Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Bilgi Dağarcığı (https://www.forum.medineweb.net/501-bilgi-dagarcigi)
-   -   Peygamberimizin mucizeleri olmadığını iddia ediyorlar. Bu iddialara nasıl cevap verme (https://www.forum.medineweb.net/bilgi-dagarcigi/12619-peygamberimizin-mucizeleri-olmadigini-iddia-ediyorlar-bu-iddialara-nasil-cevap-verme.html)

_bülbül_ 10 Nisan 2009 14:43

Peygamberimizin mucizeleri olmadığını iddia ediyorlar. Bu iddialara nasıl cevap verme
 
Peygamberimizin mucizeleri olmadığını iddia ediyorlar Bu iddialara nasıl cevap vermeliyiz?

Akâid ve Kelâm ilmine ait muteber ana kaynaklarda mucizeler iki ana gruba ayrılmış, sonra her gruba giren mucize(erin çeşitleri beyan edilmiştir Bunlardan birincisi, "hissî ve kevnî mucizeler"; diğeri ise, "aklî (manevî) mucizeler" dir

Birinci gruba giren hissî ve kevnî mucizeler de, mahiyet ve keyfiyet bakımından iki büyük grupta toplanır Birinci grup; Hak Teâlâ'nın elçileri olarak seçtiği üstün vasıflı şahsiyetler olan peygamberlerin mümtaz zatları ve kâmil sıfatları ile ilgili fevkalâde haller, üstün meziyetler, yüce tecellî ve özelliklerdir

İkinci grupta ise; peygamberlerin zat ve sıfatları dışında meydana gelen ve her peygambere verilen, o zamanki insanların duyu organları ile müşahade ettikleri tabiat üstü olaylar hissî ve kevnî mucizeler grubuna girer

Bunlar her peygamberin peygamberliğini ispat etmek için Allah'ın izniyle gösterdiği, o zamanki insanları âciz ve hayran bırakan ve o devirde en inandırıcı görünen fevkalâde eşsiz hâdiselerdir Bazı alimler, özellikle Peygamber (sas) tarafından vahye ve Kur'an âyetlerine dayanarak haber verdiği, geçmişe ve geleceğe ait hadiselere, "Mu'cizât-ı Haberiyye" adı vererek bunları aynı türde mucizeler olarak mütalaa etmişlerdir

Başta Hâtemül-Enbiya Hz Muhammed (sas) olmak üzere, Allah'ın sevgili ve mümtaz kulları, insanlığın hidâyet rehberleri ve gerçek eğitici ve öğreticileri olan ve bizzat Allah (cc) tarafından terbiye edilen peygamberlerin mümtaz zat ve kâmil şahsiyetleri, onlar hakkında her müslümanın inanması gereken kemal sıfatlar, onların peygamberliğini ispat eden zâtî mucizelerdir

Gerçek şudur ki; başta Hz Muhammed (sas) olmak üzere, bütün peygamberlerin herkese güven ve emniyet veren güçlü ve dürüst şahsiyetleri, sağlam karakter, güzel ahlâk, cesâret ve istikametleri, parlak zekâ ve dirayetleri, elde ettikleri eşsiz başarılar, sahip oldukları belağât ve fesahatları gösterdikleri, hissî mucizelerden daha tesirli ve açık olarak, herbirinin, Allah'ın Rasûlü olduğuna kesinlikle delâlet etmektedir

Hissî ve Kevnî Mucizeler

Peygamberlerden bahsedilince akla gelen ve Kur'ân-ı Kerim'de bazı peygamberlerin gösterdiği bildirilen mucizeler, genellikle bu çeşit hissî ve kevnî mucizelerdir Her peygamber, Hak Teâlâ'nın elçisi olduğunu ispat etmek için genellikle göze hitap eden hissî mucizeler göstermiştir Bu fevkalâde hadiseler, her peygamberin içinde yaşadığı dönem gereği ve insanların anlayışına göre emsalsiz sayılan ve başkalarının benzerini yapmakta aciz kalarak hayret edecekleri türden mucizelerdir Mahiyet ve keyfiyeti bakımından hissî ve kevnî olan bu mucizelerin çoğu Kur'ân-ı Kerim'de açıklanmıştır Hz İbrahim, Hz Musa ve Hz İsâ ve Peygamberimiz Hz Muhammed (sas)'in gösterdiği ve Kur'ân-ı Kerimle sâbit olan bu tür mucizelerden bazılarını şöyle özetlemek mümkündür:

1- Hz İbrahim (as)'ın, Bâbil hükümdarı Nemrut tarafından-mancılıkla-ateşe atıldığı halde yanmayarak kurtulması

