Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   Mevlid-i Şerif ve Süleyman Çelebi.Medineweb (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/32080-mevlid-i-serif-ve-suleyman-celebimedineweb.html)

nurşen35 02 Ağustos 2015 01:24

Mevlid-i Şerif ve Süleyman Çelebi.Medineweb
 
Süleyman Çelebi Hazretlerinin Mevlid'i Yazılış Sebebi...
Süleyman Çelebi Hazretleri, Mevlidini Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) Efendimiz’in diğer peygamberlerden üstün olduğunu isbat etmek üzere yazmıştır. Buna lüzüm görmesine Bursa’da İranlı bir vaiz’in Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’in diğer peygamberlerden farklı olmadığını ileri süren cahilce sözleri sebep olmuştur.

Bursa’da bir vaiz camide vaaz ettiği sırada “Biz onun (Allâh’ın) peygamberlerinden hiç birini öbürlerinin arasından ayırmayız hepsine inanırız.” (Bakara 285) ayetini tefsir ederken, peygamberler arasında hiçbir fark olmadığını kendisinin bu ayet gereğince Muhammed (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’i Hazreti İsa (Aleyhis-selâm)’dan üstün görmediğini söyler. Cemaat arasında bulunan Allah Resulü’nün gerçek aşık ve sadıklarından bilgili ve dini gayret sahibi bir arap buna itiraz eder. Kuvvetli ve kesin deliller ortaya koyarak bu ayete verilen mananın yanlış olduğunu söyler ve derki:
“Hey nâdan ve cahil sen tefsir ilminde yayasın. Peygamberler arasında fark yoktur demekten murad, Resullük ve Nebilik bakımındandır. Yoksa mertebe ve fazilet bakımından değildir. Eğer bu bakımdan olsaydı ‘O peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık’ (Bakara 253) ayetinin manası nasıl uygun düşerdi.”
Fakat şehir halkı vaiz tarafını tutar. Bunun üzerine bu zat arap vilayetlerine Mısır ve Halep’e giderek kendi görüşünün lehinde altı kere fetva getirse de vaiz sözünde ısrar eder. Ancak vaizi yedincisinde yenmek mümkün olur.
Bu tartışma cemaat arasında bölünmelere yol açmış, her iki tarafı da tutanlar olmuştur. Süleyman Çelebi’de bu tartışmalara şahit olmuş, Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’ in fazilet ve mertebesinin iyice anlaşılması ve yanlış bazı fikirlerin önlenmesi bakımından bir eser yazmanın yerinde olacağı kanatine varmıştır. İşte onun şu beyitleri bu olayı doğrular boyuttadır.
Ölmeyip İsa göğe bulduğu yol
Ümmetinden olmak için idi ol
Dahi hem Musa elindeki Âsa
Oldu anın izzetine oldu ejderha
Çok temenniler kıldılar Hakk’dan bunlar
Kim Muhammed ümmetinden olalar
Gerçi bunlar dahi mürsel durur,
Lâkin Ahmed efdal ü ekmel durur
Zîra efdallığa ol elyak durur
Anı öyle bilmeyen ahmak durur
Bu beyitler de Süleyman Çelebi Hazretleri, İsa (Aleyhis-selâm)’ın göğe yükseltilmesini ileride gelecek olan Muhammed (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) ümmetinden olmak arzusuna bağlamaktadır. Musa (Aleyhis-selâm)’ın Asa’sının yılan haline gelmesi onun şerefi’nin yüceliğine delalet ettiğini ve nice peygamberlerin onun ümmetinden olmak için Allâh’tan temennilerde bulunduklarını hepsinin Allah tarafından gönderildikleri halde Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi Vesellem)’in onlardan daha faziletli ve daha mükemmel olduğunu beyan etmektedir.
Bu olay kaynakların ekserisinde belirtilen bir hâdisedir. Ayrıca İranlı vaizin batiniliğinden de bahsedilmektedir. Ehl-i Sünnet olduğu bilinen Süleyman Çelebi’nin ona mal edilen Ehl-i Sünnet inançları dışına düşen parçaları kaleme alamayacağı hususu bu vesileyle belirmiş bulunmaktadır.
Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i yazmasındaki ikinci gaye: Ehl-i Sünnet akidesini yıkmak isteyenlerin ve bâtinilik propagandası yapanların tesirini azaltmak, hatta ortadan kaldırmaktır.
Osmanlı imparatorluğunun zayıf sayılabilecek bir devrinde (Fetretten yeni çıkdığı bir sırada) siyasi, fikri, dini her türlü cereyanların kaynaştığı ve etrafı karıştırdığı bir zamanda Süleyman Çelebi, Ehl-i Sünnet tarafını tutmuş ve devletin yıkılmasını önlemekte yardımcı olmuştur.
Süleyman Çelebi, itikat meselelerinde ve diğer hususlarda hep Ehl-i Sünnet görüşünü ortaya koymuş ve eserinde baştan sona Ehl-i Sünnet akîdesinin müdafasını yapmıştır.
Tarihçilerin belirttiğine göre, Osmanlı imparatorluğu Ehl-i Sünnet akidesini yaymak ve batıl mezeplerin yayılmasını önlemek için Mevlid’e çok önem vermişler, Osmanlı padişahları, şeyhul islam’lar ve o zamanın meşhur alimleri bizzat bu Mevlid merasimlerine katılmışlar ve kendileride Mevlid cemiyetleri düzenlemişlerdir.








