Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   Varlığımın Sebepler Ötesi sebebi, Gönlümün Sultanı Efendim, (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/4198-varligimin-sebepler-otesi-sebebi-gonlumun-sultani-efendim.html)

Huzurİslam 07 Temmuz 2008 03:47

Varlığımın Sebepler Ötesi sebebi, Gönlümün Sultanı Efendim,
 
Merhamet dilendiğim kelimelerin gölgesinde içimin yankısını Sana yollamak istiyorum.
Yüreğimde çağlayanlar var, dinmeyen gözyaşlarım var Efendim. Gözyaşı ırmağına bıraktığım hasretlerim var.

Ve bir damla gözyaşının sıcaklığında Sana yolluyorum tüm hasretlerimi, aşarak yüreğimin çöl kumlarını
. Demet demet yıldızların kutlu rehberlerimdir, kapına yöneldiğim gecenin şu ıssız saatlerinde.

Gönül heybemde gözyaşlarım, geçtiğim yollara serpiyorum sadakam diye.

Yürek tezgahında dokuduğum sancılarım var sadağımda, kuşandığım acılar var.
İşte geldim kapına Efendim. Dilimde Senden dilendiğim şefaatin var.

Ey Nebi, inan ki Sensiz gündüzlerimiz bile geceye döndü.

Alnımızı üfül üfül okşayan rahmet yüklü soluğundan mahrumuz yıllardır.
Senin yokluğun, ölü ruhlara can veren nefesinin yokluğu, bizi ağyar ateşinde yaktı.
Deden Hazreti İbrahim’e yakılan ateşten daha acımasızdı yandığımız ateşler.

Medet Sultanım! Hicranınla yanan ruhumuza parmaklarından yine boşaltmaz mısın kevserlerini oluk oluk?
Utancımız büyük. Adını bir bayrak gibi dalgalandıramadık gönül semalarında.

Giremedik kalplere, adını sunamadık sana muhtaç sinelere.
Büyük utançlara kundaklandık; ama Sen Sultansın Efendim, ne olur himmetini esirgeme boynu bükük, yüreği yaralı ümmetinden.

Yaralı yüreğimizi, Hazareti Eyyub’a bahşedilen ab-ı hayat gibi çağlayanlarla yıkayacağın günü bekliyoruz.

Bir gün gözlerimizden perdelerin kalkacağı ümidiyle yaşadık hep.

Temessülünle şeref-kudum buyurduğun Ahmet Rufai Hazretlerine imrenir olduk.
Biz de, günahkar dudaklarımızı Senin o pak ellerine dokunduracağımız günün hasretiyle bekliyoruz Efendim.

Seni, çiçek çiçek donanmış vefalarla kucaklayan Uhud’un bağrındaydın hani...

En has şühedanın vefa kokan cennet mekanlarını ziyaret etmiştin... Ve orda demiştin ya “Kardeşlerime selam olsun!” diye... Ey Nebiler Sultanı Efendim! Bizleri, işaret buyurduğun o garip devirde gelen kardeşlerin sayıp ziyaret etmeyecek misin? Ayağı ve alnı beyaz sekili atların say bizi, aldığımız abdestlerimiz var günde beş vakit.

Ne olur Efendim, Mekke’den Medine’ye hicret eder gibi gel. Sen gel ki, güneşin bizi terk ettiği karanlık gecelerimize dolunaylar doğsun.

Yeniden bestelensin “Tale’al-Bedru”lar. Hiç günahı olmayan çocuklarımız seslendirsin yine o yanık nağmeleri.
Ellerinde demet demet güllerle bekleyen kadınlarımız, gözyaşı çağlayanlarıyla yıkasın yollarını...
“Ey Sevgili, En sevgili” Efendim! Seni anlayamayan nazarlara keşke, sana perdedar olan bir örümcek kadar vefalı olabilseydik.

Anlayabilseydik kıymetini... Seni anlatabilseydik...

Keşke bir güvercin olabilseydik, dünyanın dört bir tarafına nur dağıtan ellerinden uçurduğun.

Senin çağları aşan o kutsal çağrılarını taşıyabilseydik çağlardan çağlara ve deniz aşırı diyarlara.
"Ne olur gel Efendim! Çağın yetimleri var Seni bekleyen. Sana kasideler yazan bağrı yanık aşıkların var, ağıt yakanların var. Ağıdı dindirilecek öksüzlerin var.

Ve talihsiz devrin Asiye yüzlü, Meryem iffetli yetimleri var. Gözyaşlarına sünger olacağın sürmeli ceylanların var.
Sakat vicdanlarda çarmıha gerilmek istenen Mesih soluklu yiğitlerini ne olur daha fazla bekletme Efendim.
Ateşe atılmak istenen İbrahim’lerimiz var, Senin gül bitiren yağmurlarını bekliyorlar.
Bıçak altında tevekkülle bekleyen İsmail’lerimiz var; yoluna kurban olmayı bekleyen koç yiğitlerimiz var.
Biliyoruz, aşkına pervane olamadık. Yanlış ateşlerde yandı ruhumuz. Yanlış pazarlara sürüldük.

