Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Ashab-Kiram(r.a) (https://www.forum.medineweb.net/217-ashab-kiramra)
-   -   Ümmü Zer Gıfariyye (r.a) Hayatı (https://www.forum.medineweb.net/ashab-kiramra/11036-ummu-zer-gifariyye-ra-hayati.html)

MERVE DEMİR 23 Mart 2009 12:43

Ümmü Zer Gıfariyye (r.a) Hayatı
 
Ümmü Zer Gıfariyye radıyallahu anhâ takvâ üzere yaşamayı hayatına düstur edinen bir hanım sahâbî!.. Müslüman olmadan önce kabilesi içinde putlara en çok ibadet eden bir kadın!.. Meşhur sahâbî Ebû Zer radıyallahu anh’ın âilesi!..

O Gıfar kabilesine mensuptur. Ebû zer ile evlenmiştir. Kocasının İslâm’a dâvetiyle müslüman olmuştur. Asıl ismi kaynaklarda geçmemektedir. Eşi ile birlikte takvalı bir hayat yaşadıkları için Ümmü Zer künyesiyle anılmıştır.

Ümmü Zer (r. anhâ) ve eşi Ebû Zer (r.a) zâhidâne bir ömür sürdükleri için dünyalık en küçük bir şeye sahib olamamışlardır. Onlar için asıl hayat ahiret hayatıydı. Bu düşünce ile zühd ve takvâyı tercih etmişlerdi. Âhiret hedefli yaşadıkları için dünya sevgisi onların gönlüne girememişti. Dünyada birşeylere sahib olma duygu ve düşüncesi onları meşgul etmemiştir. Mal ve mülk edinme diye bir dertleri olmadığı için çok sâde bir hayat sürmüşler, zühd ve takvâ çizgisinde bir ömür geçirmişlerdir.

Onlar aile olarak aynı duygu ve düşünceleri paylaşabildikleri için ihtiyaçtan fazlasını yanlarında tutmamışlardır. Ellerine geçeni Allah yolunda infak etmişlerdir. Bu konuda öylesine titiz davranmışlardır ki, gece gelmişse gece, gündüz gelmişse gündüz dağıtmışlardır. İşte onlar ailecek bu ahlâk ile meşhur olmuşlar, zâhid ve âbid olarak tanınmışlardır.

Ümmü Zer (r. anhâ)’nın hayatında dönüm noktası teşkil eden üç önemli husûsiyet vardır.

Birincisi, gençliğinin ilk yıllarında putlara ibadet etmesi.

İkincisi, ömrünün sonunda kocası Ebû Zer (r.a)’ın vefatı.

Üçüncüsü, ailecek çektikleri sıkıntı, sürgün ve hicretleri.

Ümmü Zer (r.anhâ) müslüman olmadan önce Gıfaroğulları içinde putlara en çok ibadet eden bir kadındı. Kabilenin her evinde bir put vardı. Fakat en büyük put Ümmü Zer’in evinde idi. Hergün o putu temizler ve karşısına geçer ibadet ederdi. Putlara ibadette huzur bulacağını zannederdi.

Birgün Ebû Zer putlara yiyecek getirmek için yanlarına geldi. Takdis ve tazimde bulundu. İçmesi için önüne süt koydu. Biraz geri çekildi. Bir de ne görsün! Bir köpek geldi, sütü içti. Sonra da ayağını kaldırıp putun üzerine bevletti. Bu manzarayı izleyen Ebû Zer’in gönlünde bir çok sorular oluştu. Kendi kendine:

“Bu putlara nasıl ibadet ederiz? Kendisine faydası olmuyor. Üstüne gelen zararı önleyemiyor. Biz nasıl onlardan medet bekleriz? Bu bir maskaralık değil mi?” diyerek zihninde şimşekler çakmağa başladı. Çok hürmetle ibadet ettiği putlar hakkında birçok şüpheler doğdu. Eve gelip ailesine şâhid olduğu manzarayı anlattı. Ümmü Zer’in de gönlünde sorular, şüpheler doğmasına vesile olan bu hâdise onların hidayete kavuşmalarına bir başlangıç oldu. Birlikte hak ve hakîkatı aramaya başladılar.

Onlar hak ve hakikat adına duydukları her haberi araştırmağa çalıştılar. Birgün Mekke’de putları inkar eden, insanları Allah’a dâvet eden son Peygamberin çıktığına dair haberler aldılar. Bu sevindirici haberi araştırmak üzere Ebû Zer kardeşi Uneys’i Mekke’ye gönderdi. Yeni din ve son Peygamber hakkında bilgi edinerek dönmesini istedi.

Memleketine dönen kardeşinin getirdiği bilgilerle gönlü tatmin olmayan Ebû Zer kendisi Mekke’ye gitti. Son peygamber Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesellem efendimizle buluştu. İslâm’la şereflendi.

