1400 Yıl Sonra Cahliye Dönemi
 

1400 Yıl Sonra Cahliye Dönemi

Bismillahirrahmanirrahim
Esselatu vesselamu aleyke ya Resulallah


İnsanlığın belki en zalim ve cahil bir döneminde kimisi geçim sıkıntısından, kimisi cehaletin ve hırsın hararetinden, kimisi de kabilesinin aşağılanacağı korkusundan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. Bu, adı her ne olursa olsun tarif edilemez bir vahşet olarak tarihteki yerini almıştır. Taki o Ahsenliğin habbesi, en şereflisi ve kendisi olan Allahın c.c. Alemlere Rahmet olarak gönderdiği Nur s.a.v gelene kadar.


Kız çocukları idi o zaman bu zulme uğrayanlar ve O Kainat ışığı bu ve benzeri yüzlerce cehaleti 23 Sene gibi kısa bir sürede adeta dengeleri ters düz edercesine tamamen barbarlık, cehalet ve zulmün kol gezdiği beldeye Nuru ile inkişaf etmiş ve gelmiş geçmiş en büyük devrimi gerçekleştirmiştir.


Sadece kız çocukları ile yetinmeyen bu cehalet Putlara tapar, Fuhuşta azgınlık derecesinde sapar, Tefecilik yapar, İçki ve Kumarda arsızlığa kadar ulaşırlardı. Bu denli insanı sapkınlaştıran ve cehaletin dibine sürükleyen bu cahiliye devrinde, insan vasfı yerle bir olmuş, Ahsenlikten Esfele Safiline düşüş olmuş, İnsanlık ayaklar altında sürünür hale gelmişti.


Ne zamanki Allah c.c. Rahmet Peygamberine s.a.v "Onlara birine dişi çocuğu olduğu müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa taprağa mı gömsün? Bak ne kötü hüküm veriyorlar!" (Nahl, 16/58-59) nidası ile seslenmiş işte bu cehalet ve sapkınlıklar yıkılmaya başlamış ve İnsanlık tekrar cuşa gelmiş, Ahsenlik vasfı, Habbesi ile tekrar yeryüzünde inkişaf etmeye başlamıştır.
Ve O Çok Övülmüş, Batıldan yüz çeviren, En Güzel, En Mükemmel, Nurların Denizi, Nurların inkişaf ettiği, Yardım eidici ve Yardıma yetişen, Kainatın Efendisi, Rahmetin Kapısı, Cennetin kapısı ve daha yüzler övgüye layık ismi ve fasfı ile Resulullah s.a.v ne büyük bir devrimci olduğunu Kainata göstermiştir.


Kız çocuklarından yüz çevirenlere, onlara zulmedenlere adeta bir insanlık dersi verirken şu hitaplar nur denizinden fışkıran bir menba gibi dökülüyordu dilinden "Her kim kız çocuğunu büyütür ve onlara iyi davranırsa, onlar kendisi için cehennem ateşine karşı kalkan olur." (Buhari ve Müslim)...


Böyle geçen bir dönemdi cahiliye, peki 1400 sene sonra ne değişti...?


Evet artık kız çocuları diri diri toprağa gömülmüyor ama kız çocukları artık yanlarında erkek çocukları ile diri diri topraktan binlerce kez daha fena olan Cehenneme gömülüyor. O zamanın cahiliyesi bunu her nekadar fili olark yapsalarda şimdinin cahiliyesi bunu bile bile ve ısrarla yapmaktalar. Evlatlarını insanlık vasfının dışında cahliye devri adetleri ile, içki, kumar, fuhuş, tefecilik gibi bunlara ek daha bir çok sapkınlıkla toprağa değil ama yavaş yavaş Cehenneme gömüyorlar farkında bile değiller.


O zaman bu hırs ve sapkınlık cehaletinden idi, bu zamanda adı modernleşmiş Özgürlük cehaletinden, hızla yayılmış ve bu toplumun içine uzun yıllar sonucu empoze edilmiş adı batasıca bir cehalet haline gelmiştir. Evet müslüman özgürdür ama Kuran ve Sünnet çerçevesinde bir özgürlüktür bu, bu çerçevenin dışındaki her özgürlük islama ters, Ahsenliğe ters, İnsanlığın yaradılış gayesine terstir. Hal böyle olunca da toplum aslında özlerinde bulunan İslamı bir gericilik ve utanç kaynağı görmekte, Allahın c.c. Ve Resulünün s.a.v emirlerini hiçe sayarak kendilerine daha güzel gösterilen Cahiliye Adetlerine yönelmekte ve bunun adınada Özgürlük, İnsan Hakkı, Modernizm gibi isimler takarak bir çıkış yolu aramakta, Oysa Bunlardan daha fazlası Kuran ve Sünnetle İnsanlığın hizmetine sunulmuş ta, bu hazırlanıp, pişirilip, önlerine koyulan yemeği insanlar yemekten aciz kalmışlardır.


