![]() |
Hangi sandalyeye oturmak istersin Bir sandalye çekmek kim olduğunu ortaya ciksriyomuş, psikolojik bi test. Deneyelim hep beraber. Ünlü İsviçreli bir psikiyatra ait bir test. Gerçekliği varmı denemek belki iyi gelir. Bişey kaybetmeyiz, hepsinin farklı yorumları var. Siz seçin sonra vereyim:):):) [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Gönlümden 4 numaralı çiçekli sandelye geçti,kimsenin koltuğunda gözüm yok dercesine verin çiçekli sandelyemi oturayım çiçek gibi 🤭 |
Alıntı:
4. sandalye bir köşede öylece Rengiyle,dokusuyla, tasarımınyla konuşur.hemen dikkat çeker. Sanki bana bak,ben farklıyım, bende hayat var der gibidir. Uyum sağlamaya uğraşmaz. Eğer bu sandalye seni çektiyse muhtemelen hayatın monotonluguna razı olmayan birisin.icinde meraklı, katı kurallara isyan eden spontan bir çocuk var. Yada daha fazlası. Dünyayı daha farklı,daha derin,daha renkli ruhuyla görmek isteyen bir sanatçı. Karl Jung bu tarz kişilikleri ilahi çocuk arketipi olarak adlandirir. İlkel masum ama aynı zamanda yaratıcı güçle dolu. Bu sandlayeyi seçerek bilinçli yada bilinçsiz duygusal özgürlük yanını ifade ediyor olabilirisn.kendi sesinle konuşmayı, kendi başına düşünmeyi,kendi kurallarına göre sevmeyi arzu ediyrsun. Maskeleri sevmiyorsun, rol yapmaktan hoslanmiyorsun. Bazen dışardan en çok parlayan şey içerideki acıyı gizler. Bu snadlaye bir zamanalr tamda kendisi olduğu için incinmiş bir ruhun sembolü olabilir. O yüzden yalnızlığı seçer. Çünkü kimse akıntıya karşı gidenleri anlamaz. Ama sende bilirsin ki uzun süre susan bir ruh bı müddet sonra hastalanmaya başlar. Ve yaratıcılık senin ilacın senin duan. Sen her zaman renkli değil, bazen kaybolmuş,bazen sessiz ama hep otantik Ne dersin?cicekver |
Alıntı:
Güzel yorumun için de teşşekkür ederim.. cicekver |
3 numaralı şıkkı seçiyorum ama sandalye denmiş 3 numara koltuk oluyor aslında,,, 🙃 Rahatlık babında onu seçiyorum,,, oturmuşken rahat oturalım dimi,,, 🙃 |
İnsanların tercihlerinin altında yatan onlarca sebep vardır.ve insan halen tam anlamıyla tanımlanmış ve tanınmış bir varlıkta değildir.bu deneye konu olmuş sandalye, koltuk ta insanı bir nebze tanımak için bir test olarak gekistirilmek istenmiş olabilir.sonucta bazı durumlar isabetli olsada isabetsiz olan yorumlarda olacaktır.sonucta tanımaya çalışılan insan denen karmaşık bir varlık tır. Şimdi diyeceksiniz bu kadar bir açıklamanin yanında bir tercih te yapsaydiniz.bende 3 diyeyim. 3.sandelye değilde tekli koltuk olduğunu fark etmekte bir detaydir bence hatta bir çok kişi fark etsede bunu dillendirmekte bir detay konusu.sonucta bilinmek istenen insan ve insan hakkında bir bilgi... |
evet000 İki kişi 3. koltuğu tercih etmiş. Şöyle diyor Karl Jung Bu sıradan bir sandalye değil sınıfı olan rahat bir koltuk. Görünüşü saygınlık ve konfor yayıyor. Sadece oturmani değil, rahatlamanı, kendini evinde hissetmeni, kök salmanı, aceleyi bırakmanı ve önemli olma lüksünü kendine tanımanı isteyen bir Eğer bu koltuğu seçtiysen derinlerde belkide bir tanınma arzusu yatıyor. Ruhun sana daha fazla dikkat çekmeyi, bir yere sahip olmayı, kendini görmezden gelinme, farkedilmeme, duyulmama korkusu olmadan özgürce var olabileceğin bir alanı hakettigini fısıldıyor olabilir. Karl Jungun