Meslegi Çalışmalar(zekat terimleri) ZENGİN: Dinen zengin sayılan kimselerin mallarından belli bir kısmını Allah Teâlâ’nın Kuran da verilmesini emrettiği kimselere vermelerine zekât denir. NİSAP: Zenginliğin ölçüsü sayılan miktara nisap denir. EL MİLKÜ’T-TAM: Bir mala tam olarak sahip olmak demektir. ZİLYETLİK: Bir malın kişinin filen elinde olması veya onun tasarrufu altında bulunması gerekir. MAL-İ DIRAR: Bir kimsenin mâlik olduğu halde yararlanması mümkün olmayan, başka bir deyimle elinden çıkıp, dış görünüş bakımından, artık geri dönmesi umulmayan mal, demektir. DEYN-İ KAVİ Kuvvetli alacaklar demektir. DEYN-İ MUTAVASSIT: Orta alacaklar demektir. DEYN-İ ZAİF: Zayıf alacaklar demektir. NEMA: Bir malın artıcı nitelikte olmasına nema denir. GERÇEK ARTMA: Bir malın ticaretle, doğum yoluyla veya tarımla artmasıdır. TAKDİRİ (HÜKMEN) ARTMA: Bir malın kendisinde artma imkân ve potansiyelinin bizzat bulunmasıdır. MÜSADERE: Devletin zorla gasb ettiği mallara denir. HAVELANÜ’L-HAVL Zekâtın farz olabilmesi için nisap miktarı malın üzerinden bir kameri yılın geçmesine havelanü’l-havl denir. MALİ MÜSTEFAD önceden yok iken sonradan ferdin mülkiyetine geçen maldır. EL-EMVALÜ’L-BATINA: Zekâtta gizlenen mallara el-emvalül-batına denir. EMVALİ ZAHİRE: Açıkta olan, görebilen, saklanması kolay olmayan mallara denir. ÖŞÜR: Toprak ürünlerinden alınan zekâta öşür denir. RİKAZ: Maden, define ve hazine gibi kendiliğinden yer altında bulunan veya insanlar tarafından yer altına gömülüp gizlenen her türlü kıymetli maden ve eşyaya rikaz denir. KENZ: Yer altında buluna definelere denir. MİSKİN: Hiçbir geliri ve malı olmayan kimsedir. FAKİR: Ev ve ev eşyası gibi asli ihtiyaçlarını karşılayan malı olsada geliri ihtiyaçlarını karşılamayan nisap miktarından daha az malı bulunan kimseye fakir denir. NİSAB-I İSTİĞNA: müslümanların başkalarından yardım dilenmemesi için konulmuş zenginlik ölçüsüne denir. AMİL: Zekât gelirlerini toplamak ve dağıtmakla görevlendirilen kişiye amil denir. MÜELLEFE-İ KULUB: Kalpleri islama ısındırılmak veya kötülüklerinden emin olmak istenen kişilerdir. Bunlara zekât verilebilir. GARİMİN: Hanefilere göre borcu olan ve borcundan başka Nisab miktarı malı bulunmayan kimselerdir. Fİ SEBİLİLLAH: Allah yolunda olan kimselere denir. Bunlara zekât verilebilir. Mülk arazi: Kişilerin malik bulunduğu ve her türlü hukukî tasarrufta bulunabildiği arazi türü Miri, öşür, harac arazi gibi kısımları vardır. SAİME: Senenin yarısından fazlasında Kırlarda ve otlaklarda güdülen, nesillerinin çoğalması, süt ve yağlarının artması ve ticari gayelerle beslenilen hayvanlara Saime denir. MALUFE: Yemle beslenen hayvanlara malufe denir. AMİLE: Ziraat, nakliyat gibi işlerde kullanılan hayvanlara amile denir. MİRİ ARAZİ: (ARAZİYİ MİRİYE) Kuru mülkiyeti devlete, yararlanma hakkı kişilere verilen topraklar. MEVKUF (VAKFEDİLEN) ARAZİ: Vakıflara tahsis edilen arazilerdir. METRUK ARAZİ: Toplum yararına terk edilmiş topraklardır. MEVAT ARAZİ: Kimsenin tasarrufu altında bulunmayan ve kamunun yararına terk ve tahsis edilmemiş, boş yerlere mevat arazi denir. AYN: İnsanın zekât için ayırdığı ve yanında hazır bulunan malına ayn denir. MÂL-İ DIMÂR Bir kimsenin sahip olduğu halde yararlanması mümkün olmayan, başka bir deyimle elinden çıkıp, dış görünüş bakımından, artık geri dönmesi umulmayan mal, demektir. USUL: Bir kimsenin anne baba dede ve ninelerine verilen isimdir. FÜRUA: Bir kimsenin çocuk ve torunlarına denir. |
SAAT: 13:05 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.