Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hafta'nın Konusu (https://www.forum.medineweb.net/113-haftanin-konusu)
-   -   30.Haftanın Konusu ''SABIR'' (https://www.forum.medineweb.net/haftanin-konusu/17219-30haftanin-konusu-sabir.html)

Yitiksevda 07 Mart 2010 18:59

30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
Bu haftanın konusu Kur'an 'da ''SABIR'' Günümüz dünyasında nasıl olmalı Sabır beklemekmidir ?
Tüm üyelerimizin Katılımını bekleriz.....

erkan1975 07 Mart 2010 19:24

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
Yitik sevda çok güzel konular acıyorsun ben sahsen bilgileniyorum böyle kararlılıkla çalışmalarını bekliyorum buda acızane benim fikrim

sabır bir erdemdir bu erdemi yakalamak ne büyük bir fazilet ama insan olmanın özelliği olsa gerek sabretmeyi pek insan olarak bilmiyoruz uhud savaşında Allahın resulu demişdiki Okçularına, “Kuşların bizim ölülerimizi yediğini görseniz bile haber verilmeden yerinizi terk etmeyiniz.” emrini verdi. İki tarafın kuvvetleri Uhud Dağı eteklerinde karşılaştı. Müslümanların saldırısıyla Mekke ordusu bozguna uğradı. Bunu gören okçular, savaşın kazanıldığını sanarak yerlerini terk etmişti ve Mekkelilerin bıraktıkları ganimetleri yağmalamaya başladılar. ama sonrası mağlum neyse benim duam bu olsun Allah cc tüm mütedeyin müslümanlara sabır ihsan etsin

KABİRDEKİLERİN AĞLADIĞI ŞEYLER İÇİN DÜNYADAKİLER SAVAŞIYORLAR

dua dilencisi 07 Mart 2010 19:40

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
Allah c.c. razi ve hoşnut olsun abi ihtiyaca binaen bir konu....

Peygamber Efendimiz (sav)'in Sabırla İlgili Sözleri

"...Yanımda bulunan hayırdan (yani maldan) hiçbir şeyi sizlerden alıkoymuyorum. Şu muhakkak ki, kim (istemeyip) iffetli kalmak isterse, Allah onu iffetli kılar. Kim de sabretmeye çalışırsa, Allah ona da sabır ihsan eder. Kim insanlardan müstağni olmak isterse, Allah onu müstağni kılar. Sizlere sabırdan daha hayırlı ve sabırdan daha geniş hiçbir atıyye asla verilmemiştir!" buyurdu.

(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6401)

... Sen, yakini bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalışmaya muktedir olabilirsen çalış; şayet buna muktedir olamazsan, hoşuna gitmeyen şeyde sabırda çok hayır var. Şunu da bil ki nusret sabırla birlikte gelir, kurtuluş da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık vardır, bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamayacaktır.

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 315
Sabır imanın yarısı, yakin de imanın tamıdır. (Hz.İbni Mes'ud r.a) Ramuz El-hadis s.217



Haya zinettir. Takva'da keremdir. En hayırlı binek de sabırdır. İbtila halinde insanın musibetinin berteraf olmasını Allah'tan beklemek ibadettir.

(Hz.Cabir r.a). Ramuz El-Hadis s.204

Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır.

Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, 1992, s. 208

Hazan Mevsimi 07 Mart 2010 19:47

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 153)
Allah insanların yaşayabilecekleri en güzel hayat şeklini, yaratılışlarına en uygun ahlak yapısını belirlemiş ve "Kur'an'dan mü'minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz..." (İsra Suresi, 82) ayetiyle Kuran'da bildirilenlerin müminler için rahmet olduğunu belirtmiştir.
Allah'ın rızasını, sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmanın yolu, Kuran'da bildirilen doğruları eksiksizce uygulamaktır. Allah kullarından Kuran ahlakını hayatlarının sonuna kadar hiçbir şekilde gevşeklik göstermeden yaşamalarını istemiştir. İşte müminlerin Allah'ın bu emrini her ne olursa olsun taviz vermeden yerine getirebilmelerinin sırrı da, imanın kazandırdığı üstün bir özellik olan "sabır"da gizlidir. Sabrın sırrını öğrenen bir insan Allah'ın kendisinden istediği her tavırda ve her ibadette süreklilik gösterebilir.

