Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Çocuk ve Aile Sağlığı (https://www.forum.medineweb.net/192-cocuk-ve-aile-sagligi)
-   -   Çocuklarla Şakalaşmak (https://www.forum.medineweb.net/cocuk-ve-aile-sagligi/22399-cocuklarla-sakalasmak.html)

enderhafızım 07 Temmuz 2012 00:41

Çocuklarla Şakalaşmak
 

Çocuklarla Şakalaşmak


Dr.M.Şerafeddin KALAY




Çocuklar hareketli, canlı, şen şakrak tavırlardan, gülümseyerek kendisine yaklaşılmasından, neşeli sözlerden hoşlanırlar. Eğer çocukların yaşları şakayı, latîfeyi anlayacak bir devrede ise ve bu latîfe, kendisine değer verdiği birisinden gelirse, bundan son derece hoşlanacaklardır. Onlar, sevdiği ve saydığı insanın kendisine değer verdiğini, yakınlık duyduğunu hissederlerse bundan mutluluk duyarlar.
Biz, Allah Rasûlü’nü(sav) güler yüzüyle, engin hoşgörüsü, tevâzûsu, tatlı ve içten sözleriyle tanıyoruz. Mizah yönünü fazla bilmiyoruz. Çok olmamakla birlikte şakalaştığını ve şakalarının da birer güzellik taşıdığını görüyoruz.
Onun çocuklarla latîfeleştiğine dair örneklerden biri de Efendimizin Enes’e(ra); “Ey iki kulaklı!” diye hitab ederek takıldığıdır.[1]Evet, her sağlıklı insan iki kulaklıdır. Ancak bir çocuğa adıyla veya daha ciddî bir şekilde hitap yerine böyle şaşırtıcı ve şaşkınlığın arkasından gülümsetici bir şekilde hitap ederseniz, size karşı daha fazla sıcaklık duyar, birden neşelenir, aynı canlılık ve neşeyle size cevap verir.
Bu, aynı zamanda takılarak hitap eden insanın neşesinin yerinde olduğunun, sevincini, neşesini veya sevgisini, yakınlığını karşısındakiyle paylaşmak istediğinin de işaretini verir.
Enes’ten(ra) bir başka takılışı dinliyoruz: “Rasûlullah(sav) beni “Bakla” diye lakaplandırdı. Çünkü bakla topluyordum.”[2]
Bu, devamlı bir lakaplandırma yerine daha ziyade Enes’e takılmak, onunla şakalaşmak için sesleniştir. Enes(ra) da zaten böyle anlamış ve böyle nakletmiştir.
Hz. Enes’in Allah Rasûlü’nün bu hitablarına sevindiği, sonraki nesillere; “Rasûlullah(sav) bana bu derece yakınlık duyardı,” manasına anlattığı bir gerçektir.
Bu mânâda başka bir hatırayı Muhammed İbn Rebi‘(ra) anlatıyor:
“ Beş yaşlarındaydım. Allah Rasûlü’nün kovadan ağzına su alarak yüzüme doğru püskürttüğünü hatırlıyorum.”[3]
Bazı rivâyetlerde “kovadan” yerine “kuyularının suyundan” ifadesi geçer.[4] Bundan da Muhammed İbn Rebi’lerin bahçelerinde kuyularının olduğu, Allah Rasûlü’nün bu kuyudan dolan bir kovadan ağzına su alarak küçük Muhammed’e püskürttüğü anlaşılır.
Kaynakların verdiği bilgiye göre bu hadise, Allah Rasûlü’nün ömrünün son yılında cereyan etmiş bir hadisedir.[5] Dolayısıyla küçük Muhammed, sonraki yıllarda bu hatırayı Allah Rasûlü(sav) ile bir daha paylaşma imkânı bulamamıştır. Yaşadığını paha biçilmez bir hatıra olarak korumuş ve sonraki nesillere aktarmıştır.
Enes’ten(ra) bir başka hatıra: Allah Rasûlü(sav) bizim aramıza karışır, bizimle kaynaşırdı. Hatta benim küçük bir kardeşim vardı, ona; “Ey Ebu Umeyr! Ne yapıyor Nuğayr!” diye takılırdı.[6]