1400 sene evvel bu Devrimi yapan Efendimiz s.a.v ve Onun s.a.v devrimcileri gibi tekrar Ahsenliğe yol alabilmek umudu sardı her tarafımızı, tekrar Ümmetin İttihatı duası ile nidalar arşa yükseliyor. Ahsenliğin kapısında nice erler niyazlarda “Ya Rab İttihat-ı İslam nasip et” diyerekten, tanıdığı ve tanımadığı müslümanlar için göz yaşları ile sabahlamakta...O Sonsuz Nur s.a.v hala bu görevinin başında, Onun s.a.v devrimcileri adları değişsede hala yeryüzünde ve elleri semada , Onun s.a.v ahlakı ile ahlaklananlar durmadan hizmete devam etmekte adı, sanı, kimliği ne olursa olsun Özü islam olan herkes bu hizmetin içinde...Allah c.c. Bizleri tekrar Ahsenlik yolunda bulunan ve İnsanlık makamına yürüyen kullarından eylesin, Cehalet ve esaretten sıyrılan Kuran ve Sünnete sarılan, Parçalanmış vücudu onaran ve Tek Vücud halinde İnsanlığa yürüyan kullarından eylesin ...amin Ya Mucib

vesselam veddua

Esedullah......

Cevap: 1400 Yıl Sonra Cahliye Dönemi
 

Bismillahirrahmanurrahim
Esselatu vesselamu aleyke ya Taha

Esselamu eleyküm ve rahmetullah sevgili kardeşlerim...

Yazmak, içindeki kontrol edemediğin ve sana ıstırap olan her türlü duyguyu dışarı vurmanın kaleme dökülmüş şeklidir. Sesini, haykırışını duyuramadığın zaman rahatlaman için en güzel yöntemdir. Nasıl ki devasa Dağların içine sıkışmış her an kendisine bir çıkış yolu arayan volkanların o çıkışa geldiğinde var gücü ile dışarı püskürmesi kaçınılmazdır. Ve hiç bir şeyi verdiği zararı düşünmeden tüm şiddeti ile ulaşabileceği en son noktaya kadar durmaksızın ve yıkarcasına, kül edercesine savrulmaktaysa işte yazmakta bir insanın Volkanlaşmış halidir.

Evet aşağıdaki konuda bundan tam beş buçuk sene evvel yine aynı ıstırabımız aynı temennimiz aynı derdimiz bizi dışarı püskürtmüş olsada şu an daha şiddetli bir halde zuhur etmekte. Dava bilincine erişip İslamı, Ümmeti, Vatanı dava edinince nasıl olmasınki hem? Bu Davayı güden bir insan elbetteki patlamaya hazır bir volkan oluyor. Bu sızı bu içinden çıkamamazlık bu insanlardaki umursamazlık bu gidişat elbette bizleri içsel çöküşlere içsel fırtınalara ve patlamalara sürüklüyor. Allah c.c. bizlere ferahlık ve genişlik nasip eylesin...
Cahiliye dönemine değindik ve zamanımızdaki cahiliyenin tahrifatlarının daha ağır olduğunu dile getirdik. Ama maalesef bizim beceriksizliğimizden ve samimiyetsizliğimizden olacakki bu fırtına çığ gibi büyüyerek daha içinden çıkılmaz bir hal aldı ve aynı hızda devam etmekte. Beş yıl önce bir kaç madde ile dile getirdiğimiz sıkıntılar şimdi daha fazlası ile önümüze gelmiş durumda. Kaldı ki senelerce dile getirdiğimiz İnsanların ve Devletin mücadelesi sonucu uyuşturucu ve terör gibi konularda gençlerimizi en asgari seviyelere indirdik ve tam bunun mutluluğunu yaşayacakken daha büyük bir tuzağın içine düşüverdik. Ve öyle bir tuzakki hızına ve gücüne yetişmek çok zor zapt etmek çok zor bireyselden çok birlikte hareket ile aşılabilecek ve uzun bir periyot gerektiren mücadelelere gebe bir tuzak...

