![]() |
Çocuk eğitimi adım adımdır 13 yaşında bir kız çocuğunun annesi, kızı et yemiyor diye görüşmeye geldi. “Neden et yemiyor ki?” diye sorduğumda “Bilmiyorum ama 6-7 yaşından sonra hiç et yemedi. Zorladığımızda kimi zaman inatla direndi, kimi zaman istifra edene kadar ağladığı oldu. Biz de gücümüz yetmeyince artık zorlamayı bıraktık.” dedi. Annenin bu çaresiz hâlinden sonra genç kızla ayrıca konuşmaya başladık. “Ben et yiyemiyorum, midem bulanıyor, annem babam da beni anlamıyorlar.” dedi. Kendisi ile uzun uzun konuştuk. Bunun nedenini birlikte düşündük. Çocukluk yıllarında neler yaşadığına değindik. Geçmiş yıllarla “duygusal bir bağ” kurduk. Hangi olaydan sonra et yememeye başladığını hatırlamaya çalıştı, önce hatırlayamadı. Sonra içi burkuldu, duygusallaştı ve ağlamaya başladı. Daha sonra hatırladı bu durumun ne zaman başladığını: “7 yaşındaydım, babam bana bir kuzu almıştı. Apartmanımızın bahçesine bağlamıştık. Adını ‘Kuzucuk’ koymuştum. Okuldan geldikçe ona ot veriyordum, yapraklar toplayıp avucumda yediriyordum. Otları yerken elime nefesi geldiğinde çok hoşuma gidiyordu. Gözleri kara idi, bana baktığında sanki beni görüyor gibi geliyordu. Bazen onunla konuşuyordum. Çok mutluydum. Bir gün okuldan geldiğimde evde dayımlar da vardı. Kuzucuğu keseceklerini konuşuyorlardı babamlar. Ben inanamadım. Babam bunu nasıl yapar diye düşündüm. Babamın elindeki bıçakları görünce de korktum. Babama ‘Yapma ne olur!’ diye yalvardım ama babam beni dinlemedi. Dayımla birlikte Kuzucuk’un yanına indiler. Annem ile ben pencereden bakıyorduk. Ben çok ağladım. Kuzucuk’un etlerini yukarı çıkarttı babamlar. Annem birazını pişirdi, sofrayı hazırladı. Kuzucuk aklıma gelince ağlamaya başladım. Babam kızdı bana, ‘Abartıyorsun’ dedi. Zorla et yedirmeye çalıştı. Ben daha çok ağladım. Sanırım işte o günden sonra bir daha et yiyemedim.” Aslında eğitimde yaptığımız temel yanlışlardan birini bu genç kız da yaşamıştı. Çocuk eğitiminde bir “tedricilik ilkesi” vardır ve oldukça önemlidir. Eğitim derece derece ve yavaş yavaş gerçekleşir. Çocuk, bir önceki duruma uyum sağlamadan, eğitimin bir sonraki durumu oluşturulmaz. Çünkü eğitimin ruha bakan bir yönü vardır. Yetişkinler bazen çocukları kendileri gibi görüyor, kendileri gibi değerlendiriyorlar. Hâlbuki çocuk, çocuktur, yetişkin değildir. Bir yetişkinin karşılaştığı olayları anlamlandırması ile çocuğun anlamlandırması farklıdır. Yetişkin, bir gereklilik olarak kurban keser ve onun için kurban bir “ibadet” anlamı taşır. Hâlbuki 7 yaşındaki bir çocuk ne ibadet bilir ne de gereklilik, o “Kuzucuğunu” bilir sadece. Henüz duygusal yeterliliğe erişmemiş yaştaki bir çocuğun hissî bir bağ ile bağlandığı canlıyı kesmek, çocuk ruhuna zarar verir. Bu zarar çocuğun kimi zaman etten tiksinmesi, kimi zaman kendisini duyarsızlaştırması ile sonuçlanır. Birçok yetişkin “Ben çocukken birçok kurban kesimi gördüm, bana bir şey olmadı.” dese de ruhun hangi olayda nasıl bir değişikliğe uğradığını kişi kendisi göremez. Önümüzdeki hafta Kurban Bayramı. Üzgünüm ama birçok çocuk kurban kesim alanlarında olacak. Kimi kesilen kurbanın gözüne bakacak, kimi saçlarına, kimi ise kasabın elindeki bıçağa… Hâlbuki bir önceki kurbanın kesimini, bir sonraki kurbanlık hayvanın görmemesi için gözlerinin bağlanmasını tavsiye eden bir dinin hassasiyeti çocuklardan neden esirgenir anlamak oldukça zor. Duyarlı bir ebeveyn, çocuklarına kurban ibadetini sorunsuz bir şekilde aktarmak istiyorsa, eğitimde tedricilik ilkesini kullanmalıdır. Buna göre çocuklar 7 yaşından önce kurban kesimi görmemeli, Kurban Bayramı’nı bir “bayram” olarak tanımalıdır. 12 yaşına kadar olan çocuklar ise kurbanı “kesim anında” değil, kesildikten sonra görebilir, kurban etinin işlenmesinde ailesine destek olabilir. Çocuklar ancak 12 yaşından sonra kesimlerde bulunabilir ve kurban kesiminde ailesine yardımcı olabilirler. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ne teşekkürler Geçen hafta, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Senatosu, Anadolu kültür ve değerlerini ön plana çıkartan pedagojik bakış açısını değerli bulup şahsıma “Fahri Doktora” unvanı verdi. Bir akademisyen için 74 kişilik senato heyetinin takdirini kazanıp doktora unvanına layık görülmek farklı bir duygu imiş… Kişiye cesaret veriyormuş… Çanakkale Üniversitesi’nin sayın rektörü ve senatosuna duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederim. alıntıdır adem güneş |
Cevap: Çocuk eğitimi adım adımdır Allah razi olsun hocam |
Cevap: Çocuk eğitimi adım adımdır biz aceleci olmazsak çok iyi olur bir de karşıdaki yavrucağın daha çocuk olduğunu yetişkin gibi hemen laf anlayamayacağını anlayabilsek |
Cevap: Çocuk eğitimi adım adımdır aslında çocuk ne isterin cevabıda bu paylaşımın içinde:)şimdi kardeşimi hatırladım bende.....kurban bayramı günü,annem 6 yaşındaki kardeşime babanın yanına gidebilirsin evin arka bahçesinde demişti...güle oynaya bahçeye inen çocuk can havliyle ağlaya ağlaya eve gelmişti..sanki onu kesmişler gibi ağlıyordu...iççeke çeke babam ineği kesiyordu dedi....ennemde sağolsun kızım bende sen bi tarafını kestinde ağlıyosun sandım dedi:)hiç unutmam babam çok kızmıştı neden çocuğu gönderdiniz yanıma diye.... yani sonuç doğru..kardeşim o olaydan beridir etten hiç hazetmez..:)demekki bu tarz yaklaşımların çok değil baya baya etkisi var..hemde kalıcı:) |
SAAT: 06:22 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.