Bu sırra ulaşmak ise son derece kolaydır; Allah, iman eden kullarının üzerinde "Sabur" (çok sabırlı) ismini tecelli ettirir ve onların kalplerindeki kararlılık duygusunu pekiştirir.

Bir ömür boyu devam eden gerçek sabrın asıl kaynağı müminlerin Allah'a olan imanlarıdır. İman eden bir mümin Allah'ın ilminin ve aklının tüm varlıkları sarıp kuşattığını, Allah'ın izni olmaksızın tek bir olayın dahi gerçekleşmediğini ve tüm olayların ardında Allah'ın tasarladığı binlerce hayır ve hikmetin gizli olduğunu bilir. Bunun yanında Allah'ın iman edenlerin dostu, velisi ve yardımcısı olduğunu, dolayısıyla da ilk bakışta farklı görünse bile aslında tüm olayların inananların lehinde geliştiğini unutmaz. Rabbinin kendisi için belirlediği kadere tereddütsüz teslim olur ve rıza gösterir. Bu nedenle de sabır mümin için zorlanarak yaşanan bir ahlak özelliği değil, aksine gönül rızasıyla ve hoşnutlukla yaşanan ve zevk alınan bir ibadettir. İşte Kuran'da Allah'ın insanlara öğrettiği gerçek sabır ile toplumda yaşanan sabır anlayışının farkı da bu noktada ortaya çıkar.Toplumun büyük bir kesimi sabrın gerçek anlamını, gerçekten sabırlı bir insanın nasıl davranması gerektiğini, bu özelliğin Allah katındaki önemini bilmez. Bu kimseler arasında sabır, daha çok insanın hayatı boyunca karşılaştığı zorluk ve sıkıntılara göğüs germesi, bunlara katlanması ve tahammül etmesi olarak algılanır. Bu anlayış içerisinde sabrın, "bir yere kadar dayanma gücü" olduğuna inanılır ve bu doğrultuda "sabrın zaman zaman taşması", "sabrın tükenmesi" gibi tavır bozuklukları da son derece normal karşılanır. Dahası bu çarpık anlayışa göre, sonunda somut bir çıkar elde edilemeyecek bir konuda sabır göstermek de son derece yersizdir. Çünkü böyle bir durumda bu kimselerin kendilerine hiçbir fayda sağlamayacak bir konu için sıkıntıya katlanmış ve boş yere sabır göstermiş olduklarına inanılır.

Oysa Kuran'da öğretilen gerçek sabır bu tahammül anlayışından çok farklıdır. Öncelikle inananlar, sabrı Allah'ın bir emri olarak yaşarlar ve bu nedenle de hiçbir zaman onların sabırlarında tükenme ya da taşma gibi bir durum söz konusu olmaz. Hayatlarının sonuna kadar bu ibadeti şevk ve heyecan ile yerine getirirler. Bunun yanında onlar yalnızca Allah için sabrettiklerinden dolayı sabırlarının karşılığında mutlaka somut bir menfaat beklentisi içerisine girmezler. Gösterdikleri üstün ahlak neticesinde Rableri'nin rızasını kazanacaklarını bilmek, onlar için alabilecekleri tüm karşılıkların en güzelidir.

Dahası Kuran'da tavsiye edilen sabır sadece zorluk ve sıkıntılar karşısında yaşanan bir ahlak özelliği de değildir. Gerçek sabır şartlar her ne olursa olsun, Kuran'ın tüm ayetlerini eksiksizce uygulamada, Allah'ın sakınmayı emrettiği tüm tavırlardan titizlikle sakınmada ve Kuran ahlakını bir ömür süresince hiçbir yılgınlığa kapılmadan yaşamakta kararlılık göstermektir.

