Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Evlilik-Nikah Konuları (https://www.forum.medineweb.net/194-evlilik-nikah-konulari)
-   -   Nikah tazeleme hakkında genel bilgi (https://www.forum.medineweb.net/evlilik-nikah-konulari/13713-nikah-tazeleme-hakkinda-genel-bilgi.html)

Muhteşem 17Haziran 2008 23:48

nikah hiç bayatlarmı.....
 
malesef perşembe akşamları cemaatim nıkah tazele diyorlar bana bende eşinizden vekalet ve 2 şahit buldunuzmu diyorum hayır diyorlar sen yinede tazele eski köye yeni adet getirme diyorlar bu çok bilmişlik değilmi sizce............................................. ..........
.......................... peki nikah bayatlarmı yanıt : hayır ama tazelenebilir... tabiki 2 şahit huzurunda ........... ama BAYATLAMAZ.......

Emekdar Üye 17Haziran 2008 23:55

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
hocam Allah aşkına aklen ,fıkhen ,dinen, imanen ,laikliğen ,kapitalisten varmı böyle şey

Muhteşem 17Haziran 2008 23:59

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
yok ben var demedim ama gelde cemaate anlat bazı şeyler kaflarına yer yapmış bana baskın geldiler bende onları kırmadan bayatlamış nikahlarını her perşembe kıyyorum tabiki mantıklı değil orta yolu bulmak lazım kimseyle çekişilmez :))

Medine-web 18Haziran 2008 00:02

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
senin bu yaptığın hem mezheplere hemde laikliğe aykırıdır:))

Muhteşem 18Haziran 2008 00:06

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
[quote=mim__nun]
hım... yane cemaat size benzicene siz cemaate benzemişsiniz...

kaç kişi bunlar



ben cemaate benzemedim onları kırmak istemedim olay bu hem çok komik bir durum gibi dalga geçiyorsun bayan mim nun

selsebil 18Haziran 2008 00:11

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
peki karı koca kavga edip boşanalım artık deseler ama zamanla düzeltip sorunlarını boşanmasalar nikah tazelemek gerekirmi dinen laiken sormadım

Muhteşem 18Haziran 2008 00:13

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
boşanmamış olurlarsa yani erkek bayana boş ol demediği müddetçe bir sakınca yoktur......

Seleme 18Haziran 2008 00:19

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 

Konu ile alakalı olacağını düşündüğüm yazıyı paylaşmak istedim...

Soru: Nikah hangi hallerde tazelenir, şartları nelerdir?

Cevap: Nikah bağının kopmasına sebep olan "Sen benden boş ol" demek gibi bir söz ağızdan çıkmış ise, nikah akdinin devamı için iki yol vardır. Ağızdan çıkan söz, talak-ı ric'iyi gerektiriyorsa, üç adet geçmeden karısına "Sen, eskiden olduğu gibi yine benim zevcemsin" demesi gibi bir müracaatla veya onun yatağına girip yatması ile; şayet talak-ı bayin ise, yeni bir nikahın şahitler huzurunda kıyılması suretiyle olur. Ağızdan çıkan söz, boşamada kullanılan lafızlardan biri değilse ve diğer sözlerden, yani nikah bağını koparmayan bir kelime ise nikah bağı kopmuş olmaz. Ancak, nikah bağının elyafını zedeleyebilir. Bu sebeple, haftanın muayyen günlerinde "Tecdid-i nikah" usulü, camilerimizde yapılagelmiştir. Bu hususun meşruiyeti fıkıh kitaplarımızda tespit edilmiş bulunmaktadır.

KEVİR 18Haziran 2008 00:20

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
Muhteşem arkadaşın üstüne fazla gitmişsiniz. Elbette nikah sadece bir tarafın rızası ile oluşamaz ve tazelenemez. pamuk ipliğine bağlı olmadığı için kopmazda. dolayısıyla camide tazelenen nikah aslında bir anlam ifade etmez

Muhteşem bu durumu nasıl bertaraf edeceğini soruyor size, siz onun yaptıklarını eleştirmeye kalkıyorsunuz. Muhteşem kardes ben senin yanındayım.

Muhteşem 18Haziran 2008 00:23

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
[quote=Seleme]

Konu ile alakalı olacağını düşündüğüm yazıyı paylaşmak istedim...

Soru: Nikah hangi hallerde tazelenir, şartları nelerdir?

Cevap: Nikah bağının kopmasına sebep olan "Sen benden boş ol" demek gibi bir söz ağızdan çıkmış ise, nikah akdinin devamı için iki yol vardır. Ağızdan çıkan söz, talak-ı ric'iyi gerektiriyorsa, üç adet geçmeden karısına "Sen, eskiden olduğu gibi yine benim zevcemsin" demesi gibi bir müracaatla veya onun yatağına girip yatması ile; şayet talak-ı bayin ise, yeni bir nikahın şahitler huzurunda kıyılması suretiyle olur. Ağızdan çıkan söz, boşamada kullanılan lafızlardan biri değilse ve diğer sözlerden, yani nikah bağını koparmayan bir kelime ise nikah bağı kopmuş olmaz. Ancak, nikah bağının elyafını zedeleyebilir. Bu sebeple, haftanın muayyen günlerinde "Tecdid-i nikah" usulü, camilerimizde yapılagelmiştir. Bu hususun meşruiyeti fıkıh kitaplarımızda tespit edilmiş bulunmaktadır.




çok güzel yazmışsızız fakat perşembe günleri nikah tazelame değil tevbe ve istiğfar yapılır zamanımızın hurafelari çoğalınca iş raydan çıkıyor ve imam ortalığı karıştırmak istemiyor yoksa meselenin derinliğine hepimiz şahitiz

Muhteşem 18Haziran 2008 00:25

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
[quote=KEVİR]
Muhteşem arkadaşın üstüne fazla gitmişsiniz. Elbette nikah sadece bir tarafın rızası ile oluşamaz ve tazelenemez. pamuk ipliğine bağlı olmadığı için kopmazda. dolayısıyla camide tazelenen nikah aslında bir anlam ifade etmez

Muhteşem bu durumu nasıl bertaraf edeceğini soruyor size, siz onun yaptıklarını eleştirmeye kalkıyorsunuz. Muhteşem kardes ben senin yanındayım.
hay allah razı olsun bir anlayan çıktı ama ben beni anlayanları ve konuya olumlu yaklaşanları tenzih ederim

Medine-web 18Haziran 2008 00:37

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
canım muhteşemim:)
biz seni yalnış anlamadık,amacınıda,iyiniyetinide öğrendik...sen derdini anlatamadın ona güldüm:)
konu şu:
nikah ya vardır ya yoktur...nikahta şaka ciddi de yoktur(hassas bir kurum)..boşadım dedinmi vitez boştadır..
selemenin anlattığı gibi rici bain talak ince ayarlardır zaten..
ama benim 17 yıllık nikahım hala taptaze dipdiridir...böyle saçma bir hurafeye itibar etmeyınız...cemaat istiyor diye mezhepmi kurcağız...
oldumu seyda:)
kevir sende benzincisin ha:)

Medine-web 18Haziran 2008 00:38

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
Alıntı:

selsebil Üyemizden Alıntı
peki karı koca kavga edip boşanalım artık deseler ama zamanla düzeltip sorunlarını boşanmasalar nikah tazelemek gerekirmi dinen laiken sormadım

boşanmışlarsa zaten geri dönüşü imkansız gibi zorluklar vardır...
boşanmamışlarsa eski nikah yeterlidir..

