![]() |
Cevap: bunları biliyor muydunuz? _ ilginç bilgiler Toplam 3 Eklenti bulunuyor. Evleneceği kıza orjinal alyans yapmak için 18 ay aramış, bulmuş ve sonunda yapmış.alkış000alkış000 [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: bunları biliyor muydunuz? _ ilginç bilgiler Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Çiçeklerin en yaşlısı,en nadir bulunanı.SİYAH GÜL Bu çiçeğin renginden başka değişik olan bir özelliği de sadece fırat'ta yetişiyor olması. Tohumu yadafidanı başka ülkelere götürülse bile orada siyah açmıyor. Evlerin taş duvarlarımdan yollara sarkan güllerin endamına diyecek yok. Ama bir gül var ki o sadece Halfeti'ye has bir gül. Halfeti'de güllerin efendisi "Siyah Gül. Siyah Gül sadece burada siyah açıyor. Başka bir memlekete gittiğinde siyah açma özelliğini kaybediyor. Bu yüzden siyah gül görmek için Halfeti'ye gelmeye değer. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
NASREDDİN HOCA EŞEĞİNE NEDEN TERS BİNMİŞ? NASREDDİN HOCANIN AHLAK ANLAYIŞI Nasreddin hoca sabah namazından sonra öğrencilerine ders veriyormuş. Dersten sonra eşeğine binip evine giderken bu esnada da öğrencileri Nasreddin hocadan istifade etmek için hocaya evine varıncaya kadar soru soruyorlarmış…. Hoca da öğrencilerine olan saygısından dolayı sırtı öğrencilerine dönük olmasın diye eşeğe ters binerek, öğrencilerin yüzüne bakarak sordukları soruları evine varıncaya kadar cevaplıyormuş! |
bunları biliyor muydunuz? _ ilginç bilgiler Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Kitap okuma oranının en yüksek olduğu şehrimiz Artvin'dir ve bundan dolayıdır ki Artvin'de suç oranı çok düşüktür. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Kapparot Ayini... Yahudiler günahları tavuğa yüklüyorlar sonra da öldürüyorlar. Bir de günah keçisi var, keçiye günahları yükleyip uçurumdan atıyorlar. İşte "günah keçisi" deyimi de oradan geliyor. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Zenginler,mallarını fakirlerle paylaşmkta cimrilik edince Allah da onlara,fakirlern elbiselerini,en pahalı fiyata giydrdi diye yorum yapmış bir arkadaşımız yalanda değil hani... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. BİLİYORMUYDUNUZ...Kudüs'ün Haçlıların eline düştüğü tarih: 15 Temmuz 1099 Cuma, Saat: 9 [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Halid Bin Velid ve Ebu Ubeyde Bin Cerrahın uğrunda savaştığı ve 2006 İslam Kültür Başkenti unvanını kazanan HALEP, artık bir harabe...:(( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Biliyormuydunuz Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Çizgi film dünyasının tıbbi hastalıklarını görmelisin! uzgnuzgn [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
islam dini başdan aşağı incelikdir..Başsağlığı dilemek için de ilim lazım. "Bir daha sevdiklerinin acısını yaşama" derken ilk ölen sen ol dediklerinin farkında değiller ::)) En güzeli İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raci'un rahatlatıcı, teselli edici ve huzur verici değilmidir:) |
Ananas suyu,öksürük şurubundan 5 kat daha etkilidir.Aynı zamanda soğuk algınlığı ve gribede iyi gelir... Herkesin ciğerleri sökülürcesine öksürdüğü kış günlerinde deneyen olursa belki faydası olur.evet000 birde öksürüğünüzü kontrol edemiyorsanız,kollarınızı havaya kaldıracakmış sınız :) Kesildiğini görecekmişsiniz :) öksüren biri denesin lütfen :)))) |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. İslam dini kendine tabi olan müslüman kadinlarin hepsini kiymetli kilmiş,bütün kadinlar kraliçe illa kral eşi olmaya gereke yok.anlayana tabiki.. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Yatmadan Önce Elma Sirkesi İçin ve Büyük Değişime Hazır Olun [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bir bardak suya 1 yemek kaşığı elma sirkesini yatmadan önce tüketmek, aşağıda sıralanan çeşitli sağlık sorunlarını etkili bir şekilde tedavi eder. Hazımsızlık Vücudun, tüketilen gıdayı gerektiği gibi hazmedememesi, asit reflü, şişkinlik, bulantı, kabızlık ve uykusuzluğa yol açar. Bir fincan ılık suya bir tatlı kaşığı bal, bir çay kaşığı elma sirkesi ekleyin ve yatmadan yarım saat önce için uykuya uyku sorununuz varsa bu karışım mucizevi etkiler yaratır! Obezite Elma sirkesi tüketimi, yağ oluşumunu azaltmanıza ve pektin varlığından ötürü bir tokluk hissi vermenize yardımcı olacaktır. Makarna ve çerez gibi nişastalardan yüksek gıdalarda, vücudun üretebileceği kalorilerin sayısını azaltabilir. Karın ağrısı Bir bardak ılık içme suyuna bir çay kaşığı elma sirkesi ekleyin ve karın bölgesinde ağrı tedavisi için yatmadan önce bu karışımı için. Yüksek kan şekeri Vücudun insülin duyarlılığını artırır ve kan şekeri düzeylerini düşürür, böylece tip II diyabetleri önler. Yatmadan önce gece 2 yemek kaşığı elma sirkesi almanız gerekir. Boğaz ağrısı Elma sirkesi güçlü anti-bakteriyel özelliklere sahiptir ve boğaz ağrısı yapan bakterileri etkili bir şekilde iyileştirmektedir. Bu nedenle, yatmadan 1 saat önce yarım bardak suya 1 tatlı kaşığı sirke döküp için. Bacak ağrısı Bacak krampları genellikle vücutta potasyum eksikliğinin bir sonucudur. Uykuya başlamadan önce bir fincan ılık suda 2 çorba kaşığı elma sirkesi tüketimi bu sorunu tedavi eder ve vücuttaki potasyum düzeylerini arttırır. Asit reflüsü Asit geri akışı, mide asidi miktarları düşmesinden kaynaklanır. Elma sirkesi asit seviyesini yükseltir, bu nedenle bir fincan elma sirkesini temiz içme suyuna eklemelisiniz ve yatmadan bir saat önce içmelisiniz. Tıkalı burun elma sirkesi sinüslerde mukus birikimini ortadan kaldıran potasyum, magnezyum, A vitamini, E, B1 ve B2 bakımından yüksektir. Bir bardak suya bir çay kaşığı elma sirkesi eklemelisiniz, iyice karıştırın ve burnunuzdaki tıkanıklığı hızla gidermek için yatmadan hemen önce için. Ağız kokusu Ağız içindeki biriken bakterileri tedavi etmek ve ağız kokusunu gidermek için uyurken yatmadan hemen önce bir çorba kaşığı elma sirkesi alın. Hıçkırık Hıçkırığa yakalandığınız zaman elma sirkesi ile suyu karıştırın ve boğazdaki sinirleri tetikleyin. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] AKDENİZ İNSANININ UZUN YAŞAMA SIRRI ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI NASIL YAPILIR? NELERE İYİ GELİR? Kuran-Kerim’de adı geçen meyve o! Şimdilerde Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü tarafından doğal antibiyotik olarak tavsiye edilen ve Canan Karatay, Ahmet Maranki, İbrahim Saraçoğlu gibi pek çok uzman tarafından da önerilen bu çayı hayatınızdan asla eksik etmeyin. Zeytin ağacı hem meyvesi hem de yaprakları ile belki de doğada bulunan en şifalı bitkilerden birisidir. Özellikle zeytin ağacının oldukça eski tarihlerden beri şifalı yanından faydalanıldığı ve tıbbi olarak da tedavi edici olarak kullanıldığı bilinmektedir. Pek çok hastalığa derman olan zeytin yaprağını sizde evinizde çay olarak tüketebilirsiniz. Zeytin Yaprağı Çayı İle Şifa Bulun -Menenjit ve hepatit gibi hastalıklarda iyi gelmektedir. -Tıbbi açıdan pek çok hastalık için faydalı olduğu bilinmektedir. Özellikle tansiyon için oldukça faydalıdır. -Şeker ve tüberküloz için de güçlü bileşenleri sayesinde hastalığın olabildiğince ilerlemesini durdurur. -Anti mantar özelliği bulunmaktadır. -Vücudun hızlı bir şekilde enerji kazanmasını sağlar. -Anti bakteriyel bir özelliği bulunmaktadır. Hücre duvarlarını korur ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Zeytin Yaprağı Çayı Hazırlanışı Sadece 15 veya 20 adet zeytin yaprağını yarım litre suyun içine atarak kaynatın. Ardından da demlenmeye bırakın. Bu ağacın yapraklarını atarsanız suyunun daha kolay bir şekilde dinlenmesini sağlayabilirsiniz. İçerken eğer acı bir tat geliyorsa dilerseniz içine az bir miktar limon sıkabilir veya bal karıştırabilirsiniz. Hem zeytin yağı hem de zeytin yaprağı aklınıza gelebilecek tüm hastalıklar için şifa kaynağıdır. Sıklıkla kullanım için de uygundur. Ancak tedavi amaçlı değil sadece yardımcı tedavi olarak kullanılabilmektedir. Zeytin yaprağının kullanımına herhangi bir alerjik reaksiyon meydana gelmemektedir. Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen… Kaynak: Hayat Mutfakta |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Cild Lekelerinden ve Çatlaklardan Kurtaran Doğal Reçete [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sadece 2 malzeme ve biraz da sabırla hazırlanan, lekelerden, sivilcelerden ve çatlaklardan eser bırakmayan tamamen doğal ve çok da etkili bir karışım o. Üstelik şimdi tam da zamanı. Alıp, biran önce ayvanın şifalarından faydalanın bence. Mevsimi maalesef çok çok uzun değil. Ekimin ortalarında, kasımın ortalarında ya da kasım sonuna kadar tezgahlarda ayva. O yüzden birazdan sizlere bahsedeceğimiz bir çok faydasını muhtemelen bilmediğiniz ayva ve ayva çekirdeklerini tanımak ve kullanmakta acele etmelisiniz. Ayva çekirdekleri en yakın zaman içerisinde cildinizdeki lekeleri alıp götürecektir. Ciltdeki lekelerden ayriyeten bacaklarınızda,karnınızda,vücudunuzda ya da herhangi bir yerinizde oluşmuş olan çatlakların dikkat çekici görünümü hafifleyecektir. Neden ayva çekirdeği? Ayva ve çekirdeki vücudumuzdaki toksinleri yok etmede önemli rol oynar. Ayva çekirdeğinin bir diğer özelliği ise kötü kolestrolü düşürmesidir. Bu yüzden ayva ve çekirdeğini daha yakından tanımakta fayda var. Ayva çekirdeğinin içerisinde potasyum ve kalsiyum gibi minareller bolca bulunmaktadır. Ayva çekirdeğinin ufak görünümüne aldanmayın. Çünkü bu ayva çekirdeğinin içinde sadece minarel yok,aynı zamanda A,B,C vitaminlerindende bolca zengindir. Bu vitaminlerin cildimize de çok faydası olacaktır. Cildimizi temizlemede önemli bir rol oynar. Ayva çekirdeğini düzenli tükettiğimizde vücudumuzdaki siyah noktaları ortadan kaldırır ve oluşmasını engellerken sivilcelerden kalan izleri de yok etmiş olur. Ayva bir diğer özelliğinden bahsedecek olursak sivilerin oluşmasını engeller ve ileri yaşta karşımıza çıkacak cilt kırışıklıklarının oluşmasını geciktirir. Özellikle ayva çekirdeğinin en temel özelliği cildi sıkılaştırmasıdır. Ayva çekirdeği jeli, doğum ya da farklı nedenlerle oluşan çatlakların da görünümünü düzeltir,yeni çatlaklara karşı vücudumuzu korur. Kısaca özetlenecek olursa ayva çekirdeği jeli cildimizi parlatır, temiz bir ortam sağlar, yumuşak ve sağlıklı olmasını sağlar. Gelelim merak edilen kısma… Ayva Çekirdeği Jeli Tarifi, Nasıl Yapılır? Malzemeler: 1 ayvanın çekirdekleri 1/2 çay bardağı temiz su (tercihen gül suyu da kullanabilirsiniz) Küçük bir not: Daha çok jel elde etmek istiyorsanız çekirdek ve su miktarlarını aynı oranda artırabilirsiniz) Nasıl Yapılır? Cam bir kabın içine su koyulur. Koymuş olduğumuz suyun içerisine çekirdekleri ekleyip karışımın içine başka bir şey kaçmaması için ağzı kapanır. Ağzını kapattıktan sonra hiç ellemeden 1 gün bekletilir ve 24 saatin sonunda su jelimsi bir kıvama gelir. Nasıl Kullanılır? Hazırlamış olduğumuz bu jeli her gün bir kez önce cildimizi temizleyerek uygularız. Daha pratik uygulama için makyaj temizleme paumuklarındanda yararlanabilirsiniz. Bu yapmış olduğumuz formülü düzenli uygulamaya dikkat edersek cildinizin temizlendiğini ve parladığını görecek,kullandıkça ilerleyen aşamalarda çatlakların ve lekelerin görünümünün azaldığını fark edeceksiniz. Dikkat:Eğer kronik bir rahatsızlık söz konusuysa, herhangi bir cildinizdeki problem için doktor kontrolünde ilaç kullanıyor ya da farklı bir tedavi yöntemi görüyorsanız, ayva başta olmak üzere herhangi bir maddeye alerjiniz varsa bu jeli vücudunuza uygulamadan önce uzman doktorunuza ulaşın. Onun önerilerinin yolunda ilerleyin. Bu jel de dahil doktorunuzun