![]() |
Dualar kişisel olmamalı, tüm müminler için olmalıdır Cahiliye toplumunda insanlar mal, servet, evlat, eşve huzurun en iyisinin kendilerinde olmasını isterler. Zaman zaman yakın arkadaşlar olarak tanınan kişilerin, hatta akrabaların arasında bile kıskançlıktan, hasetten kaynaklanan çekişmelerin yaşandığına ve insanların kendilerine rakip olarak görebilecekleri herkese zarar vermeye çalıştığına şahit olmuşuzdur. Oysa Kuran’da tarif edilen mümin modelini yaşayan insan hem dünya hayatındaki güzellikleri, hem de ahiretteki nimetleri diğer müminlerle birlikte yaşar. Dünyada nimetler kısıtlı olduğundan bunları onlarla paylaşması, bazen de kendi nefsinden fedakarlık yaparak kardeşine ikram etmesi gerekebilir. Nitekim Kuran’da mümin vasıfları tanıtılırken bu özelliğe de ayrıca dikkat çekilir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır: “… Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin ‘cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.” (Haşr Suresi, 9) Müminlerin birbirlerine olan bu düşkünlükleri, birbirlerinin iyiliği için çaba sarf etmelerinin önemi Kuran’ın başka ayetlerinde de tekrarlanmaktadır: “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71) Müminler arasındaki tesanüd, elbette ki dualarına da yansımaktadır. Öncelikle dikkat çeken, Kuran’daki müminlerin, dualarında Allah’a hitap ederken çoğunlukla “ben” değil, “biz” demeleridir. Yani dua eden bir mümin, Allah’tan istediği herşeyi sadece kendisi için değil, tüm müminler için istemektedir. Elbette ki insan kişisel olarak da Allah’a dua eder. Her türlü nimete ulaşabilmek için, hatalarının düzelmesi için, kıyamet günü hor ve aşağılık kılınmamak için, cehennem azabından kurtulmak için Allah’tan yardım isteyebilir. Ama bunun yanında birçok konuda da kendisi için istediklerini diğer müminler için de istemesi, Kuran’da örnek olarak gösterilen bir vasıftır. Aşağıdaki birkaç ayet, bu konuda yol göstericidir: “… Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara Suresi, 286) “Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen. Rabbimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları gerçekten Sen toplayacaksın. Doğrusu Allah, va’dinden cayıp-dönmez.” (Al-i İmran Suresi, 8-9) “Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Böylece bizi şahidlerle beraber yaz.” (Al-i İmran Suresi, 53) |
Cvp: Dualar kişisel olmamalı, tüm müminler için olmalıdır minam ellerine sağlık. üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.peygamber efendimiz mü minleri bir vücuda benzetmiş.onda bir aza ağrısa hepsi hisseder.azalar sağlam oldu mu tüm vücut sağlam olurmuş..aynı şekilde, birimizin derdine ettiğimiz bir dua kadar faziletli bir durum yok doğrusu..öyleki o anda melekler aminn 70 katıda senin olsun diye bize dua ederlermiş.Aslında ne muhteşem bir şey, bir din kardeşimize dua ediyoruz aslında kendimize de dua etmiş oluyoruz. ben yerine biz demeyi dualarda bulunmayı mevlam herkese nasip etsin.. |
SAAT: 00:16 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.