Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Gündem/ Manşetler (https://www.forum.medineweb.net/835-gundem-mansetler)
-   -   Boğaziçi Darboğazı (https://www.forum.medineweb.net/gundem-mansetler/36975-bogazici-darbogazi.html)

Mihrinaz 05 Şubat 2021 10:08

Boğaziçi Darboğazı
 
Boğaziçi Üniversitesi’ne kelepçe takıldığı günden bu yana yaşananlar karşısında insanlığımızdan ve dirdarlığımızdan utanır hale geldik. Ortada hiçbir kanıt ve belge olmadan ve henüz mahkeme önüne bile çıkmadan memleketin gencecik insanlarını “bunlar teröristtir, barbardır, vandaldır” gibi vicdanları yaralayan bir dille suçlamak devlet adamlığına yakışır bir tutum olamaz.

Peki nedir suçları bu öğrencilerin, yolsuzluk yapıp milletin malına mı çökmüşler, yoksa cinayet mi işlemişler...

Çok haklı olarak politikacı bir ismin “kayyım” anlayışıyla rektör olarak atanmasını protesto ediyorlar, bundan daha doğal bir hak eylemi olabilir mi? Eğer demokratik bir ülke olduğumuzu iddia ediyorsak, şiddet içermeyen bir gösteri ve protesto en temel insani haklardan birisidir. Eğer maksadımız başkaysa, o zaman sistemin adını değiştirelim olsun bitsin...

Maalesef Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilere reva görülen muamele hiç hayra alamet değil. En doğal protesto haklarını kullanan öğrencilere eziyet ediliyor, ters kelepçe takılarak gözaltına alınıyorlar. Normal demokratik ülkelerde böyle bir manzara asla kabul edilemez. Hani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle dalkavukluk ve itaat eden değil, özgür ruhlu gençler yetiştirecektik... “Sakın kula kul olmayın. Sakın makam, mevki sahiplerinin önünde eğilmeyin, ister cumhurbaşkanı, ister başbakan, ister para babaları olsun. Şunu bilelim ki eğilmek, dalkavukluğu getirir ve bu milletin gençlerine asla dalkavukluk yakışmaz, yaraşmaz.”

Şimdi ise dalkavukluk yapmayan, sorgulayan, demokratik gösteri hakkını kullanan gençleri gözaltına alıyor, ters kelepçe ile ödüllendiriyoruz.

Birkaç kendini bilmezin, -kimin yaptığının hala belli olmadığı- Kabe resmi üzerinden yaptığı had bilmezliği kabul etmek elbette mümkün değildir ve kabul edilemez de... Zaten eyleme katılan öğrenciler bu duruma açıkça karşı çıkıyorlar. Zira bu davranış aynı zamanda öğrencilerin haklı eylemine yapılan bir provokasyondur.

Eğer bu ülkede devlet varsa bu provokasyonu yapanları bulur ve yargı önüne çıkarır, çünkü devlet bunun için vardır, öğrencilere eziyet etmek için değil... Geçmişte yaşanan örneklerden de biliyoruz ki bu tür durumlarda “gizli bir el” olayı başka bir mecraya çekerek eylemlerin rengini her zaman değiştirmeyi başarmıştır. İşte şimdi yapılmak istenen tam da budur.

Ama bu kez öğrenciler, 28 Şubat’ta başörtüsünün özgür olduğu üniversitelerden birisi olan Boğaziçi’ne yakışan bir üslupla iktidara ve Türkiye’ye kelimenin tam anlamıyla bir demokrasi dersi veriyorlar. Dindar, laik, sosyal demokrat, sol ya da başka kimliklere mensup bütün öğrenciler demokratik değerler ortak paydasında buluşarak hem demokratik eylem haklarını kullanıyorlar, hem de eylemi sabote etmek isteyenlere karşı ortak tavır sergileyebiliyorlar.

