Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Evlilik-Nikah Konuları (https://www.forum.medineweb.net/194-evlilik-nikah-konulari)
-   -   Evlilikler Enkaza Dönmesin:( (https://www.forum.medineweb.net/evlilik-nikah-konulari/17379-evlilikler-enkaza-donmesin.html)

Efser 14 Nisan 2010 21:52

Evlilikler Enkaza Dönmesin:(
 
İnsan yaratılış itibariyle sosyal bir varlık. Bu sebeple de çevresindekilerle sürekli iletişim halindedir. Hatta iletişim insanın temel ihtiyaçları arasındadır diyebiliriz. İnsanlarla sağlıklı iletişim kurmayı başarabilenlerin ise daha mutlu oldukları bilinen bir gerçek. Lakin dünyada zevke düşkünlük, benmerkezcilik çığ gibi büyüdükçe insanların birbirleriyle ilişkileri de bozulmaktadır. İnsanların büyük bir çoğunluğu ya çıkar hesaplarıyla diğerleriyle iletişim içerisinde(buna iletişim değil iletişimsizlik demek daha doğru), ya da bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek bananeci. İnsan ilişkilerindeki kanser kadar tehlikeli olan bu parçalanmalara, her ne kadar dünya düzeni ekonomik şartlar gibi bahaneler sebep gösterilse de, kanaatimce insanilik çizgimizin dejenerasyonu daha gerçekçi bir sebep. Çevremize baktığımızda mutsuz, yalnız insan yığınları görmek hiçte zor değil.

Toplumsal ilişkilerin sağlam olabilmesi için en başta, toplumun çekirdeği olan aile içindeki, iletişimin sağlıklı olması gerekir. Sağlıklı iletişim için aile içinde herkes kendi yerini bilmeli ve sorumluluklarının farkında olmalı. Sorumluluklarının ve aile içindeki konumunun farkında olan eşler problemler karşısında sen ben davasına düşmezler. Biz bilinci yerleşmiş ailelerde huzur hâkim olduğu gibi topluma faydalı bireylerin yetiştirilmesi de kaçınılmazdır.

Aslında temeli evlilik akdiyle atılmış olan ailede eşler birbirlerine olan ihtiyaçlarını bilerek ve kabul ederek hayata bakarlarsa her şey daha kolay olur. Eşlerin birbirlerine olan ihtiyaçlarının en başında sevgi, saygı, sadakat ve karşılıklı güven gelir. Mevlana Hz.'leri diyor ki “Sevgi acıları tatlandırır, bakırları altın eder. Sevgi sayesinde bulanık ve durgun sular duru hale gelir.”

En kötü zamanlar bile eşlerin birbirlerine olan sevgisiyle daha kolay atlatılabilir. Çünkü samimi sevgi beraberinde insana has birçok güzel ahlakın da gelişmesine sebebiyet verir. Eşler birbirlerini seviyorlarsa fedakâr da olurlar zaman zaman birbirlerine müsamaha da gösterebilirler. Sevgiyle birlikte; merhamet, vefa ve bir evlilik için hakikaten çok önemli olan dayanışma duygusu da gelişir. Kısacası sevmeyi ve sevginizi göstermeyi becerebilirseniz aileniz için yapabileceklerinizin sınırlarını genişletmiş olursunuz hatta aile bağlarınızı kopmamacasına sağlamlaştırmış olursunuz.Sevgisizliğin insana ve aileye verdiği zararı anlamak için sokaklarda bali çeken, hiç için insan öldüren, hak etmediğini zorbalıkla insanlardan almaya çalışanlara bakmak yeterli olur sanırım.

Bugün, dünyanın tek süper gücü olarak gösterilen Amerika'nın, sevgisizlik yüzünden çekirdek ailesinin genel itibarıyla sadece anne çocuk veya sadece baba çocuk olacak kadar küçüldüğü bilinen bir gerçek. Ki kendileri de tabiri caizse bu gerçeğin iliklerine kadar farkında olduklarından, Hollywood'da Rambo'culuk oynamaktan vazgeçtiler ve artık daha çok aile içerikli senaryolara rağbet ediyorlar. Çünkü ailenin toplumun ta kendisi olduğunu, aile sağlam olmazsa toplumda karmaşanın, suç oranlarının ne kadar arttığını yakinen gördüler. Bunun içinde yıllardır, diğer toplumların 'sağlam aile değerlerini' planlı bir biçimde çökertmeyi en etkili silah olarak kullanıyorlar.

