Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İlmihal Bölümü (https://www.forum.medineweb.net/654-ilmihal-bolumu)
-   -   Fetva Vermek!!! (https://www.forum.medineweb.net/ilmihal-bolumu/26218-fetva-vermek.html)

klm 19Haziran 2013 12:04

Fetva Vermek!!!
 
FETVA VERMEK,ALMAK
Hayatımızı dinimize uygun bir şekilde yürütmekte bazen birçok zorlukla karşılaşırız. Konunun dinî ölçülerini yeterince bilmemekten kaynaklanan bu zorluklar, adeta elimizi-kolumuzu bağlar, bazen de hayatımız ve imanımız arasında sıkışıp kalırız. Hiç şüphesiz, çözümü olmayan bir durum değildir bu. İşlerimizin ve amellerimizin adabı ve usulü hakkındaki belirsizlikleri sorarak çözüme kavuşturabiliriz. Tabii konunun uzmanı ehil alimlere...

FETVA VERMEDE EDEPLER
Yaşadığımız çeşitli durumların dine uygunluğuna dair sorulan bir soruya, fıkıh ilmini bilen bir alimin verdiği cevap ve açıkladığı hükme fetva denir.
Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de, Eğer bilmiyorsanız, bilenlere, ilim sahiplerine sorunuz.(Nahl/43) buyurur. Bu ayetten anlaşılıyor ki, dinî konularda karşılaşmış olduğumuz herhangi bir sorun hakkında ilim sahibi kimselere müracaat etmeliyiz.
Ancak şu var ki, fetva vermek büyük bir ilim ve ihtisas işidir. Yani herkesin konuşabileceği bir alan değildir. Ayet ve hadislerin manalarını yüzeysel bir şekilde anlayabilen, hafızalarında sınırlı birkaç hadis bulunan kişilerin bir müctehide tabi olmaksızın şer'î delillerden hüküm çıkarmaya kalkışmaları ve kendi adlarına fetva vermeleri caiz değildir. Hatta bir zamanlar Arapça'yı gerçekten bilen, hafızalarında yüzbinlerce hadis-i şerif bulunan birçok alim bile ictihad davasına kalkmamış, fetva vermekten çekinmiş ve bu işi fıkıhta derinleşmiş alimlere bırakmıştır.(1)
Fetva vermek pek mühimdir. Pek büyük manevi mesuliyete sebep olabilir. Sorulan herhang dinî bir meseleye, o husustaki hükümleri tam olarak bilmeden verilen cevap isabetli 1olsa bile, din adına büyük bir cürettir. İslâm adına bir iftiradır, şer'î hükümlere karşı laubali bir harakettir. Müslümanların mukaddesatına karşı bir hürmetsizliktir.
İşte bunun içindir ki bir mesele hakkında tam araştırmadan fetva vermeye cüret etmeyi engellemek için birçok dinî emir mevcuttur. Nitekim bir ayeti kerimede Bilmediğin bir şeyin arkasına düşme, hakkında hüküm verme! Şüphe yok ki kulak, göz, kalp, bunlardan her biri kendisinden, kendisiyle sahibinin işlediği şeyden sorumlu olacaktır.(İsra/36) buyurulmaktadır.(2) diyor Ömer Nasuhi Bilmen.
O halde olgun bir mümin bilmediği mesele hakkında ileri-geri konuşmamalı, muhakkak bilenlere sorup öğrenmelidir.
Sevgili Peygamberimiz A.S., bilmedikleri şeyler hakkında fetva verenler için, Sizin fetva vermeye en çok cesaret gösterininiz, ateşe atılmaya en cüretli olanınızdır.buyurmuşlardır. Fetva veren kimse bir nevi Allah adına konuşuyor demektir. Sorumluluğu gerçekten çok büyüktür. Cenab-ı Hakk'ın huzurunda ağır bir hesabı söz konusu olabilir.
Hz. Ebu Bekir R.A.'a Mukaddes Kitabımız'daki bir kelimenin manası sorulmuştu. O da manasından tam emin olmadığı bu kelimeyi şudur diye kestirip atmak yerine şöyle demişti: Allah'ın kitabı hakkında bilmediğim bir şeyi söylersem, beni hangi gök gölgelendirir, hangi yer üstünde taşır? Beni sorumluluktan kim kurtarabilir.


