Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hafta'nın Misafiri (https://www.forum.medineweb.net/111-haftanin-misafiri)
-   -   18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik (https://www.forum.medineweb.net/haftanin-misafiri/10235-18haftanin-konugu-algi-bilgelik.html)

Medine-web 15 Mart 2009 21:09

18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Bu haftaki konuğumuz Algı bilgelik..
öncellikle sizi tanıyalım hemşerim :)
sonra 180 kitap özetini istiyeceğim...Ağzı-Açık000

Arasat 15 Mart 2009 22:12

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Hayırlı olsun kardeşim nasılsınız ?


1, soru : Size göre Kuran'a felsefi yönden bakmanın faydaları ve zararları nelerdır?

2, soru :Peygamberimiz şefaat hakkını neden bu dünyada kullanmamış?

3, soru :En sewdiğiniz ilahi ezgi nelerdir ?

4, soru: Forumda en çok sewdiğiniz bölüm hangisi ?

nermin 15 Mart 2009 22:13

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
hayırlı olsun algı bilgelik...

şuan sorum yok ama zamanla gelcek inşAllah...:)

derin düşünceli sorulara hazırlıklı ol:)

Seleme 15 Mart 2009 23:04

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Çok renkli bir hafta olacak çokkkk :D

Arasat 15 Mart 2009 23:05

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Alıntı:

Seleme Üyemizden Alıntı
Çok renkli bir hafta olacak çokkkk :D

evet000

Seleme 15 Mart 2009 23:23

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Evet vakit kaybetmek istemiyorum.Sorularımı sıralayayım:))

1)Herakleitos'a göre bir nehirde iki kez yıkanılmaz fikrinden yola çıkarak değişmeyen tek şey değişimin kendisidir fikrini nasıl açıklarsın bu bir çekişki değil midir? Değişim deyince neden hep akla artı yön gelir ama dünyada ki savaşlar,emperyalizm düşünüldüğünde negazıf yönlü bir değişimden söz etmek ne derece doğru olur?

2)Hiççiliği benimseyen bir felsefeci "hiçbir şey var değildir, var olsa da bilinmez, bilinse de başkalarına aktarılamaz" sözünü nasıl algılarsın?

3)Algılanmayan bilgi insanı mutlak bilgiye götürür mü? Aşamaları nasıl olmalı sence?

4)Felsefede de paradokslara yer var mı? sence felsefede ki en büyük paradoks nedir?

(Devam edecek...)

KARAKÖSE 15 Mart 2009 23:38

RE: 18.Haftan?uğµ lg?elik
 
Teşekür ederim arkadaşlar.
Öncelikle beni tanıyalım;79 Ağrı doğumluyum. İlk orta ve liseyi ağrıda okudum. Harita Kadastro mühendisiyim. Kamuda çalışıyorum.
Düşünsel şeyleri severim. Bu mutlaka kitap olmak zorunda değil, film, belgesel gibi kitap dışı bir şeyde olabilir.
Uzak doğu sporlarını severim, futbol, basketbol gibi sporlardan nefret ederim.
Özgün ve halk müziği dinlerim ama özellikle müzik dinlemek gibi bir çabaya girmem.
İnsanların alışkanlıklarının esiri oldukları düşüncesi bende bütün değerlendirmelerin zeminini oluşturur. İnsan çocukken kendisine öğretilen şeylere aşık olur ve büyüdüğünde bunların yanlışlığını görse bile kolay kolay terk edemez.
İnsanların modaya olan bağlılıkları beni en çok sinir eden şeydir. Örneğin evliliklerde öne sürülen eşyalar, takılar, mobilyalar gibi hayatın her alanına yayılmış abuk zubuk bir sürü moda kaynaklı alışkanlık vardır, bunların bir müslümanın hayatında olmaması gerektiği kanatindeyim.
Psikolojık olarak kendimi Soren Kierkegaard ile aşağı yukarı aynı psikolojıde görüyorum.
Şimdilik bu kadar yeter.

KARAKÖSE 15 Mart 2009 23:44

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Teşekür ederim Nermin ve Nas, Allaha şükür orta şeker yaşıyoruz;

Nas ın sorularına geçelim
1: Size göre Kuran'a felsefi yönden bakmanın faydaları ve zararları nelerdir?
cevap) Kurana felsefi yönden bakmanın faydası şuki; akli bir tefsir yapma çabası içine girmeyi zorunlu kılar. Her ayeti akıl ile açıklama yolunu bulmaya çalışmayı gerektirir. Mutezile bu şekilde yaklaşmıştır, okumadım ama zemahşerinin keşşaf tefsiri akli temelde yazılmış bir tefsir diye bilinir.
Zararı; felsefe antik yunandan olsa gerek sürekli din ile karşı karşıya getirilir ve materyalist bir görünüm verilmeye çalışılır. Eğer felsefenin metafizik konularına materyalist gözle bakılırsa kuran ile çelişilir.

2: Peygamberimiz şefaat hakkını neden bu dünyada kullanmamış?
cevap )Şefaat kavramı bende bir soru işaretidir. Şimdilik bu kanuda mutezile düşüncesine daha yakınım.

3 : En sevdiğiniz ilahi ezgi nelerdir?
Cevap )Farsça ezgileri severim. Türkçe grup çağ hoşuma gider.

4: Forumda en çok sevdiğiniz bölüm hangisi ?
Cevap) Forumda hangi bölüm olduğu önemli değil, düşünsel paylaşımın olduğu başlıkları severim. Uzun yazıları sevmem, çünkü uzun okuyamam

KARAKÖSE 16 Mart 2009 00:15

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Eyvallah seleme, anlaşılan topla tüfekle geliyorsun:)
1)Herakleitos'a göre bir nehirde iki kez yıkanılmaz fikrinden yola çıkarak değişmeyen tek şey değişimin kendisidir fikrini nasıl açıklarsın bu bir çekişki değil midir? Değişim deyince neden hep akla artı yön gelir ama dünyada ki savaşlar,emperyalizm düşünüldüğünde negazıf yönlü bir değişimden söz etmek ne derece doğru olur?

Cevap 1) Herakleitos değişimden söz eder, savaşıda bir değişim olarak görür. Değişimin olumlu yada olumsuz şekli yoktur, değişimin varlığı vardır.
Herakleitosa karşı parmanides değişim yoktur, evren bir bütündür ve sabittir der. Parmanidesin öğrencisi zenon değişimin olmadığına dair atılan ok örneğini verir, atılan bir ok varacağı hedefe ulaşana kadar her bir noktada durur der, yani atılan ok hareket ile yerine ulaşmaz her bir noktada durarak yerine ulaşır, kısacası hareket değil durgunluk vardır.

2)Hiççiliği benimseyen bir felsefeci "hiçbir şey var değildir, var olsa da bilinmez, bilinse de başkalarına aktarılamaz" sözünü nasıl algılarsın?

