Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Çocuk Ve Gençlik Eğitimi (https://www.forum.medineweb.net/740-cocuk-ve-genclik-egitimi)
-   -   K-POP Tehlikesi (https://www.forum.medineweb.net/cocuk-ve-genclik-egitimi/36451-k-pop-tehlikesi.html)

Mihrinaz 21 Aralık 2019 07:10

K-POP Tehlikesi
 
İngilizce'de Korean Pop'ın kısaltması olan "K-Pop" grupları, ürettikleri müzik tarzlarıyla ülkelerinin sınırlarını aşarak bir çok ülkede belirli yaş grupları arasındaki gençlerde büyük rağbet görüyor.

"Kusursuzluk" imajını yakalamak için giydikleri kıyafetlerden mimiklerine, günlük hayatlarındaki özel yaşam tarzlarından aile ilişkilerine kadar kontrol altında bulunan grup üyeleri, çoğu zaman zorlu süreçlerden geçerek, tamamladıkları özel eğitimlerinin ardından "profesyonelliğe" adım atabiliyorlar.
(Yani bu gurubun çocukları kendi istediklerini değil, produktorlerin istediklerini yapıyor ve yaşıyorlar )


Bu K-Pop gruplarının görseli oldukça renkli kliplerin yanı sıra, farklı giyimleri, dansları, imaj ve yaşam tarzları, hayran kitlesi tarafından sıkı takip edilerek rol model olarak benimseniyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'deki gençler arasında da büyük ilgi görerek davranışları örnek alınan bu grup üyelerinin imaj ve davranışlarının "cinsiyetsizliğe" yönlendirdiğine işaret eden uzmanlar, ailelerin dikkatli olması, yetkililerin de önlem alması konusunda uyarılarda bulundu.

"Alt kültür oluşturmuş durumdalar"

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gençler arasında yayılan bu akımı anlayabilmek için öncelikle gençlik döneminin psikolojisini iyi anlamak gerektiğini söyledi.

Gençlerin ergenlik dönemlerinde "ben kimim, nereye yönelmeliyim, niçin?' soruları sorarak bir kimlik karmaşası yaşadığını anlatan Tarhan, gençlerin bu kimlik kaosu içinde ilgi duyduğu kimlikle özdeşim kurmaya çalıştığını kaydetti.

Prof. Dr. Tarhan, bu dönem içinde gençlerin kendilerini mutlu edeceği örnekler yoksa bağlanacağı bir destek arayacağını dile getirerek, bu tarzdaki gruplar veya herhangi bir bilgisayar oyununun da gençleri ciddi şekilde etkileyip kendilerine bağladığını kaydetti.

K-Pop'ın gençleri etkileyen 3 temel özelliğinin bulunduğunu aktaran Tarhan, şöyle konuştu:

"İnanç grubu gibi hareket ediyorlar. Aşık olmaları, madde kullanmaları yasak. Cinsiyetsizlik öneriyor ve kendilerine ciddi bir sadakat istiyor. Birçok büyük örgütlerin yapamayacağı şekilde kendi aralarında yardım toplama faaliyetleri de yürütüyor. Gençlerdeki idealist duyguları bu dayanışma duygusu içinde etkiliyorlar. Bir alt kültür oluşturmuş durumdalar. Bu özellikleri itibariyle de bir kahramanlar ideolojisi yaratmış."


"Dijital bağımlılığın ortaya çıkardığı bir sonuç"

Tarhan, gençlerin bu müzik gruplarına ilgisinin, dijital bağımlılığın ortaya çıkardığı bir sonuç olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Z kuşağı' denilen bu gençler, dijital dünyada yaşıyorlar. Kore'de teknoloji iyi kullanılıyor. Gençlerin teknoloji bağımlılığı çok yaygın, Dünyada teknoloji bağımlılığının en yüksek olduğu yer Kore. Bu grupların Kore'den çıkıp internet üzerinden dünyaya yayılmasının sebebi bu. Burada herhangi bir komplo senaryosuyla yaklaşmayalım, sosyolojik bir gerçek var burada. Genç kuşağın anladığı o dili erişkinler anlayamıyor. Onlar farklı bir dille konuşuyor. Onlar bu dijital dünyanın yerlisi, ileri yaşlarda olanlar da göçmeni konumunda. Onların yakaladığı dili anlayamazsak gençleri kaybedeceğiz. Dünyanın geleceği etkilenecek. Bu ciddi bir sosyal problem, bunu görmek gerekiyor."

