Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   Peygamberi Anmak mı, Anlamak mı?? (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/10169-peygamberi-anmak-mi-anlamak-mi.html)

NUR 12 Mart 2009 21:12

Peygamberi Anmak mı, Anlamak mı??
 
Peygamberi Anmak mı?Anlamak mı?

Peygamberimiz bir Müslüman için "anı" olabilir mi? Anılar "geçmişte kalanı", "geçip gitmiş olanı" temsil ederler. Peygamberimiz bir Müslüman için "anılarda kalan", "geçip gitmiş olan", dolayısıyla "anılan" mıdır?

Hemen belirtelim ki, tüm "anmalar", unutmanın zımni bir itirafıdır. Unutulmayanın, hele hayatın ta merkezinde olanın, "anılmasından" söz edilemez. Birini anmak, hatırlamaktır. Hatırlamak, iyidir. Ama bu Peygamberimiz ise, onu hatırlamakla teselli olmak, bir o kadar düşündürücüdür.

Allah onu "izlememizi" emretti. Çünkü o yeryüzünde iz bırakan, yerde yürüyen bir "insan" idi. Allah zatını izlememizi bunun için emretmedi. Zatına olan sevgimizi, Elçi'sini izleyerek isbat etmemizi emretti: "De ki, eğer Allah'ı seviyorsanız, beni izleyin ki Allah da sizi sevsin; günahlarınızı mağfiret etsin."

Kur'an'ın helak kıssasını anlattığı tüm inkarcı kavimler, kendilerine gönderilen "insan peygamberi" inkar hususunda ortak tavır gösterirler. Kur'an hepsinin de gönderilen elçiyi reddederken "Bize bir melek gönderilmeli değil miydi?" dediğini nakleder.

Bu iki şeyin göstergesidir:

1) İnkarcı kavimlerin iman etmeye gönüllü olmadıklarının. Zira bu bir sahte mazerettir. Bununla, "Biz hayat tarzımıza müdahale ettirmeyiz" demeye getirirler. Zira bir meleğin davranışları bir insan tarafından "örnek" alınıp üretilemez. Mahiyetleri farklıdır. Eğer elçi gönderilen bir melek olsaydı, bu kez de "O melek, biz insanız; biz nasıl onu örnek alalım?" diyeceklerdi.

2) İnkarcı kavimlerin insan soyuna olan güvenlerini tamamen yitirdiklerinin. Baksanıza "Bize bir melek gönderilmeli değil miydi?" diyorlar. Bu "herkesi kendi gibi görmek" deyiminde ifadesini bulan ruh halidir. Kendileri o kadar sapmışlardır ki, bu sapma onların insan türüne olan güvenlerini kökten yok etmiştir.

Peygamberimiz bir Müslüman için sadece bir "anı" değilse, Kutlu Doğum münasebetiyle içinden geçilen şu günlerdeki etkinlikler de, "Dostlar beni hatırlasın" türünden bir "anı"ya dönüştürülmemelidir.

Diyanet'in yuvarladığı küçük kar topu, büyüdü büyüdü kocaman bir dağ oldu. Günlere, haftalara sığmadı. Kutlu Doğum Haftası olarak başlatılan merasimler, Nisan'ın tamamına yayıldı, Nisan neredeyse kutlu doğum ayı haline geldi. Camilere sığmadı. Salonlara, hatta statlara taştı.

Bu yıl kutlamalar isim değiştirdi. Anlamlı bir jestle "Kutlu Doğum Haftası" artık "Peygamberler Haftası" olarak kutlanacak. Geçen yıl Danimarka'da ortaya çıkıp bir çok Batı başkentinde yayımlanan çirkin karikatürler, insanlığın son adası olan Hz. Peygamber'i dünyanın gündemine oturttu. Bu iş âdetâ, cüzi şerle murad olunan külli hayra dönüştü. Müslümanların alemlere rahmet Hz. Muhammed'le olan irtibatları tazelendi.

Batı, Müslümanların verdiği tepkiyi anlamadı. Biz de Batı'nın anlamayışını anlamadık. Bunun temelinde, Hıristiyan Batı'yı peygamberli saymamız yatar. Oysa, Hıristiyan Batı (ateist Batı'dan söz etmiyorum) bizim inandığımız anlamda bir "peygamber tasavvurundan" yoksundu. Yani peygambersizdi. Onlar Hz. İsa'yı tanrılaştırdıkları günden beri peygambersizler. Teslise inanan birinin inancında peygambere yer kalmamıştır. Onun için de, peygamberli bir dini, toplumu ve ferdi anlayamıyorlar.

