![]() |
Medineweb inkilap tarihi 1 kısa bilgiler 2. Ünite İçin Önemli Noktalar * Fransız ihtilali'nin getirdiği ulusçuluk akımı sebebi ile ilk önce sırplar 1829 yılında özerk oldular. Ardından 1829'da Yunanistan bağımsızlığı tanındı *Reform çağı III.Selim ile başladı (1879-1807) Reformların temel amacı devleti kurtarmaktı *Yeniçeri ocağı 1826'da II.Mahmut tarafından kaldırıldı *Tanzimat fermanı 3 Kasım 1839'da ilan edildi *Islahat fermanı 28 Şubat 1856'da ilan edildi (yasalar karşısında eşitlik) *I. Meşrutiyet Abdulhamit tarafından 27 Aralık 1876'da ilan edildi *Meşrutiyet, bir hükümdarın yetkilerinin anayasa ile sınırlanmasıdır *Tanzimat fermanı ile sağlanan en önemli güvence Can güvenliğidir *1876 Anayasasında ( 23 Aralık Kanun-i Esasi) Osmanlı yurttaşlarının siyasi parti kurma yetkisi ve toplantı özgürlükleri yoktu *II.Meşrutiyet; II.Abdulhamit kapalı parlementoyu (1878'den beri olan) yeniden toplama kararını alıp, mebus seçimlerinin yapılmasını irade ettiğinde 23 Temmuz 1908 'de ilan edildi *Meşrutiyetin siyasal ve hukuksal karşılığı hükümdarın yetkilerinin demokratik bir anayasa ile şarta bağlanması, yani; halk ile hükümdar arasında yetki paylaşımına gidilmesidir *31 Mart olayı sonrasında Abdulhamit tahttan indirilmiştir (31 Mart 1909) *23 Ocak 1913 'de yapılan Bab-ı Ali baskını ile İttiat ve terakki diktası kurulmuştur *Sırplar, Bulgarlar, Yunanlar gayrimüslim teba olarak; Araplar ise müslüman teba olarak Osm. içinde yaşamışlardır *İttihat ve Terakki cemiyeti II.Meşrutiyetin ilanında rol oynamıştır *Trablusgarp savaşı İtalya ile 1911 yılında imzalanmıştır *Milliyetçilik hareketleri sonunda Osmanlı'dan ayrılan ilk ulus Yunanlılardır *Milliyetçilik akımı Osm.devletinin yıkılmasını ve parçalanmasını hızlandırdı *Tanzimat fermanında devletin kurtulması için düşünülen ilk çare yurttaş ile devlet arasındaki ilişkiyi sağlamlaştırmaktır *Gayrimüslimlerden alınan vergi Cizye'dir *1878 Ayastefanos barışının yerine aynı yıl Berlin Ant. İmzalanmıştır *Islahat hareketlerine kadar en çok ihmal edilen iki kurum Ordu ve Donanmadır *I.Balkan savaşına katılanlar = Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ *II.Balkan Savaşına katılanlar= Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan, Karadağ, Romanya'dır. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 4. Ünite Murat Yayınları 1. Osmanlı Devletinde dış borçlanmaya ilk kez hangi tarihte başlanmıştır? Cevap= 1854 2. Osmanlı Devleti ilk kapitülasyonları hangi devlete vermiştir? Cevap= Fransa 3. İlk defa Fransızlara tanınan kapitülasyonlar Rus tüccarlara hangi ant. tanınmıştır? Cevap= Küçük Kaynarca Antlaşması 4. Osmanlı Devleti özellikle hangi ant. sonra ithalat ve ihracat dengesini kaybetmiştir? Cevap= Balta Limanı Antlaşması 5. 18. yy'dan itibaren itibaren tekniğin, sınai üretiminin ve ulaştırma imkanlarının gelişmesi ile çağdaş dünyada ortaya çıkan değişim? Cevap= Sanayi İnkılabı 6. Mustafa Kemal hangi cephede savaşmamıştır? Cevap= Kanal Cephesi 7. 1. Dünya savaşında Osmanlı Devletine karşı savaşmamıştır? Cevap= Bulgaristan 8. Hangi devlet Çanakkale'de Osmanlıya karşı savaşan milletlerden değildir? Cevap= Macarlar 9. İttifak devletleri? Cevap= Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya 10. İtilaf devletleri? Cevap= İngiltere, Fransa, Rusya ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler I.MEŞRUTİYET’İN İLANI(23 ARALIK1876):Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi aydınların oluşturduğu gruba Genç Osmanlılar veya Jön Türkler denirdi. Bu grup yanlarına Mithat Paşa’yıda alarak Meşrutiyeti ilan etmesi koşuluyla II.Abdülhamit’i tahta çıkardılar.23 Aralık 1976 ‘da Kanuni Esasi hazırlanarak I. Meşrutiyet ilan edildi. Kanuni Esasi Osmanlı Devletinin Avrupai tarzda ilk anayasasıdır. Kanuni Esasiye göre iki tane meclis kuruldu. Meclisi Mebusan( Üyelerini halk seçecek), Meclisi Ayan(Üyelerini Padişah seçecek) NOT:I.Meşrutiyet’in ilanıyla Mutlakiyet dönemi sona ermiş Meşrutiyet dönemi başlamıştır. II.Meşrutiyet’in İlanı(1908):Jön Türkler 1889 yılında İttihat ve Terakki cemiyetini kurdular. Bu örgüt II.Meşrutiyet’in ilan edilmesi için II.Abdülhamit’e baskı yaptılar. Baskılar sonunda II.Abdülhamit 24 Temmuz 1908 ‘de II.Meşrutiyet’i ilan etti. 13 Nisan 1909’da Meşrutiyet yönetimine karşı olanlar büyük bir ayaklanma yaptılar.(31 Mart Olayı). Ayaklanmayı İttihatçıların oluşturduğu ve M. Kemal’in Kurmay Başkanlığını yaptığı Hareket Ordusu bastırdı. İttihatçılar bu ayaklanmadan II.Abdülhamit’i sorumlu tutarak tahttan indirdiler. 1.UŞİ ANTLAŞMASININ ÖNEMİ NEDİR?
Sevr-Osmanlı Devleti NOT: Mondros ateşkes antlaşması Osmanlı Devletini I. Dünya savaşından çıkaran ateşkes antlaşmasıdır. Sevr antlaşması hazırlanana kadar bu antlaşma yürürlüğe girmiştir. I2. I.DÜNYA SAVAŞI’NIN GENEL SONUÇLARI NELERDİR?
