Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Erzurum Atatürk İlitam (https://www.forum.medineweb.net/797-erzurum-ataturk-ilitam)
-   -   Atauzem felsefe tarihi 1-4.ünite özetleri (https://www.forum.medineweb.net/erzurum-ataturk-ilitam/31056-atauzem-felsefe-tarihi-1-4unite-ozetleri.html)

EyMeN&TaLhA 29 Ocak 2015 03:22

Atauzem felsefe tarihi 1-4.ünite özetleri
 
1.ünite

Felsefe ve Tarihi

Dinden ve mitolojiden bağımsız olarak ortaya çıkan felsefe, insan zihninin bir ürünüdür.

Var olanların niçin var olduklarını, hangi bilgi melekeleriyle bilgimizi elde ettiğimizi, bilgimizin sınırlarını, değerini sorgulayan felsefe, aynı zamanda ahlak ve estetikle de ilgilenmektedir.

Ancak felsefenin konularını bu şekilde daraltmak doğru değildir. Felsefe, sorun teşkil edebilecek her problemi kendine konu alabilen bir yapıya
sahiptir.

İlkçağ’ın ilk filozofları, daha çok arche denilen ana madde üzerinde durmuşlar ve genel olarak da evrendeki çokluğun tek ana maddeden meydana geldiğini savunmuşlardır. Her şey, ya sudan, ya topraktan veya havadan yahut ateşten meydana gelmiştir. Bu ana maddeler, canlı varlıklar oldukları için evrene canlılık vermişlerdir.

İşte ilk filozofların maddeyi canlı kabul ettikleri bu anlayışa ‘hylosoizm’ yani canlı maddecilik adı verilmektedir.

Madde canlı olunca diğer varlıkların nedeni olmakta ama bu ana maddeden diğer varlıkların nasıl meydana geldiğine tam bir açıklama getirilememektedir.

Bu bakımdan diğer varlıkların, maddenin şekil değiştirmesinden meydana geldiği, bunun da maddedeki
dinamik güçten kaynaklandığı anlayışı ortaya çıkmıştır ki buna da ‘materyalizm’ denilmektedir.

İlkçağ’ın bu ilk filozoflarından özellikle Milet mektebini oluşturanlar için materyalist filozoflar denilmesi yanlış olmaz.

Diğer taraftan bu ilk filozoflar, arche olarak kabul ettikleri ana maddenin kesin doğru olduğunu hiçbir şüpheye düşmeden kabul ettikleri için de ‘dogmatik’ filozoflar olarak kabul edilmektedirler.

Bu dönemde ilk evrim anlayışına, ilk reenkarnasyon anlayışına rastlandığı gibi, mantıkla ilgili ilk çalışmalar ve iki evren anlayışları da gözlemlenmektedir.

EyMeN&TaLhA 05 Mart 2015 08:00

Cevap: Atauzem felsefe tarihi özetleri
 
2.ünite



PLÜRALİST VE ANTROPOLOJİK DÖNEM



Empedokles’le birlikte felsefe tarihindeki varlığa temel arama anlayışlarında monist yaklaşımların yerini, plüralist (çok ilkeye dayalı) yaklaşımlar almıştır.

Empedokles ilk kez dört unsurdan söz ederek, bu yaklaşımı başlatmıştır.

Anaxagoras, her varlığın kendi cinsinden, sonsuz küçük tohumcuklardan meydana geldiğini söyleyerek ileri bir adım atmıştır.

Demokritos ise evreninin temeline, atom adını verdiği maddenin artık bölünemez parçacıklarını koymuştur.

Varlığı böyle açıklayan Demokritos, atomların ezeli ve ebedi olduğunu ve oluşu düzenleyen herhangi bir tanrısal varlık olmadığını, bütün oluş ve bozuluşların tamamen mekanik ve zorunlu bir şekilde meydana geldiğini ileri sürerek, düşünce tarihinin ilk bilinçli materyalisti olmuştur.

Aslında maharetli şekilde iş yapan anlamında olsa da sonradan para karşılığında bilgi satan manasını kazanan Sofistlik, felsefe tarihindeki ilk şüphecilik akımıdır.

Bilginin duyumlara dayalı olduğunu benimseyen Sofistler, kesin bir bilgi bulunmadığını, bilginin, dolayısıyla da doğrunun kişiden kişiye değiştiğini kabul ederek, rölativizmin temellerini atmışlardır.