Allah, "...sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle "sebat gösterilerek sürdürülen salih davranışlar"ın makbul olduğunu hatırlatmış ve tüm kullarını sabra davet etmiştir.

Hazan Mevsimi 07 Mart 2010 19:50

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
KİMLER GÜZEL BİR SABIR İLE SABREDEBİLİR?

Şu halde, güzel bir sabır (göstererek) sabret. (Mearic Suresi, 5)
Sabrın gerçek anlamını bilen ve bu ahlak özelliğini Allah'ın beğeneceği şekilde yaşayan tek topluluk müminlerdir. Çünkü onlar, Kuran'ı rehber edinmişlerdir. Kuran ise sabrın gerçek manasını, Allah katında nasıl bir sabrın makbul olduğunu açıklayan tek kaynaktır. İşte bu nedenle de Allah'ın ayette emrettiği gibi "güzel bir sabırla sabreden"ler sadece Kuran'a tabi olan müminlerdir.
Müminlerin gösterdiği bu sabrın kaynağı ise onların "Allah'a olan samimi imanları ve teslimiyetleri"dir. Tüm diğer mümin özellikleri gibi sabır da ancak imanı kavramakla ortaya çıkar. Çünkü iman etmek Allah'tan başka bir ilah olmadığını, O'nun ilminin tüm varlıkları kuşattığını, kaderi belirleyebilecek Allah'tan başka bir güç olmadığını, O dilemedikçe hiç kimsenin hayır ya da zarar sağlayamayacağını kavramak demektir.

Müminlerin güzel bir sabır gösterebilmelerinin bir nedeni de imanları sayesinde, Rablerinin üstünlüğünü ve yüceliğini takdir edebilmiş olmalarıdır. Allah'ın sonsuz akıl ve sonsuz ilim sahibi olduğunu bilen bir insan, kendisi için olabilecek en güzel yaşamı da ancak Rabbinin belirleyebileceğini bilir. Allah geçmişe, günümüze ve geleceğe ait tüm varlıkların ve tüm olayların bilgisine sahiptir. İnsan ise hem sınırlı bir akla sahiptir, hem de kendisi için neyin hayırlı neyin zararlı olduğunu tespit edebilme konusunda hata yapmaya yatkın bir varlıktır. Çoğu zaman olumsuz gibi görünen bir olay aslında o kişiye pek çok yönden hayır getirecek olabilir. Ancak insan bu durumdan habersizdir. Allah, "...Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216) ayetiyle kullarına bu önemli gerçeği hatırlatmıştır.

İşte mümin tüm bu ilmin bilgisine yalnızca Allah'ın sahip olduğunu bildiği için, Allah'ın karşısına çıkarttığı her olayda mutlaka bir hayır olduğunu bilerek tevekkül eder ve güzel bir sabırla sabreder. Bir başka deyişle, güzel bir sabırla sabredenlerin bir özelliği de "kader gerçeğini kavramış tevekküllü insanlar olmaları"dır.

Kuran'da müminlerin sabırlı ve tevekküllü olduklarına şöyle dikkat çekilmiştir:

Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir. (Nahl Suresi, 42)
Bunun yanında iman edenlerin bir ömür boyu sabırlarında kararlılık gösterebilmelerinin bir sebebi de kalplerinde güçlü bir Allah korkusu yaşıyor olmalarıdır. Müminler, Allah'ın kullarına sonsuz merhamet eden ve onları çok seven olduğunu bildikleri gibi, aynı zamanda azabının da güçlü olduğunu bilirler. Allah, Kuran'da Kendisi'ne ibadet etmekten büyüklenip yüz çevirenleri azabıyla uyarmıştır. Müminler ise Allah'ın azabından korkup sakınanlardır. Bu nedenle de Allah'ın tüm emir ve yasaklarını uygulamada büyük bir titizlik ve sabır gösterirler. Allah korkuları onları hayatlarının sonuna kadar Kuran ahlakını hiçbir taviz vermeden yaşamaya yöneltir.
Dünya hayatının gerçek yüzünü biliyor olmaları da iman edenlerin sabırlarında sürekli olmalarını sağlayan sebeplerden biridir. "Andolsun, Biz sizden mücahid olanlarla (çaba harcayanlarla) sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız)." (Muhammed Suresi, 31) ayetiyle de belirtildiği gibi Allah bu dünyada Kendisi'ne ibadet etmekte sabır gösterenleri, inkar edenlerden ayırt etmektedir. Bunun sonucunda ise iman edenleri cennetlerindeki eşsiz konaklarında ağırlayacak, inkar edenleri ise sonsuza kadar hiçbir kaçış imkanı bulunmayan cehennemde azaplandıracaktır.