derin ruh bilimine göre bu koltuk kral veya ataerkil arke tipiyle yankılanır. Kral sadece hükümdar değil onurun, merkezin ve otoritenin sembolüdür. Değerli olduğunu ispatlamak zorunda olmayan kişidir. Ancak bu içsel krala giden yol çoğu zaman bir yaradan geçer . Reddedilme, görünmez olma, koşulsuz sevginin eksikliği yarası. Bu koltuğu secmen içinde bir kontrol ihtiyacını yaşadığını düşündürebilir. Despot olduğun için değil, geçmişte çok defa ayaklarının altında ki zemini kaybettiğini hissettiğin için, çocukluğunda duyguların dikkate alınmadığı, ihtiyaçların göz ardı edildiği ve varlığının koşullu olduğu durumlar yaşamış olabilirsin. Bu yüzden bir strateji geliştirdin. Eğer önemli olursam o zaman beni görecekler. Bu koltuk aynı zamanda içsel babanın arketipini simgeleyebilir. Fiziksel veya duygusal olarak eksik kalmış olanın.Ve şimdi bu seçimle bilinç altında daha önce sahip olmadığın şeyi kendi içinde inşa etmeye çalışıyorsun. İçinde güçlü ve güvenilir bir yer. Sonunda yaslanabileceğin bir alan. Bu aynı zamanda bir tuzakta olabilir. Çünkü bazen bir koltuk dinlenme yeri olmak yerine tek başına oturduğun bir tahta dönüşebilir. Bu mobilyanın yumuşaklığı konfor istiyorum diyor ama konfor her zaman tembellik anlamına gelmez. Çoğu zaman uzun süreli bir gerginliğin telafisidir. Bu tür konfor sembollerini seçen insanlar genellikle yanlarında bir yaşam yorgunluğu, zihinsel,duygusal ve varoluşsal yorgunluk taşırlar. Kendileri olmaları gerekmeyen, herşeyin yerli yerinde olduğu, sonunda nefes alabilecekleri bir alan özler. Dışardan bir konfor vahası gibi görünen koltuk saklanma yeri de olabilir. Duyarliğınla yüzleşmekten seni koruyan, egonu inşa ettiği bir alan olabilir. Bu koltuk aynı zamanda alanı hem fiziksel hem zihinsel olarak kontrol etme ihtiyacını da simgeleyebilir. Sana ait bir yerdir. Kimin yanında oturacağına sen karar verirsin. Hayatını nasıl, ne zaman paylaşacağına sen karar verirsin. Ve bu bir güç hissi verse de yalnizlaştirabilirde. Eğer bu koltuk seni kendine çekiyorsa bu ruhunun sadece konfor değil, aynı zamanda kabul özlemi çektiğinin bir işareti olabilir. Sadece güç değil, tüm benliginle kırılgan, kusurlu ve insani halinle görünme arzusu. Bu sandalye yerimi istiyorum diyor. Ama bazen yer dışsal değildir. Bazen senin yerin, sen rahat bir yerde oturmasan bile birinin seni gerçekten gördüğü yerdir. |
Bende 1 numaarallı sandalye diyorum:) |
Alıntı:
Bu sandalyeyi seçerek bilinçaltında bir denge arayışında olabilrisin. Belki hayatında yada geçmişinde birşeyler fazla kaotik , fazla acı verici , fazla tahmin edilemezdi. Belki duyguların bastırıldığı bir ortamda büyüdün ve sakinlik senin için bir lükstü. Belki hayatta kalmak için basitleşmeyi, sadeleşmeyi, azaltmayı, sessizliğe sığınmayı öğrendin. Arketipsel olarak bu sandalye dünyadan kaçan kişiyi yada gozlemciyi simgeler. Dünyanın gürültüsünden uzaklaşan kişi zayıf olduğu için değil, iç dünyasına verdiği değerden ötürü sessizliği Gösteriş oyunlarına katılmak Dışardan bakmayı, konuşmaktan çok dinlemeyi,gozlmelenmekten çok gözlemlemeyi tercih eder. Bu arketip mesafenin bilgeliğini taşır. Aynı zamanda yalnızlık riskini de barındırır. Kalbini o kadar etkili Korur ki zamanla kendi bile onunla temasını unutabilir. Diğer