Cevap 2)Bu sözü şöyle anlarım: duyulara güven olmaz, dolayısıyla duyu algısından gelen hiçbir şeye güven olmaz, yani gördüğüz, duyduğumuz vs hiçbir şey gerçek olmayabilir. Bunların gerçekliği bir şekilde bilinse bile duyulara haps olan insan oğluna aktarılamaz.

3)Algılanmayan bilgi insanı mutlak bilgiye götürür mü? Aşamaları nasıl olmalı sence?

Cevap 3)Algılanmayan bilgi diye bir şey olamaz bence. Anlaşılamayan bilgiyi kastediyorsanız, anlaşılamayan bilgi insanı hiçbir yerden hiçbir yere götürür. Aşamaları hiçbir şeydir.

4)Felsefede de paradokslara yer var mı? sence felsefede ki en büyük paradoks nedir?

cevap 4)Felsefede paradokslara yer vardır tabi, bence materyalist düşüncenin ruh, benden, biyolojı, psikolojı gibi bütün kavramları madde üzerinden anlatmaya çalışması bir çelişkidir yani en büyük paradokstur.

NUR 16 Mart 2009 14:20

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
1- İnsan fiillerinde özgür müdür?Özgür değilse ilahi imtihanın ne manası vardır?

2-Ahlak mı dinden çıkmıştır , din mi ahlaktan çıkmıştır?

3-İyi ve kötü salt insan aklı ile bilinir mi, insan vahiy olmadan da Allah ı bulabilir mi?

4-Mutlak bilgiye nasıl ulaşılır, din, vahiy, ahlak, akıl, duyular, felsefe vs, hangisi?

5-Allah ın varlığını ispatlamada kullanılan delillerden hangisi daha önemlidir?

6-Teistik dinlerde Tanrı mutlak iyilik ve adalet sahibi ,olağanüstü güçlere sahip bir varlıktır.Peki alemdeki kötülükle, tanrının iyiliği bir arada nasıl oluyor, bu durum nasıl açıklanabilir?

şu an fazla vaktim olmadığı için şimdilik bu kadar:)

KARAKÖSE 16 Mart 2009 14:44

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Abdulbaki’nin Sorusu : size göre hadislerin sahih olup olmadığını anlama kısaslarınız nedir.?

Cevap: Sahih hadis akıl ile çelişmez. Akılda Allahın bir ayeti hükmündedir. Dolayısıyla akıl ile uyumlu olan hadis sahihtir diyebiliriz. Bir hadis akıl ile çelişiyorsa kesinlikle uydurmadır, kimin kitabında geçerse geçsin fark etmez.

KARAKÖSE 16 Mart 2009 14:46

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Nur’un soruları

1- İnsan fiillerinde özgür müdür? Özgür değilse ilahi imtihanın ne manası vardır?
Cevap : İnsan fillerinde özgürdür, insan attığı her adımın hakimidir,dolayısıyla zihninin istediği ve idare ettiği her şeyden sorumludur.

2-Ahlak mı dinden çıkmıştır, din mi ahlaktan çıkmıştır?
Cevap: Mutlak iyilik ahlakın temelini oluşturur. Mutezile güzel ahlak iyi olduğu için Allah emretmiştir der, Eşari Allah emrettiği için güzeldir der. Ben bu konuda mutlak iyinin bilinebilir olduğunu düşündüğüm için Allah güzelliği güzel olduğu için emreder diyorum. Dolayısıyla evrensel bir ahlak yasası vardır ve dinler bu yasa üzerine şekillenirler.

3-İyi ve kötü salt insan aklı ile bilinir mi, insan vahiy olmadan da Allah ı bulabilir mi?
Cevap: Mutlak iyi ve mutlak kötü bilinebilirdir. Çünkü mutlak faydalı olan şey güzel olarak nitelenir ve mutlak zararlı olan şey de çirkin görülür. Dolayısıyla insan aklı tek başına iyi ve kötüyü bulabilir. Dolayısıyla tek başına vahiyden uzak bir şekilde bir adada yaşan bir şahıs Salih amelden sorumludur ancak ibadetten sorumlu değildir derim. Çünkü Salih amel ve yaratıcının varlığı akıl ile bulunabilir ama ibadetler bulunamaz.

4-Mutlak bilgiye nasıl ulaşılır, din, vahiy, ahlak, akıl, duyular, felsefe vs, hangisi?
Cevap : kendi zihnini gözlemlemekle, bir şey başka bir şey ile kıyaslanarak bulunabilir. İnsanın kendi zihnini gözlemleyebilmesi ve tartabilmesi için kıyas yoluna gitmesi gerekir, dolayısıyla insanın kendini tanıması ancak başkalarını tanıması ile mümkündür. İnsanın kendi zihnini görebilmesi de ancak başka zihinleri görebilmesi ile mümkündür. Kısacası insanları ve alışkanlıkları çözümlemeve analiz etme mutlak bilgiye götürür. Nedensellik ilkesine ulaşmaya çalışmak gerek

5-Allah ın varlığını ispatlamada kullanılan delillerden hangisi daha önemlidir?
Cevap: İnsanın birinci elden emin olabileceği şey bir ben kavramının var olduğudur. İnsan ben diye bir şeyin varlığı hisseder ama ben dediği bu şeyin ne olduğunu tam olarak çözemez. Dolayısıyla bu çözülemeyen ve ben denen şeyi bilen bir güç olmak zorundadır. Eğer hiç kimse bilmiyor dersek o zaman ben hissinin varlığını inkâr etmek gerekir ki buda mümkün değildir. Kısacası insan Allaha kendi ben varlığını his ederek ulaşır.

6-Teistik dinlerde Tanrı mutlak iyilik ve adalet sahibi, olağanüstü güçlere sahip bir varlıktır. Peki âlemdeki kötülükle, tanrının iyiliği bir arada nasıl oluyor, bu durum nasıl açıklanabilir?
Cevap: Yaratıcı iyidir ve iyiliği ister. Ancak dünya insanın iradesine terk edilmiştir. Bu dünyada olup bitenlerden yaratıcı sorumlu değildir, insan sorumludur.