Ne acı gerçek ki Türk aile yapısı da bu yapılanmadan oldukça zarar gördü. Uyanmazsak zarar görmeye de devam edecek. Aslında mevzu oldukça uzun ama aile içi iletişimde sevginin önemini anlamak için bu kadarı da yeter herhalde. Konumuza dönersek sevgisizlik ya da sadece kendimize sakladığımız sevginin ailede huzursuzluk, mutsuzluk, düzensizlik getireceği aşikâr. Diyelim sevgi meselesini aştık peki saygı nedir?

Saygı; onun öfkeli olduğu anlarda susup beklemektir. Ortam yumuşayınca var olan problemi çözme girişiminde bulunulmalı. Saygı; eşini düşündüklerinden, hatalarından, dolayı küçümsememek kınamamaktır. Hoşgörü ile birçok yanlış huzursuzluk nedeni olmadan telafi edilebilir.

Saygı; bencilliği bir tarafa bırakıp eşinin duygularını, ihtiyaçlarını göz önüne alarak gerektiği kadar 'sencil' olabilmektir. Saygı; isteklerimizi onun üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışarak kabul ettirmek değildir. Kendisine verdiğimiz değeri dilimizle tavrımızla eşimize gösterirsek, çoğu zaman isteklerimizi anlaması için gözümüze bakması bile yeter. Kelama hacet kalmaz.

Saygı; eşimize kızdığımızda, hakaret dolu bir ağızla onun karşısına çıkmamaktır. Haklı dahi olsak. Öfke anında söylediklerimizden daha sonra mahcup olabiliriz ya da öfkemizin izlerini silmemiz bizim yıllarımızı alabilir.

Evlilik birlikteliğinde ne kadın erkeğin ne erkek kadının malı değildir. Evlilikte, erkek ve kadın bir yapbozun parçaları kadar birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Eşler birbirlerini anlamak için yeterli çabayı gösterip, birbirlerini dinlemeyi becerebilirlerse, ön yargılarının esiri olmazlarsa, zor zamanlarında yıkıcı eleştirilerde bulunup, işi yokuşa sürmeden diyalog kurabilirlerse her şey daha kolay halledilebilir. Aksi takdirde evlilikler enkaza dönüşür ki etrafımızda örnekleri pek çoktur. Anlaşılan odur ki; evlilikleri çıkmaza sokan, aile bireylerine evi cehenneme çeviren problemlerden çok, fertlerin birbirleri ile sağlıklı iletişim kuramamalarıdır. Yine söylüyoruz konuşmayı, dinlemeyi, anlamayı, empati kurmayı(kendini karşısındakinin yerine koyma), affetmeyi, hoşgörüyü, karşımızdakinin bizim üzerimizdeki hukukunu göz ardı etmeden yaşamayı öğrenelim, öğrenelim ki sağlıklı iletişim kurabilelim.

Emin olunuz ki ailemizle kuracağımız sağlıklı iletişim bizim hayatımızı kolaylaştıracaktır.

Emekdar Üye 17 Nisan 2010 11:19

RE: Evlilikler Enkaza Dönmesin:(
 
erkek odunsa bayan ne yapsın sayın feminist. sopa000 (bugünde elimden sopayı düşürmedim) :)

Emekdar Üye 17 Nisan 2010 11:25

RE: Evlilikler Enkaza Dönmesin:(
 
bir bakıma doğrusun demek istediğim hep bir taraf alttan alırsa alttan alan elinde sonunda bir gün infilak eder..oda pek iyi sonuçlar doğurmaz.

Emekdar Üye 17 Nisan 2010 11:33

RE: Evlilikler Enkaza Dönmesin:(
 
olmazsada odunları yumuşatma derneği kurarız:))

KARAKÖSE 19 Nisan 2010 09:58

RE: Evlilikler Enkaza Dönmesin:(
 
Galiba bir dernekler paradoksu işlesek iyi olacak. insanımız derneklerin iktisadi gerçeklikler olduğunu unutuyor sanırım:)
Ben de diyorum ki, Şayet eşler birbirlerine anne , baba, akraba, medya vs. penceresinden bakmak yerine, direkt çıplak gözle bakabilseler sorun yaşamazlar.

