Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   İslam Düşünce Tarihi (https://www.forum.medineweb.net/548-islam-dusunce-tarihi)
-   -   İlahiyat Önlisans 2.Sınıf İslam Düşünce Tarihi 7. ve 8. Ünite Özeti (https://www.forum.medineweb.net/islam-dusunce-tarihi/20638-ilahiyat-onlisans-2sinif-islam-dusunce-tarihi-7-ve-8-unite-ozeti.html)

Milena 07 Ocak 2012 11:40

İlahiyat Önlisans 2.Sınıf İslam Düşünce Tarihi 7. ve 8. Ünite Özeti
 
İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİ

Ünite 8- Felsefe Eleştrileri ve Cevapları (Tehâfütler Geleneği)

Eleştirisel bir düşüncedir.
Yunan felsefesinin tercümesiyle beraber Müslümanlar tarafından tanınan felsefe Müslüman düşünürleri üçe ayırdı.

1- sırf felsefe yapanlar
2- felsefeyi dinle uzlaştıranlar: filozoflar temsil eder.
3- felsefi metodla dini savunanlar.: kelamcılar temsil eder

kindi,farabi, ibn.sina gibi filozofların felsefeyi dinle uzlaştırma çabaları felsefenin Müslüman toplumlarca kabul görmesini sağladı.

Selçuklular döneminde sırf felsefecilik yapan Batıniler siyasal anlamda sorunlara neden oldular bundan dolayı felsefeye de tepki oluşmuştur.

Felsefeyi başta tamamen reddenler
- Hanbeli – zahiri fıkıh ve hadis ekolü
- Klasik selefiyye
- İlk dönem şia
- Malikiler
- İlk Şafii

Bunlara göre insanın ihtiyaç duyduğu her şey Kuran ve hadislerin zahirinde mevcuttur.Kuran ve sünnet dışındaki dinle ilgili görüş ve yorumlar bidattır.

Kelamcılar ve flozofların telif etmek istedikleri unsurlar şunlardır
- alem ezeli ve ebedi midir?
- İki ALLAH mümkünmüdür?
- ALLAH ın zatı ve sıfatları nedir?
- ALLAH tarif edilebilirmi?
- Gök canlımıdır?
- Gök ruhları cüz’i leri bilirmi?
- Ruh nedir?
- Cesetler dirilirmi?
- Mucize mümkünmüdür.
Bu soruları siyasi hareketlerde kullanmaya başlanmasıfelsefenin eleştirilmesinde etkilidir.

Hasan sabahın felsefi fikirleride kullanarak dine Batıni yorumlar getirmesi şii Batıniliğin gelişmesi Selçuklu devletinin siyasi gücünü zayıflatması karşısında SELÇUKLU NİZAMİYE MEDRESESİİN BÜYÜK HOCASI GAZALİbu fikirlerin kaynağı olan görüşleri eleştirmek içinsaray tarafından görevlendirilmiştir.bunun üzerine felsefeye karşı en sert eleştirilerin kaynağı olan tehafütül felasifeyi kaleme almıştır.ve tehafüt geleneği başlamıştır.

ELEŞTİRİ / TEHAFÜT GELENEĞİNİN ORTAYA ÇIKIŞI

Tehafütül felasife (filozofların tutarsızlığı) anlamında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Tehafüt geleneğinin ortaya çıkış nedenin başında felsefe-din ilişkisi görünür.
Siyasi ayrışmalar beraberinde düşünce alanında farklılıkların oluşmasına sebebiyet vermiştir.gazalinin tehafütül felasifeyi yazmasındaki nedenlerden biri filozofların ehli sünnetle bağdaşmayanfikirlerini eleştirerekeşariliği güçlendirme olduğu söylenebilir.

Gazaliözellikle avam (geniş halk kitleleri) olarak inananların inançlarını onları tehdit eden fikirlerden korumaktı.
Gazalibenim amacım varlıkların hakikatini bilmektir.bunun için önce bilginin hakikatini onun ne olduğunu araştırmak gerekir.der.ibn Rüşd de aynı gayededir.