Yalancı şafaklarla kandırıldık yıllar yılı. Sensizliğin girdabında zehrini yudumladık hayatın.

Onca günahlarımıza, bize yakışmayan kusurlarımıza rağmen, Senin büyüklüğün kadar büyüttük umutlarımızı. Dağlar kadar günahlarımız olsa da Sen kadar umutlarımız var. Hani diyorsun ya Efendim, “Benim şefaatim, ümmetimden günah-ı kebair işleyenleredir.” Kim bilir kaç günah kirinin içinde büyüttük bembeyaz umutlarımızı. Tutunduk verdiğin söze. Müjdenin ipekten çehresine sarındık.

Ey Nebi, kendisine yollanan salat-u selamları işiten vefalı dost. Sana yolladığımız salatu selamların sımsıcak gölgesinde beyaz dualarımızın aydınlığıyla yöneldik kapına. Temüssülünle, Sana meftunlarını sevindireceğin zamanı bekliyoruz.

Sireten şekil değiştirecek kadar büyük günahı olanların imdadına, sırf Sana yolladıkları salat-u selamlar hatırına yetişmiştim Efendim.

Ve biz ahir zamanın garip insanları bir kere daha temessül edip imdadımıza yetişeceğin günün hasretini cekmekteyiz.
Yetiş imdada ya Resulallah, ne olur imdadımıza yetiş!

Gönül Kâbe’sinde, günahlarımıza rağmen yine de bir yer var Efendim teşrif buyuracağın. Yüreğimizin yanıklığıyla tütsülediğimiz gözyaşı dolu mahzenlerimiz var. Uyku nedir bilmeyen kirpiklerimiz var Seni bekleyen. Ne olur gel, gel ki:

“Kadem bastın gönül tahtına
A Sultanım safa geldin.” diyelim bağrı yanık aşıkların gibi.
Ey, “Levlake...” hitabının nazlı Sultanı, naz makamının Efendisi! Yıldızların, yoluna kaldırım taşları gibi dizildiği yüreği bulut bulut olan Sevgili!
“Yağarsın, taşlar bile yemyeşil filizlenir.”
Sen olmasaydın eğer, taşlardan daha katı yüreğimizde hiç yeşerir miydi yepyeni umutlarımız!

İmanın gökkuşağı renkleri belirir miydi yağmur sonrası gibi! Yüreğimizin yamaçlarında boy verir miydi hiç, Sen kokan güller, olmasaydın Efendim!

Ve bir de Efendim, “Damar damar Seninle, hep seninle dolsaydık” koruyabilseydik “vefa”mızı...

Açsaydı daim bizim de gönlümüzde vefa çiçekleri... Bir Molla Camii de biz olsaydık, ashabına kıtmir olmayı can-ı gönülden dileyen...

Kıtmirin olabilseydik ey şah-ı Rüsul! Sana sadık olabilseydik...

Adına ve ashabına sahip çıkabilseydik ta haşre kadar...
Ashabı-ı Kehf’in kıtmiri gibi olsaydık... Onca günahlarımıza rağmen,

“Senin ashabın cennete giderken ben nasıl cehenneme giderim?” diye inleseydik...
İniltilerimizde bestelenseydi ümitlerimiz...

Kabul eder misin bizi Efendim, ashabının kıtmiri olarak?
Zira Efendim, “Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım” diyerek başımızı koyduğumuz olmuştur yastığa, tutunduğumuz an olmuştur düşlere.



Ne olur;
“Gel ey Muhammed (s.a.) bahardır
Dudaklar ardında saklı
Aminlerimiz vardır
Hac’dan döner gibi gel
Mirac’dan iner gibi gel
Bekliyoruz yıllardır”
Bir demet gül var elimizde, titreyen yüreğimiz var. Güllerimiz solmadan, gül kurusu ağlamadan yüreğimiz, ne olur gel Efendim!



Emekdar Üye 07 Temmuz 2008 04:10

Cvp: Varlığımın Sebepler Ötesi sebebi, Gönlümün Sultanı Efendim,
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

medinelii 07 Temmuz 2008 19:59

Cvp: Varlığımın Sebepler Ötesi sebebi, Gönlümün Sultanı Efendim,
 
ah neden güzel anlatmıssın abim, aglattın beni... allah razı olsun insallah...

ya rasulaalh senin hasretın ile nasıl gülebilir ki yureklerımız!!!


Alıntı:

Kabul eder misin bizi Efendim, ashabının kıtmiri olarak?
Zira Efendim, “Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım” diyerek başımızı koyduğumuz olmuştur yastığa, tutunduğumuz an olmuştur düşlere.


SAAT: 18:03

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306