Emekdar Üye 16 Mart 2009 20:17

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Hayırlı olsun algı...
Sorularıma geçeyim;

1-Modernistler diye adlandırılan kesimin batı kültüründen etkilenmiş olduklarını düşünüyor musun?Sende kendini bu kesimden mi sayıyorsun ve düşüncelerinde/ifadelerinde kuran ve hadisle çelişen noktalar sezdin mi/gördün mü?
2-Cemaatleşme hakkında düşüncen nedir?Sorularıma örnek bir cemaat üzerinden gideceğim..Misal, nur cemaatinin siyasi,etnik,yeni asya,şura,meşveret grubu vs. gibi kollara ayrılması kendi içlerinde ne gibi ihtilaflara sebep olabilir yada sürekliliklerini etkilermi?Senin kendi görüşün nedir?
3-Bu hususta diğer bir sorum herhangibir cemaat ile bağlantın olmadığını az çok biliyorum, ama felsefik görüşlerinide açıkçası bilmek isterim, çevrende gözlemlediğin kadarı ile siyaset ve din düzleminde cemaatlerin herhangibir müdahale/etkisi söz konusumudur?
4-Sende Tasavvufun din üzerinde tahribatının olduğunu düşünenlerdenmisin? Sence İslamı yaşamak için mutlak bir mürşite ihtiyaç varmıdır?
5-Günlük yaşamında gözlemlediğin kadarı ile özelliklede avam kesimi sorgulama olgusunu hayatlarında uyguluyorlar mı?
6-Dogmalar hayatımızın her alanında geçerli bir reailetedir peki bu dogmalara karşı sorgulanma atağına geçildiğinde verilen tepkiler sence normalmi ?Yada her insan hayatındaki her dogmayı sadece din değil her alanda sorgulamalı mıdır?Bir kaç cümle ile ifade edebilirmisin?
7-Mutezile ve mürcie mezhebi hakkında senin kendi görüşün çünkü bazı yorumlarında onların görüşlerini onaylatan ifade sezdim buna binaen soruyorum...Bir kaç cümle ile açıklarsan sevinirim.
8-Sana göre bir mümin (müctehit vasfında değil) İslamı yaşamak için bir mezhebe tabi olması gerekir mi?
9-Peygamber efendimizin vefatından sonra ortaya çıkan siyasi mezheplerin İslamdaki vahdet kavramına olumsuz etki ettiğini düşünüyormusun?
10-Anket açmıştım bu konu ile ilgili islam ümmetinin sence en önemli sorunu nedir?Seninde bu konuda görüşlerini alabilir miyim?
11-"İslam geleneğinde paradokslar" isminde seri biçimde konular paylaşıp/görüşlerini sundun peki bu konulara verilen cevaplar seni ne kadar tatmin etti?
12-Kürt kökenli biri olarak "Kürt realitesi" hakkındaki görüşlerini bir kaç cümle ile ifade edermisin?
13-Said nursinin siyaset ile ilgili fikirlerini örnek gösterip dile getiriyorsun, sana göre siyasetin hiç mi olumlu yönü mevcut değil yada böyle düşünmene etki eden sebep nedir?
14-Mart 29 seçimine az kaldı...Oyunu hangi partiden yana kullanmayı düşünüyorsun.Yandaş medyanın hükümet aleyhinde yaptığı propagandalar işsizlik naralarından sence yurdum insanı etkilenir mi?
15-Biliyorsun güneydoğuda dtp etnik kökene vurgu yaptığı için halkın ilk tercih ettiği partilerin ilk sırasında geliyor.Diyarbakırda güneydoğudaki sonuçları merakla beklenen illerin başında geliyor sence bu seçim sonuçlarından özellikle bulunduğu konum itibari ile diyarbakırda kimlik partisi dtp mi yoksa kendi tabiri ile hizmet partisi ak partimi galip gelip yerel seçimi kazanır.
16-"İnsan"ı bize tanımlayabilirmisin?
17-Bize önerebileceğin kaynak bir eser..
18-Forumda en beğendiğin kategori/bölüm.
19-Bir kaç kavram vereceğim senin için ne ifade ediyor;

*Felsefe
*Dogma
*Skolastik Zihniyet
*Evlilik
*Medineweb
*Muhtar


Terletmeyi düşünüyordum 50 soru demiştim ama bende yoruldum :)


Kolay gelsin...

KARAKÖSE 17 Mart 2009 09:37

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Abdulbakinin Sorusu
Akıl kavramını değerlendirirken Müslümanlar için ve gayri Müslimler için akıl diye bölemeyiz. Çünkü bir değerin anlaşılması gerekiyorsa onu herkes aynı şekilde gözleyebilmeli, iyi yada kötü oluşunu aynı şekilde bilebilme zihni alt yapısına sahip olabilmelidir.
Vahiy sadece inananlar için geçerlidir, henüz inanmamış birine vahiyden söz edemezsiniz.
İkincisi bir Müslüman için vahiy kuran iken bir hristiyan için İncil oluverir. Bir Müslüman sorgulamadan nasıl kurana inanmak zorundaysa, bir hristiyanda o şekilde incile inanmak zorunluluğu taşır. Demekki vahiyden önce akıl gelir. Çünkü akıl herkes için geçerlidir.

Müteşabih ayetler konusunda ben gizli bir şey olduklarını düşünmüyorum. Allah anlaşılmayacak sözleri neden kullarına bildirsin. Anlaşılmayacak bir şeyler okumak ne anlam ifade edebilirki. Dolayısıyla müteşabih ayetlerin belki bu gün çözülmemiş olabilir ama anlamı vardır ve birgün çözülecektir.
Müteşabih hadis kavramını söz konusu edersek o zaman tüm hadisleri sahih kabul etmeliyiz. Mesele ben kafamdan bir hadis uydursam ve bu müteşabih hadistir desem inanmak zorundayız desem nasıl olur. Bu sebeple müteşabih hadis kavramı bana mantıklı gelmiyor.

KARAKÖSE 17 Mart 2009 09:47

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Teşekürler Ecrin, Evet sorularına geçelim, döktürmüşsün:))

1-Modernistler diye adlandırılan kesimin batı kültüründen etkilenmiş olduklarını düşünüyor musun?Sende kendini bu kesimden mi sayıyorsun ve düşüncelerinde/ifadelerinde kuran ve hadisle çelişen noktalar sezdin mi/gördün mü?

Cevap: Modernistler batının fenni biliminden ve rasyonalist yaklaşımdan etkilenmişlerdir. Birde batıda yeni açılımlar oldu, örneğin Marks inanmayan biri olabilir ama iktisat teorisi çok önemlidir. Sonra Berkeley , kierkiggard, hume, lock gibi şahıslar doğru ve yanlış düşünceleri karışık olarak sunmuş olsalar bile yeni açılımlar yaptıkları için önemlidirler.
Ben kendimi modernist kesimden görmüyorum, Ama etkilendiklerim var, örneğin kant ve özellikle kierkiggard.
Düşünelerimden kuran ve hadis ile çelişenler oldu, bu durumun anlayamamamdan kaynaklandığını düşündüm.

2-Cemaatleşme hakkında düşüncen nedir?Sorularıma örnek bir cemaat üzerinden gideceğim..Misal, nur cemaatinin siyasi,etnik,yeni asya,şura,meşveret grubu vs. gibi kollara ayrılması kendi içlerinde ne gibi ihtilaflara sebep olabilir yada sürekliliklerini etkilermi?Senin kendi görüşün nedir

Cevap: Her oluşum önce orıjınaldir sonra deforme olur. Bu hem islamda böyledir hemde diğer inanç ve ideolojılerde.

3-Bu hususta diğer bir sorum herhangibir cemaat ile bağlantın olmadığını az çok biliyorum, ama felsefik görüşlerinide açıkçası bilmek isterim, çevrende gözlemlediğin kadarı ile siyaset ve din düzleminde cemaatlerin herhangibir müdahale/etkisi söz konusumudur?

