Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Dua Bölümü (https://www.forum.medineweb.net/651-dua-bolumu)
-   -   ..Dua, Ne Değildir?? (https://www.forum.medineweb.net/dua-bolumu/25807-dua-ne-degildir.html)

Nesli_Nur 07 Mayıs 2013 18:12

..Dua, Ne Değildir??
 
DUA, NE DEĞİLDİR?

Yüce Rahman’a hamd;
Peygamber Efendimize, Ehl-i Beyt’ine ve Ashabına salât ve selâm…

Merhaba Dostlar;
Bu sayımızda, duanın ne olup ne olmadığı üzerinde durmaya çalıştık. Ne olduğunu nisbeten biliyoruz da ne olmadığı konusu, maalesef net değil…

Hepimiz iman etmişiz ki Allah-u Teâla, sonsuz bir kudret ve ilme sahiptir. İşte, bu sonsuz kudret ve ilim, O’nun her şeyi takdir etmesini ve zamanı gelince de vuku bulmasını sağlıyor.

Akla gelebilir ki “Madem Allah-u Teâla her şeyi takdir etmiştir, o halde neden dua etmemizi istiyor? Nasıl olsa O, dilediğini dilediği gibi yapacak?”

İşte, mesele tam da burada düğümlenmektedir, birçoğumuz için.

Dua, Allah’a kulluğun bir gereğidir. Yani, kul Allah’tan bir şey istiyor diye o iş olacak değil. Daha açık bir ifade ile duadan kastedilen mana Allah’a yalvarmaktır. Fakat aynı zamanda bir tenezzül-i ilahi olarak, Yüce Rabbimiz, lütfedip bazen duayı aynen kabul eder, gereğini yaratır.

Böyle olunca dahi, yapılan dua, vukua gelen olayın bizzat sebebi değildir. Basit, hiçbir tesiri olmayan bir unsurdur (ki buna ilmi literatürde “illet” denir). Yani, kul dua etti diye Allah yaratmıyor, o öyle murad ettiği için yaratıyor. Kulun asıl yaptığı; şartlar öyle gerektirdiği için acizliğini, muhtaçlığını ve ihtiyacını ortaya koymaktır.

Yaratılan her şeyin sebebi, Yüce Allah’ın “Ol!” demesidir. O, “Ol!” deyince oluverir. Kâinattaki sebep sonuç zincirini de bu zincirin halkaları arasındaki geçişleri de hep O yaratır.

Dua ise manevi bir sebeptir. Nasıl ki kâinatın zahiri, fiziki işleyişinde, bazı kurallar var ise (ki bunlara Sünnetullah denir) aynı şekilde, gözle görünmeyen âlemde (manevi âlem; gayb âlemi) geçerli olan bazı kurallar vardır. İşte, dua bu manevi sebebe sarılmak demektir.

Mesela, arabanızı park ederken, nasıl el firenini çekiyor, gerekli tedbirleri aldıktan sonra Allah’a tevekkül ediyorsanız. Aynı şekilde, manevi bir tedbir olarak da sokağa çıkarken, çeşitli olumsuz manevi tesirlere karşı abdest alıyorsunuz. Çünkü abdest, manevi bir kalkandır, sizi korur.

Oysa burada, sizi asıl koruyan şey, abdestiniz değildir; Allah-u Teâla’dır, değil mi? Ama siz abdest alarak manevi bir kurala uyuyorsunuz, tedbirin gereğini yerine getiriyorsunuz. Fakat siz abdest aldınız diye, Allah-u Teâla sizi korumak, o manevi kuralları her zaman aynen işletmek zorunda değil. İster tesir ettirir, ister ettirmez. Bu, O’nun takdirindedir. Fakat madem kural koymuş, O kendi takdiri ile bunu işlettirir.

İşte, aynen bu şekilde, dua da manevi bir müracaattır, bir dilekçedir. Şartları yerine getirilmiş her dua, Yüce Rahman’ın katına çıkar ve kabul görür. Fakat, duada istenen şeyin, kulun hayrına mı yoksa şerrine mi sebep olacağını ancak O bilir. Veya başkalarının haklarının zayi olmasına sebebiyet verip vermeyeceği… Veya milyarlarca ihtimal içerisindeki olayları nasıl etkileyeceği, insan havsalasının alamayacağı şeylerdir. Adeta sonsuz sayıdaki işler, yine adeta sonsuz sayıdaki işlerle bağlantılıdır…

Her neyse… Demek ki dua, sadece manevi bir dilekçedir ve gereğini, Allah-u Teala nasıl takdir eder ise öyle yapar. Kula düşen, en küçüğünden en büyüğüne kadar, her şeyini Rabbinden bilmek ve O’ndan istemektir.

Sevgili dostlar, buradan yola çıkarak, sakın şöyle bir sonuca varmayalım: “Ben Allah’a tevekkül ettim, en doğrusunu Rabbim bilir, duaya ne gerek var!”

İlk bakışta doğru gibi görünen bu düşünce, bir yandan tevekkülü yansıtıyorken, diğer yandan kulluğun gereğini inkâr ediyor. Zira, Rabbimiz bize emretmiş, “Dua edin, karşılık vereyim, kabul edeyim.” (Mü’min; 60)

Diğer bir ayet-i kerimede ise doğrudan kulluğa işaret edilerek şöyle buyurulmuştur: “(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!...” (Furkan, 77) Yani dua, kulluğunu ortaya koymanın bir gereğidir. Sevgili Peygamberimizin ifadesi ile, “Dua, ibadetin ta kendisidir.”

Farz edelim ki çok zengin bir adam var ve ilan ederek diyor ki, “Kim gelip benden bir şey isterse istediğini vereceğim.” Şimdi düşünün ki siz de ihtiyaç içindesiniz. Ne yapmanız gerekir? Hemen gidip ihtiyacınızı saygı ve minnetle arz etmeniz gerekir. Öyle ya, madem sözüne güvenilir ve çok zengin bir kişi vaatte bulunmuş, gidip başvurmamak, akılsızlıktan başka bir şey değildir.

Hatta, gidip başvurmamak, bir başka açıdan, o zenginin vaadini yalanlamaktır, güvenmemektir. İhtiyacı olduğu halde istememek, aynı zamanda kendini beğenmişliktir, kibirdir.

“Ben istemem, madem illa vermek istiyor, kendisi bulsun beni, ihtiyacımı karşılasın!” havasında olmak, ahmaklığın ve kendini beğenmişliğin dik alasıdır.

Allah ise Kibriya sahibidir ve büyüklenme hakkını kimseye vermemiştir. O sonsuz kudret sahibidir. Kahhardır, Cebbardır. Büyüklenenlerden bunun hesabını en iyi şekilde sorandır. (Bu tür durumlara düşmekten, yine O’nun şefkat ve merhametine sığınalım.)

Evet, sevgili dostlar, ne demiş büyüklerimiz, “Kul, kullukta gerektir.” Biz, bütün acziyetimizin ve muhtaçlığımızın şuurunda olarak, o Kudreti Sonsuz’dan ihtiyacımızı dilenelim. Manevi başvurumuz olan dualarımızı yapalım. Sonra da O’nun takdirine tevekkül edelim.

“Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler”…



--SÜLEYMAN KARAKAŞ--


SAAT: 01:41

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306