CEMİYETLER 1) Zararlı Cemiyetler I. Azınlıklar tarafından kurulanzararlı cemiyetler II. Milli varlığa zararlı cemiyetler zararlı cemiyetler 2)Yararlı Cemiyetler ZARARLI CEMİYETLER I. Azınlıklar Tarafından Kurulan Cemiyetler 15. yüzyıldan beri Türk toplumu içinde hür ve rahat yaşamış azınlıklar (Ermeni ve Rum) 20. yüzyılda Türklerin içinde bulunduğu durumdan yararlanarak topraklarımızı parçalamak amacıyla cemiyetler kurmuşlardır, 1. Mavri Mira Cemiyeti: + İstanbul Fener-Rum Patriği tarafından kurulmuştur. + Mavri Mira büyük Yunanistan Krallığını kurmak istiyordu. + Ermeni patriği ile de ilişki halindeydi. 2. Pontus – Rum Cemiyeti: + Trabzon merkez olmak üzere Samsun’dan Batum’a kadar uzanan alanda Pontus-Rum Devleti kurmayı amaçlamıştır. 3. Etnik-i Eterya Cemiyeti: + 1814′te kurulan cemiyetin amacı Yunan ideallerini (Megalo İdea) gerçekleştirmek (1829′da Yunanistan’ın bağımsız olmasında etkili oldu.) 4. Taşnak ve Hınçak Cemiyetleri: + Mavri Mira ile işbirliği yapan bu Ermeni cemiyetlerinin amacı Doğu Anadolu’dan Adana’ya kadar uzanan bir Ermeni devlet kurmaktı. + Fransızlar tarafından desteklenmiştir. 5. Kardos Cemiyeti: + Rumlar tarafından kurulan cemiyetin görünüşteki amacı Rum göçmenlerine yardımcı olmak. + Etnik-i Eterya’nın bir kolu olarak faaliyet göstermiştir. Doğu Karadeniz’e göçmen adı altında silahlı Pontus çeteleri göndermiştir. 6. Mekabi ve Alyans-lsrailit Cemiyetleri: Yahudiler tarafından ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla kurulmuştur. Diğerleri; Yunan Kızılhaç Cemiyeti (Rum), Rum Ermeni Birlik Komitesi, Zaven Efendi Derneği. II. MİLLİ VARLIĞA ZARARLI CEMİYETLER Müslümanlar tarafından kurulan zararlı cemiyetlerdir. Kuruluş amaçlan olumlu olmasına rağmen izledikleri metotlardan dolayı milli bağımsızlığa ters düşmüşlerdir. 1. Hürriyet ve İtilaf Fırkası: + İttihat ve Terakki düşmanlığı ile ortaya atılmış, iç isyanlarda kışkırtıcı rol oynamış, müdafaai hukuk hareketlerini hedef almıştır. 2. Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası: + Sadrazam Damat Ferit tarafından desteklenen cemiyeti vatanın kurtuluşunun ancak padişah ve halifenin buyruklarına bağlı kalmakla gerçekleşebileceğini savunmuştur. 3. Teali – İslam Cemiyeti: + İstanbul’da kurulmuştur. Temel dayanağı hilafettir. Kurtuluşun Islamda olduğu savunmuştur. 4. Kürt Teali Cemiyeti: + Wilson prensiplerinden güç alınarak İstanbul’da kurulmuştur. Doğu Anadolu’da bağımsız bir Kürdistan devleti kurmayı hedeflemiştir. 5. Wilson Prensipleri Cemiyeti: + Bazı aydınlar tarafından desteklenen cemiyet, Osmanlı Devleti’nin varlığını koruyabilmesi için ABD’nin manda ve himayesine girmesi gerektiğini savunmuştur. 6. İngiliz Muhipleri Cemiyeti: + İstanbul hükümetince desteklenen cemiyet, Osmanlı Devleti’nin varlığını koruyabilmesi için tek yolun İngilizlerin himayesine sığınmak olduğu tezini savunmuştur. YARARLI CEMİYETLER 1. Trakya-Paşaeli Cemiyeti: + Kurulan ilk yararlı cemiyettir. + Trakya’nın Yunanlılar tarafından işgalini önlemek amacıyla kurulmuştur. + Osmanlı Devleti’nin dağılması durumunda bağımsız bir devlet kurma kararı da alınmıştır. 1.2. İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Redd-i İlhak): + Mondros’tan hemen sonra İzmir’de kuruldu. + Amacı İzmir ve çevresini Yunanistan’a katılmasını önlemektir. + Ancak İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin kesinleşmesi üzerine Redd-i İlhak Cemiyeti olarak çalışmalara devam edildi. 3. Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: + Merkezi İstanbul’dur. + Doğu Anadolu’da teşkilatlanarak faaliyet göstermiştir. + Amacı Doğu Anadolu’yu işgallerden koruyarak Ermeni devletinin kurulmasını önlemektir. + Erzurum kongresini bu cemiyet düzenlemiştir. 4.Kilikyalılar Cemiyeti: + İstanbul’da kurulmuştur. + Amaç; Adana ve çevresini Fransız ve Ermeni işgalinden kurtarmaktır. 5. Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: + Bu cemiyet, Trabzon ve çevresine yönelik Rum ve Ermeni iddialarına karşı, Türk ve Müslüman halkın haklarını korumak amacıyla faaliyet göstermiştir. 6. Milli Kongre Cemiyeti: + İstanbul’da kuruldu. + Cemiyetin amacı, Türklere karşı yapılan haksız ve yersiz propagandalara karşı çıkmak, basın ve yayın yolu ile Türk Milletinin haklı sesini dünyaya duyurmaktır. -Kuvay-i Milliye tabirini kullanan ilk kuruluş Milli Kongre Cemiyetidir. Yararlı Cemiyetlerin Özellikleri =* Bölgesel cemiyetlerdir. Öncelikli amaçları ülkeyi korumak değil, kuruldukları bölgeyi korumaktır. => Genellikle basın-yayın yolu ile çalışmalarını sürdürmüşlerdir. => Milliyetçilik düşüncesi etkilidir. => İstanbul’a bağlı veya karşı değillerdir. => Sivas Kongresiyle birleştirilmişlerdir. İZMİR’İN İŞGALİ (15 MAYIS 1919) + Paris Konferansında belirtildiği gibi İzmir ve çevresi kendisine verilen Yunanistan, 15 Mayıs günü İzmir’i işgal eder. + Yunanlılar işgalin haklı olduğu konusunda dünya kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlardı. + Batı Anadolu’nun tarihi ve kültürel açıdan Yunanlılara ait olduğu, bölgede Rumların çoğunlukla olduğu, Hristiyanlar’ın katledildiği iddia edilmekte, Osmanlı Devleti’nin güvenliği sağlayamadığı belirtilmektedir. + İzmir’in işgalinden sonra Yunanlıların halka zulmetmeye başlaması halkın uyanmasına sebep oldu. -* Böylece Batı Anadolu’da ilk defa KUVAY-I MİLLİYE harekatı doğmuştur. AMİRAL BRİSTOL RAPORU (13 EKİM 1919) + Yunanlıların işgal gerekçelerinin doğruluğunu araştırmak üzere Amerikalı Bristol başkanlığında kurulan komisyon bölgeye gelerek incelemelerde bulunur ve rapor hazırlar. + Raporda Yunanlıların iddialarının gerçekçi olmadığı belirtmiştir. + Bu raporda Batı Anadolu’daki karışıklığın sorumluluğunun Yunanlılara ait olduğu ilk kez belirtilmiştir. => Böylece Türklerin haklı davası ilk kez uluslararası alanda duyurulmuştur. KUVAY-I MİLLİYE HAREKETİ + Mondros’tan sonra vatanın dört yandan işgal edilmeye başlaması üzerine işgal bölgesinde bulunan halkın kendiliğinden oluşturduğu direniş kuvvetleridir. + Türk Milleti’nin milli mücadele döneminde kendiliğinden silahlanarak kurduğu bu kuvvetlere Kuvay-ı Milliye denir. + Bu birlikler bölgesel olarak ortaya çıkmış olup düzenli ve disiplinli bir ordu durumunda değildir. İlk silahlı direnme 19 Aralık 1918′de Dörtyol’da Fransızlara karış oldu. İlk Kuvay-i Milliye Hareketi ise Batı Anadolu’da İzmir’in işgalinden sonra Yunanlılara karşı başlatılmıştır. 16.PARİS BARIŞ KONFERANSININ(18 OCAK 1919) ÖNEMİ NEDİR?
HAVZA GENELGESİ’NİN ÖNEMİ NEDİR?(29 MAYIS 1919)
19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelmiştir. M. Kemal Samsun’a gelirken 9.Ordu Müfettişliği sıfatıyla resmi görevli olarak, Samsun ve çevresindeki Rumlarla Türkler arasındaki çatışmalara son vermek amacıyla Samsun’a gelmiştir. AMASYA GENELGESİ VE ÖNEMİ NEDİR? (22HAZİRAN 1919)
NOT: M. Kemal Amasya Genelgesi’nden sonra 8 Temmuz 1919’da padişaha yolladığı bir telgrafla resmi göreviyle birlikte askerlik görevinden de istifa ettiğini açıklamıştır. ERZURUM KONGRESİ’NİN ÖNEMİ NEDİR?(23 TEMMUZ 1919)
Osmanlı’nın merkezi ve Marmara Denizi’nin güvenliği sağlanırsa boğazlar dünya ticaretine açılacak. İçimizdeki azınlıklara komşu ülkelerdeki Müslüman halka tanınan haklardan fazlası tanınamaz. Tam bağımsızlığımızı ve ekonomik gelişmemizi engelleyen sınırlamalar ve kapitülasyonlar kesinlikle kabul edilemez.