Sanal Alem veya Sanal Cehennem...

Son yıllarda artan ve hızına yetişilemez bir şekilde Gençliği ağlarına sımsıkı kenetlemiş bir virüs. Zaten eksik olan İtikadi boyutu zedelemekle kalmamış ağır tahrifatlar ile felce uğratmış, Örf ve Adetlerimizi yerle bir etmiş ve Ahlaki çöküş kavramını Ahlaki bitiş seviyesine getirmiş Şeytan ve Şeyatinlerin en büyük silahları haline gelmiş bir virüs.

Aşamalar...

Evvela Sosyal Medya ve gelişen Telefon Uygulamalarını kullanıp insanları buna sevk etmek için daha cazibeli bir hale getirerek FENOMEN denen ve “ Tanınmışlık, Saygınlık, Örnek alınması gereken, Maddi güce ulaşan” kişilerin peydahlanmasını sağlamak bunlara destek vermek ve insanları buna teşvik için süslü göstermek...Nitekim buna ulaşıldığı ve Gençlerin bir çok değerini ayaklar altına sererek yozlaştırıldığı hatta Ailelerin nazarında da bu durumların sıradanlaştırıldığı hepimizce bilinmektedir...

Gelinen nokta...

Evet değerlerimizi evvelde farklı metotlar ile yıkmaya çalışanlar bunu o şekilde başaramayınca daha etkili bir yol ile damarlarımıza kadar girmeyi başarmışlardır. Gençlerimiz başta olmak üzere bir çok Ferdimiz Din Örf Adet kavramlarını unutmuş hiç bir şekilde bizlere uymayan davranış ve fiiller ile adeta sapkınlık içinde Fenomen olma, Maddi güce kavuşma umudu ile adeta sapkınlığın delaletin içinde çırpınarak bir birleri ile yarıştıklarını sanmakta...Babalar kızlarını oynatıp para takmakla övünürken, Eşler bir birlerine mahremiyet sınırlarını aşan hareketler ile insanları eğlendirmekte, Kadınlar milyonlarca erkeğin önünde arsızca raks edip türküler söylemekte, Kadına değer verelim derken yıllardır uyardığımız ILIMLI İSLAM anlayışının etkileri ile Kadını adeta köleleştiren bir eğlence simgesi haline getiren Özgürlük kisvesi adı altında değerini en alt seviyelere indiren oyunlara Kadınlar kurban edilmekte...Küçük yaşta kız çocuklarının evlenmesine hoplayıp zıplayanlar acaba Lise seviyesindeki kız çocuklarının yüzde yetmişlerinin gayri meşru ilişki yaşadıklarının farkındalar mı? Lise seviyesindeki öğrencilerin arasında Homoseksüellik, Lezbiyenlik, Ensestlik gibi bir çok sapkınlıkların yaşandığının farkındalar mı acaba ? Daha Ortaokullarda çocukların Flörtleştiğinin Aşk diye kendilerine hayatı zindan ettiklerinin farkındalar mı ? Zaten Üniversiteleri saymıyorum bile Ayyuka çıkmış bir çok sapkınlık ve delalet bu seviye Gençlerde sıradanlaşmış durumda olduğundan...

İşte zamanın Ebu Cehilleri zamanın Cahil Kabileleri Zamanın Nefsine yenilmiş Toplumları çocuklarını Diri Diri Toprağa nasıl gömüyorlar...Nasıl merhametli gösterip zindana sürüklüyorlar, Şeytan nasılda sahiplenmiş beyinleri Nasıl himayesine almış ve kilitlemiş İmanları... İsra 64 ayeti nasılda zuhur etmiş “mallarınıza ve çocuklarınıza nasıl ortak olmuş “ Şeytan Resulullahın s.a.v “ Bir zaman gelecekki Şeytanlar çocuklarına ortak olacaklar” hadisine Sahabeler şaşırmıştı nasıl olur diye nasıl anlayacağız diye? “Utanmamalarından Hayasızlıklarından Merhametsiz ve Zalimliklerinden” anlarsınız demişti Efendim s.a.v işte herşey ortada işte vaadin gerçekleşmesi işte Kuranın sahihliği İşte Resulün s.a.v Gerçekliği...