Alıntı...

nurşen35 02 Ağustos 2015 01:32

Cevap: Mevlid-i Şerif ve Süleyman Çelebi...
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Söyleşirken Cebrail ile kelam.
Geldi Refref , önüne verdi selam...

Aldı ol şah-ı cihanı ol zaman,
Sidre'ye gitti ve götürdü heman.

Gel Habibim sana aşık olmuşam,
Cümle halkı , sana bende kılmışam.

Ne muradın var ise, edem reva,
Eyleyem bir derde , bin türlü deva.

Mustafa dedi; Ey Rabbi Rahim,
Ey hata püş-ü ve atası çok kerim.

Ol za'if ümmetlerin hali no'la..
Hazretine nice anlar yol bula.

Gece gündüz işleri isyandır hem,
Korkarım yerleri ola Cehennem.

Hak Teala'dan erişti nida,
Ya Muhammed , Ben sana kıldım ata..

Ümmetini sana verdim, Ey Habib,
Cennetimi onlara kıldım nasip..



(Mevlid'den .... Süleyman Çelebi)

nurşen35 04 Ağustos 2015 00:01

Cevap: Mevlid-i Şerif ve Süleyman Çelebi...
 

Süleymân Çelebi, Mevlid'inde; Allahü Teâlânın mutlak irâdesini, yoktan var ettiğini ve Muhammed aleyhisselâmin hiçbir mahlûkda bulunmayan üstün, yüksek ve emsâlsiz vasiflarini anlatir. Her kelimesinde, gönlü Resûlullah aşkı ile yanan bir müminin engin aşk ve muhabbet kokuları vardır. Hazret-i Muhammed'in diger peygamberlere olan bütün üstünlükleri, en güzel kelimeler ve en vecîz ifâdelerle anlatilmistir.

Mevlid; münâcaat (Allahü teâlâya yalvarma), velâdet (Peygamberimizin dogumu), risâlet (Peygamberligin bildirilisi), mîrâc (Göklere çikisi, Cennet'i ve Cehennem'i görmesi), rihlet (Peygamberimizin vefâti) ve duâ bölümlerinden ibârettir.

Söze Allahü teâlânin ism-i serîfi ile baslayan Süleymân Çelebi, Âdem aleyhisselâmdan Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma kadar bütün dedeleri olan Peygamberlerin alinlarinda nûr parladigini ve bu nûrun Muhammed aleyhisselâma intikâl ettigini anlatir. Peygamber efendimizin dogusuna genis bir yer ayirarak, O dogarken annesinin neler duyup, neler gördügünü, bu ânda bütün varliklarin engin bir nese içinde kaldiklarini, bütün zerrelerin O'nu büyük nese içinde karsiladigini söyler. Mevlid'de bundan sonra, Muhammed aleyhisselâma peygamberliğinin nasıl bildirildiğini ve mi'râc hâdisesinin nasıl olduğunu anlatır. Derin üzüntü içinde yazdığı rihlet ve daha sonra duâ ile Mevlid'ini bitirir. Peygamber efendimizin her varlığın yaratılış sebebi, bütün yaratılmışlarin en şereflisi ve O'nu bütün peygamberlere üstün kılan Allahü Teâlâya şükürler etmektedir.

Eserde çok olgun fikirler ve kompozisyon bütünlügü vardir. Mevlid, mesnevî seklinden ziyâde, kasîde seklinde tertiblenmistir. Bâzi yerlere gazel parçalarıda ilâve edilmiştir. Arûz vezni ile yazılmış, (fâilâtün, fâilâtün, fâilün) kalıbıkullanılmıştır. Yalnız bir yerde (Mef'ûlü, fâilâtü, mefâîlü, fâilün) kalıbına yer verilmiştir.

