![]() |
şükreden bir kul olmayayımmı? ŞÜKREDEN BİR KUL OLMAYAYIM MI! Cenâb-ı Hakk’ın yarattıkları içerisinde insan, akıl ve fikir sâhibi olmakla diğer mahlûkâttan ayrılmış bulunmaktadır. Allâhü Teâlâ yüksek meziyetlere sâhip olarak yarattığı insana bazı vazîfe ve mükellefiyetler yüklemiştir. Bunlardan biri de tefekkürdür. Tefekkür, matlûbu (kavuşmayı hedeflediğimiz şeyi) idrâk etmek için eşyânın hakîkatine kalbi yöneltmektir. Tefekkür, kalbin nûrudur ki o nûr ile hayır ve şer, faydalı ve zararlı şeyler görülür. Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm’in müteaddit âyetlerinde tefekkürü emretmiş ve bir âyette onu överek meâlen şöyle buyurmuştur: “O ülül- elbâb ki onlar Allâh’ı ayakta, oturdukları hâlde ve yanları üzere yatar oldukları hâlde zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılmasında da tefekkür ederler.” (Al-i İmran, 190) Hadîs-i şerîfte tefekkürün fazîleti şöyle bildirilmektedir: Bir saat tefekkür altmış sene ibâdetten fazîletlidir. Hz. Âişe (r.a.) perde arkasından Ubeyd’e, “Niçin bizi ziyârete gelmiyorsun?” diye sordu. Ubeyd de Resûl-i Ekrem’in “Ara sıra ziyâret et ki muhabbetin artsın" buyurduğunu söyledi ve devamla, “Resûl-i Ekrem’den gördüğün şâyân-ı hayret bir şeyden haber ver” dedi. Hz. Âişe ağlayarak söze başladı ve, “Zâten onun her hâli şâyân-ı hayret idi” dedikten sonra şöyle devam etti: “Sıra bende olduğu bir gece Resûl-i Ekrem yanıma geldi. Müsaade et de rabbime ibâdet edeyim” buyurdu. Ben de “Yâ Rasûlallâh! Senin yakınlığını da severim arzunu yerine getirmeği de. Me’zûnsunuz” dedim. Bunun üzerine suyun başına giderek abdestini aldı. Göz yaşları içinde namaza başladı. Göz yaşları sakallarını ve secde yerini ıslatmıştı. Sonra yan üstü yaslandı ve Bilâl sabah ezânı için gelinceye kadar öyle kaldı. Hz. Bilâl (r.a.) gelip onun bu ağlar hâlini görünce, “Allâhü Teâlâ senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamış değil mi? Nedir bu hâlin?” diye sordu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: “Ben Allâhü Teâlâ’ya şükreden bir kul olmayayım mı? Yâ Bilâl. Bu gece Cenâb-ı Hakk, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sâhiplerine şüphesiz deliller vardır âyet-i celîlesini bana indirdi. Veyl (yazık) o kimseye ki, bu âyeti okur da bunun üzerine düşünmez buyurdu.”, dedi. |
SAAT: 05:13 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.