önermediği,onaylamadığı diğer hiçbir formülleri cildinize uygulamayın. Kaynak: Hayat Mutfakta |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. O zmnlar kadinlar yüzlerini almazmiş birde o zmn epilasyon icad olmamis:) zaten sevgili şahin eşi epilasyona girseymis kesin makina işlemden sonra sanayiye gidermiş:))))) aklima birde şu geldi acaba şahın eşi diye kendinimi çektiler yanlisliklagülümseyen000 unutmadan birde uğrunda intihar edenler varmiş..bence şahın karisina yan baktilar die şah intihar süsü vermiş olabilir :))) [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Bunlar erkek abla baksana tiyatro musameresi gibi |
Bilemiyorum nilgün hocam nette buldum gulme krizine girdim sizinlede paylasmak istedim şahın 100 karisinin icinde en sewdiği bu imiş:)))))) |
"Japonların altinal tamir sanatı, Kırılan vazolari altın tozu kullanarak güzelleştirme çabası. Bu geleneğin altında ise bir felsefe gizli. Bu felsefeye Göre,Bir esya yada bir insan hasara uğramış bir aci cekmis ise, bundan bir ders almis bir haritaya sahiptir artik.bu yüzden dolayi da artik daha önceki halinden cok daha güzel ve değerlidir. İste bu yüzden dolayida kırılmış eşyaları altinla tamir Edip eski halinden daha güzel hale getirmeye çalışıyorlar. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Alıntı:
Biz de, ruh güzelliği yüzüne yansısın diye bekleriz))) İntihar edenlere felan hiç girmeyeyim...Ruh güzelliği o ruh .))) [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
BÖCEKLERİN BİLE YEMEDİĞİNİ,İNSAN ÜZERİNE PARA VEREREK NASIL YER? Hiç kendi kendinize dediniz mi; -Pastaneden aldığım poğaça,böreği çok severim ama ne zaman yesem bir kaç saat sonra midem yanmaya başlar.. Pastane böreği yedikten sonra midesi yanmayan var mı? Vakti zamanında rahmetli hocamız Aidin Salih'e bir genç getirmişler, ağır gut hastası olup ayağının biri normalin iki katı büyüklüğündeymiş. Hikayesine gelince; bu genç çalışmak için Ağrı'dan İstanbul'a gelmiş ve bir poğaça imalathanesinde iş bulmuş. Çocuğa; -İşte sana yatacak yer, al sana şu kadar ücret, yemek mi? Aha sana poğaça, ye yiyebildiğin kadar.. demişler. O da yemeğe para vermemek için sabah akşam sadece poğaça yemiş.. Sadece 6 ay sonra ayağı o hale gelmiş, doktorlar yapabilecekleri birşey olmadığını ve "memleketine gitmesini" söylemişler. İyi ama neden? Cevap; -PASTACI YAĞI! Yani daha basit söylemle margarinin daha da kimyasallaştırılmış hali! Size burda marganinin ne olduğunu anlatmayacağım zira bu yağın plastikten bir molekul farkı olduğunu hepiniz biliyorsunuz.. Ve bu yüzden yapılan deneylerde hiçbir karınca asla margarine yaklaşmamıştır çünkü besin maddesi olarak görmemiştir.Ancak aynı deneydeki tereyağını ise tüketmişlerdir. Tereyağı masraflı gelince ve üreticiler bizim tüketim çılgınlığımıza yetişemeyince kendi işlerine geldiği gibi plastik molekullerine hidrojen ile katkı maddeleri enjekte ederek margarini buldular.. Tabi bunu tutturmak içinde; -Efendim tereyağı kalp tıkanıklığı,kolesterol vs yapar diye bizim doğal yağlarımızı kötülediler. Bakıyosun 80-90 yaşında köyde tereyağından başka birşey yememiş yaşlılarımız bizden iyiyken,bugün hastanelerde çocuklara radyasyonsuz anjiyo yapılır afişleri asılıyor.. Aman ne buyuk teknoloji! Adama derler ki; - 8-9 yaşında çocuğun ne işi var anjiyo ile,diyabet ile,kalp tıkanıklığı ile! Ben hemen söyleyim; -ANNE ÜŞENGEÇLİĞİ! Bana hakkınızı helal edin,kusurumada bakmayın ama toplumu düzeltmek istiyorsak önce kendimize özeleştiri yapabilmeliyiz. Evde doğal gıdalar hazırlamak varken siz bu cocukların her sabah beslenmesine pastaneden poğaça,simit,börek koyarsanız çocuğunuzun ileride çok sağlıklı olacağını mı sanıyorsunuz hanım kardeşim? Gidin birgün pastanelere o çok sevdiğiniz Kürt böreğinin yapımına bir bakın! Ben anlatayım; -Bir kat yufkayı serip yan tarafında bulunan kovaya elini daldırarak bir avuç