Masallar bize ne öğretti? Sinderella: Hatun kısmının gece 12.00'den sonra sokakta işi yoktur. Uyuyan güzel: Bir kız kendisini öpen ilk erkekle evlenir ve onunla sonsuza kadar mutlu yaşar. Hansel ile gretel: Masal kahramanlarının sayısı arttıkça IQ'ları düşer... Çikolatadan evler yenmemelidir. Kırmızı başlıklı kız: Sokakta her gördüğün zibidiyle konuşma. Çirkin ördek yavrusu: Ortaokulda size imalı bakışlar atan gözlüklü tombul kızla/çocukla dalga geçip aşağılamayın, bir beş sene sonra afet olur ağzınız açık kalır, ağlarsınız. Ali baba ve kırk haramiler: Password'ler iyi saklanmalı onun bunun yanında bağırarak söylenmemelidir. Alice harikalar diyarında: Her bulduğunu ağzına sokma Heidi: Akıllı kızlar patikalarda neyin keçi kovalamazlar. Alaaddin: Sokakta her bulduğunu karıştırma. Pamuk Prenses: Hiç tanımadığınız biri size elma verirse sakın yemeyin! Rapunzel: Bi kuleye kapatıldıysanız kaçmak için saç uzatmayın uçmayı öğrenmek daha kısa sürer. Pinokyo: Baban marangozsa asla yalan söylemeyeceksin. Bütün masallar: - Başınıza ne gelirse gelsin en sonunda mutlaka en yakışıklıyı/güzeli, siz kaparsınız, hayatınızın aşkını bulursunuz. - Kötü olanlar hak etikleri cezayı mutlaka çeker, bütün sorunlar en sonunda çözülür. - Sonsuza kadar mutlu yaşarsınız. - Gökten üç elma düşer. Gerçek yaşam: - Hayatınızın aşkının başına bişey gelmiştir muhtemelen, yoksa çoktan burda olmuş olması gerekirdi. - Kötülük yapanlar, siz zorda acı çekmekle meşgulken sizden daha mutlu yaşarlar. - O biraz zor işte... - Elmaları kim yedi? adı ustunde; masal... |
Cevap: Masallar bize ne öğretti? güzel olmuş(: |
Cevap: Masallar bize ne öğretti? katılıyorum gerçekten güzel olmuş :) teşekkürler |
Cevap: Masallar bize ne öğretti? çok güzel bir paylaşım olmuş emeğine sağlık c* |
Cevap: Masallar bize ne öğretti? Tesekkurler efem...:) |
Kül Kedisi Sindrella, Uyuyan Güzel, Güzel ile Canavar gibi vaktimizi, aklımızı dolduran hatta bugüne kadar kalplerimizde ve kızlarımızın beyinlerinde yaşayan sayısız o büyüleyici güzel masalları okurken bu düşünceler aklımın ucundan bile geçmezdi. Hatta şunu söyleyebilirim ki günümüzde bir taraftan bu tür masallarla dolan hayallerimiz ve diğer taraftan da boğuştuğumuz acı gerçeklerle tam bir çelişki içindeyiz. O gün kızım korkarak bana doğru koştu ve yanımızdan geçen yaşlı kadından korktuğunu söyledi. O yaşlı kadının masallarda geçen Rapunzel’in saçlarını kesen, ormanda kaybolan Hansel ve Gretel’i pişirmeye çalışan, Uyuyan Güzel’e büyü yapan o kötü cadı olduğunu sandı. Çocuklarımıza dünya masalları kitaplarını alırken veya ailecek televizyondan izlerken ne kadar tehlikeli olduklarını hiç düşünmedik. Masallarda geçen yanlış karakter ve düşünceler kimbilir belki de çocuklarımızın geleceğini tehlikeye atıyor. Kendilerini, çevresindekileri ve dünyaya karşı görüşlerini yanlış konumlandırmalarına bile neden olabiliyor. Okuyucu bu masallardan dolayı kadınların uğradıkları haksızlığın boyutlarını hayal bile edemez. O masallar kadınları kandırarak evliliğin, güzel kıza ve saray sahibi prense layık olduğunu öğretti. Bunun haricindeki her türlü şeyin önemsiz olduğunu gösterdi. İşte bu masallar yüzünden çocuk, ergen ve gençler büyük heyecanla hedefi olmayan aşk masalları arayışına sürüklendi. Bu masallar bize haksızlık etti. Bu masallar bizlere sadece güzel kızların iyi kalpli olduklarını, çirkin olan şansız kızların ise kötü kalpli, haset kızlar olduklarını öğretti. Hâlbuki gerçek öyle değildi. Asıl gerçek çoğu zaman güzel kızların kibirli olmalarıdır. Bunu biz de yaptık. Biz de o büyücü yaşlı cadıdan etkilendik. Fedakârlık ve mücadelelerle dolu yaşlı kadınların yüzlerindeki o buruşukların onları çirkin gösterdiğini sandık. Hatta onların güzel kızlardan intikam almayı çalışan kötü kalpli kadınlar olduklarını düşündük. Hâlbuki yaşlı erkekler hakkında hiçbir zaman bu kadar haksızlık etmedik. Aslında bu bakış açısı sadece dünya masallarında değil, halk hikâyelerimizde de var. Yaşlı kadının büyücü kötü cadı olduğu, dünyadaki en iyi kalbe sahip olanların güzel kızlardan ibaret olduğu, sadece onların yakışıklı prense ve saraylara layık oldukları tasvir edildi. Hâlbuki bu tasvir ile sadece az güzellikte olan kızlara veya yaşlı kadınlara haksızlık edilmedi. Aksine burada herkese haksızlık yapıldı. Hangimizin güzelliği ya da gençliği garanti altında ki? Günümüzde kadınlar yaşlılık ve çirkinlik korkusunu takıntı haline getirdiler. İşte bu tür masal ve filmler yüzünden. Bu konudan en çok faydalanan kozmetik üreticileri, estetik ve güzellik merkezleri hatta psikologlar oldu. O bakış açısı kadını ciddi haksızlığa uğrattı. Mutluluğun onu, hayaller dünyasına götürecek prens ile evlenmekten ibaret olduğunu, böylelikle onun kendi ayaklarının üzerinde durmasının, kendi mutluluğunu kendisinin üretmesi gerektiği gerçeğini unutturdu. Böylece mutluluğu hep erkekten bekledi. Hâlbuki bu düşünceyle evin geçimi gibi nice sorumlulukları olan erkeğe yük olmaktan başka hiçbir işe yaramadı. Hatta bu düşünce birçok evliliğin boşanmayla sonuçlanmasına neden olmuştur. Çünkü prenses ile prensin masallarından hatta dizilerden çok uzak olan evlilik müessesinin gerçeği ile yüz yüze kalan çiftler evliliğin ağır sorumluluklarıyla yüzleşiyorlar... Özetle ifade etmek gerekirse, çocuklarımıza masal ve hikâye seçiminde bilinçli olalım. İzledikleri televizyon programlarını denetleyelim. İzledikleri programlarda veya okudukları hikâyelerde bazı hataların olduğunu o hatalara düşmememizin gerektiğini anlatalım. Hatta gerekirse hayal gücümüzü kullanarak, başkalarına yardım ederek kendilerini mutlu edebilen mücadeleci ve cesur kızlarla ilgili hikâyeler üretin... |
SAAT: 16:10 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.