Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslam/Dinler/Mezhepler (https://www.forum.medineweb.net/219-islam-dinler-mezhepler)
-   -   Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !! (https://www.forum.medineweb.net/islam-dinler-mezhepler/8868-hz-zeynep-kerbelayi-haykiriyor.html)

Masume 30 Aralık 2008 01:03

Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !!
 
Kufe Haklına Hitaben:

Muharrem'in onbirinci sabahı Ömer bin Sa'd, yakılmış çadırların yanındaki küçük çocuklarla kadınları çıplak develere bindirmelerini emretti. Bu kasavet ve merhametsizliğin göstergesiydi. İbni Sa'd, Ehl-i Beyt dostlarının Kerbela faciasından haberdar olup ayaklanacaklarından korkuyordu. Bundan dolayı şehid edilenlerin ailelerinin bir an evvel Kûfe'ye götürülmesi gerekiyordu.
Muharremin onikinci sabahı, esirler kervanı Kûfe’ye vardı. Şehir halkı normal yaşamlarına devam ediyordu. Halk arasında, çeşitli söylentiler dalga dalga dolaşıyordu. Herkes farklı bir şekilde Kerbela faciasından söz ediyordu. Esirler kervanının acı verici bir biçimde Kûfe'ye gelmesi, halkın durumunun birden değişip perişan olmasına sebep oldu.

Kerbela faciasının; o kötü katliamın gerçekleşmesinden sonra, kervanın gelmesine şahid olan herkes ağlamaya başladı. Çünkü halkın çoğu ya Hz. Hüseyn'e karşı savaşa bizzat katılmış veya fırsat kollayarak susmuş böylece olup bitenlere rıza göstermişlerdi.
Hz. Zeyneb halkın göz yaşlannı görünce çok kızdı ve onlara dönerek şöyle buyurdu:

"Yüce Allah'a hamd-ü sena, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beytinin pak ruhlarına selam olsun! Ey Kûfe halkı! Ey hilekar ve düzenbazlar! Ey Mektup yazarak bizi davet edenler! Siz bizi buraya çağırdınız ve biz gelince hak dininizi ayaklar altına aldınız ve düşmanlarımızla anlaştınız. Şimdiyse görüyorum ki, bizim başımıza gelenlere ağlıyorsunuz. Halbuki bu büyük musibeti kendi elinizle hazırladınız. Sizin kıssanız iplerini kendi eliyle toparlayıp kazak ören sonra sökerek kendi emeğini heba eden kadının durumuna benziyor.

Sizin aranızda hiç bir şey yalan ve hile değildir (hiçbir kötülüğü kötü görmüyorsunuz). Çünkü bize verdiğiniz ahdinizi bozdunuz. Her zamanki gibi yalan ve hokkabazlıkla başka bir tutum içine girdiniz. Bukalemun gibi renk değiştirdiniz. Bazen hiç olmayan birşeyi savunuyorsunuz. Bazen satılmış yağcı köleler gibi oluyorsunuz. Kimi zaman da kindar düşman gibi intikam peşine düşüyorsunuz.Siz az yağmurlu siyah bulut, çöplükte biten güzel çiçek gibi görünüyorsunuz. Ancak sizin içiniz boş ve koftur. Siz geleceğiniz için kötü bir zahire (vebal) kazandınız. Biliniz ki, Allah'ın hışmı ve gazabı sizi beklemektedir. Siz bizim kardeşlerimizi ve yardımcılarımızı öldüren cinayetkarlarla işbirliği yaptınız.

Şimdiyse utanmadan bizim musibetimize ağlıyorsunuz. Allah’a and olsunki ağlamalısınız kendi halinize. Çünkü sizin, Resulullah'ın hanedanının haysiyet ve hürmetini ayaklar altına almanız hiçbir şeyle telafi edilemez. Siz, size gerçek rehber olan birini öldürdünüz. Allah'ın Resulunun seçtiği evlatlarının kanına elinizi boyadınız. Siz ismet ve taharet evladını takva ve fazilet sahibi kişileri esir ettiniz. Bu kötü amelinizin karşılığında her kesin yanında rezil ve rüsva olacaksınız. Ahirette ise, azab ve kısas sizi beklemektedir. Azabın gecikmesi, sizi yaptıklarınız unutuldu düşüncesine sevk etmesin. Kesinlikle böyle değildir. Zira, kahhar olan Allah her zaman suçlu, ve rüsva insanları takip altında tutmaktadır."