Gazalinin tehafütül felasifeyi yazdığı dönem mantığın ve felsefi yöntemlerin kelam ilmine girmeye başladığı dönemdir.
İbn Rüşdün dönemi ise felsefi yöntemlerin yaygınlaşıp kelami eserlerin felsefi nitelik taşıdığı dönemdir.
Tehafütler kelami eserler değil felsefi eserler kategorisindedirler.

Gazalifilozofları daha çok ****fizik görüşlerinin dini ilkelerle örtüşmediği gerekçesiyle eleştirmiştir.

EBU HAMİD EL-GAZZALİ:

Nizamülmülk ün sarayında siyasi danışman olarak görevlendirilmiştir.amaçları şunlardır:
- hasan sabbahın başkanlığını yaptığı siyasi cinayetler işleyen Batıniliği düşünce düzeyinde durdurmak
- mısırda el-ezheri kuran ezher şiasının kültürel gelişmesiyle rekabet etmek
- nişaburda insanlara inançlarından dolayı zulmeden mutezileye cevap vermek

ELEŞTİRİNİN İLK ESERİ :GAZZALİ VE TAHAFÜTÜL-FELASİFE

Gazali döenemine kadar kelamcılar veya Müslüman alimlerin felsefeyi tenkidleri ferdidir.
Felsefeye ilk ciddi tepkiyi gazali vermiştir.tehafütül felasife eseri ile ibn sina ve farabi nin metafizik fikirlerinin hedef almıştır.

Gazalifilozofların görüşlerini üç kısıma ayrmıştır.
1- bir kısmı bütünüyle dini inançalara çatıştığından dolayı onları reddetmek gerkmektedir.
2- Dini inançlarla bir bağlantısı yoktur.bunlar mantıkriyazigeometri ile ilgili ilimlerdir.
3- Din ile felsefe arasındaki asıl tartışma ilahiyattabiiyyatkonusundaki görüşlerdir.
Bu görüşlerden dolayı gazali filozofları tenkit ve küfürle itham etmiştir.özellikle ilahiyyat ve tabiiyyatı ilgilendiren alanlara yönelmiştir.

Gazali filozofları eleştirmek işinefelsefe öğrenmekle başladı.bir yıl okuma bir yılda mütelal sonunda MAKASİDUL-FELASİFE eserini yazmıştır.MAKASITI dört başlıkla ele almıştır:

1-RİYAZAT:matematik ve geometri olup bunların dinle çelişen yönleri yoktur.inkar edilemezler.
2-İLAHİYAT:filozofların buradaki çoğu görüşü yanlışdoğruları azdır.
3-MANTIK:görüşlerin çoğu doğruyanlışlar azdır.anlaşmazlık yalnızca kavramlar ve onların kullanılmasındadır.anlam ve gayede itilaf yoktur.
4-TABİİYYAT:bu alanda hak batıladoğru yanlışa karışmıştır.galip ile mağlup hakkında hüküm vermek mümkün değildir.

GAZALİNİN FİLOZOFLARI ELEŞTİRİDE HAREKET NOKTALARI

- Gazaliye kadar felsefeye eleştiriler felsefe bağlam içerisinde idi.gazali ile beraber felsefi içeriğe dini terminolojisinde tekfir (küfürle itaham) kavramı girmiştir.gazalinin tehafütünde filozofları küfürle itham etmiştir.
-Bu şekilde konuyu iman noktasına getirmesi yüzyıllarca tartışmaların gündemde olmasının sebebidir.
-Gazaliden sonra felsefeye yeni fikirler üretmek yerine kelami görüşlerin yaygınlaşmasına neden olmuştur.
-filozofların görüşlerini ispatlamada yetersiz olmaları gazaliye göre: idda ettikleri gibi burhani olmayıp zannidir.
- Gazali filozofları sadece metafizik ve tabiiyyat alanında yirmi konuda eleştirmiştir.
-bu melelerin üçünde küfürle itham etmiş
-onyedi meselede filozofların bidat içinde olduklarını vurgulamıştır.