Müslim in rivâyetinde ise Enes; “Rasûlullah(sav) insanların en güzel ahlaklısı idi. Benim bir kardeşim vardı. Kendisine Ebu Umeyr denilirdi. Yakında sütten kesilmişti,” der ve Allah Rasûlü nün kardeşine takılışını anlatır.[7]
“Nuğayr”, küçük kuş, minik kuş, kuşcuk demektir. Enes’in kardeşinin kafeste küçük bir kuşu vardır. Küçük çocuk kuşunu çok sevmekte, onunla oynamaktadır. Allah Rasûlü(sav) onun bu sevgisini bildiği için, hem kendisine takılır, şakalaşır, hem de kuşunun hatırını sorar, onun gönlünü alırdı. Hatta bu kuş öldükten sonra da Allah Rasûlü(sav) Enes’in kardeşini gördükçe; “Ey Ebu Umeyr! Ne yapıyor Nuğayr!”diyerek takılmaya, kuşuna olan düşkünlüğünü ve sevgisini onunla paylaşmaya, ona “Ebu Umeyr” diye künyeyle hitabederek, bu künyeyi nuğayr kelimesiyle kafiyeleştirerek onunla yakınlık kurmaya devam ettiği naklolunur.[8]
Ayrıca bir çocuğa; “Umeyr’in Babası” şeklinde bir künyeyle hitap etmenin, ona değer verme olduğunu, onun büyük insan gibi kabul edildiğini, “gün gelip büyüyen ve böyle hitap edilen birisi ol!” temennîsi taşıdığını hissediyoruz. Bu hitap ve davranışları böyle değerlendirmekte fayda vardır. Çocuklara büyük insan gibi davranmak, onlarla konuşurken büyük insanla konuşuyormuşcasına cümleler kurup söz söylemek, onlarda kendisine değer verildiği hissini uyandıracak, iç dünyalarında coşkuya sebep olacaktır.
Bu yavru, daha önce yâdettiğimiz Ebu Talha ile Ümmü Süleym’in vefat eden sevimli yavrularıdır. Allah Rasûlü(sav) ile olan hatıralarını o yaşatamamış, fakat ağabeyi olan Enes(ra) yaşatmış ve dilden dile, gönülden gönüle aktarmış ve kitaplardan yer alan bilgilerle bize kadar ulaştırmıştır. İnanıyoruz ki bizden sonra da yaşamaya devam edecektir.
Allah Rasûlü’nün(sav) çokça şaka yapmadığını söylemiştik. Yaptığı şakalarda da asla kimseyle alay etmediği, kimseyi incitmediği bilinir. Şakalarında bile bir güzellik, ibret, ciddiyet, doğruluk ve ölçü vardı.
Eğer şaka yapmışsa ve yaptığının şaka olduğu karşıdaki insan tarafından anlaşılmamışsa, şakayı fazla sürdürmez, bunun şaka olduğunu sevgisiyle de yoğurarak belli ederdi. Böylece gönüllerde tatlı rüzgarların daha güçlü esmesini sağlardı.
Birgün Ebu Hureyre(ra), Efendimize; “Ya Rasûlallah! Sen bizimle şakalaşıyorsun!?” demiş, onun bu sözüne karşılık olarak Allah Rasûlü(sav); “Evet, ancak ben sadece doğru olanı söylerim” buyurmuştur.[9]
Allah Rasûlü’nün ne demek istediğini, nasıl şakalaştığını anlamak için verilecek güzel misallerden biri herhalde şu olsa gerektir. Enes(ra) anlatıyor:
“Bir adam Rasûlullah’tan kendisini bir bineğe bindirmesini istedi. Rasûlullah(sav) Efendimiz ona; “Seni hemen şimdi bir deve yavrusuna bindiririm,” buyurdu.
Adam şaşırmıştı; “Ya Rasûlallah! Ne yapayım ben deve yavrusunu!?” dedi.
Onun bu sözleri üzerine Allah Rasûlü(sav); “Her deve, bir devenin yavrusu değil midir?” buyurdu.[10]
Şaşkınlığından anlaşıldığı gibi adam, Allah Rasûlü’nün kendisini küçük bir deve yavrusuna bindireceğini zannetmişti. Kendisinin isteği ona bir binek vermesi, gideceği yere hayvan sırtında taşınması idi. Allah Rasûlü(sav) onu iyi anlamış ve onunla şakalaşmak istemiş ve ifadeyi böyle anlaşılabilecek şekilde kullanmıştı. Allah Rasûlü’nün de tahmin ettiği gibi adam söylenilen sözlerden ilk akla geleni anlamış ve Allah Rasûlü’ne; “Ya Rasûlallah! Ne yapayım ben deve yavrusunu!?” demişti.