Faruk 18Haziran 2008 14:25

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
çek taze bir nikah kanlı olsun.
bana da bu konuda ricacı oldular gelenekçi cemaat, dedimki,hadi bir hakkını kullandık ikiyi kullandık üç ve sonrasını nasıl tazeleyeceğiz ? bu iman gibide değil sınırsız dönme hakkın olsun.
kaldıki nikah iman yalan gibi şeylerde ne şaka ne latife nede numara olmaz.şakasıda ciddi dir ciddisi de ciddi dir.
--
üç talakla boşamak bid'at dır.ama yinede boşanma vaki olur diyen alimlerimizde var ama bunun aksine 3 talakla boş ol desede 1 talak hakkını kullanmış olur diyen alimlerimizde var.
--
ric i ve bain talak lara dikkat etmek lazım.

selsebil 18Haziran 2008 20:54

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
sadece boşanmaktan bahsedilmişse yani boş ol gibi sözler sarf edilmeden ben onu merak ettim bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim
ben anladım yazdıklarınızdan

Faruk 20Haziran 2008 19:36

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
direk boş ol, boşadım iddetini bekle gibi sözler ile şaka ile kızgınlık ile söylenmiş dahi olsa talak vaki olur.bu şekil boşama ile boşayan biri nikahsız eşine dönebilir.nikaha gerek kalmaz.
ama dolaylı sözlerle boşayan biri ,misal:babanın evine git (ve kasıt boşama ise) talak vaki olur fakat dönmek için tekrar nikah ve mehir gerekir.

Muhteşem 10 Temmuz 2008 23:58

.........nikah tazeleme.......
 
Nikah iki insan arasında şahitler huzurunda belli şartlara uyularak yapılan bir akitleşmedir. Nikah sırasında iki şahidin bulunması yapılan akdi işitmesi gerekir.

Nikah: Kabul, icap, mehir ve velisinin izni olarak özetlenen olayın tescili ile teşekkül eder.

İslam, aile yuvasına önem verdiği gibi, bu yuvanın oluşumunu sağlayan nikah bağına da saygı gösterilmesini ister. Her önüne gelenin boşamayı diline dolamasını hoş görmeyen İslam, nikah üzerine yemin etmeyi de haram kılmıştır.

İmam nikahı diye bilinen nikah toplumumuzda yeterince anlaşılmadığından yada nikahın ve boşanmanın şartları küçümsendiğinden evlilik müessesi sağlam temeller üzerine inşa edilmemektedir. Resmi olan nikahta devlet tarafından belli güvencelere bağlanmış olan evliliğin boşanma noktasında caydırıcı olması verilen güvence ve cezalarla alakalıdır. Buna karşılık imam tarafından nikahı kıyılan ancak herhangi bir resmi bağlantısı olmayan nikahlarda evlilik kolayca bırakılabilen bir olgu haline gelmektedir. Yani Allah'ın (c.c.) huzurunda verilen sözler unutulmaktadır.

Evlilikte boşanmada belli başlı şartların gerçekleşmesiyle meydana gelebilmektedir. Nikah zamanla aşınan ve durduk yerde zarar gören bir şey değildir ki; zaman zaman yenileme- tazeleme gereği duyulsun.

Hiçbir kimse kafasına göre kimseyi nikahlayamadığı gibi kafasına göre de boşayamaz. Bunun için gerekli olan şartlara ihtiyaç vardır.

Eğer taraflar nikahı bozacak bir iş yaptıysa bu bir evlilik için iki defa olur. Üçüncüsünde nikah bir daha dönmemek kaydıyla biter. Her Cuma gecesi tazeleme eylemi ile bozulan nikahlar yenilenmiş olmaz.

Özellikle Türk İslam toplumları içerisinde ortaya çıkan bidatlerden bir tanesi de camilerde Perşembe geceleri yatsı namazından sonra topluca yapılan Tecdid-i iman ve nikah tazeleme bidatidir. Yatsı namazından sonra imam ile birlikte cemaat toplu halde şu duayı okurlar;

Ya Rabbi! Büluğa erdiğim andan bu ana gelinceye kadar, İslam düşmanlarına ve bid'at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk itikadlarıma ve bid'at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime pişman oldum, bir daha böyle yanlışları yapmamaya azm, cezm ve kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselam ve ahiri bizim Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelip geçmiş Peygamberlerin hepsine iman ettim. Hepsi haktır. Bildirdikleri doğrudur.

(Amentü billahi ve bi-ma cae min indillahi, alâ muradillahi, ve amentü bi-Resulillahi ve bi-ma cae min indi Resulillahi alâ muradi Resulillah. Amentü billahi ve Melaiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel-ba'sü ba'delmevti hakkun eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resulühü)

Bunun arkasından nikah tazelemek için şu dua okunur:

"Allahümme innî ürîdü en üceddide'l-îmâne ve'n-nikâha tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illâllah, Muhammedün Resûlüllah."
"Ey Rabbim, imanımı ve nikahımı, lâ ilâhe illâllah Muhammedün Resûlullah diyerek yeniliyorum. Benden imanıma aykırı düşecek ne kadar söz, hareket ve fikir meydana gelmişse, hepsine tevbe istiğfar ediyor, pişmanlık duyup af diliyorum. Beni affet, nikahımı da sabit kıl."

Peygamberimizin namazdan sonraki sünnetine bakıldığında yukarda geçtiği gibi bir tesbihat onun sünneti içerisinde bulunmamaktadır. İhtiva ettiği dualar ayrı ayrı peygamberimizden rivayet edilmiştir. Ancak bu haliyle, namazdan sonra ve devamlı perşembe yatsı namazını müteakip olarak ne ashabı kiram ne de seleften kimse bunu yapmamıştır.