Kâfiyeler güzel ve saglamdir. Süleymân Çelebi, Mevlid'in mısralarının mükemmel olması için çok titizlik göstermiş, bu sebeple Mevlid, üstün sanat sâhibi dîvan şâirlerince dahî sevilip beğenilmistir.

Mevlid'de hem olaylarin, hem de düsüncelerin anlatıldığı yerlerde, en kısa, en uygun ve mümkün olan en sâde anlatım şekli kullanılmıştır. Mevlid'de, hemen her türlü söz ve ifâde sanatina rastlanır. En çok cinâs, tesbîh ve tekrîr gibi sanatlara önem verilmistir. Bölümlerin ve kitabin bütünlügüne titizlik gösterildiği kadar, her mısra'in ayrı ayrı güzelliği de gözden kaçmamaktadır. Mevlid, lirizm (içlilik) ve ögreticiligi (didaktizmi) iyice kaynastırmış bir şiir kitabıdır. Kuruluktan uzak olduğu gibi, sırf coşkunluktan da ibâret değildir. Görünüşte kolay, fakat denendiğinde benzerinin yazılmasının çok zor olduğu görülür.

MUHAMMED ALEYHISSELÂMI SEVMEK

Süleymân Çelebi hazretleri, Mevlid'ine Arabî olarak bir önsöz yazarak, söyle buyurmaktadir: "Rahmân ve Rahîm olan Allahü Teâlâ'nın ismiyle baslarim. Muhammed aleyhisselâmı (sav) bütün yaratilmislarin sebebi, en sereflisi ve en azîzi yapan, makâm-i Mahmûd ile sefâat hakkini vererek O'nu bütün Peygamberlerden üstün kilan, ismini O'nun ismiyle yanyana yazarak, hasedci seytanin burnunu sürtüp, O'nun sânini yücelten Allahü Teâlâya hamd-ü-senâlar olsun. Muhammed aleyhisselâm, Allahü Teâlâ'nın indinde çok makbûldür. Allahü Teâlânın melekleri O'nun yardimcilaridir. Agaçlar, toprak ve taslar, O'nunla konustular. O'nu sevenler dünyâda ve âhirette sevilip kurtulurlar. O'na düsman olanlar kovulup, Cehennem'e atilirlar. Bizi Muhammed aleyhisselâmın ümmeti yapmakla sereflendiren AllahüTeâlâya hamd ederim. Şerîki ve benzeri olmayan, mekândan münezzeh bulunan Allahü Teâlâ'nın bir olduguna sehâdet ederim. O, herkesin kendisine muhtâc oldugu, ibâdet ettigi ve yöneldiği Allahü Teâlâ'dır . O, Şânı yüce, kullarını merhametle bağışlayandır. Güzel ahlâk ve cömertlik gibi pekçok meziyetleri ortaya çikaran, vâdedilen kiyâmet gününde, her tarafta şefâati kabûl edilir bir şefâatçi olan Muhammed aleyhisselâmın (sav) , Allahü Teâla'nın kulu, resûlü ve habîbi olduğuna şehâdet ederim. Allahü Teâlâ, O'na seçilmislerin en üstünleri olan temiz âline ve Eshâb-i kirâmina sonsuz rahmet etsin."





Alıntı...

nurşen35 19 Kasım 2018 19:31

Tevhid bahri
Seyyidi kainât, Hazret-i Fahr-i Âlem
Muhammed Mustafâ râ Salevât
Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ
Allah âdın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ider Allah anâ
Allah âdı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefesde Allah âdın di müdâm
Allah âdıyle olur her iş tamâm
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Dert ile göz yaş ile âh îdelim
Ola kim rahmet kıla ol pâdişah
Ol kerîm-ü ol rahîm-ü ol ilâh
Birdir ol, birliğine şek yokdürür
Gerçi yanlış söyleyenler çokdürür
Cümle-âlem yoğ iken ol var idi
Yaradılmışdan ganî cebbâr idi
Vâr iken ol, yok idi ins-ü melek
Arş-ü ferş-ü ay-ü gün hem nüh felek
Sun' ile bunlârı ol, vâr eyledi
Birliğine cümle ikrar eyledi
Kudretin izhâr edüp hem ol celîl
Birliğine bunları kıldı delîl
"Ol !" dedi bir kerre vâr oldu cihân
"Olma !" derse, mahv olur ol dem hemân
Pes Muhammeddir bur varliğa sebeb
Sıdk ile ânın rızasın kıl taleb
Ey azizler, işte başlarız söze
Bir vasıyyet kılarız illâ size
Ol vasıyyet ki direm her kim tuta
Misk gibi kokûsu canlardâ tüte
Hak-Teâlâ rahmet eyleye anâ
Kim beni ol bir dua ile anâ
Her kim ki diler bu duada buluna
Fâtiha ihsân ede ben kûluna
El-Fâtiha *
Mevlid-i Şerif-in müellifi Merhum Süleyman Süleyman Çelebi Hazretleri'nin ruhu için ve bu satırları okuyan, dinleyen, okumasına sebep olanlardan yaşayanların ruhu makamlarına, ahirete göçmüş olanlarınında ruhlarına El-Fatiha

