Tekrar dünyaya gelsen eşinle evlenir miydin?
 

Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sait Yıldırım, yarısı erkek, yarısı kadınlardan oluşan 2 bin sosyal medya kullanıcısının "Tekrar dünyaya gelsen eşinle evlenir miydin?" ve "Dünyaya bir daha gelsen yine evlenir miydin?" sorularına verdiği cevapları inceledi.


İki ayrı sosyal medya hesabı kullanıcılarıyla evlilik konusunda araştırma yapıldı. Ankete katılan erkeklerin yüzde 46'sı, kadınların ise yüzde 54'ü "

Tekrar dünyaya gelsen eşinle evlenir miydin?" sorusuna "Hayır"

cevabını verdi. Bazıları ise "Ben bir kuş olsam, bir daha eşimi köyünün üzerinden bile uçmam" yorumunda bulundu. Ağzı-Açık000Araştırmanın genelinde kadınların erkeklere göre evlenme istediğinin daha az olduğu kaydedildi.



Eşe-evliliğe karşı hissedilen duygulara da yer verilen araştırmada erkeklerin yüzde 32'si evlilikte huzurlu olduğunu, yüzde 30'u ise pişmanlık duygusunu dile getirdi.

Yüzde 34'ünün evlilikten duyduğu pişmanlığını ifade ettiği kadınlarda, huzur bulduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 20'de kaldı.

Dünyaya bir daha gelsen yine evlenir miydin?" sorusuna ise büyük çoğunluk tekrar evlenecekleri cevabını verdi. Araştırmaya katılanların yüzde 72'si evlenme kararını yine alacaklarını belirtirken yüzde 28'i ise evlenmeyeceğini ifade etti.

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Doç. Dr. Yıldırım, "'Tekrar dünyaya gelsen eşinle evlenir miydin?’ sorusuna katılımcıların yüzde 53'ü evet yanıtını verirken yüzde 47'si hayır cevabını vermiştir. Erkeklerin yüzde 42'si kadınların yüzde 53'ü ise hayır cevabını vermiştir. Genel olarak bakıldığında katılımcılarda kadınların tekrar evlenme isteği erkeklere göre daha azdır." dedi.

Kuş olsam eşimin köyünün üzerinden uçmam demiş katılımcı. Erkek kadın bilemedim. Size soruyorum soruyu. Evet sayın aplalarim abiler hocalarim yazarlarim yorumcularım tekrar dünyaya gelseniz eşinizle yine evlenir miydiniz:):) Verilen yorum istatistiklere katilionuzmu?

Evliliklerin önemli bir kısmının sorunu, eşlerden herhangi birinin sorunlu olması veya birbirine uygun olmamak değil: karşılıklı iletişimsizlik. İnsanlar hayatlarının bir kısmını iletişim sanatını öğrenmeye ayırsa, evliliklerin ve her tür insani ilişkinin çoğu kurtulur.

Bu arada tekrar dünyaya gelecek olsam:

Eş değiştirmeyi veya evlenmemeyi değil, iletişim sanatını daha önceden öğrenmiş olmayı isterdim.

Yine bu arada: Sadece tek bir taraf öğrense bile evlilikler kurtulur. Çünkü iletişimi yönetmeyi bilen, karşı tarafın sorun çıkardığı durumlarda çözümün nasıl geleceğini de bilir. En başlarda yükü tek başına omuzlar tabi ama zamanla karşı taraf da (zekâ özürlü değilse) öğrenir.

Denenmiş, onaylanmıştır. Elhamdülillah.

Maşallah yani tekrar dünyaya gelsen eşinle evlenirsin. Ne mutlu :):) önerilerin çok güzel saolasin

Aman ağzımın tadı kaçmasın derken herşeyi yuta yuta bir gün yutamaz oluyor genellikle kadınlarda öfke patlamaları yaşanıyor! Evlilik kurumunu kötülemek gibi bir niyetim yok denklik yok eşlerde bu eğitim falan değil kişilik olarak denklik yok. Bana sorarsanız kadınların % 90 ı değil eşimle asla evlenmem diyeceğine eminim :))

Şöyle diyeyim: Geçmişte çok sorunumuz oldu ve hatta ikimiz de ölsek de kurtulsak durumuna gelmiştik. Ama iletişimin etkisini kişisel çabalarım sonucunda öğrendikten sonra, sorunlarımız giderek azalmaya başladı. Bugün benim "onun için en uygun kişi olduğumu" düşünüyor, ve aynı şekilde ben de "ondan farklı birisiyle evlensem olmazmış" diye düşünüyorum. Zıt karakter denilecek bir çifttik yani ve ama bugün zıt karakterli olmanın sorun olmadığını, asıl sorunun "bu zıt karakter, neden hayata zıt bakıyor?", bunu sorup öğrenmemek olduğunu anladık.