ELEŞTİRİLERE CEVAP:İBN RÜŞD VE TEHAFÜTÜT-TEHAFÜTÜ

Gazalinin eleştirilerine ilk ciddi karşı koyuş Endülüslü filozof ve fakih ibn rüşdden tehafütüt tehafüt eseriyle gelmiştir.
İbn rüşd aristotelesi şerh eden ve onu en iyi bilen kişidir.
- cesetlerin haşri meselesi
- Allahın cüz’iyyatı
- Alemin kıdemi
Bu konularla küfürle suçladıkları anlamda kullanmadıklarını ibn rüşd tehafüt eseriyle dile getirdi.
İbn rüşdü DEVVANİ yorumlamıştır.tekfiri islam filozoflarını kapsamamlıdır der.

İBN RÜŞD SONRASI TEHAFÜT GELENEĞİ

Tehafütlerin kaleme alınmasının başlıca nedenleri şunlardır:
1-başta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere devlet yöneticilerinin akli ve felsefi ilimlere ilgisi.
2 -felsefe ve kelam arasında ortak olan temel problemleri bilimsel seviyede tartışma isteği
3-din-felsefe ilişkisinin incelenmesi
4 -gazzali ve ibn rüşdün tehafütlerinin incelenip karşılaştırma yapılararak değerlendirilmesi
5 -fıkhi alanda dinamizmin yeniden canlandırılıp devam ettirilmesi arzusu
6 -düşünce alanında tenkitçi ortamın hazırlanmasını sağlayarak taklitten uzak orijinal fikirlerle
Çözümün üretilmesi.

Gazaliden sonra gelen FAHREDDİN RAZİ: felsefe ile kelamı birleştirmiştir.
Fahraddin raziden sonra HOCAZADE ALİ TUSİ VE HOCAZADE Yİ fatih görevlendirmiştir.
Gazali ve ibn rüşd tehafütleri etrafında yazılan eserlerin konuları dört kategoride değerlendirilir.
1-tabiiyyata ait meseleler
2-ilahiyata dair meseleler
3-alemle ilgili meseleler
4-gök hakkında meseleler

mehmet akif2 01 Şubat 2013 14:23

Cevap: İlahiyat Önlisans 2.Sınıf İslam Düşünce Tarihi 8. Ünite Özeti
 
İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİ

Ünite 7


- Osmanlı Düşüncesi



OSMANLI DÜŞÜNCESİNİN TARİHSEL DÖNÜŞÜMÜ ESTETİK İMAR KAYGISI:


Osm. toplumunun yükseliş ve duraklama döneminde Felsefe sorun olarak algılanmaz.


Genel dünya görüşünü belirleyen çerçeve ya da sınırlarını belirleyen bir anlam dünyası değildir.


Var olan pratik dini anlam dünyası içinde kendisine olumlu ya da olumsuz şekillerde “yer verilen’’ bir şeydir.

Osm. düşünürlerin genel tutumu sentezleme yoluyla fikir üretmektir.


Osm. düşünürlerin çoğunluğu için düşüncenin kendisine dayanacağı zemin ya da mekan sorunu yoktur.


En önemli disiplin mantıktır (Aristocu mantık geleneği)


Mantık sentez faaliyetinin kurallarını veren bir disiplindir.

mantık estetik imar çabasının zorunlu bir unsurudur.

mimar anlayışında kaygılar estetiktir.

Beşeri faaliyet alanlarının ALLAH’ın kainatta kurduğu nizama göre estetik bir ahenk içinde İmar edilmesidir.

ZİHİN estetik ahengi için FELSEFEye


İNANCIN estetik ahengi için KELAM


RUHUN estetik ahengi için TASAVVUFA


SÖZÜN estetik ahengi için ŞİİRE


KULAĞIN estetik ahengi için MUSIKİYE


EYLEMLERİN estetik ahengi için AHLAKA


TOPLUMUN estetik ahengi için SİYASET EKONOMİ HUKUKA


MADDİ YAPILARIN estetik ahengi için MİMARİYE

Yukarıdaki mantık kuralıyla yaklaşmaktadır.


