Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Çocuk ve Aile Sağlığı (https://www.forum.medineweb.net/192-cocuk-ve-aile-sagligi)
-   -   Anne bana O'nu anlat... (https://www.forum.medineweb.net/cocuk-ve-aile-sagligi/2797-anne-bana-onu-anlat.html)

kocaklar 17 Nisan 2008 13:50

Anne bana O'nu anlat...
 
ANNE BANA O'NU ANLAT

Çocuk annesine dedi ki:
"Allah nasıl bir şeydir? O'nu bana anlatır mısın, anne?"
Anne çocuğunu kucakladı, öptü ve:
"Bana sarıl, sıkıca sarıl yavrum." dedi.
Çocuk kollarını açarak annesine sıkıca sarıldı. Anne:
"Şimdi ne hissediyorsun yavrum?" diye sordu çocuğuna.
"Seni çok sevdiğimi hissediyorum, anne!"
"Yavrum, işte Allah Celle Celaluhu da böyledir; O, sevilir, hissedilerek sevilir. Sevgi, avuçta değil ki, onu başkalarına verelim."

Çocuklukta, bir insanın ruh bahçesine sevgi tohumu ekilmemişse, o insanın hem kendisi mutsuz yaşayacak, hem de başkalarını mutsuz edecektir. Eğitim, herkese kıvamınca sevgi dağıtmaktır. Sevgi verdiğimiz insanları kendimize köle etmeye kalkışmamalıyız, çünkü sevgi toprak gibidir, tohumuna göre, ağaca dönüşür. Yeryüzündeki tüm farklılıklar, Allah Celle Celaluhunun âyetlerinden birer âyettir, bu farklılıkları idrak etmek, kul bilincine ulaşmaktır. Bu bilinci ancak sevgi doğurur. Çünkü sevginin girdiği gönülden, kin, tasını tarağını toplar ve çıkar. Sevmemekle aslında kendi zindanımızı oluşturmuş oluyoruz.

Yıllar önce, yaramaz mı yaramaz bir öğrencim vardı, İsmail. Sınıfta herkesi döver, okulun eşyalarını kırar, nasihatlerimize "bana mısın" demezdi. Bir gün, sınıftaki tüm çocuklara sordum:
"Çocuklar, büyüyünce ne olmak istiyorsunuz?" Herkesin cevabı farklıydı:
"Doktor, öğretmen, mühendis…" Sıra İsmail'e gelmişti. O zamana kadar yüzü hiç kızarmayan İsmail'in yüzü kızarmış, başı yere düşmüş ve titrek bir sesle:
"Ben aşçı olmak istiyorum, öğretmenim!" deyişi var ki, hiç sevilmediği sınıftaki tüm arkadaşlarının ve benim gözlerimizi yaşartmıştı, bu cevabı. Çünkü İsmail daha iki aylıkken, babaları bir cinayete kurban gitmiş, o yaşlı dede ve babaanne tarafından büyütülmüştü. Annesi de İsmail'i beşikte bırakarak evlenmişti, bir başkasıyla ve uzak diyarlara gitmişti. Hepimizin şaşkınlığı geçtikten sonra:
"Neden İsmail, niçin aşçı olmak istiyorsun?" dedim. Verdiği cevap onun da sınıfın da kurtuluşu olmuştu; çünkü İsmail, içindeki zehri boşaltmış ve rahatlamıştı.
"Ee, öğretmenim, şimdiye kadar bir sıcak çorba içemedim ki!" Ondan sonra bütün sınıf İsmail'e sevgi ve şefkatle yaklaştı; İsmail düzeldi. Ve dediğini yaptı, aşçı oldu, şimdi mutlu bir hayat yaşıyor.

İnsan, fıtrat bahçesini dengede tutabilirse, nefis, o bahçeye gübre olur. O bahçeyi dengede tutan İslâm'dır. İslâm'sız ne sevgi olur, ne hayat. Tebessümü sadaka olarak niteleyen bir dinin mensupları, hayatlarının tüm safhalarında tebessümü değil de, kin ve nefreti kuşanarak yola çıkıyorlarsa, karanlık uçurumlara doğru yuvarlanmaları kaçınılmaz olmaz mı?