Cevap: Hayat siyaset üzerine kuruludur, cemaatlerin bu açıdan pek bir anlamı yoktur. Ben cemaatlerdende siyasetende uzağım ama gördüğüm kadarıyla cemaatler hayata hakim değil, siyaset ise hayatı yönlendiren yegane şeytani kavram.

4-Sende Tasavvufun din üzerinde tahribatının olduğunu düşünenlerdenmisin? Sence İslamı yaşamak için mutlak bir mürşite ihtiyaç varmıdır?

Cevap: Mürşit işi hikayedir. özünde tasavvufu önemserim ama tasavvuf bana uymaz.

5-Günlük yaşamında gözlemlediğin kadarı ile özelliklede avam kesimi sorgulama olgusunu hayatlarında uyguluyorlar mı?

Cevap: Avamda sorgulama diye bir şey yoktur. Eğer yasak meyve bilinç ise, Avam henüz cennetten bile atılmamıştır.

6-Dogmalar hayatımızın her alanında geçerli bir reailetedir peki bu dogmalara karşı sorgulanma atağına geçildiğinde verilen tepkiler sence normalmi ?Yada her insan hayatındaki her dogmayı sadece din değil her alanda sorgulamalı mıdır?Bir kaç cümle ile ifade edebilirmisin?

Cevap: her şey sorgulanmalıdır, ancak her sorgulamada toplumu ve yaptırımları karşında göreceksindir. Sorgulamak toplum ile savaşmaktır.

7-Mutezile ve mürcie mezhebi hakkında senin kendi görüşün çünkü bazı yorumlarında onların görüşlerini onaylatan ifade sezdim buna binaen soruyorum...Bir kaç cümle ile açıklarsan sevinirim

Cevap: Mutezileyi çoğu konuda onaylarım ama mürcie ile alakam yok onaylamam

8-Sana göre bir mümin (müctehit vasfında değil) İslamı yaşamak için bir mezhebe tabi olması gerekir mi?

Cevap: hiç kimse bir mezhebe tabii olmak zorunda değildir. Bazı konularda bir alime bazı konularda başka bir alime göre yaşayabilir kanısındayım

9-Peygamber efendimizin vefatından sonra ortaya çıkan siyasi mezheplerin İslamdaki vahdet kavramına olumsuz etki ettiğini düşünüyormusun

Cevap: Her din, o dinin peygamberinin vefatı ile deforme olmaya başlar, hatta peygamberin vefat ettiği saniye ile birlikte deforme başlamış olur.

10-Anket açmıştım bu konu ile ilgili islam ümmetinin sence en önemli sorunu nedir?Seninde bu konuda görüşlerini alabilir miyim?

Cevap: Müslümanların en büyük sorunu sosyolojı bilmeyişleridir.

11-"İslam geleneğinde paradokslar" isminde seri biçimde konular paylaşıp/görüşlerini sundun peki bu konulara verilen cevaplar seni ne kadar tatmin etti?

Cevap: Bu konularda susmak gerektiğini düşündüm, sormamak ve başkasına açmamak ve tartışmamak gerekir.

12-Kürt kökenli biri olarak "Kürt realitesi" hakkındaki görüşlerini bir kaç cümle ile ifade edermisin?

Cevap: Kürtler sistem ile sorun yaşıyorlardı ama bu durum sistemin yerine Türkler konarak servis edildi.


13-Said nursinin siyaset ile ilgili fikirlerini örnek gösterip dile getiriyorsun, sana göre siyasetin hiç mi olumlu yönü mevcut değil yada böyle düşünmene etki eden sebep nedir

Cevap: Siyaset şeytanidir. Şeytanın olumlu yönleri varsa siyasetinde vardır.

14-Mart 29 seçimine az kaldı...Oyunu hangi partiden yana kullanmayı düşünüyorsun.Yandaş medyanın hükümet aleyhinde yaptığı propagandalar işsizlik naralarından sence yurdum insanı etkilenir mi?

Cevap: Ben oy kullanmıyorum. Vatandaş kandırılmaya müsaittir, hükümette nemrut kadar kibirlidir.

15-Biliyorsun güneydoğuda dtp etnik kökene vurgu yaptığı için halkın ilk tercih ettiği partilerin ilk sırasında geliyor.Diyarbakırda güneydoğudaki sonuçları merakla beklenen illerin başında geliyor sence bu seçim sonuçlarından özellikle bulunduğu konum itibari ile diyarbakırda kimlik partisi dtp mi yoksa kendi tabiri ile hizmet partisi ak partimi galip gelip yerel seçimi kazanır.

Cevap: ben siyasi yorum ve istatistikleri takip etmiyorum

16-"İnsan"ı bize tanımlayabilirmisin?

Cevap: İnsanın özü zulümdür, insan önce kötü sonra iyidir. Önce zulüm sonra adalettir. Kısacası insanın olduğu yerde adalet olabilirda olmayabilirde ama zulüm kesinlikle vardır.

17-Bize önerebileceğin kaynak bir eser..

Cevap: Anne baba biz suçluyuz (Ali Şeraiti), sorgulamaya başlamak için küçük ama güzel bir eser.

18-Forumda en beğendiğin kategori/bölüm

Cevap: Düşüncelerin olduğu her bölüm güzeldir, birde bazen komedide lazım, onun için komedi başlıklarınıda severim.

*Felsefe = Var olanı yorumlamak
*Dogma = Atalar dini
*Skolastik Zihniyet = sorgulamanın ölümü
*Evlilik = aileler olmazsa kolay aşılacak bir süreç. Ama aileler maddi anlamda olayı zora sokuyor. Millete hava atacaklar diye eşya, takı, lüks mobilyalar gibi islamın özellikle önermediği şeyleri isteyerek ve olayı kolaylaştırmak yerine zorlaştırarak rezil ediyorlar. anne ve babalar cocuk celladı olabiliyorlar.
*Medineweb = Hoşça vakit geçirme
*Muhtar = Meclis yolunda koşma

Emekdar Üye 17 Mart 2009 10:38

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Alıntı:

Algı Bilgelik Üyemizden Alıntı
11-"İslam geleneğinde paradokslar" isminde seri biçimde konular paylaşıp/görüşlerini sundun peki bu konulara verilen cevaplar seni ne kadar tatmin etti?

Cevap: Bu konularda susmak gerektiğini düşündüm, sormamak ve başkasına açmamak ve tartışmamak gerekir.

Buna sebep verilen tepkiler mi?

KARAKÖSE 17 Mart 2009 11:24

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Ecrin;
İnsanların düşünceleri, inançları, eğilimleri kolay kolay değişmez. onun için tartışmanın anlamı yok.

Emekdar Üye 17 Mart 2009 11:30

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Einstain boşuna dememiş "bir önyargıyı yıkmak, atomu parçalamaktan zordur" diye katılıyorum...

cennet-irayiha 17 Mart 2009 17:04

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Kardeşim hayırlı olsun şu ayetin hakkında bilgi verebilirmisin.

