Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hz.Muhammed(s.a.v) (https://www.forum.medineweb.net/261-hzmuhammedsav)
-   -   Aşkın ve İktidarın Sembolü:Kutsal Emanetler.. (https://www.forum.medineweb.net/hzmuhammedsav/9613-askin-ve-iktidarin-sembolu-kutsal-emanetler.html)

TÜRKcan 14 Şubat 2009 13:13

Aşkın ve İktidarın Sembolü:Kutsal Emanetler..
 
Dr. Nihal Şahin Utku

Güneşin ilk ışınlarının Sarayburnu üzerinden Enderun Avlusu'na düşüp Has Oda Koğuşu'nun pencerelerinden içeri vurmasıyla, pervazlara kıvrılmış sarayın içoğlanları silkindiler kısa uykularından. Zira padişahın sarığından kıyafetlerine, vücut bakımından içtiği kahveye kadar çeşitlenen hizmetlerine bakan Enderun mezunu bu gençleri, ayrı bir telaş beklemekteydi o gün. Her günü, her gecesi sarayda ayrı bir şaşaa, tantana ve heyecan ile geçen Ramazan ayının on beşinci günü yaşanacak özel merasimin son hazırlıklarına adanmıştı o gün. Hummalı bir telaş sarmıştır Has Oda'yı. Odanın temizliğinden sorumlu Tülbent gulamı sahurdan beridir eli sopalı gezmektedir. Has Oda dahilinde bulunan Hırka-i Şerif Dairesi ve Arzhane'nin her köşesine dağılmış içoğlanları bir taraftan yan gözle Tülbent Ağası'nın elindeki sopayı kollarken, diğer taraftan da bu odaların dört duvarı içine emanet edilmiş mukaddes emanetlerin ve mushafların son bir kez tozlarını almakta, gümüşleri parlatmakta, gül suyu serpmekte ve öd ağacı tütsülemektedir. İçoğlanlar günün bu erken vaktinde yorgundur; zira bu hummalı temizlik üç günden beri devam etmektedir. Önce Has Oda'nın tüm kıymetli envanteri Revan Köşkü'ne taşınmış, sonra burası dipli köşeli süpürülmüş; tabiatın kanunu biriken tozlar, Peygamber'in yüce varlığının emanetlerindeki tecellisine hürmeten biriktirilmiş ve temizlik sonrası avludaki bronz kapaklı kuyuya dökülmüştür. Hünkârın öğle namazından iki saat önce arz ağaları ile birlikte Hırka-i Şerif Dairesi'ne gelmesi beklenmektedir artık. Padişah geldiğinde, büyük gümüş sandığın içindeki daha küçük bir altın sandukada muhafaza edilen Peygamber'in kutsal hatırası, altın bir anahtarla kilidi çözülen sandukanın içinden günışığına çıkarılacak; hırkayı kucaklayan yedi işlemeli bohça, incilerle bezenmiş şeritlerinden sıyrılarak açılacak ve bizzat padişah tarafından özel olarak hazırlanmış sergisine yerleştirilecektir. Öğle namazını Ayasofya Camii'nde kılmış olan başta şeyhülislam, sadrazam ve sair vüzera olmak üzere teşrifata dahil devlet erkanı ve ulema sırayla, Peygamber hırkasına bir tülbend üzerinden yüz sürecek; hayatları boyunca o günün hâtırası niyetine saklayacakları bu tülbendle çıktıkları huzurdan, sanki Peygamber'in ruhaniyetiyle bütünleşmiş gibi ayrılacaklardır. Kur'ân tilavetinin Has Oda'dan Enderun Avlusu'na taştığı merasim sonunda, Ebed Dâim Osmanlı Devleti'nin tüm idarecilerinin önünden geçtiği sergi, altın bir maşrapa içinde getirilen su ile yıkanacak; kullanılan atık su dökülmeyip saklanacak, geride kalan rutubet öd ve amber ile kurutulacaktır. Osmanlı Devleti'nin şaşaalı teşrifat anlayışı içinde özel bir ihtimam gösterilen mukaddes emanetlerin bu yeri Ramazanla sınırlı kalmamıştır. Padişahlar tahta çıktığında ilk biatlarını Hırka-i Şerif'in huzurunda almış; sultan kızlarının nikah törenleri kutsal emanetlerin şahitliğinde yapılmış; savaşlarda cepheye götürülecek sancak-ı şerif, zafer muştusu temenni ve dualarla hep buradan uğurlanmıştır. Ahirete intikal eden padişah ve şehzadelerin cenazeleri Has Oda avlusuna kurulan çadırda yıkanıp kefenlenmiş; tabuta konan cenazenin dostlarıyla son helalliği, Hırka-i Saadet'in girişindeki mermer üzerinde istenmiştir. Şehzadelerin hatim, padişahların dua ve merasimleri hep bu daire önünde gerçekleştirilmiştir. Yavuz Sultan Selim'in hilafeti devralmasıyla birlikte Mısır'dan taşınıp Has