Prof. Dr. Tarhan, koruyucu yaklaşımla hareket ederek çocuklarını dışarı çıkartmayan ailelerin evde çocuklarının internete girmelerini sağladığını anlatarak, arkadaşsız kalan gençlerin bu tür akımlara yöneldiğini ifade etti.

Burada anahtar kavramın "aile" olduğunu vurgulayan Tarhan, çocuklarıyla her türlü konuyu konuşan ailelerin çocuklarının, sosyal medya üzerinden gelecek risklere daha az maruz kaldığını söyledi.

Tarhan, eğitimcilerin okullarda bununla ilgili farkındalık çalışmaları yürütmeleri gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, bununla ilgili hızlı bir şekilde rapor hazırlaması gerekiyor ki ailelerin de farkındalık oluşturmak ve çocuklara panik yaptırmadan, onların yanlış ve doğruyla ilgili bakış açılarını gözden geçirmelerini sağlaması gerekiyor. Aile bağları iyi olan bir çocuk, bu tür durumlara fazla maruz kalmıyor."

"Cinsel kaos oluşturuluyor"
K-pop gruplarının Türkiye'deki gençler üzerindeki olumsuz etkilerini sosyal medya ve katıldığı mecralarda dile getiren İnsan hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) Başkanı Avukat Cihat Gökdemir ise dünyada farklı zamanlarda farklı coğrafyalardan yayılan popüler kültürleri, dünyadaki siyasi hareketlerden bağımsız düşünmemek gerektiğini anlattı.

Gökdemir, bunların bazen siyasi bir amaç için ortaya çıkartıldığını, bazen de ortaya çıkmış bir hareketi siyasi amaçla kullanmak için kanalize edilebildiğini dile getirdi.

Emperyalist düzenin, Doğu kültürünün yaygınlaştırılmasındaki amacının kaos olduğunu savunan Gökdemir, dünyayı yönetmek isteyenlerin de bunu kaosla yapmaya çalıştıklarını söyledi.


Gökdemir, ekonomik, sosyal, siyasal ve sosyal medya üzerinden yaratılan kaosun yanında bir de "cinsel kaosun" oluşturulduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Yani cinsiyetlerin ortadan kaldırıldığı bir kaos bu. Bu K-pop olarak adlandırılan gruplar da tamamen cinsiyetsizleştirilmiş erkeklerden ve kızlardan oluşan gruplar halinde hareket ediyorlar. Giyimleriyle birbirlerine sahnede sergiledikleri tavırlarla dikkati çekiyor. Özellikle hedeflenen kitle 12-18 yaş arası muhafazakar camia. Çünkü muhafazakar camiaya şu söyleniyor; 'Batı kültürü kötü bir kültürdür ama Doğu'da ahlak var, değerler var.' O yüzden Doğu kültürü bize yakın bir kültürdür denilip bunun bize daha kolay kabul ettirilmesi sağlanıyor. Bu noktada Batı'dan gelen her şeye karşı kendini odaklamış ailelerin, Doğu'dan gelen bu tür kültürel akıma karşı hiçbir öz savunmaları yok. O savunmaları olmadığı için de çocuklarını nasıl koruyacaklarını bilemiyorlar."

Gökdemir, bu çalışmaların masum gibi gözüktüğüne işaret ederek, bunların cinsel anlamda bir kaos yaratma amacıyla yeni bir kültür oluşturmayı amaçladıklarını ifade etti.


"Milli değerlere dönmek gerekir"

Buna karşı önlem almak için milli değerlere dönmek gerektiğine vurgu yapan Gökdemir, "Batı kültürünün alternatifi Doğu değil. Gençlere, Batı'dan gelen ahlaksız değerlere karşı Çin, Kore ve Japonya gibi Doğu kültürü ahlaki bir değer olarak sunuluyor. Bizim Doğu'dan kastımız İslam dünyasıdır, İslam dünyasının ahlaki değerleridir. Bunu vermek ve ancak bununla söz konusu tehlikeyi aşmak mümkün." değerlendirmesinde bulundu.

Kore kültürünün Türkiye'de yaygınlaşmasındaki diğer sebeplerden birinin, Kore lokantaları olduğunu anlatan Gökdemir, "O tür mekanlara 12-18 yaş arasındaki muhafazakar öğrencilerin yoğun bir şekilde gittiğini görüyoruz. Hatta yakın illerden de servis kaldırarak buralara geldiklerini görüyoruz." dedi.