A’raf 46-48. âyette iki taraf arasında bir hıcap (perde) ve A’raf üzerinde herkesi sîmalarından tanıyan “adam”lardan bahsedilmekte ve cennete henüz girmedikleri halde cenneti ummaktadırlar. Cennet ehline selam deyip cehennem ehline, kibirlenmelerinden ötürü bu halde olduklarını hatırlatmaktadırlar.

Kendileri henüz girmedikleri halde cenneti uman ve herkesi sîmalarından tanıyan bu adamlar kimlerdir?

Medine-web 17 Mart 2009 20:37

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
metin kolay gelsin,
1-sadece aklı referans alan,sadece nakli referens alan,ikisini harmanlayıp doğrularu referans almaya çalışmak diye üç yol varsa,sizce hangisi sağlıklı?
2-vahiy,rüya,mucize,ilham akılla bilinirmi?bilinmez dersek aklımızı inkar ederiz,bilinir dersek vahiy,rüya,mucize,ilham inkar etmek gibi bir manzara oluşursa ne yapacağız ?
3-kainatta inançsız bir bireye rastlanmamıştır,ama ineğe ama ilahlara ama Allah'a....felsefe/mantık bir inanç boşluğunu doldurmaya çalışmak veya bir inanç cimnastiğimi yoksa?
4-bir müslüman ne kadar filozof olabilir veya bir filozof ne kadar müslüman olur çorbalı soruyu sormuyacağım...şöyle diyeyim müslümanın inancını perçinlemesi adına felsefeye ihtiyacı var mı ?
5-Hz ibrahim a.s'ın nemrut zülmü gereği mağaraya mahkumiyeti bittikten sonra,güneşe,yıldıza,aya ;"bu benim rabbim" arayışı bir felsefik arayışmıydı?
6-mantıkta:"insan iki ayaklı hayvandır"prensibini işleyen mantık hocasına ;"hocam iki ayaklı hayvandır"diyen bir öğrenci dayağı hakkeder mi?
7-darwinin insan evlatlığını red ederek,ormandaki kuyruklu maymuna baba deme arayışı bir filozof ve felsefe eseridir..felsefe insanları kuyruklu maymunun evladı yapma/taşa/puta/ağaca/kadına/dişiye/ota/böceğe taptırma gibi hünerleri varmıdır ?
8-bir kapta 10 zeytin varsa,çürüklerini ayıklarmısın yoksa kabı çöpe mi atarsın ?
9-bu bölgenin insanı olarak,bize hakim olan,bilinçsiz kulaktan duyma,geleneklerle perçinleşmiş bir islam anlayışı vardır diyorum...sence doğrumudur ?doğru ise bu bölge hurefelerin yuvası..yalan ise bizden neden seyyit kutup'lar,şeriatiler kıtlığı var?
10-seni seviyorum Canımsfhfgshsfhsgh

KARAKÖSE 18 Mart 2009 09:08

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Abdulbaki,
elif lam ra, ya sin gibi ayetlerin anlamsız olduklarını yada anlamalarının kıyamete kadar bilinemeyeceğini söylemek kuranda işe yaramayan ayetlerinde var olduğunu söylemek demektir. Kitapta gereksiz bir şey bulunmadığına göre bu ayetlerin anlamları ihtiyaç duyulduğu zaman öğrenilecektir diye düşünüyorum.

Ben buhari yalan söylüyor demiyorum. Suç ile hataları bir birine karıştırmamak gerekir. Hatalar farkında olmadan yapılır, suçlar planlıdır. Yalan söylemek bir hata değil suçtur. Buharinin kitabında uydurma hadisler suçtan değil hatadan doğmuştur.

Bir çok alim sadece akıl bir işe yaramaz der, ancak ben tüm insanlar için geçerli olabilecek bir referans kabul etmem gerektiğini düşünüyorum, bu referans ta akıldır. İkinci dereceden his refrans kabul edilebilir diyebiliriz. aklı ilk sıraya koymam herkes için geçerliliğinin oluşundandır.

Ledun ilmi çok abartılıyor. Kurandaki Musa a.s nin hikayesi bize herkesin böyle bir durum ile karşılaşacağı düşüncesini vermemeli. Dikkat ederseniz bir çok bozuk kişilik kendini Allah dostu olarak tanıtıp ledun ilmi sahibiyim der. Ledun ilmi benim için pratikte pek bir anlam ifade etmiyor. Çünkü sadece allah dostu olan çok küçük bir grup için geçerli bir ilimdir, herkes için geçerliliği yoktur.

KARAKÖSE 18 Mart 2009 09:09

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
İmamı_hüseyin eyvallah hocam;
Sorduğunuz soru şuan için beni aşan bir soru. Bilmediğim bir konuda yanlış bir şey söylemek istemem. Bilmiyorum

KARAKÖSE 18 Mart 2009 09:21

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
sağolasın Abdulmelik hocam;

1-sadece aklı referans alan,sadece nakli referens alan,ikisini harmanlayıp doğruları referans almaya çalışmak diye üç yol varsa,sizce hangisi sağlıklı?

Cevap: Bence akıl bir ayet gibi değerlendirilmeli, akıl ile nakil uyum içinde olmak zorunda, her ikiside referans olarak kullanılmalıdır, ancak çeliştikleri noktada olay başka akıllarca sorgulanmalı, eğer bir çok akılın sorgulaması ile çelişki giderilemiyorsa nakil irdelenmelidir. Nakilde bir sorun var demektir.

2-vahiy,rüya,mucize,ilham akılla bilinirmi?bilinmez dersek aklımızı inkar ederiz,bilinir dersek vahiy,rüya,mucize,ilham inkar etmek gibi bir manzara oluşursa ne yapacağız ?

Cevap: Vahiy, rüya gibi kavramların izahı duyusal dünya şartlarında kolay kolay yapılamasada akıl ile sorgulanabilirler. Bu durum sadece inananlar için geçerli değildir, Örneğin David Hume bir agnostik düşüncecisi olduğu halde mucize kavramı için olabilir der. Olabilme olasılığı düşük olsa bile olabilme durumu söz konusudur der. Bir inançsız bile olabilir diyorsa, inanan biri haylı hayli olabilir der.Ancak bu kavramların bilinilirlikleri kendiliklerinden ziyade sorgulanma şekillerinden çıkar diye düşünüyorum.

3-kainatta inançsız bir bireye rastlanmamıştır,ama ineğe ama ilahlara ama Allah'a....felsefe/mantık bir inanç boşluğunu doldurmaya çalışmak veya bir inanç cimnastiğimi yoksa?

Cevap: Huzur bulma çabasıdır. İnsan mutlu olmak ister, mutlu olabilmesi için sırtını dayayacağı ve zor günlerinde sığınabileceği bir şey arar, sırtını bir taşada dayayabilir, bir ineğede, bir felsefi düşünceyede. Hepsinde amaç kendi kendini mutlu etmeye çalışmaktır.

4-bir müslüman ne kadar filozof olabilir veya bir filozof ne kadar müslüman olur çorbalı soruyu sormuyacağım...şöyle diyeyim müslümanın inancını perçinlemesi adına felsefeye ihtiyacı var mı ?