Buhari’nin Ümmü Seleme’den rivayetine göre Resulullah (s.a.v.) namazdan sonra selam verince çok az bir süre beklerdi.
Müslim’in Hz. Aişe’den yaptığı rivayette ise şöyle geçer: Resulullah (s.a.v.) selam verdikten sonra : “Allahumme ente’s-selâmu ve minke’s-selam tebârekte yâ ze’l celâlive’l ikram” diyecek kadar otururdu.

Resulullah’dan sonra gelen imamların yani halifelerin bu konudaki uygulamalarına gelince, sahih kitapların dışında fıkıhçılar Enes (r.a.) hadisinden şunu naklettiler: Enes dedi ki: Ben Hz. Peygamberin arkasında namaz kıldım; o selam verdiği zaman ayağa kalkardı. Hz. Ebu Bekir’in arkasında da namaz kıldım; o selam verdiğinde sanki kızgın bir taş üzerindeymiş gibi yerinden fırlardı.

İbn Yunus es-Sıkılli, ibn Vehb’den, o da Harice’den rivayet ettiğine göre o, imamların selam verdikten sonra oturmalarını ayıplardı ve şöyle derdi: imamlar aynı anda selam verirler ve ayağa kalkarlar. İbn Ömer dedi ki: İmamın selam verdikten sonra yerinde oturması bidattir.

İbn Mes’ud (r.a.) şöyle dedi: İmamın kızgın bir taşın üzerinde oturması kendisi için bundan daha hayırlıdır.
Fıkıhçılar selam verdikten sonra ayağa kalkmakta acele etmeyi namazın faziletinden saydılar. Selamdan sonra orada oturmanın kibirlenmeye ve cemaate tepeden bakmaya yol açabileceği yorumunu yaptılar. (İmam Şatıbi – Bidatler Karşısında Kitap ve Sünnete Bağlılıkta Yöntem s.388-392

Peygamberimiz (s.a.v.) ve sahabesinde namazdan sonra toplu tesbihat ile yukarda geçtiği gibi Tecdid-i iman ve nikah tazeleme olayı görülmemiştir.

Bazıları bunun ne sakıncası olabilir insanlar haftada bir iman ve nikah tazeleyip tevbe ediyorlar diyebilmektedir. Bizde onlara şunu soruyoruz? Peygamberimiz ve Ashabı bunda hayır göremedi de siz mi gördünüz? Eğer onlar bunda hayır görselerdi emin olun ki sizden çok daha önce bunu yaparlardı.

CaferTayar 11 Temmuz 2008 10:13

Cvp: .........nikah tazeleme.......
 

bu ince çizginin sırrına vakıf olmak bile bir ferasettir

sevgi değer dost güzel bir konu seçmişsin sağolasın

işbu konuya birazda delleriyle güncellik katayım istedim.



Evliliğin Dayandığı Deliller ve Nikah

A) Nikah Terimi Ve Kapsamı:

Nikah sözcüğü arapça "nekeha" fiilinden bir mastar olup,
erkeğin kadınla evlenmesi ve
onunla cinsel temasta bulunması anlamına gelir.
Bu sözcüğün "evlilik akdi" anlamı mecaz, "
cinsel temas" anlamı ise gerçek anlamdır.
Bir fıkıh terimi olarak nikah;
şer'an evlenme engeli bulunmayan bir kadının,
cinsel yönlerinden yararlanmayı erkeğe mubah kılan rizaî bir akittir.

Müteairün (12. M. yüzyıldan sonraki) fakihlerinin tarifi ise şöyledir;
nikah kasten mülk-i mut'ayı ifade eden bir akittir.
Yani erkeğe kadının cinsel yönlerinden yararlanma mülkiyeti hakkı veren
bir sözleşmedir.

Evlilik, nitelikleri dikkate alınarak aşağıdaki şekilde tarif edilebilir:
Evlenmeleri yasak olmayan bir erkekle bir kadın arasında yapılan,
birbirinin cinsel yönlerinden yararlanmayı meşru kılan,
ortak hayat ve nesli sürdürmek için bir bağ meydana getiren akittir.
(bk. İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadîr, II, 339, vd.;
el-Meydani, el-lübab, III, 3; İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtar II, 335-357;
eş-Şirbinî, Muğnî'l-Muhtac, III, 123.)

İslam'da nikah akdi hem medenî bir muamele ve hem de bir ibadettir.
Çünkü nikahın rükün ve şartlarını İslam belirler ve eşlerin
evlilik nedeniyle pek büyük ecirlere ulaşacağını haber verir.

Evliliğin niteliğini İbnü'l-Hümam (ö. 861/1457) şöyle belirtir: "
Nikah ibadetlere daha yakındır.
Hatta evlenmek, sırf ibadet niyetiyle bekar kalmaktan daha üstündür."
(İbnû'l Hümam, a.g.e., II, 340)

Son devir fakihlerinden İbn Abidîn
(ö. 1252/1836) ünlü Reddü'l-Muhtar adlı eserinde nikah konusuna
şu cümlelerle başlar: "

Bizim için Hz. Adem devrinden günümüze kadar meşru olmuş,
sonra cennette de devam edecek,
nikah ile imandan başka ibadet yoktur."
(İbn Abidin, a.g.e., II, 258)


Nikahın mescid içinde aktedilmesi ve uygun olursa
cuma gününe rastlatılması müstehaptır.
Bu durum da onun ibadet yönünü güçlendirir.
(el-Askalanî, Bulugu'l-Meram, terc. Davudoğlu, İstanbul, 1967, II, 228 vd.)

Şafiîlere göre evlilik,
alış-veriş gibi dünyaya ait alelade işlerden olup,
ibadet niteliğinde değildir.
Dayandıkları delil, gayri müslimlerin nikahının da
İslam nazarında geçerli sayılmasıdır.
Eğer ibadet olsaydı, onların nikahlarının geçersiz olması gerekirdi.
Evlilikten gaye, kişinin cinsel isteklerini teskinden ibarettir.

İbadet ise yüce Allah için bir iş ve bir amel yapmaktır.
Bu yüzden Allah için iş yapmak kendi nefsi için iş yapmaktan daha faziletlidir.
Şafiîlerin bu görüşüne çoğunluk mezhep müctehitleri karşı çıkmıştır.
Şöyleki:
Çoğunluk müctehitlere göre evlilik akdinin
müslim veya gayri müslim için geçerli olması
dünyada toplum düzeni ile ilgilidir.

Nitekim mescit, yol yapımı ve benzeri hayır işleri
müslüman için bir ibadet olduğu halde,
gayri müslim için bir ibadet sayılmaz.
Genel anlamda Allahü Teala'nın hoşnut ve razı olduğu her iş ve davranış
mü'min için bir ibadettir.
Bu yüzden İslam'ın belirlediği esaslara göre kurulan
ve buna göre yürütülen evlilik de ibadet niteliğindedir.