BİLDİĞİNİ SAKLAMAMA SORUMLULUĞU
Bir konuyu bilip söylememek de doğru değildir. Nitekim İmam-ı Azam Rh.A. Efendimiz Bildiklerimi söylemediğim için Allah'ın bana gazap edeceğinden korkmasaydım,fetva vermezdim.buyurmuşlar. İmam Malik Rh.A. de, Bir kimseye bir mesele hakkında fetva sorulduğunda, o kişi kendisini cennetle cehennem arasında görmedikçe fetva vermesin.buyurmuşlardır. Burada konunun edeb yönü vurgulanmakla birlikte, sahip olunan ilmi saklamanın sonuçlarına da dikkat çekilmek istenmiş olabilir.
Tarih boyunca alimlerimiz, Allah adına konuşmaktan azami ölçüde sakınmışlar, emin olmadıkları konular için bilmiyorum demekten kaçınmışlar ve bir yandan da Allah'ın onlara bahşettiği ilmi ve meseleleri halletmedeki ferasetlerini de saklamamışlardır. O büyük insanların hallerini anlatan kıssalar, onların dinî meselelerde ne çok edeb sahibi olduklarını açıkça göstermektedir. Maalesef bugün her önüne gelen dinî konular hakkında ahkâm kesmekte, istediğine helâl, istediğine haram demekte, bana göre, bence gibi dayanaksız ifadelerle hem kendilerini, hem de kendilerinden etkilenenleri tehlikeye atmaktadır.
FETVA VERMEYE KİMLER EHİLDİR?
Dini meseleler hakkında doğru bilgiler verebilmek için, önce dinî ilimlerde güzel bir tahsile ihtiyaç vardır. Fetva verecek kişi sarf, nahiv, belağat, Kur'an, hadis, tefsir, fıkıh, fıkıh usulü, hadis usulü, tefsir usulü, nâsih-mensuh ilimlerini en güzel şekilde bilmelidir. Ruhsat ararken şüpheli, mekruh veya haram olan hilelere başvurmamalıdır.(3) İlmi ile âmil bir alim olmalıdır.(4) Allah adına konuştuğunu asla unutmamalıdır.(5)
Peygamber A.S., kendisi hakkında yalan konuşanları, Her kim benim adıma kasıtlı olarak yalan söylerse, cehennemdeki yerini hazırlasın! hadisi ile uyarıyor. Peki ya Allah adına yalan konuşanlar hakkında ne denilebilir? Herkes haddini bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Nitekim Yüce Rabbimiz: Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak Bu helaldir, bu haramdır demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler. (Kazandıkları belki sadece) bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.(Nahl/116-117) buyuruyor.

FETVA ALMADA ÖLÇÜLER
Bir mümin evvela alacağı fetvanın ahiretini çok ilgilendirdiğini düşünmelidir. Cevabına dinî ölçüler bakımından itibar edilmeyecek bir kimseye asla fetva sormamalıdır. Çünkü böyle kimselerin fetvasının geçerli olmadığı icma ile sabittir.(6) Fetva sorduğu kimsenin şüpheli, mekruh ve haram hilelere başvurmasının haram bir davranış olacağını unutmamalıdır.(7) Mesele arzettiği kimsenin ilim ehli olmasının yanı sıra, takva sahibi olmasına da dikkat etmelidir.
Maalesef günümüzde fetva verme veya alma konusundaki edeb ve incelik çoğunlukla göz ardı edilmektedir. Şu konuda bize bir hoca fetva verse iş tamamdır. anlayışı hayli yaygındır. Gerçekte ise Yüce Allahın katındaki hüküm bellidir. Bu hüküm falancanın, filancanın fetvasıyla da değişecek değildir. Takva ehli ve taşıdığı ilmin edebine sahip alimlerin çok azaldığı günümüzde, Buharî'de geçen şu hadis-i şerif üzerinde çok düşünmeli ve şu imtihan dünyasında kıymetsiz bir menfaat uğruna ebedi ahiretimizi heba etmekten korkmalıyız.
İşte Efendimiz A.S.'ın bizlere ikazı ve nasihatı:
Allah, ilmi insanların arasından soyarak almaz. Fakat ilmi alimlerin ölmesi ile (ve yeni alimlerin yetişmemesi sebebiyle) alır. Nihayet alimler kalmayınca insanlar cahilleri rehber edinirler. Ve onlara sorular sorarlar. Onlar da ilimsizce fetva verirler. Hem sapar hem de saptırırlar.(8 )

(1) Ömer Nasuhi Bilmen, Istılahat-ı Fıkhıyye Kamusu, I-250
(2) A.g.e. I-249
(3) İbn-i Salâh, Edebü'l-Fetva
(4) Şatıbî, Muvafakat, IV-144
(5) A.g.e. IV/141
(6) A.g.e. IV/152
(7) İmam Nevevî, Adabü'l-Fetva
(8 ) Buharî, İlim, 34


alıntı


SAAT: 06:26

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306