Cevap: felsefe kimi şahıslar için kimi noktalarda ancak gerekli görülebilir. örneğin psikoloji ve sosyolojı bir zorunluluktur, bir Müslüman bunları az çok bilmek zorundadır, hatta dinin emirleri kadar önemsemelidir sosyolojıyi. Ancak felsefe herkes tarafında bilinmesede olur, fakat ben bilinmesi taraftarıyım. felsefe ya tam inançlı yapar yada tam inançsız

5-Hz ibrahim a.s'ın nemrut zülmü gereği mağaraya mahkumiyeti bittikten sonra,güneşe,yıldıza,aya ;"bu benim rabbim" arayışı bir felsefik arayışmıydı?

Cevap: Felsefe tarihinde önce tabiat felsefesi işlenir, tabiat nedir sorusuna cevap aranmıştır. Sonra Sokrates ile insan nedir denmiştir. Sonra platon maddenin ötesine geçip idealar kuramını ortaya atmıştır. Sonra Aristo bilim yöntemi oluşturmuştur. bu gelişim insanın düşünce adımlarını özetler
Eğer bu adımların herkesin düşünce dünyası için aynı sıralamada olduğunu kabul edersek İbrahim. a.s nin önce tabiatı çözmeye çalıştığı sonra düşüncelere yöneldiğini söyleyebiliriz. Önce duyusal değerlere yönelmiş ancak devamında düşünsel derinlik ağır basmıştır.

6-mantıkta:"insan iki ayaklı hayvandır"prensibini işleyen mantık hocasına ;"hocam iki ayaklı hayvandır"diyen bir öğrenci dayağı hakkeder mi?

Cevap:İnsan konuşan hayvandır, insan yürüyen hayvandır, politik hayvandır, sosyal hayvandır gibi düşünüş şekilleri batı kaynaklı ve maddi düşünceden kalmadır. Doğu düşüncesi genelde insanı bu şekilde değerlendirmez. Doğu düşüncesine göre insan irfan ile ilişkilendirilir.
Öğretmenine hayvan diyen dayağı hak edermi?, valla günümüzde öğrenciler öğretmenleri dövüyor

7-darwinin insan evlatlığını red ederek,ormandaki kuyruklu maymuna baba deme arayışı bir filozof ve felsefe eseridir..felsefe insanları kuyruklu maymunun evladı yapma/taşa/puta/ağaca/kadına/dişiye/ota/böceğe taptırma gibi hünerleri varmıdır ?

Cevap:Darwin bir biyologdur, filozof denince benim aklıma hiç darwin gelmemiştir. Kant, Hegel, Kierkkigard, Hume yada Farabi, İbni rüşd, Sühreverdi,cahız, nazzam, Muhyittin Arabi, şeraiti, cemil Meriç gibi kişiler gelir. Felsefe antik yunan materyalist düşüncesi ile değerlendirilirse haliyle materyalizm doğar
İkincisi darwin sadece maymuna baba deme arayışında değildir, aynı zamanda anne deme arayışıda vardır. Siz bayanlara kuyruğu yakıştıramadığınız için sadece baba kelimesini yeterli gördünüz sanırım. darwinde annelerde kuyrukludur

8-bir kapta 10 zeytin varsa,çürüklerini ayıklarmısın yoksa kabı çöpe mi atarsın ?

Cevap: Çürüklerinin yenebilecek tarafınıda yerim bazen. Eğer küflenme varsa, küfün diğerlerinide etkileme durumu olduğu için çöpe atarım ama küflenme yoksa sadece çürükleri bazen atarım, fakat ekmek israfım çoktur.

9-bu bölgenin insanı olarak,bize hakim olan,bilinçsiz kulaktan duyma,geleneklerle perçinleşmiş bir islam anlayışı vardır diyorum...sence doğrumudur ?doğru ise bu bölge hurefelerin yuvası..yalan ise bizden neden seyyit kutup'lar,şeriatiler kıtlığı var?

Cevap:İçinde bulunduğumuz bölgede büyük bilginler çıkmıştır. Ancak genel anlamda bölgemizin ilimden yoksun oluşu, Şahısların kişisel olarak tarihi durgunluk içinde geçirmiş olmasındandır. Yani şehir kültürü ve kütüphane düşüncesi bizde hiç oluşmadı, dolayısıyla düşüncelerde gelişmedi. Bir toplumda mutlaka değişim olur, olumlu değişim olamiyorsa olumsuz değişim oluverir.

10-seni seviyorum Canım

Cevap: Can kavramı genelde yürek anlamında kullanılır. Yüreğin en büyük özelliği sıcak oluşu ve istemsiz olarak sürekli canlı oluşudur, dolayısıyla bende sizi seviyorum canım dostum.:))

AŞK'ÜL İSLAM 19 Mart 2009 12:50

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Aziz ve Muhterem Kardeşim, öncelikle haftanın konukluğuna hoş geldin,
Konukları severiz, konukluğunuzu da sevdik. Oldukça aktif bir felsefik yaşantınız var maşallah,hele de bunları İSLAMİ potada karşılaştırma tarzına hayranım , tebrik ederim , hedeflerine ulaşacağına (30 yaş :) ) da bu gidişle epey inanır oldum ;

Şimdi sana çay eşliğinde sorularımı sıralayacağım :

1_İçinde bulunduğun veya bulunacağın(ız) faaliyetler, projeler hakkında bir tanıtım sunabilirsen çok seviniriz...

2_Mücadele ne demek diye sormak istiyorum.. bu özel bi soru...size özel bir soru algının dünyasında ki karşılığını merak ediyorum:)

3_Ayrıca ''En büyük ego bile tatmin edilmek ister." sözü algılarınızda nasıl bir karşılık buluyor...?

4_Ahde vefa dersem ne dersin ?

5_Şu anda toplumda Yaşanan karanlık süreçlerde kişisel olarak ödenen bedelleri bir kenara bırakırsak toplumsal olarak ödenen en büyük bedel sizce neydi?

AŞK'ÜL İSLAM 19 Mart 2009 12:51

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
6_Kürt sorununu İSLAM KARDEŞLİĞİ çözer mi ? Çözerse Nasıl ?

7_28 şubat süreci yaşanmamış olsaydı, Türkiye müslümanları şu anki durumlarından daha mı farklı olurdu?

8_Yarın ruz-i mahşerde dillerimiz susup uzuvlarımız konuştuğunda; şahitlik yaptığında, acaba kulaklarımız Gazze'den yükselen çığlık ve feryadları işittiğini dile getirdiğinde, ellerimiz ve ayaklarımız da, "duydu mu ama, ne eliyle ne ayağıyla bir şey yapmadı" dediğinde halimiz ne olacak ?....

9_Batan gemiyi ilk önce farelerin terkedeceği olgusuna rağmen, ülkemizdeki kendilerince batan gemi konumundaki islami harekette kaptanlar kimler idi ki gemiyi farelerden önce terkettiler?

