Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İlmihal Bölümü (https://www.forum.medineweb.net/654-ilmihal-bolumu)
-   -   KARŞIT CİNSLER ARASINDA TOKALAŞMA. (https://www.forum.medineweb.net/ilmihal-bolumu/14964-karsit-cinsler-arasinda-tokalasma.html)

Boşluk 03Haziran 2009 15:42

KARŞIT CİNSLER ARASINDA TOKALAŞMA.
 
Tokalaşmayı "yasak" sayan alimler, bunu seddi zeria babından yasak saymışlardır. Yani haramdan kaçmak için yolu daha baştan tıkamak. Bunu da la takrabuz-zina: zinaya yaklaşmayın ayetiyle delillendirenler olmuştur.

1. Bu konuda Kuranda celi bir hüküm yer almaz.

2. Sünnette bu kadınlarla tokalaşma konusunda birbiriyle çelişen rivayetler yer alır. Mesela Efendimizin kadınlardan beyatı nasıl aldığı konusunda birbirinden çok farklı rivayetler nakledilir. Bu rivayetler 8 ayrı versiyondan oluşur. Bu rivayetlerin hepsini bir arada Mümtehane suresinin 12. ayetinin tefsirinde İbn Kesirde bulabilirsiniz. Bunlardan en belirgin olanlarını burada zikredeyim:

a) "Ben kadınlarla tokalaşmam" diyen Rasulullah su dolu bir kaba elini daldırdı, kadınlar da daldırdı.

b) Rasulullah kıyalı kapıdan ellerini uzattı biz de uzattık ve biatlaştık.

c) Ömer elini uzatarak kadınlardan Allah rasulü adına tokalaşarak biat aldı.

d) İbn Ebi Hatimden gelen Hz. Aişe rivayetinde: Hz. Peygamber Fetih günü biat için gelen Hinde elindeki kınayı çıkarıp gelmesini söyler. O kınayı çıkarıp geldikten sonra elini kabul eder ve biat alır (İbn kesir, IV, 354)

SÖZÜN ÖZÜ: Bu hususta azimet mümkün olduğunca sakınmaktır. Fakat muhatabın yanlış anlayacağı durumlarda, hassaten inancınızı ilzam edecek durumlarda, hele onun onurunu rencide edecek ve sizden nefret ettireceğini bildiğiniz durumlarda bu ruhsatı kullanmak azimetin ta kendisi olabilmektedir.

mustafa islamoğlu

kurtmehmet 03Haziran 2009 16:25

RE: KARŞIT CİNSLER ARASINDA TOKALAŞMA.
 
Mahrem olmayan kadına bakmak haram olduğuna göre, onlara dokunmak veya tokalaşmak mutlaka haramdır. Peygamber'e (sav) bi'at eden kadınlar dediler ki: Ey Allah'ın Resulü biat ederken elimizi tutmadınız. Peygamber (sav) kadınların elini tutup tokalaşmam buyurdu (Ahmed bin hanbel, Nesai, İbn Mace). Hazret, Aişe (ra) biat ile ilgili şöyle buyuruyor: Allah'a yemin ederim ki Resulüllah'ın eli bir kadının eline dokunmadı. Sadece sözle onlardan biat aldı" (Müslim). Peygamber (sav) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: "Sizden biriniz başına iğne ile dürtülmesi kendisi için helal olmayan bir kadına dokunmaktan daha hayırlıdır."İslam dini kadınla tokalaşmayı yasaklamakla kadını tezyif etmiyor. Bilakis şerefini kurtarıyor. Kötü niyetli kimselerin şehvetle el uzatmasına engel oluyor
__________________

kurtmehmet 03Haziran 2009 16:32

RE: KARŞIT CİNSLER ARASINDA TOKALAŞMA.
 
Kadının Yabancı Erkekle Tokalaşması Caiz midir?

Bir erkeğin kendisine nikâhı düşebilen yabancı bir kadınla; bir kadının da baba, kardeş ve amcaları gibi mahremleri sayılan erkeklerin dışında diğer erkeklerle tokalaşması caiz görülmemektedir. Bu hususta Resul-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) nasıl hareket ettiği bizim şaşmaz bir ölçü durumundadır. Efendimiz, kendisine bîat için gelen Sahabî hanımlara şöyle buyurmuşlardır:

“Ben kadınlarla tokalaşmam. Benim yüz kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim söz gibidir.”[1]

Hz. Âişe Validemiz (r.a.) ise Resulullah'da (a.s.m.) gördüğünü şöyle nakletmektedir:

“Resulullahın (a.s.m.) mübarek eli hiçbir yabancı kadının eline kesinlikle değmedi.”[2]

Buhârî aynı hadisi Kitâbu’ş-Şurût’ta şu lafızlar ile tahriç (rivayet) etmiştir:
Âişe naklediyor: “ Vallahi Rasûlullah’ın eli biatlaşma esnasında hiçbir kadının eline değmedi. O, ancak söz ile biat almıştır.”[3]
Yine Buhârî az bir lafız değişikliği ile Kitabu’t-Talâk’ta da tahriç etmiştir:

