Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   Kitap Ve Sünnet Perspektifinde (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/5088-kitap-ve-sunnet-perspektifinde.html)

melis 06 Ağustos 2008 09:48

Kitap Ve Sünnet Perspektifinde
 
1. Aksiyon ve Amel
Dikkat ve teemmül isteyen bir beyanlarında, amel ve aksiyon adına Allah Rasûlü (sav) şöyle buyurur:Allah elinden iş gelen sanatkâr mü’min kulu sever”44. Evet, böyle. Zira, başka türlü demesi mümkün değildir. Çünkü Allah Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur:
“De ki: İstediğinizi işleyin; Allah, peygamber ve mü’minler işlediklerinizi görecektir”
(Tevbe, 9/105). Yani bir kısım kriterlerle, kıstaslarla, işlediğiniz şeyler değerlendirmeye tâbi tutulacaktır. Mahşerde yapılan bütün işler sergilenecek ve herkes gelip, buna bir iş denir mi denmez mi diye teftiş mahiyetinde bakacaktır. İşte insanlar, bu mülâhaza ile amel etmeli. Bir hadis-i şerifte de şöyle buyrulur: “İş yaptığınız zaman, Allah o işte itkan etmenizi yani sağlam, ârızasız ve kusursuz yapmanızı severÆ”45 Söz konusu ettiğimiz âyet, ilme teşvik prensipleri adına üzerinde durulması gereken mu’cizelerdendir.. ve bence her kitaba sermeşk edilecek bedahettedir. Bu bedahetin bir buuduna; Allah Rasûlünden gelen ses: “Allah sanatkâr, mü’min kulu sever.” şeklindedir.
Diğer bir zayıf hadis ki, vecizesidir.. evet, çoğumuzun çerçeveletip ev ve dükkanlarımıza astığımız bu zayıf hadis: “Çalışıp kazanan Allah’ın sevgilisidir” ma’nasına gelmektedir.
Evet Allah, şeriat-ı fıtriyeye uygun ve meşrû dairede çalışan, didinen, yorulan ve kazananları sever. İsterseniz mes’eleyi bir de “Asr Sûresi”nin gölgesinde ele alabiliriz. Akif, bu sûrenin muhtevasını şöyle mısralaştırır:
“Hani, Ashab-ı Kiram ayrılalım derken
Mutlaka “sûre-i ve’l-asrı” okurmuş, neden?
Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh.
Başta îman-ı hakiki geliyor sonra salah
Sonra hak, sonra sebat işte kuzum insanlık
Dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık.”
İman, amel-i salih, hakka bağlılık, hakkı tavsiye, sabır, sabra bağlılık, sabrı tavsiye bunların hepsi birer amel ve aksiyondur.. bunları yapan da Allah’ın sevdiği insandır. Hz. Muhammed (sav)’ın dünyasında ve O’nun amel ve aksiyon anlayışı içinde çalışma, amellerin en faziletlisi ve Allah sevgisine en çabuk ulaştıranıdır. O asla, “rahipler gibi kiliselere kapanın, evlenmeyi terkedin, yemeyi içmeyi bırakın, dünyayı boş verin, tâ Allah’a vasıl olasınız” dememiştir. İnsandaki şehevî gücü almış ve onu makbûle, meşrua tevcih etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Birbirinizi sevebileceğiniz doğurgan kadınlarla evlenin.”46 Başka bir hadislerinde de şunu ihtar etmiştir: “Evlenin, çoğalın, kıyamet gününde ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar ederim.”47 Yani, siz ne kadar çok olursanız beni o kadar memnun edersiniz. Dönüp arkama baktığımda, arkamda rükû edenleri, secdede kıvrananları, “Allahuekber, Allahuekber” sesleriyle coşup kendinden geçenleri görmek beni mesrur ve müreffeh eder. Allah Rasûlü, insanlardaki evlenme ve hemcinsine alâka duyma duygusunu güdükleştirmemiş, saptırmamış, hapsetmemiş dolayısıyla da depresyonlara sebebiyet verecek yollara girmemiştir. O, bu hissi, müsbete, meşrua kanalize etmiş ve bu noktada dahi, Ümmet-i Muhammed’i, Allah’ın rızasına ve hoşnutluğuna ulaştıracak yollar vaz’etmiştir. O’nun terbiyesi; fıtratı, tabiatı yönlendirme ve ona yaratılış gayesine uygun hedefler bulma istikametinde olmuştur.