Diğer yandan siyaset felsefesiyle ilgili olarak sözleşme ve kuvvet teorilerini de ilk kez Sofistler geliştirmişlerdir.

Sofistlerle çağdaş olan ve onlarla başlayan geleneğe uyan Sokrates, birlikte insan ve sorunları üzerine yoğunlaşmıştır.

Sokrates, her şeyden önce bilginin, insanın kendini bilmesi ve tanımasıyla başlayacağını, ahlakın da bu tanıma sürecine dayalı olduğunu, sadece kendini bilen insanın erdemli olabileceğini ifade etmiştir.

O, bilginin hatırlamaya dayalı bir süreç olduğunu belirterek, her insanın belli bir bilgisi bulunabileceğini, bunun maiotik yöntemle ortaya çıkarılabileceğini belirtmiştir.

Böylece bilgi felsefesinin çok önemli bir problemi olan rasyonalizmi ilk olarak tartışmış ve kendisinden sonra da bu problem günümüze kadar tartışılmaya devam etmiştir.

EyMeN&TaLhA 05 Mart 2015 08:12

Cevap: Atauzem felsefe tarihi özetleri
 
3.ünite


SOKRATESÇİ OKULLAR VE BÜYÜK SİSTEMLER DÖNEMİ




Sokrates’in ölümünden sonra onun bilgi ve ahlak anlayışından hareketle Elis-Eretria, Megara, Kynik ve Kyrene gibi okullar ortaya çıkmıştır.

Bunlardan özellikle Kynik ve Kyreneliler daha başarılı olmuştur.

Kyreneliler ahlak alanında hedonizmin temsilcisi olmuştur.

Kynikler ise hazlar karşısında duyarsız kalmayı tercih etmişlerdir.

Her iki ekol de individualist yaklaşımlar göstermişlerdir.

Dünya vatandaşlığı kavramını kullanarak vatansızlığı benimsemişlerdir. Böylece Sokrates’ten yola çıkıp ondan çok farklı sonuçlara ulaşmışlardır.

Yine Sokrates’in öğrencisi olan Platon da önceleri hocasını takip etmiş ve ilk dönem eserlerini onun ağzından çıkmış gibi yazmıştır.

Sonra giderek kendi felsefesini şekillendirmiştir. İdealist bir çizgi takip eden Platon, bu anlayışını tüm felsefesinde sürdürerek sistemli felsefenin de kurucusu olmuştur.

Ona göre bilgi, doğuştandır. İdelerin hatırlanıp kavramlar haline getirilerek bir hükme ulaşmanın gerçek bilgiyi oluşturduğunu söylemiştir.

Gerçek dünyanın ideler dünyası olduğunu kabul eden Platon’a göre bu üzerinde yaşadığımız dünya, bir gölge ve görüntüden ibarettir, bir gerçekliği yoktur.

İdeler dünyası her şeyin asıllarının ve ideal formlarının bulunduğu yerdir.

Bütün mükemmellik oradadır.

En yüksek idea, varlık ve iyi ideasıdır.

Platon, ruhun ölümsüzlüğünü kabul eder. Ruhta ilcalar, irade ve akıl gibi bölümlerin bulunduğunu belirtir.

Ruhun en aşağı bölümü ilcalar, en üst bölümü ise akıldır.

Devlet anlayışını da idealizme göre şekillendirmiştir. İdeal devletin mutluluğa ulaştıracak tek devlet biçimi olduğunu benimsemiştir. Sanat anlayışında da aynı idealist çizgiyi takip etmiştir.

EyMeN&TaLhA 05 Mart 2015 08:34

Cevap: Atauzem felsefe tarihi özetleri
 
4.ünite

Aristoteles


Filozof, ansiklopedist, ahlakçı ve mantıkçı gibi birçok niteliği kendisinde toplamış bir filozoftur.

Hekimlik mesleğiyle ilgilenen bir aileye mensup olduğu için, felsefesini kurarken bu mesleğin etkisi altında kalarak, gözlemci kimliğini öne çıkarmıştır. İyi bir eğitim alan Aristoteles, Platon‟un öğrencisi olmuştur

Aristoteles tam anlamıyla bir bilgindir. Hocası Platon‟un etkisinde kalmakla birlikte zamanla kendi bilim ve felsefe anlayışını kurmuş, her seçkin öğrenci gibi o da sonradan hocasının eserlerini eleştirmiş ve hocasının fikirlerini olduğu gibi benimsememiştir.