Biz Müslümanların peygamber sevgisini de anlayamadılar. Hatta geçmişte Hz. Meryem'e yönelik Batı'da ortaya çıkan çirkin davranışlara Müslümanların tepki göstermesini de anlayamadılar. Zaten bu, karikatür terbiyesizliği münasebetiyle girdikleri "Siz de İsa için aynısını yapın, ödeşelim" tavrından anlaşılıyordu.

Bu arada, her zaman olduğu gibi bizde de işin istismarını yapanlar çıkmıyor değil. Peygamberimizle ilgili yayıncılık alanında yaşanan şu enflasyona bir bakın. Nasreddin Hoca'nın kazanı gibi, eski kitaplar yeni yavrular doğuruyor. Ciddi bir siyer okuru bile olmadan siyer yazmaya kalkanların haddi hesabı yok. Kaş yapayım derken göz çıkarılıyor. Vahyin inşa ettiği bir peygamber tasavvurundan mahrum olarak yazılmış, hakikate ve kaynağa sadakat kaygısı taşımayan harcıalem ve çala kalem eserler.

En tehlikelisi de, bu işin Cahiliyye şiirininn ana damarlarından biri olan "mehdiye" yarışına dönmüş olması. "Kim daha çok övecek?" yarışı çığırından çıkınca, iş Hz. Peygamber'i "tanıtma" değil, "tezgahlama" yarışına dönüşüyor. Olan, vahyin inşa etmeye çalıştığı sahih "peygamber tasavvuruna" oluyor. Efendimizi tanıtma iddiasıyla çıkılan yolda, efendimiz tanınmaz hale getiriliyor. Allah'ın "örnek" göstererek hayatımızda üretmemizi istediği bir değeri, bizler acımasızca ve arsızca "tüketmeye" koyuluyoruz.

Şimdi cevaplanması gereken sualler şunlar: Peygamberimizin bizim methiyemize mi ihtiyacı var, yoksa bizim onu örnek alıp hayata taşımamıza mı ihtiyacımız var? Bu ikincisi gerçekleşmiyorsa, birincisi ona ödenmiş bir "manevi rüşvet" olmaz mı? Dahası, o adıyla sanıyla zaten "övülmüş"tür. Onu Allah övmüştür. Onun bizim övgümüze ihtiyacı yok, ama bizim onun modelliğine ihtiyacımız hadsiz. Hal bu iken, neden böyle yaparız?

"Güzel örnek"i kendi hayatlarımıza taşımanın nasılını konuşmaya devam.

kebuter 17 Mart 2009 11:53

RE: Peygamberi Anmak mı, Anlamak mı??
 
Allah, kavimlere yolgosterici olarak modeller sumustur. iste peygamberler bu modelelrdir. ideal insanin prototipidirler. ideal insan peygamberler, ideal toplum tevhid toplumudur. peygamberler, ali seriatinin deyimi ile insan ustu degil, ustun insandirlar. zaten insan ustu olsalardi, o zaman o "guzel ornek"lerden ornek alamazdik cunku ornek, ancak her turun kendi cinsinden alabilecegi bir seydir. belki sadece taklit edebilirdik, ki taklit edebilmek icin karsimizdaki yani taklit edilecek varligin kendi cinsimizden olmasi gerekmiyor. ornak almak bir insanlik vasfi iken, taklit etmek hayvanlara ve insan gorunumlu fakat hayvani yonu ile agirlik kazanmis sahsiyetlere ozgu bir durumdur. sirk toplumlarinin peygamberlere yonelttigi ilk itirazlardan biri de zaten bu nedenle "neden Allah bizim gibi bir insani peygamber secti de melek bir peygamber yollamadi bize" seklindedir. cunku ideal olana davet soz konusu oldugunda, karsilarindaki kisinin peygamber ama insan bir peygamber olmasi, kendilerinin de onu ornak alip ayni sekilde yasayabilecekleri noktasinda itiraz firsati birakmiyordu.

bu noktada, islamoglu hocanin 3 muhammed: 2 tasavvur 1 gercek kitabini okumanizi tavsiye ederim.


SAAT: 15:06

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306