Kardeşlerim evvela Devletin Eğitim, Gençlik, Aile ile ilgili birimleri yine aynı alanlarda faaliyet gösteren STK ve Kuruluşlar, Cemaatler ve bağlı olarak Diyanet ve İmamlar ve en önemlisi Aileler bir an evvel Gençliği bu delaletten söküp almanın yoluna bakmalıdır. Şeytana kaptırılmış bütün benlik ve özünden kopmuş Gençleri kurtaramaz isek felaketler yakındır. Önünü almazsak yıkım büyüktür. Kaldı ki mevcut Gençlik bu illetten ayırılabilir biraz gayret ve birliktelik ile ama daha korkuncu 6-7 evvelinden dünyaya gelen ve gelmeye devam eden çocuklar ki onlar Kemalat sırrınca aşırı donanımlı gelmekteler. İndigo ve Kristal çocuklar bunlar üstün yetenekli ve zamana uygun dizayn edilerek yaratılan çocuklardır. Yahudiler bu çocukları çoktan tespit etmeye başladı ve ulaşmaya da başladılar. Eğer bu çocukların neslini kaybedersek her alanda kaybetmiş olacağızki korkarız dinde bu beldeden hicret edip gidecek...Zaten kalan diğer nesilleride aşılar ilaçlar ve gıdalar ile zehirlemeye devam etmekteler...

Evet buraya yazmamın en büyük sebebi içinizde kitlelere ulaşabilecek bu işi dava edinecek insanların olmasıdır. Eğer elimizi ve hatta artık kafamızı bedenimizi taşın altına koymaz isek çok vahim olaylar sıkıntılar ve içinden çıkılmaz kargaşalar yaşamamak elde değil...Lütfen kısaca değindiğimiz konuları araştırın bilgilenin veya haberdar iseniz bunu dile getirin bunu dava edinin evvela bizlerin ittihat olması lazım ki İslam’ın İttihadı gerçekleşsin kardeşlerim...

Allah bizleri şeytan ve şeyatinlerin şerrinden muhafaza eylesin, Gençlerimizi Çocuklarımızı tuzaklarından korusun ve bizlere Birlik bilinci İslamı Dava edinme bilinci nasip etsin amin amin amin ya Mucib ya Muin...

Vesselam veddua velmahabbe

Ne kadar güzel ifade etmişsiniz geldiğimiz noktayı ve hiç değişmeyen cahiliyyeyi.

Her konuda bolca uzmanımız olup, bu kadar çözülme yaşamamız normal değil...Gençlik, teknoloji, ailede çözülme, zina, boşanmayla sonuçlanan evlililer şiddet vs vs hakkında herkesin bir fikri var. Sempozyumlar,konferanslar düzenleniyor, cilt cilt kitaplar yazılıyor. Alimler kürsülerden basbas bağırıyor. Ama kimse dert edinmiyor. Herkes tutmuş bir yerinden nemalanma derdinde...

Evime tv sokmam, çocuklarıma izletmem şeytan işini diyenler, youtube yi sınırsız izletiyorlar. Tvde görmeyeceği kadar zararlı zehirli akımları biliyorlar. 3 yaşındaki çocuğun evinde tv yok ama elinde benim tlefonumdan daha iyi tel var. Susturmak için veriyor anne eline. Bu konuda çalışan yada çalışmayan anne ayrımı yapmıyorum.Kolayına gelen neyse onu yapar oldular..

Yazınız beni şu açıdan umutlandırdı . Şikayet etmek, bildiğimiz şeyleri yazmak yerine dert edinmiş, dava edinmiş çözüm odaklı samimi endişenizi dile getirmişsiniz.

Bizim en sağlam kalemiz aile idi. aile şimdi her yönden tehlike altında. Bir ebeveyn olarak, dışardaki tehlikeyi gördükçe, başkalarına tebliğ yerine evin içine hicret etmek gerektiğini düşünüyorum...Anne baba eş olarak, bunu dert edinmezsek, çözümler üretmezsek, evimizin içinde yabancılar yetiştrmeye devam ederiz. Sosyal medyayla samimi çocuklar ve eşler....

Kadınlar devlet politikasıyla, evinden alınıp çalışma hayatının içine çekiliyor. Sonra o yetkililerde çıkıp aile sorunları, şiddet, gençlik bunalımları, sosyal medya zararlarından bahsediyor. Bu ne perhiz...

Herkes kendi içine, fıtratına, özüne dönmeli... Özden, fıtrattan uzaklaştıkça, daha büyük parçalar halinde kopuşlar yaşıyoruz...
Sorumlu kim? Üstüne alınan yok...Herkes birbirini suçlayıp günah keçisi arama derdinde...