Hz. Zeyneb'in konuşması Kufe halkını korku ve dehşete düşürdü, Özellikle hutbesinin sonunda şöyle buyurması:

"
Ey Kufe halkı erkekleriniz bizi öldürüyor, kadınlarınız da buna ağlıyor. Allah kıyamette aramızda hakem olacaktır."

Hz. Zeyneb'in bu ölümsüz sözleri, bütün iradesiz ve zillet altında bulunan halkları kınamaktadır. Özellikle zalimlerle işbirliği yapan veya sessiz kalarak zalimin zulmüne yardımcı olan, sonra da ahmakça ağlayan ve sonunda kurtuluş bekliyen toplumları kınamaktadır.


Masume 30 Aralık 2008 01:04

Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !!
 
İbn-i Ziyad'ın Karşısında:
İbni Ziyad, Hz. imam Zeynel Abidin ve Zeyneb'in hükümet konağında huzuruna gelmeleri için plan hazırlamıştı. O, hükümet konağında hazırladığı geniş bir toplantıda Peygamber'in Ehl-i Beytini küçük düşürmeyi amaçlamıştı. Bu vesileyle kendisini büyük bir makama ulaştırmayı ve Hz. Zeyneb'in halkı galeyana getiren sözlerinin etkisini azaltıp, yok etmeyi hedeflemişdi. Esirler hükümet konağına getirilmeden önce Ibn-i Ziyad, gösterişli bir elbise giyerek tahtına oturdu. O psikolojik olarak kompleksli bir insandı. Hayatı boyunca, karanlık bir geçmişe sahip idi. Bundan dolayı da Kerbela olayı onun için kazanılmış büyük bir askeri başarı sayılıyordu. İbn-i Ziyad bir kaç tane alçak Kûfelli eşrafla konuşuyordu ki birden esirler konağa girdiler. İbn-i Ziyad büyük bir savaşın fatih komutanı edasıyla, esirleri görünce kahkahayla gülerek şöyle söylendi:
.
"Sizler; Yezid'in adil hükümetine karşı ayaklanan güruhun kalıntılarısınız.’’


Esirlerin önünde Hz. Imam Zeynel Abidin ve Zeyneb vardı. Hz. Zeyneb, zalim İbn-i Ziyad'ın durumuna bakınca, onun Ehl-i Beyt'in moralini bozmayı amaçladığını hemen fark etti. İbn i Ziyad Hz. Zeyneb'e dönerek şöyle dedi:

‘‘Allah 'a şükürler olsun ki, Allah sizi rüsva etti ve yalanınızı ortaya çıkardı.’’

O, bu sözü söylemekle Kerbela kahramanı Zeyneb'i susturacağını düşünmüştü. Bu ani ve saldırgan tutum başkasına yapılmış olsaydı, şüphesiz etkili olurdu ancak Hz. Zeyneb cesaretle şöyle cevap verdi:

"Allah'a şükürler olsun ki Peygamber/ini göndererek bizi aziz ve değerli kılıp bütün kötülüklerden temizledi. Gerçek şudur ki Allah, alçak ve kötü insanları rüsva eder. Ancak fasık ve kötü amel sahipleri ya/an söyler, biz de böyle insanlardan değiliz ve böyle insanlar da bizden değildir."

Hz. Zeyneb'in bu peşin cevabını duyan İbniZiyad çok rahatsız olup şöyle dedi:

"Gördün mü Allah kardeşine ne yaptı?’’

Hz. Zeyneb buyurdu:

‘‘Biz, Allah'tan iyilik ve güzellikten başka birşey görmedik. Allah onlara şehadeti takdir etmişti. Onlar da isteyerek alın yazılarına koşarak gittiler. Kıyamet günü Allah onları sizi adaletini icra etmek için aynı yerde toplayacaktır. Kendi yaptığına bak o zaman kıyamet gününde kimin lehine hüküm verileceğini kimin kurtulacağını bileceksin. Ve kurtuluş doğruların olacaktır... Ey Mercane'nin oğlu! Anan yasında ağlasın senin!"