Bir müddet Mekke’de kalıp İslâm’ı öğrendikten sonra tebliğ etmek üzere kabîlesine döndü. İlk olarak hanımı Ümmü Zer’i İslâm’a davet etti. O da tereddütsüz hemen kabul etti. Kelime-i şehâdet getirerek. İslâm’la şereflendi.

Ümmü Zer (r. anhâ) ile beyi Ebû Zer (r.a) aradıkları hakikate ulaşmışlardı. Huzur ve mutluluğa kavuşmuşlardı. Putları bir bir kırıp Allah’a ibadet etmeye başladılar. Günler, aylar, geçtikçe, gönüllerinde Allah ve Rasûlünün sevgisi çoğaldı. İslâm’ı aşkla yaşadıkça. Fakat Rasûlullah (s.a) efendimizden ayrı kalmaya dayanamıyorlardı. Hasret ve muhabbeti artık onları durduramadı. Hicret edip, efendimizin huzurunda yaşamak istediler. Hendek savaşından sonra Medine-i Münevvere’ye hicret ettiler. İki Cihan Güneşi Efendimizin beldesinde yaşamaya başladılar. Mescidinden ayrılmadılar. İslâm’dan yeni öğrendikleri bilgileri hayatlarına geçirmek üzere yarıştılar.

Ebû Zer (r.a) mescidde Efendimizden duyduğu yeni bilgileri hanımı Ümmü Zer (r.anhâ)’ya aktarıyordu. Ümmü Zer (r. anhâ) bir hanım sahâbî olarak beyinden çok faydalı ilim öğrendi. Bir çok hadis-i şerif nakletti.

Bu iki Hak âşığı Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizin dâr-ı bekâ’ya irtihallerinin ardından Medine’den ayrılıp Şam’a doğru yolculuğa çıktılar. Meşakkati ve sıkıntıyı tercih ettiler. Bu arada üç çocuklarını kaybettiler.

Şam’da insanların, sünneti seniyye çizgisinden uzaklaştıklarını görünce onları uyarmak üzere Ebû Zer (r.a) erkeklere, Ümmü Zer (r. anhâ) da hanımlara Kur’ân ve Sünnetten vaazlar yapmaya başladılar. Zühd ve takva üzere yaşayanlar azaldıkça tekrar Medine-i Münevvere’ye döndüler. Fakat bu sefer Rasûlullah (s.a) efendimizi görememenin hasretine dayanamadıkları için tekrar Medine’den ayrılmak istediler. Hz. Osman (r.a) onlara Rebeze’ye gidip yerleşmelerini tavsiye etti. Orada yalnızlık içerisinde iken Ebû Zer (r. anhâ) vefat eyledi.

Ümmü Zer (r. anhâ) tekrar Medine-i Münevvere’ye döndü. Çok geçmeden kısa bir müddet sonra o da vefât etti. Allah her ikisinden de râzı olsun.

Ümmü Zer (r. anhâ) pek çok hadis rivayet etmiştir. Bir tanesi şöyledir:

“Ben ve yetimi gözeten, cennette şöylece (iki parmağını birleştirdi) beraberiz.”

Bu mutlu aile hakkında Sevgili Peygamberimiz Hz. Aişe (r. anhâ) annemize:

“Ben senin için Ebû Zer’in Ümmü Zer’e davrandığı gibi davranıyorum.” buyurduğu rivayet edilir.

Hz. Aişe (r. anhâ) annemizden hâdise şöyle nakledilir:

“Ben birgün Rasûlullah (s.a)’ın yanında babamın cahiliye devrinde olan mallarıyla iftihar etmiştim. Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz bana: “Sus ey Aişe! Ben sana Ebû Zer’in Ümmü Zer’e davrandığı gibi davranıyorum.” buyurdu.

Ümmü Zer’den nakledilen bu sözün bir hikâyesi vardır. Şöyle ki:

“Vaktiyle arab kadınlarından on bir tanesi bir araya gelerek kocalarının âdetleri ve durumlarıyla ilgili olarak aralarında konuşmalar yapmışlar. Hepsi ayrı ayrı hitap ederek kocaları hakkında meth ve zemde bulunmuşlardır. Ümmü Zer (r. anhâ) de kocası hakkında şöyle demiştir:

“Benim kocam Ebû Zer’dir. O ne adamdır. Beni daima ferahlandırıp gönlümü hoş kılmıştır. Her ne söylersem sözüm reddedilmez.” diyerek methü senâda bulunmuştur.

Cenâb-ı Hak cümlemize aile içi mutluluklar lutfeylesin. Ümmü Zer (r. anhâ) ile Ebû Zer (r.a)’ın şefaatlerine nâil eylesin. Amin.



Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi


SAAT: 04:26

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320