Çünkü evlenmekle,
nefsi haramlardan korumak ve nesli sürdürmek gibi
bir çok toplum maslahatları gerçekleşir.
Nitekim Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Sizden birinizin evliliğinde sadaka sevabı vardır." (
Müslim, Zekat, 53; Ebu Davud, Tatavvu', 12, Edeb, 160;
A. b. Hanbel, V, 167, 168.) "Bir kimsenin sarfedeceği en faziletli para (dinar),
kendi aile fertlerine harcayacağı para ile,
Allah yolunda hayvanına ve yine Allah yolunda cihad edecek olan arkadaşlarına harcayacağı paradır."
(Müslim, Zekat, 38; Tirmizî, Birr, 42; ibn Mace, 4; A. b. Hanbel, V, 279, 284.) "
Çocuklarına, eşine ve hizmetçine yedirdiğin senin için bir sadakadır." (A.b. Hanbel, IV, 121,122.)
Diğer yandan kocaları yoksul olan iki varlıklı kadın,
Allah'ın elçisine gelerek,
kocalarına sadaka verip veremeyeceklerini sormuşlardı.
Hz. Peygamber onlara şu cevabı verdi: "
Kocalarınıza yardım ederseniz size iki ecir vardır.
Hısımlık ecri ve sadaka ecri." (Müslim, Zekat, 45)
İslam'da nikah akdi sırasında bir din adamının
veya resmi bir devlet memurunun hazır bulunması zorunlu değildir.

Evlenecek erkekle kadının veya bunların veli ve vekil gibi temsilcilerinin
ve şahitlerin hazır bulunması yeterlidir.
İslamî hükümleri bilen bir din adamının nikah akdini yönetmesi,
evliliğin İslam'a uygun olarak yapılmasına yardımcı olmaktan ibarettir.
Çünkü bir İslam bilgininin nikah akdini yönetmesi,
gerekli soruları sorup, cevap alması
nikahın rükün ve şartlarından değildir.
Bu durum onun dinî niteliği ve ibadet yönü için bir engel teşkil etmez.

Batı ülkeleri hıristiyan toplumlarında nikahın
dinî veya medeni niteliği uzun süre tartışılmış,
kimi ülkelerde nikah yalnız kiliselerde akdedilirken,
kimi ülkelerde de medeni nikah esası benimsenmiştir.
Resmi devlet memuru önünde akdedilen nikaha "medenî nikah" denir.


B) Evliliğin Meşru Olduğunu Gösteren Deliller:
Evliliğin meşru oluşu Kitap, Sünnet ve İcma delillerine dayanır.
Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:
"Sizden bekarları ve kölelerinizle cariyelerinizden salih olanları evlendirin.
Eğer onlar fakir iseler, Allah onları fazlu kereminden zenginletir.
Allah her şeye gücü yeten ve her şeyi bilendir." (en-Nur, 24/32.)

"Size helal olan kadınlardan ikişer, üçer ve dörder tane nikahlayın.
Bu kadınlar arasında adalet yapamayacağınızdan korkarsanız,
o zaman tek kadınla evlenin veya ellerinizin altında bulunan cariyelerle yetinin.
Bu, haksızlığa yol açmamanız için daha uygundur." (en-Nisa, 4/3;

Nikahla ilgili diğer ayetler için bk. el-Bakara, 2/102, 221, 228, 230, 232, 235;
en-Nisa, 4/4, 5, 19, 22-26; el-A'raf, 7/189, 190; en-Nur, 24/3, 32, 33; er-Rûm, 30/21;
el-Ahzab, 33/37; el-Mümtehine, 60/10-12.)

Evlilik konusunda pek çok hadis nakledilmiştir.
Allah elçisi, gençlere hitap ederek şöyle buyurmuştur: "

Ey gençler topluluğu!
Sizden kimin evlilik yükümlülüklerine gücü yeterse evlensin.
Çünkü evlilik gözü ve ırzı harama karşı daha fazla koruyucudur:
Kimin evlenmeye gücü yetmezse oruca devam etsin.
Çünkü oruç onun için bir kalkandır."
(Buharî, Savm, 10, Nikah, 2,3; Müslim, Nikah, 1, 3; Ebu Davud, Nikah, 1;
Tirmizî, Nikah, 1; Nesaî, Sıyam, 43; Nikah, 3; ibn Mace, Nikah, 1;
Darimî, Nikah, 2; A.b. Hanbel, l, 378, 424,425.)


Ashab-ı kiramdan üç kişi Hz. Peygamber (s.a.s)'in eşlerine
onun gece ibadetini sormuşlar,
belki azımsayarak birincisi "sürekli olarak gece namazı kılmaya",
ikincisi "sürekli oruç tutmaya",
üçüncüsü ise "
kadınlardan sürekli ayrı kalmaya ve hiç evlenmemeye" karar verir.
Onların bu konuşmalarını haber alan Hz. Peygamber şöyle buyurur: "
Bazı kimselere ne oluyor ki, şöyle şöyle demişler.
Fakat ben hem namaz kılıyorum, hem uyuyorum;
oruç tutuyorum, tutmadığım da oluyor;
kadınlarla da evleniyorum.
Kim benim sünnetimi terkederse benden değildir."
(Müslim, Nikah, 5; Nesaî, Nikah, 4; Darimî, Nikah, 3;
A. b. Hanbel, II, 158, III, 341,359, V, 409.)
Hz. Aişe'nin naklettiği bir hadiste şöyle buyurulmuştur:
"Nikah benim sünnetimdir.
Kim benim sünnetimle amel etmezse, benden değildir.
Evleniniz, çünkü ben (kıyamet gününde)
diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim.

Kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin.
Evlenme gücü bulamayan da oruca devam etsin.
Çünkü oruç, onun için (harama karşı) bir kalkandır."
(İbn Mace, Nikah, 1.

Bu hadisin senedi, rivayet zincirinde bulunan
İsa b. Meymun el-Medini yüzünden zayıf sayılmışsa da,
hadisi destekleyen başka rivayetler de vardır.)
Ebu Umame (r.a.)'ın naklettiği başka bir hadiste ise şöyle buyurular:
"Mü'min, Allah korkusundan ve O'na itaattan sonra,
iyi bir kadından yararlandığı kadar hiçbir şeyden yararlanmamıştır.
Çünkü eşine emretse sözünü dinler,
yüzüne baksa sevinç duyar, üzerine yemin etse, yeminini doğru çıkarır,
dışa gitse, kendisinin bulunmadığı sırada iffetini ve kocasının malını korur."
(İbn Mace,Nikah,5.)
Diğer yandan evlenmenin meşruluğu üzerinde,
bütün ümmet görüş birliği içindedir.
Ancak evlenmenin hükmü
evlenecek kişinin özel durumu dikkate alınarak değerlendirilir.
Aşağıda çeşitli durumlara göre konuyu açıklayacağız.