Şüphesiz her deve, bir devenin yavrusuydu; ancak o söylenilen sözün bu tarafını düşünmemiş ve Rasûlullah’ın şakalaşmak için söylediği cümleye yakalanmıştı… Sonradan anlayınca da, bu sözler gideceği yere varıncaya kadar, belki ondan da öte zaman zaman gülümsemesine sebep olmuştu…
Şakalaşmak, insan hayatına çeşni ve tat katar. Arada yakınlık ve sıcaklık oluşmasına, çabuk kaynaşılmasına vesile olur. Özellikle çocuklar hareketlilikten ve latîfeli davranışlaradan hoşlanırlar.
Ancak şakalaşmalarda ölçünün kaçırılmaması, şakaların yakınlık ve sıcaklığa sebep olması gerekirken alaya, aşağılamaya dönüşmemesi, mü’minin vakarını zedeleyecek, ciddiyetini sarsacak ebatlara varmaması gerekir. Şaka yaparken yalan söylenilmemeli, insanlar küçük düşürülmemeli, başkaları gülsün diye bir insan kurban verilmemeli, şaka lüzumundan uzun sürdürülmemelidir. Yapılan şakaların, latîfelerin ince, kıvrak zekaya dayalı ve ufuk açıcı olması, sonradan hatırlanınca gönülden güzel duygular uyandırması, iyi niyet ve ibret verici özellikler taşıması doğru olandır. Uygun bir atmosferde yapılmalıdır. Şaka bittiğinde herkes gülen taraf olmalı, yıllar sonra hatırlanınca da gülümsenebilmeli, zihinde güzel duygular canlanmalıdır…
Ciddiyetten uzaklığın, lüzumundan fazla kahkahanın insan vakarını sarstığı, kalp rikkatini kaybettirdiği, duyguları körelttiği, başkalarına acı veren, onları küçük düşüren şakaların bir çeşit zulüm ve hak gasbı olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
Edebsizlik çağrıştıran imalı sözler ve davranışlarla yapılan şakalarda ve anlatılan fıkralarda ise letafet değil düşüklük, seviyesizlik ve çirkinlik vardır… Zeka kıvraklığından, farklı ve güzel bir nokta yakalamaktan, herkesi neşelendiren bir vurgu yapmaktan uzak, ucuz nükte peşine düşüş vardır. Bu tür seviyesiz nüktelere rağbet edilmemeli, şahid olunduğunda hoşnutsuzluk belli edilerek yaygınlaşması önlenmelidir.
Mü minin şakalarında, nüktelerinde bile olgunluk, zarafet, zeka pırıltıları olmalıdır.
_____________________________________
[1] Sünen-i Ebu Davûd, Edeb (5/ 272), Sünen-i Tirmizî, Mizah (4/ 358), Müsned, Ahmed İbn Hanbel (3/ 117, 127).
[2] Sünen-i Tirmizî, Menâkıb (5/ 682)
[3] Sahih-i Buharî, İlim (2/ 17)
[4] Sahih-i Buharî, Vudû (2 / 382, 18/ 370)
[5] Umdetü’l-Kârî (2 / 19)
[6] Şemâilü’l-Muhammediyye, Tirmizî (s. 124 Hadis No: 200)
[7] Sahih-i Mislim, Âdâb (3/ 1692-1693)
[8] Şemâilü’l-Muhammediyye, Tirmizî (s. 126)
[9] Sünen-i Tirmizî, Bir (4/ 357, Hadis No. 1990) ve Şemâilü’l-Muhammediyye (s. 126) Tirmizî hadis için; “hasen sahih” der.
[10] Sünen-i Ebu Davûd, Edeb (5/ 270-271), Sünen-i Tirmizî, Bir (4/ 357, Hadis No. 1991) ve Şemâilü’l-Muhammediyye (s. 126), Tirmizî hadis için; “-Hasen, sahih, ğarîb” der.

enderhafızım 28 Ekim 2012 23:44

Cevap: Çocuklarla Şakalaşmak
 
Alıntı:

suhtem Üyemizden Alıntı (Mesaj 184733)
ArO*

Rabbim ins cumlemizden razi olsun,


SAAT: 14:06

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320