Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Bilgi Dağarcığı (https://www.forum.medineweb.net/501-bilgi-dagarcigi)
-   -   Üzüntüsüz Yaşamak Mümkünmüdür ? (https://www.forum.medineweb.net/bilgi-dagarcigi/25329-uzuntusuz-yasamak-mumkunmudur.html)

Nesli_Nur 05 Nisan 2013 09:14

Üzüntüsüz Yaşamak Mümkünmüdür ?
 
Hayat, bakış açısından ibarettir. üzüntümüz de, sevincimiz de hayata baktığımız pencereye göre değişir.

Sahi, siz hayata hangi pencereden ve ne açıdan bakıyorsunuz?Eğer mutlu değilseniz, hayata baktığınız pencereyi değiştiriniz.

üzüntülerden kurtulamıyor ve sürekli sıkıntıların kıskacında eziliyorsanız, hayata bakış açınızı hemen başkalaştırınız.Tanıdığım öyle insanlar vardır ki, hayata daima olumsuzluk penceresinden bakarlar. Hep kötüyü, eksiği, bozuğu görürler. Böylece içlerinde, sürekli olumsuzluğu biriktirmiş olurlar.

Onlara göre her şey, her zaman kötüdür. Hayat felaketlere gebedir. İnsanlar gittikçe kötüleşmekte ve insanlıktan çıkmaktadır.Her insanı bir kötülük odağı olarak gören böyle birinin, üzüntüden kurtulabilmesi ve mutluluğu yakalaması mümkün müdür?

Herkesten ve her şeyden daima kötülük bekleyen bir insanın, huzurlu olması imkansızdır. çünkü, ona hiç kimseden zarar gelmese de, içindeki bu kötülük beklentisi ona kötülük olarak yeter de artar.

Aslında, “Herkes kötü” diyen kendi kötülüğünü göstermiş olmaz mı?Beklentileri hep olumsuz olan, biraz da kendi iç dünyasını göstermiş olmaz mı?Zira kötülüğü bekleyen, onun yapılabilir olduğunu düşünendir.

Olumlu bakmak uyumlu olmaktır

Kendisini hep iyiliğe ayarlamış olan, herkesi de kendisi gibi bilir. Bu sebeple de kötülük beklentisi sınırlıdır. Hatta her geceyi Kadir, her rastladığı kişiyi de Hızır sanır. Gördüğü düşü hayra yorar. İyilik ve güzellik yorumu mümkün oldukça, kötülüğü hayaline bile getirmez. Kötülere karşı bile kötüleşmeyi asla düşünmez.Kötülere acır.Onlara da yardıma hazırdır. Dünyada kötü ve kötülük kalmasın diye hep duadadır.

Gözü, bardağın dolu yanındadır.Olumluyu görür, anlatır. . .Olumlu bakmak, uyumlu olmaktır.

Olumluyu gören, söyleyen, öven; olumlu halleri çoğaltandır.İç dünyasındaki olumluluk hali, bakış açısını oluşturur. Zira, “Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen hayatından lezzet alır.”

Hayata olumluluk penceresinden bakan, hep iyi dileklerde bulunur. İyilik temennisi iyidir. önce sahibini iyileştirir. Evvela dilek sahibinin içini iyileştirir. Bu sebepledir ki, iyilik dileyen iyilik bulur.çünkü, dilekler dualaşır, dualar gerçekleşir.

Yüce Yaratıcı bu alemde öyle bir gönül sistemi kurmuştur ki, iyi olmak için, iyiliği herkes için istemek gerekiyor. Sadece kendi iyiliğini isteyen benciller, bunu asla başaramıyorlar.

“Ben penceresi”nden bakmayın

Bilge hükümdar, bencil miskinlerle, gönül ehli dervişler arasındaki farkı ortaya koymak için şu denemeyi yaptırmış.

Tembelhanelerinden topladığı bencil kişileri bir araya getirtmiş ve gün boyu aç bıraktırmış. Sonra da kocaman bir çorba kazanını ortalarına koydurtmuş. Miskin benciller hemen hırsla kaşıklara saldırmışlar. Kocaman kaşıkları çorba kazanına daldırmışlar. Ancak çorba dolu kaşıkları ağızlarına götürememişler. çünkü kaşıkların sapı neredeyse bir metreye yakınmış. Bu sebeble çorba dolu kaşıkları ağızlarına götürememişler. Yiyemedikleri çorba üstlerine başlarına dökülmüş, çorba kazanına düşmüşe dönmüşler, perişan olmuşlar, aç kalmışlar.