C) Evlenmenin Hükmü:
Evleneceklerin durumuna göre nikahın hükmü farz, vacip,
sünnet, haram, mekruh veya mubah kısımlarına ayrılır.
1) Evlenmediği takdirde zinaya düşeceği kesin olan kimsenin evlenmesi farzdır.
Ancak bunun için erkeğin mehri verecek ve eşinin geçimini sağlayacak güce sahip olması da gereklidir.
2) Yine evlenmezse zinaya düşme tehlikesi bulunan kimsenin -
mehir ve nafakayı sağlayacak durumda ise - evlenmesi vaciptir.
Hanefiler dışındaki çoğunluk fakihlere göre farz ile vacip arasında bir fark bulunmaz.
(el-Kasanî, a.g.e., ll, 260 vd.; İbnü'l-Hümam, a.g.e., II, 342.)

3) Evlenince, eşine zulüm ve işkence yapacağı kesin olan kimsenin evlenmesi haramdır.
,Hem zinaya düşme ve hem de eşine zulüm yapma korkusu bulunan kimsede haramlık yönü tercih edilir.
Çünkü bir konuda helal ve haram birleşince, prensip olarak haram üstün tutulur ve ondan kaçınmak gerekir.
Nitekim Kur'an-ı Kerîm'de; "Evlenmeye güç yetiremeyenler,
Allah kendilerini fazlu kereminden zenginletinceye kadar iffetlerini korusunlar." (en-Nur,24/33.) buyurulur.
4) Eşine zulüm yapma ihtimali bulunan kimsenin evlenmesi mekruhtur. (el-Mevsili, el-ihtiyar, III, 82)

5) Cinsel bakımdan itidal halde bulunanların evlenmesi sünnettir.
İtidal; evlenmezse zinaya düşeceğinden korkulmayan, evlenirse de
eşine zulüm yapacağından endişe duyulmayan kimsenin durumunu ifade eder.
Bir toplumda çoğunluğun bu durumda olması asıldır.
Yukarıda zikrettiğimiz, evlenemeyen gençlere oruç tutmayı tavsiye eden
ve evlilik konusunda aşırı çekimser kalmaya karar veren üç sahabeyi uyaran hadisler bunun delilidir.
Diğer yandan Hz. Peygamber ve ashabı kiram evlenmişler ve onlara uyanlar da bu sünneti sürdürmüşlerdir.
Tercih edilen görüş budur. (el-Fetava'l-Hindiyye, l, 267.)

İmam Şafiî'ye (ö. 204/819) göre yukarıda belirttiğimiz itidal durumunda evlenmek mubah olup,
mü'min evlenme veya, evlenmeme arasında serbest bırakılır.
O'na göre, boş vakitleri ibadete ayırmak ve ilimle uğraşmak evlilikten daha üstündür.
Dayandığı deliller şunlardır:
Allahü Teala, Yahya Peygamberi överken "...efendi, nefsine hakim ve iffetli." (Al-i İmran,3/39.) buyurarak,
onun evlenmeye gücü yettiği halde kadınlardan uzak durduğuna işaret etmiştir.
Eğer evlilik daha üstün olsaydı, bunu terketmek övülmezdi.
Çoğunluk müctehitler ise bu örneğin daha önceki şeriat uygulaması olduğunu,
İslam ümmetini bağlamadığını söylemişlerdir.

Şafiî'nin başka bir delili şu ayettir: "Haram olanlar dışındaki kadınlar,
onları mallarınızdan harcayarak almak, onlarla evlenmek ve zina etmemek şartıyla size helal kılındı." (en-Nisa, 4/24.)
Bir şeyin helal olması mubah olması demektir. Çünkü helal ve mubah sözcükleri eş anlamlıdır.
Buna göre evlilik; yeme, içme, alış-veriş gibi mubah olan fiillerdendir.
(ez-Zühaylî, a.g.e., VII, 33,34; el-Askalanî, a.g.e., III, 228 vd.: Döndüren a.g.e.. s: 183-184
)

Seyyid 03 Eylül 2008 01:37

nikah hangi durumda tazelenir?
 
nikah hangi hallerde hangi durumlarda tazelenir?

Belgin 03 Eylül 2008 07:41

Cvp: nikah hangi durumda tazelenir?
 
Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur. Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir: Açık sözler ve kinayeli sözler.

"Sen benden boş ol", "Ben seni boşadım" gibi sözler açık sözdür. Bu sözleri, şaka olarak veya şaşırarak da söylediği anda, manasını bilmese bile, boşamış olur.

"Seni bıraktım, seni terk ettim" kelimeleri açık söz kabul edilir. Bir veya iki defa böyle açık sözle boşamaya, yani geri dönüşü mümkün olan boşamaya talak-ı rici denir. Ama yine de üç haktan biri gitmiş olur. Bu sözlerden herhangi biri bir defa söylendiğinde, pişman olunmuşsa, eski nikaha dönmek niyetiyle hanımının elini tutarsa tekrar nikah yapmadan iki bağ ile evliliğe devam eder.

Evlilikte üç bağ vardır. Yani, boşama sözleri üç defa tekrarlanırsa, "seni boşadım, boşadım, boşadım" derse, veya "seni üç defa boşadım" derse üç bağı birden koparmış, geri dönüşü olmayacak şekilde boşamış olur. Böyle üç kere boşayınca talak-ı rici, talak-ı baine dönmüş olur.

"Babanın evine git!", "Defol git!", "Cehenneme git!", "Senin kocan değilim artık" gibi, başka manalarda da kullanılan sözler kinayeli, kapalı sözlerdir. Bu sözler, boşamak niyeti ile söyleyince boşamış olur. Buna bain talak, yani iddet müddeti içinde geri dönüşü olmayan kesin boşama denir.

Bu şekilde boşamada, iddet müddeti geçip yeniden nikah yapılmadıkça bir araya gelinemez.

Kayın pederine "Ben senin kızını istemem, kime ister ise varsın" demek ve hanımı gezmek için izin istediğinde, "Ben seni ip ile bağlamadım git", "İstediğin yere gidersin. Bana hanım olmazsın" veya "Artık ben seni istemem”, "Seni boşamak istiyorum" gibi şeyler söylese, boşamak niyet etmedikçe, boşamış olmaz.

"Şart olsun", "Dilediğini yap!" sözleri, boşamak manasına kullanılan yerlerde, hanımına böyle söyleyince, niyet etmese bile, bir bain talak olur.