Oda'ya yerleştirilen mukaddes emanetlerin başında okunan Kur'ân tilaveti, bugüne kadar neredeyse kesintisiz olarak devam etmiştir. Kutsal emanetlerin Osmanlı devlet teşrifatına bu kadar dahil olmasının hiç şüphesiz dönemin şartları içinde tabii gerekçeleri olmuştur. Peygamber'in bizzat kullandığı rivayet edilen eşyalara ümmetin gösterdiği teveccüh, meşruiyetini Raşid Halifelere, oradan da Rasûle kadar uzatmak isteyen hilafet makamı için kullanılması kaçınılmaz bir kaynak teşkil etmiştir. Böylece kutsal emanetler sadece Peygamber sevgisini sembolize etmemiş; aynı zamanda iktidarı da ihya etmiştir. Emevilerden Osmanlılara uzanan saltanat silsilesi, bu güçlü sembolle İslam'ın savunucusu ve Müslümanların hamisi konumunu pekiştirmiştir. Kutsal emanetlerin başında gelen ve Peygamber'e aidiyeti hususunda diğer emanetlerden çok daha az şüphe duyulan Peygamber'in hırkası, bu bakımdan özellikle dikkate değerdir. Dört halife sonrası dönemde, devlet mührü gibi, bir halifeden diğerine miras kalan bu hırkanın hikayesi de, sanki devlet başkanları özellikle nasiplensin diye suç, ceza ve af kavramları etrafında şekillenen kulaklara küpe bir yöneticilik dersi barındırmaktadır. Zira Peygamber, hırkasını şiirleriyle Peygamber'i hicvetmiş ve karalamaya çalışmış olan dönemin önde gelen şairlerinden Ka'b b. Züheyr'e hediye etmiştir: Hakaret nevinden yazdıkları sebebiyle idam edilmek üzere aranan Ka'b, yaptıklarından pişman olunca Müslüman olan kardeşinin refakatinde Allah Rasûlu'nun huzuruna çıkmış ve yazdığı övgü dolu kasideyi insanlığın efendisine okuyarak Müslüman olmuştur. Allah'ın sevgilisi, bundan duyduğu memnuniyeti ifade etmekle kalmamış; Ka'b'a sırtından çıkardığı hırkayı da hediye etmiştir.Hilafeti her fırsatta sorgulanmış olan Muaviye'nin, çok istediği bu hırkayı sağlığında Ka'b'dan alamasa da, onun ölümünden sonra varislerinden 20.000 dirhem ödeyerek ele geçirdiğini yazar tarih kitapları. Rivayete göre, daha sonraları son Emevi halifesi II. Mervan'ın öldürülüşüne şahit olan hizmetlisi, kendisinin bağışlanması karşılığında hırka ve Nebî'den kalan diğer emanetlerin yerini, hilafetin yeni temsilcileri olan Abbasilere göstermiştir. Abbasiler de, tıpkı Emeviler gibi, bu hırkayı devletin önemli törenlerinde giymiş; Peygamber'e ait olduğu söylenen sancak ve onun Hz. Osman tarafından kaybedilen mührünün bir kopyası olduğu anlaşılan nübüvvet mührü ile birlikte hırkayı hilafet alametlerinden biri olarak kullanmışlardır.
Bağdat'ın Hülâgü tarafından istilası sırasında Mısır'a kaçırılan, Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethetmesiyle de İstanbul'a getirilen ve bilahare Osmanlıların da bu mirasa başka nadide parçaları ilave etmesiyle genişleyen koleksiyonun, saltanat müessesesi tarafından çok daha gösterişli bir şekilde kullanılması kaçınılmazdı. Öyle ki, III. Mehmed'in Haçova Savaşı sırasında Hırka-i Şerif'i giydiği ve bu sayede ordusunun moralini yükselterek kaybedilme noktasına gelen savaşı zaferle taçlandırdığı rivayet edilmektedir. Söz konusu rivayette, geri hizmetlerde görevli aşçı, yamak ve sâir sivilin de heyecanlanarak savaşa girdiği kaydedilmektedir.Ancak mukaddes emanetlerin hilafet makamında oturanlar için sadece bir meşruiyet sembolü olarak görülmediğini, bilakis İslam ümmetinin Peygamber aşkını müşahhaslaştıran bu maddi mirasın, onları da çağları aşan bir muhabbet bağı ile Allah Rasûlu'ne bağladığını görüyoruz. Bu muazzam bağlılığın en canlı ifadesine de, Efendimiz'in ayak izini muhafaza etmek amacıyla altın kaplı bir mahfaza yaptıran II. Abdülhamid'in mahfaza üzerine yazdırdığı şu sözlerde şahit oluyoruz:
"Senin mübarek ayağın yeryüzüne değmeseydi, hiç teyemmüm insanı temizler miydi?"


SAAT: 09:53

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306