- Estetik imar bilincini yönlendiren temel unsur dini bir dünya görüşü olduğundan


ALLAH’ın kainatta kurmakta olduğu düzenin bir tür yansıması ya da benzerini üretmek temel hedeftir.

-Yukarıda saydığımız alanlarda üretim yapan osm. Düşünürlerin kabaca Platoncu “asıl-kopya’’ ikiliğine dayalı felsefe yapma tarzını sürdürürler.

Osm. düşünürleri sentez işlemini belli bir amaç ideal hedef kavram doğrultusunda yapar.


bu doğrultuda fizik ve **** fizik araştırmalarına hikmet adını verir.

Hikmetin ortaya çıkarılma tarzı mantığa dayandığı için soyutlayıcıdır.


bu yüzden Osmanlının yükseliş ve duraklama dönemlerinde verilen eserlerin genele karakteri soyutlamaya dayanması ve düşünülür olmasıdır.

Osm. Düşüncesinin genel olarak estetik imar kaygısıyla hareket etmesi


tüm estetik yapıların genel sorununa maruz kalmasına neden olmuştur.



KENDİ İÇİNE KAPLILIK:


Estetik yapılar iç ahenge önem veren


kendi içinde tutarlı olan

kendi içinde kapalı

anlam dünyalarına sahip yapılardır.

kendi dışını bir karışıklık olarak görür.

Osmanlı düşünürleri
;


kodlama: (ku-ru-sö-z-g-i-t-m-e)

KULAK (MUSIKİ)

RUH (TASAVVUF)

Z(ŞİİR)

ZİHİN (FELSEFE)

GÖZ(GÖRSEL SANATLAR)

İNANÇ(KELAM)

TOPLUM (SİYASET HUKUK EKONOMİ)

MADDİ UNSURLAR(MİMARİ)

EYLEM (AHLAK)


Gibi alanları kapsayan genel bir imar (medeniyet) faaliyetini gerçekleştirirken


farklı birikimleri sentezleme yoluna gitmişlerdir.

bunu yaparken dünyayı estetik olarak iç ve dış olarak ikiye ayırmışlardır.

İÇ estetik imar faaliyetlerinin gerçekleştiği mekanlar


DIŞ estetik ise bu imar alanın dışında kalan dünyayı göstermektedir.



BÖLÜNMÜŞ (YATAY) BİLİNÇ:


Yükseliş döneminin genel özelliği olan estetik imar kaygısı duraklama döneminde


Yerini iç ve dış arasındaki genel kabullerin sarsıntısına yani


Kendi kendine yetmezliğin kaygısına bırakmaktadır.

Osmanlı


eğitim

bilim

askerlik

hukuk gibi alanlarda yenilik arayışları içerisine girdikleri ve

kendi dünyalarını eski ve yeni şeklinde farklı açıdan algıladıkları görülür.

bu duruma bilincin kendi içinde bölünmesi sorunu adı verilir.

Duraklama dönemi osmanlı düşünürlerin özelliği; bölünmüş bilinç sorunuyla yüzleşmeleridir.


Yükselme
döneminde estetik imar bilinci (DİKEY)

Duraklama döneminde bölünmüş bilinç farklı unsurları eski yeni şekliyle tarihsel(YATAY)
Organize etmeye başlanmıştır.



ZEMİN (MEKAN ) KAYBI:


Osmanlının çok farklı alanlarda sürekli kayıplara ve güçsüzlüğe maruz kalması


Yükseliş Dönemine hakim olan “sabit mekan’’ algısını ortadan kaldırmıştır.

bununla beraber osmanlı düşünürleri ilk kez mekan-sızlık

zemin-sizlik

yani kaos sorunuyla yüzleştiler.

Osmanlıda çöküş döneminde düşünürlerinin sorunu kaos sorunudur.


yükseliş döneminde sorunlar estetik imar faaliyetine bağlı sorunlardır.