Dünya hayatında her ne zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, Allah'ın bunu kendilerini denemek için yarattığı gerçeğini bilen müminler, gösterdikleri sabırdan hiçbir şekilde taviz vermezler. Çünkü onlar ölümden sonra hesap günüyle karşılaşacaklarını ve o gün sabredenlerin gösterdikleri güzel ahlakın karşılığını alacaklarını bilirler.

İşte onların sabırlarının temelini oluşturan konulardan biri de budur; hesap gününe ve ahirete kesin bir bilgiyle iman etmiş olmaları. Sabır gösterdikleri her olayın hesap gününde karşılarına çıkacağını ve Allah'ın sabır gösterenleri rahmetiyle müjdelediğini bilmelerinden kaynaklanan güç ile sabırlarında kararlılık gösterirler.

Görüldüğü gibi Kuran'da bildirilen gerçek sabrı yaşayabilenler sadece müminlerdir. Çünkü Allah'a samimi bir iman ile bağlanıp teslim olan, Rablerinin yüceliğini takdir edebilen, kadere karşı tam bir tevekkül gösterebilen, Allah'tan güçlü bir korkuyla korkan, bu dünyanın gerçek yüzünü kavramış olan, ahiretin varlığına kesin bir iman ile iman edenler yalnızca onlardır.


MÜMİNLERİN SABRI

Müminlerin sabrı tevekküle dayalıdır
Müminlerin sabrı süreklidir
Müminler Allah rızası için sabrederler
Müminler gönül rızasıyla, severek ve isteyerek sabrederler
Müminlerin sabrı onlara güzel ahlakın yolunu açar
Müminlerin sabrı akılcı bir sabırdır
Müminler sabırda sınır tanımaz, sabırda yarışırlar
Müminler birbirlerine de sabrı tavsiye ederler

Ve sabret. Gerçekten Allah iyilik yapanların ecrini kaybetmez. (Hud Suresi, 115)
Önceki bölümlerde de üzerinde durulduğu gibi, müminlerin sabrını, toplumun büyük bir kesimi tarafından yaşanan, gelenekleşmiş sabır anlayışından ayıran çok önemli farklılıklar vardır. Müminler sabrı Allah'a yakınlaşmanın bir yolu olarak görmekte ve Kuran'da emredilen bir ibadet olarak yaşamaktadırlar. Nasıl bir sabırla sabretmeleri gerektiğini belirleyen tek rehberleri ise Kuran'dır. Kuran'da müminlerin yaşadığı bu güzel ahlak özelliğinin detayları şöyle belirtilmiştir:



Hazan Mevsimi 07 Mart 2010 19:52

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
Kuran ayetlerinde böyle üstün ahlaka sahip kimseler "Ashab-ı Meymene" olarak adlandırılmıştır:

"Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik.
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir?
Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir;
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
Yakın olan bir yetimi,
Veya sürünen bir yoksulu.
Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak.
İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meymene)". (Beled Suresi 10-18)
MÜMİNLER NELERE SABREDERLER?