Esma_Nur 18 Şubat 2012 17:27

Cevap: Evlilikler Enkaza Dönmesin:(
 
Hatice yürekli olabilmek...


Dünya çalkantı içinde… Aileler sancılı… İnsanlık çağının Haticelerini arıyor. Umudun tükenişiyle birlikte yeni çareler peşinde. Vefayı arıyor yürekler. On beş yaşında bir çocuk bile vefasızlıktan yakınıyor. İnsanlar birbirini kınıyor. Ama o kınadıkları şeyi en ala bir şekilde kendileri yaşıyor. Çağın Hacer’leri nerede?

Babalar neden suskun? Sımsıcak yürekli anneler? Çağlayanlar neden çağıldamıyor? Neden bu kadar tatsız aileler? Nerede o sevgi tüten yürekler? Vefa… Ah nerelerdesin? İstanbul ‘da bir semtte mi yadedilir oldu adın?

Nerede hayat arkadaşını rahatsız etmemek adına gözükmeden gizlice sıvışan şefkat abideleri? Hani o Hira nın zirvesine üç gün üç gece beklemişti. Kıyamamıştı ona. Huzuru bozmamak için huzura çıkmamıştı. Rabbiyle arasına girmemişti eşinin. Efendisinin gönül gamını gideren Hatice’ler nerede?

“ Maaş vakitleri eşimi yağlarım parayı aldıktan sonra işim biter,” diyen bir dünyanın kül yutmaz hatunları yetiştirdikleri kızları yuvalara eş olarak veriyorlar. “Ezilme ez, baskın çık, göz açtırma,” teraneleriyle yuvaya giren kız bin entrika binbir dümenle direksiyonu ele geçirir. Erkeğin bütün özlük hakları onun elindedir. Git dersem gideceksin, gel dersem geleceksin. Öyle ulu orta yerde annenle görüşemezsin. Kız kardeşini benim yanımda arayacaksın. Kimseye bensiz tek kuruş harcamayacaksın. Sen bana hizmet edeceksin. Anneme kardeşime hediyeler alacaksın. Bize özel davranacaksın. Ama seninkilere sıra gelince karışmam. Ben yuvama kimseyi karıştırmam. “Ama sen anneni karıştırıyorsun,” diyen kocaya türlü nazlar sitemler ve hakaret etti gerekçesiyle dökülen gözyaşları.

Biz nereye gidiyoruz a dostlar.?Şanlı Osmanlının pembe mendilini hatırlıyorum. Savaşa katılan bir binbaşıya eşi tarafından yazılmış mektuplar vardı hani o minik bohçada. O kadar öz ve o kadar içtendi ki anlatılanlar. Pembe mektuba tutunanlar o sahiplerin asude huzurunu tadardı.

Dostlar! Yuvalarda yangın var.

Her yerden ahlar eninler duyuluyor. Tam bir muhabbet, bütüncül bir samimiyet yok eşler arasında. Ağzını açan diğerini suçluyor. Güven tarümar olmuş ayaklar altında. Pes dedirtecek oranda kıskançlık takipleri var. Her şüphe, aldatılma ve aldatma korkusu.

Babalar ilgisiz. Hiçbir şeyde ilgilenmiyor olmaları şikayet konusu. Yuvaya dört elle sarılamayış olmalarından yakınıyor yürekler. Eş, çocuk ve yuvayla kayıtsız. Her yerden aynı yürek çığlıkları yükseliyor.

Artık anneler için çocuğuna bakmak zor ve zül geliyor. Bakıcı bakınca klas anne bakınca değil. Ev hanımı yaftası yemeye kolay kolay kimsenin gönlü el vermiyor. Geçenlerde bir hanım toplantısında kişiler tek tek kendilerini tanıtıyorlar. Öğretmen, psikolog, işletmeci, manken, mimar. Sıra dört çocuklu nur yüzlü bir anneye geliyor. Ikıla sıkıla “ev hanımıyım,” deyiveriyor. Yüreğim kaynıyor. Bu nasıl şeydir ki; kadınımıza mesleğini söylemek bile zül geliyor. Yüz ifadesinden keşke ah keşke bir titrim olsaydı da söyleseydim. Ama yok ki, der gibi…

Nurdan Damla


SAAT: 02:17

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306