Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   EFenDimiz (s.a.s)' e Şiirler (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/3084-efendimiz-sas-e-siirler.html)

nurşen35 15 Mayıs 2018 21:40

40 Yaşındasın

Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah Azze ve Celle

Ya Rasulallah,
lemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte
Bir yaşındasın,
Beni Sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.Halime kucağına alıyor seni
Yüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın
Medine-i Münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu Talip bir başka seviyor

Ya Rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen Muhammed-ül Emin' sin

Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey Yâr!
Nurdağına davet var

İşte
Kırk yaşındasın
Hira Nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen Nebiyullahsın
Sen Habibullahsın
Sen Rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı la
' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı
Sen,
Sen ' Allah! ' diyordun
Allah Azze ve Celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen ' Allah! ' diyordun
Arş-ı la titriyordu
Bedir' de ' Allah! ' diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi:
' Anam babam sana feda olsun ' diyordu

Ya Rasulallah
Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara
' Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi
Sen de:
' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın
Refik-i la duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak:
' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:
' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver '
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile
' Peki ' dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktirdiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle:
' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne de evladımız olsaydı diyecekler '
Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini
' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'

Sultanım!
Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili
Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya Rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

Dursun Ali Erzincanlı

Mihrinaz 19 Nisan 2019 14:24

"Seccaden kumlardı...

Devirlerden, diyarlardan

Gelip göklerde buluşan

Ezanların vardı.

.

Mescit mümin, minber mümin…

Taşardı kubbelerden Tekbir,

Dolardı kubbelere "âmin"!

.

Ve mübarek geceler, dualarımız,

Geri gelmeyen dualardı.

Geceler ki pırıl pırıl,

Kandillerin yanardı!

.

Kapına gelenler ya Muhammed,

- Uzaktan, yakından -

Mümin döndüler kapından!

.

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;

İki dünyada aziz ümmet,

Muhammed ümmetiydi.

.

Konsun yine pervazlara

Güvercinler;

"Hu hu"lara karışsın

Âminler…

Mübarek akşamdır;

Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!

.

Şimdi Seni ananlar, anıyor ağlar gibi…

.

Ey yetimler yetimi,

Ey garipler garibi;

Düşkünlerin kanadıydın,

Yoksulların sahibi…

Nerde kaldın ey Resul,

Nerde kaldın ey Nebi?

.

Günler, ne günlerdi, ya Muhammed;

Çağlar ne çağlardı:

Daha dünyaya gelmeden

Müminlerin vardı…

Ve bir gün ki gaflet

Çöller kadardı,

Halime'nin kucağında

Abdullah'ın yetimi,

Amine'nin emaneti ağlardı!

.

Hatice'nin goncası,

Aişe'nin gülüydün.

Ümmetin gözbebeği,

Göklerin Resulüydün...

Elçi geldin, elçiler gönderdin.

Ruhunu Allah'a,

Elini ümmetine verdin.

Beşiğin, yurdun, yuvan

Mekke'de bunalırsan

Medine'ye göçerdin.

Biz bu dünyadan nereye

Göçelim, ya Muhammed?

Yeryüzünde, riya, inkâr, hıyanet

Altın devrini yaşıyor…

.

Diller, sayfalar, satırlar

"Ebu Leheb öldü" diyorlar:

Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed;

Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!

.

Neler duydu şu dünyada

Mevlid'ine hayran kulaklarımız;

Ne adlar ezberledi, ey Nebi,

Adına alışkın dudaklarımız!

Artık, yolunu bilmiyor;

Artık, yolunu unuttu

Ayaklarımız!

Kâbe'ne siyahlar

Yakışmamıştı, ya Muhammed,

Bugünkü kadar!

.

Haset gururla savaşta;

Gurur, Kaf Dağı'nda derebeyi…

Onu da yaralarlar kanadından,

Gelse bir şefkat meleği.

İyiliğin türbesine

Türbedar oldu iyi!

.

Vicdanlar sakat

Çıkmadan yarına.

İyilikler getir, güzellikler getir

Âdem oğullarına!

.

Şu gördüğün duvarlar ki

Kimi Taif'tir, kimi Hayber'dir.

Fethedemedik ya Muhammed,

Senelerdir.

.

