Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Evlilik-Nikah Konuları (https://www.forum.medineweb.net/194-evlilik-nikah-konulari)
-   -   Eşlerin Seçimi Ve Uyumu (https://www.forum.medineweb.net/evlilik-nikah-konulari/24506-eslerin-secimi-ve-uyumu.html)

enderhafızım 09 Şubat 2013 20:31

Eşlerin Seçimi Ve Uyumu
 
Eşlerin Seçimi Ve Uyumu


İslam evlilik meselesinde müslümanlara tam manasıy*la muhayyerlik vermemiş, “İsteyen, istediği ile evlensin” di*yerek, müslümanları bu önemli konuda başıboş bırakma*mıştır. Bu konuda helal ve haramlarla birlikte, teşvik ve tavsiye hükümleri de bulunmaktadır. Müslümanların kim*lerle evlenip, kimlerle evlenilemeyeceğine dair Kur'an-ı Kerim'de zikredilen ayet-i kerimelerden bazılan şunlardır.

“Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik, bir kadın*dan daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de, iman edinceye ka*dar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de-müşrik bir erkekden daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise kendi izni ile cennete ve mağfirete çağınr. O, insan*lara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler” .[27]

“Kadınlardan babalarınızın nikahladıklarını nikahlan*mayın. Ancak (cahiliyyede) geçen geçmiştir. Çünkü bu, 'çir*kin bir hayasızlık' ve 'öfke duyulan bir iğrençliktir'. Ne kötü bir yoldu o!.” “Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halaları*nız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, hz kardeşlerin kızla*rı, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt hz kardeşleriniz, kadınla*rınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemisseniz, size bir sakınca yoktur, sizin sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve ila kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı Ancak (cahüiyyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” [28]

“Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı (Kendilerine) Kitab verilenlerin yemeği size helal sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ik sizden önce (kendilerine) Kitab verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinme*mişler olarak onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz tak*dirde- size (helal kılındı) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğra*yanlardır.” [29]

“Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir ka*dından başkasını nikahlayamaz; zina eden bir kadım da, zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlaya*maz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır.” [30]

“Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler, kötü kadın*lara; iyi ve temiz kadınlar, iyi ve temiz erkeklere; iyi ve temiz erkekler, iyi ve temiz kadınlara (yaraşır). Bunlar, onların de*mekte olduklarından uzaktırlar. Bunlar için bir bağışlanma ve kerim (üstün) bir nzık vardır.” [31]

Müslümanlann evlenecekleri eşleri seçme veya seçe*bilme insiyatifleri, yukarıda bir kısmını zikrettiğimiz bu hükümler çerçevesinde kalan bir insiyatiftir. Resululiah (s.a.v.)'in konuyla ilgili hadis-i şerifleri de, yine müslümanlar tarafından dikkate alınması gereken hadis-i şeriflerdir.

Mesela Buharı ve Müslim'de rivayet edilen bir hadis-i şerif*te Resululiah (s.a.v.), kadının dört şey (Malı, soyu ve şere*fi, güzelliği ve dindarlığı) için nikahlanacağını belirtip, din*dar olanın tercih edilmesini tavsiye etmiştir. İbn-i Mace'de ise aynı konuda şu hadis zikredilmektedir.

Kadınlarla güzellikleri için evlenmeyiniz. Çünkü umu*lur ki güzellikleri kendilerini felakete götürsün. Malları için de evlenmeyiniz. Çünkü umulur ki malları onlan bastan çıkar*sın. Fakat onlarla din(leri) için evleniniz. Allah'a yemin ede*rim ki, siyah, kulağı delik ve dindar bir cariye (diğerlerinden) daha faziletlidir.

Bu hadis-i şerifte kendilerini felakete götürecek bir güzelliğe, baştan çıkarmaya götürecek bir mala sahip olan kadınlar, güzelliğe veya mala sahip olmalarına rağmen dindar olmayan kadınlardır. Nitekim kendilerini güzelliğin ve malın fitnesinden koruyabilecek dini vasıflara sahip ol*madıkları için, istenmese de bir felakete gidebilecekleri ve baştan çıkacakları umulmakta veya beklenmektedir.

Konuyla ilgili olarak zikrettiğimiz ayet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde dikkate almamız gereken diğer bir husus; kadın erkek ayırımı yapılmadan bütün emir, nehiy veya teşviklerin genele şamil kılınamayacağıdır. Mesela müslüman erkeklerin Ehl-i Kitap'tan kız alabileceklerini be*yan eden [32] ayet-i kerimesi, bu izini kadın erkek bütün müslümanlara değil, sadece erkek müslümanlara vermektedir. Tabi ki bu durumun, kendi şartlarında gözlemleyebileceğimiz hikmetli nedenleri bulunmaktadır.