10_Düşünce yapınızın oluşumda sizi etkileyen tarihi kişilikler,dünya ve ahiret hayatınızdaki yüryüşünüzde,müslüman duruşunuza katkıda bulunan İslam büyükleri kimlerdir?,

AŞK'ÜL İSLAM 19 Mart 2009 12:53

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Çok sevgili Algılı bilge kardeşim Ariflerimizden Ahmed Kuddusi hazretlerinin güzel bir beyiti ile son vereyim sorularıma :

"Kapanırsa bir kapı, ne kapılar açar Mevlâ, Tevekkül et yeme kaygı, işini hoş yapar Mevlâ"...

Allaha emanet olunuz...
Sevgiyle...

Hamiş : forumda sorun var sanırım soruların tamamını tek seferde yazıp yollayınca kabul etmedi maalesef, ben de bu yöntemi uyguladım , katlanıver artık:)

Haydi kolay gelek...

KARAKÖSE 19 Mart 2009 21:54

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Teşekürler sırdaş, bi destek çıkıver sende, öyle kenarda durup açıma felsefesini benimseme:)

KARAKÖSE 19 Mart 2009 21:59

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Eyvallah yağmur, hakkımdaki moral verici düşüncelerin için sağol. Mesaj uzunluğunda sorun yaşandığı için soruları ayrı ayrı mesajlar olarak atayım

1_İçinde bulunduğun veya bulunacağın(ız) faaliyetler, projeler hakkında bir tanıtım sunabilirsen çok seviniriz...

Cevap: Ben biraz asosyal biriyimdir, grup ilişkilerinden uzağım, daha ziyade bireyci bir yol izlerim.
Bireysel olarak hep bir spor salonu açma hayalim olmuştu, ancak bir türlü yapamadım, gençlik spor müdürlüğü kabul etmedi ve bizde zaman içinde bu konuda gerileyip köreldik.
İkincisi sosyal bilimlerden yüksek lisans yapmayı istemişimdir, henüz bir yere başvurmadım ama hala düşünüyorum.
Bunun dışında grup içinde olmayı zorunlu kılacak bir işe girmem.

KARAKÖSE 19 Mart 2009 22:00

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
2_Mücadele ne demek diye sormak istiyorum.. bu özel bi soru...size özel bir soru algının dünyasında ki karşılığını merak ediyorum.

Cevap: Mücadele karşıtlığın fark edilmesi ile başlar. İki eski dost bile bir zaman anında düşüncelerinin birbirlerine karşıt olduklarını fark ettiklerinde mücadele içine girme zorunluluğu his ederler.
Mücadele iki şekilde olabilir. Ya muhatabını ikna yollu değiştirip kendi yanına çekmek ya da rakibini yere serip onun varlığını silmek. Eğer mücadele ettiğiniz şahıs sizin varlığınız, düşünceniz ya da inancınız için tehlike arz ediyorsa yok etme yolunu seçersiniz, tehlike arz etmiyorsa ikna yoluna başvurursunuz

KARAKÖSE 19 Mart 2009 22:00

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
3_Ayrıca ''En büyük ego bile tatmin edilmek ister." sözü algılarınızda nasıl bir karşılık buluyor...?
Cevap: Her kendine inanan takdir edilmek ister. Çünkü takdir edilmek bir şeyler başardığını yada doğru yolda olduğunu yada yalnız olmadığını düşünmeye sebep olur. Ancak kendine inanan bir şahıs takdir edilmezse yıkılmaz sadece küçük çaplı bir yalnızlık duygusu yaşar, bu olayın makul olan yüzüdür.
İkinci pencerede resim daha farklı görünür, kişi özgüven sahibi değildir, ne kendine ne inançlarına nede düşüncelerine güveni vardır. Böyle bir durumda şahıs mutlaka baskın olma yolunu seçer. Kendine güveni olmadığından kendinin dışındaki yardımcı malzemeleri(örneğin koltuk) kullanarak varlığını hissettirmeye çalışır. Bu durum düşüncesiz yönetici ve zenginlerde sıkça görülür.

4_Ahde vefa dersem ne dersin ?

Cevap:Borçlar hukuku derim.

KARAKÖSE 19 Mart 2009 22:01

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
5_Şu anda toplumda Yaşanan karanlık süreçlerde kişisel olarak ödenen bedelleri bir kenara bırakırsak toplumsal olarak ödenen en büyük bedel sizce neydi?

Cevap: Büyük İskender hocası Aristoya mektup yazar ve derki ele geçirdiğim ülkelerin illeri gelenlerini ne yapayım. Hapse mi atayım, sürgün mü edeyim yoksa asayım mı?
Aristo cevap verir; Hapse atarsan orada senin aleyhine çalışırlar ve grup oluştururlar. Sürgün edersen aleyhinde toplanıp ordu kurarlar, asarsan halk sana kin duyar ve sonraki nesilde devrilirsin.
Halkı parçalara bölüp bir birine düşüreceksin, sonra kendini onlar arasında hâkim tayin edeceksin, ancak çözüme giden tüm yolları tıkayacaksın. İşte o zaman hem halk seni sever hemde saltanatın uzun sürer.
Sanırım bu olay toplumun kayıplarını ortaya koyuyor, sadece bizim ülke için değil tüm İslam âlemi için geçerli.

KARAKÖSE 19 Mart 2009 22:01

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
6_Kürt sorununu İSLAM KARDEŞLİĞİ çözer mi ? Çözerse Nasıl ?

Cevap: günümüzde ümmetçi yaklaşım sönmüş gibi görünüyor, İslam kardeşliği kısa vadede İslam toplumlarındaki hiçbir sorunu çözemez. Çünkü İslami düşünce tarzı deforme olmuş durumdadır. Kaldı ki, olayı İslam ile alakası olmayanlar kaşıyorlar, olay islama kalsa çoktan çözülmüştü. Bence zamana ihtiyaç vardır.

KARAKÖSE 19 Mart 2009 22:02

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
7_28 şubat süreci yaşanmamış olsaydı, Türkiye müslümanları şu anki durumlarından daha mı farklı olurdu?

Cevap: Değişen çok fazla bir şey olmazdı 28 günü şubatın son günlerinden olabilir ama mart ayında da kar yağar, mart ayıda yolları kapatabilir.

8_Yarın ruz-i mahşerde dillerimiz susup uzuvlarımız konuştuğunda; şahitlik yaptığında, acaba kulaklarımız Gazze'den yükselen çığlık ve feryadları işittiğini dile getirdiğinde, ellerimiz ve ayaklarımız da, "duydu mu ama, ne eliyle ne ayağıyla bir şey yapmadı" dediğinde halimiz ne olacak?

Cevap: mesele ekmek ve battaniye gönderme meselesi değildir. Mesele İslam toplumlarının yöneticilerinin değişmesi meselesidir. İki battaniye hiçbir şeyi halletmez. Yangının üzerine battaniye atarak söndüremezsin.