çöküş döneminde ise “hangi zeminde”


siyaset

ekonomi

sanat

felsefe

bilim gibi faaliyetlerin gerçekleştirileceğidir.

Son dönem osm. Düşünürlerinin temel özelliği kaos-kozmos ikilemi içinde düşünce üretmektir.


Batıda üretilen felsefi eserlerin


son dönem osm. düşünürleri için önem arz etmesi

hızlı bir çeviri faaliyetinin gerçekleşmesi felsefi tartışmaların yapılması

birbirine zıt felsefi akımların aynı anda osm. sınırları içinde taraftar bulması kaos-kozmoz sorunuyla yakından ilgilidir.

Felsefe kaybolmakta olan zemin yerine sağlam zemin arayışı için önem kazanmıştır.


Osmanlı düşünce tarihinde felsefe ilk kez konumlandırılan bir husus olmaktan çıkmış ve


farklı unsurların konumlandırma faaliyetine dönüşmüş

yani dünya görüşü haline gelmiştir.



TARİHSEL DÖNÜŞÜMÜN TANIKLARI



ESTETİK İMAR SÜRECİNE KATKI YAPANLAR



KAYSERİLİ DAVUD(DAVUD EL-KAYSERİ):


Orhan gazi tarafından iznikte kurulan Osmanlı devletinin ilk medresesinde uzun yıllar müderrislik yapmıştır.


İbn. Arabi’nin vahdeti vücut(varlığın birliği)öğretisini felsefi kavramlarla yorumlayarak sentezlemesi


yani kelam tasavvuf ve felsefeyi ortak bir dil içinde buluşturmasıdır.

Osmanlı medreselerine hakim olan akli ve keşfi ilimler birlikteliğine öncülük etmiştir.


Selçuklu medreselerinde ortaya çıkmış birikimi osm. medreselerine aktardığı için


iki farklı dönem arasında köprü şeklinde görülür.

Farabi ibn. Sina Müslüman meşşai filozofların varlık ve zaman görüşlerini eleştiren ebul berekat bağdadi nin yaklaşımlarını kendi açısından eleştirerek farklı zaman anlayışı geliştirmiştir.


Zaman anlayışını nihayetül beyan fi dirayetiz-zaman adlı eserinde dile getirmiştir.

İbn. Arabi’nin füsusul-hikem adlı eserine yazdığı matlau hususilkilem fi mania fususil-hikem adlı eseriyle ünlenmiştir.


ibn Arabinin varlığın birliği öğretisini felsefi kavramlarla savunmuştur.




BEDREDDİN SİMAVİ (ŞEYH):


Hem fıkıh hem de tasavvuf felsefesi alanında eserleriyle önem kazanmış düşünürdür.


Düşünür olmanın temel şartını bilgi aktarımından ziyade şahsi görüş ve ittihatlar geliştirmeye bağladığı için

eserlerinde şahsi yaklaşım ön plandadır.

Hemen her husus ALLAH’n varlığının zuhuru açısından açıklamaya çalışmıştır.


Felsefe tasavvuf ve kelam alanlarını kapsayan eseri VARİDAT ‘tır.


Klasik ehli sünnet çizgisi dışına çıkmıştır.


Onun ”maddeci panteizm”e yaklaşan çözümler getirdiği kanaatiyle değerlendirilmiştir.




MOLLA FENARİ:


Osmanlı devletinin ilk şeyhülislamıdır.


Kurumsal ve pratik akıl nakil keşf gibi klasik bilgi yollarını aynı anda benimseyen ve temsil eden bir düşünürdür.


Şerhi isagoci yakın zamana kadar medreselerde okutulan mantık kitabının yazarıdır.


Molla fenari;

Kayserili davud


bedreddin simavi gibi

vahdeti vucut savunucusudur.