Hanımına, anam, kızım, kardeşim demekle boşama olmaz. Fakat (şimdiden sonra anam, kızım veya kardeşim ol) derse boşama olur. Bu bir talak-ı bain olur.

Kinayeli sözle boşamada, bain talak iddetinde, hanımının odasına giremez. Kadın süslenemez, koku sürünemez, yabancı kadın gibi talak veren kocasından uzak durur. İddet sonunda yeniden nikah lazımdır.

Boşamada, sayı bildirilmezse bir boşama olur. Üç veya fazla sayı söylerse, üç talak ile boşamış olur. "Bedenimdeki kıllar adedince" veya "Denizdeki balıklar adedince" yahut "Gökteki yıldızlar kadar" veya "üçten dokuza" deyince, yine üç boşama olur.

Hanımını boşayan erkeğin akıllı ve uyanık olması gerekir. Sarhoşun, hastanın ve tehdit edilenin sözü ile veya mektubu ile, e-maili ile, faksı ile boşama geçerli olur. Bunlar kadının eline vardığı anda, boş olur. Yani kadın bu boşamayı öğrenince, haberdar olunca boşama gerçekleşmiş olur.

Delinin, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile boşama olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da iki türlü olur:

Manasını bilmeden, kast ve arzu etmeden söyleyince, boşama olmaz. Bu kinaye sözler içindir. Yoksa açık kelime ile yani seni boşadım dese, kast ve arzusu olmasa bile yine talak vaki olur.

Manasını bilerek ve isteyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü iki şahit işitip, sonra söylerlerse, boşama olur. Yani seni boşadım der, fakat sonra bunu hiç hatırlamaz, sen böyle demiştin denilince hayır ben hiç hatırlamıyorum, böyle bir şey söylemedim derse, eğer iki şahit, evet biz duyduk bu hanımını boşadı derse, o zaman boşama vuku bulur. Demezlerse, adam inkâr ettiği için boşama vaki olmaz.

Hiç ilişki olmamış veya bir odada veya tenha bir yerde hiç beraber kalınmamış ise, bir kere boşayınca, kadın iddet beklemeden aynı gün bile, başkası ile evlenebilir.

Hanımına başka başka üç zamanda birer kere boşarsa veya bir defa, "Üç kere boşadım" derse, geri dönüşü olmayacak şekilde nikah bozulmuş olur.

Bu kadını tekrar alabilmek için, hulle lazım olur. Hulle demek, kadın başka erkekle nikahlanıp, düğün olup, ilişki olup, o erkek de boşayıp ve bundan sonra, tekrar iddet zamanı geçmek demektir. Ancak bundan sonra, birinci kocası yeni bir nikah ile tekrar alabilir.

Bu ise, bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hulle zilletini yüklemiştir. Hulle korkusundan müslüman bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşanmak lafı, şakası olamaz.

Korkutmak için şaka için de olsa boşama sözlerini hiç kullanmamalıdır. Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu kelimeleri kullanmamalıdır. Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir. Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar verildikten sonra bir talak vermelidir. Hiçbir zaman üç talak birden vermemelidir. Zaten üç talak birden vermek günahtır. Hayat şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir. Olmaz denilen şey olabilir. Bir talakla boşama yapılırsa kapı tamamen kapatılmamış olur. Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek çok büyük risktir. Telafisi mümkün olmayabilir.

İddet, boşanmadan sonra, kadının yeniden evlenmesi haram olan zamandır. İlk temizlik başından, üçüncü hayzın sonuna kadar olan zamandır. Hayz görmüyorsa, talak için üç ay, ölüm için dört ay on gündür.

Nikahı bozan şeyler: Boşadım demek, boşamak niyetiyle kinaye sözler söylemek, mesela hanımına çık git demek. Bir de küfre düşürücü söz söylemek.

İnsan elfaz-ı küfür söyleyince imanı ve nikahı gidiyor mu? Nikah tazelemesi nasıl yapılır?

Nikah tazelemek demek, yeniden nikah yapmak demektir. Bunu bir hocanın nezaretinde yapmak gerekmez. Nikah tazelemek için hanımdan vekalet aldıktan sonra, iki erkek şahit yanında, (Öteden beri, nikahlım olan hanımımı, onun tarafından vekaleten ve tarafımdan asaleten kendime nikah ettim) denirse nikah tazelenmiş olur.

Boşamak ayrı, küfre düşmek ayrı. Bu talak sayılmıyor. Yani bağın biri kopmuyor. Bin kere küfre düşse bin kere nikah tazelemek gerekir, fakat bu talak sayılmaz.

Küfre düşen karı-kocanın, tecdid-i imandan sonra, iki şahit yanında tecdid-i nikah yapmaları gerekir. Kolaylık olmak için, nikahı yenilemeye hanımdan vekalet almalı, iki erkek şahit yanında, (Öteden beri, nikahım altında bulunan hanımımı, onun tarafından vekil olarak ve tarafımdan asil olarak kendime nikah ettim) demelidir. Camilerde yapılan meşhur tecdid-i iman ve tecdid-i nikahı cemaat ile okumak bu hükme dayanmaktadır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör


---------------------------------------------------------------------------
başlık bir bilene soralım kategorisine taşınmıştır.

MescidiAksa 03 Eylül 2008 08:10

Cvp: nikah hangi durumda tazelenir?
 
konunuz için allah razı olsun hocam emeginize saglık faydalı olur inşallah

Seyyid 03 Eylül 2008 15:27

Cvp: nikah hangi durumda tazelenir?
 
çok teşekkür ederim allah razı olsun

Belgin 23 Ekim 2008 15:33

Cvp: nikah hiç bayatlarmı.....
 
[quote=Seleme]

Konu ile alakalı olacağını düşündüğüm yazıyı paylaşmak istedim...

Soru: Nikah hangi hallerde tazelenir, şartları nelerdir?

Cevap: Nikah bağının kopmasına sebep olan "Sen benden boş ol" demek gibi bir söz ağızdan çıkmış ise, nikah akdinin devamı için iki yol vardır. Ağızdan çıkan söz, talak-ı ric'iyi gerektiriyorsa, üç adet geçmeden karısına "Sen, eskiden olduğu gibi yine benim zevcemsin" demesi gibi bir müracaatla veya onun yatağına girip yatması ile; şayet talak-ı bayin ise, yeni bir nikahın şahitler huzurunda kıyılması suretiyle olur. Ağızdan çıkan söz, boşamada kullanılan lafızlardan biri değilse ve diğer sözlerden, yani nikah bağını koparmayan bir kelime ise nikah bağı kopmuş olmaz. Ancak, nikah bağının elyafını zedeleyebilir. Bu sebeple, haftanın muayyen günlerinde "Tecdid-i nikah" usulü, camilerimizde yapılagelmiştir. Bu hususun meşruiyeti fıkıh kitaplarımızda tespit edilmiş bulunmaktadır.



dikkat edilmesi gereken bir konu..

