![]() |
kendini bul Sessizce oturup zihinini dinlersen bir cok sesle karsilasacaksin Bu sesler sana tanidik geldiginde sende cok sasiracaksin Sesler in bazisi dedene Bazıları babana Bazıları annene benzeyecek Yada sevdigin sevmedigin butun dost ve fusmanlarinizin sesleri Sen kendini aradiginda Kendini bulamayacaksin cunku kalabalik fazlad yogundur... |
Cevap: kendini bul Aslinda sen kendini unutali epey zaman oldu Sen kendi fikirlerini soyleme imkani taninmadi sana Sana sadece itaat etmen ogretildi Sana sadece buyuklerin emrine evet demen ogretildi Simdi sesini bulman biraz zor olabilir Soyle bakalim senin sesin var mi yok mu ? |
Cevap: kendini bul Bu yüzden kendi sesin çok kısık kalmıştır ve diğer sesler çok yüksek, çok buyurgandır çünkü onlar emir verdikleri için sen kendine rağmen bunlara uymuşsundur. Onlara uymak gibi bir niyetin yoktu çünkü bunun doğru olmadığını biliyordun. Fakat kişi saygınlık kazanabilmek, kabullenilebilmek, sevilebilmek için itaat etmek zorundadır. |
Cevap: kendini bul Doğal olarak içinde eksik olan tek bir ses, tek bir kişi var; ve o da sensin. Yoksa tam bir kalabalık söz konusu. Ve bu kalabalık sürekli olarak seni deli ediyor çünkü seslerden biri “Bunu yap!” derken bir diğeri, “Bunu asla yapma! Sakın o sesi dinleme!” diyor ve sen ikiye bölünüyorsun. Tüm bu kalabalığın geri çekilmesi gerek. Tüm bu kalabalığa şunu söylemek gerek: “Artık beni lütfen yalnız bırakın!” Dağlara veya ücra ormanlara kaçmış olan kimseler aslında toplumdan kaçmıyor, kendi içlerindeki kalabalığı dağıtabilecekleri bir yer arıyorlar. Ve içinde kendilerine yer edinmiş insanların belli ki gitmeye gönlü yoktur. Oysa kendi başına, hak ettiğin şekilde bir birey haline gelmek, bu daimi çatışma halinden, içindeki karmaşadan kurtulmak istiyorsan onlara güle güle demek zorundasın; sesler büyük bir saygı duyduğun babana, annene veya dedene ait olsa bile. Seslerin kime ait olduğunun hiç önemi yok. Kesin olan bir şey var: Onlar sana ait değil. Seslerin sahipleri kendi zamanlarında yaşamışlardı ve geleceğin neler getireceğine dair hiçbir fikirleri yoktu. Çocuklarını kendi deneyimleriyle yüklediler, oysa onların deneyimleri bilinmeyen gelecekle örtüşmeyecektir. Onlar çocuklarının bilgi ve bilgelik sahibi olmalarına böylelikle de yaşamlarının kolaylaşmasına ve rahatlamasına yardımcı olacaklarını düşünürler, oysa tam olarak yanlış şeyi yapmaktadırlar. Tüm iyi niyetlerine karşın çocuğun doğallığını, kendi bilincini, kendi ayakları üzerinde durabilme ve atalarının hiçbir fikre sahip olmadığı yeni geleceğe yanıt verebilme yetisini yok ediyorlar. O yeni fırtınalarla, yeni durumlarla karşılaşacaktır ve buna yanıt verebilmek için de yepyeni bir bilince ihtiyacı vardır. Ancak o zaman yanıtı meyve verebilecektir; ancak o zaman uzayıp giden bir keder değil, zafer dolu bir yaşamı olabilir, son nefesine kadar derinleşmeye devam eden, an be an dansla dolu bir yaşam. O, ölüme dans ederek, neşe içinde gider. |
