İDDİALARINI VE GENÇLİĞİ YİTİRENLERİN GELECEĞİ YOKTUR!
 

Çeyrek asırdan fazla süren bir başörtüsü zulmü ve mücadelesi yaşandı bu müslüman ülkede!

28 Şubat süreci, bu zulmün zıvanadan çıktığı ândı. 28 Şubat’ta sadece başörtüsü zulmü değil, bu toplumun iddialarının ana kaynağı Kur’ân hıfzına, öğrenimine de, İmam Hatip Liseleri’ne de iğrenç müdahalelerde bulunuldu.

Bu ülkenin has çocuklarına, masum ve sahipsiz Anadolu çocuklarına zenci muamelesi, parya muamelesi yapıldı!

Anadolu çocukları, bu ülkenin zencileri değil asil ve asıl unsurudur. Ama zenci muamelesi görmeleri tarihe karanlık bir leke olarak geçmiştir.

BÜTÜN İLİMLERİN, SANATLARIN KAYNAĞI KUR’ÂN’DIR

15 yaşından önce Kur’an hıfzı yasaklandı. Tam bir akıl tutulması diyeceğim ama bu kavram ifade etmeye yetmez zulmün ürperticiliğini. Kur’ân hıfzı ne kadar erken yaşlarda olursa o kadar verimli olur oysa.

Bütün ilimler Kur’ânla başlar; matematik, fizik, cebir gibi müspet bilimler de dâhil bütün ilimler Kur’ân’da köksalar; Kur’ân’dan, onun tevhid ilkesinden, bütüncül, kuşatıcı bakış açısından süt emer.

Dahası büyük felsefeci, kelamcı, hekim, cebirci, fizikçiler de dâhil bütün âlimler, öğrenimlerine önce Kur’ân’ı ezberleyerek başlarlar bizim medeniyetimizde. Meselâ İbn Sina 10 yaşında Kur’ân’ı ezberleyerek başlamıştır ilim hayatına. O yüzden zihni işlektir, zekâsı parlaktır, ufku melekût âleminden süt emerek mülk âlemine ışık saçacak kadar geniştir ve her ilgilendiği alanda öncü olmuştur.

Bu toplumun varlık sebebinin ve dünyaya aşılamamış medeniyet tecrübesi armağan etmesinin ana kaynağı Kur’ân’ın öğreniminin bu şekilde engellenmesi, Kur’ân’dan beslenen, başka dünyalara, bilimlere, medeniyetlere de açılan İHL’lerin ve öğrencilerinin zenci muamelesi görmesi çok ürperticiydi!

BAŞÖRTÜSÜ AÇMA TRENDİ YAYGINLAŞIYOR...

Bu yasakların hepsi aşıldı. Şimdi başka sorunlarla boğuşuyoruz: Bir yandan eğitim sistemimiz zihnen sömürgeleştiriyor çocuklarımızı, öte yandansa İHL’lerde deizm dalgası sanıldığından da hızlı yayılıyor! Çok tehlikeli bir süreç bu.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi nurtopu gibi ürpertici yeni bir sorunumuz daha oldu: Başörtüsü açma trendi! Modaya dönüştü adeta bu. O yüzden trend diyorum.

Başörtüsü mücadelesini kazandık ama tesettürü kaybettik, demiştim. Başörtüsü yasağını kaldırdık ama şimdi başörtüsünü atmaya başladık...

İnsanları giyim kuşamlarıyla yargılayamayız. Bu kesin. Müslüman insanlara, insanların giyim kuşamlarıyla uğraşmak yakışmaz. Herkes seçiminde hürdür.

Fakat burada yaşanan sosyolojik ve kültürel bir süreç var: Geleceğe dair alarm zillerinin çaldığını gösteren...


İDDİALARINI VE GENÇLİĞİ YİTİRENLERİN GELECEĞİ YOKTUR!

Şunu söyleyerek yazıyı bitireyim: İddialarını yitirenlerin ve gençlerini kaybedenlerin gelecekleri yoktur.

Bunun çözümü ne: Öncelikle güçlü akide, güçlü aile.

Güçlü akide ve güçlü ailenin işlevsel olabilmesi için çağı, çağın sorunlarını da çok iyi kavramak şarttır.

O zaman güçlü akide, güçlü aile, geleceğe yürüyecek güçlü bir toplum ve güçlü bir ülkenin teminatı olur.

Vesselâm.

Yusuf Kaplan

Bunlar şimdiki mesele değilki çoğalmışdır doğal olarak, beraber okula gittimiz arkadaşım yazın kuran kursuna gittiğim arkadaşım köşeyi dönerdik örtüyü sıyırır atardı.. Örtünün ayet oldugunu kadına nasıl bir güzellik kattığını ona ayrıcalık kazandırdığını anlatmazsanız baskı ile bu işler olmuyor.. Günümüzde sosyal medya aracılığı ile tüm dünyayı birden bire görünce çoğaldı diyoruz insanlar çoğaldı herşey gözler önünde yaşanıyor olaylar artmış gibi geliyor bize..birde kusura bakmayın bazıları sadece başını örtüyor! Bakıyorum ingiliz kraliyet ailesinde yok o makyaj,o abartılı giyim sosyal medyada boy boy fotolar, işde onlar açılsınlar daha iyi bana göre gelecek nesle kötü örnek oluyor açık kapalı ayrımı olmuyor

Başörtüsü sorunu, dindar ailelerin çok büyük sorunu artık. 28 Şubatları yaşayanların kızları kapanmıyor, zorla kapananlar ilk firsatta açılıyor. Deist gençlerde bu dindar ailelerden çıkıyor.. İmam hatipler Muhammedi ahlaklı gençler değil Emevî zihniyeti yetiştiriyor.

Yazar bir tek, "sebebi biziz" dememiş. Üzülerek ağlayarak, yöneticilere,cemaat,vakıflara seslenerek paylaştığı mektubu paylaşmadım.( Zira konunun sonunda çözümu ailede görüyor. Elbette kastedilen şeyh,hoca,cemaat,vakıf bilmez, ben bilirim) Yazı bu haliyle maksada uygun..
Tabi dertleri gençlikse, samimiyseler.
Başörtüsünü sonuna kadar sömürmekse niyetleri gençlerin hiç öyle dertleri yok. Ana babalarinda...


Mecliste, kabinede, kurumlarda o kadar çokki boyasi cilasi yerinde başortülü akademisyenler, vekiller, danişmanlar, öğretmen, memur...Sigarasini arsizca her ortamda içen, erkeklerle hiçbir sınırı olmayan, 5 yıl işe gitmeden maaşını alan, kocalari tarafından kadro tahsis edilen vs. ahlak örtüsünü açmış başını kapatan özgür bacilarimiz sayesinde bir farklilik yada ayrıcalığı yok başörtünün. 28 Şubat yaşamış danışman, vekil hanimefendilerin mağduriyetin ekmegini yeyip, kendinden olmayana reva gören tutum ve açiklamalri başörtüsü sorununu ortadan kaldirdi. O yüzden ne varlığı ne yokluğu kimseyi rahatsız etmiyor artık..

Dindar nesil diye diye kindar ve umutsuz deist nesil..
Başörtüsü serbestisi derken ahlak örtüsü uçtu gitti..
Gecmisler ola....Umarım sebepler üzerine egilirler.

Çomarlik yaparak, algıyla, hamasetle, husumetle ancak nefret körüklenir, sorunlar daha da büyümekten öteye gitmez.

Gencler mi? Evet iddialarını ve gençliği yitirenlerin(siz) geleceği yoktur:)