Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   Resullullah'ın dedesi ve babası (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/6247-resullullahin-dedesi-ve-babasi.html)

TÜRKcan 18 Eylül 2008 10:41

Resullullah'ın dedesi ve babası
 
Abdulmuttalib (Şeybe) ve Abdullah
Mekkeli bir zat Medine’ye uğramıştı. Orada Şeybe’yi gördü. Mekke’ye dönüşünde amcası Muttalib’e yeğenini anlattı.
-Kardeşinin oğlu Şeybe’yi bir görseydin,içinizde yüz güzelliğini,heybet ve şerefi onda canlanmış görürdün...

Muttalib’in gönlüne yeğeninin sevgisi ve merakı düştü. “Ben ne diye onu ihmal ettim, onunla ilgilenmedim?!” diyerek,yeğenini getirmek için Medine’ye doğru yola çıktı. Annesi, önce razı olmadıysa da, Muttalib’in sözleri ve ısrarları üzerine Şeybe’nin, baba memleketi olan Mekke’ye dönmesini kabul etti.

Muttalib,günlerden bir gün, bir öğle vakti, yeğeni Şeybe ile birlikte Mekke’ye girdi. Muttalib’in yanında yeğenini gören Kureyşliler, “Yanındaki çocuk da kim ?” diye sormakta ve “Bu,Abdulmuttalib (Abdulmuttalib=Muttalib’in kölesi). Galiba Onu yeni satın almış!” demekteydiler.

Muttalib olup bitenleri Kureyşlilere anlattı ve yeğenini onlara tanıttı. Şeybe de babası ve amcası gibi insan güzeliydi. Kureyşliler onu gördükçe ilk gördükleri zamanı hatırlarlar ve “İşte bu Abdulmuttalib” derlerdi. Zaman içinde Abdulmuttalib ismi,Şeybe ismini bastırdı ve artık Abdulmuttalib olarak anılır oldu.

Bir süre sonra amcası,Abdulmuttalib’e :
- Ey kardeşimin oğlu! Sen babanın yerini almaya herkesten çok layıksın. Kalk ve Mekke’nin yönetimini eline al!
diyerek yönetimi yeğenine bıraktı. Yemen’e yaptığı sefer sırasında da vefaat etti.

Zem Zem
Abdulmuttalib, bir gece Kabe’nin yakınında uyurken düşünde biri geldi:
- Tatlı berraklığı kazıp çıkar!
- Tatlı berraklık nedir?
Fakat adam cevap vermeden dönüp gitti. Ertesi gece düşünde aynı adam tekrar geldi.
- Hayrı kaz!
- Hayır nedir?
diye sorduğunda cevap vermeden dönüp gitti. Üçüncü gece Abdulmuttalib yine aynı rüyayı gördü. Bu sefer adam,
- Saklanmış hazineleri kaz!
- Saklanmış hazineler nedir?
sorusuna yine cevap vermeden yok oldu. Dördüncü gece yine aynı adam geldi:
- Zemzem’i kaz! Sen onu kazarsan pişman olmazsın!
- Zemzem nedir?
- O, hiç kesilmez, dibine erilmez, bütün hacıların susuzluğunu giderecek bir sudur. O sana Ulu atanın mirasıdır!
Daha sonra Abdulmuttalib’e kazacağı yeri tarif etti.

Sabah olduğunda Abdulmuttalib kazmasını, küreğini ve oğlunu yanına alarak işaret edilen yeri kazmaya koyuldu. 3 günlük bir çalışmadan sonra kuyunun ağzını kapatan taşlara ulaştı. Kuyuyu gören Kureyşliler,
- Bu bizim babamız İsmail’ in (a.s)kuyusudur. Onda bizim de hakkımız vardır. Ona bizi de seninle ortak yap!
dediler. Abdulmuttalib buna yanaşmayınca da onu tehdit ettiler. Hatta içlerinden birisi
- Ey Abdulmuttalib, sen mi bize dikiliyor ve boyun eğmiyorsun? Sen kavmin içinde yalnız başına bir kimsesin! Tek oğlundan başka dayanacağın yok.
dedi. O sırada Abdulmuttalib 40 yaşlarındaydı ve Haşim’den başka oğlu yoktu. Bu sözler Abdulmuttalib’in ağırına gitti ve
- Sen demek, beni azlıkla ayıplıyorsun? Vallahi Allah bana on erkek çocuk verir ve onlar,beni koruyacak çağa erişirlerse onların içlerinden birisini Kabe’nin yanında kurban edeceğim.
sözleri ağzından döküldü. Tartışmalardan sonra Zemzem’in kontrolünün Haşimoğullarında kalması kabul edildi, çünkü hacılara su verme görevi de onların üzerindeydi.

Adak
Abdulmuttalib, Zemzem’i kazması sırasında 10 oğlu olursa bir tanesini Kabe’de kurban edeceğini vaad etmişti. O andı içtiğinde bunun gerçekleşme ihtimali kendisine çok uzak görünüyordu. Fakat yıllar geçti ve Abdulmuttalib’in 9 oğlu daha oldu ve hepsi de kendisini koruyacak çağa geldiği zaman rüyasında,
- Adağını yerine getir!
denildi. Bu sırada Abdulmuttalib 70 yaşlarına gelmişti. Hemen bir koç kesip fakirlere yedirdi. Tekrar rüyasında,
- Ondan daha büyüğünü kurban et!
uyarısını aldı. Abdulmuttalib de, hemen bir sığır kesti. Fakat rüyasında kendisine yine
- Ondan daha büyüğünü kurban et!
- Ondan daha büyüğü nedir?
diye sordu. Kendisine oğullarından birisini kurban etmeyi adadığı hatırlatıldı.