ArO*

Mihrinaz kardeşim...

Yine dert edindiğimiz bir konuki aslında hepsinin sebebi bu İtikatsız bir toplum Resulullah s.a.v amelden taatten ibadetten önce İmani konuları işledi Kuranın iniş şeklide böyledir. Yani İman yerine oturmadan ne ibadet nede yaşam yerine oturuyor. Ne kadar çok inşa edersek edelim bir yerde çöküyor temelde İman zayıf olduğundan...

Yaşı tutanlar varsa bilir eski zamanları baskılar zulümler diretmeler yasaklar ve bunlara inat Aşkla Muhabbetle Gayretle İslamı savunma yaşama ve anlatma olgularının en üst seviyelerinin yaşandığı o zamanlarda samimi insanlar vardı. Yılmadık dinmedik bıkmadık Allah c.c. bunların karşılığını verdi zulümler baskılar yasaklar kalktı ama maalesef bu hengamede Müslümanlar öyle gafletlere öyle rahatlıklara öyle şükürsüzlüklere düştülerki vay halimize...

O keşmekeşin içinden sıyrılanlar yollarını şaşırmadı ama uğruna ne fedakarlıkların verildiği Başörtüsü yerlere serildi amacından çıkıp bir bez parçası haline geldi, Gizli yapılan ibadetler süslendi püslendi İslama öyle oyunlar oynandıki Ilımlı İslam aktörleri peydahlandı. Seneler evvel bunun ikazını yaptık aman dikkat edin aman fırsat vermeyin diye kan ağladık ama hiç kimse umursamadı ve şu an sözde cemaatler tarikler iş işten geçtikten sonra ahuvah etmeye başladılar. Ve hala insanların İmanlarını kurtarmak yerine birbirleri ile yarışmaktalar. Nefislerinin hezimetine uyarak hemde...

Evet konuşan yazan dile getiren bir çok kişi var ama sonuç alınamıyor. Demekki buda Allahın bir sınavı toplumsal olarak hemde yalnız unutulmamalıdırki "bekleyin bizde beklemekteyiz " nidas,ı vardır. Allahın c.c. da elbet bir hesabı vardır. Nasılki bir kişiye atılan ani bir tokat onu kendine getirir dinginleştirir Allahın c.c. da şevkat tokatları vardır. Bazen bedelleri ağır olan...Ayetler ve Hadisler ışığında da anlıyoruzki 2019 senesi bu toplum için zor bir sene olacak Allah c.c. hakkımızda hayırlısını versin...

Lakin İnsanlar bir an evvel bu yıkıma dur demezler Çocuklarını bu bataktan çekemez ve önünü alamazlarsa durum gerçekten içinden çıkılmaycak kadar kötü olacaktır. Beyinleri Şeytan ve avaneleri tarafından hipoteklenmiş hiç bir şeyden haberi olmayan bu gençliğin vebalide artık kimlerin boynuna olur oturup bir düşünmek lazım...Yazık pırıl pırıl gençler beklerken umudunu kalbimizde dimağmızda hayallerimizde yeşertirken paslanmış bir nesille karşı karşıya kalmışlığın üzüntüsünü tahmin edemezsiniz...

Allah c.c. Ümmeti Muhammede idrak nasip etsin Hidayet kapılarını açsın Muhafaza eylesin Şeytan ve şeytinden amin ya Mucib...

2013 yılında bu değerli platformda yazdığımız bir yazı, daha sonrasında çeşitli platformlarda ,sosyal medya da özellikle sık sık üzerinde durduğumuz bir konuydu ,Aile yapısının bozulması, gençliğin Dini ve Ahlaki yozlaşması, sesimizin çıktığı ve kaale alındığımız kadar haykırdık Allah rızası için, buraya yine 2019 yılında kısa bir araştırma sonucu konunun devamı niteliğinde olduğundan aktardığım bu yazı ne yazık ki seneler sonra daha yeni yeni anlaşılmaya ses bulmaya başladı ...