Hz. Zeyneb bu sözleriyle mağrur zalim Ibni Ziyad’ı perişan etti. Bu sözler, aslında bütün zalimleri mahkum ediyordu. Çünkü Allah yolunda şehid olmayı iyilik ve güzellik olarak nitelemişti. Gerçekten de bir insanın, yüce bir dava uğruna şehid olması güzelliğin ve iyiliğin zirvesidir. Ancak Fatama-yı Zehra'nın kızının konuştuğu zalim idareci gurur ve kibirden vazgeçip hemen pes edecek biri değildi. O delicesine bağırarak şöyle dedi: ‘‘Allah asi Hüseyn'i öldürerek bizim kalbimizi rahatlattı."

Hz. Zeyneb hemen karşılığını verdi:

‘‘Evet canıma yemin ederim ki, bizim büyüklerimizi öldürdün ailemizi perişan ettin. Dallarımızı kestin, kökümüzü yok etmeyi amaçladın. Eğer bunlarla kalbin rahat olmuşsa çok iyi rahatlık bulmuşsun’’.

İbn-i Ziyad Hz. Zeyneb'in bu sözleri karşısın da derin bir düşünceye daldı ve sonra şöyle dedi:

"Bu kadın babası gibi sözlerini şair gibi kafiye ve uyum içerisinde söylüyor…’’

Masume 30 Aralık 2008 01:04

Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !!
 
Esirler Yezid'in Sarayında:
O gün Yezid'in sarayı zahiri bir azamete sahipdi. Etraf, renkli perdelerle süslenmiş, bütün sarayı dolduran baharın kokusu, koltuk üzerinde oturmuş dört yüz Beni Ümeyye büyüklerini sarhoş etmişti.

Emevi büyüklerinden biri diğerinin kulağına eğilerek ‘‘yeni haber var mı’' diye fısıldadı.

O, nefret verici bir şekilde kahkahayla gülerek şöyle dedi:

"Bana güzel haberler ulaşmıştır. Öyle haberler ki hatta Hz. Halife de ondan habersizdir. "

Ve o sırada saray hizmetçisinin sesi onun sözlerini böldü. Hizmetçi, giriş kapısının perdesini kenara çekerek yüksek sesle şöyle bağırıyordu

"Yaşasın, Müslümanların aziz halifesi! Yaşasın İslam'ın keskin kılıcı! Müşrik ve bozguncuları öldüren halifemiz yaşasın!’’

Bir kaç hizmetçi ve çocuk, kapının ağzında dizilerek Yezid'in girmesi için yol açtılar. Bir kaç saniye sonra Yezid, kucağında Pelid Abukays ismindeki maymunla içeriye girdi.
Emevi büyükleri, hep beraber ayağa kalkıp, Yezid'in önünde eğildiler. Yezid, münasip sözcüklerle onlara teşekkür etmek istedi ancak çok sarhoş olduğu için müstehcen ve abuk-subuk sözler sarf etti. Ancak başıyla işaret ederek o alçaklara oturmalarını ima edebildi. Yezid, resmi meclislerde altın işlemeli bir aba giyiyordu. Sarışın, zayıf ve ince yapılı olduğu için bir divaneyi andırıyordu. O görünümüyle kucağındaki Ebukays adlı maymuna daha çok benziyordu. Yezid, koltuğun üzerinde oturup kendisi için hazırlanmış yiyeceklere bir göz attı. Altın tabaklar, çeşitli yiyeceklerle doluydu. Yezid, esirleri getirilmeleri için emir verdi. Esirlerin renkleri solmuş, çok hüzünlü ve perişan bir haldeydiler. Mecliste hazır bulunanların bir kısmı çok aşağılık insan olmalarına rağmen, utançlarından başlarını aşağı diktiler. O arada suratının çirkinliğini görenleri iğrendiren, kırmızı yüzlü birisi ayağa kalkıp imam Hüseyin'in kızı Fatıma'yı göstererek Yezid'e hitaben :

"Ey Emir-el Müminin!Bu kızı bana bağışlayın'' dedi.

Fatıma o kadar rahatsız oldu ki, halası Zeyneb'e dönerek, "Halacığım! Başkalarının kölesi de mi olacaktım?’’ dedi. Hz. Zeyneb çok kızgın bir halde o adama şöyle dedi: "Sus! Yezid'in böyle bir şeye hakkı yoktur'' Yezid oturduğu yerde yarım kalkarak; "Evet benim hakkım vardır, istersem böyle birşeyi yaparım'' dedi.

Zeyneb buyurdu:

"Hayır Allah böyle bir hakkı sana tanımamıştır. Ancak, bizim dinimizden çıkıp başka bir dine girersen bunu yapabilirsin."