Bencil miskinlerden sonra, dervişler getirilmiş. Aynı şekilde, gün boyu aç kalmış olan bu fakir insanlar, görünüş itibariyle öncekilere benziyormuş ama, gönül bakımından apayrı ve bambaşka imişler. çorba kazanının etrafına oturmuşlar sükunetle. Bir kazana bakmışlar, bir de ellerine verilmiş olan uzun saplı kaşıklara. Sonra da bir güzel karınlarını doyurmuş, açlıklarını gidermişler. O uzun saplı kaşıklara rağmen aç kalmamışlar. çünkü birbirlerini doyurmuşlar. Herkes kendi kaşığını karşısında oturan arkadaşının ağzına uzatıvermiş.

Böylece, karşısındakini fark etmenin, görmenin ve düşünmenin, yani bencil olmamanın faydasını görmüşler.

Hayata “Ben penceresi”nden bakan başkasını göremez. Görse de hali ile hallenemez. Netice olarak da bencillikten kurtulamaz.Bencilliğe karşı dua kardeşliği

Güzeller Güzeli (a.s.m.) bizi bu bencillikten kurtarmak için, bir dua kardeşliğine çağırıyor. Buyuruyor ki, “Günahsız ağızla dua ederseniz, Allah kabul eder.”

Sahabe-i Kiram merak edip sormuşlar:

“Ey Allah'ın Elçisi! Kimin ağzı günahsızdır ki?

“Senin ağzın kardeşin için, kardeşinin ki de senin için günahsızdır.”

öyleyse, din kardeşleri birbirleri için dua ederek, kabul edilecek duayı bulacaklardır.

Bu hal dualarda buluşmaktır.

Dua kardeşliğinde bir ve beraber olmaktır.

Bir başka deyişle, hayata bencillik penceresinden değil, kardeşlik penceresinden bakmaktır.

Bir insanın başkalarına ciddi olarak dua etmesi için, onları önemsemesi ve sevmesi gerekir. Başkasını önemseyen ve seven bir gönül, sevilecek kıvamda bir insan olmuş demektir.

Bu gerçek bize gösteriyor ki, bu hayatta verdiğimizi alırız.

Sunduğumuz bize sunulur.

Ektiğimizi biçeriz.

öteki için dilediğimiz şey, gelir bulur bizi.

Hz. Mevlana der ki:

Dağ bile, sesine ses verir.

Ya insan…

Senin sesini, dileğini, duanı, sunduğun güzelliği sana yansıtmaz mı?

“Ben” diyenin bakış açısı dardır

Bu dünyada yapılmış olan ne iyilik kaybolur, ne de kötülük. İyilik de, kötülük de karşılığını mutlaka bulur. Bu yüzden atalarımız, “İyilik yap, denize at, balık bilmezse, Halık (Yaratıcı) bilir” demişlerdir.

Yine bu yüzden, karşılığını bulamadığınız iyiliklerden dolayı da üzülmeyiniz. çünkü, her şeyi görüp gözeten Yüceler Yücesi Rabbimiz, ne kadar küçük de olsa, yapılan hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını Kur'an'da bildiriyor.

Yaptığınız iyilik, nerede, nasıl karşınıza çıkacaktır bilinmez.

Kurtulduğumuz tehlikelerden sonra söylenen şu cümle, bu açıdan çok anlamlıdır:

“Verilmiş sadakanız varmış…”

Ancak bu sadaka, sadece fakire verilen para değildir. İhtiyaç sahibine sunulan bilgidir, sevgidir, maddi ya da manevi bir yardımdır.

Gündemine başkasanı alabilen, derdiyle dertlenebilen ve ona çözüm sunabilen bir yürek, sıkılmaz, üzülmez, mutsuz olmaz. çünkü böyle bir yürek, geniştir, kocamandır.

Sadece “ben” diyenin bakış açısı dardır.

çoğu zaman, kendi başınalığı, yalnızlığı ve kimsesizliği ile baş başa kalır.

Hatta, malı mülkü arttıkça yükü çoğalır, darlığı daha da daralır.

Bu sebeple dargınlaşır, kavgalaşır ve ruhça aşınır, nefisçe kalınlaşır. Yani üzüntünün kör kuyusuna düşer. Kurtuluşun yolu, hayata baktığımız pencereyi ve bakış açımızı değiştirmektir.


(alntdr)


SAAT: 20:08

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306