Cevap: kendini bul Prebhati, birden fazla insan olduğunu fark etmeye başlaman iyiye işaret. Herkes öyledir! Ve bunun farkına vararak o kalabalık insan topluluğundan kurtulabilirsin. Sessizleş ve kendini bul. Kendini bulmaksızın o kalabalıktan kurtulman da çok güç olur çünkü o kalabalığın içindeki herkes “ben senim” yanılsamasına kapılmıştır. Ve senin buna katılmak veya karşı çıkmak gibi bir şansın yoktur. Bu yüzden bu kalabalıkla kavgaya tutuşma. Bırak onlar kendi aralarında kavga etsinler; onlar zaten bu konuda oldukça başarılıdırlar. Sen o arada kendini bulmaya çalış. Ve kim olduğunu artık bildiğin zaman onlara evi terk etmelerini emredebilirsin; bu gerçekten de bu kadar basittir! Ama önce kendini bulman lazım. Sen artık orada olduğunda, efendi orada olduğunda ev sahibi de oradadır. Ve kendini evin reisi sanan herkes yavaş yavaş dağılmaya başlar. Kendi olabilen, geçmişin yükünden sıyrılabilmiş, ondan kopmuş, özgün, bir aslan kadar güçlü ve bir çocuk kadar masum olan kişi... Yıldızlara, hatta yıldızların da ötesine ulaşabilir; onun geleceği altındandır. Şu ana kadar insanlar hep altın geçmişten söz ettiler. Benim insanlarım altın geleceğin dilini öğrenmek zorunda. Tüm dünyayı değiştirmene hiç gerek yok; yalnızca kendini değiştirdiğinde dünyayı değiştirmeye zaten başlamışsındır bile. Çünkü sen de onun bir parçasısın. Tek bir insan bile değiştiğinde bu değişlik binlerce ve binlerce insana yayılacaktır. |
Cevap: kendini bul Hayata baktığın nokta ,ben değil sen olmalısın,önce kendi benlerini bulmaya calıs,işte o zaman istedigin,arzuladıgın noktaya ulaşmak kolay olur.Kendine nasıl bakarsan insanlarda seni öyle görür.İşte o zaman hayatdaki noktan deger ve anlam kazanır arzuladıgın senlerde..murat |
Cevap: kendini bul Rabbim sahip oldugum butun nimetler icin tesekkur ederim Beni her acidan saglikli ve v eksiksiz yarattigin icin sukurler olsun Beni ummeti muhammed sav ummeti olmakla sereflendirdin Bana islamiyet ile kuran tamamladin Bana dusen sendensenin rizani kazanacak ameller islemek beni zahmetsiz nimetler ile odullendirdin Bende yasantimi senin kurallarinla yasamaya niyet ediyorum Kendimi tamamlamaya geldigim bu yolculugumda kendimi bulmayi nasip et rabbim |
Cevap: kendini bul Herkes insanligi degistirmeyi dusunur fakat kimse kendini degistirmeyi dusunmez... |
Cevap: kendini bul Dunyasandigimiz ne kadar kucukmus bosuna baglanmisiz |
Cevap: kendini bul [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: kendini bul [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: kendini bul [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: kendini bul Ashabdan Enes bin malik (r.d ) anlatıyor: Hz peygamber'in (s.a.v) ashabı içinde Ebu Ma'lek diye birisi vardı. Bu zat, Şam ile Medine arasında tüccarlık yapardı. Kendisi Allah Tealaya tevekkül ederek bir kafileye katılmaz kendisi , yalnız gidip gelirdi. Bir defasında Şam'dan Medineye doğru gelirken önüne at üzerinde bir hırsız çıktı. Dur dur! " diye bağırdı. Tüccar durdu ve hırsıza, "İşte malım , al senin olsun; beni bırak dedi. Hırsız, "Ben malı istemiyorum, seni öldürmek istiyorum" dedi. Tüccar, Beni öldürüp eline ne geçecek? İşte malım , senin işine yarar, al da beni bırak!" dedi. Hırsız aynı sözleri tekrar etti, onu öldüreceğini söyledi. Tüccar, "Öyleyse bana biraz müsade et de bir abdest alıp namaz kılayım, yüce Rabbime dua edeyim" dedi Hırsız, "İstediğini yap " dedi. Ebu Ma'lek, abdest aldı, sonra namaz kıldı; namazdan sonra ellerini açtı ve şöyle dua etti: "Ya Vecud, Ya Vedut, Ya Zel-Arşi'l-Mecid, Ya Mubdiü Ya Müid, Ya Fe'alün Lima yürid, Es-elüke bi nuri vechikellezi melee erkane arşik, Ve es-elüke bi kudretikelleti kaderte biha ala halkık, Ve bi rahmetikelleti vesiat külle şey'in, La ilahe illa