Aristoteles‟in eserlerini birkaç konu başlığı altında toplamak mümkündür. Bunlardan biri mantıkla ilgili olarak yazmış olduğu ve mantığın klasik kitabı sayılan Organon‟dur. Bu kitabını altı bölüm halinde yazmıştır. Organon, basit bilgilerden karmaşık bilgilere doğru götüren zihin aleti anlamındadır. Organon‟un bölümleri ise, Kategoriler, Önermeler, Birinci Analitikler, Ġkinci Analitikler, Topika ve Sofistik Delillerden oluşmaktadır. Bu bölümlerden Kategoriler varlıkların ana formları, Önermeler düşünce üretme, Birinci Analitikler kıyas, İkinci Analitikler tanım, sınıflama ve bilginin ilkeleri, Topikler diyalektik kıyaslar ve Sofistik Deliller ise Sofistlerin yanlış çıkarımları üzerine yazılmıştır. Bu eser daha sonra Porphirius‟un Ġsagogie‟sinin eklenmesiyle yedi bölüme çıkmıştır. Daha sonra büyük Türk-İslam Filozofu Farabi‟nin (870-950) Poetika ve Retorika‟yı da eklemesiyle dokuz bölüme çıkmış ve yüzyıllar boyunca bu haliyle devam edegelmiştir.

Aristoteles‟in eserleri arasında önemli bir yeri de onun fizikle ilgili yazmış olduğu eserler alır. Bunlar doğadaki unsurlardan söz eden Fizik, astronomiden bahseden Göğe Dair (Sema), Oluş-Bozuluş ve Meteoroloji, hayvanlarla ilgili yazmış olduğu Hayvanlar Tarihi (Zooloji), bitkilerden söz ettiği Bitkiler (Nebatat) gibi eserlerdir.

Onun asıl önem verdiği ve adını koymadığı eseri ise Metafizik‟tir. Asıl felsefesi bu eserde bulunmaktadır. Eserin adı, öğrencisi Andronikos‟un fizikle ilgili eserlerini tasnif ettikten sonra, bu konuyla ilgili eserleri sıraya koyması, dolayısıyla fizikten sonra gelen anlamında Metafizik olarak belirlenmesi ile ortaya çıkmıştır. Aristoteles, aslında bu bahsi ilk Felsefe olarak adlandırmıştır.
Çünkü her ne kadar ilk yazdığı eserler fizikle ilgili ise de bu eserlerin felsefe ile bir ilgisi olmadığı için, felsefeye henüz başlama anlamında İlk Felsefe adını vermiştir. Ancak bu bölümde ele aldığı konular, fizik bahisleri bilinmeden öğrenilemeyeceği için Andronikos bu adı vermiştir. Bu adlar aynı zamanda bir Türk-İslam filozofu olan ibn-i Sina (980-1037) tarafından Ma Kable‟t-Tabia (Fizikten Önceki Felsefe) ve Ma Ba‟de‟t-Tabia (Fizikten Sonraki Felsefe) olarak da kullanılmıştır.

Aristoteles‟in bu eseri aynı zamanda bir felsefe tarihi niteliğine de sahiptir. O, metafizik konularına girmeden önce kendisinden önce yaşamış olan Yunan filozoflarının felsefi görüşlerini aktarmıştır. Bu bakımdan felsefe tarihi araştırmalarında Metafizik isimli eser bir referans olarak yerini almıştır.



Aristoteles‟in yine yüzyıllar boyu etkili olmuş eserlerinden biri de ruhla ilgili yazmış olduğu De Anima (Ruh Üzerine) adını taşıyan kitaptır.
Aristoteles‟in üzerine yazmış olduğu bir diğer önemli konu ise ahlaktır. Onun ahlakla ilgili eserlerinden biri, oğlunun adını verdiği Nikomachos‟a Etik, diğer kitabı ise Eudemos‟a Etik ismini taşır.