Ne doğruluk, ne doğru;

Ne iyilik, ne iyi…

Bahçende en güzel dal,

Unuttu yemiş vermeyi.

Günahın kursağında

Haramların peteği!

.

Bayram yaptı yabanlar;

Semave'yi boşaltıp

Save'yi dolduranlar.

Atını hendeklerden-bir atlayışla-

Aşırdı aşıranlar.

Ağlasın Yesrib,

Ağlasın Selman'lar!

.

Gözleri perdeleyen toprak,

Yüzlere serptiğin topraktı.

Yere dökülmeyecekti, ey Nebi,

Yabanların gözünde kalacaktı!

.

Konsun yine pervazlara

Güvercinler;

"Hu hu"lara karışsın

Âminler.

Mübarek akşamdır;

Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!

.

Ne oldu, ey bulut,

Gölgelediğin başlar?

Hatırında mı, ey yol,

Bir aziz yolcuyla

Aşarak dağlar taşlar,

Kafile kafile, kervan kervan

Şimale giden yoldaşlar!

.

Uçsuz bucaksız çöllerde,

Yine, izler gelenlerin,

Yollar gideceklerindir.

.

Şu tekbir getiren mağara,

Örümceklerin değil;

Peygamberlerindir, meleklerindir.

Örümcek ne havada,

Ne suda, ne yerdeydi.

Hakkı göremeyen

Gözlerdeydi!

.

Şu kuytu, cinlerin mi;

Perilerin yurdu mu?

Şu yuva-ki bilinmez,

Kuşları hüdhüd müdür,

Güvercin mi kumru mu?

Kuşlarını bir sabah,

Medine'ye uçurdu mu?

.

Ey Abva'da yatan ölü,

Bahçende açtı dünyanın

En güzel gülü;

Hatıran, uyusun çöllerin

Ilık kumlarıyla örtülü!

.

Dinleyene, halâ,

Çöller ses verir:

"Yaleyl!" susar,

Uğultular gelir.

Mersiye okur Uhud,

Kaside söyler Bedir.

Sen de, bir hac günü,

Başta Muhammed, yanında Ebubekir;

Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü

Destan yap, ey şehir!

.

Ebubekir'de nur, Osman'da nurlar.

Kureyş uluları, karşılarında

Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;

Ali'nin önünde kapılar açılır,

Ali'nin önünde eğilir surlar.

Bedir'de, Uhud'da, Hayber'de

Hakk'ın yiğitleri, şehit olurlar.

.

Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı;

Yerde kalmazdı ruh… kanatlıydı.

.

Konsun yine pervazlara

Güvercinler;

"Hu hu"lara karışsın

Âminler.

Mübarek akşamdır;

Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!

.

Vicdanlar, sakat çıkmadan,

Ya Muhammed, yarına;

İyiliklerle gel, güzelliklerle gel

Âdem oğullarına!

.

Yüreklerden taşsın

Yine, imanlar!

Itri, bestelesin Tekbir'ini;

Evliya okusun Kur'an'lar!

Ve Kur'an'ı göz nuruyla çoğaltsın

Kayışzade Osman'lar!

.

Naatını Galip yazsın,

Mevlid'ini Süleyman'lar!

Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle

Geri gelsin Sinan'lar!

Çarpılsın, hakikat niyetine

Cenaze namazı kıldıranlar!

.

Gel, Ey Muhammed, bahardır.

Dudaklar ardında saklı

Âminlerimiz vardır!

Hacdan döner gibi gel;

Mirac'dan iner gibi gel;

Bekliyoruz yıllardır!

.

Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;

Hızır kanat, Cibril kanat,

Nisan kanat, bahar kanat;

Ayetlerini ezber bilen

Yapraklar kanat…

Açılsın göklerin kapıları,

Açılsın perdeler, kat kat!

Çöllere dökülsün yıldızlar;

Dizilsin yollarına

Yetimler, günahsızlar!

Çöl gecelerinden, yanık

Türküler yapan kızlar

Sancağını saçlarıyla dokusun;

Bilal-i Habeşi sustuysa

Ezanlarını Davut okusun!

.

Konsun-yine-pervazlara

Güvercinler;

"Hu hu"lara karışsın

Âminler…

Mübarek akşamdır;

Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!"

Arif Nihat Asya


SAAT: 01:37

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306