"Orta bir cins' görüntüsü veriyorlar"

Dijital iletişim uzmanı Said Ercan da Japonya'dan yayılan "Jpop"tan sonra Kore Popu'nun meşhur olduğunu anlatarak, özellikle PSY'nin Gangnam Style parçasının milyarlarca izlenme elde ederek bu türü dünyada popüler hale getirdiğini söyledi.

Kore'nin kültür ihracı ve müzik sektöründeki ekonomik etkinliğini arttırmak üzere devlet politikası olarak bu tür grupları desteklediğini belirten Ercan, "Nötr cinsiyet adını verdikleri bir akımla ergenlik döneminde bütün cinsiyetlere aynı mesafede durmayı ve cinsiyeti ergenlikten sonra kendi iradesiyle seçmeyi hedefleyen bu düşünce, cinsiyetsizlik noktasında bir farkındalık oluşturarak, baskın cinsiyet yöneliminin önüne geçmeyi amaçlıyor." diye konuştu.

Ercan, BTS gibi K-Pop gruplarının LGBT renkleri olan gökkuşağı sembollerini kıyafetlerinde kullandığını dile getirerek, "Aşırı bir makyaj yaparak, metroseksüel bir görüntü ile 'orta bir cins' görüntüsü veriyorlar. Her cinsiyete eşit mesafede olmayı hedefliyorlar." ifadesini kullandı.

Çocukların, farkında olmadan bu akımlardan etkilendiğini vurgulayan Ercan, "Love Myself' hareketi ile narsist bir karakter oluşturuyorlar, 'siz değerlisiniz, kendinizi sevin, insanların size bir şeyler dikte etmesine müsaade etmeyin' gibi mottolarla çocuklar, kendi hayatlarına başka bir müdahaleye karşı çıkıyorlar. Hukuki olarak belki Türkiye'de erişim engeli verilebilir ve veliler uyarılabilir, birçok veli bunun farkında değil." değerlendirmesinde bulundu.

Said Ercan, bu gruplara yönelik eleştirel yorumları yapanların, sosyal medya üzerinden organize ve sert tepkilerle karşılaşmasının insanların kendilerini grupla özdeşleştirmesine bağlayarak, bu grupların bir süre sonra insanları kendilerine bağlayıp diğer tüm bağları kopardığını ve ciddi bağımlılık yaptığını anlattı.

K-Pop gruplarının zamanla takip edenlerce "hayatının anlamı" olmaya başladığını aktaran Ercan, "Gruba 'çocuklarım' diyen ergen fanlar var. Grubun resimlerini ve isimlerini kullanıyorlar, kendi hesapları yok. Tam bir bütünleşme yaşıyorlar. Grup hakkında en ufak eleştiride linç hareketi başlatıyorlar." dedi.

Ercan, K-Pop akımının cinsiyeti ve dini bitirme projesi olduğunu savunarak, "Bu, yeni yaratılacak Z kuşağını hazırlama ve nötrleştirme, bir anlamda robotlaştırmak projesi. Güney Kore üzerinden dünyada kültürel bir emperyalizm empoze ediliyor, bu gruplar dünyada meşhur edilerek rol model oluşturuluyor." diye konuştu.

"Farkındalık seferberliğine ihtiyacımız var"
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vehbi Bayhan da ortaokul ve lise dönemlerinde referans olarak akranlarını alan çocukların, ergenlik yıllarındaki hayatlarını buna göre organize ettiğini söyledi.

Bu süreçte dönemin pop ikonlarının da etkisinin büyük olduğuna dikkati çeken Bayhan, bunlardan biri olan K-Pop akımlarının da YouTube ve sosyal medya siteleri yoluyla özellikle ergenlik dönemindeki gençler üzerinde etkisini arttırdığını vurguladı.


Özellikle K-Pop gruplarının giyimleri ve davranışlarının olumsuz örnek olma ihtimali taşıdığını aktaran Bayhan, en büyüğü 8 yaşında olan Z kuşağı ile Y kuşağının ergen ve gençleri için internetsiz ve sosyal medyasız bir hayatın anlamsız olduğunu söyledi.

