Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Evlilik-Nikah Konuları (https://www.forum.medineweb.net/194-evlilik-nikah-konulari)
-   -   Evliliğin Ilanı Ve Def çalınması VELİME (Düğün Yemeği) (https://www.forum.medineweb.net/evlilik-nikah-konulari/13697-evliligin-ilani-ve-def-calinmasi-velime-dugun-yemegi.html)

MERVE DEMİR 14 Nisan 2009 10:07

Evliliğin Ilanı Ve Def çalınması VELİME (Düğün Yemeği)
 
EVLİLİĞİN İLANI VE DEF ÇALINMASI


“Nikah benim sünnetimdendir Kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir”(1)

Hayatımızın her alanını düzenlediği gibi, İslam; insan hayatının en önemli safhalarından biri olan nikah merasiminin ve bunu ilan etmenin ölçülerini de biz Müslümanlara bildirmektedir Allah’ın rızasına ve Peygamberimizin sünnetlerine uygun bir şekilde yapılan düğün merasimleri kurulacak olan aile için, bereket, huzur ve saadet kaynağıdır Çünkü İslam’ın temel prensibi, insanı huzura, saadet ve refaha kavuşturmaktır Peygamber Efendimiz (sav): “Allah’a hamd etmekle başlamayan her hayırlı işin bereketi yoktur”(2) buyurmuşlardır Öyle ise Peygamberimizin sünneti olan merasimlerini de, o sünnetin ruhuna uygun bir şekilde Allah’ın ve Rasûlü’nün hoşnut olacağı şekilde yerine getirmek üzerimize bir vecibedir

Hz Peygamber (sav) bir hadisinde: “Nikahı ilan ediniz” buyurmuştur(3) Tirmîzî’nin Hz Âişe’den rivayet ettiği bir başka hadiste ise; “Nikahı ilan ediniz ve def çalınız”(4) buyrulmuştur Nesâî’nin bir rivayetinde de: “Helal ve haram arasındaki fark, nikahın ilan edilmesi ve def çalınmasıdır” denilmiştir Kötü manaları bulunmayan kasîdeleri ve bazı şarkıları düğünlerde okumada bir beis görülmemiştir Yine düğünlerde dinî sınırları ihlal etmeden eğlenmekte de bir beis yoktur

İbn-i Mace, Hz Âişe’den şu rivayette bulunur: “Yetim bir kız, Ensar’dan biriyle evlendirildi Hz Âişe düğüne gidenlerdendi Hz Âişe (ranha) diyor ki: “Düğünden döndüğümüz de Rasûlullah (sav) bize: ‘Ey Âişe ne dediniz ?’ dedi Bende: ‘Kızı teslim ettik, hayır ve bereket için dua ettik, sonrada ayrıldık” dedim Bunun üzerine Hz Peygamber: “Ensar gazeli (Kasideyi) seven bir kavimdir ‘Eteynakum, eteynakum fehayyâne ve hayyâküm’ demediniz mi?” buyurdu(5)

VELİME (Düğün Yemeği)

Düğün yemeği cumhuruna göre müstehap ve sünnet-i müekked’dir Çünkü velime sevindirici bir olaydan ötürü verilir Abdurrahman İbn-i Avf, Hz Peygamber’den şöyle rivayet eder: “Bir koyunla da olsa velime ‘yap’ (düğünde yemek yedir)”(6) Bu hadisteki emir siğası sebebi ile de kimi ulema velimeyi vacip kabul etmişlerdir Zira Efendimiz (as): “Kim velime (düğün) yemeğine davet edilir de icabet etmezse Ebu’l-Kasım’a asi olmuştur”(7) ve “Eğer biriniz düğün yemeğine çağrılırsa gitsin”(8) hadis-i şerifleri ile, açıkça hem velime vermeyi hem de bu davete icabet etmeyi emretmektedir Oruçluya dahi velime yemeğine icabet etmek vacip sayılmıştır; ancak velimeden yemesi lazım gelmez

Oruçlunun da davete icabet zorunluluğuna şu hadis-i şerif işaret etmektedir: “Eğer biriniz velimeye çağrılırsa icabet etsin Oruçluysa hayır ve bereket duasında bulunsun, değilse yesin”(9)

Bir şahıs, içinde davul, zurna ve içki gibi münker (Dinimizin yasakladığı) bir şey olan yere, düğüne davet edilirse, bu münkeri kaldırabilme imkanı varsa, kaldırmak için icabet etmesi vaciptir Eğer münkeri kaldırması mümkün değilse gitmez Rasûlullah (sav) Efendimizin bu tür davetlere icabeti yasakladığını sahabe efendilerimiz şöyle nakletmişlerdir “Rasûlullah içki servisi yapılan bir sofraya oturmayı yasakladı”(10)

Mübarek Efendimiz Abdullah Farukî Hazretleri ile sünnete uygun yapılan bir düğüne gittiğimiz sırada, bu düğünün hemen yanında sünnete uygun olmayan, davul ve zurna ile yapılan bir düğün daha vardı Biz düğündeki programımıza başlamak için Kur’an-ı Kerim okurken, diğer düğündeki saz ekibi müziği kesti Bizim programımız bitince rahmetli üstadımız: “Gidin o düğün sahiplerine, düğünlerine katılmak istediğimizi söyleyin” dedi Düğün sahibi bu isteği kabul edip, bizleri düğüne davet etti Bizler de ilahi ve zikirlerle programımızı tamamladıktan sonra müsaade ile o düğünden ayrıldık Böylelikle o insanlara düğünün Allah’ın emrine göre nasıl yapılacağını da göstermiş olduk Daha sonra duyduk ki o düğün sahibi, sünnete aykırı olan düğün merasimini yaptığına pişman olmuş ve; “keşke bizde böyle düğün yapmış olsaydık” demiştir Bir çok kardeşimize niçin böyle haramlarla düğün yaptıklarını sorduğumuzda; “Çocuklar bu şekilde istiyor” Diyerek mazeret öne sürmektedirler Halbuki çocukların rızasından önce, bir Müslüman’ın Allah’ın rızasını gözetmesi lazımdır Böyle bir terbiye almamış ve böyle bir terbiye verilmemiş ailelerde maalesef bu gibi hususlar göz ardı edilmektedir