Aile reisinin erkek olması ve ailedeki yaptırım gücü*nün erkekte bulunması, böylesi evliliklerde aileye vaziyet etme noktasında erkek için bir avantaj olurken, kadın için dezavantaj olacaktır. Dirayetli müslüman bir erkek Ehl-i Kîtnp'tan bir kızla evlendiği zaman, aileye vaziyet etme noktasındaki bu avantajını kullanabilecek ve dolayısıyle kendi dinini koruyabildiği gibi, Ehl-i Kitap'tan olan eşinin de bazı hayırlara ulaşmasına vesile olabilecektir. Tabi ki bu olumlu durum, Ehl-i Kitap'tan bir erkekle evlenmeye kalkı*şan müslüman bir kadın için söz konusu değildir. Ehl-i Kitap'tan bir erkekle evlenen kadın, kocasında Ehl-i Kitab'ın şu vasfını, şu arzusunu görecektir.

“Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyan*lar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki Kuşku*suz doğru yol Allah'ın (gösterdiği) dosdoğru yoldur. Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tut*kularına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.” [33]

Ehl-i Kitap erkeğin bu arzusu, zamanımızda dini bir istek olarak değil, bir hayat görüşü ve bu görüşün paralelindeki tavırlar olarak karşısına çıkacaktır. “Şunu şöyle ya*palım, bunu böyle yapalım!.” şeklindeki istekler, aile için*deki erkeğin avantajlı durumuyla ağırlık kazanacak ve yaptırım gücü bulunmayan kadını çaresizlik içinde bırakabi*lecektir.

Aileye vaziyet etme ve yaptırım gücü noktasında er*keğe nazaran dezavantajlı bir durumda bulunan müslüman bir kadının, böyle bir duruma düşmemesi ve bu dezavanta*jını bir avantaj durumuna getirebilmesi, kendisinden daha dindar olan müslüman bir erkekle evlenmesine bağlıdır.

Herhangi bir erkeğe zenginliği veya güzelliği için ta*lip olmak, müslüman kadınlar için oldukça sakıncalı bir durumdur. Çünkü aile reisliğine sahip olan müslüman erkek*lerin bile sadece zenginlik ve güzellik için yapacakları evlilikten sakındınlmalan, aile reisliğini ellerinde bulundur*mayan ve bulundurmayacak olan müslüman kadınlar açısından çok daha vahim bir sakındırma olarak algılanmalı*dır.

Ehl-i Kitab'ın günümüzde yeniden tanımlanması ise dikkate alınması gereken diğer bir husustur. Ehl-i Kitab'ın en kısa tarifi, kendilerine semavi bir Kitab verilen insanlar*dır. Ehl-i Kitab'ın Kur'an-ı Kerim'deki ıstılahı manası ise kendilerine semavi bir Kitab verilmesine ve hak bir din vazedilmesine rağmen, dinlerinin gereğini yapmayan ve dinlerini tahrif eden kimseler topluluğudur.

Eh Kitab'ın bu tanımını dikkate aldığımız zaman, günümüzde Ehl-i Kitab ifadesiyle kastedilen zümrenin, sadece Yahudiler veya Hıristiyanlar olmadığını anlayabiliriz. Çünkü kendilerii Kur'an-ı Kerim verilmesine ve kendilerini İslam'a nisbet etmelerine rağmen, halleriyle, yaşantıla*rıyla, akideleriyle müşriklerden bir farkı olmayan, bid'at ve hurafelerle dinierini tahrif eden kimseler, Ehl-i Kitaptan farklı kimseler değildir.

Dolayısıyla mü'mine bacılarımızın ve bu bacılanmızın velileri olan müslüman anne ve babaların bu hususa önemle dikkat etmeleri, iş, güç, güzellik veya makam gibi sebeblerle kendilerini ve kızlarını ateşe sürüklememeleri gerekir. Anne babaların bu konudaki sorumluluklarıyla ilgi*li olarak Efendimiz şöyle buyurmaktadır.

“Dininden ve ahlakından razı olduğunuz bir kimse kızı*nıza talip çıkarsa, kızınızı ona nikah ediniz. Eğer yapmazsa*nız, yeryüzünde fitne ve fesad olur.”

Resulullah (s.a.v.)'e “Ey Allah'ın Resulü.. Eğer fakirse ne olacak?” diye sorduklarında Resulullah (s.a.v.) üç defa tekrar ederek “Dîninden ve ahlakından razı olduğunuz birisi kızınıza talip olarak gelirse, kızınızı onunla evlendiriniz” bu*yurdu.

Kızlarının dünyada ve ahir tte hayırlarla karşılaşmasım dileyen bütün anne babaların Tirmizi'de rivayet edilen bu hadis-i şerif-i dikkate almalan, dünyaca fakir olmasına rağmen din ve ahiak boyutunda zengin olan müslüman bir genç, kızlarına talip olduğu zaman, bu olaya olumlu bakmaları ve kararı, kızlarına bırakmaları gerekir.

Tevhidi düşünceyle karşılaşan ve İslam gerçeğini kav*rayan bazı bacılanmız, anne babaya itaat adı altında mal veya makam sahibi cahillerle evlenebilmektedirler. Oysa mü'mine bir bacının, öncelikle ve özellikle bu konudaki Al*lah'ın hükümlerini dikkate alması ve anne babaya itaatin, Allah'ın hükümlerine rağmen bir itaat olmadığını bilmesi gerekir.