yandan gözlemci,kaosla dikkati dağılmadıgı için daha fazlasını gören Sessizlikte ki nüansı,sadelikteki anlamı tekbir bakışta tüm dünyayı kavrayabilen odur. Bu arketiple özdeşleşen insanlar genellikle derin düşünceli,dikkatli ve psişik dünyanın inceliklerine karşı duyarlıdırlar. Başkalarının yoğun duygularıyla temasın boğucu gelmesinden dolayı genellikle gölgede kalmayı, taahhutlerden kaçınmayı seçerler. Bu sandlaye aynı zamanda sertlik şeklinde değil, daha çok geri çekilme şeklinde bir duygusal zırhın sembolü Görünmez bir sınır Sanki buradayım ama tam değil, yakınım ama çokta değil der gibidir. Bu genellikle çocuklukta gelişen bir savunma mekanizmasıdır. Duyguları ifade etmenin incinme riskini taşıdığını öğrendiğimiz zamanlarda oluşur. O zaman sadelik güvenliğe, sessizlik korumaya, mesafe ise kimsenin sana çok derinden dokunamayacağının garantisine dönüşür. Bu sandlayeyi seçerek belkide herşeyden çok duygusal güvenlik arayan bir insansın. Ruhun fazlaliktan yorulmuş olabilir. Kalbin dünyanın dramlarından bir mola istiyor olabilir. Sadelik ve düzen her ne kadar güzel olsa da bir perde görevi görebilir. Bu sandlaye sadece bir eşya değil. Hafiflik özlemi çeken bir ruhun ama aynı zamanda hayatın yoğunluğuna belkide güvenmemeyi öğrenmiş bir ruhun sembolüdür. Bunda yanlış bişey yok. Sadece varolmanın başka bir yolu,hayatta kalmanın başka bir stratejisi senin aracılığıyla konuşan bir arketip. Çünkü biz neyi seçtiğimiz değiliz. Aynı zamanda neden seçtiğimiziz. |
Sevgili Karl Jung %80 tutturmuş :) sen hangi sandalyeyi seçerdin? Hangi sandalye seni rahat ettirir? Cevaplar sende ama kopya çekmeyeceğine inanıyorum:) |
Alıntı:
Ya ben tarafsız olamadım. Önce koltuk rahat dedim sonra bu işte bişey vardır diye su damlası gibi çiçekli sandalyeyi seçtim ama eminde olamadım ben biraz kararsız kaldım. Gitti bende psikoloji :) 2 ile 5 kaldı. Onları seçen olursa yazarım :):) Admin başkanım gelir seçer belkicicekver Gerçi bana koltuk verin der kesingülümseyen000Vasat gelir bellimi olircicekver Onlara bırakayım sandalye tercihlerini. |
Koltuk hiç tercihim olmaz. 2. sandalye ver gitsin. Ne anlatıyor, neden bahsediyor sen yaz bi ara ilgilenirim :) |
Alıntı:
Jung derki seçtiğin bir sandalye değil aslında.kim olduğunu fısıldar sana. Öyle sıradan bir eşya değil. Ruhunun bir aynasıdır adeta. Dur bir an .Kalbinin seçmesine izin ver. Rahatlığını düşünme, stilini yargılama. Sadece içinden geleni takip et. Çünkü bu sadece basit bir seçim değil sfhfgshsfhsgh Etkilendinmi aplam:):) ona göre devam edicemgülümseyen000 |
İlginç, devam et bakalım. Bilemedim etkisini tepkisini. Buyur söz senin. Uygun zamanda okurum:) |
Tmm aplm 2 numaralı sandalye bak sana neler diyor psikolojik analizi bakalım onaylicanmıcicekver İkinci sandalye anlamın kalesi.bu sandalyenin anlatacak bir hikayesi var.Ona baktığında sanki eski kitapların kokusunu, ahşabın sıcaklığını, geçmişin dokusunu hissedebilirsin. Gösterişsiz ama zarif, zamana kök salmış gibi sağlamdır. Sanki nesillerin hikayesini çoktan biliyormuşcasina . Bu, yenilik arayan birinin değil, derinlik, anlam ve düzen özleyen birinin seçimidir. Eğer bu sandalyeyi seçtiysen ruhun kurallara ve anlam sağlayan bir estetiğe Özlem duyuyor olabilir. Sen kaosa tahammül