Yezid gazaplanarak şöyle cevap verdi:

"Benimle böyle konuşamazsın, senin baban ve kardeşin, dinden çıktılar.''

Hz. Zeyneb, ses tonunu yükselterek şöyle dedi: ,

"Ey Yezid! baban ve sen, Allah'ın dinine Ceddim'in, babamın ve kardeşimin vesilesiyle girdiniz!’’

Yezid gazaplanarak Hz. Zeyneb'e şöyle dedi:

"Yalan söylüyorsun ey Allah'ın düşmanı.''

Hz. Zeyneb:

Başını alay edercesine sallayarak şöyle buyurdu.

"Ey Yezid! Güç, hüküm senin elindedir. Zalimce haksızlık yapıyorsun ve kendi saltanatına güveniyorsun. ''Yezid cevap vermedi.

Meclise bir sessizlik çöktü. Adam bir daha:

''Ey Emirilmüminin, bu kızı bana bağışlayın," diyerek birdaha Yezid'den Fatıma’yı kendisine vermesini isteyince Yezid: ''Kes sesini. Allah senin canını alsın'' dedi.

Kerbela kahramanı Hz. Zeyneb, utanmaz ve aşağılık Yezid'in cinayetlerine birini daha eklediğini görüyordu. Yezid, Şehidlerin mübarek başlarının üzerine örtülen örtüyü kaldırmalarını emretti. Sonra elindeki sopayla Imam Hüseyn'nin mübarek dişlerine vurarak şu şiiri okumaya başladı:

"Keşke şimdi Bedirde ölen büyüklerim burada olsaydı da, düşmanlanmızın kılıç ve oklarımızın darbeleriyle nasıl feryad ettiklerini görseydiler. Sevinçle, "ellerine sağlık Yezid" deseydiler."

Yezid şiire devam edip Imam Hüseyin'e hakaret etmeyi sürdürürken aniden Hz. Zeyneb'in gür ve metin sesi sarayı titretti.

Hz. Zeyneb buyurdu:

"Alemlerin rabbi olan Allah'a şükürler ve Peygamber'lerin sonuncusu olan ceddim Muhammed'e selat ve selam olsun. O kalbi kararmış ve kötü huylu, Allah'ın emirlerini çiğneyen ayetlerini inkar eden kişilerine Cehennem'in yakıcı ateşinden başka nasipleri bulunmaz. Ey Yezid! Zannediyorsun ki bize yeri ve göğü daraltmışsın ve bizi esir ederek şehirlerde dolaştırmakla Allah katında aziz ve saygın olmuşsun? Çok ahmakça bir düşünce içindesin senin. Bu insanlık dışı hareketin ne sana izzet ve büyüklük kazandırır ne de Allah katında bizim makam, derece ve yakınlığımızı azaltabilir. Yaptığın çirkin amelinden dolayı çok gururlanıyorsun ve zannediyorsun ki bütün mutluluk ve saadeti elde etmiş, bütün dünya senin olmuştur. Biraz kendine gel, cehalet ve sapıklıktan isyan eden serkeş nefsinin inadını bırak. Ağır ol... Acaba bu adalet midir ki, senin ailen ve hizmetçilerin perde arkasında olsunlar da, Resulullah'm kızları esir edilip, erkekleri yanlarında olmadığı halde şehirlerde dolaştırılarak teşhir edilsin? Ey Yezid! "Bedirde öldürülen büyüklerim olsaydılar da görseydiler!" diyorsun ve kendini suçlu saymıyorsun, çok büyük bir günah işlediğini düşünmüyorsun. Bu sözlerini cennet gençlerinin efendisinin mübarek dişlerine sopayla vurarak söylüyorsun! Nasıl vurmayasın ki? Bu pak kanları dökerek yer yüzünün parlak yıldızları olan Abdulmuttalib ailesinin yarasına hançer vurdun.!’’

Masume 30 Aralık 2008 01:05

Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !!
 
Hz. Zeyneb, burada biraz sükut etti ve şöyle dedi:

"Ey büyük Allahım! bizim hakkımızı al. Bize zulümeden, zalimlerden bizim intikamımızı al ve bizim erkeklerimizi öldürerek kanımızı akıtanlara gazabını gönder."