Bizler hangi mü'mine bacımızın, hangi durumlara, ne kadar dayanabileceğini bilemeyiz. Dolayısıyla bu konuda bizleri değil, durumlarına şahit olan ve durumlarını hakkıyle bilen Allah (c.c.)'ı dikkate alarak, anne babalarına bu du*rumlarını rahmetli bir üslupla izah etmeleri ve cahili evlilik*lerden güçleri nisbetince sakınmaları gerekecektir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.)'in erkeklere hitaben söylediği “Allah'a yemin ederim ki, siyah, kulağı delik ve dindar bir cariye (di*ğerlerinden) daha faziletlidir,” buyruğunun kendileri için de geçerli olduğunu bilmeleri ve kendilerine talip olan müslü*man bir erkekte illa güzellik veya zenginliği aramamaları gerekir. Çünkü mü'mine bir kız için en hayırlı evlilik, işi veya makamı ne olursa olsun kendisinden daha dindar, daha muttaki müslüman bir erkekle yapacağı evliliktir. Bu şekilde gerçekleştireceği evlilik bazı dünyevi sıkıntılarla içi*ce gözükse dahi, sabır ve kanaat hasleti ile bu sıkıntılar ta*mamen ortadan kalkabilecek ve evliliğin uhrevi neticesi, ebedi hayır ve rahmetle sonuçlanabilecektir.

Evlenecek olan kadın ve erkek arasındaki kültür fark*lılıkları ise, dikkate alınması gereken bir diğer husustur.

Çünkü eşler arasındaki bu kültür farklılıkları, bazı durumlarda önemli sorunlara neden olabilmektedir.Müslüman eşler için sorun olabilen bu kültür vakıası,hiç şüphesiz ki İslamı kültürden ziyade yaşanılan çevreden ve günümüzdeki eğitim sistemlerinden kaynaklanan kültür vakıasıdır.

İslami kültür, şu veya bu şekilde eşlerin birbirlerine nakletmeleri gereken ve nakledebilecekleri bir kültür olmasına rağmen;okul ve eğitim süresince kazanılan kültür, eşlerin birbirlerine nakledebilecekleri veya nakletmeleri gereken kültür değildir.

Böylesi kültür farklılıklarının sorun olması, edenilen kültürden ziyade, tarafların bu kültür vakıasına yaklaşım ve yorumlamalarından kaynaklanmaktadır. Daha açık bir ifadeyle eşler arasındaki bu kültür farklılığının sorun olması veya olmaması, eşlerin bu kültür farklılığına bakışı ve önemseyişiyle ilgili bir meseledir. Mesela bu kültüre sahip olan ve önem veren bir insan,bu kültüre sahip olmamakla beraber önem de vermeyen diğer bir insanla hayatını birleştirdiği zaman;eşler arasındaki bu kültür farkı ve bu kültür farkının eşlere göre farklı yorumlanması, çok ciddi sorunlara neden olabilmektedir.

Bu sorun en sağlıklı çözüm, kaldırılması veya eşitlenmesi mümkün olmayan bu kültür vakıasını, büyütmekten ve küçültmekten sakınarak doğru bir yere oturtmak, kendi yerinde ve kendi yeri kadar doğru bir değerlendirmeye tabi tutmaktır. Bu değerlendirme şöyle veya böyle olmalıdır demek,yani üçüncü veya dördüncü şahıslara söz hakkı vermek, eşler arasındaki bu sorunu çözümlemeyecektir. Burada önemli olan evlenecek olan eşlerin, bu kültür vakıasını ortak bir değerlendirmeye tabi tutabilmeleridir. Bu tanım ve değerlendirmede herhangi bir sorunla karşılaşmadan meseleyi ortak değerlendirebiliyorlarsa, evlendikleri zamanda bir sorunla karşılaşmayacakları umud edilebilir.

Tabi ki burada önemli olan, evlilik öncesi ve evlilik sonrası yaklaşımlarda bir değişiklik olmamasıdır. Daha açık bir ifadeyle, eşlerin evlelik öncesi tanışmalarda birbirlerine münafık gibi değil, apaçık bir sadelikle ve dürüslükle yaklaşmalarıdır. Üzerimize diktireceğimiz herhangi bir elbisenin ölçüsünü verirken nasıl ki karnımızı içimize çekip,omuzlarımızı kaldıramayacağımıza göre, nasıl isek öyle görünmemiz,

Hem karşı tarafa açık bir dürüstlük ve hem de aile yaşantımız için bizlere bir rahatlık olacaktır.



[27] Bakara: 2/221.
[28] Nisa: 4/22-23.
[29] Maide: 5/5.
[30] Nur: 24/3.
[31] Nur: 24/26.
[32] Maide: 5/5.
[33] Bakara: 2/120.



Mehmet Alagaş

Kadının Onuru Kitabından





SAAT: 02:06

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306