Veladet bahri
Âmine hâtun Muhammed ânesi
Ol sadeften doğdu ol dür dânesi
Çünkî Abdullah'tan oldu hâmile
Vakt erişdi hefte vü eyyam ile
Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
Çok alâmetler belirdi gelmeden

Allâhümme salli alâ Muhammediv
Ve alâ âli Muhammed

Ol Rebiûl evvel âyın nîcesi
On ikinci gîce isneyn gîcesi
Ol gîce kim doğdu ol hayrûl-beşer
Ânesi anda neler gördü neler
Dedi gördüm ol habîbin ânesi
Bir acep nûr kim, güneş pervânesi
Berk urup çıktı evimden nâgehân
Göklere dek nûr ile doldu cihân
Gökler âçıldı ve feth oldu zulem
Üç melek gördüm elinde üç âlem
Bîri meşrik bîri mağribde anın
Bîri dâmında dikildi Kâbenin
Bildim anlardan kim ol halkın yeği
Kim yakîn oldu cihâna gelmeği
İndiler gökden melekler sâf sâf
Kâbe gibi kıldılar evim tavaf
Hûriler geldi bölük bölük
Buğûr yüzleri nûrundan evim doldu nûr
Çevre yânıma gelip oturdular
Mustafâ'yı birbirine muştular
Dediler oğlun gibi hiç bir oğul
Yâradılâlı cihân gelmiş değil
Bû senin oğlun gibi kadr-ı cemîl
Bir anâya vermemiştir ol Celîl
Ûlu devlet buldun ey dildâr sen
Doğiserdir senden ol hulk-ı hasen
Bû gelen "ilm-î ledün" sultânıdır
Bû gelen tevhîd ü irfân kânıdır
Bû gîce ol gîcedir kim, ol şerîf
Nûr ile âlemleri eyler latîf

Allâhümme salli alâ Muhammediv
Ve alâ âli Muhammed

Bû gîce şâdân olur erbâb-ı dil
Bû gîceye can verir eshâb-ı dil
Yâ Resulâllah
Rahmeten lil'âlemindir Mustafâ
Hem şefîal müznibîndir Mustafa
Vasfınî bû resme tertib ettiler
Ol mübârek nûru terğib etdiler
Âmine eder çü vakt oldu tamâm
Kim vücûda gele ol hayrül enâm
Sûsadım gâyet harâretden katî
Sundular bir câm dolusu şerbeti

Allâhümme salli alâ Muhammediv
Ve alâ âli Muhammed

Şerbeti sunduk tâbânâ hûriler
Bûnu sana verdi Allâh dediler
Kardan ak îdi ve hem soğuk idi
Lezzeti dâhi şekerde yok idi
İçdim ânı oldu cismim nûra gark
İdemezdim kendimi nûrdan fark
Geldi bir akkuş kanâd ile revân
Arkamı sığâdı kuvvetle hemân
Doğdu ol sâatde ol sultân-ı dîn
Nûra gark oldu semâvât-ü zemîn
Sallû Aleyhi ve Sellimû teslimâ
Hatta tenâlû cenneten ve naîmâ

Essalâtü vesselâmü aleyke
Ya Resûlallah
Esselâtü vesselâmü aleyke
Ya Habîballah
Essalâtü vesselâmü aleyke
Ya Seyyidel-evvelîne velâhirin.

Merhaba bahri
Yâradılmış cümle oldu şâdümân
Gam gidûp âlem yenîden buldu cân
Cümle zerrat-ı cihân idûb nidâ
Çağrışûben dediler kim merhabâ
Merhabâ ey âli sultân merhabâ
Merhabâ ey kân-ı irfan merhabâ
Merhabâ ey sırr-ı fürkân merhabâ
Merhabâ ey nûru râhman merhabâ
Merhabâ ey bülbül-i bâğ-ı Cemâl
Merhabâ ey âşinâ-yi Zülcelâl
Merhabâ ey cân-ı bâki merhabâ
Merhabâ uşşâkâ sâki merhabâ
Merhabâ ey cân-ı cânan merhabâ
Merhabâ ey derde dermân merhabâ
Merhabâ ey cümlenin matlâbu sen
Merhabâ ey Hâlikın mahbâbu sen
Merhabâ ey Pâdişah-i dû cihân
Senin için oldu kevn île mekân
Merhabâ ey rahmeten lil-âlemîn
Merhabâ sensin şefîa'l-müznibîn
Ey gönüller derdinin dermânı sen
Ey yarâdılmışların sultânı sen
Sensin ol sultân-i cümle enbiyâ
Nûr-i çeşm-i evliyâ vü asfiyâ
Yâ habîballâh bize imdâd kîl
Son nefes didârın ile şâd kîl