Hayatlarının sonuna kadar vicdanlarını kullanmakta sabır gösterirler...
Şeytanın kışkırtmalarına kulak vermemekte sabır gösterirler...
Güzel ahlakı yaşamakta sabır gösterirler...
Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmamakta sabır gösterirler...
Mallarına herhangi bir zarar geldiğinde sabır gösterirler...
Açlık ya da yoksulluk karşısında da sabır gösterirler...
Hastalandıklarında sabır gösterirler...
Haksızlığa karşı sabır gösterirler...
İnkar edenlerin iftiralarına ve incitici sözlerine karşı sabrederler
Dini tebliğ etme konusunda sabır gösterirler

Hazan Mevsimi 07 Mart 2010 19:52

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
SABRIN İNSANA KAZANDIRDIKLARI

Sabrın kazandırdığı büyük bir nimet; akıl...
Sabır, ince düşünebilmeyi ve incelikleri görebilmeyi sağlar...
Sabır, iyilik yapabilmeyi sağlar...
Sabır, adaletli davranabilmeyi sağlar...
Sabır, inananlara güvenilir bir karakter kazandırır...
Sabır, insana neşeli ve huzurlu bir karakter kazandırır...
Allah'ın sabredenlere vaat ettiği güzel hayat
Müminlerin sabrının karşılığı; Cennet

Gerçekten insan, ziyandadır. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka. (Asr Suresi, 2-3)
Allah'ın Asr Suresi'nde bildirdiği gibi, sabrı ve hakkı birbirine tavsiye eden insanlar kazanç içindedirler. Sabır, insanı pek çok yönden geliştiren, ona üstün bir ahlak kazandıran, dinden uzak insanlarla kıyaslanmayacak derecede güzel ve huzurlu bir yaşam sunan bir özelliktir. Ayrıca iman eden insanların gösterdikleri sabrın karşılığını ahirette kat kat artırılmış olarak alacakları vaat edilmiştir. Dünyada ve ahirette yaşadıkları bu güzelliklerin ve üstünlüklerin bazılarını şöyle sıralamak mümkündür:
Sabrın kazandırdığı büyük bir nimet; akıl...

İnsanların akılcı davranmalarını engelleyen en önemli sebeplerden biri, sabırsızlıkları neticesinde ortaya çıkan fevri düşünceleri ve fevri tavırlarıdır. Ani bir öfke ya da ani bir hırsa kapılmak aklı kapatır ve insanı bir anda hiç düşünmeden hareket etmeye itebilir. Aynı şekilde korku, alınganlık, dargınlık gibi tavırlar da, insanın mantıklı ve akılcı düşünmesini engelleyebilir. İşte Kuran'ın kazandırdığı sabır anlayışını yaşamayan kimseler, hayatlarının büyük bölümünde bu tür duygularına yenik düşer ve akılcılıktan tamamen uzaklaşırlar.
Müminler ise Allah'ın emrine uyarak sabretmeleri sonucunda, akıl gibi çok büyük bir nimete kavuşmuş olurlar. Sabırlı bir insan, bu özelliği sayesinde karşılaştığı olayları ani bir heyecan, korku, duygusallık içerisinde değil, sakin ve itidalli bir biçimde değerlendirebilme imkanına sahip olur. Olayları derinlemesine ve çok yönlü düşünerek, olabilecek en akılcı sonuçlara varıp en faydalı kararları alabilir.

Daha da önemlisi mümin, sabrı neticesinde Kuran'ın tüm emirlerini en güzel şekilde uygulayabilir. Sabırlı davrandığı için hayatının her aşamasında, olayları Kuran'daki hatırlatmalarla değerlendirdikten sonra harekete geçme fırsatını yakalar. Kuran'a uyanlar da Allah tarafından doğru yola ve en mükemmel tavırlara, en akılcı düşüncelere yöneltilir. Dolayısıyla sabreden bir insan, Kuran'ı en güzel şekilde uygulamakla bir yandan da Kuran'a uymanın getirdiği üstün aklı kazanmış olur.