Ve birlikte oluşturdukları hoşgörü kültürüyle Türkiye’nin ihtiyacı olan birlikte yaşamanın en güzel resmini çiziyorlar. Aslında toplum da pek farklı düşünmüyor. Nitekim MetroPOLL’ün son araştırmasına göre, üniversite rektörü olarak eski milletvekili, eski aday gibi partili kişilerin atanmasını doğru bulmayanların oranı yüzde 69, partili rektör atamasını doğru bulmayan AK Partili seçmenin oranı ise yüzde 50,6. Yani halkın çoğunluğu akademinin siyasallaşmasını değil, makuliyeti istiyor.

Esas talihsizlik gençlerin haklı eylemlerini anlamak yerine, toplumun hassas olduğu belli değerler üzerinden yönetim erkinin ve belli medya mahfillerinin bir itibarsızlaştırma yarışına girmiş olmalarıdır.

Özellikle medyada kendi çıkar ilişkilerine halel gelmesin diye iktidarın her yaptığında keramet arayan, hatta kendilerini rahmet peygamberinin Türkiye şubesi gibi gören bir cahiller ordusu var ki, ağızlarını her açtıklarına öğrencilere ve onları savunanlara galiz küfürler etmeyi dindarlık sanıyorlar.

Ama ne hikmetse Hz. Peygamberi bile siyasal tezleri için kullanmaktan utanmayan bu “çıkar etiketli” dindarlar, bir gün olsun memlekette yaşanan yolsuzluklar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler ve özgürlük fukaralığı konusunda tek laf etmeyi akıllarından bile geçirmiyorlar. Demek ki bu insanlar için dindarlık, siyasetin işine yaradığı ölçüde bir anlam ifade ediyormuş...

Kim bilir belki de yolsuzluklara cevaz veren fetvalar üreten hocalarından cennete gidiş bileti almışlardır...

M.Ocaktan

Mihrinaz 05 Şubat 2021 10:16

İçişleri Bakan yardımcısı Sayın İsmail Çataklı ne diyor?

“Kimseye devletin gücünü sınamasını tavsiye etmeyiz?”

Şarkılarla, türkülerle, hicivlerle protesto gösterisi yapan gençler devletin coplu, kelepçeli, tomalı, nezarethaneli gücünü sınıyor olabilirler mi? Mümkün mü bu?

Muhtemeldir ki Anayasa’nın 34. Maddesindeki şu hükme güveniyorlardır bu gençler:

“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

Anayasasında böyle yazan bir hukuk devletinde “devletin gücünü sınamayın!” hitabı ne demek?

DOKSAN YILDIR
Bu dil 28 Şubat dilidir… Bu dil Tek Parti dönemindeki “devletin kahhar pençesi” dilidir, devletin kahredici pençesi…

Ya da “haddini bildirme” dili…

Değişen zadece zaman farkıyla güç sahibi farkıdır.

Modern hukuk devletinde kamu gücünü kullananlar vatandaşlardan hukuka saygı talep ederler. Gerilimleri körükleyerek değil, yumuşatarak çözmeyi tercih ederler.

Hele de çağımızda, eğitimli, dünyaya açık, kendi kişiliğinin bilincine varmış olan gençleri “güç kullanımıyla” korkutarak yönetmek mümkün olur mu?

Ülkede yeterli hürriyetlerin bulunduğunu zannetmek ve hürriyetleri kullanmak isteyenleri “mürteci, komünist; anarşist, âsi” olarak tanımlamak, ya da şimdilerde de Boğaziçi öğrencilerine bile “terörist” damgası vurmak, doksan yıldır kurtulamadığımız otoriter kültürün ifadeleridir.

Sağcısı solcusu, inkılapçısı muhafazakârı fark etmiyor, sadece güçlü ya da güçsüz olmak fark ediyor.

Gösteri özgürlüğünü bizdeki gibi sert ve haşin kısıtlayan demokratik bir ülke var mı?

Pandemi yüzünden mi yasaklandı?

Peki, “tıklım tıklım” iktidar partisi kongrelerine ne diyeceksiniz?
T.Akyol


SAAT: 14:57

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306