Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   ey sevgili en sevgili hoş geldin safalar getirdin... (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/14273-ey-sevgili-en-sevgili-hos-geldin-safalar-getirdin.html)

KuM TaNeSi 20 Nisan 2009 20:59

ey sevgili en sevgili hoş geldin safalar getirdin...
 
Ey sevgili

En Sevgili'nin En Sevgilisi !

Sen; ışığa hâmile kapkaranlık bir dünyaya inen, bir kutsal nûr idin. Ve insanlar çöllerde suya hasret, çoraklaşmış yürekleriyle, Senin nûrunu bekliyordu. Bu onulmaz zamanda, bu amansız zamanda En Sevgili, En Sevgilisini sunuyordu insanlığa. Ve En Sevgili, sonsuz bir lütûfta bulunuyordu çöllerde susuz kalmışlara.

Ey yokluğun bağrına atılan ilk varlık tohumu, Kâinat’ın nûru!

Sen Câhiliye’nin üzerine bir medeniyet nûru gibi doğdun. Küfrün bağrına bir ışık hançeri gibi doğdun. Sen insanlığa bir rahmet, bir lütuftun.‘’İçlerinden kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan (kötülüklerden, münkerden) onları temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, mü’minlere büyük bir lütufta bulunmuştur.’’ (Âl-i İmran,3/164)

Bugün bütün insanlığın bayramıdır. Bugün, En Sevgili’nin Seni Kâinat’ın semâsında ebediyete kadar nur saçsın diye bir nûr-u kandil gibi astığı gündür.

Bilirim hiçbir kelime, hiçbir beşer senin gelişini, senin nûrunu târif edemez. Nûrun kalplere doğdu. Bütün yeryüzünü aydınlattığı gibi, kalpleri de aydınlattı. Sen, kalplerin gizli hazinelerinde saklısın. Sen, kalplerin gizli bir dilisin. İlâhi mesajlarınla kutsi tavırlarınla, İnsanların kalplerinden ışıklı bir âleme kapılar açtın. Ve böylece, ışık yüzlü sevdâlıların oldu. Ve o ışık yüzlü sevdâlıların, ukbâlara kanat açıp, sonsuzlaştılar.

Bütün insanlık, Senin ışığınla yönelirken mutlak Sevgili’ye, Senin nûrunu göremeyen talihsizler de var elbet. Işığını algılayamadılar onlar. Oysa onlar için neler yapmadın ki. Cehennem’in alevleri arasına fütursuzca dalan insanlara, o müşfik ellerini uzattın da tutmadılar. Neler yapmadın ki bu uğurda.

Ağaçları yürüttün inanmadılar.

Taşları konuşturdun inanmadılar.

Hatta Ay’ı ikiye parçaladın da bir parmak işâretinle, yine inanmadılar.

Bile bile gittiler alevler arasına. Arkalarından sızlayan yürek, yine Senin yüreğin oldu. Ve biliyorsun ki insanlar alevlerin arasına bile bile hâla gitmekteler.

Sana ulaşmak; Dünya ve Âhiret mutluluğunu yakalamaktır. Seni uzaktan da olsa tanımak; Cennet ırmaklarını temâşa etmektir. Seni sevmek; Cennet’te seninle berâber yaşamaktır. Seni yüzlerce yıl önce öldü sanıyorlar. Oysa o kadar yakınsın ki. Seni sevmek o kadar kolay ki...

Ey Âlemlerin gerçek nûru!

Seninle biz Dünya ile Güneş gibiyiz.

Senin ışığın kendinde ve Senin ışığın olmazsa biz bir hiçiz. Güneş olmazsa, Dünya’da hayatın olmayacağını bilenler, Sen olmazsan Kâinat’ın olmayacağını bilmiyorlar. Oysa Sen, değil Güneş, bütün Kâinat’ın nûrusun.

Ve sonra; iyiye, güzele, doğruya ait ne varsa insanlığın yüreğinde, hepsinin zirvesi Sende tecelli etmiştir.

O güzel yüzünle, O hüsn-ü niyetinle bütün insanlara yol gösterici oldun. Ve en değerli mücevherlerle dolu olan, o kutsî kitabın mücevherlerini cömertçe dağıttın insanlığa. Bütün Kâinat gönül zengini oldu Senin cömertliğinle.

Sesinin ulaşmadığı kulak kalmadı. Ama sesinin girmediği yürekler oldu. Kilitliydiler onlar, kilitlenmişlerdi kör bir inat uğruna. Ve bugün o yüreklere; kin düştü, yalan düştü. Ve o yürekler; günah adına ne varsa yeyip şiştikçe şişti.

Sen O güçlü nefesinle çöllerde öyle fırtınalar estirdin ki, kimisinin gözlerine kum olup doldun ama yüreğine girdin. Kimisi de hem yüreğini hem gözlerini kapattı Sana. Estirdiğin fırtına öyle bir fırtınaydı ki ovaları tepe, tepeleri dağ yaptın. Işığınla öyle baharlar oluşturdun ki gönüllerde, Cennet’ten bir köşeydiler.
Ama kışlarını bahara çevirdiğin bazı gözler,
bahar çiçeklerini kar gibi gördüler.

Onlar ne de talihsizdiler.
Senin nûrunla bakılmayan Kâinat karanlık
Senin Nûrunla bakmayan göz kör
Senin nûrunla dolmayan kalp vahşidir.
Sen yaratılmışların en şereflilerinin en şereflisisin.

Sen muhabbet fedâilerinin şâhısın. Sen mutluluğun vesilesi, hidayet güneşisin. Hakîkatin ışığısın. Hakk’ın yeryüzündeki nûrusun. O ışığınla vahşi insanları merhamet âbidesi hâline getirdin. Medenîlere baş eyledin. O nûrunla kalplere muhabbet iksiri taşıdın. Nefislerin saltanat sürdüğü ruhları nurlandırdın. Nefsin saltanatını yıkıp, ruhlara Sultân oldun.
Ey Kâinat'ın hayat iksiri!

Sen Kâinat kitabının bitmeyen mürekkebisin. Bir ulu ağaçsa şayet yeryüzü, Sen onun çekirdeğisin ve meyvesisin. Bir insansa eğer Kâinat, sen onun hem aklı hem de ruhusun. Ve Cennet bahçesi dersek Kâinat’a, sen onun susmayan bülbülüsün. Ve şayet büyük bir saraysa o, Sen o sarayın donatıcısı ve hizmet edicisisin. Kapına gelen herkesi içeri alıp, ikramda bulunansın. Nûrundan damlatansın.

Ve kalpler; ya Dünya’da senin nûrunla tanışacak ya da Âhiret’ te Cehennem’in nârıyla tanışacaktır.
Ey Sevgili, nûrundan bir damlaya talibiz bugün.


SAAT: 19:39

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320