TEHAFÜT GELENEĞİNİN SAVUNUCULARI:

Kodlama: (kemal-hoca-mu-m-ya-m)

KEMAL
PAŞAZADE(İBN KEMAL)

HOCAZADE (MUSLİHİDDİN MUSTAFA)


MUHAMMED KARABAĞİ

MÜEYYEDZADE(ABDULLAH ÇELEBİ)

YAHYA NEVİ EFENDİ

MESTÇİZADE ABDULLAH EFENDİ Osmanlı döneminde devam eden tehafüt geleneğinin temsilcileri olarak dikkat çekerler.

Tehafüt geleneği ilk önce GAZALİNİN farabi ve ibn sinanın fikirlerini eleştirmek için yazdığı tehafütül-felasife adlı eseri ile başlamış ve


İBN RÜŞDün hem gazaliyi yer yer farabi ve ibn sinayı eleştirdiği tehafütüt –tehafüt adlı eseriyle gelişme göstermiştir.

Fatih sultan Mehmet Osmanlı döneminde tehafüt geleneğini devam ettirmiştir.


- hocazade tehafütül felasife

- ali tusi kitabüz-zahira adlı eserler yazmışlardır.

- Osmanlı entelektüellerinin gözünde en en büyük türk filozoflarından HOCAZADE sayılır.


- Tehafüt geleneğini sürdüren düşünürlerin ortak yönlerinden biri tasavvuf geleneğidir.


- Akıl-nakil yöntemiyle sorunlara yaklaşmışlardır.


MOLLA LÜTFİ:



Risale
fi tahkiki vucudil-vacip eseri ile

ibn sinanın görüşlerini özetlemesi ve

eski ve yeni kelamcıların filozofları yanlış anladığını ileri sürmesi tehafüt geleneğine katkı olarak görülür.




TAŞKÖPRÜLÜZADE:


Kendisinden sonra kurumsal(felsefi) tartışmaların alanını net şekilde belirlemiştir.


yani pratik dini inanç içerisinde estetik imar kaygısını ilimlerin arasında konumlandırmasıdır.

İlimlerin tasnifi MEVZUATÜL ULUM eseri vardır.



BÖLÜNMÜŞ (YATAY) BİLİNÇ TECRÜBESİ:


Katip çelebi için nakli ilimlerin kavranmasının temelinde akli ilimler vardır.


öncelikle akli ilimlerin öğrenilmesi bu bilgiler ışığında nakli ilimler kavranmalıdır.

Osm. yönetimi askeri ilmi teknik alanda Avrupadaki gelişmeleri ve kendi sıkıntısını fark etmeye başlamış


avrupaya elçiler göndermiştir.

bu teşebbüsler sonrasında. Osmanlı topraklarında ilk İbrahim müteferrika matbaayı kurdu.

Bölünmüş (yatay) bilinç öncelikle mekan algısının değişmesiyle ortaya çıkmıştır.


üst mekan-alt mekan şeklinde batıyı aşağı görmek yerine

batı ilerleyebilmek dönüşebilmek için temas kurulması gereken bir mekandır.

Gerekli alanlarda atılımların gerçekleştirilmemesi mekan kaybı ortaya çıkarır.


NOT: İmar faaliyeti için gereken zemin ya da mekan nerdedir? Sorusu çıkar.


bu durum Osmanlının yıkılış zamanlarında bir kaos düşüncesine yol açar.

ZEMİN (MEKAN) ARAYAN DÜŞÜNÜRLER:


Osm. düşüncesinin son tarihsel dönüşümü klasik **** fizikten


modern **** fiziklere geçişi temsil eder.

**** fizik olarak felsefe bu dönem düşünürleri için kurtuluş teolojisidir.

**** fizik olarak felsefe yapma çabası siyasi alanda Osmanlı devletinin geleceği kurtarma adına


İSLAMCILIK

BATICILIK VE

TÜRKÇÜLÜK gibi üç türlü yaklaşımla açığa çıkmıştır.

Son Osmanlı düşünürlerini **** fizik olarak felsefeye yönlendiren etken


Osmanlı toplumunun sorunlarına genel bir çözüm yolu bulabilmektir.

ALINTIDIR


SAAT: 14:55

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306