Bayhan, okullarda rehberlik sisteminde rehberlik uzmanlarının tek başlarına yetersiz kaldığını anlatarak, rehberlik uzmanlarının yanında sosyolog, psikolog, sosyal hizmet uzmanlarından oluşan bir ekibin bütüncül olarak öğrenci ve ailelerini yönlendirmesi gerektiğini söyledi.

Doç Dr. Vehbi Bayhan, aksi taktirde televizyondaki şiddet içerikli dizi filmlerini seyreden ve oradaki karakterleri örnek alan veya K-Pop örneğindeki gibi bir klan olarak pop grubunun bütün davranış ve felsefesini örnek alan ergenlerin yetişeceğini belirtti.

İş işten geçmeden, aileleri ve çocukları bilinçlendirmek için rehberlik sisteminin yenilenmesinde fayda olduğunu aktaran Bayhan, "Aileler, çocuklarını denetleyemiyorlar. 'Dijital göçmen' olarak ebeveynler 'dijital yerli' çocuklarına kavuşamıyorlar. Çağın ruhu bu maalesef. Ancak hiçbir şeyin sonu değil. Farkındalık seferberliğine ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

Mihrinaz 21 Aralık 2019 07:18

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]






Çocuklar masum tehlike büyük

Son günlerde sıkça duyduğumuz bu kavramlar özellikle gençler arasında çok yaygın olan Kore müziğiyle ilgili. Gençler masumiyetle ‘sadece müzik’ dinliyoruz diyorlar. Ama K-Pop gruplarının sahne şovlarına, cinsel tercihlerine, kıyafetlerine baktığımızda masum yüzlerinin altında büyük tehlikeler yattığını da görebiliyoruz.

Bu isimlerin K-Pop gruplarına ait olduğunu bana Üsküdar’daki bir ortaokulda öğrenci olan R.M., J.K., T.A. söyledi. Onlar Kore müziği hayranı 14 yaşında çocuklar. Daha sohbete başlamadan ilk sözleri şu oluyor; “Nasihat mi edeceksiniz?” K-pop’la ilgili dışardan gelen eleştirilere biraz kapalılar. Kendilerine ‘army’ diyorlar. BTS grubunun hayranlarına verilen isim bu. Ama sasaeng (kendine ve gruba zarar verecek düzeyde büyük bir hayranlık için bu kelime kullanılıyor) olmadıklarının da altını çiziyorlar. Yanlarında gelen birkaç arkadaşları daha var. Ama bunlar BTS veya diğer k-pop gruplarını dinlemiyor. Onlara, “Siz antisin” diyorlar. “Aileniz army olmanıza ne diyor?”diye soruyorum. Biri, “babam en başta çok kızdı” diyor. Bir diğeri annesinin de onunla beraber grupları takip ettiğini söylüyor.

BİZE GÜÇ VERİYORLAR
“Peki ya eleştirilere tepkiniz ne?” diye soruyorum. Öncelikle cinsiyetsizlik konusuna inanmadıklarını söylüyor hepsi bir ağızdan. “Yanlış anlaşılıyor, onlar sadece kusursuz görünmeye çalışıyorlar” cevabını alıyorum. Kusursuz olmalarının kontratlarının bir parçası olduğunu söylüyorlar. “Peki buna neden katlanıyorlar sizce?” diyorum genç arkadaşlara. “Bizim için” diyorlar ve devam ediyorlar: “Biz olmasak onlar buna katlanamaz. Onlar bize güç veriyorlar, biz onlara.” 14 yaşındaki bu üç çocuk, oldukça iyi niyetli, saf, çocuksu duygularla yaklaşıyorlar konuya ve saf bir bağlılık sunuyorlar BTS’ye. Gruplara ve hayranlarının davranışlarına baktığımızdaysa K-pop’un sunduğunu yaşam tarzının tehlikelerle dolu olduğunu görüyoruz. Peki nasıl tartışmalar ve sorunlar var?



ELEŞTİRİYE KAPALILAR
Sempatikler, uyuşturucu kullanmıyorlar, yardım kampanyaları düzenliyorlar... Genelde tek bir star yok. Gruplardan oluşuyorlar. Erkeklerden oluşan gruplar daha meşhur ama kızların olduğu gruplar da var. Aileler onların bu masum yüzüne aldanabiliyor. Ancak madalyonun öteki yüzünde farklı tehlikeler var. Çocukların gruplara adeta ‘kör bir bağlılık’ hissetmesi eleştirilerin temellerinden. Army, en ufak bir eleştiriyi bile duymaya tahammülsüz. Grupları, üyelerini çok seviyorlar, onları korumak için sosyal medyada örgütleniyorlar. Bu tür bir bağlılığın nasıl sağlandığı ise ayrı bir soru işareti.