Malında haram olan kimsenin davetine icabet etmek mekruhtur Yemeğinden yemek, onunla muamelede bulunmak, hediyesini, hibesini ya da sadakasını kabul etmek mekruhtur Haramın çokluk ya da azlığına göre kerahet zayıf veya kuvvetli olur Eğer birkaç kişi bir şahsı davet ederse mümkün ise hepsine icabet eder Aksi takdirde en önce çağırana gider Sonra en dindar olanınkine, sonra yakın akrabasına, sonra komşuya sonra da kurada çıkana icabet eder

Şahsen velimeye çağrılanın icabet etmesi vaciptir Eğer o mecliste kendisini dini yönden rahatsız edecek biri yoksa davete icabet eder Mesela; işi insanların namuslarına dil ve el uzatmak olan ve kendisine eziyet edecek biri bulunan yerlere gitmemelidir Ayrıca, mecliste üzerinde oturacak ipek yatak veya altın ya da gümüşten yapılmış kap kacak yoksa def, kaval veya flütten başka çalgı aleti bulunmuyorsa, düğüne icabet edilir Kişi içim Cuma namazına gitmemeyi meşru kılacak özürler ne ise, aynı özürler dolayısıyla velimeye de icabet etmeyebilir Çok yağmur yağması, malı için, kendisi ya da bir yakınının hastalanmasından korkması halinde kişi velimeye gitmeyebilir

Allah’ın emrine ve efendimizin sünnetine uygun olmayan bir şekilde yapılan bir düğüne davet edilmişsek ve bu düğündeki haramlığa engel olamıyorsak; düğün sahibine, bu haramlıktan dolayı düğüne, düğün günü iştirak edemeyeceğimizi ifade etmeliyiz Düğün sahibi ile aramızdaki akrabalık ve kardeşlik bağlarının devam etmesi için; ya düğünden evvel ya da düğünden sonra düğün sahibini tebrik maksadı ile giderek, aradaki ülfet ve sevginin devam etmesine dikkat etmek gerekir Umulur ki bu tavrımız o kardeşimizin ileride bu gibi yanlışlıklardan dönmesine vesile olabilir

Bu gibi konularda maksat, harama düşen insanları terk etmek değil de, onların bu gibi haramlardan uzaklaşmasını sağlamaktır
Dinimize göre çalgı aletlerinin (Zurna ve borazan…gibi) hükmü; eğer tamamıyla nefsî yanî dünyevî eğlenceye dalmaya sebep olmayacak derecede ise mekruhtur Diğer çalgı aletleri, yaylı sazlar, fahiş sözler ve hezeyanlarla dolu müzikler ise haramdır Bilhassa günümüzde kadınlı erkekli çalgılar karşısında, birbirine karışık vaziyette yapılan oyunlar ve eğlenceler haramdır

Bu durumlara daha çok düğünlerde dikkat edilmemektedir Düğünlerde kadınların kendi aralarında, seslerinin erkekler tarafından duyulmayacağı bir ortamda, eğlenmelerinde bir beis yoktur Düğünlerde zilleri yoksa def çalmak mekruh değildir; fakat defler zilli ise haramdır Yine düğünlerin ilanı için İki tarafından vurulabilen büyük yuvarlak davul çalmak mekruh değildir Rebab ve kanun gibi bilinen yaylı, kirişli aletleri çalmanın ve dinlemenin dört mezhebin görüşleri içerisinde haram olduğunu ifade edilmektedir En sahih görüşe göre ise küçük günahlardandır

Ayrıca şunu da belirtmemiz gereklidir ki; Düğün sahipleri alınacak olan eşyalar ve diğer harcamalarda kendilerini sıkıntıya sokmadan ve karşılıklı anlayış içersinde uygun olan ihtiyaçlarını temin etme yoluna gitmelidirler Günümüzde bir çok insanların bu gibi sebeplerden dolayı birbirlerini kırdıklarını ve hatta nikahı bozacak dereceye geldiklerini görmekteyiz Bu gibi hadiseler istenmeyen olaylar olup kurulacak olan akrabalık bağlarının da zedelenmesine sebep olur

Halbuki İslam’ın evlilik konusundaki ölçüsü bu değildir Bir defa Efendimize bir kadın sahabî gelerek: “Ya Rasûlullah (sav)! Beni kendine nikahlayınız” demişti Efendimiz ise başını eğerek cevap vermemişti Bunun üzerine başka bir sahabî: Ya Rasulallah! (sav) eğer siz nikah etmiyorsanız ben nikahıma alayım dedi Peygamber (sav) Efendimiz’de mihir olarak neyin var diye sormuş oda hiç bir şeyinin olmadığını söylemiş Peygamber (sav) Efendimiz demir bir yüzüğün de mi yok diye sorunca, yok ya Rasulallah deyip oradan ayrılmış ve daha sonra efendimiz o sahabiyi çağırtarak Kur’an dan bildiğin sureleri o kadına öğretmen senin mihrindir deyip onları nikahlamıştır”11
Kaynaklar
(1) KS, c17, s190


SAAT: 03:04

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306