yoğurttan farkı olmayan o iğrenç pastacı yağını alıp yufkanın üzerine yaydıktan sonra üzerine ikinci kat yufkayı sererek yine bir avuç yağ ile işlemi tekrarlayacak.. Sonra sizin saatlerce mideniz yanacak, hemen reflü ilaçları kullanacaksınız.Evladınız da bu kimyasalları bedenine depolayacak.. Sonra "ne oldu benim yavruma diye doktor doktor gezeceksiniz!" Sabahları poğaça, börek vs. yemeden önce vücudunuza neyi soktuğunuzu ve iç organlarınızı nelerle muhatap ettiğinizi bir düşünün! Tabi bu durumun benzeri pilav için de geçerlidir. Özellikle sokakta satılan pilavların nasıl o kadar lezzetli olduğunu ve evde yapılan pilavların neden o kadar güzel olamadığını düşünün. Cevap; -ÇİN TUZU! Yani,MSG (Mono Sodyum Glutamat) Bu kimyasal beyni öyle bir etkiliyor ki saman dahi yeseniz onu lezzetli olarak algılamanızı sağlayor. Ama bu Rabbimizin tertemiz yarattığı vücudumuz için zehir hükmündedir. Bu maddenin en yoğun olarak bulunduğu yiyecekler de o özel okullarda okutup, en iyi elbiseleri giydirip en son model telefonlar aldığınız çocuklarınızın bilgisayarda oyun oynarken paket paket yedikleri o cipsler, pringlesler,açmalar poğaçalar içinde bulunuyor. Ey anneler ve babalar! Evinizin parkesi,mobilyaları aman çizilmesin diye pür dikkat ederken,arabanızın motoru bozulmasın diye en iyi ve kaliteli yağı seçerken,sizin en kıymetli sermayeniz olan vücudunuza ve evlatlarınıza ithal ettiğiniz "öldürücü değil süründürücü" olan yavaş etkili zehirlerin uzun vadedeki sonuçlarını görmek için arada bir hastane koridorlarında dolaşın.. |
[emoji221][emoji221][emoji221][emoji221][emoji263][emoji263][emoji263][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Bu fotoyu vara yoğa deprestona girenlere göstermek lazım acaba halaa depresyondayım sinir hastasıyım diyebileceklermi acaba :):) [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
“YÜN” NE BÜYÜK NİMETMİŞ MEĞER Koyun, deve, keçi tüyleri YÜN ismini alır. Hakiki yün koyun yünüdür. Koyun derken de dişi davar anlaşılır. Koç, yani erkek koyun yünü ile dişi arasında fark vardır. Dişi koyun yününde olan maddî ve mânevî hassalar diğer yünlerde yoktur. Koyunların üzerine güneş doğmaz. Namaz vakti uyanırlar. Koyun beslemek büyük mânevî bir uğurdur. Bereketdir… Rızkın bollaşmasını mucip olur. FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ 1) Koyun yünü sinyal ve radyasyon emicidir. Evimizde yoğun kullandığımız, cep telefonu, modem, kumanda gibi elektronik cihazların yaydığı radyasyonu emerek vücudumuza zarar vermesine mani olur yün. Bunun için bilhassa yorgan, yastık ve döşeğimizin koyun yününden olmasına itina göstermeliyiz. Çünkü uyuduğumuz zaman boyunca, cep telefonu ve internet cihazları devamlı sinyal alır verir ve radyasyon üretir. Vücudumuz ve bilhassa da beynimiz bu radyasyondan ciddi zarar görür. Eğer uyku setimiz koyun yününden yapılmış ürünlerden oluşuyorsa bu zarar en aza iner. 2) Koyun yünü dinlendiricidir ve rahat uyku sağlar. Koyun yününden yapılmış yorgan, yastık ve döşekle uyursanız, sabaha dinlenmiş olarak kalkarsınız. Çünkü koyun yünü, vücutta biriken statik negatif enerjiyi alır. Böylece bedenimizde oluşan yorgunluk ve rehavet üzerimizden kalkmış olur. Aslında gün boyunca koyun yününün dinlendirici etkisinden faydalanabiliriz. Bunun için evlerimizde, iş yerlerimizde, arabalarımızda koyun yününden yapılmış minderler ve postları kullanabiliriz. Koltuğumuzun, kanepemizin üzerine sererek üstüne oturmamız son derece faydalı olacaktır. Bilhassa yerinde uzun süre oturanlar için bu çok faydalı olacaktır. Ofis çalışanları, işi masada olanlar, uzun yol şöförleri bu hususa dikkat etmeliler. 3) Koyun yünü ısıyı dengeleyicidir. Soğuğu geçirmez. Koyun yününden yapılan ürünler yazın serin, kışın sıcak tutma hususiyetine sahiptir. Çoğumuz yazın sıcaktan dolayı üzerimize yorgan örtmeden uyumaya çalışır. Ancak yorganımız koyun yünündense rahatlıkla üzerimize örtüp uyuyabiliriz. Çünkü yün nefes alıp verme hususiyetine sahiptir. Isıyı tutmaz. 