Müslümanları eleştirdiğimiz zaman fazlası ile tepki alıyoruz maalesef, lakin seneler önce bugün herkesin son reddesinde haykırdığı toplumsal felaketleri görmek Müslüman da olması gerek basiret ve firsetle orantılıdır. Bugün ülkemizde cirit atan lgbt gibi sapkın görüşlerin , gençlerimizin Ateist, Deist, Agnostik akımlarda sürüklenmesi bir anda oluşan bir şey değildir. Siyonist ve kapitalist sistem tam 300 yıldır bu planlarını ilmek ilmek başta müslümanlara ve tüm dünyaya işlemekte ve gelinen nokta malum, yine son 5-6 yıldır özellikle cemaat, tarikat ve Resmi Kuran ilimleri ile muhatap kurumlara gençlerin içine düştüğü bu dinsizlik furyası ile mücadeleye davet ediyoruz ama sonuç yine hüsran ve gençlerimiz bu akımların ardında savrulup gitmektedir.

Umarız dirilişlerimiz geç kalmadan zuhur eder...

2019 yılında ki paylaşımımızıda aşağıya bırakıyorum , vesselam veddua


Direk konuya girelim bence, son yıllarda Allahın c.c. bir hikmeti olarak hemen herkes artık Siyonist bir yapının olduğunun, kurdukları tuzakların, her kötülüğün altında sadece müslümanlar değil insanlık için tehditler olduğunun farkına varmış durumda. Bu güne kadar ürünler ile oynadıkları GDO ve GMO tahrifatları, İlaçlar ve kimyasal hileler ile İnsan ve Hayvan mutasyonlarını , DNA ve RNA sarmallarını tahrifatla dengeyi bozduklarını, Görsel ve Yazılı her türlü Medya vs. İle Ahlakı Örfü zedeledikleri be İnsanları İnançlarından uzaklaştırdıklarına Şahit olduk...

Şimdi...! Uzun zaman önce başlayan ve yine her türlü gücü ve materyali kullanarak yapmak istedikleri başka bir sapık düşüncelerini dile getirmek istiyoruz.

ÇOCUKLARI TAHRİFAT...
Evet son günlerde bir kaç duyarlı insan Pizza Gate denen o çirkin olayı gündeme getirerek güzel bir adım attı. Neydi Pizza Gate? Özetleyecek olursak, Amerika’nın önde gelen zenginleri ve siyasetçileri için sapkın partilerde çocukların kurban edilmesi ve cinsel istismarda bulunmasının ortaya çıkması diyebiliriz. Peki sadece bumu ?

Hayır...! gelin birde Todlers and Tiares denen Bebekler ve Çelenkler Taçlar vs olarak adlandırılan , 2009'dan 2013'e kadar TLC'de yayınlanan Amerikan gerçeklik televizyonu dizisidir. Bu Gösteri, bir çocuk güzellik yarışmasında yarışmacıların yani çocukların ailelerinin onları kullanması süslemesi ve çocukluktan öte bir yola sokmasından ibarettir. Bittimi ?

Hayır...! Drag Kids, Megan Wennberg tarafından yönetilen ve 2019'da gösterime giren Kanadalı bir belgesel filmi. Çocukları yetişkin insanlar gibi giyindiren ve hatta aşırıya gidip onları akılalmaz kılıklara sokan bir yapımdır.

Evet işte böyle bir hengamede ve adımda yavaş yavaş İnsanlara bu olguları yüzyıllardır yaptıkları gibi aşılamaya çalışıyorlar. Reklamlarda kullanılan çocuklar, sözde Ailesi ile birlikte fenomen olan ama aslında işçi olarak kullanılan çocuklar, son yıllarda 23 Nisan etkinliklerinde birer yetişkin gibi giydirilmeye çalışılan çocuklar, aileleri tarafından bu yolla etkileşim altına sokulan çocuklara hepimiz şahit olmuşuzdur.

Peki amaç Nedir?
Evet özgürlük ve çağdaşlık adı altında bizlerin bir çok değerini kaybettiren gençlerimizi Luti bir hale sokarak Lezbiyenlik Travestilik Eşcinsellik Gay ve bir çok olguyu Meşrulaştırma çabasında olan, Aileleride Kendi Seçimim Kendi Hayatıma inandıran bu zihniyet LGBT denen bu çirkin kısaltmanın sonuna maalesef P (Pedofili) yi ekleme ve bunu aynı şekilde uygulama çabasındadır.

Lütfen çocuklarınıza Baliğ olana kadar Din Örf Adet gibi kavramları anlatın öğretin. Evlatlarınızı kendi ellerinizle diri diri toprağa gömmeyin. Her hallerini kontrol edin. Ahlak olgusunu Haram ve Helalleri öğretin. Ve en önemlisi LGBT gibi sapık görüşlerin bir seçim değil bir sapkınlık olduğunu anlatın...