Allâhümme salli alâ seyyidinâ
Muhammedinillezî câe bilhakkıl mübîn
Ve erseltehû rahmetel lil âlemin

Mirac bahri 1-2
Seyyidi kainât, Hazret-i Fahr-i Âlem
Muhammed Mustafâ râ Salevât
Söyleşürken Cebrâil ile kelâm
Geldi Refref önüne verdi selâm
Aldı ol şâh-ı cihânı ol zamân
Sidre'den gitti ve götürdü hemân
Bir fezâ oldu o demde rûnümâ
Ne mekân var anda ne arz-u semâ
Kim, ne hâlidir, ne mâli, ol mahal
Akl ü fikr etmez o hâli fehmü hal
Ref' olup ol şâha yetmiş bin hicâb
Nûr-u tevhîd açtı vechinden nikâb
Her birisinden geçerken îlerû
Emr olundu Yâ Muhammed gel berû
Gel habîbim sâna aşık olmuşam
Cümle halkı sâna bende kılmışam
Ne murâdın vâr ise îdem revâ
Eyleyem bir derde bin türylü devâ
Mustafâ dedi: Eyâ Rabbe'r-Rahîm
Vey hatâ pûş ü atâsı çok kerîm
Ol zaîf ümmetlerim hâlî nola
Hazretîne nîce anlar yol bula
Hak-Teâlâdan nidâ geldi emin
Yâ Muhammed dedi Rabbü'l-Âlemin
Gam yeme kim Yâ Muhammed olma melul
Her ne kim dîledin oldu kabul
Ümmetini sâna verdim ey habîb
Cennetîmi anlara kıldım nasîb
Ey habîbim nedir ol kim dîledin
Bir avuç toprağa minnet meyledin
Zâtıma mir'at edindim zâtını
Bîle yazdım âdım ile âdını
Hem dedi kim: "Yâ Muhammed ben seni
Bilûrem görmeğe doymazsın beni
Avdet edûp davet et kullarımı
Tâ gelûben göreler dîdârımı
Sen ki mi'râc eyleyûb etdin niyâz
Ümmetin mîrâcını kıldım namâz"
Tarfetül-ayn içre ol Fahr-i cihân
Ümmühân'ın evine geldi hemân
Her ne vâki oldu ise serteser
Cümlesin eshâbına verdi haber
Dediler: "Ey Kıble-i İslâmü dîn
Kutlu olsun sâna mîrâc-i güzîn
Biz kamûmuz kullarız sen şâhsın
Gönlümüz îçinde rûşen mâhsın
Ümmetin olduğumuz devlet yeter
Hizmetin kıldığımız izzet yeter !"

Allâhümme salli alâ seyyidinâ
Muhammedinillezî câe bilhakkıl mübîn
Ve erseltehû rahmetel lil âlemin

Münacat bahri
İlâhî cennete evine girenlerden eyle bizi
Cennet içre cemâlini görenlerden eyle bizi
Yâ Hayyûl Yâ Kayyûm Sâmed
İhsanınâ yoktur adêt
Firdevs bahçesinde ebet
Kalanlardan eyle bizi
Yâ İlâhî, ol Muhammed hakkı çün
Ol şefâat kân-ı Ahmed hakkı çün
Sırr-ı fürkân nûr-i âzam hakkı çün
Kuds ü Kâbe Merve Zemzem hakkı çün
Aşk odundan ciğeri püryân içün
Derd ile kan ağlayan giryan içün
Yâ İlâhi, saklagıl îmânımız
Verelim îman ile tâ cânımız
Sâna lâyık kullarınla hemdem et
Ehl-i derdin sohbetine mahrem et
Hem Süleymân-ı fakîre rahmet et
Yoldaşın îmân makâmın cennet et
Yâ İlâhi, kılma bizi dâllîn
Bu dûâya cümleniz deyin âmîn âmîn
Ümmetinden râzı olsun ol muîn
Rahmetullâhi aleyhim ecmâin (Mevlidi Şerif )


SAAT: 09:59

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306