21.İLK ANAYASA ( TEŞKİLAT-I ESASİYE – 20 OCAK 1921) NOT: Cumhuriyetin ilanıyla “Meclis Hükümeti Sistemi” terkedilerek “Kabine Sistemi” ne geçilmiştir. 22. İLK T.B.M.M’ NE KARŞI ÇIKAN AYAKLANMALAR
Anzavur, Kuva-yi İnzibatiye, Bolu-Düzce-Hendek ve Adapazarı, Yozgat Yenihan, Konya , Afyon , Milli Aşireti ayaklanmalarıdır. 2.Azınlıkları Çıkardığı Ayaklanmalar: Rum Pontus , Ermeni ayaklanmalarıdır. 3.Kuva-yi Milliye Taraftarlarının Çıkardığı Ayaklanmalar: Çerkez Ethem, Demirci Mehmet Efe ayaklanmalarıdır. 23.T.B.M.M’NİN AYAKLANMALARA KARŞI ALDIĞI TEDBİRLER
25.DÜZENLİ ORDU NE ZAMAN KURULMUŞTUR?
Doğu Cephesi: Doğu cephesinde Ermenilerle savaşılmıştır. Ermeniler Sevr antlaşmasına dayanarak Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurmak istiyorlardı ve Türklere saldırıyorlardı. T.B.M.M 15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşayı Doğu cephesi komutanlığına atadı. Yapılan savaşlarla Doğu Anadolu Ermenilerden kurtuldu. Ermenilerle Gümrü Antlaşması(3Aralık 1920) imzalandı. 26.GÜMRÜ ANTLAŞMASI’NIN (3 ARALIK1920) ÖNEMİ NEDİR?
40.SİYASAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR a) Cumhuriyet Halk Fırkası:Cumhuriyet döneminin kurulan ilk siyasi partisidir. Atatürk tarafından 9 Eylül 1923’ de kuruldu. b) Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası: İlk muhalefet partisidir. Kazım Karabekir ve arkadaşları tarafından 17 Kasım 1924’te .kuruldu. Bu partinin Şeyh Sait isyanı ile bağlantısı olduğu düşünülerek 3 Haziran 1925’de kapatıldı. c) Serbest Cumhuriyet Fırkası:Fethi Okyar tarafından 12 Ağustos 1930’da kurulmuştur. Laiklik ve Cumhuriyet karşıtlarının bu partide toplanmaya başlamasıyla kurucusu tarafından 17 Kasım 1930’da kapatıldı. 41.HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
b) Mirasta ve boşanmada kadın erkek eşitliği geldi.
NOT: Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun kurulması Atatürk’ün Milliyetçilik ilkesiyle doğrudan ilgilidir. 43.TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR
b) 26 Ekim 1933’te muhtar seçme ve köy ihtiyar heyetine seçilme hakkı, c) 5 Aralık 1934’te milletvekili seçilme ve seçme hakkı verildi. NOT: Bir çok Avrupa ülkesinde Türk kadınından yıllar sonra milletvekili seçilme hakkı verilmiştir. Türkiye’de 1935 Yılındaki yapılan seçimlerde meclise 18 kadın milletvekili girmeyi başarmıştır. 44.Ekonomi Alanında Yapılan İnkılaplar MİLLİ EKONOMİ ALANINDA YENİLİKLER
ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler I.TBMM DÖNEMİ (23 Nisan 1920 – 1 Nisan 1923) I. TBMM’nin Genel Özellikleri 1. Olağanüstü bir meclistir. Çünkü Güçler Birliği ilkesi vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı TBMM’de toplanmıştır. 2. Mecliste parti yoktur, gruplar vardır. Bunlar Halk zümresi, İstiklal, Tesanüd, Yeşilorducular, Müdafaa-i Hukukçular ve Islahat gruplarıdır. Daha sonra Müdafaa-i Hukukçular dışında kalanlar birleşerek 2. grubu oluşturdular ve grup sayısı 2’ye düştü. 3. Kurtuluş savaşını yürüten meclistir. Bu yüzden 3 yıl kesintisiz devam etti. 4. Mecliste azınlık milletvekili yoktur. Bundan dolayı ulusal bir meclistir. 5. Temsil heyetinin görevine son vermiştir. Çünkü artık buna ihtiyaç kalmamıştır. 6. Kurucu meclistir. Çünkü 1921 Teşkilâtı Esasiyeyi hazırlamıştır. 7. İnkılâpçı bir meclistir. İlk inkılâbı kendisi yani ulusal egemenliktir. Daha sonra saltanatı kaldıran meclis de yine bu meclistir. 8. Bu meclis yetkilerini bir süre Başkomutanlık Yasası ile M. Kemal’e devretmiştir. 9. I. TBMM’nin ilk gün geçici başkanı en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey oldu. 24 Nisan’da ise M. Kemal Meclis Başkanı olmuştur. 10. I.TBMM’de belirgin bir şekilde güçler birliği ilkesi vardır. 11. Birinci TBMM birçok kanun çıkarmıştır. Bunlar; a) I. TBMM’nin ilk çıkardığı kanun 24 Nisan’da çıkarmış olduğu Ağnam (Hayvan vergilerinin 4 katına çıkarılmasına dair) Kanunudur. b) I. TBMM’nin çıkardığı 2. Kanun ise Hıyanet-i Vataniye Kanunudur (29 Nisan 1920). Bu bir ceza kanunudur. Bu kanun ile TBMM’ye karşı isyan edenler Vatan haini sayılmış ve 11 Eylül 1920’de kurulan istiklal mahkemelerinde cezalandırılmıştır. İstiklal mahkemeleri 1927’ye kadar devam etmiştir. c) Yine 11 Eylül 1920’de çıkarılan bir başka kanun olan Firariler Kanunu ile de asker kaçaklarının önlenmesine çalışıldı. d) 5 Eylül 1920’de çıkarılan Nisab-ı Müzakere Kanunu ise Meclis iç tüzüğüyle ilgilidir. Bu kanunda; -Meclisin görev süresinin şartlara ve zamana bağlı olmadığı -Mebusların yılda mazeretsiz olarak 2 ay toplantıya katılamazlarsa üyeliklerinin düşeceği. -Memuriyet ve mebusluğun aynı kişide olamayacağı (Askerler ve Sefirler ile Bakanlar Hariç) -Karar yeter sayısı mebus toplamının yarısının 1 fazlası olacağı -Mebus maaşlarının yıllık 1250 lira olacağı ile ilgili maddeler vardır. Kısacası bu kanun meclis iç tüzüğüdür. e) 10 Eylül 1920 Men-i Müskirat Kanunu ile Milli Mücadeleye mali kaynak sağlamak amacıyla içki ve tütün mamulleri yasaklandı. Yine aynı amaçla 25 Kasım 1920’de Men-i İsrafat Kanunu ile her türlü israfın önüne geçilmek istendi. f) I. TBMM’nin çıkardığı en önemli kanun şüphesiz ki 5 Ağustos 1921’de M. Kemal’e Başkomutanlık yetkisini veren kanundur. ÖNEMLİ NOT: Tekâlifi Milliye Emirlerini TBMM çıkarmadı. Bu emirleri Başkomutanlık yetkisine dayanarak M. Kemal çıkarmıştır. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler TBMM’DEKİ SİYASİ PARTİLER I.TBMM’de çok değişik fikir grupları vardı.Bunların hepsinin ortak gayesi memleketin bağımsızlığıydı.Bundan dolayı aralarında pek fazla problem çıkmazdı.Savaştan sonra gruplar arasında yavaş yavaş problemler doğmaya başladı. I.TBMM’deki gruplara bakıldığında Tesennüt (dayanışma) Grubu – İttihat’ın devamı Halk Zümresi – Bolşevikliliği savunanlar Islahat Gurubu – Muhafazakarlar, ıslahattan yana olanlar, saltanatçılar İstiklal Grubu – Atatürk gibi düşünen fakat Atatürk’ü lider olarak kabul etmeyen Mudafa-i Hukuk Grubu – Mustafa Kemal’in grubu Bunlardan Mustafa Kemal’e karşı olanlara l.grup denilmiş, Mustafa Kemal’in grubuna ise 2. grup denilmişti.I.grup ile II.grup arasında sürekli mücadele olmuştur. CUMHURİYET HALK FIRKASI (9 AĞUSTOS 1923) Lozan Barışı sırasında l. TBMM’nin sergilediği tavrı Mustafa Kemal görünce bu meclisle inkılapları yapamayacağını anladı.1 Nisan 1923’te meclis seçim kararı aldı.Mustafa Kemal ll. TBMM’ye kendi gibi düşünenleri seçtirebilmek için 8 Nisan 1923’te bir oluşum oluşturduğunu açıkladı.Bu oluşumla seçimlere girdi.9 Ağustos 1923’te de bu oluşumun adını Halk Fırkası olarak açıkladı.Cumhuriyet’in ilanından sonra isminin başına “Cumhuriyet” sözcüğü eklendi.Mustafa Kemal ölene kadar bu partinin başkanlığını yaptı.Bu partinin programı aynen uygulanacak ve inkılaplar bu partinin eseri olacaktır.1946 yılına kadar ülkeyi bu parti yönetecektir. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yeşilordu grubunun sol kanadını oluşturan bazı kişilerce Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası adıyla kurulan bir partidir. Emeği temel ilke olarak alan bu fırkanın kurucuları arasında Tokat Milletvekili Nazım, Afyon Milletvekili Mehmet Şükrü ve Bursa Milletvekili Şeyh Servet gibi isimler vardır. Bu grubun üyeleri, hükümeti yasadışı yollardan devirmeyi amaçladıkları için İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanmışlar ve Hıyaneti Vataniye Kanunu’na göre cezalandırılmışlardır. Bilahare Rauf Bey’in başbakanlığını yaptığı hükümet tarafından sosyalist faaliyetler yasaklandığı için faaliyetleri son bulmuştur. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler Birinci Dünya Savaşı sonunda İmzalanan Antlaşmalar - I. Dünya Savaşı’nı Bitiren Antlaşmalar –Önemi – Önemli Maddeleri I. Dünya Savaşı sonunda, İtilaf Devletleri İttifak Devletleri’ne çok ağır şartlar taşıyan barış antlaşmaları imzalatmışlardır. Bunlar antlaşmalar tarihe, I. Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar olarak da geçmiştir Şimdi bu antlaşmaların neler olduğuna genel hatlarıyla değinelim: Brest-Litowsk Antlaşması (3 Mar t 1918): Sovyetler Birliği ile Osmanlı Devleti’nin içinde olduğu İttifak Devletleri arasında yapıldı. Bolşevik İhtilali sonucunda kurulan Sovyetler Birliği bu antlaşma ile I. Dünya Savaşı’ndan ayrılarak, işgal ettiği yerleri ve daha önce aldığı Kars, Ardahan ve Batumu Osmanlı Devleti’ne geri verdi. Versay (Versailles) Antlaşması (28 Haziran 1919): Almanya ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. Almanya Alsace-Loraine (Alsas-Loren) topraklarını ve Almanya’nın bir kısım topraklarını Fransa’ya geri verdi. Almanya’nın bir kısım toprakları ve deniz aşırı sömürgeleri de İtilaf Devletleri arasında paylaştırıldı. Sen Jerman (Saint- Germain) Antlaşması (10 Eylül 1919): Avusturya ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. Bu antlaşma ile - Avusturya- Macaristan iki ayrı devlet durumuna getirildi - Çekoslovakya ve Yugoslavya yeni devletler olarak ortaya çıktı. - Avusturya bir kısım topraklarını Çekoslovakya’ya bıraktı - Bosna-Hersek Yugoslavya’ya katıldı. Triyanan (Trianon) Antlaşması (4 Haziran 1920): Macaristan ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. Macaristan’ın bazı toprakları Çekoslovakya’ya, Romanya ve Yugoslavya’ya, verildi. Bu antlaşmayla Macaristan, denizle bağlantısı olmayan küçük bir devlet haline geldi. Nöyyi (Neuilly) Antlaşması (27 Kasım 1919): Bulgaristan ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. Bulgaristan’ın bir kısım toprakları Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya’ya verildi. Bu antlaşma Bulgaristan’ın Ege Denizi ile bağlantısını kesmiş oldu. Sevr (Sevres) Antlaşması (10 Ağrustos 1920): Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. Bu antlaşmaya göre; - Kapitülasyonlar yeniden uygulamaya konulacak, - İstanbul ve Boğazlar İtilaf Devletleri’nin yönetimine bırakılacak, - Osmanlı toprakları, Yunanistan, Fransa ve İngiltere arasında paylaştırılacak, - Doğu ve Güneydoğu’da iki devlet kurulacak, - Osmanlı ordusu dağıtılarak, sayısı sınırlandırılacak ve silahlarına el konacaktı. Serv Antlaşması’nın Önemli Sonuçları: Sevr Antlaşması Türk milletine hayat hakkı tanımayan bir antlaşmadır. Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti’ne Anadolu’da küçük bir toprak parçası bırakılıyor ve bağımsızlığı elinden alınıyordu. Ancak umutsuz anlarda bile birşeyler yapılabileceğine inanan Mustafa Kemal Anadolu’da Millî Mücadele’yi başlatmış ve vatanın sahibinin Türk milleti olduğunu açıklamıştır. Bu antlaşma Osmanlı Mebusan Meclisinde onaylanmadığı için hukuken geçersiz antlaşmadır ve hiçbir zaman yürürlüğe girmemiştir. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler İNKİLAP TARİHİ 5. ÜNİTEDEN KISA NOTLAR YAPILAN KONGRELERİN OLUŞ SIRASI: *Amasya Genelgesi *Erzurum kongresi *Sivas Kongresi *Balıkesir kongresi (batı anadolu kongresi) *Alaşehir kongresi (batı anadolu kongresi) *****Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerinden önemli rol üstlenen Hacim Muhiddin (Çarıklı) Bey -------------------------------- |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın Önemi ve Maddeleri - Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın – Önemi - Önemli Maddeleri – Özeti (11 Ekim 1922) Büyük Taarruz kazanılıp 9 Eylül’de İzmir’in kurtarılmasından sonra Türk ordusu, 18 Eylül’de de tüm Batı Anadolu’yu işgalden kurtarmıştı. Türk ordusu daha sonra Boğazlar, İstanbul ve Trakya’yı geri almak için bu yönde harekete geçti. Bunun üzeri ne İtilaf Devletleri ateşkes görüşmelerine başlama isteklerini TBMM’ye bildirdiler. 3 Ekim’de Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine Türk temsilcisi olarak İsmet Paşa gönderildi. Yunanistan görüşmelere katılmadı. Sonradan ateşkes metnini imzaladı. Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın Önemli Maddeleri - Türkiye ile Yunanistan arasındaki silahlı çatışmalara son verilecektir. - Yunanlılar 15 gün içinde Doğu Trakya’yı boşaltacaklar, Türkiye, barış sağlanıncaya kadar burada emniyet ve asayişin sağlanması için sekiz bin jandarma bulunduracaktır. - Boğazların durumu barış antlaşmasıyla saptanacaktır. - İtilaf Devletlerinin kuvvetleri barış antlaşması imzalanıncaya kadar İstanbul’da kalacaklardır. Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın Önemi - Mudanya Ateşkes Anlaşması ile Türk diplomasisi büyük bir zafer kazanmıştır. Bu ateşkesten sonra çalışmalar Lozan’da toplanacak barış konferansının hazırlıkları üzerine yoğunlaştırılmıştır. Artık yeni Türk devleti uluslararası hukukun ilkeleri içinde kendini ezmek isteyenlere karşı eşit haklarla onurlu bir devlet olarak konferans masasına oturacaktır. Bu anlaşmayla Doğu Trakya savaş yapılmadan kazanılmış, Misakımillî ile belirlenen topraklar büyük ölçüde geri alınmış, ülke bütünlüğü sağlanmıştır. Barış antlaşmasıyla da uluslararası güvenceye alınacaktır. Bu Ateşkes Antlaşması İngiltere’de hükümet değişikliğine sebep oldu. Türk düşmanı İngiltere başkanı Lloyd George (Loid Corc) görevinden istifa etti. - Ayrıca İstanbul ve Boğazların TBMM Hükümetine bırakılması ile de Osmanlı Devleti hukuken sona ermiştir. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler İNKİLAP TARİHİ KISA NOTLAR *Kırım savaşı - paris antlaşması *93 harbi - ayastefanos antlaşması(yürürlüğe girmemiş) - berlin antlaşması *traplusgarp savaşı - uşi antlaşması *I. balkan savaşı - londra antlaşması * II. balkan savaşı - atina antlaşması *I. inönü savaşı - moskova antlaşması *sakarya savaşı - ankara antlaşması -Kars antlaşması *büyük taarruz - mudanya antlaşması |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler Cumhuriyetin İlk Yıllarında Ekonomik Durum ve Ülke Ekonomisi XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti Avrupa’ya karşı siyasi üstünlüğünü kaybetti. Bunun yanında batılıların ekonomik gelişmesine de ayak uyduramadı. Avrupa’nın ortaya koyduğu her türlü yeniliğe karşı çıkan Osmanlı toplumu hiçbir yeniliği benimsemedi. Dolayısıyla Avrupa’da meydana gelen bilim ve teknik alanındaki gelişmelerden Osmanlı toplumu habersiz kaldı ve yararlanamadı. Bunun sonucu olarak Osmanlı toplumu gerilemeye başladı. Avrupa’da Sanayi İnkılâbı ile yeni fabrikalar kurulurken, Osmanlı toplumu Sanayi İnkılâbı’nı yaşayamamış ve ilkel bir tarım toplumu durumunda kalarak sanayisi el sanatları düzeyinde kalmıştı. Bu nedenle Osmanlı Devleti son dönemlerinde Avrupa ülkelerinin tarımsal ve sanayi malları için tam bir açık pazar haline geldi. Çünkü ülkede sarayın ve ordunun temel ihtiyaçlarını karşılamak için var olan birkaç fabrika ile yabancıların kurduğu ve işlettiği ufak çaplı az sayıda işletmeden başka sanayi kuruluşu yoktu. Bu durumda Osmanlı Devleti mevcut hammaddelerini işleyerek iç ve dış piyasaya sunamadı. Böylece Osmanlı pazarlarında Avrupa malları daha çok satılmaya başladı. Osmanlı ekonomisinin gerilemesinde kapitülasyonlar adı altında yabancılara tanınan imtiyazlarda etkili oldu. Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerine Osmanlı pazarlarında iç ticaret yapma hakkı tanıdı. Bunun sonucunda Osmanlı Devleti batılı ülkelerin pazarı haline geldi. Kapitülasyonlar sanayinin kurulmasını ve ticaretin korunmasını engelleyen bir etken de oldu. Bu yönleriyle kapitülasyonlar batılılara, Osmanlı Devletini sömürme imkânı sağlamış oldu. Osmanlı ekonomisinin kötüye gitmesinde Türklerin ticaretle uğraşmamaları da etkili olmuştur. Ülkede iç ticaretin önemli bir bölümü ile dış ticaretin tamamı yabancıların elindeydi. Ticaretin, Ermeni ve Rum asıllı Osmanlı vatandaşları ile yabancıların elinde olması Türklerin bu alanda beceri kazanmalarını engelledi. Bu durum, millî bir ekonomi hayatının oluşmasını zorlaştırdı. Ayrıca, devlet bütçesinin borçlanmalarla düzenlenmesi de Osmanlı ekonomisini olumsuz etkiledi. 1853 yılından itibaren batılı ülkelerden alınan dış borçlar zamanla ödenemez hale geldi. Bunun üzerine Osmanlı Devleti’nin gelir kaynaklarına Düyûn -ı Umumiye İdaresi kurularak el konuldu. Devlet gelirlerinin dış borçlara karşılık teminat olarak gösterilmesi ile siyasi ve mali egemenlik kaybedildi. Çünkü ülkenin doğal kaynakları ve kamu gelirleri yabancıların eline geçmişti. Böylece batılılar, Osmanlı Devleti üzerinde tam bir ekonomik denetim kurmuş oldular. Bu geri ekonomi savaşlar ve bu savaşlarda verimli toprakların kaybedilmesi ile daha da geriledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı Devleti’nden devraldığı ekonomik yapı çok kötü durumdaydı. Cumhuriyet Dönemine kadar on yıl devam eden savaşlarda eldeki sınırlı kaynaklar kullanılmış, işgal güçleri tarafından sömürülmüş ve tahrip edilmişti. Ayrıca bu savaşlarda insan kaynağımız kurumuş, yetişmiş uzman kadromuz yok olmuştu. Ekonomik kalkınmayı sağlayacak gerekli sermaye yoktu. Eldeki bütün imkânlar ordu için kullanılmıştı. Ülkede sanayi denilecek tesisler yoktu. Üretim yapacak tek fabrika kurulamamıştı. Her türlü ihtiyacımızı dışarıdan satın alarak gidermek zorundaydık. Ülkedeki küçük sanayi kolları da yabancıların ve azınlıklarının kontrolü altındaydı. Bankacılık, dış ticaret, demiryolları, maden işletmeleri yabancıların elindeydi. Türk denizlerinde yük ve yolcu taşıma işini genellikle yabancılar yapmaktaydı. Tarımda çok geri bir teknoloji ile üretim yapılıyor ve bilimden yararlanılmıyordu. Köylü ağır vergiler altında ezilmişti.Ulaşım imkânları kısıtlı olduğu için tarım ürünleri uzak yerlere götürülüp satılamıyordu. Yeni Türk Devleti, Lozan Antlaşması ile kapitülasyonları kaldırmış olmasına rağmen ekonomik problemler bir süre daha devam etti. Özellikle Osmanlıdan devralınan dış borçlar, devleti oldukça yıprattı. Ekonomik şartların bu kadar ağır olması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sağlık, eğitim ve kültür gibi büyük önem taşıyan hizmetleri yapmasını engellemekteydi. Bu nedenle bu alanlarda inkılaplar yapıldı yapılan birçok düzenleme ile milli ekonominin temelleri oluşturuldu. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler Ekonomi Alanında Yapılan İnkılaplar - Yenilikler - Ekonomik Alanda Yapılan İnkılaplar - Devrimler I. Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti, işgale uğramış ve parçalanmıştır. Türk milleti Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde yeniden bağımsızlığa kavuşmak için ölüm – kalım savaşına başlamıştı. Ülkenin düşmanlardan temizlenerek kurtuluşunu elde etmenin tek amaç olduğu dönemlerde savaşın bütün sorumluluğunu başkomutan olarak üzerine alan Atatürk, savaş sonrası bağımsız yeni Türkiye Devleti’nde uygulanması gereken iktisat politikasının hazırlanması için bir kurul kurmuştur. Bundan amaç ülkenin iktisadi kalkınmasının sağlanmasıdır. Ekonomik alanda yapılan inkılaplar özetle maddeler halinde şunlardır: 1- Milli Ekonominin Kurulması - İzmir İktisat Kongresi 2- Tarım Alanında Yapılan İnkılaplar 3- Sanayi Alanında Yapılan İnkılaplar 4- Ulaştırma Alanında Yapılan İnkılaplar 5- Bayındırlık Alanında Yapılan İnkılaplar 6- Madencilik Alanında Yapılan İnkılaplar 7- Turizm Alanında Yapılan İnkılaplar 1923 - 1933 Yılları Arasındaki Ekonomik Gelişmeler - 26 Ağustos 1924'te Türkiye İş Bankası kuruldu. - 17 Şubat 1925'te Aşar vergisi kaldırıldı. - 19 Nisan 1925'te Türkiye Sanayi ve Maden Bankası kuruldu. - 28 Mayıs 1926'da TBMM tarafından Teşvik- Sanayi Kanunu kabul edildi. - 1 Temmuz 1926'da, Kabotaj Kanunu yürürlüğe girdi. - 1926 yılında İstatistik Genel Müdürlüğü kuruldu. - 1928 yılında, İktisat Bakanlığı kuruldu. Osmanlı Devleti'nden kalma demiryolları yabancılardan satın alınarak yeni demiryolları yapıldı. 