Etkili/Açık iletişime borçluyuz tüm bunları. Birbirimizi net anladıkça birbirimize hak verdik, hak verdikçe anlayış ve uyum ortaya çıktı. Tabi bu arada sivri düşüncelerimiz de "aile birliğinin hayrına" olacak şekilde iki taraflı yontuldu, ortalama bir hale döndü.

Bu arada aile birliği demişken:

"Aile birliğinin hayrına" davranmak çok önemli. Kişi kendi nefsine dokunduğu için asla kabul etmeyeceği bir şeyi, söz konusu aile birliğinin yararı olduğu zaman kabul eder hale geliyor. Bununla ilgili ikimizde de şu düşünce sabit oldu artık:

Ne benim faydama, ne senin faydana; "ailenin faydasına olan neyse o olsun."

Aileyle ilgili "taraflar arasında olması gereken" görüşü, bir de matematiksel bir değer olarak ifade etsem, derdim ki:

aile >(büyüktür) karı+koca.

Dediğiniz "yuta yuta" yöntemini ilk yıllarımızda, hem de 18 yıl kadar denedim. Haklısınız, sonucu öfke patlamaları ve tabi evliliğin yıkımına doğru yol almak. Ve kişilik farkı sorununu ben de sorun kabul edenlerdendim.

Ama yöntem yutmak da değilmiş, sorun da kişilik farkı değilmiş. Yukarıda kısaca değindiğim gibi: İletişimsizlik; tek sorunumuz buymuş.

Evlilikteki sorunlarla ilgili sosyal medya hesabımda bir yazı paylaşmıştım, olduğu gibi kopyala-yapıştır yapıyorum. Bilhassa okuyan gençlere faydalı olur diye umuyorum. Çocuklara da genel iletişim kuralı olarak öğretilmeli bunlar, nitekim bana göre onlara verilecek en güzel hediye böyle bilgiler. Böylelikle farkındalığı yüksek olan kişilerden olarak, hayatlarındaki sorunlar çok daha kısa sürede sorun olmaktan çıkacaktır inşaAllah.

...

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler; yoksa şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır."

İsrâ Suresi : 53

Es selamu aleykum,

Bilhassa yeni evliler bunu çok iyi bilir:

Aslında iki tarafın da kötü niyetli olmadıkları bilindiği halde, sırf yanlış anlamalar yüzünden çok evlilik zora giriyor. Konuşulan dil Türkçe. Ama bir kelime birinin ağzından belli bir anlamda çıkarken, ötekisi "aynı kelimeyi farklı duygular ile anlamlandırdığı için" yanlış anlayabiliyor. İnsanların hayata bakış açıları da, beklentileri de, bir kelimeden anladıkları da çok farklı olabiliyor çünkü. (Ve bu dediklerim anlık durumlar değil sadece; yıllar boyu aynı evde yaşadığı halde henüz gerçekten tanışamamış tonla çift var. Oysa ki birbirlerinin ifade dilini bir çözseler, belki de husumet besledikleri eşlerine aşık bile olabilirler.)

Sonrasında ise, arada kötü niyet olmamasına rağmen taraflar birbirini düşmanmış gibi görebiliyor. Şeytan, işte bu alanlarda hep pusuda; en sevdiği cephelerden biridir bu, bilirsiniz: karı-koca arasını ayırmak.

Bu konuda çok uzatmadan tavsiyelerimi sunacak olursam:

Şeytan pusuda, bunu biliyorsunuz. Dolayısı ile karşı tarafın bir bakışı, bir kelimesi ile "bana bunu demek istedi" diye hemen tahminde bulunmayın. Veya illa ki tahminde bulunacaksanız iyi tahminlerde (hüsn-ü zanda) bulunun. Ama en iyisi şudur: "Bana bunu mu demek istedin, ne demek istedin?"

Anlamadığınız detayı açıkça sorun yani, ve net anlayın. Karşı tarafı da ısrarla netliğe çağırın. Bu aşamada "edebince/usulünce olduğu sürece" tartışma oluşmasından çekinmeyin.("Tartışma" diyorum; sözlü veya fiziki şiddet içeren "kavga" ile "tartışma"yı birbirine karıştırmayın.) Birbirinizi gerçekten tanımanın tek yolu budur çünkü.

Unutmayın: Tahmin/Zan asla gerçek bir bilgi değildir ve şeytanın kalplere en büyük giriş kapısı da budur; bunu asla ama asla unutmayın. (Sadece bu konuda değil, her tür konuda bu böyledir.)