İmamHüseyin 09 Nisan 2009 01:51

Perşembe akşamı Nikah
 
Perşembe akşamı Cuma gününün başlangıcı olduğu için ve Cuma günüde duaların makbul olduğu zamanlardan olması hasebiyle bu günde dua edilmesi tavsiye edilir Bu gecede salaten tüncina duası okunması şart değildir Ancak bu duanın fazileti bakımından tercih edilebilir

Nikah bir defa kıyılır ve talak vuku bulmadıkça bir daha bozulmaz Bu bakımdan nikah tazeleme olayı yapılması gerekmez Birçok yerde yapılan nikâh tazeleme merasiminde getirilen tevbe ve istiğfar iyi bir şey sayılır Fakat nikâh tazeleme meselesi iki yönden şer'an uygun düşmez:

l- Nikâh tazeleme bir nikâh kıyılması olduğuna göre kocanın bizzat veya vekil ile nikâh kıyılmasında bulunması gerektiği gibi hanımın da bulunması gerekir Koca hanımın vekâletini al ırsa yine kâfi gelir Halbuki nikâh tazelenmesinde bulunan cemaatın çoğu hanımın vekâletini almadan nikâh tazelemesini yapıyor

2- Nikâhın kıyılmasında akd siğasını işitecek iki şahidin bulunması gerektiği halde camide yapılan nikâh tazelemesinde herkes imamı takip edip sözünü söylemekle meşgul olduğundan hiç kimse başkasının sözünü işitmez ve böylece şer'î nikâh yapılmamış olur

Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II 130

Emekdar Üye 14 Nisan 2009 10:24

Nikah tazeleme hakkında genel bilgi
 
Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir: Açık sözler ve kinayeli sözler

"Sen benden boş ol", "Ben seni boşadım" gibi sözler açık sözdür Bu sözleri, şaka olarak veya şaşırarak da söylediği anda, manasını bilmese bile, boşamış olur

"Seni bıraktım, seni terk ettim" kelimeleri açık söz kabul edilir Bir veya iki defa böyle açık sözle boşamaya, yani geri dönüşü mümkün olan boşamaya talak-ı rici denir Ama yine de üç haktan biri gitmiş olur Bu sözlerden herhangi biri bir defa söylendiğinde, pişman olunmuşsa, eski nikaha dönmek niyetiyle hanımının elini tutarsa tekrar nikah yapmadan iki bağ ile evliliğe devam eder

Evlilikte üç bağ vardır Yani, boşama sözleri üç defa tekrarlanırsa, "seni boşadım, boşadım, boşadım" derse, veya "seni üç defa boşadım" derse üç bağı birden koparmış, geri dönüşü olmayacak şekilde boşamış olur Böyle üç kere boşayınca talak-ı rici, talak-ı baine dönmüş olur

"Babanın evine git!", "Defol git!", "Cehenneme git!", "Senin kocan değilim artık" gibi, başka manalarda da kullanılan sözler kinayeli, kapalı sözlerdir Bu sözler, boşamak niyeti ile söyleyince boşamış olur Buna bain talak, yani iddet müddeti içinde geri dönüşü olmayan kesin boşama denir

Bu şekilde boşamada, iddet müddeti geçip yeniden nikah yapılmadıkça bir araya gelinemez

Kayın pederine "Ben senin kızını istemem, kime ister ise varsın" demek ve hanımı gezmek için izin istediğinde, "Ben seni ip ile bağlamadım git", "İstediğin yere gidersin Bana hanım olmazsın" veya "Artık ben seni istemem”, "Seni boşamak istiyorum" gibi şeyler söylese, boşamak niyet etmedikçe, boşamış olmaz

"Şart olsun", "Dilediğini yap!" sözleri, boşamak manasına kullanılan yerlerde, hanımına böyle söyleyince, niyet etmese bile, bir bain talak olur

Hanımına, anam, kızım, kardeşim demekle boşama olmaz Fakat (şimdiden sonra anam, kızım veya kardeşim ol) derse boşama olur Bu bir talak-ı bain olur

Kinayeli sözle boşamada, bain talak iddetinde, hanımının odasına giremez Kadın süslenemez, koku sürünemez, yabancı kadın gibi talak veren kocasından uzak durur İddet sonunda yeniden nikah lazımdır

Boşamada, sayı bildirilmezse bir boşama olur Üç veya fazla sayı söylerse, üç talak ile boşamış olur "Bedenimdeki kıllar adedince" veya "Denizdeki balıklar adedince" yahut "Gökteki yıldızlar kadar" veya "üçten dokuza" deyince, yine üç boşama olur

Hanımını boşayan erkeğin akıllı ve uyanık olması gerekir Sarhoşun, hastanın ve tehdit edilenin sözü ile veya mektubu ile, e-maili ile, faksı ile boşama geçerli olur Bunlar kadının eline vardığı anda, boş olur Yani kadın bu boşamayı öğrenince, haberdar olunca boşama gerçekleşmiş olur

Delinin, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile boşama olmaz Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir Bu da iki türlü olur:

Manasını bilmeden, kast ve arzu etmeden söyleyince, boşama olmaz Bu kinaye sözler içindir Yoksa açık kelime ile yani seni boşadım dese, kast ve arzusu olmasa bile yine talak vaki olur

Manasını bilerek ve isteyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır Bu sözünü iki şahit işitip, sonra söylerlerse, boşama olur Yani seni boşadım der, fakat sonra bunu hiç hatırlamaz, sen böyle demiştin denilince hayır ben hiç hatırlamıyorum, böyle bir şey söylemedim derse, eğer iki şahit, evet biz duyduk bu hanımını boşadı derse, o zaman boşama vuku bulur Demezlerse, adam inkâr ettiği için boşama vaki olmaz

Hiç ilişki olmamış veya bir odada veya tenha bir yerde hiç beraber kalınmamış ise, bir kere boşayınca, kadın iddet beklemeden aynı gün bile, başkası ile evlenebilir

Hanımına başka başka üç zamanda birer kere boşarsa veya bir defa, "Üç kere boşadım" derse, geri dönüşü olmayacak şekilde nikah bozulmuş olur

Bu kadını tekrar alabilmek için, hulle lazım olur Hulle demek, kadın başka erkekle nikahlanıp, düğün olup, ilişki olup, o erkek de boşayıp ve bundan sonra, tekrar iddet zamanı geçmek demektir Ancak bundan sonra, birinci kocası yeni bir nikah ile tekrar alabilir