Hz. Zeyneb ateşli konuşmasıyla Yezid’in üzerine haykırıyor ve kötülüklerini bir bir ortaya koyuyordu:

‘‘Ey Yezid! Yakında ilahi adalet mahkemesinde yargılanacaksın. Bu cinayetleri işlemeseydim diye arzu edeceksin. Allaha yemin olsun ki ne yaptıysan kendine yaptın, kendi kendini tırmaladın, kendi bedenine yara vurdun. Ey Yezid! Seni bu makam ve koltuğa oturtarak müslümanların boynuna bindirdiler. Yakında anlayacaklardır ki, zalimlerin arasından ne kadar kötü bir zalimi seçmişlerdir. Ey Muaviye'nin oğlu! Yakında göreceksin ki asıl bedbaht, kimsesiz kimdir ve kim kötü bir akibete sahiptir. Ben seni muhatap alacak kadar insan görmüyorum. Şu anda söylediklerim serzeniş ve kınamadan ibarettir. Sen elini bizim kanımıza bulaştırıp kahraman erkeklerimizin pak bedenlerini yerde bıraktın. Şimdi bizim esaretimizi ganimet saydınız. Fazla geçmeden bu kötü işi yapanlar bunun bedelini ödeyeceklerdir. Allah kendi kullarına zulüm ve eziyet etmez. Biz, ona şikayetimizi bildiriyor ve ona sığınıyoruz. Sen de elinden geldiği kadar bizimle düşmanlık yap, hile ve hokkabazlığa baş vur. Ancak Allah'a yemin ederim ki, bizim adımızı silemeyceksin ve bizim vahiy nurumuzu söndüremeyceksin. Ey Yezid! Bilki senin aklın çok zayıf, görüşlerin ise tutarsızdır. Fazla geçmeden ömrün tamam olacaktır. Etrafındakiler dağılacak ve o zaman Allah'ın meleği, "Allahın laneti zalimlerin üzerine olsun." diye seslenecektir. Allah'a hamd ediyorum ki işimizin evvelini saadet ve bağışlanma olarak karar kıldı ve sonumuzu da şahadet ve rahmetle tamamladı. Onun huzurundan şehitlerimize bol sevap ve mükafat temenni ediyorum. Ümit ediyorum ki bizi onlara layık ve gurur verici temsiciler eylesin. Zira o şefkatli ve bağışlayıcıdır. Allah bize yeter. "

AşıkıZehra 30 Aralık 2008 01:38

Cvp: Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !!
 
ALLAH RAZI OLSUN senden gerçekten tarihi bir konuşmadır "kerbela şahidi" hz. Zeynebin bu hutbesi.

Kufe önce İmam Aliye , sonra İmam Hasan'a ve en sonundada İmam Hüseyin'e ihanet etti...O zamanlar Irak'ın başkenti iken bugün kuş uçmaz kervan geçmez 3 bin nüfuslu bir kasaba olarak duruyor...

Masume 30 Aralık 2008 01:53

Cvp: Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !!
 
Ne kadar mert hz.Zeyneb annemiz nasılda meydan okuyor yezit(l.a) ve taraftarlarına (l.a) o olmasaydı bize kadar ulaşmayacaktı kerbela

RABBİM onların yolundan ayırmasın bizleri

nasıl dayandı o kadar acıya iman gücü bu olsa gerek

''çocuklarını savaş meydanına gönderiyor ellerine kalkanı veriyor çocukların beli bükülüyor,

kalkanın ağırlığından. Dik dur diyo sen benim oğlumsun .Şehit olduklarında hiç ağlamıyor ağlarsa imam Hüseyn(as) üzüleceğini biliyor.Ali asger'e ağlıyor

evlatlarına ağlamıyordu''

Masume 30 Aralık 2008 02:14

Cvp: Hz. Zeynep Kerbela'yı Haykırıyor !!
 
Alıntı:

Abdulbakii Üyemizden Alıntı
baştan sona okudum... yazılanlardan bazıları bildiğim konuşmalar. Ama bilmediğim ilkkez duydugum çok konusma var. Dolayısıyla ve mumkunse kaynak rica ediyorum

kerbelaya yıllardır huzur gelmez, hep kan akar bugunde oldugu gibi...

Kaynak: zeynepder.org
Dr. Mahmud Hekimi

Tercüme: Şirali Bayat

ama ben bunların hepsini duymuştum yanlış oldugunu düşündüğünüz biryer var mı?


SAAT: 13:54

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306