Hayatımızı yönlendiren sevginin sebepleri, türleri var mıdır? Gönüllerimizi yoklayalım:
Her canlı önce kendi nefsini, zatını sever. Kişinin kendi kendini sevmesi demek, varlığının devamını sağlaması demektir ki, bu tabi-î bir şeydir. İnsan, varlığının devamını sevdiği gibi, varlığının kemalini de sever. Nedir o? Vücudunun organları, evlad–ü iyalı, yakınları, malı–mülküdür.
Sevmenin ikinci nedeni, ihsandır, iyiliktir. Çünkü "insan, ihsanın kuludur." Bununla ilgili olarak Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin çok hoş bir duası vardır.
"Allah'ım, kötü insanın, kalbimin kendisini seveceği bir iyiliği bana yapmasını nasip etme." Evet, iyiliğe karşı sevgi, zorunlu olarak doğar ve bunu yok etmek çoğu zaman elimizde değildir.
Sevginin üçüncüsü, sevdiğini zatından ötürü sevmektir. Yani herhangi bir iyiliğinden dolayı değil, zatından hoşlandığı için onu sevmektir. Gerçek sevgi budur. Güzeli tanımak da bir başka zevktir.
Mutlak sevginin Allah Celle Celaluhu olduğunu bilen insan, yalnızca O'nu sever. Aslında O'nu sevmekle mahlûkunu da sevmiş olur. Varlığa, kalbindeki Allah'ın nuruyla bakmayan insanın bakışından zehir damlar. Mü'min ise, Allah'ın nuruyla baktığı için, onun bakışında öldürücülük yok, olduruculuk vardır.

Mecnun'un içinde bulunduğu bir topluluğa doğru, çirkin mi çirkin bir köpek gelmektedir. Oradakiler, ellerine taşı alarak köpeği taşlamak isterler. Mecnun birden ayağa fırlar ve:
"Durun!" der. "Umulur ki bu köpek Leyla'nın mahallesinden geliyordur, onu taşlamayın." Orada bulunanlar:
"Leyla'nın mahallesinden geliyorsa, ne var bunda, köpek işte!" derler. Mecnun:
"Öyle demeyin, Leyla'nın gözü ona değmişse, bu köpek benim için çok mübarektir."
Ten sevgisine düşenler şehvet kanında boğuldular da, can sevgisini kuşananlar, kanatlanıp sonsuzluğa uçtular.
Can dostu, hediye olarak Yusuf'a ayna götürmüştü. Yusuf'a götürülecek en güzel hediye aynadan başka ne olabilirdi? Yusuf'u Yusuf'a sundu.
Can aynama düşendir, sevgili. "Beni âlemlerim almadı, ama mü'min kulumun kalbi aldı." diyen Rabbimiz değil midir? Mü'min, Rabbini kalbinde taşıyan insan! Mü'mine bakarken gözün kamaşmıyor, gönlün ürpermiyorsa, sen aynanı kırmışsın.

Ebû Cehil, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de içinde bulunduğu bir topluluğa gelerek:
"Sen ne çirkin adamsın, seni hiç sevmiyorum ya Muhammed!" der. Resûlullah:
"Doğru söylüyorsun ey İbni Hişam!" diye karşılık verir ona. Biraz sonra Ebû Bekir (R.A) gelir huzura:
"Ya Resûl[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]! Sen ne güzel insansın, seni çok seviyorum." demekten kendini alamaz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem de:
"Doğru söylüyorsun, ey Ebû Bekir." diye mukabelede bulunur. O sırada orada bulunan ashab–ı kiram merakla:
"Bu ne iştir ya Resûl[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]! Her ikisine de aynı cevabı verdiniz" derler. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Evet! Ben sizin aynanızım, bana bakan, orada kendini görür." diyerek olayı aydınlatıverir.

Yarın herkes sevgilisiyle dirilecektir. Düşünebiliyor muyuz, yanımızda kimler ve neler vardır? Gözünden ay damlatan, güneş doğuran, nice erler vardır. Güneşi, avuçlarının içinde donduran mâna, aşk ehli yanımızdan süzülüp giderken, onu tanımamak ne büyük gaflettir.
Öyleyse canını uçur yücelere. Bulutların üzerine yağmur olmadığını göreceksin, güneş sana hep gülecek.

Küçükken okuldan kaçıyordun, şimdi hayattan yani sevgiden kaçıyorsun. Hayattan sonsuzluğa açılan çok kapı vardır. Herkesin kapısı kendi sevgisince ve yeteneğincedir. Yusuf dostu, Yusuf'a ayna götürmüş. Hayatımızın, aynı zamanda aynamız olduğunu da biliyor muyuz? Yoksa senin aynanı, nefsinin nefesi buğulatmış mıdır? Bunun için mi göremiyorsun kendini?
Ayna yalnızca gözü olana sunulur, ayna sadece güzellere verilir.
"Anne, bana sevgiyi anlat!" diyen çocuk, sen adam olacaksın!


su damlası 15Haziran 2021 15:04

"Anne, bana sevgiyi anlat!" diyen çocuk, sen adam olacaksın!


SAAT: 16:51

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321