1933 - 1938 Yılları Arasındaki Ekonomik Gelişmeler - 1933 - 1938 yılları arasında, İzmir İktisat Kongresi'nde alınan Misak-ı İktisadi kararlarının temel amacı olan özel girişimciyi sanayi alanına çekmek mümkün olmadı. - 1926 yılında çıkartılan Teşvik-i Sanayi Kanunu'nun başarılı olamaması üzerine, sanayileşmenin devlet eliyle yürütülmesine karar verildi. - 1933 yılında Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandı. Bu dönemde, Sümerbank önderliğinde büyük bir dokuma sanayi kuruldu. - 1936 yılında İkinci Beş yıllık Sanayi Planı hazırlandı. Bu dönemde; madencilik, elektrik santralleri, gıda, kimya, deniz ulaşımı, makine sanayi, deri sanayi gibi alanlarda birtakım planlar yapıldı. - 1935'te Maden Tetkik Arama Enstitüsü kuruldu. - 1937'de Etibank önderliğinde Türkiye'nin ilk demir çelik fabrikası Karabük'te açıldı. - 1939'da başlayan İkinci Dünya Savaşı nedeniyle İkinci Beş Yıllık Sanayi planı tamamlanamadı. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 kısa bilgiler Tarım Alanında Yapılan Yenilikler (İnkılaplar) - Tarım Alanında Yapılan Reformlar - Cumhuriyet Döneminde Yapılan Tarım Reformu Tarımsal üretimi arttırarak vatandaşı daha iyi beslemek, bu etkinliği geliştirerek gelir sağlayıcı bir duruma getirmek her şeyden önce köylünün yaşama biçimini düzeltmekle mümkün olabilirdi. Devletin ekonomik yapısı ilk planda tarıma dayalı olduğundan bu bir zorunluluktu. Atatürk tarımın önemini şöyle dile getirmiştir: “Dünyada fetihlerin iki aracı vardır: Biri kılış öbürü saban. zaferin aracı yalnız kılıştan ibaret olan bir millet bir gün girdiği yerden kovulur, aşağılanır, sefil ve perişan olur.Kendi memleketinde bile tutsak ve mahkum durumda kalabilir. Onun için gerçek fetihler yalnız kılıçla değil sabanla yapılanıdır. Milletleri vatanlarında yetiştirmenin aracı sabandır. Saban kılıç gibi değildir. Kılıç kullanan kol çok geçmeden yorulduğu halde sabanı kullanan kol zaman geçtikçe daha çok sahibi olur. Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı bu gün dünya üzerinde bulunmayacaktık. Türkiye’nin sahibi ve efendisi kimdir? Bunun cevabını derhal birlikte verelim: Türkiye’nin gerçek sahibi gerçek üretici olan köylüdür. O halde herkesten daha çok refah mutluluk ve zenginliğe layık olan köylüdür.” Atatürk böylece yüzlerce yıl horlanan ezilen köylülere gerçek değerini vermektedir. Bunun da sonucu tarımsal üretimin arttırılması olacaktır. Tarım Alanında Yapılan Reformlar (Cumhuriyet Döneminde Yapılan Tarım Reformu) ● Köylünün durumunu iyileştirmek için ilk tedbir onu parasal yönden rahatlatmaktı. Osmanlı maliyesinin en sağlam geliri ürün üzerinden peşin olarak alınan Aşar vergisi idi. Köylünün bu ağır vergiyi vermeye çoğu kez gücü yetmez, ezilir, bunalırdı. Hatta bu yüzden bazen köylünün evini barkını bırakıp kaçtığı bile olurdu. İşte Cumhuriyet rejimi cesur bir karar alarak 1925 yılında aşar vergisini kaldırdı.devlet bunları yapmakla çok önemli rakamlara varan gelir kalemlerinden vazgeçiyordu.Ancak bu uzun sürede olumlu sonuçlar getirdi.Köylü rahatlayınca tarımsal üretim de arttı. Öyle ki tahıl üretimi dört katına çıktı. ● Bundan sonra köylüye ucuz kredi vermek gerekiyordu. Makine tohum ve benzeri ihtiyaçlarının giderilmesi için bu önemliydi. Bu amaçla Ziraat Bankası’nın imkanları arttırıldı. Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu.Bu sayede köylüler bir araya gelerek ürünlerini değerlendirme imkanı bulmuşlardır. Böylece ürettikleri mahsullerin aracılar elinde ucuza ve değerinin altında satılması önlenmiştir. ● Tarımsal üretimi arttırmak için başka tedbirler de alınmıştır. Köylülere ucuz tohum sağlanması, tahılların depolanması, tarımsal hastalıklarla mücadelede büyük adımlar atılmıştır.Ayrıca bilimsel araştırmalar da yapılmış, bu amaçla Ankara’da ileride fakülte statüsü kazanacak olan Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur.Bu sayede bilimsel araştırmalar sonucunda hem tarımsal üretim artmış hemde yeni ürün türleri ortaya çıkmıştır. ● Yine bu dönemde Atatürk kendi kurduğu çiftliklerde çeşitli yöntemlerin denemelerini yaptırmış bu çiftlikler tarımsal kalkınmanın simgesi olmuştur. Diğer taraftan topraksız köylünün üretim yapabileceği alanlara kavuşması tarımsal gelişmeyi canlandıran etkenlerdendir.(Özellikle Batı Avrupa Ülkeleri kalkınmaları sırasında toprak reformunu gerçekleştirmişler bu sayede tarımla birlikte özellikle tarıma dayalı sanayi de büyük bir gelişme göstermiştir.) Atatürk sağlığında özellikle toprak reformunu gerçekleştirmek için çok uğraşmıştır. Hatta 1929’da bazı bölgelerde topraksız çiftçiye toprak dağıtılması hakkında kanunlar çıkarılmıştır. Ancak başlatılan bu reformlar sonra hak ettiği gibi devam ettirilememiş geniş kapsamlı bir toprak reformu yapılamadığı için ülkemiz tarım alanında üretimden gelen gücünü ortaya hak ettiği gibi ortaya koyamamıştır. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 notlarımız [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]Lozan Konferansında Görüşülen Konular - Lozan Konferansında Görüşmelerin Başlaması ve Karara Bağlanan Konular Taraflar yeni bir savaş durumunu göze alamadıklarından, 23 Nisan 1923’te görüşmeler yeniden başlamıştır. Görüşmeler sonunda, 24 Temmuz 1923 günü İsviçre’nin Lozan kentinde Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır. Lozan Barış Konferansı’nda yıllarca birikmiş olan sorunlar görüşülmüştür. Bu sorunları ikiye ayırmak mümkündür. - Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlar: Doğu Trakya, Ege adaları Türkiye’de oturan Rumlarla Yunanistan’da oturan Türklerin yer değişimi, Yunanistan’ın işgalci olarak girdiği Türk topraklarında yaptığı tahribat için ödemesi gereken savaş tazminatı ve patrikhane sorunu idi. - Türkiye ile diğer İtilaf Devletleri arasındaki sorunlar: Boğazlar, Musul, Kapitülasyonlar ve Osmanlı Borçları sorunu idi. Kısaca özetleyecek olursak Lozan’da görüşülecek sorunlar, Trakya, Musul, Boğazlar, azınlıklar, ekonomik ve mali konular ve kapitülasyonlar idi. Bu antlaşmada üzerinde durulan esaslar ise başlıklar halinde şöyledir: Sınırların Durumu: - Güney Sınırı (Suriye Sınırı): 20 Ekim 1921’de Fransa ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında imzalanan Ankara Antlaşması’nda belirlenen sınır aynen kabul edildi. - Irak Sınırı( Musul Sorunu): Irak sınırı ve Musul sorunu Lozan’da çözümlenemedi. Buradaki anlaşmazlık konusu Musul’du. İngiltere Musul’u Türkiye’ye bırakmak istemiyordu. Bu nedenle Irak sınırı sorunu 9 aylık bir süre içinde yapılacak Türk- İngiliz ikili görüşmelerinde çözümlenecek, anlaşma sağlanamazsa çözüm Milletler Cemiyetinin kararına bırakılacaktı. - Batı Sınırı: Yunanistan’la olan batı sınırımız, Misakımilli’ye uygun olarak çizildi. Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda tespit edildiği gibi Meriç Nehri iki ülke arasında sınır kabul edildi. Balkan Savaşları ile elden çıkan Batı Trakya geri alınamadı. Yunanistan Karaağaç ve yöresini savaş tazminatı olarak Türkiye’ye bıraktı. İmroz, Bozcaada ve Tavşan adaları dışındaki Ege Adaları Yunanistan’a bırakıldı. Buna karşılık Midilli, Sakız, Sisam ve Nikaraya Adaları gibi Anadolu kıyısına yakın adalar asker ve silahtan arındırılacaktı. Balkan Savaşları’nda kaybedilen Ege Adaları geri alınamadı. Doğu Trakya bize geri verildi. 12 Ada İtalya’ya bırakıldı. Kapitülasyonların Durumu: Türk milletinin gelişmesine ve güçlenmesine engel olan kapitülasyonlar bütün sonuçlarıyla kaldırılmıştır. Azınlıklar Meselesi: Yeni Türk Devleti’nin sınırları içinde yaşayan Müslüman olmayan azınlıkların Türk vatandaşı olduğu kabul edilmiştir. Bundan dolayı antlaşmanın maddelerine azınlıklara ait özel bir ayrıcalık konulmamıştır. Azınlıklar; Türklerle eşit haklara sahip olmuşlardır. Türkiye’de yaşayan Rumlarla Yunanistan’da yaşayan Türklerin karşılıklı olarak değiştirilmesi kararlaştırıldı. Fakat İstanbul’da yaşayan Rumlarla, Batı Trakya’da yaşayan Türkler bu değişimin dışında tutulacaklardı. Savaş Tazminatları: Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi ve yenik olarak ayrılmış olması nedeniyle Türkiye’nin karşısında olan devletler savaş tazminatı ödemesini istemişlerdir. Savaş sırasında Almanya’da rehin tutulan beş milyon altınımız ile savaş yıllarında İngiltere’ye sipariş edilen ve bedeli ödenen iki savaş gemimiz savaş tazminatı sayılmıştır. Böylece fiilen ilimizde bulunmayan mallar karşılık gösterilerek savaş tazminatları ödenmiş oldu. Ancak Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’da büyük yıkımlara sebep olan Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç ve çevresini Türkiye’ye vermiştir. Devlet Borçları: Osmanlı Devleti’nin 1854 yılında başlayıp I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Batılı devletlerden aldığı borçlar büyük bir miktar tutuyordu. Devlet bu borçları ödeyemediği için alacaklı devletler Duyun-u Umumiye ( İdaresini Genel Borçlar Yönetimi) teşkilatını kurarak paralarını elde etme yoluna gitmişlerdir. Osmanlı Devleti’nden ayrılan ve bağımsız olan devletlerin sahip olduğu topraklara harcanan borçlarda bizden isteniyordu. Bu istek yeni Türk Devleti’nin temsilcileri tarafından reddedildi. Türk barış heyeti bu borçların Osmanlıdan ayrılan devletlerarasında paylaşılmasını istedi. Bunun üzerine borçlar, Osmanlı Devleti’nden ayrılan yeni devletlerarasında bölüştürüldü. Türkiye’ye düşen miktarın düzenli taksitlerle ödenmesi kararlaştırıldı. Türkiye bu taksitleri kağıt para ile ödeyecekti. Boğazlar Meselesi: Boğazlar meselesi, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla ortaya çıkmış, 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi’yle Boğazlar ilk defa uluslararası statü kazanmıştır. Sevr Barış Antlaşması’na göre Boğazların yönetimi, Boğazlar Komisyonuna bırakılmış ve bölgenin silahtan arındırılması kararlaştırılmıştır. Lozan Konferansı’nda ele alınan Boğazlar sorunu geçici olarak şöyle bir çözüme bağlanmıştır. İtilaf Devletleri’nin işgali tümüyle kalkacak ve Boğazlar Milletler Cemiyeti’nin denetiminde uluslararası bir Boğazlar Komisyonu tarafından yönetilecekti. Boğazlar bize verildi. Ancak, geliş gidiş serbest olacaktı. Barış zamanında askeri nitelik taşımayan gemiler ve uçaklar Boğazlardan serbestçe geçebilecekti. Savaş durumunda Türkiye savaşta yer alırsa Boğazlar üzerinde istediği gibi davranma hakkına sahip olacaktı. Savaşta tarafsız olan gemi ve uçaklara yardım etmemek şartıyla geçiş hakkı verecektir. Boğazların her iki yakasındaki 15 km’lik bir alan askerden arındırılacaktır. İstanbul’un Boşaltılması: Bu antlaşmaya göre, Lozan Antlaşması’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylanmasından altı hafta sonra İtilaf Devletleri İstanbul ve Boğazları Türk kuvvetlerine teslim edeceklerdi. Antlaşma gereğince İtilaf Devletleri 2 Ekim 1923 tarihinde Türk bayrağını ve Türk askerini selamlayarak İstanbul’u boşalttı. Böylece Mustafa Kemal Paşa’nın “Geldikleri gibi giderler.” sözü kanıtlanmış oldu. Patrikhane: İstanbul’da bulunan Ortodoks Fener Rum Patrikhanesi yıkıcı çalışmalar yapıyordu. Türkiye, Patrikhane’nin ülke sınırları dışına çıkarılmasını istemişti. Fakat bu isteği kabul edilmemiştir. Siyasi faaliyette bulunmamak şartıyla İstanbul’da kalmasına karar verilmiştir. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 notlarımız [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]Lozan Konferansı’nın Sonuçları ve Önemi - Lozan Konferansı’nın Önemli Sonuçları - Lozan Konferansı’nın Sağladığı Kazanımlar Lozan Barış Antlaşması’yla Yeni Türk Devletinin varlığı ve bağımsızlığı tüm dünya tarafından kabul edilmiştir. Antlaşmayla Misakımillî büyük ölçüde gerçekleşmiş ve bağımsızlık elde edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin yıkıntısı üzerine genç, yeni uluslararası alanda eşit haklara sahip, tam bağımsız bir Türk Devleti kurulmuştur. Türkiye emperyalizme karşı silahlı bağımsızlık savaşını kazanarak bunu siyasal alanda da kabul ettirmiştir. Bu durum bütün mazlum milletleri etkilemiş ve bağımsızlık inançlarını arttırmıştır. Böylece Türkiye tüm sömürge altındaki milletlere örnek olmuştur. - Avrupalıların asırlarca peşinden koştukları şark meselesi (Doğu sorunu) iflas etmiştir. Mondros ve Sevr Antlaşmaları geçersiz hale getirilmiştir. Kapitülasyonlar kaldırılarak ekonomik bağımsızlık yolunda çok önemli bir adım atılmıştır. Türkiye’nin gücü karşısında Doğu Anadolu’da kurulması kararlaştırılan Ermeni Devleti’nden vazgeçilmiştir. - Azınlık sorunu çözümlenerek Avrupalıların Türkiye’nin iç işlerine karışmaları önlenmiştir. Borçlar sorunu halledilerek borçların ödenmesi ile her türlü yabancı ekonomik denetim ve gözetimine son verilmiştir. Duyun-u Umumiye İdaresi kaldırılmıştır. - Lozan Barış Antlaşması önceki yıllarda imzalanan barış antlaşmaları göz önünde bulundurulduğunda yeni Türk Devleti için büyük bir başarıdır. Antlaşmayla Misakımillî büyük ölçüde gerçekleştirilmiş ve tam bağımsızlık sağlanmıştır. Bununla birlikte bazı konularda başarı sağlanamamıştır. Batı Trakya, Ege Adaları, Patrikhane, Boğazların Türkiye’nin aleyhine çözümlenmiştir. Çünkü Batı Trakya ve Ege Adaları alınamamış Patrikhane ülke dışına çıkarılamamıştır. Boğazlarda Türk egemenliği sağlanamamıştır. Ayrıca Irak sınırı çizilememiş dolayısıyla Musul Türkiye sınırları dışında kalmıştır. Diğer taraftan Hatay sorunu çözümlenememiş burası da Türk sınırları dışında kalmıştır. Sonraki yıllarda Musul sorunu Türkiye’nin aleyhine, Boğazlar ve Hatay sorunları lehine çözüme kavuşturulmuştur. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] - Lozan Antlaşmasıyla hiç çözümlenemeyen Irak sınırı (Musul sorunu), Suriye sınırı (Hatay Sorunu), Boğazlar ve Nüfus Değişimi konuları ileride Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni uğraştıran sorunlar olmuşlardır. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 notlarımız II. TBMM'NİN AÇILMASI II. TBMM’NİN AÇILMASI - II. TBMM 11 Ağustos 1923’te göreve başlamıştır. - Savaş ortamında yıpranan, I. TBMM’nin inkılapları gerçekleştirecek güçte olmaması ve M. Kemal’in inkılaplar için güçlü bir meclise ihtiyaç duyması II. TBMM’nin açılması için gerekliydi. - 1923- 1927 yılları arsında görev yapan bu meclis “ inkılapçı meclis” olarak adlandırılır. II. TBMM 11 Ağustos 1923’te göreve başlamıştır. - Savaş ortamında yıpranan, I. TBMM’nin inkılapları gerçekleştirecek güçte olmaması ve M. Kemal’in inkılaplar için güçlü bir meclise ihtiyaç duyması II. TBMM’nin açılması için gerekliydi. - 1923- 1927 yılları arsında görev yapan bu meclis “ inkılapçı meclis” olarak adlandırılır ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 notlarımız CUMHURİYETİN İLANI 29 Ekim 1923 Nedenleri: 1. Saltanatın kaldırılmasıyla ortaya çıkan devlet başkanlığı sorununu çözümlemek. 2. Ulusal egemenliği ve demokrasiyi daha iyi uygulamak. 3. Yeni Türk devletinin rejimini belirlemek ve bu konudaki tartışmalara son vermek. 4. Meclis Hükümeti sisteminden doğan sorunları çözmek. 5. Yönetimdeki yetki ve sorumlulukları tam olarak belirlemek. Sonuçları: 1. Ulusal egemenlik yolunda en önemli adımlardan biri daha atılmıştır. 2. Yeni Türk devletinin yönetim şekli belirlenmiştir. 3. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakanın yetkileri birbirinden ayrılarak yönetim kadroları yeniden düzenlendi. 4. Meclis Hükümeti Sistemi terk edilip Kabine Sistemine geçildi. 5. İlk Cumhurbaşkanı M. Kemal, ilk başbakan İsmet İnönü ve ilk meclis başkanı Fethi Okyar oldu. ALINTIDIR |
Cevap: inkilap tarihi 1 notlarımız LOZAN BARIŞ KONFERANSI 24 Temmuz 1923 TBMM Heyetinin Lozan’daki Amaçları 1. Misak-ı Milliyi gerçekleştirmek. 2. Türk topraklarında bir Ermenistan kurulmasına mani olmak. 3. Kapitülasyonları kaldırmak. 4. İtilâf devletleriyle olan sorunlarını çözmek. 5. Yeni Türk devletinin tanınmasını sağlamak. Konferansa Katılan Devletler - İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya konferansı toplayan devletlerdir. - Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya tamamına katılmıştır. - ABD gözlemci sıfatıyla katılmıştır. - Sovyet Rusya ve Bulgaristan ise sadece Boğazlar konuları görüşülürken katılmışlerdır. Görüşmelerin Kesintiye Uğraması - Lozan görüşmeleri22 Kasım 1922’de başlamıştır. Bu görüşmelerde TBMM, kapitülasyonlar, Musul, Ermeni meselesi vs. gibi konularda taviz vermemiştir. Gerilen ortam nedeniyle görüşmeler 4 Şubat 1923’te kesilmiştir. - Yeniden savaş ihtimalinin belirmesine rağmen, arabulucuların devreye girmesiyle görüşmeler 23 Nisan 1923’te yeniden başlamıştır. Lozan Antlaşması’nın Esasları 1. Sınırlar: Suriye Sınırı: - Fransa ile imzalanan Ankara Ant. esas kabul edildi. • Böylece Hatay sınırlarımız dışında kaldı. Irak Sınırı: - Musul sorunu nedeniyle Irak sınırı belirlenemedi. İngiltere ile ikili görüşmelere karar verildi. • Lozan’da belirlenemeyen tek sınırdır. 1926 Ankara Ant. ile Musul İngiltere’ye bırakılmıştır. Batı Sınırı: - Meriç ırmağı sınır olarak kabul edildi. Karaağaç savaş tazminatı olarak alındı. Gökçeada ve Bozcaada Türkiye’ye diğerleri silahsızlanmak şartıyla Yunanistan’a verildi. • Bu günkü Yunan sınırımız çizilmiştir. 2. Kapitülasyonlar: - Kapitülasyonlar tüm sonuçları ile birlikte kaldırılmıştır. • Ekonomik alanda da tam bağımsızlık kabul edilmiştir. 3. Savaş Tazminatı: - Yunanistan’dan Karaağaç savaş tazminatı olarak alınmıştır. • Yunanistan ekonomik sıkıntıda olduğundan burası alınmıştır. 4. Dış Borçlar: - Osmanlı’dan kalan borçlar, Osmanlı’dan ayrılmış olan devletlere paylaştırıldıktan sonra, Türkiye’nin payına düşen kısmının taksitler halinde ödenmesine karar verildi. - Duyun-u Umumiye İdaresi kaldırıldı. 5. Boğazlar: - Boğazlar başkanlığını bir Türk’ün yapacağı uluslar arası bir komisyon tarafından yönetilecek. - Boğazların her iki yakasında yaklaşık 20 km.lik alanda asker bulundurulmayacak. - Ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecek. • Boğazlar Komisyonu’nun varlığı bağımsızlığı zedelemiştir. Bu konu 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile çözümlenmiştir. 6. Ermeni Sorunu: - Ermeni devleti fikrinden vazgeçilmiştir. 7. Azınlıklar ve Nüfus Mübadelesi: - Azınlık ayrıcalıkları kaldırılmıştır. Türkiye’de bulunan azınlıklar Türk uyruklu kabul edilmiştir. - Batı Trakya’daki Türkler ile İstanbul’daki Rumlar dışında kalanların değiştirilmesine karar verildi. • Avrupalı devletlerin iç işlerimize karışması önlendi. • Yunanistan mübadele konusunda sorun çıkardı. 8. Yabancı Okullar: - Yabancı okulların öğreniminin Türk Hükümeti tarafından düzenlenmesi kararlaştırıldı. • Bu konu daha sonra Türkiye ile Fransa ve Vatikan arasında sorun olmuştur. 9. Patrikhane : - Patrikhane siyasî yetkilerinden arındırılmak şartıyla İstanbul’da kalmasına karar verildi. • Patrikhaneden kaynaklanan Hıristiyan halkın bazı imtiyazları Medeni Kanunun kabulü ile ortadan kaldırıldı. 10. İstanbul’un Durumu: - İtilâf Devletleri İstanbul’u altı hafta içinde boşaltacaklar. Lozan’da Çözülemeyen Sorunlar 1. Musul ve Hatay sınırlarımız dışında kalmıştır. 2. Boğazlar üzerinde tam hakimiyet sağlamamıştır. 3. Batı Trakya ve Ege adaları geri alınamamıştır. 4. Patrikhane ülke dışına çıkarılamamıştır. Lozan’ın Önemi – Sonuç 1. Osmanlı Devleti’nin sona erdiği resmen kabul edilirken yeni Türk devleti uluslar arası alanda tanınmıştır. 2. Kurtuluş Savaşı’nın askeri zaferi böylece, siyasî bir başarı haline geldi. 3. Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşti. 4. I. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan en son antlaşmadır. 5. Yapılacak olan inkılaplar için zemin hazırlandı. ALINTIDIR |
SAAT: 22:25 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.