَانِ (bıyıklı),
فَوْقَهُ قَمِيصٌ (üstünde bir gömlek olan)
العَائِدُ عَلَى أَهْلِهِ ووَلَدِهِ كَالْمُجَاهِدِ الْمُرَابِطِ فِي سَبِيلِ اللّهِ cümleleri de, şibh-i cümle olan
habere örnektir.
Ancak لَهُ شَارِبَانِ ve فَوْقَهُ قَمِيصٌ cümlelerinde başka bir kural

sebebiyle haber önce, mübteda sonra gelmiştir.
Bu kural şöyledir: Mübteda

nekre, haber de harf-i cerle mecrurundan veya zarftan meydana gelen şibh-i
cümle olursa, haberin öne geçmesi, mübtedanın da sonra gelmesi gerekir.
Haber cümle ve şibh-i cümle olduğunda, mahallen merfu olur.
Haber türleri hakkında daha fazla bilgi almak için adlı İsmail Hakkı Sezer ve
diğerlerinin “Anlatımlı Arapça” kitabına başvurunuz.

Aşağıdaki âyetlerde şibh-i cümle olan haberleri belirtiniz.
اللّهُ مَعَ الصَّابِرِينَ.
أُولَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِم مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالحِِينَ.
الَّذِينَ اتَّقَواْ فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ.
الرَّكْبُ أَسْفَلَ مِنكُمْ.
فَهِيَ كَالحِْجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً.
أَنتَ فِيهِمْ.
هَذَا لِشُرَكَآئِنَا.
الأَنْفَالُ لِلّهِ وَالرَّسُولِ.

الحَْقُّ مِن رَبِّكَ
وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ.
أَنتُم بِالْعُدْوَةِ الدُّنْيَا.
ذَلِكَ الْفَضْلُ مِنَ اللّهِ.



[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]





Alıntı..


SAAT: 07:20

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306