Ek olarak;

İfâde diline olduğu gibi, beden diline de önem gösterin. Bilhassa evliliğin ilk yıllarında, taraflar birbirinin düşüncesini/karakterini net anlayana kadar "özet/birden fazla anlama gelebilecek ifadelerden" olabildiğine kaçının.

Ezcümle:

Etkili/Açık konuşmayı öğrenmek ve beraberinde hüsn-ü zanna sıkıca tutunmak evliliğin ve tüm iletişim türlerinin yegâne ilacıdır.

Dip Not: Evet, ikili her tür iletişimde bu dediklerim aynen ilaçtır. Ama iletişim eksikliği olan durumlarda en çok zararı evlilikler görür. Bir diğeri de çocuklarla iletişimdir. Ben özetle evlilik üzerinden anlattım, sizler her alan için uygulayın.

Sağlıcakla kalın, es selamu aleykum.

Çok güzel açıklamışsınız anlamadığımız yerde “net olurmusun anlayamadım” demediğimizden belkide bu kaos Sosyal medya adresinizi verirseniz takip edelim sizi bu değerli bilgileriniz alalım paylaşalım etrafımızdakilerde istifade etsin

İlginiz için çok teşekkür ederim.

TouchApp adlı yerli uygulamadayım bir süredir, ordaki kullanıcı adım: huzurla_kal

Aynı isimle İnstagram'da da bulunuyorum ama orada sürekli erişim engeli alıyorum, yorumlarım spam olarak işaretlenip siliniyor sık sık ve açıkça beni kara listelerine almışlar, bu çok belli. (1,5 yıldır birçok kez yeni hesap açmayı denedim ama sonuç hep aynı) Bu sebeple oradaki paylaşımlarım daha kısıtlı kaldı ve ordan devam edip etmeme konusunda açıkçası kararsızım.

değerli görüşler var imzalanır teredütsüz.evlilik yuva huzur kolay değildir.meşakatli bir süreçtir.bazen esma hanımın dediği gibi yuta yuta...bazen vasat hanımın dediği gibi iletişim bozukluğu yani alma verme dengesi...ve onlarca çözüm önerileri...hepsi de doğrudur hepsi de yerinde tesbitlerdir.

önce bakış açısı doğru olmalı yani evlilik nedir ne değildir konusunda net olmak lazım.çiftlerin ortak beklentisi nedir ortak bakış açısı netleşmelidir.iyi niyetler asla zedelenmemelidir.en önemlisi evlilik bir çıkar döngüsü veya kurumu asla olmamalıdır.

arkadaşların çözüm önerilerinin kilit noktası amasız fakatsız lakinsiz çıkarsız iki yüreğin sesi iki elin alkışı olmalıdır.evliliklerde iki göz veya iki kulak değil de iki el olmalıdır.gözlerden biri yada kulaklardan biri sıkıntılı ise diğer gözün veya kulağın yapacağı fedakarlıktan ibarettir.ama iki el birleşince iki kol tutuşunca güç doğar destek doğar birlik doğar ortak yürek doğar.

kadın aile danışmanlığı dönemlerinde karşılaştığım evliliklerin çoğunluğu çiftlerin ; el ne der,çocuklar ne olacak,kaderimiz de bu,başka şansımız yok,olan oldu,olana ölene çare yok...gibi tesellilerle evlilikler sürdürülmektedir.tatsız tuzsuz mutsuz hırçın gergin huzursuz zorakilerin ortak oteli misali...

zamanında altı çizilenler uzun süre toksit ve huzursuzluğun neticesi üstü çizilenler moduna geçilmektedir.tek yüreklilik iki yüzlülüğe,sevgi çıkara,samimiyet korkuya,sevgi zorunlu değil ama saygı zorunluluğa,özlemek katlanmaya,mutluluk yaşam savaşına dönüşür...

evrensel olarak çiftlerin tek ortak noktası ikisinin de insan olmasından ibarettir.küfuv dediğimiz denklik konusu çok ama çok önemlidir.eğer kafa yurek sevgi saygı bakış açışı ve iyi niyet denkliği denklemine itina ile bakılırsa o fidan zamanla çınar olur.ikisinin tek ortak noktası insan olmak iken zamanla fedakarlıklarla ortak noktaları hızla çoğalacaktır.

vasat hanımın etkili konuşmak kaliteli iletişim kısmına katılıyorum tek şartla küfüv olacak.güldüğüne ağlayan ağladığına gülen bir eşle veya eşlerden biri narsist ise veya birisinin kıblesi şam diğerinin paris ise ayıkla pirincin taşını...

kufuv yani denklik varsa (ruh ikizi,yürek birliği,güçlü sevgi,bakış açısı birliği,kültür inanç ilim irfan vs) dünyada cenneti yaşarsınız...aksi takdirde cehenneme gitmeye gerek yoktur onu burda yaşarsınız...