TEK BAĞ MÜZİK DEĞİL
Bu grupları, diğerlerinden ayrışan nokta hayranlarla kurulan ilişkinin sadece müzik üzerinden olmaması. Hayranlarına sürekli mektuplar gönderiyor, online olarak bunları yayınlıyorlar. Bağlılığı canlı tutacak ‘yardım’ kampanyaları düzenleyerek, hayranların toplu hareket etmelerini istiyorlar. Kore’ye gitme hayali olan, kaçmaya çalışan, eğitimini orada sürdürmek isteyen, bu nedenle ailesiyle ciddi sorunlar yaşayan çocuklar olduğu söyleniyor.

Peki bu bağlılık çocukların neleri görmelerini engelliyor? En büyük sorun cinsiyetsizlik konusu. Bu grupların sahnedeki dans şovlarından giysilerinde kullandıkları renklere kadar her detay yapım şirketleri tarafından planlanıyor. Kliplerin her biri temelde birbirine benziyor. Renkli saçlar, özenli kıyafetler, kusursuz ciltler, rengarenk hatta cıvıl cıvıl sayılabilecek arka planlar tam da 12-18 yaş grubunun beğenilerine hitap ediyor. Ancak bu hal ve tavırlarıyla aynı zamanda cinsiyetsiz bir profil de çiziyorlar.


CİNSİYETSİZLİĞE DOĞRU
Tabi onların bu tavırlarının dünyada karşılıkları var. Çoğu Hollywood ünlüsü artık çocuklarını cinsiyetsiz yetiştirdiklerini açıklıyor. Yani belli bir yaşa gelince çocuğun kendi cinsiyetini seçmesini bekleyeceklerini söylüyorlar. İsveç diline giren ‘hen’ kelimesi de çocuklara kız veya oğlan şeklinde hitap edilmesinin önüne geçmesi beklenen yeni bir kavram olarak sunuluyor. Fransa’da artık anne ve baba kelimeleri yerine ebeveyn1 ebeveyn2 ifadelerinn kullanılacak olması da son günlerde önümüze düşen haberlerden. Bu durumda BTS ve benzeri grupların cinsiyetsiz tutumunun tek başına bir hareket değil, bir dizayn girişiminin parçası olduğu söylenebilir.

KORE’NİN OLUMLU İMAJI
Uzun yıllardan bu yana gençlerin, çocukların yönelimleri üzerine çalışan akademisyen Mücahit Gültekin, özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra cinsiyet ve cinsellik konusu Batı merkezli teoriler tarafından hararetli bir şekilde tartışılmaya başlandığını hatırlatarak şunları söylüyor: “Bugün bu zihinsel ve psikolojik iklimin dominant olduğu bilgi ve varlık anlayışı çocuklarımızı şekillendirmeye devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında sorunun daha derinlerde olduğunu görebiliriz. Bugün artık verili ve doğal kabul edilen “erkek-kadın”, “insan-hayvan” gibi sabiteler sorgulanıyor. Bu sorgulama ilahi ve müdahale edilemez olarak gördüğümüz “varlık hiyerarşisini” çözmeyi hedefliyor. Sadece K-Pop değil, bugün popüler kültürün bütün araçları tarafından cinsiyet ve cinsellik sözünü ettiğim sorgulamanın taşıyıcılığını yapıyor.” Gültekin, Güney Kore’nin tarihteki olaylar nedeniyle duygusal hafızamızda olumlu imajının bu gruplar için bir avantaj sağladığını söylüyor. Gültekin şunları anlatıyor: “Seküler değerlerin yerli değerlere “ilişerek” gelmesi itibarını kaybetmiş ya da çok lekeli olan Batılı söylemlere yeniden bir canlılık kazandırıyor. Ama diğer taraftan Güney Kore hakkında pek konuşmadığımız gerçekler de var. Örneğin Güney Kore intiharın en fazla olduğu ikinci ülke. Bu ülkede her 100 bin kişiden 40’ı intihar ediyor. İntihar edenlerin yaş ortalamaları 20-25 ve her 40 dakikada bir kişi intihar ediyor. Peki neden? Bu sorunun kapsamlı bir araştırması gerekiyor.”