2- Musa Peygamberin elindeki asanın, Firavunun sihirbazlarının yaptıklarını yutan bir ejderha haline girmesi, sonra eski haline dönmesi Aynı asayı Hz Musa'nın Kızıldenize vurmasıyla, denizin yarılması Böylece Hz Musa, yanındaki İsrâil oğullarıyla karşı sahile geçerek kurtulmuşlar, deniz eski haline dönmüş ve Firavn yanındakilerle beraber boğulmuştur

3- Hz İsa (as)'nın, Allah'ın izniyle ölüleri diriltmesi, hastalara dokunarak onları iyi etmesi gibi fevkalâde hadiseler, birer hissî mucizedir

Rasulullah (sas) Efendimizin pek çok hissî ve kevnî mucizeleri vardır Bunlardan Kur'ân-ı Kerim'de zikredilen ve tevâtür derecesine ulaşan sahih hadislerle sâbit olan ikisi şunlardır:

1- İsrâ ve Mirac mucizesi: Kur'ân-ı Kerim, İsrâ sûresinde; "Kulunu (Muhammed'i), ona âyetlerini göstermek üzere, bir gece Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ın şânı ne yücedir" (el-İsrâ, 17/1) buyurulmuştur Peygamberimiz (sas) Efendimiz, ilâhî emir üzerine Cebrail (as)'ın refakatinde bir gecenin belirli bir kısmında, Mekke-i Mükerremedeki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'te bulnan Mescid-i Aksa'ya süratle götürülmüş; oradan da, yedi kat gökyüzüne yükseltilerek "sidre-i Müntehâ" ya ve diğer yüce makamlara çıkarılmış; bir çok ilâhî lütuflara (Füyuıâtı Rabbâniyeye) mazhar olduktan sonra, tekrar Mekke-i Mükerreme'ye ulaştırılmıştır, Buharî ve Müslim'in Sahihlerinde mevcut meşhur bir hadise göre; bu mucize, Hicret'ten bir buçuk yıl önce Receb ayının yirmiyedinci gecesi vuku bulmuştur İsrâ'nın, ruh ve ceset birlikte tahakkuk ettiğinde icmâ vardır

İsrâ hadisesi, yukarda kaydedilen âyetle sâbit olduğundan, inkâr eden kâfir olur Mirac hadisesinde de, icmâ-ı ümmet varsa da, keyfiyetin de, yani oluş şeklinde ittifak olunmamıştır Ancak âlimlerin büyük çoğunluğuna göre, Mi'rac ta, ruh ve ceset birlikte ve uyanık olarak tahakkuk etmiştir Bu hadise, Rasulü Ekrem Efendimiz'in en büyük hissî mucizesi olarak kabul edilmiştir (Ayrıca bk İsrâ ve Mirac maddesi)

2- İnşikâk-ı Kâmer, Ay'ın ikiye bölünmesi mu'cizesi: Peygamber (sas) Efendimizin bu büyük hissî mucizesi de Kur'an'la sâbittir Nitekim; Kamer sûresinde (54/1): "(Kıyâmet)saat(i) yaklaştı, ay (ikiye) bölündü (yarıldı)" buyurulmuştur Bazı sahih hadislerde nakledildiğine göre; müşriklerden bir grup, bir mucize olarak, ayın iki kısma ayrılmasını, Rasul-i Ekrem (sas)'den istediler

Hz Peygamber (sas) da, Allah'u Teâlâ'ya yönelerek niyazda bulundu Ay, Allah'ın kudret ve izniyle derhal ikiye ayrıldı; bir kısmı Hıra dağı üzerinde, diğer kısmı ise, aşağıda ve tam karşısında görüldü Müşrikler, inat ve tekebbürlerine kapılarak bu büyük mucizeyi inkâr ettiler ve "Bu, ancak bir sihirdir" dediler Şayet bu mucize, diğer Mekkelilerce de görülmemiş olsaydı, ona delâlet eden âyetle tekzip edilmiş olur ve kimse Hz Muhammed (sas)'e iman etmez, hattâ inananlardan irtidat edenler bile olurdu Halbuki böyle bir şey olmamıştır (bk Ay mucizesi mad)

Aklî Mucizeler Aklî mucize, akla ve vicdana hitab eden ve her devirde geçerli olan olağanüstü eşsiz bir harikadır Bu tür mucizeye en canlı örnek, yalnız Rasulullah (sas) Efendimiz'e verilen ve onun en büyük mucizesi sayılan Kur'ân-ı Kerim'dir Çünkü o, her zaman ve mekanda onun peygamberliğini simgeleyen en etkili mucizedir Daha önceki peygamberlere verilen hissî mucizelerin fonksiyonu Kur'anla sona ermiş; onların, hatıralarda anılan tarihî fevkalâde bir olay olmaktan öte, artık bir etkisi kalmamıştır