“Hayır, Allah’a yemin olsun ki, onun eli hiçbir kadının eline değmemiştir. Ancak o, kadınlardan söz ile biat almıştır.”[4]

Muhammed b. el-Münkedir, Ümeyme bt. Rukayka’nın şöyle dediğini nakletmektedir:
“Kadınlar topluluğu içinde Rasûlullah’a biat etmeye geldim. Bize; “ Gücünüzün yettiğince, ben kadınlar ile tokalaşmam”, diyordu. [5]
Ümeyme bt. Rukayka durumu şu şekilde nakletmektedir: “İslam üzere biatleşmek için kadınlar topluluğu içinde Rasûlullah’a gittim. Biz kadınlar; Ey Allah’ın Rasûlü! Sana, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarımızı öldürmemek, bilerek iftira ve suçlamada bulunmamak, ma’ruf olnda sana isyan etmemek üzere biat ediyoruz, dedik. O da bize; “ Gücünüzün yettiği kadar”, diyordu. Biz, Allah ve Rasûlü bize, bizden daha merhametlidir, hadi sana biat edelim yâ Rasûlallah, dedik. Rasûlullah da, “ Ben kadınlar ile musafaha etmem. Ancak benim yüz kadın için söylediğim bir söz, tek bir kadın için söylenmiş gibidir” buyurdu.[6]
İbn Hanbel, Esmâ bt. Yezîd’den, Hz. Peygamber’in; “ Ben kadınlar ile tokalaşmam” dediğini nakletmiştir.[7]

Hadislerdeki ölçü bu şekilde belirtilmektedir. Bundan dolayı gerek iş hayatında, gerekse ailevî münasebetlerde ve bazı merasimlerde erkeğin kendisine yabancı bir kadınla veya bir kadının yabancı bir erkekle tokalaşması hususunda bir ruhsat bulunmamaktadır. Ayrıca bu bir zaruret de değildir.

Yani, “Bu zaruri bir haldir” diye insan gönül rahatlığı içinde bu yasağı işleme yolunu zorlayamaz. “Zaruret”, ancak insanın “muztar” halde kaldığı, haram olan o şeyi yapmadığı zaman canına, malına ve namusuna bir zarar gelebilecekse ve bu durum da kuvvetli bir ihtimalle tahmin ediliyorsa, ancak o zaman yapılır.

Yoksa her akla gelen sıkıntılı bir hal, her karşılaşılan âcil ve ânî bir durumda “Bu zarurettir” diyerek haram olan bir şeyi yapmak ve tatbik etmek gerekir ki, bu, suiistimali netice verir. O zaman her önüne gelen kendi ölçülerine göre bir “zaruret” bahanesi ileri sürer, böylece bütün mahzurlu şeyler mübahlaşıverir.

Halbuki mesele böyle değildir. Zarureti sadece İslam belirler, bunun dışında kişi kendi keyfine göre zaruret sınırları koyamaz. Ne zaruretin sınırlarını genişletebilir, ne de daraltabilir. Zaruret ancak meşru çerçeve içinde kalmanın imkânsız olduğu hallerde sözkonusu olabilir. Bir Müslüman, sosyal münasebetlerine zarar vermeden meşru daire içinde kalabilir, yaşayabilir. Öyle ise, “zaruret mecburiyet” prensibini hatıra getirerek erkeklerin nâmahrem olan kadınlarla, kadınların da yabancı erkeklerle tokalaşmasının bugün artık zaruret gerekçesiyle tatbik edilmesinin haklı bir dayanağını bulmak pek o kadar kolay değildir.

Çünkü, böyle bir zaruret yoktur. İnsan yapmadığı zaman ne canına, ne malına, ne de namusuna bir eksiklik ve zarar gelmez. Çevrenin garip karşılayacağı ihtimalinin, kişinin yabancı kadınla tokalaşmadığı an medenî münasebetlerde bir eksiklik olacağı telâkkilerinin, dikkatleri üzerine çekerek “gerici, yobaz” olarak karşılanmanın haklı sebeplerini bulmak mümkün olmasa gerektir.

Bunlarla birlikte Batıdan gelen bu yanlış âdet ve “görgü kuralı” yaygın bir şekilde yerleşmiş durumda. Bunun için nasıl hareket etmeli? Hem inancımıza bir halel getirmeyip mesuliyetli bir duruma düşmeden; hem de bunun dinen bir mahzur teşkil ettiğini tam olarak bilmeyen muhatabımızı kırmadan, incitmeden nasıl davranmalıyız?

Bir kere siz bu hali bir haram olarak biliyor ve inanıyorsanız, ki öyledir; o zaman bu mahzurlu duruma düşmemek için bir gayret sarf edecek, onu işlemeye meydan vermeyecek, yerine göre hareket etmeye çalışacaksınız.

Başka bir husus; bir fırsatını bularak muhataba bu durumun dinen haram olduğunu söylersiniz. Zaten onun sizi anlayışla karşılaması, fikir ve inancınıza saygılı olması medenî olmanın bir gereğidir. Siz bu hususta tavrınızı belli ederseniz, ileriki karşılaşmalarda meselenin hallolduğunu veya belli bir mecraya girmiş olduğunu göreceksiniz.