Devlet felsefesi üzerine de eser yazmış olan Aristoteles‟in bu konudaki eseri Politica adını taşımaktadır. Onun bu eseri de diğer eserleri gibi, çağları aşan bir etkiye sahiptir. İnsanı değişik şekillerde tanımlayan Aristoteles bu eserinde de „zoon politikon‟ diyerek insanın sosyal bir varlık olduğuna işaret etmektedir.

Son olarak sanatla ilgili yazmış olduğu eserlerden söz edilecek olursa bunların da Poetika ve Retorika adlarını taşıdığını belirtmek gerekir. Poetika Aristoteles‟in başta şiir sanatı olmak üzere diğer sanat kollarını da felsefi bir üslupla ele aldığı eseridir. Retorika ise hitabet sanatının bir klasiği olarak tanıtılabilir. Hatırlanacağı üzere bu iki eser Farabi tarafından mantık konuları arasına alınmıştır


Aristoteles‟in Mantık Anlayış

mantık, felsefenin de diğer bilimlerin de adeta bir anahtarı, bir girişidir.

Organon, altı kitaptan meydana gelmiştir. Bu kitaplardan birincisi Kategoriler‟dir. Kategoriler düşünmeye konu olan nesnelerin adeta formlarıdır. Konuşurken bu zihin formlarını dikkate alarak düşüncelerimizi şekillendiririz.

Aristoteles‟e göre bu formlar cevher, nicelik, nitelik, bağıntı, mekan, zaman, hal, mülkiyet, etki ve edilgidir



Bu kategoriler kullanılarak tek bir obje ile ilgili şunlar ifade edilebilir:

1- Bir obje tümel bir kavram altında toplanabilir; sözgelimi bu bir insandır, bu bir masadır, bu bir ağaçtır gibi. Bu, o nesnenin cevherinin ne olduğunu gösterir.

2- Bu objenin niceliğini soruşturabilir ve mesela bu nesnenin çokluğunu, azlığını, sayısını, büyüklüğünü, küçüklüğünü ifade ederiz. Bu da nesnenin nicelik kategorisindeki sorgusunu ortaya koyar.

3- Yine aynı nesnenin ne gibi vasıfları bulunduğunu sorgular ve sözgelimi sıcaklığını, soğukluğunu, sertlik ve yumuşaklığını.. ifade ederiz.

4- Aynı objenin diğer nesnelerle olan ilgisini de bağıntı kategorisiyle ifade ederiz. Çocuğun anne-baba ile olan ilgisi, masanın ayağıyla olan ilgisi.. gibi.

5- Nesnenin nerede olduğunu bu kategoriyle belirleriz. Ağaç ormandadır.. gibi.

6- Zaman kategorisiyle nesnenin geçmişle ya da şimdi ile olan bağını ortaya koyarız. Sözgelimi Ahmet geçen haziranda doğdu gibi.

7- Objenin bulunduğu durum hakkında hal kategorisiyle hüküm verir ve mesela „kapı açıktır‟ deriz.

8- Bu kategori de ise objenin neye sahip olduğunu belirler ve sözgelimi „Ahmet‟in arabası var‟ deriz.

9- Objenin ne yaptığını etki kategorisiyle ifade ederiz ve mesela „Ahmet çalışıyor‟ deriz.

10- Son olarak ise obje üzerindeki etkilerden, objenin neye maruz kaldığından edilgi kategorisiyle söz etmiş oluruz ve mesela „evi su bastı‟ deriz.


Platon’un öğrencisi olan Aristoteles ise erken dönemlerinde hocasının etkisinde kalmakla birlikte, sonraları kendi özgün felsefesini geliştirmiştir. Felsefe tarihinde mantığı bir bilim olarak ilk defa Aristoteles ortaya koymuştur.

Varlığı oluşla açıklarken, sebepler öğretisine yer vermiş ve var olmanın potansiyelden gerçekliğe (kuvveden fiile) çıkmak olduğunu, dolayısıyla da varlığın bir görünüş değil, somut bir gerçekliği bulunduğunu ortaya koymuştur.

Nitelikçi (kalitatif) bir fizik anlayışından hareket ederek, insanı ve ruhu bu çerçevede değerlendirmiş, yine realist anlayışını ahlak, devlet ve sanat anlayışına da yansıtmıştır. Bilgi, varlık, ahlak, sanat ve siyaset felsefesinde kendinden sonraki düşünürleri büyük ölçüde etkilemiştir.




SAAT: 16:07

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320