Böyle bir aklî mucizenin, peygamberimiz Hz Muhammed (sas) Efendimize verilip, daha önceki peygamberlerin hiç birine bir benzerinin verilmemesinin hikmeti; onların peygamberliklerinin bir sonraki peygamberin gönderilişine kadar ki belirli zamana ve belirli bir millete mahsus olmasıdır Hz Muhammed (sas)'in peygamberliği ise, kıyamet gününe kadar bâki olduğu için, ona; bütün insanların peygamberi olduğuna tanıklık edecek Kur'ân-ı Kerim gibi, her devirde geçerli, aklî ve eşsiz bir mucize verildi Kur'an'ın pek çok olan icaz yönleri, genel olarak şu iki kısımda toplanarak özetlenebilir:

1- Bütün insanları hedef alan i'câzı: Kur'an'ın o zamana kadar duyulmayan, adı sanı bilinmeyen gaybî hakikatlerden haber vermesi ve bunların aynen çıkması Aynı şekilde, geçmiş ümmetlerden ve onların kıssalarından bahsetmiş olması da, Kur'ân'ın icazına örnek sayılır Ayrıca, bütün devirlerde, her yerde ve her millete uygulanabilen genel ve eşsiz bir hukuk sistemi ortaya koyması da, ilmî bir mucizedir Çünkü Hz Muhammed (sas) ümmî idi, okuması yazması yoktu

Onun herhangi bir âlim ve mürşidden ders almadığı, hukuk ve kanun okumadığı tarihen sâbittir O halde, böyle ümmî bir zâtın, Kur'ân-ı Kerim gibi, Arap belâgat ve fesâhatının zirvesinde olan ilahî hikmetlerle dolu eşsiz bir hukuk sistemini, kendi karihâsından meydana getirebilmesi mümkün müdür? İşte Kur'ân-ı Kerim'in bu yöndeki icazını ve onun büyük bir mucize olduğunu aklı selim sahibi herkes rahatlıkla kavrayabilir

2- Kur'ân-ı Kerim'in Araplara yönelik bulunan icazına gelince; bu Kur'ân'ın ilâhî lâfzının, "nesir"in alışılmış uslub ve yöntemleriyle tam tamına uyuşmayan; "şiir" in bilinen vezinleriyle de bağdaşmayan kendine mahsus üstün ve parlak nazmıdır Bunun yanında, Kur'an'ın hayret verici, insanı teshir eden yüce bir belağatı ve eşsiz bir fesahatı vardır O öyle yüce bir usluba sahiptir ki; ondan, avam olsun, kültürlü olsun veya ihtisas sahibi bir âlim olsun, herkes mutlaka faydalanır ve manevî zevk alır

Eşsiz bir uslup, geniş ve engin bir manâ hazinesi olan Kur'ân-ı Kerim, asırlardır tekrar tekrar meydan okuduğu halde, Arap edebiyatı, belağat ve fesahat üstadları bu güne kadar Kur'ân'ın bir benzerini yapmaktan âciz kalmışlardır Nitekim bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Eğer kulumuz (Muhammed)'e indirdiğimiz (Kur'ân)'dan şüphe ediyorsanız, haydi siz de ona benzer bir sûre getirin Allah'tan başka bütün şâhitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın; eğer doğru iseniz (bunu yapın) yok eğer yapamadınızsa, ki yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının" (el-Bakara, 2/23-24) Başka bir âyette; "Deki: Andolsun eğer bütün insan(lar) ve cin(ler) şu Kur'an'ın bir benzerini meydana getirmek için (biraraya gelip) toplansalar yine onun bir benzerini yapamazlar" (el-İsrâ, 17/88) diye meydan okumuyor ve "Yoksa Onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, onlar inanmıyorlar Doğru iseler, haydi onun gibi bir söz meydana getirsinler" (et-Tur, 52/33-34) buyuruluyor

Fakat bütün bu meydan okumalara rağmen onlar, hiç bir şey yapamadılar ve Kur'ân'a cevap verme cesareti gösteremediler Bu âyetler ve bütün Kur'an, asırlardır, değişik anlayış ve inançta bulunan belâğat üstadlarına, şair ve edebiyatçılara meydan okumaya devam ettiği halde, onunla kıyaslamaya yarayacak güzellikte herhangi bir çalışma yapılamamıştır İşte bu, gözlem ve deneye dayalı ilmî delillerle ortaya konmuş bulunan gerçek, Kur'an'ın ilâhî icazını ve en büyük mucize oluşunu ispat eden belgedir
Alıntı


SAAT: 15:26

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306