edemeyen bir insansın. Sadece duygusal düzeyde değil, entelektüel bir düzeyde de bir çevreye ihtiyacın var. Düzene değer veriyorsun. Karl Jungun derin ruh bilimine göre bu seçim koruyucu veya gelenekçi arkatiple yankılanır. Koruyucu sadece başkalarını değil aynı zamanda fikirleri, değerleri ve mirası da koruyan bir figürdür. Sorumluluk hisseden insanın görevinin düzeni, aileyi, aktarılan normları gözetmek olduğuna inanan biridir. Bu ihtimam gösteren, ama aynı zamanda konrtol eden, güvenlik veren ama aynı zamanda sınırlar koyan bir enerjidir.Zamanin sınavından geçmiş olana güvenen kişidir. Bazen değişim korkusuyla, bazen ataların bilgeliğine duyduğu derin saygıyla , bazen de herşeyin yerli yerinde olmasına dair içsel bir ihtiyaçla bu sandalyeyi seçerek güçlü bir ahlâkî pusula ihtiyacı hisseden biri olabilirsin. Prensiplerin var. Belki yüksek sesle dile getirmiyorsun ama senin için önemliler. Hayatını kontrol altında tutan, sana kararlar verdiren, doğruyu yanlıştan ayırt etmeni sağlayan onlardır. Sahtekarlığa, kararsızlığa, boş laflara dayanamazsın. Derinliğe, gerçeğe, özgünlüğe ihtiyacın var. Ama Jung un uyardığı gibi her arketipin bir gölgesi vardır. Yapı arzusunun ardında kontrolü kaybetme korkusu gizlenebilir. Geleneklere bağlılığın altında bilinmeyene duyulan korku yatabilir. Belki sadece dışsal kaostan değil, içsel kaostan korkuyorsun. Ya kontrol etmeyi bırakırsan, kurallara uymayı bırakırsan sadece hissedersen ne olurdu? Retro tarzı bir sandalye seçimi sadece estetik değildir. İstikrara duyulan nostaljinin belkide herşeyin dsha basit göründüğü, hayatın net rollere sahip olduğu zamanlara duyulan özlemin bir ifadesidir. Baba babaydı, anne anneydi, tanrı gökteydi ve herkes kendi yerini biliyordu. Bu nostalji derin olabilir belkide net kuralların olduğu ama sıcaklığın eksik olduğu bir çocukluktan kaynaklanıyor olabilir. Dünya yıkılırken bile dış görünüşünü korumaya çalışan birisin. Estetiğe moda olduğu için değil, güzellik sana anlam kattığı için önem veriyorsun. Belki kırılganlığıni göstermekten korkuyorsun ve yerine zerafet sergiliyorsun. Belki de herşeyin iyi görünmesi için harcadığın çabayı birilerinin farketmesini özlüyorsun. Belki de modern hayatın kaosunda insanlığını korumak dağılmamak için birşeylere tutunmanin gerekli olduğunu hissediyorsundur. Yung en büyük dönüşüm potansiyelinin bilincin bilinç dışıyla buluştuğu yerde bulunduğunu yazmıştır. Bu sandlayeyi seçerek sürekli değişen dünyada kendini sağlamlaştırmayı seçiyor olabilirsin. Belki de yapıda bir sınırlama değil özgürlük arıyorsun. Herşeyin dağılmasından korkmak zorunda kalmadığında gelen bir özgürlük... Ama şunu sormaya değer. Kuralların seni hizmet ediyor mu, seni hapsediyor mu? Etrafında yarattığın yapı sana nefes aldırıyor mu, yoksa bir kabuk gibi kapanıyor mu? Bu sandalye bir anlama ihtiyacım var diyor. Ama bazen anlam bir düzenden doğmaz. Bazen hissetmeye izin verdiğimiz kaostan doğar. Derinliği keşfetmek için kurallarından vazgeçmek zorunda değilsin. Hissetmek için herşeyi yıkmak zorunda değilsin. Ama zaman zaman şunu sormaya değer: Tuttuğum şey hala bana yol gösteriyor mu, yoksa sadece ilerlememi engelliyor. cicekver |
SAAT: 11:55 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.