ente, Ya Müğis, eğisni." Manası: "Ey yüce dost, ey yüce arşın sahibi! Ey yoktan var eden, var ettiğini yok eden rabbim! Ey her istediğini yapan Allahım! Arşın her yanını dolduran Zatının nuru hürmetine, Bütün mahlukata hükmettiğin kudretinin azametine, Her şeyi kuşatan rahmetinin bereketine, Senden istiyorum. Senden başka ilah yoktur. Ey çaresizlerin yardımına yetişen Allah'ım, bana yardım et". Bu duayı üç kez tekrarladı. Duasını bitirir bitirmez boz renkli, yeşil elbiseli bir atlı belirdi. Elinde nurdan bir mızrak vardı.Hırsız kendisine yaklaşınca atlı ona hücüm edip mızrağı öyle bir vurdu ki, hırsız atından yuvarlandı. Sonra tüccara dönerek, "kalk onu öldür" dedi. Tüccar, " Sen kimsin? Ben bu zamana kadar hiç kimseyi öldürmedim. Onu öldürmek hoşuma gitmez" dedi.O zaman atlı gidip hırsızı öldürdü, sonra tüccarın yanına geldi ve ona şöyle dedi: "Ben üçüncü kat gökte bulunan bir meleğim. Sen ilk dua ettiğin zaman göğün kapılarının gıcırdayıp ses verdiğini işittik ve, "Yeni bir olay oluyor !" dedik. Sen ikinci kez dua yapınca göğün kapıları açıldı.Sonra üçüncü kez dua edince, Cebrail gelerek, " Şu anda darda kalmış kula kim yardım eder? dedi. Ben yüce Allah'dan o hırsızı öldürme işini bana vermesini istedim, izin verildi ve sana yardıma geldim. Ey Allah'ın kulu, Şunu Bil, "KİM BAŞINA GELEN HER TÜRLÜ SIKINTI VE MUSİBETTE SENİN YAPTIĞIN DUA" ile dua yaparsa, Allah Teala onun sıkıntısını giderir,kendisine yardım eder!". Bu tüccar sağ-sağlim Medine'ye döndü, Hz peygamber (s.a.v.) yanına geldi, başından geçenleri ve yaptığı dua'yı kendisine anlattı. Hz peygamber(s.a.v) ona, "Allah Teala sana kendisiyle dua edinince kabul ettiği, bir şey istenirse verdiği güzel isimlerini öğretmiş" buyurdu... Ateşin Yakmadığı aşık, Dilaver Selvi, Semerkand Yayınları |
Cevap: kendini bul İmam Şafiî Muhammed b. İdris Hazretleri anlatıyor: Eski zamanda pek şişman bir kral varmış. Şişko kral zeki hekimlerden birinden kendisini zayıflatacak ilaçlar talep etmiş. Doktor onu görünce şöyle demiş: - Allah seni ıslah etsin! Ben ilerisini gören bir doktorum. Sana bakınca anladım ki, senin ancak bir aylık ömrün kalmış! İlacın sana bir faydası olmaz ki! Bunun üzerine kral, söylediklerinin doğru olup olmadığını anlamak için hekimi hapsettirir. Kral da bu süre içinde halktan gizlenir. Fakat içini öyle bir üzüntü sarar ki, bir ay içinde iyiden iyiye zayıflar. Bir aylık zaman geçince kral sağ salim ortaya çıkar ve hapisteki hekimi de yanına çağırır. Der ki: - Yalanın ortaya çıktı. İşte ben ölmedim. Bu yalanın sebebiyle seni fena halde cezalandıracağım. Hekim ise telaşlanmadan cevap verir: - Allah kralı ıslah etsin! Ben geleceği bilmede Allah'ın en düşük kuluyum. Fakat ben anladım ki, senin şişmanlığını gidermenin tek ilacı, ancak keder ve üzüntüdür. İşte bu sebepten dolayı, sana söylediğimi söyledim! Bunun üzerine kral onu serbest bırakır ve kendisine iyiliklerde bulunur. İmam Şafiî bu hikayeyi şu maksatla anlatmış: 'Fazla dert ve tasa, bedeni zayıflatan ve solduran şeylerdendir.' (Tabii ki sıkıntıdan fazla yeme durumu hariç) Yine o şöyle derdi: 'Sana dininden bilgi verecek bir alimin ve beden durumundan bilgi verecek bir doktorun bulunmadığı bir memlekette oturma.' |
Cevap: kendini bul Sessiz ol kendini bul |
Cevap: kendini bul Alıntı:
|
SAAT: 16:01 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.