4) Koyun yünü; yağmuru ve suyu çekmez. Dolayısıyla kolay ıslanmaz, ama ortamdaki fazla nemi emer ve rutubet oranını tabii bir şekilde düzenler. 5) Yün yanmaz. Ateşe, aleve karşı dirençli ve dayanıklıdır. 6) Alerjik değildir ve alerjik ortamların oluşmasına fırsat vermez. 7) Koyun yünü uzun ömürlüdür. 😎 Yün terletmez, teri emer, ter yapmaz. 9) Ağrıları alır. Bir çok romatizma ağrılarına iyi gelir. 10) Bit, pire, karınca, akrep, yılan ve bir çok haşarat yüne yanaşamaz. 11) Yüne cinniler yanaşmazlar. 12) Yün elektriği ref eder. Yünden elektrik cereyanı geçmez, yalıtkandır. Çobanlar kepenek içinde yağmurdan, doludan, kardan, her türlü soğuktan müteessir olmadıkları gibi kepenek içinde iken yıldırım isabet etmez. 13) Birçok mikroplar ve hastalık mikropları yünden kaçarlar. Yalnız yün lifleri içinde “güve” mevcuttur. Dışarıdan gelme değildir. Güveyi yok etmek imkânsızdır. Faaliyete geçmemesi için bir petrol mahsulü olan NAFTALİN kullanmak lazımdır. Naftalin kokusunda faaliyet yapamazlar. Umumiyetle sıcak mevsimlerde faaliyete geçerler, soğukta faaliyetleri durur. Alıntıdır |
Yeşil Kubbe Üzerinde Bulunan Minik Kubbe’nin Hikmeti ? Peygamber Efendimiz Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Efendimizin kabr-i saadetlerinin bulunduğu kısmın üzerine ilk kubbeyi Memlük Sultanı Kalavun yaptırmıştır. Emir büyük yerden gelince kubbe inşâsı için vira bismillah denilmiş. Lakin ferasetli ecdadımız, Nebiler Nebisi’nin kabr-i şerifinin üzerinde bu kubbeyi nasıl inşâ edeceklerini günlerce düşünmüşler. “Biz nasıl olur da Efendimiz s.a.s.’in üzerinde çalışabiliriz; bu çalışmamız Ona s.a.s. ve halifelerine karşı saygısızlık olur” diyerek, düşünmüş, düşünmüşlerdir. Nihayet aralarında anlaşarak, “madem bu kubbe illa ki inşâ edilecek, o zaman her bir inşaat malzemesinin adını değiştirerek kubbeyi inşâ edene dek, tek bir dünya kelamı konuşmamaya yemin edelim demişlerdir. Çivinin adı: Allah-u Ekber, çekicin adı: Sübhanallah, tahtanın adı: Sallallahu ala seyyidina Muhammed, çamurun, liflerin her birinin adını Allah’a ve Peygamberine ait övgü sözleri ile eşleştirmişlerdir. Bu ne güzel bir incelik, zarifliktir; Ya Rabbim! Hicrî 9. asrın sonlarına doğru ise Sultan Kayıtbay, yıpranan Kubbeyi inşâ ettirmek istemiş. Bu kez bir ferasetli düşünce de Kayıtbay Sultanımızdan gelmiş ve Peygamber Efendimiz s.a.v’in kabr-i şerifi ile sema arasındaki bağı kubbeyle kesmemek adına, kabr-i saadetlerinin üzerine minik bir kubbe daha yaptırmıştır. Bu kubbe oldukça büyük genişliktedir ve güvercinlerin girmemesi için çok ince bir telle kapatılmıştır. Bu açıklığın sayesinde Efendimiz s.a.v.’in kabr-i şerifine; kara gecenin yıldız ve dolunay ışığı, bereketiyle yağan yağmurun damlaları, kavurucu güneşin sıcaklığı ve hasretle esip savrulan rüzgârın esintileri ulasir. Şimdilerde ise sık sık Medine-i Münevvere’nin ikindi yağmurları Hücre-i Saadet’i şenlendirmektedir. Beyaz mermerler üzerinde ayaklarınızın yanıp, başınızın ıslanabilmesi duası ile… Alıntı |
Alıntı:
Nerde kaldi yün kullanıcıları artik:) Kafayı koyar koymaz başlıyoruz hapşırmaya. Eskiden yaz gelince yün seronomisi başlar.Güneşi gorur gormez Yıkama, asma, havalandırma işlemleri yapardık. Yorgan dan fırlayan kıllar agzimiza burnumuza girerdi. Kafamiza kadar orterdik :)) Evler sobaliydi.iklim sertti. Hayatımızı kolaylıklar aldı. Kaloriferli evlerle beraber,Hafifligine,kolay temizlenmesine vurulduk elyaflari soktuk devreye. Yünle başımız hoş değil. Eskisi gibi ne havalandirmaya alanlar var nede günlük güneşlik hava (Karadeniz). Kullnamazsan bile havalandırmak zorundasın.Guveleniyor.Indir kaldir tutmayan bellere kollara eziyet..Pamuğu bastaci ettik..Birde yünü de işleyip kullanım alanımıza sokuyirlar oda iyi bişey.) Hiç unutmam;"Sakaryadayiz, Erzurumlu yeni taşınan bir komşu, gördüğü güneşe aldanip; yunleri yıkadı ,iplere özenle asti...Arkasindan sis,nem yagmur..Sakarya nemli yağışlı bir bölge.Erzurum havasi gibi kuru..Soğuğu sertte olsa nem yok...Bir hafta perişan oldu kadin. Çuvallara koyup bekletti. En son canından bezip eşine; "Bele bah herif ya hepsini kibrit çakip yakirsen, yada memlekete anana cötirirsen" gülümseyen000 |