Neredeyse mahkumiyet
Kore için K-Pop oldukça ciddi bir sektör olduğunu vurgulamak gerek. Müziklerin alt yapısı Amerikanvari pop tınılarını taşıyor. Tabi grup üyelerine de bakmak gerekiyor. K-Pop gruplarının üyeleri zorlu süreçlerden geçiyorlar ve genç yaşta başladıkları eğitimlerin ardından bu alanda çalışan şirketler tarafından seçilerek profesyonel olabiliyorlar. “Kusursuzluk” imajını yakalamak için giydikleri kıyafetlerden mimiklerine, günlük hayatlarındaki davranışlarından aile ilişkilerine kadar kontrol altında bulunuyorlar. Diyet yapmaları da zorunluluk. Üstelik grup üyelerinin kendilerine ait sosyal medya hesapları olması yasak. Gruba ait sayfalar var sadece. Grup dışında hareket alanları yok. Tüm kontrolü ise yapım şirketleri sağlıyor. Anlatılanlara bakarak grup üyelerinin neredeyse bir mahkumiyet hayatı yaşadığı düşünülebilir.


Gangnam’ın gerçek stili
Akademisyen Mücahit Gültekin, geçen yıl bir k-pop grubu olan SHINee’nin üyesi Kim Jong-hyun Gangnam’da kaldığı rezidansta ölü bulunduğunu hatırlatarak şunları anlatıyor: “27 yaşında hayatına son veren Kim’in kız kardeşine yazdığı son mesajı oldukça anlamlıydı: “Çok zordu. Beni artık oyundan atın. Herkese zor zamanlar geçirdiğimi söyle. Bu benim vedam.” Gangnam’a (Güney Kore’nin popüler kültür üretim merkezi) gelen yıldız adaylarının ailelerinden koparılarak çok zorlu ve “profesyonel” bir hazırlanma süreci var...

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mihrinaz 21 Aralık 2019 21:03

İlginçtir en büyük hayranı kitleleri imam hatip ortaokul öğrencileri. Öyle ki kendi aralarında Harry Potter'ciler ve Koreciler diye ikiye ayrılmışlar. Koreciler romantik, sevimli, sempatik..Harry Potterciler entel, bilimsel,farklı bilmem ne... Kütük gibi kalın, saçma sapan kitaplarını okuyorlar, o saçma karakterleri içselleştiriyor,sürekli onlardan bahsetmeyi kültür ve farklılık görüyorlar. Diğerleri Kore dizileri izleyip, ağlıyor, dil öğrenmeye uğraşıyor, Kore kültürünü, yemeklerini yemeyi,restoranalrina gitmeyi marifet sayıyorlar. Ve birileri bu çocuklar üzerinden fena rant elde ediyor... Ve Bütün bunlar bizim dindarlarımizin evlatları...

Bilmem anlatabiliyor muyum efenim :)

Mihrinaz 19Haziran 2020 19:30

Güney Kore’de genç şarkıcılardan oluşan ve K-Pop olarak adlandırılan müzik sektöründe olan gençlerin ard arda ölmesi şüphe yarattı. Geçtiğimiz 9 ay boyunca ölen 3 K-Pop yıldızının yanında, son olarak Yohan olarak bilinen 28 yaşındaki sanatçı Salı günü öldü. Bu ölüm sonrası K-Pop yıldızlarının yaşantılarına dikkat çekilirken, sosyal medyada ‘K-Pop yasaklansın’ kampanyası başlatıldı.



Ntv’nin aktardığına göre, art arda 4 gencin 30 yaşına gelmeden ölmesiyle, K-Pop yıldızlarının zorlu ve travmatik yaşamlarına dikkat çekildi. Sanatçıların çocuk yaşlardan itibaren hergün dans ve şan dersleri aldığı, müzik şirketlerine çok sıkı kurallar içeren bir sözleşmeyle bağlandıkları ifade edildi. Kadın sanatçıların her hafta kilo almamaları için tartıldıkları ve günlük çalışma saatlerinin çok fazla olduğu belirtildi. Bazı sanatçıların cep telefonu taşımaları bile yasak.

Daha önce Ekim ayında intihar eden Sulli’nin (25) ardından Kasım ayında Goo Hara (28) öldü. Cha In Ha (27) ise Aralık ayında evinde ölü bulunmuştu.


SAAT: 00:45

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306