İYİMİYİM?
 

İyi miyim? Değilim. Kötü müyüm? O da değil. Biri Nurgün ile ilgili bir şey söylüyor. Birdenbire katıla katıla ağlamaya başlıyorum. Birileri konuşurken dalıp gidiyorum. Maraş'tan sonra, o cenazelerden sonra ben galiba aynı Merve değilim artık. Kula kızgınım Allah'a değil. Tedbirsizliğe kızgınım Sünnetullah'a değil. Nefse kızgınım asla Gayretullaha değil.
Başakşehirli bir hanım sordu. Maraş'ta Allah'ın hangi esmâsı dilinize dolandı. Halîm dedim. O Halîm çünkü. O Hâlîm. Şaşırdı hanımefendi. Ben de ağzımdan çıkana şaşırdım.
Cenazeler aklınıza gelmiyor mu hiç diyorsunuz. Gitmiyor mu diye sorsanız a ciğerim! Anlatmadım daha size. Sevdim onları ben. İsimlerini sordum yakınlarına. Saniye ablacım dedim bak sen bizden önce Rasulullah'ı görürsün inşallah. E mi dedim bizden selam söyle. Tokası saçında güzel minik kızlarıma dedim cennet kuşlarım cennet. Sen Cennet'ten geldin geri mi gidiyorsun oraya. Gencecik gelinlere güzel genç kızlara selam verdim. Rüyalarına geliver dedim sevdiklerinin. İçimden konuştum dışımdan konuştum. Bir tür istiğrak halindeydim beş gün.Zihnimin kapalı odaları, immün sistemin yedek şarjları, psişemin acil durumda butonu...Hepsi birden devreye girdi. Cenazeyi teslim etmeden hanımını, ablasını, kız kardeşini getirmiş koca koca adamları çadıra çağırdım. Gel abi dedim bir gül suyu dök kefenin üstüne. Geldiler. Koca koca adamların küçük oğlan çocukları gibi ağlamalarını gördüm. Allah dedim Allah, Allah! Ya Rab! Ya Rab dedim sabır ver ne olur. Ne olur ayaklarının kaymasına izin verme. İsyan ettirme. Sen merhametlilerin en merhametlisisin. Cenaze sahiplerine içeride yaptıklarımızı anlattım. Bir delikanlı dedi ki "Abla ben seni bulacağım depremden sonra". Kuzum sen beni bulaman, Düzce'den geldim ben. Bak bu hesabım benim. Canın sıkılırsa yaz bana dedim. Burada mısın kuzum? Ben senin annene hep dua ediyorum.
Ortalık sakinleşince defin alanına gittim. Yığılmak üzere olanların koluna girdim. Buz gibi havada sevdiklerinin defnini izledik. Hiç konuşmadım. Soru sormadılar. Göz göze geldik ben ağlıyordum onların bitmişti göz yaşları. Çok ağladık. Çok daha ağlayacağız. Yas bitti diyenin hâline acırım. Bu yas hemencik biter mi? Elfâtihâ!

Merve Safa Erbaş Likoğlu

Tanışma adabına uygun insani en temel sorularımız vardıya bizim işte onlar sorulamayan cevapsız sorular oldu.

Nasılsın?
Nerelisin?
Kaç kardeşsin?
Nerede oturuyorsun?
Ne iş yapıyorsun?
Hangi okul?
vs
vs
Cevapsız sorular..

Nasılsın sorusunun cevabı hiç yok...iyi miyim sorgusu bile yaşam emaresi. Belki ilerleyen zamanlarda onlarda iyi miyim diye sorarlar oradan hayata tutunurlar...