Bu ise, bir erkek için zillettir, aşağılıktır Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hulle zilletini yüklemiştir Hulle korkusundan müslüman bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz Aile arasında boşanmak lafı, şakası olamaz

Korkutmak için şaka için de olsa boşama sözlerini hiç kullanmamalıdır Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu kelimeleri kullanmamalıdır Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar verildikten sonra bir talak vermelidir Hiçbir zaman üç talak birden vermemelidir Zaten üç talak birden vermek günahtır Hayat şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir Olmaz denilen şey olabilir Bir talakla boşama yapılırsa kapı tamamen kapatılmamış olur Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek çok büyük risktir Telafisi mümkün olmayabilir

İddet, boşanmadan sonra, kadının yeniden evlenmesi haram olan zamandır İlk temizlik başından, üçüncü hayzın sonuna kadar olan zamandır Hayz görmüyorsa, talak için üç ay, ölüm için dört ay on gündür

Nikahı bozan şeyler: Boşadım demek, boşamak niyetiyle kinaye sözler söylemek, mesela hanımına çık git demek Bir de küfre düşürücü söz söylemek

İnsan elfaz-ı küfür söyleyince imanı ve nikahı gidiyor mu? Nikah tazelemesi nasıl yapılır?

Nikah tazelemek demek, yeniden nikah yapmak demektir Bunu bir hocanın nezaretinde yapmak gerekmez Nikah tazelemek için hanımdan vekalet aldıktan sonra, iki erkek şahit yanında, (Öteden beri, nikahlım olan hanımımı, onun tarafından vekaleten ve tarafımdan asaleten kendime nikah ettim) denirse nikah tazelenmiş olur

Boşamak ayrı, küfre düşmek ayrı Bu talak sayılmıyor Yani bağın biri kopmuyor Bin kere küfre düşse bin kere nikah tazelemek gerekir, fakat bu talak sayılmaz

Sual: Bir kadın, boşanma hakkı kendi elinde olmak üzere nikahlanmak için ne yapması gerekiyor?

Kadın, boşanmak benim elimde olmak üzere seninle evlendim der ve erkek de bunu kabul ettim derse, kadının boşanması kendi elinde de olur Erkek eşine (İşin, senin elinde olsun) veya (Kendini sen boşa) yahut (Diler isen boşsun) gibi cümlelerden birini söylerse, kadın, ancak o oturumda kendisini boşayabilir Kocası (Ne zaman istersen kendini boşa) derse, o oturuma mahsus olmaz Kadın istediği zaman, kendini boşayabilir

Kendisine boşanmak hakkı verilen kadın, kocasına (Seni boşadım) derse, boşanma işi gerçekleşmez (Kendimi boşadım) demesi lazımdır Nikah yapılırken kadın, (Ne vakit istersem, kendimi senden boşamak üzere) diyerek, şart ederse, erkek de, nikah yapılırken, bu şartı kabul ettim derse, böyle şartlı nikah sahih olur ve kadın da boşanmak hakkına sahip olur

Erkek boşanma hakkını verse, kadın (Ben boşanma hakkını istemem) dese de, hakkını red etmiş olmaz Dilediği zamanda, kendini boşayabilir Erkek nikah yaparken, (Boşanmak senin elinde olmak üzere, seni nikah ettim) derse, nikah sahih olup, boşanmak hakkı kadının elinde olmaz Fakat, önce kadın, (istediğim zaman, boşanma hakkı elimde olmak üzere sana nikahlandım) der, erkek de, (kabul ettim) derse, hem nikah sahih olur, hem de, boşanmak kadının elinde olur

Küfre düşen karı-kocanın, tecdid-i imandan sonra, iki şahit yanında tecdid-i nikah yapmaları gerekir Kolaylık olmak için, nikahı yenilemeye hanımdan vekalet almalı, iki erkek şahit yanında, (Öteden beri, nikahım altında bulunan hanımımı, onun tarafından vekil olarak ve tarafımdan asil olarak kendime nikah ettim) demelidir Camilerde yapılan meşhur tecdid-i iman ve tecdid-i nikahı cemaat ile okumak bu hükme dayanmaktadır

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet Editör

Emekdar Üye 14 Nisan 2009 10:27

Nikah bir defa kıyılır ve talak vuku bulmadıkça bir daha bozulmaz
 
Perşembe akşamı Cuma gününün başlangıcı olduğu için ve Cuma günüde duaların makbul olduğu zamanlardan olması hasebiyle bu günde dua edilmesi tavsiye edilir Bu gecede salaten tüncina duası okunması şart değildir Ancak bu duanın fazileti bakımından tercih edilebilir

Nikah bir defa kıyılır ve talak vuku bulmadıkça bir daha bozulmaz Bu bakımdan nikah tazeleme olayı yapılması gerekmez Birçok yerde yapılan nikâh tazeleme merasiminde getirilen tevbe ve istiğfar iyi bir şey sayılır Fakat nikâh tazeleme meselesi iki yönden şer'an uygun düşmez:

l- Nikâh tazeleme bir nikâh kıyılması olduğuna göre kocanın bizzat veya vekil ile nikâh kıyılmasında bulunması gerektiği gibi hanımın da bulunması gerekir Koca hanımın vekâletini al ırsa yine kâfi gelir Halbuki nikâh tazelenmesinde bulunan cemaatın çoğu hanımın vekâletini almadan nikâh tazelemesini yapıyor

2- Nikâhın kıyılmasında akd siğasını işitecek iki şahidin bulunması gerektiği halde camide yapılan nikâh tazelemesinde herkes imamı takip edip sözünü söylemekle meşgul olduğundan hiç kimse başkasının sözünü işitmez ve böylece şer'î nikâh yapılmamış olur

Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II 130

Emekdar Üye 21 Nisan 2009 00:56

RE: nikah hangi durumda tazelenir?
 
Kim dediğini hatırlamıyorum ama biri yenisini alınca demişti:))

NİLGÜN YAZAR 08Haziran 2009 10:49

RE: nikah hangi durumda tazelenir?
 
O nikah bayatlamışsa zaten bünyeye zara verme aşamasına geçmiştir. tazelenmeye kalkışılması içindeki mikroorganizma veya zararlı bakterileri daha da güçlendirir. bu yüzden bu daha da yıkıcı bir etkinlik olacaktır.

FECR 08Haziran 2009 11:07

RE: nikah hangi durumda tazelenir?
 
Rasulullah zamanında tecdid-i iman ve tecdid-i nikah olayı var mıydı acaba?

NİLGÜN YAZAR 08Haziran 2009 11:40

RE: nikah hangi durumda tazelenir?
 
geri dönüşümünden de hayır gelmez üstelik bunların..


SAAT: 17:11

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320