Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Eserler/Yazarlar (https://www.forum.medineweb.net/869-eserler-yazarlar)
-   -   Salyangoz & Mustafa Halife (Güzel Bir Kitap dir) (https://www.forum.medineweb.net/eserler-yazarlar/23238-salyangoz-veamp-mustafa-halife-guzel-bir-kitap-dir.html)

enderhafızım 25 Ekim 2012 00:39

Salyangoz & Mustafa Halife (Güzel Bir Kitap dir)
 
Salyangoz & Mustafa Halife


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Suriyeli yazar Mustafa Halife’nin bu romanı, Hristiyan bir Arap vatandaşının hikayesini anlatıyor. Eğitim için gittiği Fransa’dan altı yıl sonra ülkesine döndüğünde; havaalanında, Müslüman Kardeşler Örgütü’ne üye olmak suçlamasıyla tutuklanır! Ve böylesi anlamsız bir suçlama sonucu hapishanede tam 13 yıl geçirir.
Kitabın kahramanı her ne kadar dini ve siyasi konumunu açıklamaya çalışsa da başarılı olamaz. Sonuçta çift taraflı bir baskıya maruz kalır. Bir taraftan gardiyanların diğer taraftan ise beraber hapsedildiği İslami cemaatlere mensup mahkûmların baskısı. Baskılar sonucu çevresine bir uzlet duvarı örülür ve mahkumiyeti süresince neredeyse hiç konuşmaz.
Bir gün hücresinin duvarında başı hizasına gelen bir deliği keşfeder ve bu delikten idamların ve işkencelerin uygulandığı hapishane meydanını battaniyesi altına saklanarak gizli gizli gözlemeye başlar. Mahkumları çöküntüye uğratan işkencelerin tasvirleri kitaba sürükleyici bir üslup kazandırırken olayların çeşitliliği her bölümde sürpriz sonuçlarla karşılaştırıyor okuyucuyu. Mesela bu hapishanede uyuz olmak bile ölmek için yeterli bir sebeptir. Yine gardiyanların fare yakalaması, yakaladıkları fareyi mahkuma yedirme fırsatı bulmaları açısından oldukça sevinç verici bir olaydır. Bir baba üç oğlunun aynı anda idam edilişine şahit olabilir. Tüm bu örnekler kitapta tasvir edilen cehennemin sadece ayrıntılarıdır.



“SALYANGOZ” HAKKINDA
(Bir Casusun Günlüğü)