KARAKÖSE 19 Mart 2009 22:03

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
9_Batan gemiyi ilk önce farelerin terkedeceği olgusuna rağmen, ülkemizdeki kendilerince batan gemi konumundaki islami harekette kaptanlar kimler idi ki gemiyi farelerden önce terkettiler?

Cevap: Geminin kendisi kiralıktı sanırım.

KARAKÖSE 19 Mart 2009 22:05

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
10_Düşünce yapınızın oluşumda sizi etkileyen tarihi kişilikler,dünya ve ahiret hayatınızdaki yürüyüşünüzde,Müslüman duruşunuza katkıda bulunan İslam büyükleri kimlerdir?,

Cevap: birileri kızacak ama ali şeraiti ilk öğretmenimdir, seyyid kutup ve hasan el benna bana hep samimiyeti çağrıştırmışlardır. Özellikle hasan el bennanın bakışlarında büyük bir güven dikkatimi çeker.
İbni teymiye hurafelerle mücadele konusunda çok bilgi alınabilecek biridir. Kelam alanında mutezili âlimler düşünmekten korkmamam gerektiğine ikna etmiştir beni. İmam gazalinin ihyaı ulumuddin kitabı sosyal ilişkiler konusnunda değerli bilgiler içeren bir kitap bence.
Tarık bin ziyadın duruşu mücadelenin niteliğini öğretir.
Kısacası tüm bilginleri bir açıdan öğretmen olarak görürüm.

AŞK'ÜL İSLAM 20 Mart 2009 11:55

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Azizim bu hoş sohbet cevapların için teşekkürler...Tanıdıgım , sevdiğim, duruşundaki kaliteyi hiç bozmayacagına inandığım, Bir yandan özünde hep aynı kalacak, ve diğer yandan da her demde değişeceğine, BÜYÜYECEĞİNE olan inancımla YOL'unda başarılar diliyorum...

Syglr..

nermin 20 Mart 2009 18:24

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Algı bilgelik kolay gelsin...

benimde bikaç sorum olcak derin düşünceli kardeşime...:)

**Farklı dinlere mensup insanların kafalarındaki yanlış “Tanrı” inancı ile Kur’an’ ın tarif ettiği “Allah” arasındaki farklar ve İslama göre Yaratıcı’ nın özellikleri nelerdir?”

**Neden her insan Allah’ı gösteren Ayetleri kolaylıkla göremiyor?

**(Hadisimi dinleyip hıfz eden ve ona tutunan, mahşerde Kur’anla haşrolur. Hadisime önem vermeyen de, Kur’anı hor görmüş olur. Kur’anı hor gören de, dünya ve ahirette hüsrana uğrar.) [Ebu Nuaym, Hatib]
Sizce bu hadisin akıl ile uyumu nasıl?

**İnsanların düşünceleri, inançları, eğilimleri kolay kolay değişmez.” Demişsiniz peki sizce bu durumlar hakkında İslami olarak ayet-hadis sunulursa (söylenen çürütülürse) bakış açınız nasıl olur?

selametle...

KARAKÖSE 21 Mart 2009 00:01

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
Teşekürler Nermin;

**Farklı dinlere mensup insanların kafalarındaki yanlış “Tanrı” inancı ile Kur’an’ ın tarif ettiği “Allah” arasındaki farklar ve İslama göre Yaratıcı’ nın özellikleri nelerdir?”

Cevap: İnsanların genelinin kafasındaki tanrı inancı düşünüş ve analizler sonucu oluşmuş değildir, daha çok tabii oldukları düşünürlerden yada toplumlarındaki kabullerden kaynaklanır. Ayrıca tarih, alışkanlıklar, gelenekler, iklim, bitki örtüsü, ekonomik durum, geçinme şartları gibi birçok dış etken insanların inançlarına şekil verir.
Tanrı inancı bu şekilde madde ile direkt ilişkili olarak oluşunca kimi noktalarda maddeye indirgenir ve antropomorfizma yada panteizm gibi yaklaşımlar oluşur.
İslamda yaratıcıya ulaşma yöntemi farklıdır, yaratıcının varlığı yerine onun emirleri analiz edilerek ve onun sıfatları düşünülerek ona ulaşılır. Yani yaratıcının kendisi yerine emirleri incelenir.
İslama göre yaratıcının özelikleri adalet, merhamet, kudret, hikmet ..vs gibi sıralanabilir. Örneğin mutezile yaratıcının adalet özelliğini esas kabul ederken, eşari kudret özelliğini, maturidi hikmet özelliğini öne çıkarır, farklı tassavufi yada İslam felsefesi kolları yaratıcının farklı yönleri özerine yoğunlaşmışlardır.

**Neden her insan Allah’ı gösteren Ayetleri kolaylıkla göremiyor?

Cevap: Bir materyaliste böyle söylersen, muhtemelen oda sana, nasıl olurda yaratıcı diye bir yalanın peşine takılabiliyorsun diyecektir. Bence İnsanlar bedenleri ile var değildirler, zihinleri ile vardırlar ve zihin neyi görmek isterse onu görür.

KARAKÖSE 21 Mart 2009 00:03

RE: 18.Haftanın Konuğu Algı Bilgelik
 
**(Hadisimi dinleyip hıfz eden ve ona tutunan, mahşerde Kur’anla haşrolur. Hadisime önem vermeyen de, Kur’anı hor görmüş olur. Kur’anı hor gören de, dünya ve ahirette hüsrana uğrar.) [Ebu Nuaym, Hatib]
Sizce bu hadisin akıl ile uyumu nasıl?

Cevap: Bu hadis tek başına bir ödev yüklemez, çünkü bir yere gönderme yapıyor ve anlam ifade edebilmesi için gönderme yaptığı şeyinde masada olması gereklidir. Yani önemsenen yada önemsenmeyen diye sözü edilen hadisleride bu yazıya eklersen ancak o zaman çözümlenebilir bir değeri oluşur. Aksi taktirde önemsemekten söz ederken neyin önemsenmesinden söz edildiği belli değildir. Burda sözü edilen tüm hadis kitaplarının içindeki yazılanlarmıdır yoksa bir kısmımımıdır, bir kısmı ise hangi kısmıdır ve neden o kısmıdır, neden başka kısmı değildir? Vs eklenmesi gerekir

**İnsanların düşünceleri, inançları, eğilimleri kolay kolay değişmez.” Demişsiniz peki sizce bu durumlar hakkında İslami olarak ayet-hadis sunulursa (söylenen çürütülürse) bakış açınız nasıl olur?

Cevap: İnsan çocukken öğrendiği ve inanmak zorunda kaldığı şeylere aşık olur. Büyüdüğünde inancında büyük hatalar görse bile kolay kolay vazgeçemez. Vazgeçmek zorunda kalsa bile ilkin aşkından ayrılmışçasına acı çeker. ben böyle gördüm, işin bu kısmı psikoloji konusudur ve çürütülebilir bir özelliği elbette vardır ancak olasılığı çok düşüktür.
Bana delilini sun o zaman değerlendirme yapabiliriz.


SAAT: 15:55

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306