Abdulmuttalib oğullarını yanına topladı ve adağını anlatarak, bu adağın yerine getirilmesi için kendilerini itaate davet etti. Oğullarının hepsi de babalarına itaat ettiler. Kimin kurban edileceğine karar vermek için Kabe’nin içinde fal oklarına baş vurdular. Kur’a Abdullah’a çıktı.

Abdulmuttalib, Abdullah’ın elinden tuttu ve kurban edeceği yere götürdü. Fakat Abdullah’ın annesi ve Abdulmuttalib’in kızları ağlamaya başladılar. Bu sırada Kureyşlilerin bir çoğu da başlarında toplanmışlardı.
- Ey Abdulmuttalib! Sen ne yapmak istiyorsun ?
diye soruyorlardı. Abdulmuttalib, durumu anlattı fakat Kureyşliler bu duruma itiraz ettiler :
- Vallahi,Sen onu hiçbir zaman boğazlayamaz ve bu hususta mazur sayılmazsın. Çünkü sen,bu işi işleyecek olursan,bu,kavminin arasında adet edinilir. Artık herkes, oğlunu şuraya getirip boğazlamaktan geri durmaz. Buna devam edilince de sağ insan kalır mı?
Dayıları da,itiraz ettiler:
- Eğer onun fidyesi, mallarımızla olacaksa, fidyesini biz veririz.
Bu arada, o ana kadar konuşmayan Abdullah’ın kardeşleri de, Abdullah’ı kurtarmak için yalvarmaya başladılar. Herkes aynı şeyi söylüyordu, Abdulmuttalib de ikna olmak istiyordu fakat aklı şüphelerle duluydu. Sonunda bu durumda kefareti mümkün olup olmadığını sormak ve mümkünse nasıl olacağını öğrenmek için Yesrib’de yaşayan bir kahin kadına gitmeye karar verdiler.

Yesrib’e yaptıkları yolculuktan sonra kadını buldular ve durumu kadına anlattılar. Kadın kendilerinden süre istedi. Ertesi gün kadının yanına tekrar gittiler. Aralarında şu konuşma geçti:
- Bana haber geldi. Sizde kan bedeli nedir?
- 10 devedir.
- Memleketinize dönün ve kurban edeceğiniz adamı bir tarafa, on deveyi bir tarafa koyun ve kura çekin. Ok adamın aleyhine çıkarsa, 10 deve daha ekleyin ve tekrar kura çekin. Fal develere çıkıncaya kadar develeri artırın. Develeri kurban edip adamı salıverin.

Mekke’ye döndüler,Abdullah’ı ve develeri Kabe’nin avlusuna koydular. Okları çektiler ve oklar Abdullah’ın aleyhine çıktı. On deve daha eklediler fakat sonuç değişmedi. Her seferinde on deve ekleyerek develerin sayısını artırmaya devam ettiler, develerin sayısı yüzü buluncaya dek falın sonucu aynı çıktı. Sonunda fal develerin aleyhine döndü. Fakat Abdulmuttalib çok titiz bir insandı. Bu kadar büyük bir karara varmak için bir okun sonucunu yeterli görmedi. İki kez daha ok çekildi, her seferinde fal develerin aleyhine çıktı. Sonunda Abdulmuttalib kefaretin kabul edildiğinden emin oldu ve Abdullah’ın yerine 100 deve kurban edildi.

Hz.Peygamberin (a.s),gerek babası Abdullah’ın,gerek büyük atası İsmail (a.s)’ın kurban edilmek istenmesi hadisesine işaretle “Ben, iki kurbanlığın oğluyumdur!” dediği rivayet edilmiştir.

Evlilik
Kureyş erkeklerinin en güzel yüzlüsü olan Abdullah’tan, Amine’ye bahsedilip,”Onunla evlenir misin?” diye sorulduğunda, Amine evliliği kabul etti. Abdullah evlilikten kısa bir süre sonra ticaret kervanlarından biri ile Şam’a gitti. Dönüş yolunda hastalandı. Arkadaşları onu Medine’de bırakarak Mekke’ye döndüler. Durumu öğrenen Abdulmuttalib, büyük oğlu Haris’i kardeşini almak üzere Medine’ye gönderdi. Fakat Haris Mekke’ye vefat haberiyle döndü. Abdullah vefat ettiği sırada 25 yaşlarındaydı ve oğlu Muhammed (a.s) henüz doğmamıştı. Evlenme olayının meydana geldiği yıl 569 dur. Bunu takip eden yıl Fil yılı olarak bilinir ve birden fazla sebeple önem taşır.

KuM TaNeSi 05 Ağustos 2009 17:04

RE: Resullullah'ın dedesi ve babası
 
"O'nun Baba sı" diye bir film seyretmiştim..çok etkileyiciydi..teşekkürler kardeşim..evet000


SAAT: 04:53

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320