Armagan 07 Mart 2010 22:41

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
Sabır gösterildiğinde az sayıdaki topluluklar, Allah'ın izni ile çok sayıdaki toplulukları yenebilirler

Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 249)

Kurulan tuzaklar, sabreden ve sakınan kimselere hiçbir şekilde zarar veremez

Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır. (Al-i İmran Suresi, 120)

Allah, sabredip sakınan müminlere melekleriyle yardım edeceğini vaat etmiştir

Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır. (Al-i İmran Suresi, 125)

Allah sabredenlerin gücünü kat kat artırır

Ey Peygamber, mü'minleri savaşa karşı hazırlayıp-teşvik et. Eğer içinizde sabreden yirmi (kişi) bulunursa, iki yüz (kişiyi) mağlup edebilirler. Ve eğer içinizden yüz (sabırlı kişi) bulunursa, kafirlerden binini yener. Çünkü onlar (gerçeği) kavramayan bir topluluktur. Şimdi, Allah sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za'f olduğunu bildi. Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır; eğer sizden bin (kişi) olursa, Allah'ın izniyle (onların) iki binini yener. Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 65-66)

Allah, sabredenlere vaat ettiği sözü kesin olarak yerine getirir...

Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz'afları) mirasçılar kıldık. Rabbin'in İsrailoğulları'na olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik. (Araf Suresi, 137)

Yitiksevda 07 Mart 2010 23:33

RE: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
Sen şimdi sabret! Bil ki, Allah'ın sözü gerçektir. İnanmayanlar seni telaşa ve gevşekliğe düşürmesinler
(Rum 30)


Kur’an’i kerim’de sabır kavramına baktığımızda :
Karşı koyma
Yılmama
Dayanma
İnancı uğrunda her tür zorluk ve meşakate direnme
Başa gelen acı ve üzücü olaylarda umutsuzluğa düşmeden bekleme
Haram ve Günahlara karşı olabilecek Nefsani isteklere set çekme.


Anlam kaymasına uğrayan kavramlardan biride SABIR kavramıdır zamanla değişikliğe uğrayışı Müslümanlarında anlayışlarında değişikliklere sebep olmuştur bu değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz.

Zulme seyirci kalmayı Sabır anlamak
Haksızlığa karşı durulması gerekli iken Boyun eğmiş olmak
Fitne kötülüğün her türlüsüne sessiz kalmak
Müslüman veya Mazlum olanların namus izzet ve şerefleri ayaklar altına alındığı halde beklemek gibi bir gevşekliğe Sabır ismini addetmek gibi anlam kaymaları mevcuttur.

Kuran bütünlüğünde ‘’Sabır’’ kavramına baktığımızda Müslümanlardan istenen sabır ,Küfre zulme,zorbalığa,anarşiye, karşı Allah’ın emri bil maruf nehyi anil Münker emri gereği bu tür zorbalıklara dur demek için başkaldırmaktır yerinde oturup Allah’a havale etmek sabır değil bilakis uyuşukluktur.


Buna karşılık dinlerinden dönsünler diye çeşitli işkencelere uğratıldıktan sonra göç edenler, arkasından cihad edenler ve karşılaştıkları zorluklara sabırla katlananlar da var. Hiç kuşkusuz Rabbin, tüm bu olup bitenlerden sonra onlar hakkında affedicidir, merhametlidir.
(Nahl 110)

Sabır : Korkakça beklemek değil Cesaret ve Azimle yürümektir.Umutsuzça beklemek değil Umuda koşmaktır. [/b]Sabrın Kurani tanımına bakılınca Salih Amel Namaz Oruç Zekat Cihad Muttaki olma gibi bir bütünlük esası teşkil eder. Ama günümüze kadar ulaşan ve Kuranda anlatılan ve yaşanılması emredilen sabır arasında dağlar kadar fark mevcuttur.Acizlik ve Zillete boyun eğme Zalimlerin Zulmüne karşı sessiz durarak bekleme gibi yanlış anlayışlar ile kavram katliamına maruz kalan biri de Sabırdır:

Allah bizlere Dini Yalnızca Allah’a has kılan ve Dinin özünden beslenen anlayış nasip etsin :

dua dilencisi 31 Mayıs 2012 10:31

Cevap: 30.Haftanın Konusu ''SABIR''
 
İhtiyace binaen....

Sabrın ölçüsü ve sınırı varmıdır ?

Kuranı Kerimde geçen sabır ayetlerini anlamını açabilecek hocalarımızdan rica ediyorum...


SAAT: 23:21

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306