2. Ticaret, Ziraat ve Cihad
İşleri dengeleme mevzunda da O’nun eşi menendi yoktur. Bir hadis-i şeriflerinde O şöyle buyurur: ' Siz kendinizi îne alışverişine saldığınız; sadece ziraatle iktifa ettiğiniz; sığırlarınızın ardına takılıp gittiğiniz (yani sadece hayvancılıkla uğraştığınız) ve cihadı terkettiğiniz zaman, Allah sizin başınıza öyle bir mezellet indirir ki tekrar dininize dönmedikçe de bu mezelletten kurtulamazsınız.” 48 buyurmaktadır. Îne alış verişi: Bir şahsın, diğer bir şahıstan veresiye birşey satın alıp, sonra da aynı adama onu çok daha ucuza satması şeklinde ta’rif edilmiştir ki, birçok tarifinden sadece bunu vermek yeterli olur, zannederim. Bu ister kapalı bir faiz sayılsın, ister başka bir spekülasyon, sahib-i şeriata göre mahzurlu... Zannediyorum bu hadisin bize anlattığı, işaret ettiği hususları ancak, sanayî inkılâbı ve sanayî hareketlerinden sonra anlayabildik.. onu da doğru anlayabildi isek.. cihadı, zaten unutmuştuk; sanayî derken ziraat ve hayvancılığı da ihmal ettik ve kendimizi bir başka dengesizliğin berzahında bulduk.
Oysaki, yapılacak şeyi, hem de 14 asır evvel Allah Rasûlü haber veriyordu. Ve O, her meselede olduğu gibi, bu meselede de fevkalâde dengeliydi.
Elbette ki, ziraat ve hayvancılık olacaktır. Nitekim bu tür çalışmaları teşvik eden hadis-i şerifler de vardır. Ancak, bütün himmeti bunlara hasretmek, işte doğru olmayan budur.
Şehir hayatına karışmadan, bir dağa çekilip, kendi füyuzât hisleriyle baş başa kalmayı arzulayan insandan tutun da, teşebbüs gücünden mahrum ziraatçı ve hayvancıya kadar şümulü olan bu ifade, bize mühim bir iktisat ve ekonomi dersi vermektedir. Ayrıca, devletler muvazenesinde yerinizi almak için, gerekli caydırıcı gücü elde tutmadığınız, cihadı terkettiğiniz veya cihadı terkedip de, devletler muvazenesindeki yerinizi kaybettiğiniz zaman Allah, size altından kalkamayacağınız bir mezellet musallat edeceğini.. tegallüpler, esaretler, tahakkümler altında kalıp ezileceğinizi de hatırlatmaktadır ki, bu durum, yeniden dine dönüp, İslâm’ı hayata hayat kılacağınız âna kadar da devam edecektir. Verdiğimiz misâl,anlatma darlığı da mahfuz deryadan bir katredir ve Allah Rasûlü’nün bu hususta daha nice sözleri var. Ne var ki biz, bu biricik misâlle iktifa edeceğiz. Allah Rasûlü, nasıl ki, istidat ve kabiliyetleri tahdid edip sınır altına almamış, öyle de bedenî güç ve kuvvetleri dahi hakir görmemiştir. Görmemiş ve aksine şöyle buyurmuştur: “Kuvvetli bir mü’min, (beden sıhhatine sahip olan bir mü’min) Allah indinde zayıf mü’minden daha hayırlı ve sevimlidir.”49 Allah indinde sevimli olmak isteyenler, kalb sıhha-tiyle beraber beden sıhhatine, cisim sıhhatiyle beraber ruh sıhhatine de sahip olmalıdırlar. Görülüyor ki, Allah Rasulü (sav): “Zayıflayacaksınız, perhize gireceksiniz, bedenî güç ve kuvvetinizi kıracaksınız ki Allah indinde makbul olasınız” demiyor. Belki ruhbanlığa, keşişliğe ve papazlığa karşı realiteyi, fıtrî ve tabiî olmayı öne çıkarıyor ve meselelere, tabiatı içinde bir mecra araştırıyor; ve bizi o istikamete kanalize ediyor.

M.Fethullah Gülen

KuM TaNeSi 05 Ağustos 2009 21:17

RE: Kitap Ve Sünnet Perspektifinde
 
“Kuvvetli bir mü’min, (beden sıhhatine sahip olan bir mü’min) Allah indinde zayıf mü’minden daha hayırlı ve sevimlidir.”


SAAT: 15:05

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306