Kıbrıs harekatında şehit olan Yzb. Cengiz Topel’in nasıl şehit olduğunu bileniniz var mı? Uçağı arızalanınca paraşütle atlayan Topel Rumların kontrolündeki bölgeye iner. Rumlar barış gücü askerlerinin gözü önünde onu esir aldıktan sonra Lefkoşa’ya götürürler. TÜRKIYE Lefkoşa Birleşmiş milletler aracılığıyla Yüzbaşının serbest bırakılması istenir. Rumlar Yüzbaşı Cengiz Topel’in hayatta olduğunu ve sorgulandığını bildirirler. Fakat beş gün sonra cesedini Birleşmiş Milletler barış gücü askerleri vasıtasıyla TÜRK yetkililere gönderirler. Ceset üzerinde işkence gördüğü anlaşılır. Rumlar Cenevre Sözleşmesi’ni hiçe saymışlar, genç Yüzbaşıyı korkunç işkencelere tâbi tutarak öldürmüşlerdir. Cesedi inceleyen Eşref Düşenkalkar’ın ifadesi gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Eşref Düşenkalkar derki Türk doktorların ve Birleşmiş Milletler askerlerinin huzurunda Topel’in cesedini dikkatle incelediğimde, sol gözünün Rumlar tarafından tahrip edilmiş ve her iki kolunun pazusunun matkapla delinmiş olduğunu gördüm. Edep yerleri ezilmiş, kafatasının sol tarafına bir beton çivisi çakılmıştı. Sol ayağı da kırılmıştı. Bunlar yetmezmiş gibi, boğazından göbeğine kadar göğsü yarılmış ve çuval diker gibi yeniden dikilmişti. İç organlarını çalmışlardı, akciğeri ve kalbi noksandı der... Evet birçoğumuz Cengiz Topel ismini duymuşuzdur fakat nerede ne şekilde şehit edildiğini çoğumuz bilmiyoruz RUHU ŞAD MEKANI CENNET OLSUN. UNUTMA UNUTTURMA |
ÖRÜMCEKTEKİ SIR ! ! Örümcek deyince çoğumuzun aklına hicret esnasında Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e yaptığı hizmet gelir ama ben inşaallah sizlere örümceklerdeki başka bir ibrethamis meseleden bahsedeceğim... Dişi örümcek yavrularını dünyaya getirdikten sonra eşi olan erkek örümceği öldürür ve evin dışına atar. Yavru örümcekler de büyüyünce anne örümceği öldürüp evin dışına atarlar. Tam anlamıyla kötü ve acayip bir ev… Muhakkak Kuran, bir ayetinde bunu vasf etmiştir : مَثَلُ الَّذٖينَ اِتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اِتَّخَذَتْ بَيْتًا وَاِنَّ اَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ ALLAH'tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi ! (Ankebut; 41) Sübhanallah!!! İnsanlar örümceğin evindeki hissi zayıflığı şüphesiz bildiler. Lakin onlar, bilim adamları bu işi inceleyip ortaya çıkardığı şu asrımıza kadar örümceğin evindeki manevi zayıflığı idrak etmediler. Ancak ayetin sonu bizlere bunu bildirmekteydi zaten : “Keşke bilselerdi!” Bununla beraber ALLAH teala bir sureyi bu itibarsız (kötü huylu) haşerenin ismiyle isimlendirdi ve ondan bahsetti. Şu kadarı var ki, bu sure, başından sonuna kadar hep fitnelerden bahseder. Sure şu ayetle başlar : اَحَسِبَ النَّاسُ اَنْ يُتْرَكُوا اَنْ يَقُولُوا اٰمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ . “İnsanlar, sadece "İnandık" demekle, fitneye düşürülmeden (imtihan edilmeden) bırakılacaklarını mı zannederler ? !” Hemen aklımıza şu sual gelebilir : .“Örümcek ile fitneler arasında ne gibi bir alaka var ki? Cevap : . Muhakkak ki, fitneler iç içe girmesiyle örümceğin ağındaki iplere benzer. Ayrıca fitneler ağ gibi iç içe girip insanları sarar, sarmalar. Çoğu zaman insanlar (hak ile batıl iç içe girdiği için) bunların arasını ayıramazlar ve fitnelere aldanırlar. Lakin, fitneler de aynen örümceğin evi gibi zayıftır. İnsan ne zaman Rabbine sığınsa ALLAH, ona her türlü fitneyi görebilecek ve hak yolda sebat ettirecek bir basiret nasip eder. - ALLAH’ım ! N’olur bizleri gizli ve açık her türlü fitneden muhafaza eyle… |