Suriyeli yazar Mustafa Halife, bu romanında Hristiyan bir Arap vatandaşının hikayesini anlatıyor. Eğitimi için gittiği Fransa’dan altı yıl sonra döndüğü zaman ülkesinin havaalanında Müslüman Kardeşler Örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklanan kahramanımız, böylesi anlamsız bir suçlama sonucu hapishanede tam 13 yıl geçirir.
Kitabın kahramanı her ne kadar dini ve siyasi konumunu açıklamaya çalışsa da başarılı olamaz. Sonuçta çift taraflı bir baskıya maruz kalır. Bir taraftan gardiyanların diğer taraftan ise beraber hapsedildiği İslami cemaatlere mensup mahkumların baskısı. Baskılar sonucu çevresine bir uzlet duvarı örülür ve mahkumiyeti süresince neredeyse hiç konuşmaz.
Bir gün hücresinin duvarında başı hizasına gelen bir deliği keşfeder ve bu delikten idamların ve işkencelerin uygulandığı hapishane meydanını battaniyesi altına saklanarak gizli gizli gözlemeye başlar. Mahkumları çöküntüye uğratan işkencelerin tasvirleri kitaba sürükleyici bir üslup kazandırırken olayların çeşitliliği her bölümde sürpriz sonuçlarla karşılaştırıyor okuyucuyu. Mesela bu hapishanede uyuz olmak bile ölmek için yeterli bir sebeptir. Yine gardiyanların fare yakalaması, yakaladıkları fareyi mahkuma yedirme fırsatı bulmaları açısından oldukça sevinç verici bir olaydır. Bir baba üç oğlunun aynı anda idam edilişine şahit olabilir. Tüm bu örnekler kitapta tasvir edilen cehennemin sadece ayrıntılarıdır.
Yazarı hapishane hayatına dair naklettiği ayrıntılardan bir diğeri de koğuşlar arasında Mors Alfabesi yoluyla sağlanan iletişimdir. Yine şehitlerin isimlerini ve ölüm tarihlerini ezberleyen hafızlar ve bunlar gibi kahramanın serbest kalıp ikinci bir cehenneme nakledişine kadar şahit olduğu nice olaylar.
Aslında bu kitap bir nevi yazarın biyografisidir. Ama sadece hapishane yılları ile sınırlı. Nitekim yazar da uzun yıllar kaldığı hapishaneden çıktıktan sonra hayatına anlam verecek hiçbir isteği kalmamıştır. Eğer o da hapishaneden çıktıktan sonra arkadaşının yaptığı gibi intihar edebilseydi tereddütsüz intihar ederdi. Ama yazmak onu – mecazi bir intiharın ardından – hayata bağlamıştır. Ama hapishanedeyken içinde yaşadığı kabuğunu dışarıdayken de hiçbir şey izleme isteği olmaksızın hep yanında taşımıştır
“Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla.”
SALYANGOZ
(Bir Casusun Günlüğü)
Mustafa Halife
Salyangoz
Suzan’la birlikte Paris Orly Havaalanı’nın kafeteryasında oturuyoruz. Altı yıl süren bir ayrılığın ardından beni yurduma döndürecek olan uçağın havalanmasını bekliyoruz.
Son on beş dakikaya kadar Suzan, Fransa’da kalmam için beni ikna etme çabalarından vazgeçmemiş durumda. Aylar önce ülkeme dönmek ve orada çalışmak yönündeki kesin kararımı ona bildirdiğimde sıraladığı gerekçeleri tekrar etmeye başlıyor. Ben Katolik Hristiyan Arap bir ailenin çocuğuyum. Ailemin yarısı Paris’te yaşıyor. Dolayısıyla eğitimim için bu ülkedeki okulların kapıları bana açık. Özellikle de Paris’e gelmeden önce bile Fransızcayı oldukça iyi düzeyde bilmem nedeniyle eğitim hayatım kolay ve rahat geçti. Sinema yönetmenliği okudum ve işte şimdi mezuniyetimin ardından kendi vatanıma, kendi şehrime dönüyorum.
Suzan’ın ailesi de Arap. Ama bütün ailesi Fransa’ya göç etmiş ve orada yaşıyor. Okulun son iki yılında Suzan’la oldukça yakın iki dost olduk. Hatta ben ülkeme dönmek için, Suzan ‘da Fransa’da kalmak için ısrar etmeseydik ailelerimizin onayı ile evlenebilirdik bile. Dönüşüm konusunda yaptığımız bu son tartışmamızı şu sözlerle bitirdim:
- Suzan… Ben vatanımı, şehrimi seviyorum. Caddelerini, sokaklarını seviyorum. Bu, boş anlamsız bir romantiklik değil. Aksine bilinçli, köklü bir his. Mahallemizdeki eski evlerin duvarlarına kazılmış yazılar hala hafızamda. Onları özlüyorum. Birinci sebebim bu. İkincisine gelince; Ben seçkin bir yönetmen olmak istiyorum. Kafamda büyük planlar, projeler var. Büyük işler hedefliyorum. Fransa’da hep yabancı olarak kalacağım. Onların gözünde herhangi bir sığınmacıdan farkım olmadan çalışacağım. Benim yerime başka gençleri tercih edeceler. Hayır. Hayır, bunu istemiyorum. Ülkemde haklarım var… Başkaları benden daha avantajlı değil. Biraz gayretle kendimi ispat edebilirim. Ülkemin bana ve benim gibilere ihtiyacı var. Bu yüzden dönüş kararım kesindir ve aksine beni ikna etmek yönündeki bütün çabalar boşuna.
Birkaç dakika süren sessizliğin ardından çağrıyı duyduk. Şimdi uçağın havalanma zamanı. Bardaklarımızda kalan birayı bir defada içtik. Üzgün bir şekilde Suzan’a baktım. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Boynuma sarıldı. Onu öptüm; “Böyle durumlara dayanamam”
Sana mutluluklar diliyorum. Dedim.
Ben de sana. Dikkatli ol. Kendine iyi bak.
Ve uçak havalandı…
Bir Casusun Günlüğü
Yaptığım bu casusluk ulusal bir casusluk değil. Bu günlüğün büyük bölümünü sahra hapishanesinde yazdım. Önceki cümlemde kullandığım “yazmak” gerçek anlamında değil, mecazidir. Çünkü sahra hapishanesinde yazmak için ne kalem ne de kağıt bulunmaz. Bu kocaman hapishanenin giriş bölümü haricinde yedi bölümü ve otuz yedi koğuşu vardır. Ve yine daha numaralandırılmamış birçok koğuşu, odaları ve hücreleri… Hapishane aynı anda on binden fazla mahkumu barındıracak kapasitede. Bünyesinde en çok üniversite mezunu barındıran bu hapishanenin mahkumları -bazısı burada yirmi yıldan fazla kalmalarına rağmen- hiçbir kağıt ya da kalem görmemiştir.
Zihinsel yazı Müslümanların geliştirdiği bir yazı yöntemidir. Mahkumlardan biri on binden fazla kişinin ismini aklında tutmaktaydı. Sahra hapishanesine düşen mahkumların isimleri, ailelerinin, şehirlerinin, köylerinin isimleri. Tutuklanış tarihleri, haklarında verilen hükümler ve sonları…
Bu günlüğü yazmaya karar verdiğim zaman artık zihnimi bir kayıt cihazına çevirmeyi başarmış durumdaydım. Gördüklerimin hepsini, duyduklarımın ise bir kısmını zihnime kaydetmiştim.
Şimdi yaptığım kayıtların bir kısmını açıklama zamanı.
- Ben on üç yıl önceki benle aynı kişi miyim? Evet, aynı kişiyim. Ve hayır aynı kişi değilim. Kısmen evet. Ama büyük ölçüde hayır.
Evet. Çünkü, zihnimdeki bu günlüğün içerdiği gerçeklerin bir kısmını yazıyorum.
Ve hayır. Çünkü, her şeyi yazacak ve söyleyecek gücüm yok. Bunları söyleyebilmek için itiraf edebilmek gerekir. İtiraf için ise bazı şartlar olmalı.
20 Nisan


SAAT: 22:10

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320