Bununla beraber, şayet kişi kendisini mecbur hissediyorsa, tokalaşmayı bir günah olarak bilir de yaparsa, mesuliyetini peşin olarak kabul etmiş olduğundan yine haram işlemiş sayılır. Fakat “Bunda bir mahzur yoktur” diye düşünürse, haramı helâl olarak görmüş olacağından küfür tehlikesi altına girmiş demektir.

Bu arada şunu da hatırlatalım: Kadın şehevânî histen kesilmiş yaşta ihtiyar olursa, onunla musafaha yapmada, elini öpmede bir mahzur yoktur. Çünkü, arada hissî bir mahzur kalmamış bulunmaktadır. Ancak erkek kaç yaşında olursa olsun, isterse seksen-doksan yaşında bulunsun, haramlık devam etmektedir.

__________________________________________________ _____________________
1- Neseî, Bîy’a: 18; İbni Mâce, Cihad: 43.
2- Buharî, Ahkâm, 49; İbni Mâce, Cihad: 43.
3- Buhârî, Şurût, 1, ( III, 173 ) . Aynı lafız ile Buhârî Mümtehine Sûresi’nin tefsirinde bu hadisi tahriç etmiştir. Bkz: Tefsîru Mümtehine, 2, ( VI, 61 ).
4- Buhârî, Talak, 20, ( VI, 173). Ayrıca bkz: İbn Hanbel, Müsned, VI, 270.
5- İbn Mâce, Ebû Abdillah M. b. Yezîd el-Kazvînî, Sünen, tsz., yy., Cihad, 43, ( II, 959-60 ).
6- İbn Hanbel, Müsned, VI, 357. Tirmizî, Sünen, Siyer, 37, ( IV, 21-2 ). Mâlik, el-Muvattâ, Beyrut, 1989,
7- İbn Hanbel, Müsned, VI, 459.

Boşluk 05Haziran 2009 16:00

RE: KARŞIT CİNSLER ARASINDA TOKALAŞMA.
 
Alıntı:

müşahit Üyemizden Alıntı
yusuf el karadavi bu konuda islamoğlu hocanın söylediğinin aynısını fetva olarak verdi.

ama ilginç olan karadavinin ben bu fetvayı vermek için beş yıl bekledim sözü idi.

sizce bu nedemek olur tarih süreci içinde bir takım grupların dini kısırdöngüye uğratmalarındandır.

fetva makamında fetva vermekten korkuyor kafir fasık sapkın ilan edilmekten korkuyor düşünsenize atalar dini mensupları dini ne hale getirmişler.

Ben kardavı'nin korkudan beş yıl beklediğini zannetmiyorum efendim..
Bence iyi müşahade etmek lazım vesselam...

Boşluk 05Haziran 2009 17:00

RE: KARŞIT CİNSLER ARASINDA TOKALAŞMA.
 
Açıklamanız için teşekkürler...
Burada birşey soracagım;
Kardavi'nin kardavi olarak bu görüşünü beş yıl bekleterek bu açıklamayı yapması kendisini kafir /zındık yapar mı ? Bence beş yıl beklemesinin altında ve ardında yatan çok önemli hikmetler / sebepler oldugunu düşünüyorum...

Misal şu an ben sizlere bazı şeyleri açıklasam bu medinede yer yerinden oynar dersem.. Açıklamalarımın medinenin yüzde 99'ına çok fazla bir yararı olmayacagını; yanlız yüzde 1'lik kesimin ise çok işine yarayacağını söylersem eğer, şuna emin olun ki arabi misali taşlanırım...

Peki.. Bu beni hakkı söylemekten alıkoyar mı ? Cevap: Hayır asla!.. Peki neden açıklama konusunda geciktirmeyi , ertelemeyi tercih ederim? : Cevap: Hazır değilsiniz...Peki ben ne yapmalıyım? Ne yapmakla mükellefim ? : Sizin bu anlatacaklarıma ruhsal,duygusal, düşünsel, islami,ahlaki her şekilde hazır olmanızı sağlamakla mükellefim...

evvela.. Sizi küçük bir cemaat gibi düşünerek, kendi üzerime düşen görevimi yerine getiririm..Daha sonra verilmesi gerekenleri, taşıyabileceğiniz şekilde verirsem yararı olur, ama kalkıp da size pat diye söylersem, hem sizin için bir yararı olmaz, hem kafir zındık ilan edilirim , hem de bu cemaat bundan alması gereken dersi/mesajı/düşünceyi alamaz.. Yani kaybet+kaybet politikası uygulanmış olur ki bunun da hiç bir yararı yoktur..

Diğer türlü davrandığımızda ise kazan+kazan politikası uygulamış olduğumuzdan hem ben size hakkı; hakkıyla yerli yerinde söylediğim için kazanırım, hem de siz , hakkı hazır olduğunuz kafa konforunuz ile temaşaa edersiniz..

Anlatabildim umarım.

Sonuç olarak Kardavi doğru olanı yapmıştır...
Vesselam!.


SAAT: 14:07

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321