⭐🌠⭐ Endonezya Nasıl Müslüman Oldu? Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya'ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu: - Hangi kumaştan sattın? -Şu kumaştan efendim. -Metresini kaça verdin? -On akçeye. -Nasıl olur?" diye hayret etti, -Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu? Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu. -Ne demekti hakkını helâl et? Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı. Kral sordu: -Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir? -Ben, dedi tüccar, bir Müslüman'ım. İslâm dini böyle emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim. Kral, -İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu. Birer birer sorularını cevapladı. Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm'ı kabul etti. Daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu. 250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı. Yapılan tek şey vardı sadece: İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı. Efendimizin müjdesi herkese açık: "Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir." Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi. Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış dilinin devreye girmesiydi... |
Jüpiter ve Satürn 21 Aralık'ta 2020 gökyüzünde 'tek bir yıldız' gibi parlayacak İki gaz devi gezegenin 20 yılda bir meydana gelen yakınlaşması, 21 Aralık gecesi yaşanacak. İki gezegenin kavuşması, üst üste gelmeleri ve tek bir gezegen gibi parlamaları anlamına geliyor. Jüpiter ve Satürn'ün bu yılki "büyük birleşmede" sıra dışı biçimde yakınlaşacakları; bunun, en son 16 Temmuz 1623 tarihinde yaşandığı ifade edildi. Avustralya'da Monash Üniversitesinde görevli gökbilimci Michael Brown, Washington Post'a yaptığı açıklamada, Jüpiter'in Güneş'in çevresindeki turunu 12, Satürn'ün ise yaklaşık 30 yılda tamamladığını, iki gezegenin turlarını farklı eğime sahip yörüngelerde attığını, dolayısıyla bu denli yakınlaşmalarına nadiren rastlandığını söyledi. Brown, 1623'teki "büyük birleşmenin", gezegenler Güneş'e çok yakın olduğundan Dünya'dan izlenmesinin mümkün olmadığını, iki gezegenin "izlenebilir bu çok samimi görüntüyü" 1226 yılı mart ayında verdiği belirtildi. Amerika Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Kuzey Yarım Küre'de en kısa günün yaşanacağı 21 Aralık'ta, iki gezegenin buluşmasının çıplak gözle izlenebileceğini açıkladı. |
Bu gece Jüpiter ve Satürn birbirine inanılmaz derecede yakınlaşacak. Öyle ki gezegenler arasındaki açı farkı 0,1 derece olacak. Bu açı 0,1 değil de 0,0 olsaydı kıyamet kopardı. En son 800 yıl önce gerçekleşmiş bu olay eklemek istedim |
Afrika'da filler artık dişsiz doğuyor!ewet yanlış okumadınız.bilim adamlarının yaptığı araştırma da Fİller dişleri için öldürüldüklerinden dolayı anatomileri değişmiş anladığım kadarı ile yaşadıkları korku anatomilerini değiştirmiş ve yavrular artık dişsiz doğmaya başlamış..düşüncenin gücü. |
Etrafında küçük düşünen insanlar varsa büyüyemezsin... [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Alıntı:
cicekvercicekver |
Toplam 1 Eklenti bulunuyor. Bazı fikirler doğar ve ilk andan itibaren tamamlanır. Onarıma, daha fazla geliştirmeye, modernizasyona ihtiyaçları yoktur. Oldukları gibi kalırlar. Bunun mükemmel bir örneği 1849 yılında Walter Hunt tarafından icat edilen çengelli emniyet iğnesidir. Basit bir metal parçası, zekice bir şekilde bükülmüş ve 170 yıldan fazladır neredeyse değişmemiştir. Mesele her zaman karmaşıklık ya da sürekli yenilik değildir. Bazen bir fikrin büyüklüğü, en başından itibaren en iyi fonksiyon ve şeklini birleştirdiği için değiştirilmeye gerek olmaması gerçeğinde yatar.. |
SAAT: 06:54 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.